Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Temmuz 2009       Mesaj #5
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Böcekçil Bitkiler veya Etçil Bitkliler
MsXLabs.org & Temel Britannica
Drosera
Ad:  Drosera_1.jpg
Gösterim: 1839
Boyut:  1.39 MB

Bir bitkinin böcek ya da et yemesi insana inanılmaz gibi gelirse de, yeryüzünde böcekleri ve solucan, tırtıl gibi öbür küçük hayvanları yakalayıp yiyebilen 500 kadar bitki türü vardır. Bu böcekçil ya da etçil bitkiler avlarını çeşitli yöntemlerle yaka­ladıklarında, hayvanın vücudu bakterilerin ve enzimlerin ayrıştırıcı etkisiyle yumuşatılıp sin­dirilir; geri kalan sert bölümler ise ya dışarı atılır ya da ibrikotunda olduğu gibi çiçeğin ibriği andıran şişkin bölümünde biriktirilir.
Böcekçil bitkilerin çoğu fotosentezle kendi besinini üretebilen yeşil bitkilerdir. Öyleyse havadan, sudan ve güneş ışınlarından yararla­narak kendisine gerekli şeker ve nişastayı oluşturabilen bir bitki neden böcek yakalayıp yemeye gerek duysun? Bunun nedeni büyük olasılıkla bu bitkilerin bazı besin maddeleri, özellikle azot açısından yoksul olan asitli, turbalık ya da bataklık yerlerde yetişmesidir.
Böcekçil bitkiler bir süre hiç böcek yakalayamasalar da açlıktan ölmezler. Fotosentez yapabildikleri için böcek yemeden de yaşaya­bilir, ama böcek yedikleri zaman daha sağlıklı gelişirler. Öte yandan çok fazla böcek yakala­yıp aşırı beslendikleri zaman da sağlıkları bozulmaz. Rekortmen böcekçil bitkilerden biri, iki hafta içinde 73 tane hamamböceği yakaladığı kayıtlara geçen bir ibrikotudur.

Güneşgülü ve Sinekkapan
Drosera
Ad:  Drosera.jpg
Gösterim: 2257
Boyut:  122.7 KB

Böcekçil bitkiler dünyanın her yerinde yetişir. Bunlardan en yaygını güneşgülü, böcekkapan ya da çiyotu gibi değişik adlarla bilinen Drosera cinsinin üyeleridir. Bu bitkilere güneşgülü ya da çiyotu denmesinin nedeni, güneşin altında çiy düşmüş gibi parıldayan yapışkan yapraklarıdır. Gerçekten de yaprak­ların yüzeyindeki ve kenarlarındaki ince kir­piksi dokunaçların ucundaki şişkin kesecikler yapışkan bir sıvı salgılar. Bu salgının parıltısı­na aldanan bir böcek yaprağa konar konmaz yapışkan sıvıya yakalanır. Bunun üzerine, böceğin sürtündüğü dokunaçlar uyarılarak hemen yaprağın ortasına doğru kıvrılıp, çare­siz durumdaki böceği sımsıkı kavrar. Bitkinin salgıladığı sıvılarla iyice ıslanıp yumuşayan böceğin sindirilmesi bazen birkaç gün alır. Sindirim biter bitmez dokunaçlar yavaş yavaş yeniden açılır ve yaprak bir sonraki avı beklemeye hazır duruma gelir.
Güneşgülü türlerinin çoğu Avustralya ve Güney Afrika'da dağılmıştır. Bataklıklarda yetişen ve eğreltiotuna benzeyen bir türün yapraklarının arka yüzünde bazen küçük bir böcek barınır ve bitkinin tuzağına düşen avlara ortak olur.
Charles Danvin'in "dünyanın en harika bitkisi" olarak söz ettiği sinekkapan (Dionaea muscipula) güneşgülü ile aynı familyadandır. Bu bitkinin her yaprağı, ortadaki bir menteşe düzeneğiyle açılıp kapanacak biçimde ikiye katlanmıştır ve yaprakların kenarlarında uzun, sert kıllar bulunur. Ayrıca yaprakların her iki yarısının iç yüzeyinde üçer tane tüysü dokunaç vardır. Bu dokunaçlar öylesine du­yarlıdır ki minicik bir sineğin ağırlığıyla bile hemen uyarılır ve yaprağın iki yarısı bir kapan gibi hızla birbirinin üzerine kapanarak sineği ortada hapseder. Yakalanan kurban 10 gün içinde tümüyle sindirilmiş olur ve yaprak yeniden açılarak yeni avını beklemeye başlar.

İbrikotu

Ad:  bitkietobur39fv.jpg
Gösterim: 1892
Boyut:  25.0 KB

Böcekçil bitkilerden ibrikotları dünyanın he­men hemen bütün tropik bölgelerinde yetişir. Biri Eskidünya'da, öbürü Yenidünya'da da­ğılmış iki ayrı familyadan 100'e yakın ibrikotu türü vardır. Bu bitkilerde öbürlerindeki gibi hareketli bir kapan düzeneği yoktur; bunlar avlarının kendi ayaklarıyla gelip tuzağa düş­mesini beklerler. İbrikotunun yaprak uçları üstte birleşerek, karnı ve ağzı geniş, ortadaki boyun bölümü dar olan ibrik biçiminde bir yapı oluşturmuştur. Uzunluğu türe bağlı ola­rak 3,5 ile 50 cm arasında değişen bu ibriğin içinde 1 litreye yakın sıvı birikebilir. İbriğin ağzı içeriye doğru kıvrık, üstü de kaygan bir maddeyle kaplıdır. Bazı türlerde bu ibriğin üstünde gene yapraktan bir kapak bulunur.
Genellikle parlak yeşil üstüne kırmızı benekli olan ibriğin bu canlı renkleri ve içindeki balozunun kokusu böcekler için çok çekicidir. Buna aldanan böcekler ibriğin dudağına ko­nar ve kaygan yüzeyde tutunamayarak içinde­ki sıvıya düşüp boğulur. Bitki de bu sıvının yardımıyla böceğin kendisine yarayan bölüm­lerini sindirir.
İşin en ilginç yanı, bu sıvının bazı böcekler üzerinde etkili olmamasıdır. Gerçekten de bazı sinekler ve sivrisinek larvaları ibrikotu­nun içindeki sıvıda yaşayabilir; hatta bitkinin sindiremediği böcek artıklarıyla beslenip ora­da erişkin duruma gelir.

Sumiğferi ve Yağotu

Ad:  etoburcc6.jpg
Gösterim: 2150
Boyut:  29.7 KB

Sumiğferleri (Utricularia cinsi) dünyanın her yanındaki bataklıklarda, durgun ve yavaş akıntılı sularda görülen yüzücü bitkilerdir. Gövde saplarının üstünde yaklaşık 6 mm çapında küçük keseler vardır. Bu keselerin girişinde yalnız içeriye doğru açılan birer kapakçık bulunur. Yüzücü böcekler bu kese­lerin ağzındaki incecik tüylere dokunduğunda kapakçık hemen açılır. Böylece, yüzen böcek tıpkı elektrik süpürgesinin tozları emdiği gibi suyla birlikte kesenin içine çekilir ve hemen arkasından kesenin kapağı kapanır. Yarım saat kadar sonra kapan yeniden hazır duruma gelir.
Kapağın kapanma hareketi o kadar hızlıdır ki bilim adamları uzun süre bu kapanın nasıl çalıştığını anlayamamışlardı. Ancak saniyenin her yüzde birinde bir görüntü çeken otomatik fotoğraf makineleriyle alınan filmin incelen­mesinden sonra bu düzeneğin nasıl işlediği anlaşılabildi.
Yağotlarının (Pinguicula cinsi) sarımsı yeşil renkte, oval yaprakları vardır. Sumiğferleriyle aynı familyadan olan bu bitkilerin kapan düzeneği güneşgüllerininkine benzer. Yalnız bunların yaprak dokunaçları daha kısadır ve böcekler yapışıp kaldıktan sonra dokunaçlar değil yaprak ortaya doğru kapanarak avı hapseder. Bu bitkiler kuzey yarıkürenin bü­tün ılıman bölgelerinde olduğu gibi Türkiye'de de bulunur.

Ad:  etoburbitki.jpg
Gösterim: 1885
Boyut:  60.9 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 4 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!