Dünya unutmak istemiyor, Türkiye ise hatırlamak... 80'li yıllar dünyada büyük değişimlerin yaşandığı, duvarların yıkıldığı ve 2000'leri hazırlayan yıllar olarak kabul ediliyor. Oysa Türkiye'de aynı yılları yaşayanların birçoğu, o günleri hatırlamak bile istemiyor. İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Mirror, Allison Martin ve Warner Breaks adlı iki muhabirinin yetişkinler arasında yaptığı bir araştırmayı taşıdı sütunlarına. Bu araştırmaya göre 80'ler dünyada köklü değişimlerin ve yeniliklerin yılları olarak kabul görürken, Türkiye'de aynı yıllar sancılı bir dönem olarak ortaya çıktı. MODA, MÜZİK, SİNEMA Müzikten modaya, sinemadan sosyolojiye kadar Türkiye'nin 80'lerini konuştuğumuz uzmanlar, o yılların en tatsız, tuzsuz ve zevksiz yıllar olduğu konusunda hemfikirdi. Mirror gazetesindeki araştırmaya göre 80'li yıllar yuppiler, Kajagoogoo gibi gruplar dikkate alındığında kültürel açıdan en 'aşağı' 10 yıl olarak nitelendirse de araştırmada bu yılların birçok kişi için 'unutulmaz' olduğunun altı çizildi. 60'lı yıllar en iyi moda ve en iyi müziklerin yaşandığı yıllar olarak tarihe damgasını vururken, araştırma 80'li yılların da kendi unutulmazlarını ve en iyilerini yarattığını gösteriyor. Boy George 80'li yıllarda Karma Chameleon adlı şarkısı ile listelerin başında yer alıyordu. Bunu U2, Duran Duran grupları izledi. E.T, o günler için en iyi film seçilirken, bu dönemde yapılan unutulmaz filmler arasında Back to Future ve Top Gun vardı. DUVARLAR YIKILDI 80'lerin en önemli olayları ise Band Air'in konseri, Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve John Lennon'un suikastı oldu. Türkiye'de ise dünyanın aksine 80'ler neredeyse unutulmak istenilen yıllar olarak görülüyor. Askeri darbenin ve ekonomik krizin etkileri 90'lara kadar tüm ülkede ağırlığını hissetiriyor. İşte, sinema, moda ve sosyolojinin gözüyle Türkiye'de 80'li yıllar... Sabah Gazetesi 11 Şubat 2004 |
68 kuşağı ve 70 gençliği 'memleketi kurtarma' davaları peşinde koştu, 90'ların gençliği 'kendini kurtarma'nın önemini fark etti! Gençlik 'birey' olmayı keşfetti 'Çemberimde Gül Oya' adeta kayıp bir kuşağın öyküsünü anlatıyor. 12 Eylül'ün baskıcı ortamında, solda ve sağda politik idealler peşinde koşan genç insanlar oradan oraya savruldu. Günümüz gençleri, anne ve babalarının yaşadıkları bu dramatik öyküleri biraz hayret biraz şaşkınlıkla izliyor. Duygular ve insan tipleri artık oldukça değişti... Bir televizyon dizisi Türkiye'nin az bilinen ve çokça üstü örtülen bir dönemine yeniden ışık tuttu. Kanal D'de her cuma oynayan 'Çemberimde Gül Oya'. Yönetmen Çağan Irmak'ın bu dizisi, özellikle 40-50 yaş grubundaki insanları çok duygulandırdı. Hatta daha yaşlı olanları da... Çünkü birçok kişi orada kendisinden izler buldu... 80'li yılların Türkiye'si... 12 Eylül askeri darbesinin öncesi ve sonrası... Kamplara bölünmüş Türkiye... Kurtarılmış bölgeler... Paylaşılmış sokaklar... Bölünmüş aileler... Fırtınalı aşklar... Savrulan hayatlar... İşkence, acı ve ihanetler... Tam 'dizi film' gibi yıllar... 'Çemberimde Gül Oya'yı izleyen ve o dönemi yaşamış olan birçok kişi bugün ister istemez kendisine soruyor: Bütün bunlar için değer miydi? O işkenceler, acılar, kavga ve nefret boşuna mı yaşandı? Yoksa bugün nostaljik hüzünlerin ötesinde hâlâ bir anlamı var mı? Belki öncelikle şu saptamayı yapmak gerekiyor: Hızla değişen, hatta çok hızla değişen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. İnsanlar değişiyor, anlayışlar değişiyor, politikalar ve idealler değişiyor. Ve tabii ülkenin gençliği de değişiyor. 68 kuşağı adeta bir ihtilal bildirgesi ile büyümüş bir kuşaktır: Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi! Bu kışkırtıcı, ateşleyici ve vatan konusunda ciddi bir sorumluluk yükleyen milliyetçi metnin okullarda ezberlendiği yıllarda büyüyenler; sol, Marksist, sosyalist, Maocu düşünceleri bunun üzerine rahatlıkla ketçap döker gibi döküp benimsediler. Emekten yana olmak, halktan yana olmak, 'Bağımsız ve Sosyalist Türkiye'den yana olmak, ABD emperyalizmine karşı olmak... İnsanların günlük yaşantısını, kaderini, seçtiği safı, okuldaki grubunu, gittiği kahvehaneyi belirleyecek kadar önemli kıstaslardı. Bunlara karşı olmak da önemliydi. Komünizme karşı olmak, solculardan nefret etmek, onlarla savaşmak, milliyetçi, ülkücü gençlerin yaşam nedeniydi... İslamcılık henüz bu kadar güçlü değildi, ama ülkücü milliyetçilik sapına kadar silahlı ve örgütlüydü... Sonradan çek-senet tahsilatına başlayacak kadar yaygın ve organize idi... İşte 80'li yıllar daha güzel bir Türkiye için birbirinden nefret eden bu kampların ve baskıcı devlet mekanizmasının sonunda her ikisini de ezdiği bir kargaşa ortamında yaşandı. Örgüt, grup ve cemaatler Evet, politize bir gençlikti bu. Varlık nedenini politik kamplaşmaların rüzgârında buluyordu. Örgütler, gruplar, cemaatler içinde birey olduğunu, insan olduğunu, değer olduğunu hissediyordu. İdealleri, ülküleri, ilkeleri uğruna savaşmanın, çatışmanın yaşamak denen maceranın özü olduğuna inanmıştı... Yüzlercesi öldü, binlercesi işkencelerden geçti, binlercesi hapishanelere düştü, okulunu bıraktı, geleceğini kararttı, ailesini, belki eşini ve arkadaşlarını bu uğurda terk etti. Büyük bir bölümü 30'lu 40'lı yaşların eşiğinde, adeta hayata sil baştan yeniden başlamak zorunda kaldı... Ve 90'lı yıllara, 2000'lere gelindiğinde, bu eski kavgalar, eski kamplaşmalar adeta unutulmuştu. Sayfaları yağmurda silinen eski bir defter gibiydi o yıllar... Günümüz gençliği değişen Türkiye'de tamamen farklı bir atmosferde büyüdü. TV, cep telefonu ve internet 80'li yılların gençliği için bugün 'ileri teknoloji' bile sayılabilir. Ve çoğu kayıp kavgaların, yitik davaların peşindeki ana-babaların çocukları olan günümüz gençliği, artık kendi gerçekliği içinde büyüyor. Keşfettiği en büyük gerçek politik kampların dışında 'birey' olarak büyüme şansı... İlkeleri, idealleri, ülküleri olabilir. Ama bunlar onun mutlaka bir gruba, partiye, örgüte ait olmasını gerektirmiyor. Gençliğin eskisi gibi kitlesel örgütleri de kalmadı. Maç ve konserler dışında gençleri kitlesel olarak bir arada görmek bile zor... Onlar AB'ye aday bir Türkiye'nin ufukları hayli globalleşmiş çocukları... Onları eski kitaplarla kandırmak zor... 80'li yılların ideal uğrunda koşan gençleri ne kadar delikanlıysa, dünya olaylarını cool bir şekilde izleyip, kendi bireysel kurtuluşunu ve kariyerini hesaplamaya çalışan gençler de o kadar delikanlı... Belki en önemli farkları, siyasal heyecanların rüzgârına kapılmayacak kadar bilgili ve 'görgülü' olmaları... Babaları ve analarının anlatılan, anlatılmayan öyküleri yeni kuşak gençlerini 'özgürleştirdi' ise, 80'li yılların gençliğinin çektiği acılar ve verdiği kayıplar pek de boşa gitmiş sayılmayabilir... 70-80 gençliği
2000 gençliği
|
1980'ler Vikipedi, özgür ansiklopedi 1980'ler. 1 Ocak 1980'den 31 Aralık 1989'a kadar olan 10 yıllık zaman dilimini kapsamaktadır.Bu 10 yıl içerisinde görülen, refaha yönelik değişimler yeni endüstri ekonomileri için Batı'nın kültür göçünü, sosyal, ekonomik değişimleri ve genel karışıklıkları ifade eder. Bu süre içerisinde uyuşturucuya karşı küresel bir savaş başlatılır. ABD, otomobil üretimindeki pazarını Japonya'ya ve diğer ülkelere kaptırır. Ucuz iş gücü bunu takip etmiş, birçok küresel üretim tekniklerini Meksika, Kore, Tayvan, Çin ve Doğu Avrupa'daki geleneksel üretim kaleleri almıştır. Yeni orta sınıf ekonomiler eski Sovyet Bloğu Ülkelerinde ve dünyanın diğer bölümlerinde su yüzüne çıkmaya ve radikal dini hareketler Orta Doğu'da kendini açığa çıkartmaya başlamıştır. Berlin Duvarı'nın yıkılışı 1980'lerin en iyi bilinen olaylarından bir tanesidir. Batı dünyası, Ronald Reagan'ın ABD başkanı, Helmut Kohl'ün Almanya şansölyesi, Brian Mulroney'in Kanada başbakanı ve Carlos Salinas de Gortari'nin Meksika başkanı seçilmesi ile sağ görüşlü politikacılar ve yükselen neoliberalizm arasındaki rekabete şahit olmuştur. Doğu dünyasında ise komünist devletlerin hâkim ekonomilerinin zor duruma düşmesi, Polonya, Macaristan, 1989 Çin Tiananmen meydanı ayaklanması, Çek devrimi gibi birkaç komünist rejimin çökmesi veya çökertilme girişimleri ve Warşova Paktı ile Romanya'daki diktatörlük ve Orta ve Doğu Avrupadaki diğer komünist rejimlerin dönüşümleri, komünist rejimlerde SSCB’deki perestroyka ve glasnostrejimleri gibi yenilikçi politika dalgalarıyla sonuçlandı. Bu, 1980 sonları devletlerin sonbaharının mor geçişi olarak adlandırılır. 1989’da Varşova Paktının dağılmasıyla, Sovyet Birlikleri batı dünyası ile olan düşmanlıklarını terk ettiklerini açıklamış ve böylece Soğuk Savaş bitmiştir. Bu değişimler 1990'lar ve 21. yüzyılda da hissedilmeye devam edilecektir. Birçok 3. dünya ülkesi, özellikle Afrika ülkeleri, 1980'lerde geniş bir borç krizine şahit olmuşlardır. 1980'ler ayrıca 1970 ve 1990'larda dahi olmayan bir nüfus patlamasına sahne olmuştur. Bu büyüme, sadece gelişmekte olan bölgelerde değil, batı milletlerinde de görülmüştür. Nüfus artışı özellikle Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya’da çok hızlıydı ve yıllık artış oranı %4’e yakın olmaktaydı. Thatcher ve Reagan Toplumsal akımlar
1980'lerin kültürü tüm dünya çapında benzer etkiler göstermiştir, şöyle ki; Amerika’daki "Seksenler" ile Avrupa ve Asya’daki "Seksenler" benzerdi.
Zeka Küpü
Moskova’daki 1980 Yaz Olimpiyatları, 1979’da Sovyetlerin Afganistan’ı işgali dolayısıyla ABD ve diğer 64 ülkenin düzenlediği protesto nedeniyle engellenmiştir.Los Angeles’taki 1984 Yaz Olimpiyatları ise, Moskova’daki 1980 Yaz Olimpiyatları'ndaki ABD ve diğer ülkelerin düzenlediği protestoya cevaben Sovyetler Birliği, diğer Doğu Bloğu ülkeleri ve müttefikleri tarafından boykot edilmiştir. 1984 Kış OlimpiyatlarıSaraybosna, Yugoslavya (şimdiki Saraybosna, Bosna Hersek)'de düzenlenmiştir. Yugoslavya Olimpiyatları düzenleyen ikinci komünist ülke olmuştur, fakat 1980'de Sovyetler Birliği'nde olduğu gibi batı ülkelerinden herhangi bir boykot gelmemiştir. Jamaika Milli Kızak Takımı Kanada'daki 1988 Kış Olimpiyatlarında her dönem artık klişe olmuş şekilde yalnızca sürekli kış yaşayan kuzey ülkelerinin etkili olabildiği kış olimpiyat oyunlarında kendilerinden beklenmeyen bir iyi performans sergileyerek dünyayı şaşırtarak medyanın ilgi odağı oldular. 1988'deki Jamaika kızak takımının yaşadığı olaylardan esinlenilerek beş yıl sonraDisney’in yapımcılığında Cool Runnings filmi yapılmıştır. 1986 sezonunda bir dizi ölüm ve sakatlıktan sonra FIA, Grup B müsabakalarını yasaklamıştır. Moda 80'lerin 2. yarısında genç bayanlar tarafından tercih edilen şort benzeri sıkı, dar mini etekler popüler moda öğelerindendi. Tüm modern dönemlerde olduğu gibi, bilindik kültürde 80'ler modası, farklı çağlardan farklı trendleri birleştirmekteydi. Bu yönelim de modanın ilerlemesine yardımcı olmuştur. 80'lerin belirteci haline gelmiş en tutucu ve en erkeksi moda görünümü, geniş kullanım alanına sahip omuz vatkalarıydı. 70'lerin moda silüeti arka tarafı gevşek ve üstten daha geniş giysilerle özdeşleşirken, bu moda türü 80'lerde tamamen değişerek hem erkek hem de kadınlarda gevşek gömlekler ve daha sıkı ve dar pantolonlara dönüşmüştür. Erkekler, insanlara zenginliklerini sergileme eğilimlerinin bir sonucu olarak güçlü takım elbiseler giymeye başladılar. Giyim markaları bu dönemde inanılmaz derece önem kazandılar. Ralph Lauren ve Calvin Klein markaları bunların önde gelenlerindendi. ABD’de Madonna "Material Girl" olarak anılmaya başlandı ve birçok genç kız onun modasına ayak uydurmaya gayret gösterdiler. Ünlü film Flashdance (1983) genel olarak halk içinde sweatshirtlerin tanınmasını sağladı. TV dizileri olan Dallas ve Dynasty'de benzer etkiyi bırakmışlardır. Siouxsie ve The Banshees grubunun solisti Siouxsie, punk öncesi 80'ler gotik modasına ilham kaynağı olmuştur. Yeni Romantik ya da yeni romantisizm, gençler arasında oldukça popüler bir moda akımı olarak 80'li yıllarda ortaya çıkmıştır. Frank Zappa ve The Mothers of Invention Kafa bantları 1982 yılında moda oldu. Bu moda ilk Kaliforniya'da başladı ve buradan yayıldı. Diğer yerleşik tarzlar da tozluklar ve minieteklerde yaşandı, özellikle de Amerikalı amigo kızları tarafından giyilen kısa, alt tarafı geniş etekler olan ra-ra etekleri yaygınlaştı. Profesyonel dansçıların provalarda kullandıkları temel eşya olan tozluklar, 1982 yılında gençler arasında akım haline geldi. Minietekler ilk olarak 70’lerin başında sahneye çıktı. Bu stiller Valley Kız akımının ünlü olduğu zamanda popüler Frank Zappa ve Moon Unit Zappa şarkılarıyla hatırlanmıştır. O zamanlar moda olan birçok şey harcanırken minietekler popüler çizgisini sürdürdü ve 80'ler ve 90'ların başı boyunca iş kadınlarının takımı olmak adına bir seçenek durumunda kaldı. Genel olarak bu mini etekler tozluklarla beraber giyilmekteydi. Bu çizgiler Amerikan Apparel gibi günümüz modasının mağazalarında hala yer bulmaktadır. Görünüş olarak ise tek renk, basit örnekli ve aynı şekillerle 80'lerin silüetini yansıtmaktadır. İngiltere'de tozluklar çoğunlukla dar kotlar, uzun kazaklar veya süeter ve yüksek topuklu ayakkabılarla birlikte giyilmektedir. Giyinme Kültürü Dynasty dizisi 80'li yıllarda Amerikan kadınlarının modasında büyük bir etki bıraktı. Dynasty dizisindeki Linda Evans tarafından ün kazanan omuz vatkaları, 80'li yıllarda ve hatta 90'lı yılların ilk üç senesinde popülaritesini sürdürdü. 80'li yıllarda kadınlar arasında omuz vatkalarının birden popüler olmasının arkasında yatan neden, belki de kadınların artık iş hayatında ender olmadıklarını göstermekti ve "takım elbiseleri" ile ofiste artık erkeklerle eşit olduklarının mesajını vermekteydiler. Birçok kadının omuzlarının iç tarafındaki çeşitli boylarda tutturulabilen vatkalar Velcro idi. Dynasty televizyon dizisi 80'lerde dünya çapında 250 milyon kişi tarafından izlenerek Amerika'nın yaygın moda çizgisine etkilerde bulundu. Hedef kitlesi kadınlar olan dizi, kadınların daha fazla mücevher takarak ekonomik durumlarını sergilemeleri yönünde etkilenmelerini sağladı. Sentetik kumaşlar 80'lerde artık demode oldu. Yün, pamuk ve ipek yeniden yaygın hale gelmişlerdir. Erkelerin iş giysileri 70'lerden beri ilk kez ince çizgililere dönüş yapmıştır. Yeni ince çizgililer, 30 ve 40'ların takım elbiselerine göre daha dar ve daha hoş olmakla birlikte, 70'lerdekilerle aynıydılar. Üç parçalı takım elbisler gündemden 80'lerin başlarında düşerken, klapa takım elbiseler daha dar hale geldi (50'lerin tarzına benzer). 70'lerde genel olarak beş altı düğmelik uzun yelekler giyilirken, 80'li yıllara gelindiğinde boyları daha kısaldı ve dört düğmelik yeleklerin giyilmesi yaygınlaştı. 80'lerde kravatlar daha dar bir hal aldı ve deriden ince modeller yapıldı. Hem iş hayatında, hem de günlük giyimde alttan düğmeli yakalar yeniden kullanılmaya başlandı. Bu arada kadın modası ve iş ayakkabıları, 50'ler ve 60'ların başlarında popüler olan hallerine döndü ve sivri uçlu ve çivili topuklu bir hal aldı. Bazı mağazalar, beyaz renkte kanvaz veya saten kaplı moda ayakkabılar depoladılar ve onları müşterilerin istekleri doğrultusunda boyayarak renklendirdiler. Genç kadınlar arasında en popüler ayakkabılar açık renkli ve yüksek topuklu ayakkabılar iken, Jellies'te görüldükten sonra renkli, transparan plastik tabanlı ayakkabılar popüler hale gelmiştir. 80'lerin zirvedeki mankenleri, Carol Alt, Christie Brinkley, Elle McPherson, ve Paulina Porizkova olmuştur. Dans Giyimi Jane Fonda Aerobik egzersiz ve dans temelli televizyon dizileri ve filmlerinin ünü bir dans giyim modası oluşturdu ve buna bağlı olarak tozluk gibi profesyonel dans giysileri sokaklarda giyilmeye başlandı. 1983 yapımı olan Flashdancefilmi, kadınlar arasında bir omzu açıkta bırakılmış sökülmüş kazakları yaygınlaştırdı. Streç dansçı giysileri de bu dönemde renkli hale geldi ve oldukça fazla giyildi. Diğer dans giyimi esinlenmeleri Olivia Newton John'un Physical vidyosunda ve Jane Fonda'nın aerobik kuşağı videolarında yer almıştır. Miami Vice Görünüşü 80'lerde erkek giyiminde renkli çizgilerde bir patlama görüldü. Gittikçe ünlenen televizyon dizisi Miami Vice'tan etkilenen erkekler pahalı suit ceketler altına özellikle açık veya pastel renklerde sıradan tişörtler giymeye başladılar. Ceket altına tişört görünüşü genellikle kirli sakal ile birbirine eşlik ettiler, bu akım da Miami Vice dizisindeki Don Johnson karakteriyle ün kazandı ve bu tarzı kendilerine örnek alanlar bu karakterdeki gibi ayakkabılarını çorapsız giyme eğilimi gösterdiler. 80'lerin sonlarına doğru ortaya çıkan erkekler için diğer bir popüler görünüş biçimi de Hawai tişörtleridir. Bu tişörtler çoğunlukla dikişli spor ceketlerle giyilerek birbirinin tamamlayıcısı olmuşlardır. Çoğunlukla gri ve beyaz olmakla birlikte hem günlük, hem iş elbisesi olarak giyilmişlerdir. İş takımı olarak giyildikleri zamanlar, çoğunlukla kravatsız giyilmekteydiler. |
1980'ler Hair metal Seksenlerin sonlarında, asitle yıkanmış kotlar ve deri ceketler her iki cinsiyet için de popüler olmuştur. Asitle yıkama, deriyi kimyasal olarak ağartma, kumaşın liflerini bozarak solmaya maruz bırakma, kumaşın orijinal boyasından farklı tonlar oluşturarak kumaş üzerinde beyaz çizgiler ve noktalar oluşturma işlemlerinden oluşur. Bu oluşum heavy metal modası olarak tanındı (on yılın sonlarına doğru her iki cinsin ilgisini çeken geniş kıvırcık saç türleriyle hair metal olarak anıldı). Jem fabrikasyonla üretilip, hem de elde işlenen solmaya maruz bırakılmış ve sökülmüş kotlar, Poison gibi metal müzik grupları sayesinde popüler bir moda eğilimi haline gelmiştir. Moda dünyasında modayı belirleyen kimselerin eşcinsel erkekler olduğuna dair yaygın bir düşünce olmasına rağmen, 80’li yılların moda kültüründe eşcinsel öğeler önemini kaybetmiştir. Dış mekân giyiminde geniş yürüyüş botları, kotlar ve fanila gömlekler moda haline gelmiştir. Erkekler için kadınsı, kadınlar için erkeksi tarzda giyim toplum arasında hızla yayılmıştır. Dövme ve piercing yaptırma kültürü başlangıç göstermiştir. Preppy 1987 yılında Aktris Justine Bateman kırpılmış bolero tarzı ceket ve dar, ten rengi Lycra elbisesini giyerken Özellikle ABD’deki tutucu gençler "preppy" olarak bilinen tarzda giyinmeye başladılar. Preppy modası tutucu ve klasik stildeki giysi markaları olan Izod Lacoste, Brooks Brothers, Polo ile hatırlanmaktadır. Preppy giysi tarzına bir örnek olarak düğmeleri altta Oxford gömlek, manşetli bej pantolon ve mokasen ayakkabı gösterilebilir. Diğer popüler giysiler de baklava dokulu süveterler ve yeleklerdir. Preppy giyim tarzı denince akla gelen diğer bir öğe de süveter veya kazakların omuzlardan gevşek biçimde boyuna bağlanmasıdır. 80’lerde preppy modasında uçuk ve kalın tişörtler de tasarımcılarının logolarıyla beraber önemli yer tutmaktadırlar. Saç Stilleri 80’lerde çoğu kadın saçlarını kızıl veya burgonyaya boyamışlardır. Uzun perçemler de o dönemde popülerdi. Kadınlar bu saç stiline uygun olarak tek taraflı geniş küpeler takmaktaydılar. 70’lerde sıkça görülen favoriler, 80 modasında büyük bir önem kaybına uğruyor ve özellikle gençler arasında film ve müzik yıldızlarının etkisiyle büyük ve eksantrik saç şekilleri yaygın hale geliyordu. İçlerinde barındırdıkları parlatıcılarla istenen parlak görünümü ve geniş hacmi sağlayan ve kişilerin saçlarına şekil verilmesinde kullanılan saç köpüklerinin aşırı yaygınlaştığı görüldü. AquaNet gibi saç spreyleri hard rock grubu olan Poison tarafından sıkça kullanılmaktaydı. 1984 yılında favoriler yeniden bir geri dönüş yaptılar fakat bu sefer daha ince, kısa ve 70’li yıllara göre daha düzgün görünümlüydüler. Bu akım 1986 yılının sonlarına dek sürdü. Bu favoriler çoğunlukla (fakat her zaman değil) Mullet (aslan yelesi) saç kesim tarzının bir eklentisi olarak görülmektedir. Mullet birkaç faklı stilde meydana çıkmıştır fakat ana şekli saç boyu yanlardan kısa ve arkadan uzun olacak şekildedir. Mullet banliyölerde ve köylerde genellikle çalışan kesim erkekleri arasında yaygın olmuştur. Bu tutucu görünüş iş dünyasının elit görünümü olan erkeklerde düzgün kesimli kısa ve kadınlarda şık düz saç stilleriyle zıtlaşmaktadır. Beyaz yakalı erkeklerin saç kesimleri yapay bir saç çizgisi oluşturacak biçimde ensenin sık sık traş edilmesidir. Kadın saç stillerinde ise on yılın sonunda birden uzun şekiller hakim oldu. 70'lerdeki en uzunu omuzda olan küt kesimin aksine 80'lerin sonlarında uzun saç modelleri sırt hizasına kadar uzanmıştır. 