Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ocak 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Orman Yangınları


Orman yangınlarının etkileri, orman örtüsünün tabiatına ve yangının şiddetine bağlıdır. Orman yangınları, küçük zararlardan tutun da, ormanın hem koruyucu ve hem de iktisadi faydalarını gelecek nesillere taşıyacak şekilde tamamen tahribine kadar büyük zararlar meydana getirebilir. Orman yangınlarının çoğuna insanlar bilerek veya bilmeyerek neden olur: Hava şartları ise yangınlarda önemli bir çevre ve tetik faktörüdür. Her yıl yıldırımların sebep olduğu yangınlar, Türkiye’de yaklaşık olarak 140 hektarlık ormanı tahrip eder.

Nedenleri %98.8 gibi büyük bir oranda kasıtlı veya kasıtsız insan etkisine bağlı olsa da, orman yangınlarının oluşum yerlerine dikkat edecek olursak, meteorolojik şartların etkisini açıkça görebiliriz. Meteoroloji parametrelerinin yanıcı madde (yakıt) üzerinde meydana getirdiği nem değişimleri hem yangın riski açısından, hem de yangın çıktıktan sonra hareket yönünün belirlenmesinde çok büyük bir öneme sahiptir. Yakıt nemi, havanın bağıl nemi ve sıcaklığına bağlı olarak gün içerisinde değişim göstermektedir.

Ülkemizdeki yangınların %83.3’ü Haziran - Ekim ayları arasında meydana gelmekte, ayrıca çıkan yangınların %32 gibi önemli bir kısmı 12:00 - 15:00 saatleri arasında yani yakıt nem kapsamının en düşük olduğu dönemde meydana gelmektedir.

Öneriler: Yangın tehlike sistemleri uygulanarak bulunan yangın tehlike riskinin bilinmesi, yangınla savaşta büyük bir yardımcıdır. Fakat, bugüne dek yurdumuzda bu konuda ciddi bir çalışma yapılmamıştır. Bunun en önemli nedenleri, ülkemiz şartlarına uygun, hassas bir sistemin oluşturulması ve uygulanması aşamalarında indeks değerlerini hesaplamada ve kalibre etmede kullanılabilecek verilerin yetersizliğidir.

Orman yangınlarının genellikle, dağlık ve kırsal alanlarda ortaya çıkması ve mevcut meteoroloji şebekesinin bu alanları temsil edebilecek yeterlikte olmaması, ayrıca çok önemli bir veri olan yakıt nemi ölçümlerinin yapılmayışı da bu konuda çok büyük eksikliklerdir. Oysa gelişmiş ülkelerde olduğu gibi , yangınla mücadele çalışmaları çerçevesinde dağlık alanlardaki meteorolojik verileri de yansıtacak biçimde sabit ve seyyar meteorolojik gözlem ağlarını geliştirmeliyiz.Orman yangınları ile mücadelede erken müdahale esastır. Bunun için, güvenilir ve uzun vadeli özel hava tahminleri ile değişik bölgelerdeki yangın söndürme ekiplerinin, özel meteorolojik indeksler ile belirlenecek olan, yangın potansiyeli ve olasılığının yüksek olduğu yerlere önceden gönderilebilmesi ve bazı önlemlerin alınması yoluna gidilmelidir.

Orman yangını esnasında, rüzgarın yönü ve şiddetindeki anlık değişimlerin meteorologlar tarafından tespit edilmesi, yangın söndürme çalışmalarını yönlendirmede hayati önem taşır. Bu nedenle noktasal rüzgar tahminleri için bilinen yangın bölgelerinin, kompleks arazi simülasyon ve model çalışmalarına da önem verilmelidir.Ayrıca orman yangınları ile erken mücadele edebilmek için, ormanlara yaklaşan yıldırımlı fırtınaları takip edebilen, bunların ormanlarda çarptığı noktaları otomatik olarak belirleyip gösterebilen “Yıldırım Detektörleri” ağının, Türkiye’de de en azından Ege ve Akdeniz Bölgelerinde kurulup işletilmesi gerekir.

Meteorolojik teknoloji ve bilginin en etkili bir şekilde kullanılabilmesi için itfaiyeciler, ormancılar ile meteoroloji mühendislerinin daha yakın bir işbirliğine girmesi gereklidir. Bu nedenle, gelişmiş ülkelerin orman teşkilatlarında olduğu gibi T.C. Orman Genel Müdürlüğü’nde de meteoroloji mühendislerinden oluşan özel bir meteoroloji analiz ve değerlendirme biriminin kurulup işletilmesi şarttır.Ülkemizde, bu konuda bilimsel çalışmaların yapılabilmesi için DMİ ve Orman Genel Müdürlüğü, bir “Orman Yangınları Veri Tabanı” oluşturulup tüm araştırmacılara ücretsiz sunmalıdır.Gelişmiş ülkelerdeki gibi ülkemizde de gerektiğinde 2-aşamalı ve yerel Orman Yangını Bülteni ve İhbarları (sırasıyla “Yangın Gözetleme ve Yangın Uyarısı”) ile insanlarımız bilgilendirilme yoluna gidilebilmesi için, gerekli kadro ve teknoloji temin edilmeli, organizasyon ve hazırlıklar bir an önce yapılmalıdır.Ayrıca günümüzde süre giden küresel ısınma ile birlikte ülkemizin kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklar ile birlikte orman yangını mevsimi ve sayısında artışlar olabilecektir.

Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklar ile birlikte orman yangınları ve tarımsal hastalık ve böcek zararlılarında büyük artışlar görülür. Bu nedenle, muhtemel iklim değişikliği ve ozon gazı seyrelmesinin ormanlarımıza olası etkileri de bilimsel olarak araştırılmalıdır.Modern Hava Durumu programları ile orman yangınları mevsimlerinde yüksek sıcaklık ve düşük nemin bir arada yaşandığı yerler hakkında orman köylüsüne de sürekli olarak bilgi verilmelidir
Son düzenleyen perlina; 16 Mart 2018 12:31