Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Kasım 2008       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Alışverişte bir ödeme aracı olarak kullanılan para, günümüzde genellikle made­ni para, kâğıt para ya da banknot ve banka mevduatından oluşur. Banka mevduatı, in­sanların banka hesaplarında bulunan ve iste­dikleri zaman kullanabilecekleri paradır.

Para, alım satımlarda bir ödeme aracı olmanın yanı sıra, toplum tarafından kabul edilen ortak bir değer ölçüsü ve servet birik­tirme aracıdır. Metrenin insanların boylarını, kilogramın ise ağırlıklarını ölçmekte kullanıl­ması gibi, para da onların ceketlerinin, kitap­larının, bisikletlerinin değerini ölçer. Para, bir malın değerini başka malların değerleriyle karşılaştırarak ölçer, yani malların birbirleriy­le değiştirilme oranlarını belirler. Ortak değer ölçüsü olarak, değiştirilecek malların biri karşılığında öbüründen ne kadar verileceği parayla ölçülür.
Malların para olmadan birbirleriyle takas edildikleri bir durumu düşünelim. İki ayrı kişinin elinde eşit değerde olduğu varsayılan bir somun ekmek ile bir parça çikolata bulun­sun. Bu iki mal birbirleriyle sahiplerinin hiçbir kaybı olmaksızın takas edilebilir, ama çikolata ekmeğe göre daha değerliyse, bu takastan çikolatanın sahibi zararlı çıkacaktır.
Malların çeşitlendiği ve çoğaldığı bir ortam­da malın malla değiştirilmesi olanaksızlasın Böylece bütün malların değerinin ortak bir ölçüyle saptanması gerekir. Bir parça çikolata almak için şekerciye gidildiğinde, ödeme ek­mekle değil, parayla yapılır. Para burada çikolatanın değerinin yerine geçer.
Para bir değer ölçüsüdür, ama kilogram ya da metre gibi değişmez bir ölçü değildir. Değeri zaman içinde değişebilir. Para kendi değerini ölçemez, onun değeri satın alabilece­ği mallarla ölçülür. Paranın değeri düştüğün­de satın alabileceği mal miktarı azalır, yani malların fiyatları yükselir.
Paranın değeri insanların ona duydukları güvene bağlıdır. Kendi ödemelerinde bu pa­rayı kullanabileceklerine inanan insanlar, ürettikleri mallar ya da verdikleri hizmetler karşılığında kâğıt ya da madeni para almayı kabul ederler.

Geçmişte bazen paraya duyulan güven azalmış ve ülke parası değerini yitirmiştir. Bunun bir örneği 1930'larda Almanya'da yaşanmıştır. Marka duyulan güven azalınca, Almanlar paradan kaçarak tüketim mallarına yöneldiler. Para olarak ödenen ücretlerini hızla harcadılar. Fiyatlar yükseldi, enflasyon tırmandı ve sonunda bir somun ekmek almak için bile çuvalla para gerekir oldu. Bu sorunu çözmeye çalışan hükümet, ilk önceleri gide­rek daha yüksek tutarlı, hatta 1 trilyon marklık paralar bastı. Sonuçta yeni bir para yaratarak halkı bu paranın değerini koruyaca­ğına inandırmak zorunda kaldı.
Birçok ülkede ödemeler artık gerçek paray­la değil çekler ve kredi kartlarıyla yapılmakta­dır. Genellikle güvenlik nedeniyle büyük ödemeler için bu yöntemden yararlanılır. Örneğin, otomobil alımında çek kullanmak banknot destelerinin el değiştirmesinden da­ha güvenlidir. Böylece, para banka hesaplan arasında yer değiştirir. Küçük alımlarda ise kâğıt ve madeni paraların kullanılması işleri kolaylaştınr.

Para Çeşitleri
Bugün birçok ülkede ödeme aracı olarak kâğıt ve madeni paralar kullanılır, ama tarihte farklı paralar kullanılmıştır. İÖ 2000'den önce Eski Mezopotamya'da kira, vergi ve para cezalarının ödenmesi ile alışverişte gümüşün yanı sıra tahıl da kullanılmaktaydı. Mısır'daki papirüs ile Afrika'daki deniz salyangozu ka­bukları öteki eski para çeşitleri arasında sayılabilir.
Bugün bile bazı halklar arasında sığır ya da çeşitli kabuklar para yerine geçmektedir. Para olarak seçilen nesneler bir değer taşır ve bu değerini koruyabilirdi. Örneğin, çilek ça­buk çürüdüğü için para olarak kullanılamaz. Aynı biçimde taşın değeri de o kadar düşük tür ki, para yerine kullanılırsa alışverişe giden insanların tonlarca taş taşımaları gerekecek­tir. Para olarak kullanılacak madde kıt olma­lı, ama çok da ender bulunmamalıdır. Kolay aşınmayan ve yıpranmayan, niteliğini zaman içinde koruyan bir madde olmalıdır. Elmas sağlam bir taştır. Ama o kadar ender bulunur ki, para olarak kullanmak için çok küçük parçalara ayırmak gerekir. Her bölünüşünde niteliği de çok değişeceğinden her küçük parçanın değerinin yeniden saptanması gere­kecektir.
Önceleri tuz, hayvan, hayvan derileri ve çeşitli kabuklar para görevini görürken, za­manla kolayca taşınabilen, bölündüğünde de­ğeri değişmeyen, aşınmayan ve bozulmayan altın ve gümüş bu malların yerini aldı. Yüzler­ce yıl boyunca gümüş ve altından madeni para yapıldı. Ama günümüzde bu metaller para olarak kullanılmak için fazla değerli olmuş­tur. Bunların yerine bakır ve bakır-nikel alaşımı gibi daha bol bulunan metaller kulla­nılmaktadır.

Madeni Para
Madeni para, belirlenmiş ağırlıkta olan ve parayı bastıran yetkili makamın nişanını ya da damgasını taşıyan bir metal parçasıdır. İlk madeni para İÖ 7. yüzyılda Anadolu'da yaşamış zengin bir halk olan Lidyalılar tara­fından kullanılmıştır. Bir fasulye tanesi bü­yüklüğünde ve biçimindeki bu madeni paralar yüzde 75 altın ve yüzde 25 gümüş alaşımı olan elektrumdan yapılmıştı. Lidya Kralı Krezüs, daha sonra saf altın ve gümüş paralar bastırdı. Kısa bir süre sonra Eski Yunan, Anadolu, Ege Adaları, Sicilya ve Güney İtalya kentleri kendi paralarını bastır­maya başladılar. En değerli olanlar altın paralardı. Sonra sırasıyla gümüş ve bakır paralar geliyordu.

Yunan madeni para basımı 500 yıl sürdü. İlk madeni paralarında tunç, daha sonraları gümüş kullanan Romalılar da benzer yöntemlerle para bastılar. Çin'de ise, ortasında kare delikler olan tunç madeni paralar »ünümüzden en az 2.500 yıl önce kullanılı­yordu.
İlk İslam parası Hz. Ömer (634-644) döne­minde bastırıldı. İlk Osmanlı gümüş parası alan akçenin 1326'da Orhan Gazi döneminde bastırıldığı kabul edilmişse de, yakın dönem­le babası Osman Bey'in bastırdığı bir akçe bulunmuştur. Osmanlılar Fatih Sultan Mehmed yönetimine kadar akçe ve pul denen »ümüş ve bakır sikkeler bastılar. İlk Osmanlı iltın parası Fatih tarafından 1477'de çıkarıldı. Üzeri tuğralı ilk Osmanlı parası III. Mehmed döneminde (1595-1603) basıldı. 1687'de bü­tün madeni paralara darphane damgası vurul­maya başlandı. Kâğıt para çıkarma yetkisi 1863'te Osmanlı Bankası'na verildi. Cumhuri­yetin ilk yıllarında Osmanlı madeni paralarının kullanımı sürdü. 1924-25'te çıkarılan yasa­larla altın ve gümüş paralar kaldırıldı.

Madeni Para Yapımı
İlk madeni paralar önce dökülür, daha sonra üzerlerine kaba bir desen basılırdı. Yunanlılar bu yöntemi daha da geliştirdiler. Kalıba dökülmüş metal parçası soğumaya bırakılır ve daha sonra yeniden ısıtılarak üzerinde sanat­çılar tarafından yapılmış desenlerin bulundu­ğu iki kalıp arasına yerleştirilirdi. Üst kalıp alt kalıbın üstüne konur ve çekiçle vurularak baskı yapılırdı. Bu yöntem bugünkü yöntem­lere göre oldukça ilkeldi. Ne var ki, bugüne kadar yapılmış sanat değeri en yüksek parala­rın bazıları bu biçimde basılmıştır.
Madeni para yapımı Romalılar'dan sonra geriledi. İS 500-1400 arasında basılan paralar inceldi, gösterişsiz ve ilkel bir biçim aldı. Ticarette takas ağırlık kazandı. 15. yüzyılda, özellikle Amerika'da değerli madenlerin bu­lunmasıyla metal bollaştı ve madeni para basımı yeniden önem kazandı. Yetenekli sa­natçılar yeniden kalıplara desen işlemekle görevlendirildi.
MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 17 Şubat 2018 01:27
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....