Panik Atak Nedir? 1 ek Panik atağı nedir?Yoğun korku ve huzursuzluk durumunun olduğu, aniden başlayıp, rahatsızlığın en geç 10 dakika içinde en üst düzeye ulaştığı ve 13 adet vücutsal ve düşüncesel belirtiden, en az 4 unun varolduğu bir kaygı nöbetidir. Bu 13 belirti şunlardan oluşmaktadır:
Panik bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, sosyal fobi ve diğer fobiler, saplantı-zorlantı bozukluğu, madde kullanımına ya da vücutsal bir hastalığa bağlı kaygı bozukluklarında görülebilir. Bir panik atak sebepsiz olarak aniden başlayabileceği gibi, belli bazı durum ya da ortamlarla ilişkili de olabilir. Örnek olarak korkulan bir hayvan (örümcek, kedi,köpek,fare,yılan görmek gibi), kalabalık bir ortamda bir faaliyet (konuşma, yemek yeme gibi) bir durumu takiben de başlayabilir. Panik bozukluğu :Yukarıda belirtilmiş olan panik ataklarının aniden,beklenmedik zamanlarda ve tekrarlayarak oluşması ve en az 1 ay sureyle bu atakların tekrarlayacağı yönünde sürekli bir kaygı, atağın sonunda olabileceğini düşündüğü şeyler (ölmek, delirmek, kalp krizi geçirmek seklinde ) ile ilgili kaygı duyma ya da bu ataklarla ilgili olarak bazı davranışlarında değişiklikler yapma seklindeki bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık başka bir madde kullanımı ya da başka bir vücut ya da psikiyatrik bir rahatsızlığa bağlı değildir. Panik Bozuklugu ve Toplum Toplumda hastaligin hayat boyu görülme yayginligi % 1.5-3 arasinda degismekte olup, hastalarin ¾ ‘unu kadinlar olusturmaktadir. Kadinlarda % 2.1 ,erkeklerde % 0.6 oraninda görülmektedir. Kisilerin 1/10’u hayatlari boyunca en az bir kez panik atak geçirmekte ve bunlarin yaklasik olarak 1/6’si panik bozukluga dönüsmektedir. Kalıtımın etkisi var midir ? Panik bozukluğu vakalarının birinci derece yakınlarında bu hastalığın görülme olasılığı ,diğer kişilere göre 4-7 kat daha çoktur (normsalda 2-4 iken ,panik bozukluklu kişilerin yakınlarında % 2-21 oranında ). Bu hastalığı olanların yaklaşık % 50 ‘sinin, yakınlarında bu hastalık gözlenmekte olup, %15 vakada bu yakınlık birinci derecedendir. Panik bozukluğunun oluşumunda gelişimsel ve çevresel faktörler: Çocuklukta yaşanan “seperasyon (çocukluk döneminde anne-baba sevgisinin kaybı,yaptıklarının anne ve babanın kalıpları ile uygunluk göstermemesi halinde terk edilecegi korkusu) anksiyetesi”nin panik bozukluk ve agorafobi ile ilişkisi olduğu iddia edilmektedir. Panik bozukluğu hastaları ailelerinin“kendilerine düşük derecede bakim verdikleri ancak çok fazla koruyucu olduklarını “ söylemektedirler. Boşanma, olum sebebiyle daha çocukken anne-babadan ayrılma yaşantıları olanlarda da panik atakları fazla görülmektedir. Yapılan bazı araştırmalara göre, panik bozukluğu başlamadan yaklaşık iki ay kadar önce, kişi için önemli bir takım olaylar belirtilmiştir. Panik bozukluğunda beyindeki değişimler: “Hipokampal girus” denen bölgede metabolik asimetri gözlenmiş olup, ‘her an olacak’ seklindeki beklenti anında beyin temposal bölgesinde kan akımında artış saptanmıştır. Karbon di okside aşırı duyarlılık,noradrenerjik sistemin aşırı aktivitesi ve serotonin yapımındaki bozuklukların hastalıkta rol aldığı düşünülmektedir. Panik bozukluğu ile karışabilen diğer hastalıklar: Kansızlık, kalp krizi (angına pectoris ve myokard enfarktüsü), kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, astım, akciğer ambolisi, beyin-damar hastalıkları (enfarktlar-beyin kanamaları), epilepsi (sara hastalığı), migren, multipl skleroz, beyin tümörleri, diyabet (seker hastaligi), hipertiroidi (tiroid bezlerinin çok çalismasi), hipoglisemi (kan sekeri düsüklügü),hipoparatiroidi (paratiroid bezlerinin az çalismasi), bazi maddelerle zehirlenme (amfetamin, kokain, marihuana, nikotin, teofilin,antikolinerjik dedigimiz maddeler), bazi maddelerin kullaniminin aniden kesilmesi ( alkol, tansiyon tedavisinde kullanilan ilaçlar, uyku getirici ilaçlar),üremi,vücut su-tuz dengesi bozukluklari, yaygin enfeksiyonlar, lupus hastaligi panik bozukluk tablolari ile karisabilmektedir Hastalığın gidisi nasıldır? Genellikle yetiskinlige geçis ya da erken yetiskinlik dönemlerinde baslamakta ancak çocukluk caginda da baslayabilmektedir. Hastaligin görülme olasiligi, ek olarak otuzlu yaslarin ortalarinda gene artmaktadir. Tedavi yöntemleri :Ilaç tedavisi: En az 2-3 ay olmak üzere ,doz yavasça yükseltilmek üzere kullanilmalidir. Bilissel-davranisçi tedavi: Kisiye panik ataklari ile ilgili olan yanlis bilgileri ve inançlari gösterilir. Vücudundaki yanlis anlayip,algiladigi ufak hislerin kendini ölüme götürmedigi ,bunlarin kisa sureli oldugu belirlenir. Böyle bir sey oldugunda durumu geçirmek için yapacagi seyler gösterilir. Hastalığın tedavisi neden önemlidir? Vakalarin % 40-80’inde majör depresyon dedigimiz tablo hastaliga eklenip,durumu agirlastirmaktadir. Kisilerin bahsetmemesine karsin intihar riski yüksektir. Hastalarin % 20-40’inda alkol ve madde bagimliligi görülmektedir. Kisi ilerleyen donemde eve bagimli hale gelebilmekte ya da hastane,eczane gibi yerlere yakin olmayi yeglemektedir. Hasta bu konuya yakin olmayan doktorlari bir dolasip,gereksiz ya da yanlis tedaviler almaktadir. BAKINIZ Öfke ve Öfke Kontrolü Depresyon Nedir? Stres Nedir? Stres Yönetimi Sinirlilik Nedir? Kişilik Bozuklukları |
Panik Atak 1 ek Panik bozukluğu nedir?Panik bozukluğu gerçek bir hastalıktır, ilaçlar ya da terapiler ile tedavi edilebilir. Panik bozukluğunuz varsa panik atak adı verilen ani korku nöbetleri geçirirsiniz. Panik bozukluğu gerçek bir hastalıktır, ilaçlar ya da terapiler ile tedavi edilebilir. Panik bozukluğunuz varsa panik atak adı verilen ani korku nöbetleri geçirirsiniz. Panik ataklar son derece korkutucu olabilir. Birden ortada hiçbir sebep yokken gelir, rasgele gibi gözükür ve insanın sanki ölmek ya da delirmek üzereymiş gibi güçsüz ve kontrolsüz hissetmesine neden olur… Belirtiler neden ortaya çıkıyor? Panik atak vücudun korku, stres veya heyecana verdiği normal tepkinin aşırı bir halidir. Potansiyel olarak tehdit oluşturan bir durumla karşılaşıldığında vücut, `savaş veya kaç` refleksi için fazla miktarda adrenalin üreterek, otomatik olarak kendini tehlikeye karşı hazırlar. Adrenalinin vücudumuz üzerindeki etkileri şunlardır:
Panik ataklar ne kadar sürer? Panik atakların çoğu beş ila 20 dakika sürer. Bir veya iki panik atak geçirip bir daha asla geçirmeyebilirsiniz. Veya ayda bir ya da haftada birkaç atak geçirebilirsiniz. Panik atak sorununa sahip olmanın en zor yanlarından biri bunların kesinlikle önceden kestirilemez, bu yüzden de kontrol edilemez olmalarıdır. Agorafobi nedir? Belirli yerleri ve durumları atak geçirmekle ilişkilendirmeye başlayabilirsiniz. Bir diğer atağı önlemek amacıyla daha önceki atakların meydana geldiği yerlerde bulunmaktan kaçınabilirsiniz. Ama bu günlük hayatınıza gittikçe daha fazla kısıtlama getirmeye başlar ve atak geçirmeniz halinde yardım alamayacağınızı düşünerek evde yalnız kalmaktan, hemen kaçılamayacak sinema, asansör gibi kapalı yerlere girmekten, tek başınıza sokağa çıkmaktan kaçınır hale gelebilirsiniz. Ataklara sebep olan nedir? İçiçe geçmiş birçok fiziksel ve psikolojik faktör bulunmaktadır. Uçağa binmek ya da dişçiye gitmek gibi sadece belirli bir duruma tepki olarak panik deneyimleyebilirsiniz. Yaşamdaki büyük değişiklikler ve olaylar panik atağı tetikleyebilirler. Eğer sürekli endişelenen bir yapınız varsa panik atak geçirme olasılığınız diğer kişilere göre daha fazladır. Zayıf beslenme alışkanlıkları, aşırı sık nefes alıp verme, kafein, sigara, alkol ve bazı uyuşturucular gibi fiziksel faktörler de panik atağı tetikleyebilir. Atak anında ne yapmalı? Panik atağın hoş olmayan bir durumdur ama yaşamınızı tehdit eden bir sorun ya da dünyanın sonu olmadığını kabullenin. Paniği kabullenerek onun sizi korkutma gücünü azaltırsınız. Panik atak geçiriyorsanız yaklaşık on dakika boyunca ellerinizi burnunuz ve ağzınız üzerinde bir kap şeklinde çukurlaştırmayı deneyin veya bir kâğıt torba tutarak onun içine nefes alıp verin. Bu hareket kan akışındaki karbondioksit seviyesini arttıracak ve belirtileri ortadan kaldıracaktır. Tedavisi mümkün müdür? Panik bozukluğu tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Psikiyatri uzmanına başvurarak yardım alabilirsiniz. İlaç tedavileri panik bozukluğu tedavisinin temelini oluşturmaktadır. Nörobiyo geribildirim uygulaması bedensel tepkilerinizi anlamanıza ve bunların üstesinden gelmenize yardım eder. Düşüncelerimizin duygularımız ve davranışlarımız üzerinde çok güçlü bir etkisi vardır. Ataklara sebep olan görünüşte otomatik düşüncelerin ve yanlış yorumların farkında olmayabilirsiniz. Psikoterapiler duygu düşünce davranış ve belirti ilişkisini anlamanıza ve üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır. PANİK ATAK Tedavide, çabuk etkili bir müsekkini damardan vererek, nöbet kolaylıkla sonlandırılabilir. Başka tedavilerin başlatılmasından önce durumun sebebi araştırılmalı ve tedaviye ona göre yön verilmelidir Panik atak, bir çok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda görülen; aniden beklenmedik bir anda, yoğun kaygı ve korku karışımı bir nöbet. Panik atak nöbetleri, hiç beklenmedik bir anda, aniden ve görünürde bir neden olmaksızın ortaya çıkabileceği gibi, belirli durumlar ve ortamlarla da kendini gösterebilir. En sık Agorafobili panik ataklardır. Kişi, kalabalık bir ortamda, kendini aşırı derecede huzursuz, giderek panik halinde hisseder. Onu, çevresindeki insanların önünde küçük düşürecek bir davranışta elinde olmadan bulunacağı, ya da saldırıya uğrayacağı duygusuna kapılır. Derhal o ortamdan uzaklaşması gerekmektedir ama bunu yapmasına da olanak yoktur. Kendisini, belirsiz ama gerçek, kaçınamayacağı bir tehlike karşısında hisseder. Gerek belirli durumlar ve ortamlarda ortaya çıksın, gerekse de görünürde bir neden olmaksızın ortaya çıksın, panik ataklara eşlik eden bazı bedensel ve duygusal belirtiler gözlenir. Aşağıda verilen bu belirtilerden en az dördünün yaşanıyor olması durumunda panik ataktan söz edilebilir.
Panik atak sırasında oluşan tüm belirtler sanaldır. Beynin gelen uyarıları yanlış yorumlaması sonucu panik başlar. Kas ağrılarının nedeni ise stres hormonu ile kasılan kaslara krampların girmesi ve istemsiz kasılmalardır. |
1 ek Bilindiği gibi panik atak tüm dünyada giderek artan bir önemi ve dikkati üzerinde toplamaktadır. Bu önemi hak etmesinin birinci nedeni, giderek yaygınlaşması, toplum sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmasıdır. Yakın zamanda yapılan bir araştırma sonucuna göre ABD de her beş kişiden birinin panik atak geçirdiği belirlenmiştir. Ülkemizde de her yüz kişiden 4nün tedavi gerektirecek düzeyde panik atak problemiyle karşı karşıya olduğu sanılmaktadır. Her yüz kişiden 10 u da panik atak için sırada beklemektedir Hastalığı önemli kılan en önemli etken budur. Diğeri de sanıldığı gibi kolay tedavi edilemediğinin, beklenmedik zamanlarda tekrar ortaya çıkabildiğinin anlaşılmasıdır. Panik atak fiziksel belirtilerle seyreden bir psikolojik sendrom olarak basitçe tarif edilebilir. Ancak hastaların da söylediği gibi yaşananlar hiçte basit değildir. Kimilerine göre hissedilenlerin tarifi mümkün değildir. Bu fiziksel belirtiler alelade değildir. Çok şiddetli ve sarsıcı olarak yaşanır. Örneğin çok şiddetli bir kalp atımı, sanki kalbiniz yerinden fırlayacakmış gibi, buna eşlik eden beyninde uğultu, basınç, sanki tansiyonu çok yükselmiş gibi bir his. Bu arada düşüncelerde bulanıklaşma giderek benliği saran ölüm korkusu ve -sonum geldi- düşünceleri ile bazen nefes düzensizliği ile başlar, nöbet şiddetlenir, dilinizin boğazınıza kaçtığını düşünür nefes alamaz ( aslında alırsınız )hale gelir. bayılma hissi acil yardım arama ve yine ölüm korkusu hissedebilirsiniz. Fiziksel belirtiler çok çeşitli olabilir. Belirtiler çoğu kez korkulan bir hastalığın taklididir. Kalp krizi,tansiyon yükselmesi,beyin kanaması ya da felç geçiriyor olma gibi. Ama gerçekte bunların hiçbiri olmuyordur. Üstelik bu belirtiler yukarıdaki hastalıkların herhangi birini yaşıyor olsanız bu kadar kuvvetli ve korkutucu olamaz. Bu noktadan bakınca panik atak aslında uyanıkken görülen bir kabusa benzer. Örneğin kalp krizi geçirdiği kabusu gibi ve hastalar bir kabustaki gibi Çaresizdirler. Hastaları bu yaşadıklarının gerçekte olmadığına inandırmak pek güçtür. O yüzden başlangıçta psikiyatrik tedavi ye pek yanaşmazlar. Bir dönemi acil servislerde ya da kardiyoloji servislerinde çare arayarak geçirebilirler. Panik atağı tanımak, kabullenmek ve tedavisine başlamak ilk ve önemli adımdır. Ama tedavi bununla bitmez. Bu belirtilerin psikolojik olduğu kabul edilse bile, her gelişi korkutmaya devam edebilir. Bu nöbetler ya da ataklar gelmeye devam ettikçe, hastalarda iki temel belirti daha ortaya çıkar. Bunlardan birincisi beklenti anksiyetesi denen bu atakların tekrarlayacağı korkusudur. Hastaların beyni ya bunu tekrar geçirirsem korkusuyla çok fazla meşgul olabilir. Bu durum hastayı depresyona sürükleyebilir. İkinci temel belirti de kaçınmalardır. Bu nöbetler yaşandıkça kişi bazı ortam ve durumlarda bulunmaktan kaçınır. Örneğin çarpıntısı olacağı korkusuyla spor yapmaktan, havasız kalacağı korkusuyla kapalı ortamlardan, herkesin içinde düşüp bayılabileceği korkusu ile kalabalık ortamlarda bulunmaktan, asansörlerden, toplu taşama araçlarından, toplantılardan vs. vs. kaçınmaya başlar. Kaçınmanın bir diğer görünümü de yalnız kalamamaya başlama ya da bazı koşullarda yalnız bulunmama çabasıdır. Hasta başına bir şey geleceği korkusu ile hep yanında birini bulundurma - hatta küçük bir çocuk bile olabilir - eğiliminde olabilir. Bazı hastalar evden çıkamaz hale gelebilir. Kuaföre gidemez, Giysi almak için mağaza görevlisini eve çağırır. Kaçınmalar değişik boyutlarda olabilir, silik, hafif ya da şiddetli, ya da sadece bazı durumlarda ortaya çıkabilir. Örneğin tatile çıkacağında orada tam teşekküllü bir hastane olmadığını öğrenip gitmekten vazgeçme gibi. Panik atakta görülebilen fiziksel belirtilerden bazıları:
Tedaviye hastanın katılımı da sağlandığında 4 - 6 ay içinde tümüyle iyileşme şansı %95 dir. Hasta, hastalığı yenmesini öğrenmediyse nüks etme riski hep vardır. Panik atağı iyi tanımak, tedaviden kaçınmamak,tedavi için doğru adresi bulmak önemlidir. Hipnoz, akupunktur, üfürükçü tedavileri zarar verebilir. Geçerli tedavi yöntemleri:
|
1 ek Panik atakları insanların % 3-6’sında görülürken batılı kaynaklarda panik bozukluğunun görülme sıklığı % 1-3 olarak belirtilmektedir. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporunda 12 aylık dönem esas alınarak yapılan sıklık tespitinde, panik bozukluğu ve/veya agorafobi sıklığı toplam % 1 olarak bulunmuştur; bunların hekime başvurma oranı % 34.5 olup, diğer tüm psikiyatrik hastalıklardan daha yüksektir. Panik ataklarının şiddetli ve korkutucu fiziksel semptomlarla seyretmesi hekime sık başvurmada en önemli etken gibi gözükmektedir. Panik atak hastaları sıklıkla kalp hastası olduğunu veya kalp krizi geçirdiğini düşünerek hekime ve acil servislere giderler. Hasta, ani bir “nöbet” tanımlar. Kimi zaman bu nöbet hastaları uykularından kaldırabilir. Şikayetler başladıktan sonraki ilk 10 dakikada maksimum şiddete ulaşır; dakikalar içinde geçer, bir saatten uzun sürme olasılığı çok azdır. Nöbet esnasında hasta tipik olarak “panik” içindedir. Acil görünümlü ya da acile başvuracak şiddette bir “nöbet” geçirdiğini ifade eden bir hastada, aşağıdaki şikayetlerden en az dördü nöbet esnasında mevcut ise, panik atağı düşünülür;
Bu hastalar semptomlarının şiddeti nedeniyle sıklıkla hekime başvurmalarına rağmen, çoğu kez, özellikle de atak esnasında rastlanabilen kalbin hızlı çalışması (taşikardi), tansiyon yükselmesi gibi bulgular yüzünde panik bozukluğu tanısı atlanabilir. Aslında bu hastaların şikayetlerinin “psikiyatrik” olduğuna ikna edilmeleri de güçtür. Hastalık; göğüs ağrısı, çarpıntı vb. gibi belirtilerle seyretmesine rağmen hastalığın özünde hastanın tarif ettiği yoğun sıkıntı yer almaktadır. Sıkıntı tedavi edildiğinde diğer belirtilerde yatışacaktır. Hastaların yaşadığı “nöbet” korku ile benzerlik göstermekte ve hastalık beyindeki korku ile ilgili merkezleri, korkacak bir şey yokken kendi kendine çalışmaya başlatmakta ve şikayetler böylece ortaya çıkmaktadır. Tekrar nöbet gelirse kaygısı ile ortaya çıkan sokağa tek başına çıkmama gibi davranışlar aslında kaygıyı artırmaktan ve kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramazlar. Panik bozukluğu, çoğu kez, depresyon, diğer anksiyete bozuklukları, kişilik bozuklukları ve alkol ve madde bağımlılığı ile birliktelik gösterebilir. Atak esnasında hastanın yapması gerekenler; Olduğu yerde kalmalı ve toplamı en fazla bir saat süren atağın geçmesini beklemelidir. Dikkatini bulunduğu ortamdaki eşyalara vb ve sıkıntıyı kontrole yöneltmeli; fiziksel belirtilerinden uzaklaştırmaya çalışmalıdır. Kendisine, “bu kalp krizi değil; panik atağı. Korku merkezim kendiliğinden çalışmaya başladı; yakında geçer; daha önce de geçti” gibi telkinlerde bulunmalıdır. Aşırı derin nefes alma (hiperventilasyon) panik şikayetlerini arttırır; bu şikayeti olan hastadan “nöbet” geçene kadar bir torbaya soluması istenmelidir. Her atak başında saate bakması ve sonlandığında ise ne kadar sürdüğünü bir yere kaydetmesi istenmelidir; saatler gibi gelen atak süresinin yalnızca dakikalar olduğunu görme sonraki ataklarda hastanın direncini arttıracaktır. Sigara yakma, alkol alma gibi önlemlerin atağın geçmesini sağlayamayacağı gibi şiddetlendirebilecektir. İlaç tedavisi atak sıklığı fazla olan, işlevsel kaybı yüksek olan, birlikte diğer başka bozukluklar da bulunan hastalarda düşünülür. Bu ilaçlar bazı olgularda, tedavinin özellikle ilk haftalarında sıkıntıyı (anksiyete) arttırabilir. Bundan dolayı yarım tabletle tedaviye başlanması, yetersiz kalırsa ve tolere edilmiş ise 1-2 hafta sonra dozun tam tablete çıkılması önerilir. Olguların büyük çoğunluğunda, kısa sürede yeterli yanıt alınır. İlaç tedavisi şikayetler kontrol altına alındıktan sonra 8-12 ay devam ettirilmelidir. Panik bozukluğunun % 30-90’ı ilaç tedavisi sonlandırıldığında nüks etmektedir. Tedavisi kesilecek hastalar yüksek nüks olasılığı hakkında uyarılmalıdır. makinamuhendisi.com |
1 ek Aldatan erkekler panikatak oluyorPanik atak en çok yaşanan psikiyatrik şikayetlerden birisi. Ani olarak, beklenmedik bir anda ve yerde ortaya çıkan bir hastalık. Çoğunlukla 5-10 dakika veya 20-30 dakika ya da ender olarak bir veya birkaç saat sürebiliyor. Panik Bozukluğu tanılı hastaların % 75-80'i kadınlardan oluşuyor. Toplum içinde görülme sıklığı % 1,5-3,5 arasındadır. Kişi atak sırasında şu duygulara kapılıyor:
Yıllardır bu konular üzerinde çalışan NP GRUP Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Uzman Klinik Psikologu ve 4 yıldır SKY TURK’te PSİKOYORUM programını sunan Yıldız Burkovik ilginç bir klinik deneyimini bizlerle paylaştı. Psk. Yıldız Burkovik, "Eşlerini aldatan erkler genellikle panik atağa maruz kalıyor" diyor. Klinik deneyimlerinin kendisini bu sonuca vardırdığını belirtiyor. Aldatmanın temelindeki heyecanının önemli bir duygu durumu olduğunu söyleyen Burkovik, klinik gözlemlerine ilişkin olarak şunları paylaşıyor: “Gizli ve saklı bir olayı yaşamak insanı daha çok heyecana sevk eder. Başarma, başarılı olma, iki veya üç ya da birkaç kişiyi birden idare edebilme kolay bir durum değildir, tüm tilkilerin kuyruklarını birbirine dolamadan kendi çevrelerinde dönmeleri gibi. İdare edebilme derken, bir kişinin bir diğerinden haberdar olmaması yani kuyrukların bir diğerine dolanmaması, aldatmayı yapan kişi için bu durumu sağlayabilmek stratejik bir hadisedir ve kişi bunu başardıkça haz duyar, kendisini güçlü hisseder. Ancak bir zaman sonra kayıplarının ne olabileceğini fark etme düşüncesi devreye girmeye başlar, başlarda bir oyun gibiyken bu durum giderek daha gerçekçi olmaya başlar. Çünkü artık, günlük yaşam içinde daha çok zaman geçirilen ikinci kişi, kendisine daha fazla zaman, sevgi ve şefkat istemeye başlar ve kıyaslamalarla sorumlulukların artışı devreye girer. Başlangıçta bu durumu hesaplamayan, ‘gerekirse daha sonra düşünürüm’ diye boş veren ya da düşünmeyi erteleyen erkek veya kadın bir zaman sonra kaygı duymaya başlar. Ve aslında yasak bir ilişki başlangıçta tatlı bir heyecan iken sıkıntıya dönüşmeye doğru yol alır ve iç sıkıntısı kaygı diye adlandırılan anksiyete kendisini göstermeye başlar. Bu sefer ortaya eşin ve sevgilinin birbirlerini fark etmemeleri üzerine stratejiler kurma oyunu devreye girer, ancak bu oyun daha tehlikeli olmaya başlar, çünkü başlarda” önemli değil sadece zamanı beraber hoş geçirelim” diye başlanan ilişki artık ciddi düşüncelerle dolmaya başlamıştır. Hesaplar değişir, diğer kişi sürekli telefonlarla aramaya başlar ki, bu sefer asıl eş de çeşitli işaretlerden dolayı durumu fark etmeye başlayacaktır. Doğal olarak sıkıntı artar ve kişiler artık her an bir şey olabilir beklentisine kapılırlar. Kimi zaman nefesler tutulur; düşünceye dalıp da kaygı çoğaldıkça insanın nefesi de değişmeye başlar, sık ya da tutuk alınan nefesler düzeni bozar ve iç sıkıntısı derin düşünceyle birlikte karşılaşınca hatalı nefeslerle birlikte panik atak kendisini göstermeye başlar. Hatalı nefes kişinin kasılmasını, kaslarının gergin olmasını sağlar ve algılamada zorluklar kaygının çoğalmasına sebebiyet veriri ve kalp çarpıntısı kendisini gösterir. Her an bir şey olacak hissi ve beklentisiyle panik duygusu artık daha belirginleşir. Rahat bir yaşamda iken bir küçük heyecan uğruna hesaplanamayan rahatsızlık bu şekilde devreye girer. Terapilerde panik atak ya da bozukluk şikayeti ile gelenlerde daima bir kaygı oluşturacak durum vardır, bu kaygının niteliği herkese göre farklıdır. Tedirginlikler birleşerek sıkıntıyı daha da arttırır Sıkıntının kaynağı evlilik dışı ilişkiler Terapilerde panik atak hastalarıyla yapılan görüşmelerde daima sıkıntının ana kaynağına inmeye çalışırız bu kaynağa baktığımda pek çok olayda altta aldatma olayı sonrasında yaşanan panik ataklar dikkatimi çekti, bu nedenle sıkıntının kaynağını araştırırken sorduğum soruların içinde ‘evlilik dışı bir ilişkiniz var mı?’ sorusunu da mutlaka soruyorum. Sanal aldatmada da bir heyecan var ama kişiler kendi kimliklerini gizliyorlar, gizlenme kişiyi rahatlatıyor, ancak yine de bazı kişilerde kaygı yapıyor; tanınırsam kaygısı da heyecan yapıyor elbette ki, ancak her heyecanın panik atak ortaya çıkartması beklenmez. Gerçek aldatma elbette ki daha reel olduğundan, yani yüz yüze ve tensel temasa dayalı da olduğundan daha çok heyecanlandırıyor ve kişiler de altta yatan herhangi bir kaygı varsa onunla da birleşerek daha çok heyecan ve panik duygusunun ortaya çıkmasına sebep oluyor. 20 yıllık izlenimim daha çok erkeklerde bu durumun kendini gösterdiği yönünde. Bu olay kadınlarda daha çok mutsuzluk ve depresyona sebebiyet veriyor çünkü hayal kırıklığı ön plana çıkıyor” diyor. İkinci ilişki kaygı nedeni Yıldız Burkovik’in şimdiye kadar izlediği örneklerin içinde çok sık rastladığı enteresan bir durum var. Ve Burkovik bunun, daha çok erkeklerde ortaya çıktığını görmüş. Burkovik; “Ya da benim karşıma çıkan örneklerin içinde erkekler fazlaydı. Sonuç olarak çoğunlukla, bir başka ilişki olduğu zaman kaygı içinde oluyor eşler. İki tarafı idare etmek insanı zorlayan bir durum. Ve bu örnekte öyle bir bey vardı. Sürekli ‘öldüm, öleceğim, kötüyüm’ diyordu ve alkolle kendini durdurmaya çabalıyordu. Bu nedenle işten bile atıldı, çok büyük sıkıntılara girdi. Evliydi bir oğlu vardı…Bir terapi seansında kendisine gevşeme egzersizi yaptırıyordum. Ve kendisine hayal kurdurttum. Deniz dalgalarını hayal etmesini istedim. ‘Deniz kenarında yürüyorsun’ dedim ve bir anda beyin dalgaları tepelere vurmaya başladı. Ona rahatlama yaptırıyordum ve ‘deniz dalgasından insan neden korkar?’ diye bir yandan da kendime sormaya başladım. Seans sonunda, ‘Burada gerildiniz, nedir nedeni?’dedim en sonunda birisiyle bir ilişkisi olduğunu ve ondan da Deniz adında bir kızının olduğunu anlattı. Karısı durumu bilmiyordu, kimsenin de bilmesini istemiyordu ve çok tedirgindi. Çok ilginçtir ki, pek çok kişi de ikinci sevgiliyi idare etme durumu varsa, onda panik atak kendini gösteriyor. Hatta gelen erkeklere artık her defasında soruyorum, ‘başka bir ilişkin var mı?’ diye ve sonuç genelde öyle çıkıyor. Bu bana çarpıcı geliyor. Ancak elbette ki, her panik atak sahibi kişi bir aldatma durumuyla karşı karşıya demek değildir” diyor. Panik atak yaşayan ve eşlerini aldatan erkeklere örnek Evli ve 2 çocuğu olan bir bey, sürekli kalp çarpıntısı, öleceğim kriz geçireceğim diye sürekli bir korku ve kaygı ile gelmişti ve kalp ile ilgili olarak doktora gittiğinde anjiyo dahi yapılmış ve hiçbir fiziksel sorunun olmadığı söylenip psikolojik destek alması, psikiyatriste gitmesi söylenmişti . Psikiyatrist vasıtasıyla da stresini, bedensel şikayetlerini kontrol etmeyi öğrenmesi için bana yönlendirilmişti, kendisiyle konuştuğumda, eşinin de bilmediği bir diğer bayanın olduğunu ve ondan da 2 çocuğu olduğunu anlattı ve diğer bayanla daha mutlu olduğunu ama yine de eşinden ayrılmak istemediğini, çocuklarının: “niye okuluma hiç gelmiyorsun, neden bu kadar çok çalışıyorsun?” dediğini ve onların da bu nedenden ötürü çok mutsuz olduklarını, kimseye bir şey diyemediğini, fark edilirse her şeyi kaybedebileceğini anlattı. Ailesinden kimsenin haberi yoktu ve son derece çaresizdi, uzun zamandır kaygılıydı. |
1 ek Panik Atak Tedavisi Nasıl Olmalıdır?1. İlk Defa Panik Atak Olanların İzlemesi Gereken Yol. 2. Panik Atak Olup da Hiç psikiyatrik Tedavi Görmemiş olanların Tedavisi 3. Halen tedavide Olanların İzlemesi gereken Yol İlk defa Panik atak yaşayanların geniş bir çek-up yaptırıp,fiziksel muayeneden geçmeleri gerek.Her şey normal veya bu durumu izah edecek bulgu yoksa, hemen ,vakit kaybetmeden psikiyatri uzmanına baş vurulmalıdır. Baş vurmak istemiyorsanız birinci maddeyi okuyabilirsiniz… 1-İlk defa Panikle karşılaşan birisinin acil ünitelerine gittiği malumdur. Orada çekilen kalp elektrosu, kan tahlilleri ve fiziksel muayenede hiçbir şey çıkmaz. Ve denir ki,”hiçbir şeyin yok, kalk evine git” Bazı hastalar tatmin olur,rahatlar. Bazısı inanmak istemez.Mutlaka bir yanlışlık vardır denir. Arayışlara girilir… Eğer şikayetleriniz geçti ve kafanızdan attıysanız sorun yok. Panik atak tekrarlarsa ya da şikayetleriniz devam ediyorsa; kesinlikle psikiyatri uzmanına baş vurun. Diğer branşlarda veya mucizevi tedavi” vaad edenlerde çözüm ararsanız, çok vakit kaybedersiniz.( özellikle hipnoz, eft, tmu, nlp) 2-Panik Atak Olup da Hiç psikiyatrik Tedavi Görmemiş olanların Tedavisi Bir İnsan Panik Atak olup da neden PSİKİYATRİK tedavi olmaz?
Panik Atak Nasıl Tedavi Edilir?Doktor rehberliğinde ilaç ve terapi. Hastalığın bittiğinden emin oluncaya kadar takip sağlandığı zaman yüzde 90-95 başarılı olunur. Özellikle terapi çok önemli. Terapi kişiye bildiği bir şeyi yeniden öğretmektir. İlaçlar kişinin beden belirtileri yaşamaması, endişe düşürmesi açısından yararlı; ama ilaç nüksü önleyemiyor. Bozuklukları terapi düzeltiyor. Doğru nefes almak önemli Bedeni kontrol etme yolundaki ilk adım solunumu kontrol etmektir. Doğru ve derin nefes almanın, damarları genişletme ve oksijenin bedenin en uç noktalarına kadar ulaşmasını sağlama özelliği var. Panik atak sırasında kan beden yüzeyinden çekilir. Bu nedenle doğru ve derin nefes alarak sağlanan değişiklik, özellikle kaygının da dahil olduğu birçok durumda başlayacak olan tepki zincirini kırıyor ve kaygının şiddetini azaltıyor. 7 adımda iyi nefes alın
|
1 ek Panik atağı ne tetikler?Panik nöbeti başladığında çoğu zaman kendinizi hastanede veya acil serviste bulabilirsiniz. Peki nöbeti tetikleyen ne? Başka hastalıkları tetikleyebilir Panik atak yüzünden hiçbir şekilde kalpte, solunum sisteminde bir rahatsızlık meydana gelmez. Eğer panik atak uzun süre tedavi edilmezse psikolojik kökenli başka rahatsızlıkları meydana getirebilir. Dışarı çıkmaya korkabilir Örneğin bu atak tekrar gelirse diye düşünüp dışarı çıkmak istemezse, geçeceği yollarda hastane olup olmadığı düşünmeye başlayıp bu yüzden dışarı çıkmazsa, özetle kişi evden dışarı çıkmaktan korkar olursa panik atağa "agorafobi" eşlik ediyor diyebiliriz. Depresyon kapıda olabilir Bunun dışında sosyal ortamdan kopma sonucu kişide depresif bir duygu-durum oluşabilir. Panik atak tedavisi ile koordineli olarak diğer problemlerinde çözümüne ayrı olarak başlanması gerekir. Nedir bu panik atak?
Kimler risk altında?
Ne tetikler?Stres verici yaşam olayları Hastalar genellikle ilk panik atağını stres verici yaşam olaylarının ertesinde yaşarlar. Hastaların yaşam biçimlerini değiştiren bazı olaylar (bir yerden taşınmak, yakın ölümü, eş ya da sevgiliden ayrılmak) tetikleyici olabiliyor. Erken dönem yitimleri Erken çocukluk dönemlerindeki kayıpların (ebeveynlerin ayrılması, boşanması ya da ölümü vb) panik bozukluğu olan hastalarda daha fazla görüldüğü bildiriliyor. Ayrılma anksiyetesi ve okul fobisi Erken dönemde yaşanan ayrılık anksiyetesinin panik ve agorafobi gelişiminde rolü olduğu ileri sürülüyor. Ebeveyn özellikleri Yapılan çalışmalarda panik bozukluğunda bulgular ailesel olma özeliğini kısmen genetik geçişle olduğunu göstermekle birlikte sosyal çevrenin de önemli etkisi olduğu anlaşıldı. Kişilik özellikleri Panik hastalarında sıklıkla bağımlılık, kendini öne sürememe, güvensizlik ve obsesyonel olma gibi kişilik özelliklerine rastlanır. Panik atak sırasında neler olur? Birdenbire, nedensiz ve yoğun bir korku ile huzursuzluk duygusu ortaya çıkar. 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaşan bu yoğun gerginlik haline;
Panik atağı genellikle 10-30 dakika sürer, ender olarak bir saate uzar. Panik atakları gece uykuda da gelebilir. Kişi büyük bir korkuyla uykudan uyanır. Bu olayı sık olarak yaşayanlar uykuya dalamazlar hatta uyumamaya çabalarlar. Tedavide temel ilkeler
Panik atakta en çok sorulan sorular ve cevapları:
1- Hastalık hakkında doktorunuzdan ve yayınlardan çok iyi bilgi alın. Temel Kural:"Düşmanını Tanı" Sana ne yapıp ne yapamayacağını bil! 2- Dahili,fiziksel muayeneler ve tahlillerde hiçbir şey yoksa;bir daha tahlil yaptırmayın ve dahili muayeneye gitmeyin. 3- Her hastanın tedavi süresi,onun kişiliğine durumuna bağlı olduğundan tedavi süresini bilin ve bu süreyi en verimli bir şekilde kullanın. 4- Yakınlarınızıda doktorla görüştürün.Hastalığın sizin elinizde ve iradenizde olmadığını öğrensinler ve size"yüklenmesinler" 5-Umudunuzu ve kendinize olan güveninizi hiçbir zaman yitirmeyin."Başaracağım,bu hastalığı yeneceğim ve yaşama sımsıkı sarılacağım. Kendime inanıyorum ve güveniyorum!" telkinini sık sık yenileyin. 6- Mümkünse her gün yarım saat yürüyüş yapın. 7- Her gün duş alın 8- Yüzme imkanınız varsa yüzün 9- Yılda iki kez tatil yapın. 10- Çözemediğiniz ve sizinle direkt ilişkisi olmayan sorunlarda üzülmeyin. "Kulak arkası edin." 11- Seks yaşamınızı canlandırın, fanteziler üretin. |
Panik Atak Panik Atak İle Başa Çıkmak MümkünAni kaygı nöbetlerine eşlik eden çarpıntı, aşırı terleme ve bulantı gibi belirtilerle kendini gösteren panik atak, son yılların en yaygın rahatsızlıkları arasında yer alıyor. Hastaların yaşamını alt üst edebilen bu hastalık, doğru tanı ve tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabiliyor. Panik Atak Tek Başına Bir Hastalık Değil Panik atak birçok psikiyatrik hastalığın dışında; tiroid bozuklukları, kan şekerinin düşmesi, kalp ve akciğer rahatsızlıkları, beyin tümörleri, epilepsi, kansızlık, çeşitli enfeksiyonlar, vitamin eksiklikleri, aşırı kafein tüketimi ve bazı ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Panik atak tek başına bir hastalık değil, birçok psikiyatrik veya fiziksel rahatsızlığın belirtisidir. Panik Atak Esnasında Ortaya Çıkan Bedensel Belirtiler Çarpıntı, kalp atışlarını duyumsama, kalp hızında artış olması, terleme, titreme, nefes darlığı, boğulma hissi, soluk kesilmesi, göğüste ağrı, sıkıntı, bulantı, karın ağrısı, baş dönmesi, bayılma hissi, olayları ve çevreyi bir sis perdesinin gerisinden bulanık algılama, kendine yabancılaşma, uyuşma ve karıncalanma, üşüme, ürperme, ateş basması, kontrolü yitirme, çıldırma ya da ölüm korkusu panik atak sırasında ortaya çıkan belirtiler arasındadır. Panik atakta bu belirtilerin en az dört tanesi görülmektedir. Kendinizi Rahat Hissettiğiniz Bir Yerde Hayal Edin Panik atak esnasında, öncelikle kişinin uygun bir yere oturması gerekir. Burundan yavaşça nefes alınıp, 5 saniye tutulduktan sonra, yavaşça dudaklar büzülerek nefes verilmelidir. Kişi kendini rahat hissettiği bir anını gözünde canlandırarak, dikkatini burada toplamalıdır. Çevredeki ayrıntılara odaklanmaya çalışılmalıdır. Panik atak nöbeti yaşadığını düşünenler korkacak bir şey olmadığını ve bu durumun birazdan geçeceğini içinden tekrarlamalıdır. Panik Atak Hastalarına Tavsiyeler;
Kaynak : CNN / Memorial Hizmet Hastanesi Psikiyatri Bölümü Uz. Dr. Mehmet Güdük (18 Ocak 2013,11:44) |
1 ek PANİK ATAK TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?Panik Atak, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bugün için etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır. Bunlar: Panik atak ilaç tedavisi İlaçlar, beyin sinir hücrelerindeki hormon faaliyetlerini düzenleyerek panik bozukluğunu iyileştirirler. Halen, ülkemizde bu hastalığa iyi gelen ilaçlar bulunmaktadır. İlaç tedavisi etkin dozda en az bir yıl sürdükten sonra, yavaş yavaş azaltılarak kesilmelidir. BİLİŞSEL-DAVRANIŞÇI TEDAVİ: Bu tedavide iki amaç vardır. 1. Hastanın, aslında tamamen ‘zararsız’ olan panik atağı belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inanışlarının düzeltilmesi ve hastanın bu belirtilerle korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır. 2. ‘panik atağı gelirse’ endişesi ile, sokağa çıkma, vapur, otobüs, trene binme, kalabalık yerlere gitme gibi tek başına yapmaktan korktuğu şeylere bir plan dahilinde yeniden ‘alıştırılması’ amaçlanır. En iyi sonuç, bu iki tedavinin birlikte uygulanmasi ile alinmaktadir. PANİK ATAK VE BESLENME Panik atak rahatsızlığı psikolojik sosyal faktörler tarafından tetiklenebileceği gibi beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak da görülmektedir. Bu duruma göre; kafein içeren çay, kahve ve kolalı içecekler rahatsızlığı tetikleyen içecek türleridi.Panik atak rahatsızlığına iyi gelecek beslenme şeklinde ise; mevsimsel beslenmek (kışın kış, yazın yaz sebze ve yiyecekler tercih etmek), kaygı giderici özelliği olan melisa, papatya bitki çaylarından tüketmek, omega-3 ve omega-6 bakımından zengin balıklar tercih etmek, içinde B vitamini bulunan kepekli buğday, mercimek, nohut, fasulye, bezelye ve barbunya yemek gerekir. PANİK ATAK NASIL OLUŞUR?ilk panik atak şöyle başlıyor: Hiçbir neden yokken ve birden bire başlayan çarpıntı, terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı yada baş dönmesi, dengesizlik, fenalaşma yada baygınlık gibi belirtiler kişiyi dehşet içinde bırakır. Kişi ‘kalp krizi ‘ geçirdiğini yada felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ‘ölüm korkusu’ ya da ‘felç olma’ korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik hissi, kendisini veya çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, ‘kontrolünü kaybetmeye’ yada ‘çıldırmaya başladığını’ düşünerek kendisine yada çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar. Hasta hemen, en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan birçok muayene, çekilen film, elektrokardiyografi, tomografi ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda doktorlar ‘hiçbir şeyi yok’ ya da ‘stresten olmuş ‘ derler. Çoğu zaman sakinleştirici bir iğne yapılarak evine gönderilir. panik atak tekrarlıyor: Bir süre sonra panik atakları tekrarlar. Hasta, her yeni atak ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve acil servislere taşınmaya başlar. Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılır ancak hiçbir şey bulunmaz. Hasta, kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bazen de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından tansiyon ve kalp ilacına, vitamine kadar değişik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü iyileşemez. Beklenti Anksiyetesi gelişiyor: Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok arttırır. Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir. Yoğun ve sürekli üzüntü: Hastalar, evde kimsenin olmadığı bir zamanda kalp krizi geçirmekten ve hastaneye ulaşamadan ölmekten ya da kontrolünü kaybederek çıldırıp intihar etmekten, kendisine ya da yakınlarına bıçak ve bu gibi bir şeyle zarar vermekten, başkalarının bulunduğu ortamlarda çılgınca ve garip davranışlarda bulunarak rezil olmaktan şiddetle korkar. Bu düşüncelerin sürekli aklına gelmesinden dolayı da yoğun bir üzüntü duyarlar. Yoğun davranışlar değişiyor: Bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında gerçekleşeceğine inandıkları ” felaketler” e karşı bazı önlemler almaya ve kimi davranışlarını değiştirmeye başlarlar. Ataklara neden olabileceğini düşündükleri etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler. Ataklara karşı evden çıkarken alkol / madde/ ilaç / kullanırlar. Ataklar sırasında kullanmak üzerede yanlarında ilaç, su, yiyecek v.b. taşırlar. Ataklar sırasında olabileceklere karşı önlem alırlar. Örneğin atak sırasında kontrolünü kaybederek çocuklarına zarar vereceğine inanan hastaların önlem alarak evdeki bütün bıçakları kilit altında tuttukları, çocuklarıyla yalnız kalmamaya çalıştıkları, atak sırasında fenalaşarak kendini yitireceğinden ya da bayılacağından korkan bayan hastaların, baygınken çalınır diye takılarını yanlarına almadıkları, onu baygın bulanların yardımcı olabilmesi için evinin / eşinin / ailesinin adresini, telefon numarasını, hatta tıbbi yardım için ulaşabilmek üzere doktorunun kartvizitini taşıdıkları görülmüştür. Bu hastalar, gerektiğinde acil yardımı çabuk alabilmek için bütün günlerini hastane bahçesinde geçirmeyi ya da güzergahlarını muayenehane, eczane ve acil servis bulunan yerlerden seçmeyi tercih ederler. |
Saat: 09:01 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık