Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Aralık 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

1. Telli çalgılar:


BAĞLAMA: Bağlama, Asya kökenli Kopuz’un Anadolu’daki devamıdır. Kopuz, Türk müzik kültüründe yer alan uzun saplı ve mızrapla çalınan çalgıların atasıdır.
Bağlama adı ise tahmini olarak 17. yy sonlarında kullanılmaya başlanmıştır. “Bağlama adı, sazın kendisinden önce perdelerine mi yoksa gerili deriye tercih edilen tahta göğüs kapağına mı verilmişti, nedeni çözülememiştir.”
Yoksa tellerin takılmasından dolayı mı bağlama denildiği tartışma konusu olsa da bu konudaki yaygın düşünce, sap üzerinde bulunan perde bağlarından kaynaklandığı yönündedir.
TAR: Tezeneli bir çalgı olan Tar, göğüste tutularak çalınmaktadır. Azerbaycan, Özbekistan, İran, Gürcistan ve Türkistan’ın bazı bölgeleri ile Türkiye’de Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaygın olarak kullanılan bir çalgıdır.
Kopuz’dan gelişen sazlardandır ve ses genişliği 2,5 oktavdır. Gövde kısmı ortadan boğumlu ve çift çanaklıdır. Tekne kısmı genellikle dut ağacından oyularak yapılmaktadır. Çanaklar üzerine manda ya da sığır yüreğinin zarı veya yayın balığının derisi gerilmektedir. Sapı sert ağaçlardan yapılmakta ve sap üzerinde misinadan perde bağları bulunmaktadır. Üç çift ve üç tek olmak üzere 9 teli vardır. Telleri çelikten olan Tar’ın akordu 4 lü ve 5 li aralıklarla yapılır. Boynuzdan yapılan tezene ile çalınmaktadır.

2. Yaylı çalgılar:


KABAK KEMANE: Kabak Kemane Türkiye’de özellikle Batı Anadolu’da (Ege Bölgesi’nde) yaygın olarak kullanılan bir sazdır. Kabak, Kabak Kemane, Rebap(Güneydoğu Anadolu’da Rubaba, Hatay yöresinde Hegit) ve Iklığ gibi adlar ile bilinmektedir. Orta Asya Türkmenlerinin Gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde Kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı köktendir.
KEMENÇE:
Yaylı bir halk sazıdır. Yurdumuzda özellikle Karadeniz bölgesinde yaygın olduğu için “Karadeniz Kemençesi” olarak ta bilinmektedir. Kemençenin gövdesi, dut, erik, ardıç ve kelebek gibi sert ağaçlardan, göğsü ise, çam ve köknar gibi yumuşak ağaçlardan yapılmaktadır.

3. Nefesli çalgılar


ZURNA: Nefesli Türk halk çalgılarının en tiz ve en gür sesli çalgısıdır. Bu nedenle genellikle meydanlarda davul ile birlikte çalınmaktadır. Düğün bayram gibi önemli günlerde çalındığı gibi, eski Türklerin savaşlarına da katılıp mehter takımlarında da çok önemli bir yer almıştır.
Üflemeli halk çalgılarının başında gelen zurnanın kökeni Ortaasya’ya dayanmaktadır. Yurdun her yöresinde açık hava çalgısı olarak davul ile birlikte yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
MEY: Gürgen, ceviz vb. sert ağaçlardan yapılanları varsa da en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Genellikle Erzurum, Kars, Gümüşhane, Bayburt, Van ve Erzincan yörelerinde yaygın olarak kullanılan bir çalgıdır. Balaban diye de adlandırılan bu çalgı Ortaasya kökenlidir.
Sesi zayıf olduğu için daha çok kapalı mekanlarda ve oda toplantılarında çalınmaktadır. Kamış üzerindeki kıskaç sayesinde ses inceltilip kalınlaştırılabilmektedir.
SİPSİ: Ege bölgesinde ve Teke yöresinde kullanılan çalgılardandır. Gövde kısmı 20cm kadardır. Sipsi’nin boyu biçimi ve perde sayısı her çalan ve yapan ustaya göre değişmektedir. 1 veya 1,5 oktav civarında ses genişliği vardır. Genellikle 6 veya 7 adet ses perdesi olanlar kullanılmaktadır.
ÇİFTE: İki kavalın yan yana monte edilmesiyle Zonguldak civarı ve güneydoğu Anadolu bölgesinde kullanılmaktadır. Ön kısmında 5-6 adet ses perdesi bulunmaktadır. Boruların her ikisinde perde sayısı eşit olabileceği gibi bir tarafta bir adet ses perdesi de olabilir. Güney Anadolu da özellikle Antakya ve Yayla dağı çevresinde Argun adı ile bilinmekte ve çalınmaktadır.
ÇOBAN KAVALI:
Bu kavalların oldukça yumuşak ve etkileyici bir sesi vardır. Yurdun her köşesinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Dilli ve dilsiz olmak üzere iki çeşidi vardır. Sert ağaçlardan yapılmaktadır. Pirinç gibi madeni olanları da olsa bile, en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Kaval kelimesi içi boş anlamında olan Kov’dan türemiştir. Ses genişliği 2,5 oktavdır.
ÇAĞIRTMA: Elazığ ve civarında Toros dağlarının batı kesiminde eskiden yaygın olarak kullanılan dilsiz ve üflemeli bir çalgıdır. Önde 6-7, arkada ise 1 adet ses perdesi bulunmaktadır. Yaklaşık bir oktav ses genişliği vardır.

TULUM:Genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde (Rize, Artvin) yaygın olarak kullanılan bir çalgıdır. Tulum oğlak derisinden çıkarılarak elde edilmektedir. Ön ayağına ağızlık, arka ayağına ise klavye(Nav) tespit edilerek diğer kısımlar kapatılır. Ağızlık vazifesi gören tahta borudan üflenerek tulum şişirilir. Deri hava ile dolunca klavyeden ses çıkmaya başlar.
Koltuk altına yerleştirilerek çalınmaktadır. Tuluma yerleştirilen klavye kısmına “Nav” denilmektedir. Nav üzerinde birbirine paralel 5 çift ses perdesi bulunmaktadır.
GAYDA: Trakya bölgesinde yaygın bir halk sazıdır. Tuluma benzeyen bu sazda çifte kamış yerine ağaçtan yapılmış düdük bulunmaktadır. Ayrıca gayda da uzunca bir dem ses veren boru bulunmaktadır.

4- Vurmalı çalgılar


DAVUL: Türk vurmalı çalgılarının sembolü olarak kabul edilmektedir. Davul tarihimizde çok değişik amaçlarla kullanılmıştır. Türkiye’nin her yerinde değişik cins ve boylarda davul bulunmaktadır. Kasnak, ip ve deri olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Tokmak ana ritmi, çubuk ise detayları çalmaktadır. Genellikle küçük davul, orta davul, büyük davul ve koltuk davulu gibi mahalli boyları ve adları bulunmaktadır. Türklerde kullanılan en eski çalgıdır. Sesinin gür oluşu ve etkisi nedeni ile bir haber aracı olarak ta kullanılmıştır.
DÜMBELEK:Anadolu’nun bir çok yöresinde çalınmaktadır. Bu günkü darbukanın çömlekten (topraktan) yapılmış şeklidir. Yörelere göre deblek, dümbek ve dümbelek gibi adlar almaktadır. Daha çok kadınlar arasındaki çeşitli eğlencelerde kullanılmaktadır.
TEF:
Hemen hemen her yörede mevcuttur. Yaklaşık 20-40cm çapında, bir kasnak ve tek yüzüne gerilmiş ince bir deriden ibarettir. Kasnak üzerine açılan yarıklara 3-5 çift ince pirinçten yapılmış ziller geçirilerek çalgının ritminin zenginleşmesi sağlanmaktadır. Bazı yörelerde sade olanları da bulunmaktadır. Daha çok kadın eğlencelerinde kullanılmaktadır. Daha büyük olanlarına “Daire” denilmektedir.

5- Çarpma çalgılar


KAŞIK:Anadolu’da eskiden beri kullanılan ve ağaçtan yapılan çorba kaşıkları aynı zamanda çalgı olarak ta kullanılmaktadır. Türkiye’nin özellikle Silifke ve Konya yöresi halk oyunlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.
ZİLLİ MAŞA:Maşa biçiminde iki ana kolun uçlarına yerleştirilen karşılıklı zillerden ibarettir. Kollar kapandıkça ziller üst üste gelerek ses çıkarmaktadır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 24 Kasım 2016 15:33