MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Din/İlahiyat (https://www.msxlabs.org/forum/din-ilahiyat/)
-   -   Aforoz Nedir? Aforoz Edilme Hakkında (https://www.msxlabs.org/forum/din-ilahiyat/97998-aforoz-nedir-aforoz-edilme-hakkinda.html)

Bluesorrow 7 Ocak 2008 18:10

Aforoz Nedir? Aforoz Tanımı, Aforoz Hakkında


Gerek Hıristiyanlık'ta ve gerekse Musevilik'te, dinin hak ve ayrıcalıklarına karşı suç işleyen kişilerin din dışı sayılması demektir. Bu ceza Hıristiyanlığın ilk günlerinden itibaren uygulanmaktadır. Ortaçağ'da Papalar, aforozu bir silah gibi kullanarak, kralların, imparatorların bile gözünü korkutmuşlardır.

Aforoz cezasını vermeye yalnızca papalar, piskoposlar, bir de ruhani meclisler yetkiliydi. Aforozun kaldırılması ise ancak papayla ruhani meclisin elindeydi.

Katoliklerde iki tür aforoz vardır: Büyük ve küçük aforoz. Büyük aforoza uğrayan bir kimse, bütün dini haklarını kaybettiği gibi, başka Hıristiyanlarla görüşmesi de yasak edilir. Küçük aforozda ise sadece bazı haklarda kısıntı yapılır. Aforoz cezasının ayrıca sürekli ve geçici şekilleri de vardır.

Avrupa tarihinde aforoza uğramış pekçok hükümdar vardır. Bunların en tanınmışı Alman Kralı 3. Heinrich'tir. 1077 yılında aforoz edilen kral, kendisini bağışlaması için Papa 7. Gregorius'un kapısında yalınayak beklemek zorunda kalmıştır. Aforoz cezası Musevilerde de vardır. Filozof Spinoza, Musevi aforozuna uğrayanların en ünlüsüdür.


asla_asla_deme 26 Ocak 2010 22:50

Aforoz Nedir?

Yahudiler ve Hırisliyanlarda belirli suçları iş­leyen kimselere uygulanan sürekli veya geçici toplum dışına çıkarılma cezası.

Yahudilerde bu ceza, Tevrat'la sayılan "bü­yük günahları İşleyenlere karşı uygulanır. Aforoza uğrayan kimseyle dindaşlarından hiçbiri ilişki kurmadığı için suçlu, topluluğu bıra­kıp gitmekten başka çıkar yol bulamaz ve böy­lece toplum kendini kimi davranış biçimleri­nin etkisinden bütünüyle korumuş olur. Hıris-tîyanlarda ise, uygulama biraz daha farklı­dır. Yah udilerde bu cezayı gerektiren büyük günahlar Tevrat'ta belirtilmiş olduğu halde, Hırisiiyanlarda zaman zaman eklemeler ve çı­karmalar yapılan düzenlenmiş listelerde yer alan "günahlar sözkonusudur. Nitekim, der­lenmesine 1545-1563 Trcnt Konsİli sırasında karar alınmakla birlikte, yürürlüğe, ancak 1917 Yılında giren Kilise Hukuku Yasası için­de yer alan bu liste, bu yasanın 1983 yılında el­den geçirilmesi sırasında yeniden düzenlen­miş, ve Aforoz'la İlgili VI. Kitap'taki bu suçla­rın sayısı 37'den 7'ye indirilmiştir. Buna göre aforozu gerektiren günahlar şunlardır: İnan­cın büsbütün yitirilmesi ya da kilise doktrini­ne aykırı inanç taşımak, Papaya fiilen saldırı­da bulunmak, Vatikan'dan onay alınmadan piskopos atanması, komünyonda kutsanmış ekmeğe küfür etmek, bir papazın, kendisinin yardımı ve teşviki ile İşlenmiş bir günahı (gü­nah çıkarma yoluyla) bağışlaması, günah çı­karmadaki gizlilik ilkesinin çiğnenmesi, kür­taj. Bunlardan üçü topluluk bireyleri, tamamı ve özellikle dördü de kilise görevlileri tarafın­dan işlenebilecek günahlar olarak görülmekte­dir.

Aforoz'a uğrayan kimse, verilen karar uya­rınca, topluluğun dışına büsbütün ve sürekli çı­karılabileceği gibi, belirli bir süre için de İlişki­ler kesilebilir. Biraz daha hafif cezalandırma­larda kilise haklarından yoksun bırakılır; söz­gelimi, komünyona ve kilisedeki ibadet ve ayinlere katılması yasaklanır.

Bütün Hristiyan mezhepleri, kiliseleri ve ce­maatlerinde uygulanan bu toplumdan dışla­ma yöntemi, özellikle tarih içinde ve papalı­ğın, kilisenin gücünü arttırmak ve pekiştirmek doğrultusunda çokça kullanılmış ve hatta ki­mi siyasal sürtüşmeler ve çıkar kavgalarında kralların bile aforoza uğratıldığı olmuş, her se­ferinde de kilise açısından oldukça olumlu so­nuçlar alınmıştır. Papa VII. Gregor tarafın­dan aforoz edilen Alman Hükümdarı IV. Heinrich'İn tüm yakınlarının kendisiyle ilişkiyi kesmesi üzerine, karlar içinde yalın-ayak yürü­yerek Papalık Sarayı'na gidip, diz üstü yalvara-rak kendini affettirişi olayı bunlardan biridir.

Aforoz edilen kişinin itirafta bulunup, kefa­rete katlanması halinde bağışlanması müm­kündür. Herhangi bir papaz tarafından bağış­lanma yapılabilecek günahların yanında, an­cak ve özellikle piskoposların veya bizzat pa­panın bağış! amasıyla kalkabilecek aforoz tür­leri de vardır.

Başka başka adlar altında anılsa bile, en son kurulmuş olanına dek tüm Hıristiyan kilisele­rinde aforoz uygulaması vardır.
Zübeyir YETİK


Daisy-BT 8 Nisan 2011 23:38

Aforoz
 

Aforoz

Hristiyanlıkta bir müminin çiğnediği dinsel yasak yüzünden kilise topluluğu dışına atılması.

Yunanca "Aphorizein" sözcüğünden bozularak yaygınlaşan deyimi ilk kez Yahudiler kullandılar. Daha çok "din dışına çıkarma" anlamına gelmekle birlikte "lânetleme" anlamı da taşıyordu. Yahudilikten Katolikliğe geçen bu cezalandırma yöntemi çok çeşitlendi ve özellikle Orta Çağ'da çok etkili bir şekilde kullanıldı.

Aforoz etme hakkı, papalık makamının elinde yüzyıllarca önemli bir tehdit aracı oldu. Aforoza uğrayan bir Hristiyan takdis edilemez, kilise ayinlerine katılamaz, o cemaatin mezarlığına gömülemezdi. Çeşitli din adamları, hatta kral ve imparatorlar aforoz edilme korkusuyla papalara boyun eğdiler. Sonraları güçlü kralların bunu umursamamaları, güçlü din adamlarının da aforoza aforozla karşılık vermeleri sonucu önemini yitirdi. Protestanlıkta ise aforoz daha da çeşitlenmiştir. Fakat Protestan ve Katolik aforozları arasındaki fark, birincilerin yalnızca dinsel konuları, ikincilerin ise yurttaşlık haklarını da kapsamasıdır.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs



Mira 24 Şubat 2012 01:43

Aforoz
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Papa IX. Gregory bir aforoz anında
http://c1202.hizliresim.com/u/s/2z8yb.jpg
Aforoz, dini bir topluluğa mensubiyetten mahrum etme ya da çıkarılma anlamında kullanılan dini bir kınama şekli. Kelime tam olarak “herhangi bir kimseyi iletişimin, toplumun dışına çıkarma” anlamına gelir. Bazı dinlerde, aforoz grup ya da bir üyenin manevi kınamasını da içerir. Ayrıca bazı durumlarda aforozdan sonra dini toplumun norm ve kurallarına ya da suça uygun olarak sürgün, soyutlama ve utandırmadan oluşan kınama ve yaptırımlar ortaya çıkar.

Hristiyanlık’ta Aforoz
Aforoz’un İncil’e ilişkin ilk kullanımı “anathema” iledir. Bununla ilgili atıflar Galatians 1:8’de yer alır. “Ama eğer biz ya da cennetten bir melek dahi olsa, bizim sana telkin ettiğimize karşılık bir hakikat ile size geldiğini iddia etse, o lanetlidir(anathema). Ve tabi 1 Gorinthians 16:22’de: “Rabbi sevmeyen her kimse omelundur, lanetlidir(anathema).” Kelime çeşitli şekillerde tercüme edilebilir, Kral James’in çevirisine göre anathema, melun olarak tercüme edilmiştir.


Yeni Ahit sınırlı sayıda aforoz örneği sunar. Matta 18:17’de, İsa, durmadan kalp kıran kimselere Yahudi olmayan kimseler (gentiles) ya da vergi tahsildarı muamelesi yapılması gerektiğini öğretir. Romalılara Mektup 16:7’de, Paul ‘öğrendikleri ve kaçındıkları doktrinlere karşı bölünmelere sebep olanlara’ dikkat çeker.

Anathema erken Kilise döneminde, aforozdan öte korkunç dini yaptırımların bir şekli olarak kullanılmıştır. Bilinen ilk örnek M.S. 306 yılında gerçekleşmiştir. Roma Katolik Kilisesi nadiren bireylere karşı kullansa da, bu yaptırımlardan halen faydalanmaktadır. Bazı modern kiliseler, herhangi tüm soyutlama, dışlamaları anathema olarak nitelerler.

Katolik Kilisesi

Katolik Kilisesi’ne göre; Aforoz, resmi bir muamele, yargılama usulü olarak hiçbir surette ceza değildir, sadece Katolik Kilisesi’nin az ya da çok tanınır bir üyesinin daha önce var olan durumunun beyannamesi, bir bildirisidir. Bir kimse kendisini mümin toplumdan ayıran bir harekete, özellikle sözlü ya da eylemli başvurduğunda, ya da örneğin inananlar arasında karmaşa yaratıp tefrikaya sebep olduğunda, yasal bir bildiri aracılığıyla durumun aydınlatılması Kilise için bir zorunluluktur. Böylelikle Kilise, rahipler sınıfı dışındaki herkesi, halkı o kişinin takip edilmemesi gereken bir kimse olduğu hakkında bilgilendirmiş ve ruhban sınıfını, kişinin kasıtlı olarak yapmış olduğu hareketler ile kendini Kilise’den ayırmış olduğu, hatalarından vazgeçmediği sürece ayinlere kabul edilmeyeceği ile ilgili haberdar etmiştir. Hüküm aynı zamanda; tekrar uzlaşma yani mutakabat(reconciliation)’ın Papa’nın öncülüğü ya da lokal bir piskoposun yol göstereceği bir süreç ile kiliseye yeniden tabi olarak sağlanacağını belirtir. Aforoz hiçbir zaman yalnızca intikam almak için verilen bir ceza değildir, bilakis hep iyileştirici, kişiyi açıklama yapmaya ya da tavırlarını değiştirmeye, pişman olup topluluğa geri dönmeye zorlayan, ıslah edici bir ceza olarak uygulamaya konur.
Aforoz edilmiş kimseler papazlığa ait makamlarda; okuyucu, rahip ya da papaz yardımcısı olarak ayinlere katılmaktan, Kutsal Komünyon’a iştirak etmekten ve diğer ayinlerden menedilirler. Lakin elbette bu, aforoz edilmiş kimselerin bu toplantılara pasif olarak da katılamayacağı anlamına gelmemektedir. Diğer hak ve imtiyazları iptal edilir, dini bir ofis ya da makama malik olamamak gibi.

Aforoz dini bir mahkemenin hükmü olarak deklare edilebildiği gibi, daha yaygın olarak, suç sayılan tavrın gerçekleştiği yer ve zamanda otomatik olarak uygulamaya koyulabilir. Aforoz edilmiş kimse, halen, vaftize karşılık görülen bir karaktere sahip bir Hıristiyan ya da Katolik olarak görülür. Roma Katolik Kilisesi’nde resmi aforoz, aforoz edilmiş bireyin pişmanlık beyanı, akide -amentü- sözü(eğer suç dinsel sapkınlığı içeriyorsa) , itaatin yenilenmesi ile uygulamadan kaldırılabilinir. Bunu yapmaya yetkin bir Başpiskopos ya da papaz tarafından imanının yeniden kabul edilişin deklaresi ve sonunda Yeniden Dönüş ayini, kabul töreni yapılması suretiyle aforoz kalkmış olur. Aforozu gerektiren suç, muhakkak cezayı kaldırmaya yetkin bir piskopos ya da papaz tarafından affedilmeli.

Roma Katolik Kilisesi, özellikle Orta Çağ süresice, kişisel olarak kendilerini Katolik Kilisesi’nden soyutlamış resmi görevli ve krallar göz önünde bulundurulursa, aforozun resmi bir bildirisini yayınlamaya mecbur bırakıldı. Reformasyon’dan sonra, birçok prensin kendilerinin Kilise’den ayrıldıklarını beyan etmeleri ile beraber bu uygulama devam etmedi. Benzer bir ceza, yasak; kasaba yahut bir bölgede ayin ve kutlamaların engellenmesi şeklinde kendini gösteren tüm bölgenin aforozu şekliyle ortaya çıktı. 1983 Kilise Hukuku Kanunu’ndan önce, aforozun iki kademesi vardı: Vitandus: (Büyük Aforoz): sakınılan anlamında, diğer Katoliklerin kaçınılması gereken insanlar için kullanılan uygulama. Tolerates: (Küçük Aforoz): hoş görülen anlamında, Katoliklerin aforoz edilmiş kimse ile iş ve sosyal ilişkiler kurmasına izin verilen uygulama.


Bu farklılık artık uygulamada değildir, ve aforoz edilmiş Katolikler hala ayinlere katılmaları ile ilgili baskı altındadırlar, Kutsal Komünyon’a iştirakleri ve ayinlerde aktif rol almaları yasaklanmış bile olsa... Aslında bu yolla aforoz edilmiş kimse kilise ile ilişkide kalması için teşvik edilmiş olur, çünkü asıl amaç onların pişman olup kilise yapısı içerisinde aktif rol almaya yönlendirmektir. Orta Çağ’da, umumi aforozun resmi uygulamaları, ‘çan, kitap ve mumla ayıplamak’ deyimi hasebiyle, içinde çan çalınması, İncil’in kapatıldığı, mum söndürüldüğü bir merasim tarafından eşlik edilerek pratiğe geçiriliyordu. Bu tip merasimler şuan uygulamadan kaldırılmıştır, ama aynı prensiplere başvurulur. Yalnızca; şayet, bireyin aforozu gerekli kılan suçu çok umumi ve insanları kargaşaya sokacak cinsten ise kişinin aforoz edildiği bildirilir ve bu genelde bir kilise çalışanı tarafından yapılan sade bir açıklama ile halka duyurulur.

Ortodoks Kilisesi

Ortodoks Kilisesi’nde, aforoz Kutsal Şölen’e mensubiyetten alıkonulma, uzaklaştırılma şeklinde kendini gösterir. Kiliseden soyutlanma olarak değil. Bu ise birkaç sebepten ötürü gerekli olabilir; o yıl içinde günah çıkarmamak gibi.
Aynı zamanda aforoz pişmanlık sürecinin bir parçası olarak da kabul edilebilir. Aforoz genellikle topluluğa ait üyeyi ıslah etmek amacı ile yapılır. Ortodoks Kilisesi bir soyutlama metoduna sahiptir ama bu sade, ciddi ve anathema diye nitelenen, pişman olamayan dini sapkınlar için geçerli olan bir yaptırımdır. Bu koşulda bile, birey kilise tarafından aşağılanmış, lanetlenmiş değildir, bilakis kendi haline bırakılmıştır.

Lutheranlık

Lutheranlık teknik olarak bizzat bir aforoz süreci geçirmiş olsa da, bazı mezhep ve cemaatler bunu kullanmazlar. Lutheran açıklaması, ilk ve teknik şekliyle, Martin Luther’in Small Catechism’inde yer alır. Luther’e göre aforoz şunları gerektirir: 1-Günah işleyen kimseye karşın fail ve bireyin yüzleştirilmesi. 2-Bu başarılı olmazsa, fail, zarar görmüş birey ve iki ya da üç şahit arasında yüzleşme. 3-Konunun mezhep papazının bilgilendirilmesi. 4-Papaz ve failin yüzleştirilmesi.

Bunun ötesinde çok az onaylama vardır. Birçok Lutheran mezhep bir tek papazın aksine tüm mezhebin aforoz için uygun adımlar atması öncülüğünde yaptırımlarını uygularlar ve her zaman kesin kurallara sahip değildirler. Örneğin; kiliseler bazen Pazar ayinlerinde yapılan oylamalara ihtiyaç duyarken, bazı mezhepler bu hükmün oybirliğine varılarak sonuçlandırılması gerektiğini söyler.

Lutheran uygulaması, nadiren kullanılsa da, bir bakıma demokratik uygulamasından dolayı son yıllarda alışılmamış durumların ortaya çıkmasına sebep oldu. Bir örneği Evanjelik Lutheran Kilisesi’nden aforoz edilmiş seri katil Dennis Rader’ı yakalatmak amacı ile kilise mensubu arkadaşlarından aforoz edilmesi için, bazı kimselerin oy toplama çabası idi.

Anglikan Komünyonu


İngiltere Kilisesi

Aforoz edilmiş kimselere kilise tarafından nasıl muamele edileceği ile ilgili kanunlar olmasına rağmen, İngiltere Kilisesi’nin bir üyenin nasıl ya da hangi sebeple aforoz edilebileceğine ilişkin özellikli kanunları yoktur. Aforoz son çare olarak başvurulan bir önlemdir ve pek nadir kullanılır. Örnek olarak; 1909’da bir ruhbanın dört kilise cemiyet üyesini katlettiği için aforoz edilişini gösterebiliriz.

Amerika Episkopal(Piskoposluk) Kilisesi

The ECUSA (Amerika Episkopal(Piskoposluk) Kilisesi) Anglikan Komünyonu’ndandır ve İngiltere Kilisesi ile aynı birçok kanuna sahiptir.Aforoz uygulaması ile ilgili belli başlı kayıtlar yoktur, çünkü çok çok nadir olarak görülür. Mayıs 2000’de kilise ve müntesipleri hakkında haddinden fazla eleştirel beyanatları yayımlayan biri kilise tarafından aforoz edilmiştir.

Budizm

Budizm’de aforoza direk olarak denk düşecek bir kavram bulunmamaktadır. Buna rağmen, manastır cemiyetinde keşişlerin sapkınlık ya da diğer tutumlarından dolayı manastırlardan atılmaları söz konusudur, tıpkı Kelsang Gyatso gibi. Buna ek olarak, keşişlerin dört yenilgi olarak isimlendirilen dört yeminleri vardır; cinsel ilişki, hırsızlık, adam öldürme, manevi güçlerini kötüye kullanma. Eğer bu yasaklardan biri delinirse, keşiş otomatik olarak ruhbanlıktan atılır ve hayatının sonuna kadar bir daha asla keşiş olamaz.

İslam

Hristiyan literatüründeki aforoz İslam’da yer almamıştır. En yakın kavram olan tekfir, bir kimsenin ya da bir grubun kâfir ya da inançsız olduğunu deklare eden bir bildiridir. Bu kişiyi herhangi bir İslami tören ya da ibadeti yapmaktan alıkoyamaz. Çünkü bir kimsenin kâfir olup olmadığı ancak ve en doğru Allah bilebilir. Eğer hedef iddiayı çürütmüşse ya da İslam’ı toplum bunu kabul etmeyi reddetmişse, tekfir ilanı genellikle batıl ve anlamsız olarak görülmüştür. Tekfir genelde mahkemeler aracılığı ile uygulamaya konmuştur. Son dönemlerde yaşanmış misaller, bireylerin kâfir olarak görülmesi şeklinde gerçekleşir. Bu hükümle, genel anlamda, anti-İslami görülen bazı yazılarına mukabil, bu bireylere karşı mahkemelerin ortaya çıkmasına sebep oldu. En bilinen örnekler; Selman-ı Rüştü, Nasr Ebu Zeyd, Nevval el-Saaadevi’dir. Bu kimselerin tekfiri beraberinden eşlerinden de boşanmalarını gerekli kılmıştır, çünkü Klasik İslam Hukuku uygulamasına göre, Müslüman kadınların Müslüman olamayan erkeklerle evlenmeleri yasaklanmıştır. Ancak, tekfir İslam’da ihtilaflı bir sorun olarak kalmaya devam etmiştir, esasen bunun en temel sebebi; evrensel olarak İslam Hukuku’nda böyle bir merasim yapma hakkına sahip otorite kabul görmemiştir.

Musevilik

‘Herem’,Musevilikte en büyük dini kınamadır. Bir Kimsenin Yahudi toplumundan tamamen bir soyutlanmasıdır. Haredi cemaatinin bazı uygulamaları dışında, Herem, Aydınlanma sonrasında lokal Yahudi toplulukları siyasi özerkliklerini kaybedince ve yaşadıkları yerdeki Yahudi olmayan insanlara entegre olunca uygulamadan kalkmıştır.


Mira 1 Mart 2012 10:50

Aforoz
1. Birçok dinde, bir kimseyi bağlı olduğu dinsel topluluktan çıkarma.(Genellikle katoliklerde, vaftiz edilerek kilise topluluğuna alınmış bir kimsenin, inananlar topluluğundan atılmasıyla sonuçlanan bir kınama biçimi ya da dinsel cezadır.) (Bk. an-sikl. böl.]
2. Bir kimseyi bağlı olduğu topluluktan çıkarma, dışlama.
3. Bir kimseyi aforoz etmek, o kişiyi, dinsel yasaklara uymadığı durumlarda kilise birliğinden çıkarmak, kovmak; o kimseyle ilişkiyi kesmek, onu dışlamak.

Katolik Aforozu

Aforoz, aforoz edilen kişiyi, vaftizin yok edilmezlik niteliğinden ya da Kilise ile olan temel bağından yoksun bırakmaz, ancak dindarların yararlandığı bazı manevi destekleri ondan esirger. Her sivil ya da dinsel toplum gibi, Kilise de kuruluşunun ilk döneminde, tutum ve davranışı açıkça utanç verici, dolayısıyla topluluk için tehlikeli sayılan kimi üyelerini, geçici bir süre için ya da kesin olarak kendi dışına atabilme hakkına sahip olmayı gerekli bulmuştu. Paulus'un, zina' yapan bir Korinthoslu hakkındaki kararı (Korinthoslular'a mektuplar, l,V) bu uygulamanın en tanınmış örneklerinden biridir. Gregorius IX zamanında (XIII. yy.), bir tören düzenlenerek açıkça ilan edilen aforoza anathema denirdi. Suçların değişik ağırlıkta olması, çeşitli aforoz sınıflandırmalarının doğmasına neden oldu: manevi desteklerden tümüyle ya da kısmen yoksun bırakmasına göre, büyük aforoz ya da küçük aforoz; Kilise'ni'n aşama düzeni içinde yer alan ve af hakkına sahip makamın yüksek ya da aşağı olmasına göre, yüksek aforoz ya da aşağı aforoz; latae sententiae ya da ferendae sententiae: birincisinde, ağır suçun kendisi cezanın verilmesi için yeterlidir; ikincisindeyse, suçu mahkûm eden ya da bildiren bir yargı kararına gerek vardır.

Kilise'nin tarihinde, aforoz kurumunun kötü uygulanması yüzünden, bu kurumun kendi iç düzeninin bozulduğu dönemler oldu. Örneğin, XIV. yy.'da bir Pierre d'Ailly, aforozların "saygı uyandıracak kadar ender" olduğu zamanların özlemini duyabiliyordu.

1917 Yasası, hâlâ aforoza neden olabilecek 50 kadar suç sayar. Örneğin bir çocuk düşürme olayına, işlenen suçun ağırlığının bilincinde olarak katılıp yardım eden herkes aforozla cezalandırılır ve bunun affı, olayın geçtiği yerin piskoposuna bağlıdır ve bu piskopos da, bu konuda, genellikle herhangi bir günah çıkarıcı rahibi kendi yerine yetkili kılar. II. Vatikan konsilinden sonra, Kilise ceza hukukunun basitleştirilmesini ve hafifletilmesini isteyen eğilim, aforoz konusunu da açıkça etkiledi. Böylece, mart 1966'da katolik olmayan bir rahibin ya da diğer bir deyişle başka bir hıristiyan mezhebinden olan bir rahibin önünde evlenen her katoliğe verilen aforoz cezası kaldırıldı.

Protestan Aforozu

Calvinci kurallara sıkı sıkıya bağlı reformcu kiliselerde aforoz, kuramsal olarak hâlâ yürürlüktedir. Sonuçları yurttaşlık alanında değil de, dinsel alanda görülür (Cena ayininden atılma, çocukların dini eğitiminin vaftiz babalarına ve vaftiz analarına verilmesi, evlenme kutsamasından yoksunluk). Gerekli olduğu durumda, "ihtiyarlar" meclisi, ilgiliyi dinledikten sonra, aforoza karar verir; ilgilinin sinod meclisine başvurma hakkı her zaman vardır. Özellikle, Kutsal Cena' ya katılma hakkını geçici olarak kaldırma cezası verilir; bu tür aforoz ilgili kişinin gerçek bir pişmanlık göstermesi durumunda kaldırılır. Günümüzde bu gibi işlemler ancak dine ve ahlaka aykırı rezaletler çıkaran ve bu tür davranışlarını sürdüren hristiyanlara uygulanmaktadır.

Büyük Larousse, Gelişim Yayınları 1.Cilt


ArCHanqeL 5 Ağustos 2012 22:48

Eskiden, hıristiyanlıkta bir kişiyi dini etkiler ile toplum dışı bıraktırmak, bırakmaktır...
Afaroz cezası hıristiyanlığa da yahudilikten geçmiş olduğu halde, hıristiyanlar bu cezanın kaynağının hazret-i isa’nın günahkar birisi hakkındaki sözlerine dayandırırlar. hıristiyanlıkta önceleri beddua şeklinde uygulanan aforoz cezası önemini kaybetmiş, zamanla topluluktan çıkarma şeklinde tatbik edilmiştir. dördüncü yüzyılın sonlarından itibaren topluluktan tamamıyla çıkarma şeklinde değil, ıslah gayesiyle ve tövbe etmesi halinde suçluyu yeniden cemaate alma tarzında uygulanmıştır...


AndThe_BlackSky 5 Haziran 2013 20:04

Afaroz
MsXLabs & Dini Kavramlar Sözlüğü

Hristiyanlık ve Yahudilikte öngörülen bir dinî ceza türü olup, Kilise hukukuna göre yetkili dinî şahsiyetler tarafından suçlu görülen bir Hristiyanın kendi topluluklarından uzaklaştırılmasıdır. Aforoz, Ezra zamanında bağımsız bir ceza müessesesi haline gelmiştir. Bu ceza genellikle dinsel inanışlardan ayrılanlarla, ağır ve büyük günah işleyenlere verilmektedir. Ortaçağda papalar ve piskoposlar bu cezayı hükümdar ve prenslere karşı bir çıkar ve siyaset silahı olarak da kullanmışlardır. Aforoz cezasını vermeye veya kaldırmaya yetkili olanlar, papalar, ruhanî meclisler veya piskoposlardır.

Cezayı gerektiren sebepler ise şöyle sıralanmıştır:

1- İnanç değerlerini inkar etmek,
2- Sapık bir mezhebe tabi olmak,
3- Papa'ya isyân etmek veya saldırıda bulunmak,
4- Kutsal kabul edilen eşyayı, saygınlığı ile bağdaşmayan bir yere atmak,
5- Dinî niteliği bulunan bir sırrı ifşâ etmek,
6- Büyük günah işlemek. Aforoz cezasına çarptırılan kişi, kilise üyeliğine tanınan hak ve yetkilerden yararlanamaz. Katolik, Ortodoks ve Ermeni kiliselerinin tamamında Aforoz bulunmaktadır. İslâm'da ruhânî bir sınıf bulunmadığı gibi böyle bir ceza da söz konusu değildir. İşlenen suç hangi türden olursa olsun mahkemeden başka suçluya ceza verecek bir merci yoktur. İslâm dininin belirlediği cezalar arasında bir müslümanı dinî görev ve ibadetlerden mahrum bırakmak veya toplumdan tecrit etmek gibi bir uygulama söz konusu değildir. (F.K.)


_AERYU_ 28 Haziran 2015 21:45

Yahudi Aforozu
MsXLabs & Büyük L.


Eski Ahit'te aforoz, büyük bir günah (sünneti reddetmek, Moloh’a çocuk kurban etmek, yortuyu kutlamamak gibi) işlendiği zaman, suçluyu bağlı bulunduğu dini topluluktan çıkaran bir karardı. Hahamlık öğretisi, aforozun birkaç derecesi olduğunu söyler. Küçük aforoz cezasına uğrayan bir kimse, ancak kendi ailesinin üyeleri ve uşaklarıyla ilişki kurabilirdi; bütün yas kurallarına uymak zorundaydı. Büyük aforoz cezasına uğrayan bir kimseyse, hiçbir dindaşıyla ilişki kuramazdı. XVIII. yy.’da büyük reformcu Mendelssohn, topluluktan dışlama yetkisinin her türlüsüne karşı çıktı. Aforoz edilmiş Yahudiler'in en ünlüsü Spinoza’dır.



Saat: 09:17

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık