Arama


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
30 Aralık 2008       Mesaj #7
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Romantizm Akımı


18. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkmış 19. yüzyıl başlarında bütün Avrupa'ya yayılmıştır. Klasik sanatın sıkı kurallarına bir tepki olarak doğmuştur.

Romantizm Akımının Oluştuğu Ortam

Ad:  Romantizm Akımı-2.jpg
Gösterim: 8235
Boyut:  13.8 KB

18. yüzyıl aydınlanma çağı olarak görülür. Klasisizmin ortaya koyduğu akıl ve sağduyu, bilimin gelişmesini hızlandırmış, toplum yapısı, gelenekler, siyaset yeniden bilimsel açıdan ele alınmıştır. Bunun sonucu olarak Jean Jacques Rousseau, Mon-tesquieu, Diderot gibi felsefeciler, ilerlemeye engel oluşturan tüm önyargı ve zorbalığa karşı düşünce yoluyla çetin bir savaş açmış, dinsel hoşgörü, toplumsal ve siyasal eşitlik, birey haklarına ve düşünce özgürlüğüne saygı gibi konulan halka yaymaya çalışmışlardır. Bu fikirler halk tarafından benimsenmiş ve sonuçta Fransız İhtilali patlak vermiş, monarşi yıkılmış, soylulara karşı burjuva sınıfı oluşmuştur. İşte Romantizm, böyle bir ortamda doğmuştur.

Romantizm Akımının Felsefesi


Romantizmin ana felsefesi Klasisizme karşı olmaktır. Onun sanatçıyı sıkan bütün prensiplerine savaş açan Romantikler önce, onun akla ve sağduyuya verdiği önemi reddedip duygu ve hayale değer verdiler. "Deha akıldadır." diyen Klasiklere, "Deha yürektedir." karşılığını verdiler.

Sınırsız bir hayal gücüne kavuşan sanatçı kendini daha özgür, daha yaratıcı gördü. Bu duyguyla oluşan sanat eserinde de alabildiğine serbestlik hakim oldu.

Romantizm Akımının Konusu


Klasik akımı benimseyen sanatçıların eski Yunan ve Latin edebiyatlarına değer vermesine karşılık, Romantikler onları çağdışı bulmuş, sanatçılar kendi tarihlerini ve günlük yaşantılarını ön plana çıkarmışlardır.

Klasisizm'de ihmal edilen Hristiyanlık tekrar, mucizeleriyle ele alınmıştır. Ulusallık, yerli renk aranan bir nitelik haline gelmiş, evrensellik ikinci plana itilmiştir.

Romantizm'de görülen insan tipi, Klasisizm'deki gibi soyut değildir. Aksine çevresiyle, fiziğiyle belli biridir. Ancak kişiler tek yönlüdür. Yani ya hep iyi ya hep kötüdür. Roman bu ikisinin çatışmasından doğar. Eser sonunda iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. Bu yönüyle insan yine tam olarak ele alınmamıştır diyebiliriz.
Eserlerde her tür kişiye rastlanır. Sıradan insanlar, soylular iç içedir.

Romantizm Akımında Dil ve Üslup


Romantik yazar, Klasik yazarın tersine kendini gizlemeyip, olaylar ve durumlar karşısında kendi duygu ve düşüncelerini anlatır.

Romantiklere göre "İnsan başkasına yükleyerek, ancak kendi kalbini tasvir eder; deha anılardan oluşur." Elbette böyle düşünen sanatçı, işe kendini anlatarak başlar.

Eserlerde kullanılan dil, duygu ve hayallerin coşkunluğu ölçüsünde dağınık ve başıboştur. Sözcük seçimine pek önem vermemişlerdir.

Temelde halkın kullandığı dil esas alınmıştır. Süse ve sanata değer verdiklerinden, benzetmeler, mecazlar eserde büyük yer tutar, özellikle doğa manzaralarının betimlenmesine büyük değer verilir.

Hazırlık Dönemi


Klasisizm akımının ortaya koyduğu sağduyu ve akıl ilkesi bilimsel ve sanatsal gelişmeyi hızlandırmıştır. J. J. Rousseau, Montesquieu gibi felsefeciler, katı kurallara bağlı sistemle düşünce yönünden çatışma içine girmiştir.
Bu felsefeciler, insan hakları, özgürlük, adalet gibi konuları halkın gündemine sokmayı başarmıştır. Sonunda bu düşünceler meyvesini vermiş ve 1789’da Fransız İhtilali olmuştur. İhtilalden sonra derebeylik ve aristokrasi çökmüş; soylulara karşı yeni bir yapılanma (burjuva) oluşmuştur. Bu gelişmelerden sonra da yeni duygu, düşünce ve idealleri anlatmayı amaçlayan, sanatın ve sanatçının kurallardan kurtulup özgürleşmesini savunan romantizm akımı doğmuştur.

Romantizmin en önemli özelliği klasisizme tepki olarak doğuşudur. Klasik öğretinin bütün kuralları romantizmle birlikte yıkılmış, Latin ve Yunan edebiyatlarının etkisi iyice zayıflamıştır. Bu akım, Victor Hugo’nun “Hernani’ adlı oyunuyla bir edebiyat akımı olarak başarıya ulaşmıştır.

Romantizm Akımının İlkeleri (Özellikleri)


  • Romantizm öncelikle klasisizmin aklı tek ölçüt almasına karşıdır. Onlar insanı akıl ve duygusuyla bir bütün kabul eder.
  • Romantizm sanatçıya geniş bir özgürlük verir. Sanatçı kendi duygularını eserlerinde açığa vurabilir.
  • Romantizm bireyin değil, toplumun düzeltilmesi amaçlanır. Bu nedenle “toplum için sanat” ilkesini benimserler.
  • Toplumun her kesiminden insan esere girmiştir.
  • “Düşünüyorum, öyleyse varım.” ilkesine karşılık “Düşünüyorum ve hissediyorum, öyleyse varım.” Düşüncesinden yanadırlar.
  • Fransız İhtilali’yle insanların inandıkları yıkılınca bu durum edebiyata hüznü ve kötümserliği getirmiştir. Sanatçı dış dünyayı ve kendini izlerken melankoliktir.
  • Klasisizm’de insan doğası öne çıkarken romantizmde dış dünya ve gerçek doğa öne çıkmıştır. Doğanın betimine önem verilmiştir.
  • Romantiklerin dili konuşulan dilden uzak, yapay ve sanatlıdır.
  • Romantizmde karşıtlıklara (iyi-kötü, güzel-çirkin) çokça yer verilirken sanatçılar iyiden ve güzelden yana olmuşlardır.
  • Romantizmde konu olarak genellikle toplumsal sorunlar, Hristiyanlık hikâyeleri, ulusal tarihi gibi konular işlenmiştir.
  • Romantik sanatçılar eserlerine kişiliklerini yansıtmıştır. Olaylarla ilgili görüşlerini açıkça ortaya koymuşlardır.
  • Romantizmin kurallarını, Victor Hugo, “Cromwell” eserinin ön sözünde belirtmiştir.
  • Tiyatroda üç birlik kuralı terk edilmiştir.
  • Tip yerine karakter üzerinde durulmuştur.
  • Tesadüfler ve olağanüstülüklere yer verilmiştir.
  • Ulusal tarih ve kültür konu edilmiştir.
  • Romantizmde roman ve hikâye, dram, anı, gezi, lirik şiir, eleştiri, makale, deneme gibi türler önem kazanmıştır.

Romantizmin Önemli Temsilcileri:

  • Victor Hugo………………….. şiir, tiyatro, roman
  • Jean-Jacques Rousseau…………….. felsefe, toplum bilim
  • Voltaire………………………… felsefe, roman, şiir
  • Friedrich SCHİLLER…………………………. tiyatro, şiir
  • J. Wolfang GOETHE…………………….. şiir, tiyatro, roman
  • Lamartine…………………….. şiir, roman
  • Chateaubriand…………….. şiir
  • Shelley…………………………. şiir
  • George Sand………………… roman, öykü
  • Alfredde Vigny………………. şiir
  • Alfred de Musset…………… hikaye, roman
  • Alexandre DUMAS PERE………… roman
  • Puşkin………………………….. şiir

Romantizmin Türk Edebiyatındaki Temsilcileri:

  • Namık Kemal………………………… şiir, tiyatro, ro­man, eleştiri, tarih
  • Ahmet Mithat Efendi………………. roman, öykü
  • Abdülhak Hamit Tarhan………… şiir, tiyatro
  • Recaizade Mahmut Ekrem……. şiir
-derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.