MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Müslümanlık/İslamiyet (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/)
-   -   İslam Tarihi - Hudeybiye Antlaşması (https://www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/325287-islam-tarihi-hudeybiye-antlasmasi.html)

_Yağmur_ 18 Haziran 2010 09:02

Hudeybiye Antlaşması
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Hudeybiye Antlaşması
hudeybiye barış antlaşması

  • İmza
    • - yer Mart 628
    • Hudeybiye
  • İmzacı devletler
    • Mekkeli Müşrikler
    • MedineliMüslümanlar
  • Dilleri
    • Arapça
Hudeybiye Antlaşması başka bir deyişle Hudeybiye Barışı, 628 Mart'ında MedineliMüslümanlarla Mekkeli Müşrikler arasında yapılan barış antlaşmasıdır.
Hicretin altıncı yılıydı. İslam hızla yayılırken Mekke'liler korku ve çaresizlik içindeydiler. Hendek savaşındaki başarısızlıklarıda bu korku ve çaresizliği derinleştirmişti. Tam da bu sırada Peygamber Muhammed ve ashabı Beytullah ziyareti için Mekke'ye doğru yola çıktılar. Mekke'liler müslümanların savaş için geldiklerini zannedip korkuya kapıldılar, anlaşma teklif ettiler.Ve böylece 628 yılında hudeybiye barış antlaşması imzalanmıştır. Hudeybiye ismini imzayı attıkları yakın köyün isminden almıştır. Bu antlaşma ile Mekkeliler İslam Devletini hukuken tanımışlardır.

Maddeleri:
  • Müslümanlarla karşı taraf arasında 10 yıl savaş olmayacak, iki tarafın hiçbiri diğerinin malına ve canına el atmayacak.
  • Müslümanlar bu yıl Beytullah'ı ziyaret etmeksizin geri dönecekler. Gelecek yıl üç günden fazla olmamak üzere Mekke'ye gelip Beytullah'ı ziyaret edecekler. Bu üç gün süresince Mekkeliler şehir dışına çıkacaklar.
  • Müslümanlardan Kureyş'e sığınacak olursa, geri döndürülmeyecek, fakat onlardan müslümanlara sığınanlar geri döndürülecek
  • Müslümanlardan Hac, Umre ve ticaret için Mekke'ye gideceklerin canları ve malları güven altında olacak. Kureyş tarafında Mısır'a ve Şam'a gidenlerle ticarette bulunmak üzere Medine'ye gelenlerin de canları ve malları güven altında bulunacak
  • Kureyş'den başka diğer kabileler isterlerse müslümanların, isterlerse Kureyş'in koruması altına girebilecek.
Önemi :
  • Mekkeliler, Müslümanların siyasî varlığını resmen kabul ettiler.
  • Barış ortamının oluşması islamiyet'e geçişi hızlandırdı.
  • Mekke'nin fethi kolaylaştı.
  • Müşriklerin müslümanlığın varlığını tanıdığı resmi ilk belgedir.


Daisy-BT 22 Kasım 2010 22:49

Hudeybiye Antlaşması
 

Hz. Peygamber Hicret'in 6. yılı Zilkade ayında (M.Mart-Nisan 628) 1500 kişiyle birlikte Mekke'ye gidip Kabe'ye ziyaret etmek maksadıyla yo­la çıktı. Müslümanlar umre maksa­dıyla hareket ettiklerinden yanlarına sadece kılıçlarını almışlardı. Müşrik­ler, Hz. Peygamber ve ashabının ha­reketini haber alınca toplanıp durumu müzakere ettiler ve Müslümanları Mekke'ye sokmamaya karar verdiler.

Hz. Peygamber bir elçi gönderip Ka­be'yi ziyaret maksadıyla geldiklerini bildirdi. Fakat müşrikler red cevabı verdiler. Resûlullah (S.A.V), bu de­fa Hz. Osman'ı gönderip müşrikleri ikna etmek istedi. Bir süre sonra Hz. Osman'ın şehid edildiğine dair haber­ler geldi. Bunun üzerine Müslüman­lar bir ağaç altında toplanarak "ölün­ceye kadar savaşmak üzere" Resûlul­lah (S.A.V)'a biat ettiler (Biat-ı Rıd­van). Hz. Osman geri gelip durumu Hz. Peygamber'e anlattı. Kureyş müşrikleri bu yıl Müslümanların Mekke'ye girip Kabe'yi ziyaret etme­lerine razı olmuyordu. Müşriklerin temsilcisi Süheyl b. Amr ile Resûlul­lah (S.A.V) arasında yapılan Hudey-biye anlaşmasının şartları şunlardır.

1. Müslümanlar bu sene Mekke'­yi ziyaret etmeksizin Medine'ye döne­cekler.
2. Gelecek sene Mekke'yi ziyaret edebilecekler, fakat üç günden fazla kalmayacaklar.
3. Müslümanlar silahsız gelecek ve yanlarına sadece kınlarında duran kı­lıçlarım bulundurabilecekler.
4. Müslümanlar Mekke'de bulu­nan Müslümanlardan hiçbirim yanla­rında götürmeyecekler, Medine'ye gi­den Müslümanlardan Mekke'de kal­mak isteyen olursa onu bırakacaklar.
5. Müslümanlardan veya müşrik­lerden biri Medine'ye sığınacak olur­sa Kureyş'e teslim edilecek, fakat Müslümanlardan biri Kureyş'e sığına­cak olursa iade edilmeyecektir.
6. Arap kabileleri istedikleri taraf­la birleşmekte serbesttir.

Hudeybiye anlaşması zahiren Müslümanların aleyhine görünüyor­du fakat aslında İslam'ın muzaffer hayatına bir başlangıç teşkil ediyor­du. Hudeybiye anlaşması Müslüman­ların manevî zaferiyle sonuçlanmıştı. Allah Taala Kur'an-ı Kerim'de bu an­laşmadan bahsederken "Biz sana ger­çek zaferlerin kapısını açtık*" buyu­ruyor (K. 48/1). Hudeybiye anlaşması İslamiyet'in yayılması uğrunda atılmış sağlam bir temeldir ve bu temel hiç­bir zaman sarsılmamıştır.

İslam Ansiklopedisi


Mavi Peri 27 Haziran 2012 23:04

Hudeybiye Antlaşması

İslâm dininin kurucusu Muhammet'in Mekkelilerle yaptığı antlaşma (628). Hendek Savaşı Mekkelilerin başarısızlığıyla sona erince, Muhammet 1.500 kişiyle birlikte Kâbe'yi ziyaret etmek istedi (Umre); 13 Mart 628'de bu amaçla yola çıktı. Mekke'ye 17 km. uzaklıkta Hudeybiye denilen yere gelindi. Muhammet, Osman'ı Kureyşlilere gönderdi, ancak Osman'ın öldürüldüğü söylentisi çıktı. Müslümanlar savaşa hazırlandılarsa da, Kureyşlilerle barış yapmak zorunda kaldılar. Barışın başlıca koşulları şöyledir: 1) Barışın süresi 10 yıl olacak. 2) Müslümanlar bu yıl Kâbe'yi tavaf etmeyerek geri dönecekler. 3) Müslümanlar gelecek yıl, yanlarında bir kılıç olduğu hâlde Kâbe'yi ziyaret edecekler. 4) Müslümanlar İslâmiyet'i kabul eden Mekkelileri Medine'ye almayacaklar, kendilerine geri verecekler. Buna karşılık bir Müslüman Mekke'ye sığınırsa Mekkeliler onu Müslümanlara geri vermeyecek. 5) Arap kabileleri, iki taraftan biri ile anlaşmakta özgür olacak. Bu barış, Müslümanlara karşı gibi görünüyorsa da, gerçekte Kureyş bu anlaşmayla Müslümanları resmen tanımış oldu.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi


plum 25 Şubat 2013 18:02

Hudeybiye Antlaşması
MsXLabs.org

Hudeybiye Antlaşması başka bir deyişle Hudeybiye Barışı, 628 Mart'ında Medineli Müslümanlarla Mekkeli Müşrikler arasında yapılan barış antlaşmasıdır.

İslam tarihinde Hz. Muhammed (SAV) devrinde Mekke’deki putperest müşrikler ile
628 yılında yapılan antlaşma. Antlaşma, Mekke yakınında bulunan Hudeybiye köyünde yapıldığı için bu adı aldı.

Müşriklerin Müslümanlarla yaptıkları Hendek Savaşında yenilip Mekke’ye dönmelerinden bir sene sonra, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem rüyâsında eshâbı ile birlikte Mekke’ye gidip emniyet içerisinde Kabe’yi tavâf ettiklerini gördüğünü Eshâbına anlatmış, Eshâb-ı kirâm bunu işitince çok sevinmişlerdi. Bunun üzerine eshâbıyla birlikte Kâbe-i muazzamayı ziyâret (tavâf) etmek niyetiyle yola çıktı. Bin beş yüz kişi kadar idiler. Maksatları ziyâret olduğu için yanlarına yolcu silâhından başka silâh almamışlardı. Zül-Hüleyfe denilen yere gelince ihrâma girdiler. Yanlarında getirdikleri yetmiş kadar kurbanlık deveye de işâret vurdular. “Lebbeyk” sedâlarıyla yola devâm ettiler. Peygamber efendimiz müşriklerin tutumunu öğrenmek ve geliş maksatlarını bildirmek üzere Bişr bin Süfyân’ı Mekke’ye gözcü gönderdi. Netîcede Kureyşlilerin haberdâr ve Müslümanları Mekke’ye sokmamakta kararlı oldukları öğrenildi. Diğer bâzı kabîleler de müşriklerle birleşmişlerdi. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem Kusvâ adındaki devesi üzerinde yola devâm ediyordu. Mekke’ye yaklaşınca devesi birden çöktü. Eshâb-ı kirâm kaldırmak için ne kadar uğraştıysa deve kalkmadı. Bunun üzerine Peygamber efendimiz;
“Onun böyle çökme âdeti yoktu. Bir zamanlar filin Mekke’ye girmesine mâni olan Rabbim, şimdi de Kusvâ’ya mâni oluyor.” buyurdu.
Peygamber efendimiz, Hudeybiye’ye gelince, Haraş ibni Ümeyye’yi Kureyş’e gönderip savaş için değil, ziyâret için geldiklerini haber verdi. Kureyş ise bu haberciyi öldürmek için üzerine hücûm etti. Geri gelip durumu Peygamberimize bildirdi. Bu sırada Müslümanlarla dost geçinen Huzâa Kabîlesinin reisi Büdeyl, Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem), müşriklerin tutumu hakkında haber getirdi. Buna Peygamber efendimiz; “Biz savaşmaya gelmedik, Kâbe’yi ziyârete, tavâf etmeye geldik. Kureyş ise savaşa kalkışıyor. Bu onlara zarardır. İsterlerse onlarla bir antlaşma yapalım. Sonra bizim dînimize isterlerse onlar da tâbi olsunlar. Eğer antlaşmaya yanaşmazlarsa Allah’a yemîn ederim ki, onların hepsini katledinceye kadar savaşırım. Artık cenâb-ı Hakk’ın emri ne ise yerine getiririz.” buyurdu. Huzâa Kabîlesinin reîsi Büdely, Peygamber efendimizle görüşdükten sonra Mekke’ye dönüp Kureyşlilere gördüklerini anlattı.

Büdeyl’in bu haberini iyi karşılamayan Kureyşliler yeniden temas kurmak için Sakîf Kabîlesinden Urve’yi gönderdiler. Urve, Peygamberimizle görüşüp geri döndü. O da Müslümanların savaş niyetinde olmadıklarını bildirdi. Gördüklerini anlattı. Eshâb-ı kirâmın Peygamberimize bağlılığına hayrân olmuş, böyle bir bağlılığa hiç rastlamadığını îtirâf etmişti. Mekkeliler yine iknâ olmadılar. Müslümanlar üzerine baskın yapmak için askerî bir birlik gönderdiler. Peygamberimiz bu birliği esir aldı. Ancak harp niyetinde olmadığı için serbest bıraktı. Durumu îzâh etmek üzere Mekke’ye hazret-i Osmân’ı gönderdi ise de, onu alıkoydular. Ona; “İstersen sen Kâbe’yi tavâf et. Başka kimseyi salamayız.” dediler. Hazret-i Osmân da; “Peygamber efendimiz olmayınca ben aslâ ziyâret etmem.” dedi.

Hazret-i Osmân beklenen zaman içinde dönemeyince, Kureyşliler tarafından şehid edildi şâyiâsı çıktı. Peygamberimiz hemen Eshâb-ı kirâmı topladı. Durumu görüştü. İslâmiyet uğrunda canlarını fedâ etmek için eshâbını bî’ate (sözleşmeye) çağırdı. Hep birlikte savaşarak şehid olmaya, aslâ dönmemeye söz verdiler. Peygamberimizin elini tutarak bî’at ettiler. Hazret-i Osmân adına da Peygamberimiz bî’at yaptı. Bu bî’ate “Bi’ât-ür-Rıdvân” adı verildi (Bkz. Bî’at-ı Rıdvân).

Müslümanların Resûlullah efendimize karşı mutlak itâatını, dinlerine olan bağlılıklarını gösteren bu bî’at, Kureyşliler tarafından duyuldu. Mekkelilerin içine korku düştü. Bu korku sebebiyle göz hapsinde tuttukları hazret-i Osmân’ı derhâl serbest bıraktılar. Peygamberimiz ile sulh yapmak için Amr ibni Süheyl başkanlığında bir heyet gönderdiler. Uzun bir görüşmeden sonra on sene geçerli kalacak olan “Hudeybiye Antlaşması” imzâlandı.

Hudeybiye Antlaşmasının başlıca şartları şunlardı:

1. Bu antlaşma on yıl geçerli olacak, bu zaman içinde iki taraf birbiriyle harb etmeyecekler.

2. Müslümanlar bu sene Kâbe’yi ziyâret etmeyecek. Ancak bir sene sonra ziyâret edecekler.

3. Kâbe’yi ziyârete gelen müslümanlar üç gün kalacaklar. Yanlarında yolcu silâhından başka silân bulundurmayacaklar.

4. Müslümanlar Kâbe’yi tavâf ederken, Mekkeli müşrikler dışarı çıkacaklar, Müslümanlarla temâs etmeyecekler.

5. Kureyşlilerden biri velîsinin izni olmadan Müslümanlar tarafına geçerek Medîne’ye giderse iâde edilecek. Müslümanlardan biri Kureyş tarafına geçerek Mekke’ye giderse iâde edilmeyecek.

6. Diğer Arap kabîleleri istedikleri tarafın himâyesine girebilecekler. Müslümanlarla veya müşriklerle birleşmekte serbest kalacaklar.

Bu antlaşmadan sonra Mekke’den birçok kimse Müslüman olup Medîne’ye gitmek istediği hâlde müşrikler bırakmadılar. Geri çevirdiler. Peygamberimiz bunlara; “Sabredin, Allahü teâlâ size de kurtuluş yolu gösterecektir.” buyurdu. Bu antlaşmadan sonra Peygamber efendimiz Hudeybiye’de yirmi gün kadar kaldı. Kurbanlarını burada kestiler ve Medîne’ye döndüler. Dönerken yolda “Fetih” sûresi nâzil oldu. Bu sûrede, Hudeybiye Antlaşmasının birçok fetihlere başlangıç olduğu bildirildi. Müslümanlara fetih ve zafer kapısı açıldı.

Antlaşma gereğince Müslüman olduğu halde Medîne’ye gitmeleri engellenen Müslümanlar da, birer ikişer Şam yolu üzerinde Ays denilen bir yere toplandılar. Sayıları üç yüze ulaştı. Şam’a giden ticâret yolunun kapandığını ve ticâretlerinin engellendiğini gören Kureyşliler, elçi göndererek daha önce Medîne’ye gitmeleri engellenen Müslümanların Medîne’ye gidebileceklerini, anlaşmanın bu maddesinden vazgeçtiklerini bildirdiler. Şam yolu üzerinde bulunan üç yüz kişilik Müslüman kâfilesi de Medîne’ye giderek, Peygamberimize kavuştular. Sabırlarının netîcesini elde ettiler.

Önemi


Mekkeliler, Müslümanların siyasî varlığını resmen kabul ettiler.

Barış ortamının oluşması islamiyet'e geçişi hızlandırdı.

Mekke'nin fethi kolaylaştı.

Müşriklerin müslümanlığın varlığını tanıdığı resmi ilk belgedir.

Hudeybiye antlaşması on yıl süreyle yapıldığı halde, iki yıl sonra müşrikler, verdikleri söze uymayarak antlaşmayı bozdular. Müslümanlar ise, bu kısa süren sulh döneminden çok mühim netîceler elde ettiler. İki yıl içinde Müslümanların sayısı birkaç misli arttı. Bu antlaşma ile Müslümanlar ilk defâ bir devlet ve bir kuvvet olarak kabul edildi. Bir yıl sonra da Peygamber efendimiz eshâbıyla birlikte Mekke’ye giderek Kâbe’yi ziyâret ettiler. Bundan sonra çevredeki hükümdârlara İslâma dâvet mektupları yazıldı. Her geçen gün insanlar Müslüman olmakla şerefleniyordu. Peygamber efendimizin vefâtına kadar İslâmiyet, bütün Arap Yarımadasına yayıldı.

kaynak



Saat: 23:26

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık