Arama

Türk Savunma Sanayii - Tek Mesaj #2

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Eylül 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

3. YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ İLE BÖLGESEL TEŞVİK VE YARDIMLAR

Ad:  s12.JPG
Gösterim: 682
Boyut:  44.0 KB

TSK'nin büyük ve önemli bir kullanıcı olması ve savunma sanayinin gelişmekte olması, savunma sanayini önemli bir yatırım ortamı yapmaktadır. Sadece Türkiye'de faaliyet gösteren yerli firmalar değil, yurtdışında faaliyet gösteren ve TSK'ne mal ve hizmet satmak isteyen firmalar da Türkiye'de yatırım imkanlarını değerlendirmektedirler.

Türkiye, müslüman ve Türk Cumhuriyetleri ile olan yakın ilişkileri sebebiyle de yabancı yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Bu ülkelere mal ve hizmet satışını hedefleyen firmalar, sadece TSK'ne değil, yakın çevredeki diğer ülkelerin silahlı kuvvetlerine ulaşmak için de Türkiye'de yatırım yapmaya, Türk savunma sanayi şirketleri ile işbirliklerine önem vermektedirler.
Rekabet edebilir ücretler, kalifiye işgücü ve şirketlerimizin uluslararası üretim sistemleri açısından elverişli olması yabancı yatırımcıların Türkiye'ye ilgi göstermesinin ilave sebeplerini oluşturmaktadır.

SSM'da, özellikle yerli yatırımcıları özendirmek amacıyla projelerde ilave teknoloji kazanılması ve yatırım yapılmasını teşvik edici önemler almakta, mümkün olduğunca yatırımcılara yol göstermekte ve yapılan yatırımları projeler kapsamında desteklemeye çalışmaktadır.
Yatırım için fırsatlar çok ve olumlu olmasına rağmen yeterli oranda yerli ve yabancı firmanın savunma sanayine yatırım yapmadığı değerlendirilmektedir.
Ad:  s13.JPG
Gösterim: 652
Boyut:  25.1 KB

Milli ve gizli projeler dışında ne yerli, ne de yabancı yatırımcıların savunma sanayi konusunda yatırım yapmalarını engelleyici kısıtlamalar veya sektöre özel bürokratik sıkıntılar bulunmamaktadır.
Savunma sanayiine yatırım konusunda yaşanan sıkıntılar, yerli veya yabancı diğer sektör yatırımcılarının yaşadığı sıkıntılar ile aynıdır.

Genel olarak Türkiye'de yatırımların arttırılması amacıyla 57nci Hükümet tarafından başlatılan ve takip eden hükümetler tarafından da sürdürülen çalışmalar ile Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesi analizleri ve çalışmaları sonucunda Yabancıların Çalışma İzinleri ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu da olmak üzere on dört yeni kanunun yürürlüğe girmiştir.

Yatırımların iyileştirilmesi yönünde atılan tüm adımlara rağmen, özellikle bürokraside istenilen iyileştirmenin sağlanamaması ve yürürlüğe giren yeni kanun ve yönetmeliklerden kaynaklanan yeni sorunların çözümünde istenilen hızın elde edilememesi sebebiyle yatırımlar için cazip bir ortam sunulamadığı değerlendirilmektedir.
57nci Hükümet tarafından başlatılan, "Türkiye'de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Reform Programı"nda öngörülen iyileştirmelerin en kısa sürede hayata geçirilmesinin, yatırım, çalışma izni alınması, sinai ve fikri hakların korunması gibi konularda bürokrasinin azaltılması ve hukuk kurallarının hızlı bir şekilde işletilmesi konularına ek olarak, savunma sanayi yatırımlarının da hızlı ve öngörülen oranda artmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
Ad:  s14.JPG
Gösterim: 613
Boyut:  40.1 KB

Yabancı sermaye yatırımları özel bir teşvik konusu olmamalıdır, hatta diğer ülkelerde olduğu gibi savunma sektörü gibi kritik olan sektörlerde yabancı sermaye yatırımlarına kısıtlama ve kontrol getirilmelidir.

4. SEKTÖRDE YENİ YÖNELİMLER


Savunma sanayii faaliyetlerinin temel amacı, silahlı kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu her türlü teçhizatın yerli imkanların devreye sokulması suretiyle karşılanabilmesi ve dışa bağımlılığın asgari düzeye indirilmesidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) modernizasyonu ve ulusal savunma sanayiinin geliştirilmesi açısından üstlenmiş olduğu görev ve sorumluluklarının öneminin bilinciyle faaliyetlerini yürütmekte olan Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında hazırladığı 2007-2011 dönemi Stratejik Plan hedefleri doğrultusunda çalışmalarına yön vermektedir.
Ad:  s15.JPG
Gösterim: 627
Boyut:  28.5 KB

SSM Stratejik Plan'ınında yer alan " Stratejik Yol Haritası" kapsamında "Sanayi ve Teknoloji Yönetimi" konusunda "Savunma sanayiini özgün yurtiçi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak" amacına ulaşılmak istenmektedir.
Bu stratejik amacın gerçekleşmesi ile, ulusal savunma sanayii imkan ve kabiliyetlerinin stratejik bir seviyeye çıkarılarak, yurt dışı bağımlılığın azaltılması, yurt içinde mevcut olan kabiliyetler için yurt dışına kaynak akışının önlenmesi, savunma sanayiinde mevcut, geliştirilebilir ve erişilebilir üretim, yatırım ve teknoloji imkanlarının analiz edilmesi, değerlendirilmesi ve kendi kendine yeten, uluslararası pazarda rekabet gücüne sahip bir savunma sanayiinin oluşturulması mümkün olabilecektir.
Savunma sanayiini "özgün yurtiçi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak" amacına ulaşmak için belirlenen hedefler arasında "2010 yılı sonuna kadar savunma sistem ihtiyaçlarının yurt içinden
karşılanma oranının ortalama % 50'ye çıkarılması" hedefi çok önemli bir yer tutmaktadır.

Savunma sanayii projelerinde bugün gelinen noktada, önümüzdeki yoğun dönemde tamamlanma aşamasına gelecek projelerimizde yerli katkı oranında önemli artışların olacağı değerlendirilmektedir.
Her ne kadar hedef olarak savunma sanayii tedariğinde % 50 yurtiçinden karşılanması düşünülse de bu maliyet bazında bir hedeftir. Türkiye'ye örnek olabilecek ülkelere bakıldığında, G. Kore ve İspanya, listede yer alan ilk isimler olacaktır. Ancak% 50 yurtiçi tedarik hedefinin sadece maliyet bazında değil stratejik yönden de bağımsızlık içermesi sağlanmalıdır.
Ad:  s16.JPG
Gösterim: 637
Boyut:  26.8 KB

Burada olması gereken, milli ve kritik teknolojilerin belirlenerek, bunların önceliklendirilmesi ve çalışma planına uygun olarak, milli ve kritik olarak belirlenen teknolojilerin kazanılmasıdır. Yani, TSK'ne dışa bağımlı olmadan harekât yapabilme gücünün kazandırılmasıdır. Bu konuda SSM tarafında yürütülen stratejik çalışmalar halen devam etmektedir.

Bu kapsamda son yıllarda, tersanelerden de savunma sanayii oyuncularının çıkmaya başlaması örnek verilebilir. Yonca-Onuk tersanelerinin yanı sıra, RMK ve DEARSAN gibi tersaneler de savunma sanayi projelerinde görev almaya başlamıştır. Ayrıca bu tersanelere hizmet veren ve aslında denizcilik sektörünün oyuncuları olan yan sanayii firmaları da bulunmakta ve savunma sanayiine hizmet vermektedirler.

SSM Denizcilik Daire Başkanlığı denizcilik sektörüyle birlikte Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın (DzKK) uzun dönem ihtiyaçlarını, platform ve alt sistem bazında karşılamak için gerekli çalışmaları devam ettirmektedir. Alt sistemler de dahil olmak üzere, ihtiyaçların Türkiye'den karşılanmasına yönelik bir strateji oluşturulması, sektörün kabiliyetlerinin belirlenmesi ve yatırım yapılması gereken konular ile ilgili sektörel strateji çalışması gerçekleştirilmektedir.
Ad:  s17.JPG
Gösterim: 666
Boyut:  23.9 KB

Bu stratejilerin geliştirilmesinde TSK'nin ihtiyacının uzun dönemi de kapsayacak şekilde belirlenmesi, ihracat potansiyelinin araştırılması, buna göre sanayiinin yönlendirilmesi, gerekli yatırım alanlarının ve Ar-Ge ihtiyaçlarının tespit edilmesi ve yan sanayii kullanımı gibi önemli hususlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Bununla bağlantılı olarak KOBİ iş payının arttırılması gerekmektedir. Konu ile ilgili olarak SSM tarafından başlatılan ve yerli geliştirme öngörülen bütün ana sistem projelerinde, ana yüklenici konumundaki şirketlerimizden, savunma sanayii şirketlerimize azami oranda iş payı vermeleri istenmektedir. Ana yükleniciler tarafından gerçekleştirilmeye başlanan iş paylaşımı, giderek artan bir şekilde devam etmektedir. 2006 rakamlarına göre KOBİ'lerimiz 1,7 milyar dolar toplam cironun içinde 111 milyon Dolar'lık bir kısmını gerçekleştirmiştir. Bu miktarın, sektör cirosunun % 30'u seviyelerine çıkması gerekmektedir.
Ad:  s18.JPG
Gösterim: 646
Boyut:  28.7 KB

Böylelikle, savunma sanayiimizin bir büyüme çizgisinde olduğu bu dönemde, ana şirketlerimizin sürekli bir kapasite artırımı yerine, kritik teknolojilere ve sistem entegrasyonuna odaklanması temin edilmekte ve ülkemizin genel sanayi altyapısından yararlanarak ihtisas sahibi yan sanayii firmaları ile çalışması teşvik edilmektedir.
Savunma sanayii sektöründen ülkemizin talep ve beklentilerinin artmakta olduğu bu dönemde, beklentilere cevap verebilmek için ülke sanayii ile etkin bir işbirliğinin oluşturulmasına özel bir önem verilmektedir.

Sanayide, ana sistem üreticileri tarafından kalifiye edilmiş taşeron sayısının artırılması için "Yan Sanayii Entegrasyon Yöntemleri" ve "Savunma Yan Sanayii Stratejisi" dokümanlarının yayımlanması SSM tarafından planlanmıştır.
Bu çalışmalar ve destekler neticesinde, önümüzdeki yıllarda savunma sanayii sektörünün istediği kalite ve standartlarda üretim yapan, hizmet veren KOBİ'lerimizin sayısının daha da artmasına ve bu amaç doğrultusunda yeni, nitelikli Organize Sanayi Bölgeleri'nin oluşmasına ve gelişmesine tanık olacağımızı değerlendirmektedir.
Ad:  s19.JPG
Gösterim: 674
Boyut:  35.5 KB

Benzer şekilde, üniversitelerdeki akademik çalışmaların savunma sanayii ihtiyaçlarına göre yönlendirilmesi konusunda da çalışmalar bulunmaktadır.
SSM'nın, Sanayi ve Teknoloji Yönetimi stratejik amaçları kapsamında bir diğer hedef ise, 2011 yılında savunma ürün ve hizmet ihracatının yıllık 1 milyar dolara çıkarılmasıdır.
Ulusal savunma sanayii altyapısının geliştirilmesinde sadece ulusal ihtiyaçlar paralelindeki faaliyetlere bağımlı kalınmaması, uluslararası alanda gelişmekte olan teknolojilerin takip edilmesi ve uluslararası rekabet ortamından uzaklaşılmamasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Ulusal savunma sanayiinin yurt içi ihtiyaçlara odaklanarak yurt dışı pazarlarından ve rekabetinden uzaklaşması, ülke ekonomisinin ihtiyaç duyduğu döviz girdisinden mahrum kalınmasına sebep olmakta; sonuç itibariyle kendi kendine yeterli bir savunma sanayiinin oluşumuna engel teşkil etmektedir.

Dolayısıyla, Türk savunma sanayii altyapısının geliştirilmesi istikametindeki çalışmaların başarıya ulaşabilmesi açısından, savunma ihracatını desteklemeye yönelik faaliyet ve girişimlerin koordine edilmesi ve yönlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Ad:  s20.JPG
Gösterim: 646
Boyut:  16.9 KB

Savunma sanayiinde temel hedefimiz, öncelik verdiğimiz alanlarda kendi tasarımımızı yapmak ve savunma sanayiini özgün yurt içi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmaktır. Bununla birlikte özgün proje/ürün geliştirmediğimiz alanlarda ise uluslararası konsorsiyumlarla tasarım ortaklığı ile katılmaya çalışılmaktadır. A400M Ulaştırma Uçağı Projesi, Müşterek Taarruz Uçağı JSF Projesi F-35 gibi konsorsiyum projelerinde nitelikli iş payları almaktayız. A400M Projesinde orta gövde tasarımı ve iç - dış aydınlatma sistemi tasarımı, Türkiye'de gerçekleştirilmekte olup, F-35 Projesinde ise 2007 yılında 3. Safha olan üretim ve lojistik destek evresine katılım sağlanmıştır. Bu projeden yerli sanayiimize en az proje bedelinin %50 seviyesinde 5-6 milyar dolarlık bir iş payı sağlanması hedeflenmektedir.

Uluslararası işbirliği amacı doğrultusunda "NATO savunma projelerinde Türk savunma sanayiinin payı 2011 yılı sonuna kadar dört katına çıkartmak." hedeflenmiştir.
NATO bünyesindeki Milli Silahlanma Direktörleri Konferansı (CNAD) faaliyetleri silahlanma işbirliği konusundaki en önemli platformlardan biri durumundadır. Bununla birlikte, NATO bünyesinde Ar-Ge çalışmaları Araştırma ve Teknoloji Kurumu (RTO), ülke sanayilerinin tavsiye ve katkılarının alınması, ihtiyaç duyulan sistemlere yönelik mevcut ve geliştirilebilecek endüstriyel çözümlerin araştırılması NATO Sanayi Danışma Grubu (NIAG), lojistik alanındaki çalışmalar ise NATO Bakım ve Tedarik Ajansı (NAMSA) eliyle gerçekleştirilmektedir.
Ad:  s20.JPG
Gösterim: 646
Boyut:  16.9 KB

Halihazırda NATO tarafından yürütülmekte olan büyük çaplı programlar arasında AGS, Bölgesel Füze Savunması (TMD) gibi oldukça ileri teknoloji içeren ve yüksek maliyetli projeler bulunmaktadır. Türkiye, bu projelere katılım konusunda en kısa sürede karar almalı ve endüstriyel katılımın önünü açmalıdır.
NATO bünyesindeki silahlanma ve kabiliyet hedeflerine ilişkin çalışmalara paralel olarak NATO yetenek hedefleri kapsamında ülkemiz sorumluluğuna düşen alanlarda sanayimizin katılımını artırmak, ulusal savunma sanayii politikalarımız için de önemli bir hedeftir.
NATO bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalar ile birlikte Avrupa Birliği (AB) 7nci Çerçeve Programına da büyük önem verilmektedir ve savunma sanayi firmalarının bu programa katılımına SSM tarafından çok önem verilmektedir. Savunma sanayii şirketlerimizin etkili olabileceğini düşünülen; havacılık, güvenlik, bilişim, ulaştırma, uzay alanları AB 7nci Çerçeve Programı kapsamında desteklenmektedir. TÜBİTAK'ın koordinasyonunda 2007 yılı itibariyle 7 proje teklif edilmiş olup, güvenlik alanı ilk çağrısında 3 teklif kabul edilmiştir. Başlangıç için başarılı bir oran olarak kabul edilebilecek çalışmalar, SSM tarafından teşvik edilmektedir. 7nci Çerçeve Programlarına katılım, maddi amaçlardan çok, önemli işbirliklerinin oluşturulduğu, önemli ortamlara giriş fırsatları sağlanıldığı ve birtakım teknolojilere giriş fırsatlarının olduğu alanlar olarak düşünülmüştür. Savunma sanayii firmalarının bu programa katılımını desteklemek için SSM gerçekleştirilen çalışmaların offset içinde kullanılmasına imkan sağlamıştır.
Ad:  s21.JPG
Gösterim: 663
Boyut:  40.0 KB

Yüksek rekabet gücüne sahip olabilmek ve SSM tarafından belirlenen stratejik hedeflere ulaşmak için ileri teknolojiye sahip ürünleri üretmek ve ihraç etmek gerekmektedir. İleri teknolojilere sahip ürünlere sahip olmak için bu doğrultuda Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Türk savunma sanayii'nin 2006 yılı cirosu 1.720.405.000 Dolar olarak gerçekleşmiştir. Özet olarak savunma sanayiimiz, 2006 yılında ciroda yaklaşık % 8 civarında bir büyüme kaydetmiştir.

Bu gelişmeye paralel olarak, 2006 yılı savunma sanayi ihracatımız % 5 oranında bir artış ile 351.989.000 Dolar'a ulaşmıştır.
2006 yılında 90.089.000 Dolar olarak tespit edilen Türk savunma sanayi Ar-Ge harcamalarının, hem rakamsal hem de oransal olarak, önemli bir artış olduğu değerlendirilmektedir. Devlet politikası olarak Ar-Ge ve özelllikle savunma sanayi projelerinde sağlanan Ar-Ge desteğinin artarak devam edecek olması Türk savunma sanayiinin gelişmesi, kendi özgün ürün ve teknolojilere sahip olabilmesi açısından önemli bir gelişme ve fırsat olarak değerlendirilmektedir. Ar-Ge harcamalarında görülen artışların nispeten daha yüksek oluşu fevkalade önemlidir. Zira savunma sanayine verilen Ar-Ge görevleri özgün savunma sanayi ürünlerinin geliştirilmesine imkan yaratmaktadır. Özgün ürünlerimizin bulunması ise, Türk savunma sanayi'nin dışa açılması ve ihracatının artması için en önemli unsurlardan birisidir.
Ad:  s22.JPG
Gösterim: 644
Boyut:  20.4 KB

2010 yılına kadar, toplam Ar-Ge harcamalarının GSMH'ya oranının, Avrupa oranı olan %2'ye çıkarılması hedef alınmıştır. Halen bu oran % 0.6 seviyesinde bulunmaktadır. Savunma sanayii firmalarımızın, yıllık cirolarının asgari %8'ini Ar-Ge'ye ayırmalarının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Sektörde ihtiyaç olan temel teknolojilerin kazanımına yönelik, sektöre yol göstermek ve sektörde yer alan firmaların aktif katılımının sağlanması amacıyla, SSM tarafından Ar-Ge Yol Haritası çalışması başlatılmış ve yürütülmektedir. Bu çalışma önümüzdeki yıllarda yürütülecek projelerde ihtiyaç olacağı değerlendirilenteknolojilerin kazanımına yöneliktir. Bu amaçla dört temel teknoloji alanı seçilmiştir:
  • Sistem Entegrasyonu
  • Network, Bilgi, Uydu Sistemleri, Sensörler
  • Elektronik Harp
  • Füze, Güdüm, Kontrol
SSM tarafından, öncelikli konularda teknoloji kazanımına yönelik, Ar-Ge çalışmaları kapsamında 12 adet Mükemmeliyet Merkezi alanı belirlenmiştir. Bu merkezlerin içinde, ilgili konularda çalışma yapan kuruluşların yer aldığı, havuz oluşturulmuştur.
Ad:  s23.JPG
Gösterim: 649
Boyut:  19.4 KB

Mükemmeliyet merkezi, fiziki bir yapı olmayıp, enstitülerin, üniversitelerin ve uzman şirketlerin yer alacağı birlikteliklerdir. Mükemmeliyet merkezlerinin oluşturulması ile birlikte teknoloji yol haritaları oluşturulacak ve önerilen Ar-Ge projeleri finanse edilerek faaliyetler yürütülecektir.
Mükemmeliyet merkezlerine yönelik temel teknoloji alanları ve genel olarak kapsamları aşağıdaki şekilde belirlenmiştir;
  • Otonom Sevk ve İdare (OSİ)
  • Merkezi Yönetim, Güdüm, Kontrol/Tahrik, Seyrüsefer, Robotik
  • İleri Malzemeler (İM)
  • İleri Metalik Malzemeler, İleri Seramikler, İleri Polimerik Malzemeler, Kompozit Malzemeler
  • Uzay (UZY)
  • Enerji Üreteci, Uzay Pili, Uzay Elektroniği, Uydu Fırlatma
  • Enerji ve İtki (El)
  • Motor, Yakıt, Pil
  • Algılayıcılar (ALG)
  • RF, EO, Akustik, Manyetik
  • Test ve Kalifikasyon (TK)
  • Sistem Entegrasyon Laboratuarı, Harekat/İşletim Yazılımı (OFP), Rüzgar Tüneli, EMI/EMC, Döngüde Donanım (HITL), Sertifikasyon, Uçuş Test Enstrümantasyonu & Yönetimi, Balistik Test
  • Modelleme ve Simülasyon (MS)
  • Tasarım, Eğitim, Harekât
  • Elektronik Harp (EH)
  • ET, ED, SIGINT, ELINT, Görünmezlik
  • Tahrip Teknolojileri (TT)
  • Yönlendirilmiş Enerji, Kimyasal Enerji, Kinetik
  • Muhabere (MH)
  • Kripto (KR)
  • Alternatif Teknolojiler (AT)
  • Nanoteknoloji, MEMS
Mükemmeliyet Merkezlerinin belirlenme nedenleri aşağıdaki gibi verilebilir;
Alanındaki faaliyetlere liderlik etmek ve koordinasyonu sağlamak, mevcut kaynaklara paydaşların erişimini kolaylaştırmak, savunma Ar-Ge yatırımını artırmak ve kapsama alanını genişletmek, savunma sanayii tedarik zincirinin işleyişini desteklemek, savunma alanında Ar-Ge farkındalığını artırmak, savunma Ar-Ge yol haritasını baz alarak teknoloji gereksinimlerini tanımlamak, sonuç odaklı çözüm ve hizmetler sunmak, alanında tek bir temas noktası olarak görev yapmak, müşteri arayüzü olarak görev yapmak, paydaşlar arasındaki işbirliğini geliştirmek, uluslararası Ar-Ge işbirliği çalışmalarında görev almak, "Teknoloji Havuzu" kavramını somutlaştırmak ve kazanılan bilgiyi canlı tutmak, yinelemeleri önlemek, sivil-askeri teknolojilerin çift kullanım potansiyelini araştırmak, Ar-Ge teklife çağrılarını yayımlamak ve gelen teklifleri değerlendirmek, bağımsız teklifleri değerlendirmek, konferans, seminer ve atelye çalışmaları düzenlemek, yenilikçi fikirleri desteklemek üzere belirli tutarda kaynak sağlamak.
Ad:  s24.JPG
Gösterim: 644
Boyut:  22.6 KB

Ar-Ge; yurtiçi geliştirme dahil tedarik süreçlerini destekleyen paralel bir süreç olarak ele alınmakta ve temel araştırma, uygulamalı araştırma ile deneysel geliştirme türü çalışmaları içermektedir. Ar-Ge projeleri ana sistem projelerinin altında eş zamanlı veya daha önceden yürütülebilmektedir. Bu çalışmalarla savunma sistemlerinin yurt dışına bağımlılığının zaman içerisinde asgari düzeye indirilmesi amaçlanmaktadır. SSM tarafından bugüne kadar yürütülen Ar-Ge çalışmalarıyla çok önemli teknolojik kazanımlar elde edilmiş ve ana sistem projelerini destekleyici bir alt yapı oluşturulmuştur.
"Savunma Ar-Ge Yol Haritası"nın devreye alınmasıyla tedarik sürecinde teknoloji katkısının daha net olarak ortaya konabileceği değerlendirilmektedir.

