Arama


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
15 Ekim 2006   
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Atletizm Nedir?


Ad:  Atletizm nedir.jpg
Gösterim: 11267
Boyut:  12.5 KB
İnsanın üç doğal hareketi olan koşma, atlama ve atmaya dayanılarak oluşturulmuş spor dalları bütünü.
Atletizmin tarihi î.ö. II. binyıla kadar uzanırsa da, gerçek anlamıyla, Klasik Eskiçağ’da toplum yaşantısında önemli bir rol oynadıktan soma, aşağı yukarı on iki yüzyıllık bir durgunluk dönemi geçirip, XIX. yy’ın ortasında yeni bir anlam kazanmıştır. Atletizmin neden ve nasıl ortaya çıktığım kavramaya yardımcı olacak iki temel veri vardır; Toplumbilim kökenli veri; felsefe kökenli veri. Toplumbilim kökenli veri Eskiçağ’daki toplum yapılarından ve bu yapıların insan üstündeki etkilerinden kaynaklanır: Gerek Mısır’da,gerek Yunan sitelerinde, yaşamın belli kurallara bağlandığı, görevlerin bir piramit biçiminde düzenlendiği toplumlarda, yeteneklerinin bazılarını kullanamayan insanlar, zamanla atletizmin doğmasına neden olacak hareketlerle söz konusu toplumsal engelleri aşma çaresini bulmuşlardır. Toplum içindeki yerlerine bakılmaksızın herkesin atletizm yarışmalarına serbestçe katılabilmesi ve yarışmaları kazananlara çeşitli ayrıcalıklar tanınması, aynı toplum çerçevesi içinde bir “karşı-toplum” oluşturmuştur. Toplumun ödüllendirdiği ve gene bu toplumla bütünleşecek olan karşı-toplumu yaratan atletizm, site yaşamı açısından önemli bir işlev yerine getirmiştir. Atletizmin ortaya çıkışını kavramayı sağlayacak ikinci veriye (felsefe kökenli veri) göre, atletizm, insanın kendi dünyasından kurtulmasını, bütün sınırları zorlayarak kendi çevresini aşmasını sağlayan yoldur. Böylece, doğaya, yerçekimine, uzama karşı girişilen savaşım, atletizmin Eski Yunan’da gerçek bir felsefe çalışması haline gelmesini sağlamış, gerçekten atletizm, insanın saldırganlığını yönlendirmiş, rakibini yenme yoluyla doğa karşısında kazandığı özgürlüğü yüceltmiştir.

Eski Yunan’da, atletizm, sitenin toplum yaşamında görev alacak ephebos denilen delikanlılar tarafından yapılırdı. Delikanlı doğuştan yurttaş olsa bile, ancak atletizm yarışmalarında başarı gösterdikten sonra bütün yurttaşlık haklarına kavuşabilirdi. Yarışmalarda kazandığı başarılar, onun yetişkin yaşamına katılmadaki yeteneğinin, yaptığı işlerdeki ustalığının ve Yunan sitesinin geleceğinde etkili olacağının kanıtı sayılırdı. Delikanlılar, 11 aylık bir atletizm hazırlığından sonra, yaşıtlarıyla birlikte site yaşamında yerlerini alırlardı. Atletizmin Eskiçağ toplumunda oynadığı toplum yaşamıyla bütünleşme işlevi, Roma’da varlığını sürdürmedi ve atletizm daha çok bir gösteri haline geldi.

Ad:  Atletizm nedir-2.jpg
Gösterim: 8101
Boyut:  40.5 KB

MODERN ATLETİZM


Modern atletizm, insanın, kişiliğini bulmak ve açıklığa kavuşturmak için çaba harcama biçimlerinden biridir. Aynı zamanda da, iş bölümü, meslek eğitimi, ileri teknolojiden yararlanılarak en yüksek verime ulaşma gibi, sanayi toplumunun en belirgin özelliklerini yansıtır. Modern atletizm, en erken sanayileşmiş ülke olan İngiltere’de 1866’da yapılan ilk Oxford-Cambridge karşılaşmasıyla doğmuş, söz konusu karşılaşma, o tarihten sonra her yıl düzenlenmiş, XIX. yy’da Avrupa’ya oranla daha ileri düzeyde bulunan Anglosakson ülkeleri, üstünlüklerini ve kullandıkları yarışma ölçü ve birimlerini, yıllar boyunca kabul ettirmişlerdir.
Modern atletizm iki ana dala ayrılır: Koşular; yarışmalar.

Koşular da kendi içlerinde ikiye bölünür: 100 m’den maratona (42 200 km) kadar olan düz koşular; 110 m engelliden engelli kır koşusuna (cross-country) kadar engelli koşular. Yarışmalar da ikiye ayrılır: Atlamalar (yüksek atlama, uzun atlama, üç adım atlama, sırıkla atlama); atmalar (gülle, disk, cirit, çekiç). Puan verilerek değerlendirilen dekatlon, adından da anlaşıldığı gibi, 10 dalı (yunanca deka on demektir) içerir: 100 m; 400 m; 1 500 m; 110 m engelli, uzun, yüksek, sırıkla atlamalar; gülle, disk, cirit atmalar.

Atletizm hem erkekler, hem kadınlar tarafından yapılır; ama, sırıkla atlama, çekiç atma, vb. dallarda yalnızca erkekler yarışır. Ayrıca, atmalarda bayanların kullandığı aletler daha. hafiftir; bunun yanı sıra, atletizmle uğraşan kadınların güçlü yapılı ama antrenmansız erkeklerden çok daha iyi sonuçlar elde ettiklerini de belirtmek gerekir.

Ad:  Atletizim Tarihi.jpg
Gösterim: 8304
Boyut:  18.1 KB

ATLETİZMİN TARİHİ VE GELİŞİMİ :


Antropologlar, sosyologların ve spor araştırmacılarının belirlediklerine göre insanoğlu çok eski çağlarda yaşama mücadelesi verirken atletizme başladı. Atletizmin temel branşı olan koşularla, atmalarda ve ilkel sıçramalardan oluşan atlamalarda giderek beceri kazandı. Vahşi ve av hayvanlarına karşı kazandığı bu becerilerini kendi kabilesinin diğer üyelerine karşı da göstermek istemesi, ilk yarışma düşüncesini yaratmıştır.

Olimpiyat oyunlarının ana vatanı olan Yunanistan’da, eski çağlarda ANTİK OLİMPİYATLAR (olimpia oyunları) vücut kültürünün gelişmesinde en yüksek noktayı oluşturmuştur. İlk olimpiyatların (M.Ö. 776) yarışma programlarına, bugünkü atletizm yarışma dallarının birçoğunun da girdiğini görmekteyiz.

Antik Olimpiyat Oyunlarında atletler pentatlon biçiminde 5 (beş) yarıştan oluşan disk atma, cirit atma, uzun atlama ve sürat koşusu ( DROMOS KOŞUSU : Bir stadyum boyu koşu , 192.27 m ) dallarında mücadele ediyordu. Eldeki bilgilere göre ilk olimpiyatların programında stade diye adlandırılan spor sahasının uzunluğu olan 192 metreyi kapsayan tek bir sprint koşusu bir bakıma, Olimpiyatların temelini oluşturduğundan dolayı, her olimpiyat, bu koşunun galibinin adını alırdı. Bu nedenle de I. Olimpiyat Oyunları’nın adı COROEBUS olarak da geçer.

Önceleri yarışmalara soylu kişiler amatörce katılmaktaydı. Ancak M.Ö. VI. Asırdan itibaren maddi değerler yer almaya başlamış, galiplere sağlanan çıkarlardan ötürü bir meslek durumuna gelmiştir.

Modern atletizm 19. yy da İngiltere’de özellikle okullar çevresinde gelişti ( Oxford ve Cambridge ). Necton Loncası 1817 de Atletizm yarışlarını kurallar ve sınırlamalar koyarak düzenlemeye başladı. 1861 de ilk atletizm kulübü , Mincing Lane Athletic kuruldu. 1866 da kurulan Amateur Athletic clup ilk atletizm şampiyonalarını düzenledi. Atletizm aynı yıllarda Amerika, Kanada ve yavaş yavaş diğer ülkelere yayıldı.

1896 da Atina’da düzenlenen modern olimpiyat oyunlarının ilkinde atletizm de yer aldı. Bayan atletler 1928 yılında Amsterdam Olimpiyatlarından itibaren yarışlara kabul edildiler. Atletizm , olimpiyat oyunlarının en yaygın spor dalı ve ağırlık noktasını temsil etmektedir. Günümüzde bütün dünyada uygulanan atletizm kuralları 1912 de Stockholm’de kurulan ve 150 den fazla ülkenin üye olduğu INTERNATIONAL ATHLETIC FEDERATION – IAAF- tarafından saptanmıştır.

Ad:  Atletizim-2.jpg
Gösterim: 7835
Boyut:  29.7 KB

TÜRKİYE’DE ATLETİZM


Atletizm, ülkemize 19.yy’ ın sonlarına doğru girdi. İstanbul’da Kurtuluş Kulübü’nde (Tatavla Kulübü,1896) atletizm faaliyetleri başladı. Galatasaray Lisesi’ne öğretmen olarak gelen Curel , Kağıthane’de öğrencileri arasında yarışmalar düzenledi ve bu spor dalını ilk tanıtan kişi oldu. Meşrutiyetten sonra (1908) canlanan spor ortamı, atletizmin gelişmesine de yol açtı. Galatasaray’lı Ahmet Robenson, okulda atletizm takımını kurdu.
Rumelihisarı’nda düzenlenen yarışmalarda Galatasaray ve Robert Koleji öğrencileri mücadele ettiler. Galatasaraylı atletlerin en önemlileri Ruşen EŞREF, Namık Bey, Kyrıl DOUPKOF, Zeen BİBESCU idi. Robert Kolejinde ise Kurucuyan, Papazyan, Küçük Aleko sayılabilir (1911). Aynı yıllarda Silifkeli Şükrü Bey’ in bahçivan poturu ile 100 metreyi 12 saniyede koşması şaşkınlık yaratmıştır.


26 Ekim 1913’te Fenerbahçe Klübü’nün düzenlediği ilk atletizm bayramı azınlıkların başlattığı bu spor dalının, Türk sporcular arasında da beklenen ilgiyi görmesini sağladı. Uninon Clup sahasındaki yarışlarda 100m ve 800m koşuldu. Fenerbahçeli Bedri YILDIRIM ile aynı zamanda futbolda oynayan TRİPO birinci oldular. 1 Mayıs 1914 ‘te İstanbul Jimnastik Kulübünün düzenlediği yarışlarda atletizm ile ilgili merak daha da arttı. Bu yarışmalar atletizme olan ilgiyi artırdı. Mahmut Bey’ in gülleyi 9.64 m atması hayranlık uyandırdı.

Atletlerimiz uluslar arası alanlarda ilk kez Atina’da düzenlenen 1906 Olimpiyatlarında kendi kişisel çabaları ile katılıp yarıştılar.

1896 Atina Olimpiyatları’nın 10. Yıldönümünü kutlama nedeniyle düzenlenen yarışlara Mikail Efendi disk ; Celepoğlu 400m ; Murmuris yüksek atlama ; Devacis 100 m ve 110m engelli dallarında katıldılar. 1912 Stockholm Olimpiyatları’nda ise Vahram PAPAZYAN 1500 metrede , Mıgıryan da gülle ve disk atmada yarışmalara kişisel çabaları ile katıldılar.

1918’ de Fenerbahçe Kulübü atletizm şubesini kurdu. Selahattin TURSEN, Osman NURİ, Asım UÇAR, Hayri NUBAR, Nurettin SAVCI gibi isimler sarı-lacivertli kulübün ilk atletleri idi.

Türk atletizminin asıl gelişme sürecine Cumhuriyet Dönemi’nde girdi. Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı’nın çabaları ve Cumhuriyet Hükümetinin tahsis ettiği para ile sporcularımız 1924 Paris Olimpiyatları’na katıldılar. Bu kafileye atletlerimizde alındı. Yurt dışından getirilen iki antrenör Prag ve Abraham yönetimindeki çalışmalar sonucunda Fenerbahçeli Tarık Tarık ve Sait ; Galatasaraylı Ömer Besim (KOŞALAY) , Rauf , Enver, Şekip , Hilalli Ekrem, Ankaralı Lütfü , Trabzonlu Rıza’dan oluşan takımımız önemli bir başarı gösteremedi, tecrübe kazanmakla yetindi. Abrahams’ın çalışmaları ülke çapındaki başarılı atlet sayısını artırdı.

Balkan Şampiyonaları ise uluslar arası alanda ülkemizin madalya kazandığı ilk organizasyonlardı. 1931’de 4×100 m bayrak takımımız ülkemize ilk altın madalyayı getirdi. Bunu 1933’de Veysi EMRE’nin güllede ; Haydar AŞAN’ın yüksek atlamada kazandığı altın madalyalar izledi. Daha sonraki yıllarda atletlerimizin başarısı öteki dallara da yansıdı. Cahit ÖNEL, Muharrem DALKILIÇ, Mehmet YURDADÖN, Veli BALLI, Gül Çıray AKBAŞ balkanların sivrilen atletleri arasında yer aldılar.

Türk atletlerinin en büyük başarısı ; 1948 Londra Olimpiyatları’nda Ruhi SARIALP’in Üçadım Atlamada kazandığı Bronz Madalya ile 1948 Meksika Olimpiyatları’ndaki İsmail AKÇAY ‘ın maratondaki 4.lüğüdür.

Türkiye Atletizm Federasyonu 1922’de TİCİ (Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı) bünyesinde kuruldu ve aynı yıl IAAF üyeliğine kabul edildi.

Atletizm Branşları ve Kuralları


Ad:  Atletizim-5.jpg
Gösterim: 7839
Boyut:  54.6 KB

Koşular


Atletizmin bir dalı olan koşular, önceden belirlenmiş çeşitli mesafelerde koşularak rakiplere ve zamana karşı yapılan mücadeleyi ifade eder. Tüm koşular "kronometre" denilen zaman ölçüsü ile ölçülür.

Pist yarışları 6 bölümden oluşur:

  1. Sürat
  2. OrtaMesafe
  3. UzunMesafe
  4. Bayrak Koşuları
  5. Engelli Koşuları
  6. Hendek
Yol yarışları 4 bölümden oluşur:
  1. Maraton
  2. Yürüyüş
  3. Kır
  4. Sokak (Yol) Koşuları

PİST YARIŞLARI


Pist yarışları, genellikle 400 m'lik elips biçimli pistlerde yapılır. Yarışmalar 6 bölümden oluşur:

1) Sürat Koşuları:

Pist ve alan sporlarında; kısa mesafe atletlerinin bütün güçleriyle koşmasına dayanan, en süratli olanı belirleyen yarışlardır. Bir diğer ismi de kısa mesafe koşularıdır.

Sürat koşularının tümünde, oyun alanı olarak 400 m uzunluğundaki standart pist kullanılır.. Pistin bitiş çizgisi tüm yarışlar için aynıdır. Pist üzerinde 8 kulvar işaretlenerek, yarışmacıların birbirinden ayrılmaları sağlanmıştır. Sürat koşuları mesafelerine göre üç ana yarıştan oluşur:
1-100m.
2-200m.
3-400m. Koşusu

a- 100 m Koşusu:
Sürat koşularının en kısası olup, tüm kuvvetin bir hamlede harcanmasını gerektirir. 100 m koşuları ana tribün önündeki virajsız düz parkurda koşulur. Her atlet kura ile belirlenen kendi kulvarında yarışır. İnsan hayatında önem taşıyan salise farkları 100 m koşularında çok önemli rol oynar.

b - 200 m. Koşusu:
200 m koşusu, 100 m'nin devamıdır. Ancak 200 m atletleri ile 100 m atletleri arasındaki en önemli fark, nefes kapasiteleridir. 200 m'ci, başlangıçta 20 m'de bir nefes alır, sonlara doğru nefes alışı daha sıklaşır. Ayrıca 200 m'ciler, 100 m'cilerden daha yumuşak bir koşu tarzına gereksinim duyarlar. Bir de daha dayanıklı ve inatçı olmaları gereklidir.

c - 400 m. Koşusu:
Bu koşuya sürat koşusu veya sprint (fırlayış) denilebilir. Bu koşular ilk kez 440 yarda olarak 20 yy. başlarında düzenlendi. 400 m, güçlü bir vücudun bile ancak teknikle koşabileceği bir mesafedir. Sürat koşucuları ve yarı mukavemet koşucuları, 400 m'yi başarıyla koşarlar. En iyi 400 m sonuçları, normal-ritmik bir şekilde nefes alındığı ve her 100 m'nin birbirine denk hızla koşulduğu zaman alınır. 400 m. koşuları virajlı pistlerde yapılır ve bu yarışlarda ilk çıkış çok önemlidir. Yarış kuralları ve kullanılan malzemeler diğer sürat koşularında olduğu gibidir.

2) Orta Mesafe Koşuları:
Orta mesafe koşuları, kısa mesafe koşuları ile uzun mesafe koşuları arasında sürat ve güç öğelerinin her ikisine de gereksinim duyulan yarışlardır. Günümüzde büyük bir gelişme gösteren ve baştan sona süratle koşulmaya başlayan orta mesafe koşularının bir diğer adı da "Uzun Sürat Koşuları"dır.
Sürat koşularından farklılığı, son anda hızlanmaya olanak verecek bir tempoyla koşulmasıdır.
Orta mesafe koşuları mesafelerine göre ikiye ayrılır:
1-800m.
2-1500m. koşusu

3) Uzun Mesafe Koşuları:

Uzun mesafe koşuları, varışta atağa kalkmanın orta mesafede olduğu kadar önem taşımadığı, her şeyin tempoya bağlı olduğu son derece sağlam bir yapı isteyen koşulardır.
Uzun mesafe koşularında da stil ve nefes çok önemlidir. 2 m'de bir nefes alınıp verilir. Adımlar kısa ama daha serbest olup, ayaklar yere tabanla basar. Adımlar makineleşmiş bir tempoyla atıldığı için, bir diğer adı da "Araba Koşusu"dur.

4) Bayrak Koşuları:

Takımların 30 cm boyundaki tahta veya metal bir sopayı (stafeti), elden ele geçirerek ve sırayla koşarak yaptıkları yarışlardır. Takımlar 4 atletten oluşur.

Eski Yunan'da ellerinde bir meşale ile yapılan bayrak koşuları, 1895 yılında ilk kez atletizm yarışmalarında yer almıştır. Günümüzde 4'er kişilik takımlar halinde çeşitli mesafelerde koşulmaktadır. Yalnız Balkan ülkeleri arasında yapılmış ve adı "Balkan Bayrak" olarak kalmıştır. Dörder atlet arasında 800 m, 400 m, 200 m ve 100 m koşulan bir türü daha vardır. Ayrıca bir zamanlar yurdumuzda bir hayli yaygın olan "İsveç Bayrak Koşusu" da bir diğer bayrak yarış türüdür. Bunların mesafeleri de 400, 300, 200 ve 100 m'dir.

5) Engelli Koşular:
Eşit aralıklarla yerleştirilmiş engelleri aşarak, koşmaya dayanan hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Engelli koşu 19. yy'da İngiltere'de ortaya çıkmıştır. 1920'lerde bayanlar da bu sporu yapmaya başlamıştır. 1935'te ağır ve ters çevrilmiş T biçimindeki engel yerine, L biçimindeki engellerin kullanılmaya başlaması, engelli koşuların en önemli gelişmesi sayılır.
Uluslararası Amatör Federasyonu (IAAF)'nin kararına göre engelli yarış mesafeleri dörde ayrılır. Buna göre:
1-100m. Engelli Bayanlar
2-110m. Engelli Erkekler
3-200m. Engelli Erkekler
4-400m.Engelli Erkekler

6)Engelli / Hendekli:
Olimpik hendekli koşusu 3000 metre koşulan ve erkekler arasında yapılan bir yarışmadır.
Hendek yarışının parkurunda 28'i kuru, 7'si sulu 35 engel bulunur. Yarışmacılar engellerin üzerine basıp geçebilirler ya da atlayabilirler.

YOL YARIŞLARI



1) Maraton:
Atletizmde en uzun mesafeli (42.195 m), sert tabanlı yollarda gidiş dönüş olarak yapılan mukavemet koşusudur. Adını eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'ndan aldı. İlk kez 1896'da düzenlenen Atina Olimpiyat Oyunları'nda koşuldu, 1924 yılında 42.195 m olması benimsendi.

2) Yürüyüş:
Bir spor dalı olarak yürüyüş, adımların zeminle temasını kaybetmeden hızla ilerlemeye dayanan, Olimpiyat Oyunları'nda yer alan, hafif atletizm dalında bir spordur. Yürümek ile yürüyüşü birbirine karıştırmamak gerekir. Yürüyüş başlı başına bir spor olup, kuralları, tekniği ve taktiği olan, karın adelelerinin yardımıyla ayaklar ve bacaklarla yapılan, kollarla dengelendirilen bir ilerleme hareketidir. Yürüyüş sporu ilk kez 1867 yılında İngiltere'de yapılmış, 1908 yılında 16.090 m olan mesafe daha sonra 10 km'ye inmiştir.

3) Kır Koşuşu:
Kırsal alanlarda inişli-çıkışlı toprak üzerinde yapılan uzun mesafe koşusudur. Kros olarak da bilinir. İlk uluslar arası yarışma Fransa ile İngiltere arasında 1898'de yapılmıştır. 1903 yılında İngiltere, İrlanda ve İskoçya'nın katılımı ile başlayan şampiyonaya daha sonra diğer ülkeler de katılmıştır.

4) Yol Koşusu:
Kış koşularının değişik bir türü olup, şehir içindeki ana cadde ve sokaklarda koşulur. Türkiye'de ilk kez 1922 yılında Fatih ile Harbiye arasında koşuldu. Şehir trafiğinin yoğunlaşması bu koşulara olan ilgiyi azaltmasına karşın, Ankara'da yapılan 2000 yılında 65'incisi. düzenlenen "Büyük Atatürk Koşusu", 10 bin 500 m'lik bir sokak koşusu olarak yapılmaya devam etmektedir. Ayrıca Hürriyet gazetesi tarafından düzenlenen "Dedeler Yarışı" da, 1980 yılından beri bir sokak koşusu olarak sürdürülmektedir. (50-55, 56-60, 61-65 ve 66 ve daha üstü yaş gruplarında). Bir diğer sokak yarışı da Asya - Avrupa Maratonu ile yapılan halk koşusudur.

ATMALAR


Atletizmin bir dalı olan atmalar, mesafeye karşı yapılan bir alan sporudur. Gülle ve cirit düz olarak ileri atılırken, disk ve çekiç atışlarında atlet bir dönüşü takiben atışını tamamlar. Bütün atma yarışmaları bir daire arkasından yapılır. Atışlar, daha önceden işaretlenmiş "sektör" adı verilen alana düşmelidir. Atmalar 4 bölümden oluşur:
  1. Gülle
  2. Cirit
  3. Disk
  4. Çekiç Atma
1) Gülle Atma:
Metalden yapılmış, küre biçimindeki güllenin, erkekler ve bayanlar tarafından omuz hizasından en uzak mesafeye atılmasını içeren, hafif bir atletizm spor dalıdır. Eski Yunanlılar'da ve Olimpiyatlarda gülle yerine 6.5 kg ağırlığında taş veya metal parçalar ile atış yarışmaları yapıldı. Taş yerine gülle ilk kez İngilizler tarafından kullanıldı. Gülle, 1896'dan itibaren modern Olimpiyat Oyunları'nda yer aldı.

1) Cirit Atma:
Cirit ağaçtan veya metalden yapılan bir mızrağın hız alınarak koşulup, atılmasını içeren hafif bir atletizm spor dalıdır. Antik Çağ'da Yunan Olimpiyatları'nda Pentatlon yarışmalarında oynanmaya başladı. İlk uluslar arası yarışma 1896'da İsveç'te düzenlendi. 1908'de modern Olimpiyat Oyunları'na dahil edildi. Bayanlar cirit yarışlarına 1932'de alındı.

3) Disk Atma:

Yuvarlak yassı bir ağırlığın fırlatılmasına dayanan, hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Disk atıcılığı atletik olaylar arasında en eski spor dalıdır. Eski Yunan şairi Homeros, yapıtlarında sık sık disk atmaya yer vermişti, M.Ö 5 yy'da Yunanlı heykelci Myron'da yaptığı ünlü "Diskobolos" heykelinde disk atmayı canlandırmıştı.

4) Çekiç atma:

İki elle tutulan küresel ağırlığın, bir daire içinden dönerek ve hız alınarak, karşıya fırlatıldığı alan sporudur.Çekiç atmanın başlangıcı M.Ö 2000 yıllarında İrlanda'da düzenlenen "Tailteann Gomes" oyunlarına dayanır. Bu oyunlarda, dingilinden tutularak fırlatılan tekerleğin yerini daha sonra tahta bir tutacağın ucuna bağlanan büyük kaya parçaları aldı. 1866'dan itibaren İngiltere, İrlanda ve İskoçya'da 1900'den itibaren ise Olimpiyat Oyunları'nda yer aldı. Türkiye'ye 1950 yılında girdi, 1970'li yıllardan itibaren gelişti.

Atletizmin kuralları


Sürat Yarışları: Genişliği her atlet için en az 1.22 metre olan ve kura ile belirlenen kulvarlarda(şerit) koşulur. Önce yer, daha sonra hazır ol komutu ve tabanca atışı ile sporculara çıkış verilir. İşaretsiz çıkış, çıkışın tekrarını gerektirir. Ancak aynı atletin hatayı yinelemesi sporcunun yarıştan çıkartılmasına neden olur. Atlet yarışı ipi göğüsleyerek bitirir. Bu ip yerden 1.20 metre yukarıdadır ve sporcunun vücudunun herhangi bir ucunun ipe değmesi yeterlidir. Sonuç, kronometre(süre ölçer) ve foto finiş(varış) ile saptanır.

Bayrak Koşuları: Bayrak koşuları takım koşularıdır. Takımlar ise dörder kişiden oluşur. Her atlet kendi hissesine düşen yeri yani toplam mesafenin dörtte birini koşmak mecburiyetindedir. Bayrak yarışı 4*100 ve 4*400 ile olur. Ekibin ilk atleti koşusunu bitirdikten sonra elindeki sopayı( bu sopa =.30 m boyundadır) 20 metrelik alan içinde takım arkadaşına verir, böylece yarış dört kişi arasında devam ettirilerek bitirilir.

Dekatlon: 10’lu yarışma grubudur. İlk gün 100 metre, gülle atma, uzun ve yüksek atlama,400 metre yarışları; ikinci gün 110 metre engelli, disk atma, sırıkla atlama, cirit atma ve 1500 metre yarışları yapılır. Yapılan her yarışmaya ayrı ayrı puan verilir. Derecelendirme toplam sonuçla elde edilir.

Engelli Yarışlar: Erkekler için engellerin ağırlığı en az 10 kg kadınlar için 8 kilogram, engel yüksekliği ise erkeklerde 1.06 ile 0.914 metre; kadınlarda 0.762 metre olmak zorundadır. Yarışlarda 10 engel konulur. Son engelin varışa yani bitişe uzaklığı 400 metre engellide 45 metre; 100 metre engellide ise 10.02 metredir. Elden güç alınarak aşılan 3 bin metre steple yarışında tam 28 engel bulunur. Her bir engelin yüksekliği ise 0. 914 metredir. Diğer yandan 0.76 metre derinliğinde 7 hendeğin aşılması gerekmektedir.

Çekiç ve Gülle Atma: Birincisi 2.135 metre, ikincisi 2.50 metre çapındaki bir daire içinde yapılır. Bu sırada sporcunun vücudunun hiçbir bölümü daire dışında yere değmemelidir. Eğer sporcu daire dışına çıkarsa yarış dışı kalır. Atan kişinin çember dışına çıkması için atılanın yere düşmesi beklenir. Cirit’te atlet istediği mesafeyi gerilip hız almak için kullanabilir. Ölçü; atılan nokta ile yere değme noktasıdır. Gülle; içine kurşun akıtılmış dökme ya da pirinçten bir top olup ağırlığı 7.257 kilogramdır. Disk ise tahta ya da metalden bir dairedir ve 21,9 cm çapındadır. Ağırlığı ise 2 kilogramdır. Çekicin ucunda güllesi ve örgü teli mevcuttur. Toplam uzunluğu 122cm, ağırlığı 7.257kilogramdır. Cirit, ucu madeni tahta ya da metal karışımı bir mızrak olup 2.60 m boyunda,25-30 mm kalınlığında ve 800 gram ağırlığındadır. Bu atma aletlerinin durumu kadınlar için değişmektedir.

Atlamalarda her yarışmacının 3 kere deneme hakkı vardır. Hız alma mesafesi bu bölümde sınırlı değildir. Atlamalarda çıtayı düşürmek( 3 denemede) yarıştan elenmeye sebep olur. Her başarılı atlayış ise, bir üst yükseklikte 3 yeni atlama hakkı kazanmayı sağlar. Uzun atlamada esas, çıkış hattı ile kum havuzunda bırakılan izdir. 3 adımla çıkış işareti tahtasının, atlama havuzuna uzaklığı 11 metredir. Kros, atletizm pistinin dışında yapılır ve genellikle uzun ve kulvarsız(şeritsiz) olan bir yarış türüdür. Maraton yarışları ana yollar üzerinde yapılır.42.195 metre uzunluğunda bir parkur esas tutulur. Çok uzun bir mesafede koşulacağından dolayı bu yarışmada yarışacaklara, önceden doktor raporu verilmelidir. Doktor raporu alamayan yarışmacı maraton yarışmasına katılamaz.
MsXLabs.org
-derlemedir
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Aralık 2018 23:49
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.