80'lerin ortaları ve sonları boyunca hem erkek hem kadınlarda saçları ayrımak modaya aykırı bulunmuştur. Kıvır kıvır saçlar genel moda stilinin temsilcisiydi ve dönemin kıyafetleriyle birbirlerini tamamlıyorlardı. "Banana" tokalar ayrıca diğer bir moda ürünüdür. Genç kadınlar uzun ve özgün tasarımlara sahip olan vahşi küpeler takmaktaydılar. Çoğunlukla tek bir küpe takılmaktaydı. Omza kadar uzanan tokalar genellikle çene hizasında veya daha kısa olan saçlarla zıtlaşmaktalardı. Lüle lüle saçlar, zıt renkli çizgiler 80'ler modasında gençler arasında yaygın bulunmaktadır. Bir çok genç kadın on yılın sonlarına doğru saçlarını burgonya veya kızıl renge boyamışlardır. Mücevherat First Lady Barbara Bushmücevher küpeler ve inci gerdanlıklar takmaktadır. Erkekler için küpeler moda açısından büyük yer tutmaya başlamıştır. İnce metal bileklikler (bilezik de denmektedir) 80'lerde bayağı popüler olmuştur ve büyük toplantılarda dahi insanların bileklerinde görülebilmektedir. Elmas veya inci gibi mücevher tasarımları kadınlar arasında yalnızca güzellik açısından değil, aynı zamanda zenginlik ve gücün de sembolü olarak yaygın biçimde kullanılmışlardır. İç Giyim Tasarımları İç çamaşırı hem erkek hem kadınlar için önemli birer moda aksesuarı olmuşlardır. Kadın görünümünde genel olarak dantel süslü pastel renkler hakimdir. Sütyenle beraber yapılan kadın gecelikleri de özellikle ceketin boyun çizgisinden görünür vaziyette olanları iş hayatında tercih edilmişlerdir. Erkekler dahi modayı sıkça takip eder olmuştur. Erkekler için tasarlanan iç çamaşırları da renkli olmuştur, aynı zamanda boxerlar "ince" ve kıç tarafından aşağıya doğru düzgün bir kesime sahiptirler. Her iki cinsiyet ünlülerin sergilediği ve televizyonda gördükleri modaya uygun iç çamaşırları giymeye başladılar. Kadınlar iç çamaşırı için polyestersaten kumaşlara ilgi duymaya başladılar. Çoğunlukla erkek çizgilerinde üretim yapan Jocks şirketi tutucu erkekler için dantelli, Fransız kesimli ürünler üretmeye başladı. Televizyonda Moonlighting'de Cybill Shepherd'in giydiği alt ve üstüyle bir arada olan kadın geceliği, külot ihtiyacını ortadan kaldıran mütevazi bir elbise olarak bayağı popüler olmuştur. Parlak mücevher renginde ipek şarmözler ve Dallas ve Dynasty'de görülen saten bluzlar rağbet görmüştür. Yeni Jockey satıcısı beyzbol oyuncusu Jim Palmer küçük bikiniler ve atlet baskılarında kullanılan dikkat çekici koyu tonlar popüler olmuştur. İç giyim modası Geleceğe Dönüş filminde Michael J. Fox'un eflatun renkli Calvin Klein tasarımları ve Oakland Raiders yıldızı Howie Long'un renkli Hanes bikinilerinden etkilenmiştir. Renkli, desenli, resimli erkek mayoları veya iç çamaşırları göz önüne çıkmıştır ve her yaştan erkekler arasında bayağı ün kazanmıştır. Saatler On yılın başında metal kordonlu dijital saatler modaya ağırlığını koydu. İlk yıllarda popüler olmasına rağmen sonraları baskın konumunu kaybetti. Yeni nesil dijital saatler hesap makineli olarak üretilmiştir ve bunlar ilk veri düzenleyiciler olmuştur. Dönemin ortalarında yetişkinler için kadranlı saatler moda olmuştur. Deri kayışlarda ayrıca bir seçenektir. On yılın sonlarına doğru bazı saatlerin yüzlerinde Roma rakamları kullanılmıştır. Bunun yanında diğer bir ultramodern durum göstergesi de Movado müze saatleridir. Saatlerin on ikisinin göstergesinde tek büyük bir noktadan pırıl pırıl tasarımlar kullanılmıştır. Genç kültür de çınlayan plastik Swatch saatleri tercih etmektedirler. Bunlar ilk olarak Avrupa'da ortaya çıkmıştır ve dönemin ortalarında Kuzey Amerika'ya yayılmıştır. Gençler bu saatlerin ikisi veya üçünü aynı kollarına takmaktaydılar. Gözlükler Güneş gözlüklüSylvester Stallone, 1983. 80'lerin ilk yarısında geniş, plastik çerçeveli gözlükler hem erkekler hem kadınlar için moda olmuştur. Küçük metal çerçeveli gözlükler 1984 ve 1985'de yeniden dönüş yapmıştır ve 80'lerin sonlarında kaplumbağa kabuğu renginde gözlükler moda haline gelmiştir. Bu yeni modalar daha öncekilere göre daha ufak ve ovaldirler. 80'ler boyunca Ray-Ban Wayfarer gözlükleri 1983'teki Tom Cruise'un Risky Business filmiyle popüler olmuşlardır. Ray-Ban Pilot gözlüklerinin satışları 1986 yılında gösterime giren Maverick ve Iceman ile şöhreti yakalayan Tom Cruise ve Val Kilmer'ın oynadığı Top Gun filmiyle %40 artmıştır. Michael Madsen de bu gözlükleri filmlerinde sıkça kullanmıştır. Miami Vice, özellikle Don Johnson'ın oynadığı Sonny Crockett, bir çift Ray-Ban Wayfarer (Model L2052, Mock Tortoise) giyilmesiyle Ray Ban'ın popülaritesini artırarak 1984 yılında satışlarını 720,000'e çıkardı. Müzik 10 yıl ABD'de disko müziğine tepkilerle başladı ve 1970'lerle özleşmiş orkestral müzik gibi birçok müzikten de uzaklaşılmıştır. 1980'lerin müziği daha önce duyulmamış olan bateri eşliğinde sentezör ve klavye ile yapılanelektronik seslerle tanınmıştır. Bu da müzikte önemli bir değişim yaratmıştır. ABD'de MTV kuruldu ve kayıt endüstrisinde müzik vidyoları çok büyük bir etki oluşturdu. Amerikalı Pop artistleri Madonna ve Michael Jackson bu türün öncülüğünü yaptılar ve bunu büyük bir sektör haline getirdiler. New Wave ve Synthpop, birçok İngiliz ve Amerikan sanatçı tarafından geliştirildiler ve özellikle seksenlerin başı ve ortalarında önemli bir fenomen hale geldiler.Hard rock, Heavy metal, Big Hair Bands ve Glam metal, 1980'lerde son derece önemli bir ün kazandılar ve en baskın müzik türleri arasına girdiler. 1985'te birçok sanatçının katılımıyla düzenlenen Live Aid konserleri dikkat çekti ve halkı büyük bir açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan Etiyopya’ya yiyecek göndermek üzere bir hamle yarattı. Hip hop yavaş yavaş güçlü bir müzikal etkiye sahip olmaya başladı. Dünya Compact Disc
|
1980'ler Film Geleceğe Dönüş filminde kullanılan otomobil En İyiler On yıl 70'lerin ortalarındaki film sektöründe yaşanan bomba patlamasının devamıyla başladı. 1977 yılındaki Star Wars'un devamı olan The Empire Strikes Back, 1980 Mayıs ayında yılın en büyük etkiyi yapan filmi olarak başladı. Bu film 80'lerin en iyi filmi olarak gösterildi (IMDb'de 80'lerin filmleri arasında en fazla oyu alan filmdir). Bu filmi üçlemenin sonuncusu olan Return of the Jedi (1983) izledi. Bu gelen, birçok benzer fantastik yapım arasından en fazla sevilen film olmuştur. Superman II 1980 sonunda Avrupa ve Avustralya'da gösterime girdi fakat ABD'de 1981'in Haziran ayına kadar gösterimi yapılmadı. İki yönetmen tarafından yönetilmesi film üzerinde uzunca sürecek tartışmalar yarattı ve bunun sonucunda 2006 yılında Superman II: The Richard Donner Cut gösterime girmiştir. 1978 yılındaki Superman çok yapmacık bulunmasına rağmen, Superman II olumlu tepkiler almıştır. The Empire Strikes Backin başarısı üzerine filmin yapımcısı George Lucas, 1981 yapımlı olan, The Empire Strikes Backte yardımcı oyuncu olan Harrison Ford'un oynadığı Raiders of the Lost Ark filmini yapmak üzere Steven Spielberg ile biraraya gelmiştir. Hikaye, Amerikan hükümeti tarafından kayıp gizemli bir sözleşme sandığını bulmak üzere görevlendirilen arkeolojist ve maceracı Indiana Jones http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/c/c2/Borsalino_Indy.jpg/180px-Borsalino_Indy.jpg Harrison Ford'un Indiana Jonesfilminde giydiği şapka (Ford) hakkındadır ve 1930 tarzı dizilerin yarattığı ilgiyi toplamayı başarmıştır. Film 1981 yılının en beğenilen filmi olmuştur ve devam filmleri de bu on yıl boyunca sürekli en sevilen ilk 10 film arasında bulunmuşlardır. 1982 yılında Spielberg masalsı bilim-kurgu bombasını patlattı ve tüm rekorları alt üst eden, bütün Star Wars filmlerinden %40 daha fazla kazanan ve ilk 50'deki filmlerin 46'sını gelir olarak ikiye veya üçe katlayan E.T. the Extra-Terrestrial'yi yaptı. Bilim Kurgu Seksenlerin bilim kurgu dalgasının devamı olarak Avustralyalı deri ceketli kanun dışı yol korsanlarıyla geleceğin çölleşmiş alanlarında mücadele eden Mad Max2 yapıldı. Diğer bir geleceği anlatan yapım olan New York'tan Kaçış distopik bir geleceği anlatan ve kahramanlık karşıtı bir yapım olarak aynı yıl yapıldı. 1982 yılında diğer bir distopyan yapım olan, Harrison Ford'un hain androidleri araştırma görevini üstlenen bir detektifi canlandırdığıBlade Runner filmi çekildi. Dönemin Bilim kurgu filmleri olan iki Star Wars filmi, The Empire Strikes Back ve Return of the Jedi, Geleceğe Dönüş üçlemesi ve Steven Spielberg'ün E.T.'si genel olarak genç izleyicileri hedef kitlesi olarak belirlemiştir. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/5/58/KubrickForLook.jpg/180px-KubrickForLook.jpg Stanley Kubrick GerilimSeksenler gerilim filmleri için muazzam bir dönem oldu, bir çoğu erotik yapıdadır ve 9 1/2 Hafta (1986), Ölümcül Cazibe (1987) ve Body Heat (1981) bunların örneklerindendir. Belkide 80'lerin gerilim filmleri arasından en etkili örneklerden biri David Lynch'in tuhaf kült klasklerinden gelecekteki Amerikan kentlerinin yer altı dünyalarıyla ilgili olan ve 2000'li yıllara dair uyarlamalar bulunduran Blue Velvet (1986); ve diğer biri de Stanley Kubrick'in korku/gerilim türündeki filmi The Shining (1980)'tir. Fantastik Fantazi filmler, kılıç ve büyülü filmlerin yeniden dirilmelerini sağladı. 1981 yılında , Ejderha Avcısı, Excalibur ve Raiders of the Lost Ark gösterime girdi fakat fantastik filmler adına asıl patlamayı 1982 yılındaki Barbar Conanfilmi yapmıştır. Bu destanda rol alan Arnold Schwarzenegger şöhretin zirvesine çıkma adına büyük bir adım kaydetmiştir. Orijinal hikâye Robert E. Howard'a ait olmasına rağmen, film senaryosu Oliver Stone ve John Milius'un ortak çalışması sonucu yazılmıştır. Filmin devamı 1984 yılında Conan the Destroyer olarak geldi. Schwarzenegger yeniden kılıç kullanıcısı rolüyle 1985'te Red Sonja filmiyle dönüş yaptı. Aynı yıl benzer temalı filmler olan Kılıç ve Büyücü, The Beastmastr ve Ator filmleri gösterime girdi. Bitmeyen Hikaye (1984), Efsane (1985), ve The Princess Bride (1987) gibi masalsı fantastik yapımlar da popüler olmuşlardır. Disney'in 1939 yapımlı klasiği ve büyük bir hayalkırıklığı olan Oz Büyücüsü filminin büyük bütçeli devam filmi olan Oz'a Dönüş video kasetlerde büyük bir başarı yakalamıştır. Kovboy Filmleri Kovboy filmlerinde Silverado (1985) filmiyle yeni bir tarz ortaya çıkmıştır. Drama Tarihsel, romantik, dramatik filmler arasından Rain Man (1988), Fatal Attraction (1987), On Golden Pond (1981), Terms of Endearment (1983), The Color Purple (1985) ve Out of Africa (1985) filmleri gişelerde iyi bir sonuç elde etmişlerdir. Ayrıca saygın başarıya sahip diğer filmler de Sophie'nin Seçimi (1982), A Passage to India (1984) and Gandhi (1982) olarak gösterilebilirler. James Cameron Korku70'lerdeki korku filmi yaratıcılığı '80'lerin başlarına dek sürdü, daha fazla kan göstermesinin dışında '80 yıllarının birçok başarılı korku filmlerinin devam serileri yapılmıştır. Stanley Kubrick korku filmi olan The Shining(1980)'i çekmiştir. Yaratıcı ve kanlı kapalı atmosferiyle The Evil Dead (1981) birçokları tarafından türünün en iyilerinden biri olarak gösterilmiş ve devam filmi olan Evil Dead II (1987)'yi çekmek kaçınılmaz olmuştur. Halloween filminin yönetmeni John Carpenter'ın yaptığı The Thing (1982) filmi, seyircilerini etkili efektleriyle hayranlık içinde bırakmıştır. Halloween (1978) filminin devamı olan 13. Cuma (1980) ve Elm Sokağı Kabusu(1984) 80'lerin korku filmlerinin popüler yüzleridir. David Cronenberg'in görüntü ve kan efektli Scanners (1982) ve The Fly filminin yeniden çekilen versiyonu James Cameron'un filmi Aliens'dan yalnızca birkaç hafta sonra ve hepsi de 1986 yılında gösterime girdiler. Stuart Gordon'un Re-Animator (1985), Dan O'Bannon'un The Return of the Living Dead ve Lloyd Kaufman'ın The Toxic Avenger (all 1985) da bu dönem filmlerindendir. Hayalet Avcıları, Joe Dante'nin Gremlinleri (her ikisi de 1984) ve Tim Burton'ın Beetlejuice (1988)'i korku komedisi olarak yeni bir tarz ve moda oluşturmuşlardır. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/0/0d/Leslie_Nielsen.jpg/180px-Leslie_Nielsen.jpg Leslie Nielsen Komediler Hayalet Avcıları (1984) tüm Indiana Jones filmleri, Tootsie (1982) ve Üç Adam ve Bir Bebek (1987) filmleri kadar satmıştır. Önceki onyılın felaket filmleri şaka komedisine dayanan güldürülerdir ve Airplane! filmi bunlardan biriydi, bu yoldan gidilerek devam filmleri çekildi ve bunlar 1982 yılında Airplane II: The Sequel, Top Secret! (1984) ve Naked Gun filmleridir. '80'lerin popüler komedi yıldızları Leslie Nielsen, John Candy, Steve Martin, Eddie Murphy, Bill Murray, Chevy Chase ve Dan Aykroyd'durlar. Bill Murray, Steve Martin ve Chevy Chase gibi bir çoğu American TV şovu olan Saturday Night Live ile şöhreti yakalamışlardır. Eddie Murphy 48 Saat (1982) ve Beverly Hills Polisi serileriyle (1984–1993) komedi-aksiyon filmelerinde büyük başarı yakalamıştır. Ayrıca ilk 50'de bulunan romantic komediler de Crocodile Dundee (1986), Crocodile Dundee 2 (1988) ve Arthur (1981) filmleridir. Gençlik Filmleri 1978'deki Animal House'un büyük etkisi sonucu, bu dönemde de Fast Times at Ridgemont High, Porky's ve Revenge of the Nerds gibi gençlik komedilerinin yükselişinin devam ettiği görüldü. Diğer bir popüler yapım da John Hughes'ün Ferris Bueller's Day Off (1986) filmidir. Daha sonra 90'ların başında Evde Tek Başına serilerini yaratmıştır. Sonraki filmler komedilerde bir yeniden canlanma yaşanmasına yardım etmiştir ve bu filmler genelde ailesel izleyiciye hitap etmeyi amaçlayıp Honey, I Shrunk the Kids ve devam serileri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bir Amerikan lisesinde birçok popüler öğrencinin öldürülmesini (intihar süsü verilerek) konu alan Heathers (1989), gençlik komedisi türüne şaka yollu bir yaklaşım sağlamıştır. Dönemin diğer komedi yapımları da Tootsie (1982), Broadcast News (1987), Big, 18 Again!, Vice Versa ve Like Father, Like Son filmleridir. Devam Filmleri Komedilerden göze çarpanlar arasında Polis Akademisi (film) serileri 1984 ve 1993 yılları arasında yapılmıştır. 70'lerin sonları ve 80'lerin başlarında daha önceleri başarılı olmuş yapımların devam filmlerini çekme adına bir moda oluştu. Bu filmlere örnek olarak Trail of the Pink Panther, The Great Muppet Caper, ve Porky's II: The Next Day gösterilebilir. Rite-of-passage Gençlerin "olgunlaşma" hikâyelerinin yanında daha karmaşık "rite-of-passage" filmleri daha yaşlı oyuncularıyla mevcut alışılmış ritüeli değiştirme veya dönüştürme içine girmişlerdir. 1983'teki Riskli İş, 1984 yapımı Karate Çocuk ve 1985'teki Kahvaltı Kulübü veya St. Elmo's Fire gibi brat-pack türlerinde gençler ön planda olmasına rağmen, olgun bir adamın yaşadığı sıkıntılı yaşamın anlatıldığı Top Gun (1986) veya savaş pilotu olmaya çalışan 'An Officer and a Gentleman, Flashdance'ın kadın kaynakçısının birbalerine dönüşmesi ve Cocoon'un (1985) olgunluk çağlarını atlatmanın hikâyelerini anlatması bu dönüşüm örneklerindendir. Big Chill (1983) yapımı dahi bu türe örnektir çünkü bu filmde de arkadaşının intiharından sonra hayatı direkt olarak etkilenen bir adam anlatılmaktadır. Aksiyon Filmleri Yetmişlerde aksiyon filmleri genellikle başına buyruk polis memurlarıyla göz önüne gelmişlerdir fakat Hollywood'da '80lere kadar aksiyon filmleri baskın olamamışlardır ta ki Arnold Schwarzenegger, Sylvester Stallone ve Bruce Willis'in şöhretleri artana kadar. Stallone Rocky serileriyle devam etti ve 82'de Vietnam Savaşından dönen eski küçük bir kasaba şerifini canlandırdığı İlk Kan ve onun devamı olan Rambo 2'de oynadı. Vietnam Savaşı filmlerinin popülaritesi '70 yıllarda bir film olarak gösterilmesi tabu olarak görülmesine karşın '80li yıllarda artmıştır. Platoon ve Stanley Kubrick'in Full Metal Jacket konu olarak bu savaşı seçmişlerdir. Chuck Norris eski bir Vietnam gazisiyken savaş esirlerini kurtarmak üzere geri dönmesinin konu edildiği Missing in Action üçlemesinde (1984, 1985, 1988) rol aldı. Schwarzenegger The Terminator (1984), Komando (1986) ve Predator (1987) filmlerinde oynadı. 1988 yapımlı bir film olan Zor Ölüm sonraki onyılda bu türün gelişmesine önemli katkılar yapmıştır. Filmde Bruce Willis,Los Angeles ofis binasındaki bir terörist baskınını dikkatsizce karıştıran bir New York Şehir polis dedektifini canlandırmaktadır. Sean Connery James Bond James Bond 1981 yılında Roger Moore'un rol aldığı 1979'daki Moonraker'a göre daha gerçekçi olan For Your Eyes Only ile üçüncü onyılına girmiştir. Önceki yıllarda yönetmenler 60'ların Bond'unu yönetme kalıbındayken, bu dönem Bond için yeni bir çağın başlangıcı olmuştur ve serileri yönetmeye başlayan yeni yönetmen John Glen, şekilciliğe daha az önem vererek olaya daha çok "iş yapan adam" yönünden yaklaşmıştır ve 1981'den 1989'a kadarki tüm EON Bond filmlerini o yönetmiştir. Moonraker Bond'un patronu M'nin resmedildiği son düzenli Bernard Lee filmidir. Seksenlerin Bond'unda, birkaç MI6 amiri Bond'u görevine sevketmektedr. 1983 yılı EON Bond olmayan The Empire Strikes Back in yönetmeni Irvin Kershner'ın yönetimiyle ve Sean Connery'nin en son 1971 yılında Diamonds are Forever'da oynadığı role geri dönmesiyle oluşan yeni bölüm Bond filmiNever Say Never Again'in gösterime girmesiyle önemli bir yıldır; gişelerde ve satış hasılatlarında sonraki EON film olan Octopussy ile yarışan film için medya durumu 'Bondların Savaşı' olarak yorumlamaktadır. Daha az bilinen tek seferliğine Bond'u canlandırmış olan George Lazenby aynı yıl bir TV filmi olan The Return of the Man from U.N.C.L.E. ile Bond benzeri bir karakter olan "JB" 'yi canlandırmıştır. A View to a Kill (1985) ile Roger Moore son defa Bond'u canlandırmıştır ve 1987 yılındaki The Living Daylights için Timothy Dalton seçilmiştir ve o da son olarak 1989'da Licence to Kill ile bu rolü almıştır. Televizyon
Kara Şimşek
Çizgi film Voltran
Commodore64C(1986) Video oyunları Video oyunları ve atarilerin popülaritesinin 1970’lerin orta ve sonlarında artmasına rağmen, sonraki on yıl boyunca bu alandaki teknolojinin hızla gelişmesiyle de devam etti. 1978’deJaponya’da geliştirilen Space Invaders, ilk defa 1979’da bir İngiliz ticaret fuarında gösterildiğinde, 80’lerin başı oyun endüstrisinde büyük bir etki yarattı. Daha sonra onyılın başında Pac-Man’de dâhil bir çılgınlık hissi yaratıldı ve bunları özellikle 1982 ve 1983’te Süper Mario Kardeşler izledi. Oyunlar 1985’te başarılı bir pazar yakaladı ve bu sektörün ünü hala da devam etmektedir. 1980’lerde Atari, ünlü Vidyo Bilgisayar sistemi oyun konsolunun yazılım geliştirme süreçlerinde düzenli kalite kontrolü uygulamasında başarısız oldu. Düşük kalitedeki yazılımların miktarı yüzünden ev konsolu endüstrisinde büyük bir çöküş yaşandı. Nintendo'nun Famicom/NES konsolunun piyasaya çıkmasıyla problemler çözüldü ve yalnızca şirket tarafından onaylanmış oyunların oynanabilmesiyle sektör yeniden canlandı. Bilgisayar motoru ve Sega Mega Drive onyılın sonlarına doğru piyasaya sürülen sonraki nesil oyun konsollarını temsil etmektedirler. Evlerde kullanılan kişisel bilgisayarlar 1980’lerde popüler oldu ve bu on yıl boyunca özellikle ZX Spectrum oyun konusunda sıklıkla kullanıldılar. Yaygın olan IBM Bilgisayarları 1981’de doğdu fakat bu onyıl boyunca oyun amaçlı olmayan bir bilgisayar statüsündeydi. IBM PC’nin yanında Commodore 64 (1982) en popüler 8-bitlik oyun konsoluydu ve onun varisi olarak Amiga (1985), en ünlü 16-bit oyun konsolu olarak bilinmektedir. |
1980'ler Uluslararası siyasi ve ekonomik gelişmelerAfrika Zimbabve, 1980 yılında ABD’nin resmi sömürgelerinden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. 1983 yılında ise kuzeyde Müslüman Sudan hükümeti ve Güney Sudan’da ayrılıkçı Müslüman olmayan isyancılar arasında İkinci Sudan Sivil Savaşı patlak vermiş ve 22 yıl sürecek bir anlaşmazlık ortaya çıkmıştır. 1984–1985 yıllarında, Etiyopya’da baş gösteren açlık üzerine Etiyopyalılara yardım amacıyla uluslar arası çabalar sarfedilmiştir. Bunların içinde Temmuz 1985’te düzenlenen ünlü Live Aid konseri de bulunmaktadır. Nijerya’da 1983 ve 1985 yıllarında askeri darbe görülmüştür. 1986 yılında ise ABD, Libya’ya bir hava bombardımanı gerçekleştirmiştir. Cuito Cuanavale Muharebesi, 1987’den 1988’e Angola İç Savaşı ve Güney Afrika Sınır Savaşlarının bir bölümü olarak yer almıştır. Angola, Küba ve Namibya askeri güçleri ile Güney Afrika’daki askeri güçler ve Angola’lı muhalif UNITA örgütü arasındaki savaş, II. Dünya Savaşı’ndan o güne kadar ki Afrika’daki en büyük savaştı. Güney Afrika ve Angola, Namibya, Zambiyaarasındaki Güney Afrika Sınır Savaşı, Namibya'nın bağımsızlığının tanınmasıyla 1989 yılında bitmiştir. Amerika
Arjantin savaş gemisi General Belgrano, Falkland Savaşı esnasında Britanya kuvvetleri tarafından saldırıya uğramışken
Exxon Valdez, 1989
İran-Irak Savaşı'nda İranlı bir asker
Sovyet ordusu Afganistan'dan çekilirken.
13 Mayıs1981, saat 17:22'deMehmet Ali Ağca tarafından vurulan II. John Paul
Sovyetler Birliği lideri Mikhail Gorbachev
Nyos Gölü, Kamerun
Challenger uzay aracı, 28 Ocak 1986'da fırlatma sonrası patladı
|
Saat: 06:55 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık