Arama


perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
10 Aralık 2016       Mesaj #6
perlina - avatarı
Ziyaretçi

ÂBDEST


  • Abdest, İslâmiyette vardır diğer dinlerde yoktur.
    59952d1481359958 namaz kilinmadan once neden abdest alinir abdest
  • Abdest almak Âyet-i Kerime ile târif ve bildirilmiştir.
  • Farz-ı Ayındır. Şek şüpheden ârî farzdır.
  • İbadetlerde muhakkak lâzımdır.
  • İnsan Hayat-ı Dünyada bulunması bir nevi ibadettir.

Abdest nedir? Niçin emrolunmuştur?


Temizliktir. Su bulunmazsa teyemmüm yapılır.
O halde temizlik değildir!.
İslâmın târif ettiği temizliği olmayan abdest alamaz.

İslamî temizlik nedir?


Hakkın emirlerine itaat, yasaklarını yapmamak, vücuda dıştan içten haram sokmamak, yalan söylememek...

O halde abdest nedir ve niçin alınır ve niçin emrolunmuştur?


Abdeste başlarken besmele çekmeyen kişi için abdest yoktur.

1- Abdest evvelâ şâhidli bir niyettir.
Niyet: Allah'a karşı söz vermedir. Bir mukaveledir.
Şâhid: Görünen maddî bir şâhid. Görünmeyen iki şâhid muvacehesinde

Allah'a fiilî olarak söz verme, abdest almaktır.
Haktan bir nevi izin için hazırlanmaktır.
Güçleriyle insanda görünen, Hakkın kudretlerini kullanmaya hazırlanmaktır.

Görünen şâhid: Cesed, su veya toprak...
Görünmeyen şâhidler: Hafaza Melekleridir.

Allah ile temas, alış veriş, konuşma, sözleşme, ancak abdest aldıktan sonra mümkündür.
Yoksa edeb dışıdır.
“Kul” işi değildir.
Ama niçin diğer dinlerde abdest yoktur.
Hak bunu niçin emretmiştir, esas SIRR buradadır.
Bu sırrı bilirsen, sezersen abdestsiz: Yeme, içme, konuşma, yemek pişirme, çocuğa süt verme!
Bunları tatbik çok zor gelir.
Fakat alışırsan o kadar da kolaydır.
Herkes bunu yapsaydı, Haram diye bir şey konuşulmazdı.
O zaman İslâmda haram olanın diğer dinlerde haram olmamasının sebep ve sırrını anlarsın...

O zaman yine Resulüllahın niçin:
"Son Peygamber olduğunu"
"Habibullah olduğunu"
"Rahmetellil Âlemin olduğunu"
"Mi’raca niçin teşrif ettirildiğini"
"Namazı niçin mi’racda, arada vasıta olmadan kendisine emrolunduğunu"
Bütün uçsuz bucaksız kâinâtın onun yüzünden yaratıldığını anlarsın.

Abdesti bozan şeyler vardır bilirsiniz.
Hakka verdiğin söz hükümsüz kaldığı için abdest bozulur.
Bu ne demektir?
Söz verme şu: Âyetteki gizli mânâ... O mânâ nedir?
“Ellerimden, yüzümde ne varsa o uzuvlardan, düşüncemde ne varsa onlardan, ayaklarımdan senin sevmeyeceğin şeylerden, işlerden kendimi koruyacağım, iradem haricinde olanlardan sen beni koru Yâ Rabbi! Sana secde yapacağım!” demektir.
“Ruhen mi’rac istiyorum!” demektir.
Abdesti bozan şeyleri düşün!..
Hepsi irade dahilinde olanlardır.
Verdiğin söz, Hakk ile yapacağın mukavele bozulmuş hükümsüz kalmıştır.
Ondan, tekrar abdest almak lâzımdır.
“Senin verdiğin nimeti rızkı yiyeceğim. Her şeyi ondan yarattığın suyu içeceğim. Nimetlerini hazırlayıp pişireceğim. Evlâdıma süt vereceğim!”
Bunların hepsi abdestli olarak yapılır...
“Konuşma=Kelâm” Senin yerine “Kul” olarak konuşuyorum!”
Yine abdestli olmak lâzımdır.
“Amma böyle olmazsa ne olur? Günâh mıdır?”
Hayır!..
Böyle olmak başka türlü “Kul” olmak demektir...

Resul-ü Ekrem'e her zaman abdestli bulunması emrolunmuştur.
Abdestsiz konuşmazlar, ağızlarına birşey almazlardı.
Şimdi hemen diyeceksiniz ki: “O peygamberdi!”
Evet... Ama bizde onun ümmetiyiz... Değil mi?..
O halde... Sen düşün ne demek istediğimizi...
Resul-ü Ekrem'in yolunda yürümek evvelâ ceseden sonra ruhendir.

Ceseden abdest, namaz, oruç.
Ruhen de sen düşün onu.
Bunu söylemek bana düşmez.
Sana hakaret olur, günâha giremem.
Resul-ü Ekrem her sahabe ile konuşurdu.
Ona malum olurdu.
Namaz abdesti olmayan sahabenin elini tutmazdı.
Büyük insanlar bilirim.
Abdesti olmayana ellerini vermezlerdi.
Bir gün Rahmetullahi Aleyh Hocam’a namaz abdestsiz gittim.
Yanına yanaşacağım zaman:
“Sakın konuşma! Git, abdest al gel! Beni deniyor musun?” diye yüksek sesle bağırdı.
Onlar herşeyi bilirler.
Fakat yüze vurmazlar!..

Hakkın: “Mükâfatını bizzât kendim vereceğim!” dediği oruç var ya abdestli olmalıdır.
Diğer ibadetlerin mükâfatını başkası mı veriyor?
O mükâfat nedir? Cesedî midir? Ruhî midir?
Onu bir bilsen bütün günlerinin oruçlu olmasını istersin.
Amma o da bir bakıma doğru olmaz.
Oruçta Allah'ın kuluna vereceği en büyük mükâfat gizlidir.
Fakat oruç yalnız yememek, içmemek, cinsî temas yapmamak değildir...
Abdeştli olmak lâzımdır.
Yalan, haram, hiddet, küfür, kalb kırma, sinirlenme, dedikodu!
Böyle olan oruç, oruç değildir.
"Aç durmak"tır, bunun mükâfatı yoktur.
Hakkın emrini güya yerine getiriyoruz.
Allah hatalarımızı bağışlasın! Mağfiret, buyursun!..
Abdest Âyeti (Mâide 5/6) Medine'de emrolunmuştur.
Ondan sonra namaz beş vakit olarak tesbit edilmiştir.
Ezan hicretin birinci senesi meşru olmuştur.
Resul-ü Ekrem, Abdest Âyeti gelmeden evvel Mekke'de sabah ve akşam namaz kılarlardı.
Ellerini ve ağzını yıkarlardı.
“Ve bu abdest benden evvelki Peygamberlerin abdestidir.” Buyurmuşlardır.
Abdest kelimesi farsçadır.
Ab = Su Dest =El
Sulu el. El ile su al mânâsınadır.

Abdest bir de dilimizde def-i hacet mânâsına kullanılır.
Doğru olmamakla beraber "Abdestim" var.
Yani “helaya gideceğim!”
Veyahut “Abdest bozacağım!” demekle de habersiz şunu söylüyoruz: “Ben daima abdestliyim, abdesti bozacağım, tekrar abdest alacağım!” mânâsını taşımaktadır.
Ki, bu insanın daima abdeştli olmasını, sessiz sözsüz haykırmaktadır.
Tekrar edelim: "Helaya gideceğim" “suya ihtiyacım var!” demektir. Bu söz aynı zamanda habersiz abdestin lüzumlu farz olduğunu ilân eder.
Arapçada "Vuzu’" kelimesi abdest almanın mukabilidir.
Vücuddaki azaları yerli yerine hazırlamak, koymak demektir.

Abdest Âyeti Medine'de nazil olmuştur.
Âyet-i Kerimede: "Gasele: yıkamak” lâfzı kullanılmıştır.

1- Yüzünüzü yıkayınız.
2- Ellerinizi dirseklere kadar yıkayınız.
3- Başınızı da meshedin.
4- Ve ayaklarınızı da aşık kemiklerine kadar yıkayınız.

Bu dört şeyin yıkanması ve meshedilmesi “Vuzu’” dur.
Bu uzuvları yerli yerine "vaz’" etmek koymak, hazırlamak demektir.
Abdestsiz kimse “Nas”dır. Lâalettayin bir insandır.
Abdestli insan “Mü’min” dir.
Yani her an huzura çıkmaya hazırdır.
“Abdestsiz mü’min değildir” demek değildir.
Dikkat et!
Burası öyle kolay anlaşılır lâkırdı değildir.
Kendinde gizli olan imânın izhar için abdest alması, yani Âdemiyetini izhar ve kendi kendine fiilî olarak tasdik içindir. Melekler, Âdemiyet'e secde ettiler. Cesede değil!..
Su ve Topraktan yaratılan cesedini göstermesi lâzımdır.
"Âyet" vücudda yaktığım bir şule olan ruha "FAGSİLÜ!" emirdir.
O zaman abdest alacağın zaman sesli olarak, Suya daha dokunmadan: “Euzübillahimineşşeytanirracim!” diyerek İnsaniyetten ayrılıp, yani “Nas”'lıktan ayrılıp, "Âdemiyet" tarafına fiilî olarak cesed sokulur.
Eller yıkanır. Ağıza su verilir.
Sonra tekrar ellere başlarken: “Bismillah!” söylenir.
Yani suya temas ettiğin zaman...
Abdest hakkında diğer bildiğin hususlar "ilm-i hal" Kitaplarında var onları muhakkak bilmen lâzımdır.

Şimdi burada çok dikkatli dinle, birşey anlatacağım bilgi için.
Fizikte ve kimyada bir madde başka bir hale tehavvül ederken hacmi büyür.
Bir damla su, buhar olurken "Avagadro - Amper" Kanununa göre, 24 hacim buhar olur.
Mesela: Bir kilo su, buhar olduğu zaman koskoca görünür, bir bulut olduğunu farzedelim.
Bu bulutun ağırlığı yüz gramdır, eğer bulutu tartabilirsek...
Bin gram su buhar olup, bulut olduğu zaman yüz gram olmuştur.
Bu yüz gram bulut yağmura tahavvül ederse onbin gram su olur.
Eğer yüz gram bulut kar olursa beşbin gram kar olur.
Bu kar yani beşbin gram kar, su olursa onbeşbin gram su olur. Fizik, kimya bilmezsen bu hadise karşısında bocalar kafan durur.
Bu ne demektir bilir misin?
Tahavvül ve tahvildeki Hakkın Güçlerinin görünüşüdür.
Tahavvül "Tahvil" başka şekle girmek, fakat aslını kaybetmemektir.
Tahavvül devamlıdır.
Tahvil = Muraddır.
Yağmura onun için "Rahmet" ismi verilmiştir.
Bir damla su bir kaya kovuğuna girse, buhar olsa kayayı çatlatır. Bir gemiyi yürütür....
Bir damla su buhar yani hava olarak otomobil lastiği içine girerse tonlarca yükü taşıyacak kuvvet ve kudret ortaya çıkar...
Bu heybet ve değişmeyen Allah Kanunu'nun karşısında sen düşün!.

Abdest aldıktan sonra mümkünse havlu ile ıslak yerlerini kurulama!..
Bırak vücudun o suyu emsin, vücudun sıcaklığı onu tekrar buhar yaparken semaya yükselsin, sonra rahmet olmak için buhar, bulut olsun.
Yağmur duası nedir bilir misiniz?..
Yağmur duasındaki abdest alma da bambaşka bir abdesttir.
Suyu ve havayı kirletmek İslâmda haramdır.
Allah'ın suya ve havaya verdiği güçlere hakarettir.
Burada bir şeyi hatırlatıp bitireceğiz.
Su içine büyük ve küçük abdest bozmayınız!
Kedi ne yapıyor dikkat ediniz!..
Kedi yürürken bile ıslak yere basmaz.
Ateş üzerine idrar yapmayınız!..

Münir Derman
Son düzenleyen perlina; 11 Aralık 2016 12:36