Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Kasım 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM

İÇ ANADOLU

bölgesi, Anadolu' nun Küçük Asya olarak tanınan yarımadasının orta kesimini kaplayan coğrafi bölge. 141 000 km2)ik alanı ve 11 milyon dolayındaki nüfusuyla Türkiye yüzölçümünün ve nüfusunun 1/5 kadarını içerir.

İç Anadolu'da yüzey şekillerinin başlıca özelliği sadeliktir. K.’de Karadeniz dağları, G.'de Toroslar, B.'da Sultan dağlarından Uludağ'a doğru uzanan engebeler dizisi ve D.'da yüksek dağ sıraları ile kuşatılan iç Anadolu'da yer şekillerinin en yaygın iki unsurunu 1 100 -1 200 m yükseklikteki platolarla (Haymana, Cihanbeyli, Obruk, Kızılırmak ve Kırşehir platoları), bunların içine gömülmüş daha alçak bölmeler oluşturan ovalar meydana getirir.
Ad:  konya.gif
Gösterim: 12742
Boyut:  1.24 MB
Çoğu yazın kuruyan vadilerle yarılmış olan platolar, genellikle neojen çekellerini kesen aşınım yüzeyleri ile yer yer görülen yapısal ve fosil yüzeylerdir. Ovalar, tektonik kökenlidir; bunların bazıları küçük alüvyal düzlüklerdir; bazıları ise çok geniş havzaların tabanlarını meydana getirirler. Bunlardan birini Dördüncü Zaman’ da çok daha geniş bir alana yayılan sığ Tuz gölü kaplar. Konya-Ereğli arasında uzanan geniş düzlükler ise Dördüncü Zaman'da yaklaşık 25 m derinlikte, 150 km uzunlukta ve 40 km genişlikte eski bir gölün, bugün yer yer rüzgârların sürükleyip yığdığı kum tepeciklerinin (Karapınar kumluğu) kaynağını oluşturan taban dolguları ile kaplıdır. Engebeliğin en ilginç şekillerinden birini de, Toroslar'ın iç yamaçları önünde Karadağ, Karacadağ, Hasandağ, Melendiz dağı ve Erciyes'in oluşturdukları G.-B.-K.-D. doğrultulu bir çizgi boyunca sıralanmış genç volkanlar dizisi ve bunların çevresindeki çok çeşitli volkanik şekiller oluşturur. Eskiden basit bir ara bölge olduğu düşünülen iç Anadolu'nun jeolojik yapısının çok daha karmaşık olduğu, günümüzde ortaya çıkarılmıştır. Bölgenin çekirdeğini, yaşı tartışmalı olmakla birlikte, çoğunlukla eski bir kütle sayılan billurlu ve granitik sokulmalarla kesilmiş Kırşehir bloku oluşturur, bölgenin en büyük kısmı Anadolu'nun tektonik ayırımında Anatolid olarak nitelenen birimdir; onu kenet kuşakları ile sınırlanmış olarak K.'de Pontid’ler, G.'de daha karmaşık yapılı To- rid'ler çevreler. Eski temel yer yer meydana çıkar; bunun dışında en geniş yeri, daha eski kayaçları örten, eski ve yer yer linyit ve kayatuzu yatakları içeren yeni tersiyer çökelleri kaplar.

Bu geniş bölgede karasal ve yarıkurak bir iklim, bitki örtüsünü, akarsu rejimini, akaçlama koşullarını, toprak türünü, yerleşme ve tarım alanlarını belirleyerek coğrafi görünüme egemen damgasını vurur. Kışlar soğuk, uzun ve karlıdır; ortalama sıcaklık 0°C'ın altındadır. Bütün bölgede sıcaklık - 30 °C’a,hatta D. kesimlerinde bunun da altına düşebilir. Yazlar kısa, fakat sıcaktır, yaz ortalamaları yörelere göre 20-23°C’lar arasında değişir. En çok yağış ilkbahar ve kışın düşer; yıllık yağış ortalaması bölgenin kenar kesimlerinde 400 mm dolayındadır; ama orta kesime doğru 300 mm’nin altına iner. Bu kesim, yağışın daha da azaldığı bazı yıllarda önemli ekonomik ve sosyal sonuçlara yol açan şiddetli bir kuraklığın etkisine girer (1876, 1916, 1928 kuraklıkları sonucunda yüzbinlerce hayvan ölmüş, birçok köy terk edilerek, halkı daha nemli bölgelere doğru göç etmişti).
Ad:  peri bacaları.jpg
Gösterim: 11968
Boyut:  69.2 KB
Yine iklimin bir sonucu olarak bölgenin G. yarısındaki Konya bölümü ülkenin en geniş kapalı havzasını oluşturur. Bölgenin K. kesimi ise. sularını Kızılırmak ve Sakarya ile Karadeniz’e boşaltır. Çevredeki daha nemli dağlık kesimlerdeki seyrek ve çoğunlukla meşe ve sarıçamdan oluşan ve bölgenin ancak % 7’sini kaplayan ormanlar bir yana bırakılırsa, yarıkurak iç kesimler, ağaçların ancak akarsu boylarında bir şerit oluşturduğu yerler dışında bozkır niteliğindedir. Ama, doğal koşullar bakımından ilksel bozkır alanı, bölgenin Antikçağ'da da ağaçsız yöre (axenia) olarak betimlenen orta kesimidir Günümüzdeki bozkır görünümündeki öteki alanlar antropojen kökenlidir. Bölge düzeyinde nüfus yoğunluğu (35), Türkiye ortalamasına yakındır, ama bu bakımdan büyük yöresel farklar vardır; yarıkurak orta kesim çok tenha olduğu halde nüfus, başlıca yolların izlediği, tarıma daha elverişli, daha nemli çevre kesiminde kümelenmiştir. Nüfus artış oranı bölgenin farklı gelişme düzeyindeki yörelerine göre yılda %o 10- 30 arasındadır. Başlıca büyük kentler, kasabalar da buradadır. Nüfusun % 55 kadarı kentsel yerleşmelerde yaşar. Kentleşme oranı son yıllarda özellikle B. kesiminde hızlı ekonomik gelişmeye koşut olarak artmıştır.

Hayvancılık ve hayvan ürünleri, tarımsal gelir kaynağının % 32,2'sini oluşturarak bölge ekonomisinde çok önemli yer tutar. Türkiye'deki küçükbaş hayvanların 1/3 kadarının yetiştirildiği iç Anadolu bölgesi, en büyük yapağı ve tiftik üreticisidir. Son yıllardaki gelişmelere karşın, Türkiye imalat sanayisinde bölgenin payı yaklaşık % 9 kadardır Bununla birlikte Ankara, Kırıkkale, Konya, Kayseri ve Eskişehir gibi Türkiye’nin sanayi etkinliğinde önemli rolleri olan bazı merkezler burada yer alır. Türkiye topraklarının ortasında bulunan ve yurdumuzun bütün kenar bölgelerini birbirine bağlayan yolların geçtiği iç Anadolu'nun bu konumu, bölgenin tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de önemini artıran ve rolünü belirleyen bir etkendir. Bölgenin doğal güzellikleri (Ürgüp-Göreme yöresi, Ihlara vadisi), kültürel zenginlik ve yapıları (Derinkuyu ve Kaymaklı yeraltı kentleri, mağara kiliseleri, medreseler, kervansaraylar, hanlar, Mevlana ve Hacıbektaşveli türbeleri) giderek yoğunlaşan bir turizm etkinliğinin temelini ve çekiciliğini oluşturur.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 22 Kasım 2016 11:00
SİLENTİUM EST AURUM