Dostluk Adına Hersey Bu Konu Altında Geçecek Arkadaşlar.. Ben Bi Şiir İle Başlıyorum.. ;) Yürü Gönül Yürü Dostundan Kalma Yürü gönül yürü dostundan kalma Daim hatırını soruver gitsin Eski düşman sakın dost olur sanma Arkasından bıyık buruver gitsin Eğer arif isen dünyadan el çek Yalan meydan aldı tükendi gerçek Baktın bir düşmanın seni serecek Sakalına piyaz veriver gitsin Ey Dertli bu alem dost düşman olur Kişi sevdiğine son pişman olur Öfke baldan tatlı çok ziyan olur Hayr et yüzün hake sürüver gitsin Aşık Dertli |
RÜZGAR VE GÜNEŞ Güneş ve Rüzgar, hangisinin daha güçlü olduğu konusunda tartışırlar. Ve rüzgar. - "Sana benim daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım "der. - "Şuradaki yaşlı adamı görüyor musun hani şu üstünde palto olan. Bahse girerim o paltoyu üstünden senden çok daha çabuk sokup alabilirim." Bu denemeye razı olan güneş bir bulutun arkasına gizlenir ve rüzgar bir fırtına gücüyle esmeye başlar. Ancak rüzgar şiddetini ne kadar artırırsa yaşlı adam da paltosuna o kadar sarınır. Sonunda rüzgar pes edip durulur ve güneş bulutun arkasından çıkarak yaşlı adama sıcacık gülümser. Bunu gören yaşlı adamın yüzünde bir hoşnutluk ifadesi belirir. Ve paltosunu çıkarır. İddiayı kazanan güneş rüzgara; "Dostluk ve Naziklik her zaman haşinlik ve zorbalıktan daha güçlüdür..." der. |
1 ek Dost var.. Dost var.. Ve dost var.. |
|
ben şunu anladım ki dostluğun vakti hiç bir zaman geçmiyor, lise dostlukları, üniversite dostlukları, (daha tatmadım ama) askerlik dostlukları hep paylaşılan zor durumlarla güçleniyor. güzel günlede kurulan dostluklar o güzel günlerin bitmesiyle bitebiliyor. gözlemlediğim kadarıyla dost diyebileceğim insanlar hata yapmaya başladıkları zamanki sohbetlerimizin bir yerinde, benden hep şunu istediler : Beni bi dövsene sen yaaa :)) demek dost dosta dayak atınca darılmıyomuş :) şu an okulum bitti ve çalışıyorum. sağdan soldan dostlarım iş haberleri yolluyorlar, ben onlara yolluyorum. yanımda 3 dostum var şimdi üniversiteden. değişik şehirlere dağıldık, farklı coğrafyalardan geldik ama kurduğumuz bu dostluk ebedi. türkiye haritasını önüme aldığım zaman bir ağ kurabiliyorum :) bundan da büyük bir keyif alıyorum. bu aralar her şey o kadar güzel denk geliyor ki sizlede bunu paylaşmak istedim. insanları sevin dostunuz olsunlar. (eski kız arkadaşlarım olmasın :) ) |
|
GERÇEK DOSTLARA GERCEK DOSTLARA/Can DUNDAR Hani,diyorum da,insanin gercekten mükemmel bir dostu olsa... “Ona”,söyle,içine sindire-sindire,kocaman bir sarilsa... Yüreklilikle soylediginiz...”Canim benim!..dediginiz...Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz,sıcacık biri... Cesur,sempatik,azimli,kararlı... Arayan,soran,”Seni özlüyorum”diyen biri. Böyle bir canli ile her şeyi konuşabilir,paylaşabilirsiniz. Yanıltmaz! Anlayişla karşilar her şeyi... Hatalari,günahlari-sevaplari,her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla... bir arayiş içinde olmanıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıka gelir zaten.Bir gun bakarsınız,kapınızda... Bir da bakmışsınız sımsıcak sohbetler,derin konular,sırlar,paylaşımlar... Kimseye söyleyemediğinizi,en yakınınıza anlatamadığınızı,geçmişteki İzleri,geleceğe dairlerinizi,sadece ona anlatır olursunuz. Kadin,erkek farketmez. Bir dost bulun!Ama gerçek olsun. Aradığınızda işinizi degil,sizi soran... Kötü gününüzde ev sahibi,iyi gününüzde kiracınız olsun. Anlatsın,konuşsun,açık-seçik,korkmadan yaşasin.Güvensin! Cinsiyeti olmasın!Bir kartal kadar haşin,bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun. Doğrulari söylesin.Gözleriyle ve kalpten konuşsun. Yaşasin!Doya doya yaşasin,doya doya yaşatsın. Beyninden değil,yüreğinden versin.”Olsun varsın!paylasırım.”desin. Bir dostunuz olsun. Sizi ve benliğinizdekileri paylassin...Dost olsun!Ama...Gercek bir dost.. D O S T C A K A L I N........... |
|
DOST Kocaman bir karışıklığın içine düştüğümde, doğrulardan da, yanlışlardan da vazgeçtiğimde... Durduğumda, bir yere gitmediğimde ya da arkama dönüp bakmadığımda, son sürat uzaklaştığımda... Dört yanıma yüksek duvarlar örüp, ayaklarıma kalın zincirler bağladığımda ya da duvarlarımı yıkıp boşluğa ağladığımda... Soracak sorum, aradığım cevap varken, kımıldayacak gücüm olmadığında... Öylece kalakaldığımda yani... Öylece... Kalakaldığımda... Körfezden esen rüzgara yüzümü vermek, Marmara'yı uçurmak, billur yapıp savurmak ve mutlaka serinlemek gibidir bir dostla konuşmak... Bu ne büyük bir nimettir... Hani bir gelinize bakar yanınızda olmak için... Belki konuşmak, belki saatlerce susmak için. Vardır... Bilirsiniz... İki eli kızıl kanda olsa çıkıp gelecektir, eminsinizdir... Bunu bildiğinizden hayat üstünüze, üstünüze geldiğinde, kirpi gibi dikenlerini çıkarmak, kaplumbağa gibi kabuğuna çekilmek ya da derin su balıkları gibi en derinlerde bir kaya dibine gizlenmek yerine... Dosta sığınır insan. O yüzden " İyi ki varsın.." dendiğinde, dudaklar değil, yürektir konuşan. CAN DÜNDAR |
|
Saat: 21:50 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık