Arama

Walt Disney - Tek Mesaj #4

serseri74 - avatarı
serseri74
Ziyaretçi
22 Aralık 2011       Mesaj #4
serseri74 - avatarı
Ziyaretçi
WALT DISNEY
Ad:  3.jpg
Gösterim: 912
Boyut:  39.3 KB

Mickey Mouse ile üç küçük domuzun yaratıcısı olan Walt Disney, yirmi beş yıl önce kimsenin tanımadığı bir adamdı. Amerika'da onun kadar tanınan bir adam yoktu denebilirdi.

İngiltere'de yayımlanan Kim Kimdir Yıllığı, Walt Disney'i dünya büyükleri arasına koydu ve ona, devlet adamlarından herhangi birine ayırdığı sayfadan fazla yer verdi.

Yirmi beş yıl önce, Walt Disney yiyecek bulmakta bile güçlük çeken bir adamdı. Sonralarıysa Seylan adasındaki çay tarlaları işçisinden kuzeyin buzlu ovalarında dolaşan veya denizlerinde avlanan balıkçılarına kadar herkes onu tanımakta ve sevmekteydi. Kuzey Kutbuna yakın ülkelerde yaşayan Eskimolar bile Mickey Mouse filmlerine bayılırlar, Alaska'nın Juneau şehrindeki sinemaya üşüşürierdi. Igloo denen buz evlerinde bir Mickey Mouse kulübü bile kurmuşlardı.

Yirmi beş yıl önce Walt Disney züğürdün biriydi. Sonraları dünyanın sayılı zenginlerinden olmuştu. Kazandığı parayı tekrar işine yatırdı. Milyonları istif etmektense daha güzel filmler hazırlamayı uygun buldu.

Walt Disney, Kansas City'de yaşıyor ve artist olmak istiyordu. Bir gün Kansas City Star'a gelerek kendine iş vermelerini rica etti. Yayın müdürü resimlerini gözden geçirdi ve hiçbir kabiliyete sahip olmadığını bildirdi. O da ümitsizlik içinde, kırık kalple oradan ayrıldı. Bundan sonra, çok az bir ücret karşılığı, kilise için resimler yapmaya başladı. Kendi başına stüdyo tutacak kadar parası olmadığından babasının garajını stüdyo olarak kullandı. O zamanlar durumunu hiç beğenmiyor, şikâyetçi oluyordu. Fakat garajda yağ ve benzin kokuları içinde çalışmak ona, milyonlar değerinde fikirler ilham etti.

Bir gün, resim çizmeye çalıştığı sırada, bir fare meydana çıkarak garajın tahta zemini üzerinde oynamaya başladı. Disney işini bırakıp bu fareyi seyre daldı. Evden ekmek parçaları getirip fareye verdi. Günler geçtikçe fare ile Disney'in arkadaşlığı ilerledi ve fare resim sehpasının üstüne çıkacak kadar ona alıştı.

Disney Hollyvvood'a gelip canlı karikatürler çizmeye başladı. Fakat "Osvvald The Rabbit" adını verdiği bu oyunlar tutulmadı. Disney yeniden parasız ve işsiz kaldı.

Bir gün, bir pansiyon odasında oturup ne yapacağını düşünmeye başladı. Birden aklına, Kansas City'deki garajın faresi geldi. Hemen bir fare resmi çizdi ve böylece Mickey Mouse doğmuş oldu. Yıllarca önce dünyadan göçen bu fare, dünyaca tanınan Mickey Mouse'un babası oldu. En ünlü aktörlerden çok alkışlandı, mektuplar aldı; dünyanın her tarafındaki sinemalarda, en tanınmış aktörlerin filmlerinden daha uzun zaman gösterildi. Walt Disney her hafta hayvanat bahçesine giderek hayvanları ve çıkardıkları sesleri inceledi. Bunlara dayanarak filmlerdeki fareyi seslendirdi.

Disney, artık film resimleri yapmıyor, konuşmaları kaleme almıyor, çevirdiği filmlerin hiçbir işiyle uğraşmıyordu. Bu işlerin hepsini yanında çalışan yardımcıları yapıyordu. O sadece hazırlayacağı filmin konusunu tasarlıyordu. Yeni bir konu bulunca asistanlarını toplayıp bu konuyu tartışıyordu.

Bir gün yıllarca önce bir gün, çocukluğunda annesinin ona okuduğu bir kitabın konusunu filme almalarını asistanlarına teklif etti. Filmin konusu üç küçük domuz yavrusu ile kocaman ve kötü huylu kurt arasında geçen bir olaydı. Asistanlar başlarını salladılar ve konuyu beğenmediklerini açıkladılar. Disney de vazgeçer gibi göründü, ancak bu konu bir türlü aklından çıkmıyordu. Fakat teklifini yeniledikçe, adamları başarısızlığın muhakkak olacağını tekrarlıyorlardı. En sonunda adamları,

"Pekâlâ. Bu konuyu da deneyelim ve filmini çevirelim" dediler, ama başaracaklarına hiçbirinin inançları yoktu. Her Mickey Mouse filmi üç ayda hazırlanıyordu. Bu defa adamlar üç domuz yavrusu için üç ay çalışmayı fazla buldular ve filmi iki ayda bitirdiler. Stüdyoda bulunanların hiçbiri filmin tutulacağını sanmıyordu. Fakat iş onların inancının tam aksi oldu; film bir kasırga hızı ile bütün memleketi dolaştı ve büyük bir başarı sağladı.
Ad:  5.jpg
Gösterim: 717
Boyut:  25.7 KB

Herkes bu filmin heyecanına kapıldı. Georgia'nın pamuk tarlalarında çalışan işçiden, Gregon'da elma toplayan kadınlara kadar herkes "Hain Kurttan Kim Korkar" şarkısını söylemeye başladı.

Disney'in söylediğine göre bazı filmleri bir sinemada yedi sekiz defa gösterilmekte ve müşteri bulmaktaydı. Bu hal sinema tarihinde pek az rastlanan başarılardan biriydi. Bizim bu satırları yazdığımız dakikada bile kim bilir kaç kişi Mickey Mouse'un bir oyununu seyretmekte.

Walt Disney, başarısının sırrını, işini sevmekte ve ona dört elle sarılmakta bulmaktaydı. O bu işe sadece para yapmak için girişmemişti. Bu iş onun hayatının en büyük serüveni ve heyecan kaynağıydı. Çalışırken duyduğu heyecanı, oyununu seyrederken bile duymamaktaydı.

"Hain Kurttan Kim Korkar" şarkısı, Mickey Mause filmlerinin ilk sarkışıydı. Bu şarkıyı, Disney'in adamlarından biri olan Frank Churchill beş dakikada bestelemiş ve bir mektup zarfının üstüne yazmıştı. Bu şarkıcı ile o da birden bire meşhur olmuş ve çok kısa bir zamanda beş film kumpanyasından şarkı bestelemek için teklif almıştı.
Son düzenleyen Safi; 9 Mayıs 2017 15:57