Savunma sanayii kuruluşlarımızın teknolojiye yatırım konusunda gelişimleri, 2000'li yılların başından itibaren değişmeye başlamıştır. Özellikle savunma tedariğinde "yurt içi geliştirme" yaklaşımının benimsenmesinin ardından savunma şirketlerimizde; imalat yeteneğinden, tasarım yeteneğine, yurt içi ortak üretimden, yurt içi tasarıma, alt sistemlerden, sistem entegrasyonuna, kullanıcı ile koordine olmayan iş yapma şeklinden, çözüm üreten bir yapılanmaya doğru bir yönelim söz konusudur. Savunma sanayi kuruluşlarımız cirolarının belirli bir bölümünü Ar-Ge'ye ayırmaya başlamışlar ve mühendislik-tasarım bölümlerini güçlendirmişlerdir. Bu doğrultuda sanayi kuruluşlarımız ülkemizin de katıldığı uluslararası projelerde (Ör. A400M, JSF) Ar-Ge ve tasarım iş payı alabilecek duruma gelmişlerdir. Türk firmaları büyük çaplı uluslararası savunma sanayii kuruluşlarının tasarım işlerini üstlenmektedirler. Çok sayıda savunma sanayi şirketimiz Ar-Ge faaliyetleri için Teknoparklarda birimler oluşturmakta ve güçlü bir mühendislik kadrosunu bir araya getirmektedir.
Ad:  s25.JPG
Gösterim: 634
Boyut:  28.2 KB

Savunma sanayi tarihinin en büyük tedarik programı olarak kabul edilen Çok Uluslu Müşterek Taaruz Uçağı (Joint Strike Fighter - JSF) Programı çerçevesinde üretilecek olan F-35 uçağının orta gövdesinin ABD dışında tek kaynak olarak
TUSAŞ tesislerinde üretilecek olması, kazandıracağı teknolojik kabiliyetlerin yanı sıra yeni yatırımlar yapılmasını zorunlu kılarak istihdam olanağı yaratmıştır.

TUSAŞ'ın F-35 uçağının Orta Gövde üretiminden sağlayacağı teknolojik kazanımlar ise:
  • Hassas toleranslı ileri teknoloji kompozit parça üretimi, tasarım ve imalat süreçleri arasında yüksek seviyede dijital entegrasyon,
  • Robot kontrollü hassas delme, kesme ve bütünleştirme işlemleri,
  • Karmaşık yapılar için otomatik tezgahlar kullanılarak yerleştirme teknikleri,
  • Yüksek teknoloji kullanarak kompozit ve metal yapıştırma teknikleri,
  • Robot kontrollü hassas kaplama ve boyama uygulamaları ile
  • 5. nesil savaş uçakları için gereken yüksek standartlı kalite uygulamalarıdır.
Hükümet tarafından 2005 yılından itibaren Ar-Ge'ye önemli miktarlarda ek kaynak ayrılmakta ve bu kaynak TÜBİTAK'ın koordinasyonunda kullanılmaktadır. Savunma-uzay araştırmaları TÜBİTAK tarafından desteklenecek öncelikli alanlar arasında yer almaktadır. Bu kapsamda TSK, MSB/SSM koordinasyonuyla savunma-uzay öncelikli ve sistem ilişkisi kurulmuş birçok Ar-Ge projesi yürütülmektedir. Savunma sanayiimiz, savunma amaçlı Ar-Ge çalışmaları için diğer kamu fonlarından (Ör., TÜBİTAK-TEYDEB, DPT, TTGV, DTM vb.) da yararlanabilmektedir.
Ad:  s26.JPG
Gösterim: 659
Boyut:  24.7 KB

1990'lı yıllardan itibaren, Berlin Duvarının da yıkılması, elektronik ve Bilişim alanında teknolojinin hızlanarak gelişmesi sonucunda; özellikle iletişim olanaklarının gelişmesi ve internet ile birlikte bilgiye ulaşımın da inanılmaz boyutlara ulaşması küreselleşmeyi; küreselleşme ile birlikte sanayide yaşanan teknolojik ilerleme ve gelişmeler de, ticarileşmeyi getirmiştir.
Önceden, askeri standartlarla yapılan geliştirme ve üretimler, bu standartların tavsiye niteliğinde kullanıldığı ticari sivil standartlarla yapılan üretimlere dönüşmüştür. Önceden teknoloji askeri alanda geliştirilip, bunlardan uygun görülenler sivil ürünlere uygulanırken (ikili kullanım), şimdi teknoloji önce sivil alanda geliştirilmekte ve burada gelişen teknolojiye savunma sanayii adapte olmaktadır.

Önceden teknoloji savunma sanayiinde; sıkı bir şekilde kontrol edilen kuruluşlarda ve belirli ülkelerde üretilirken, günümüzde teknoloji sivil fabrikalarda, kuruluşlarda ve dünyanın her tarafında üretilebilmektedir. Özellikle son on yılda teknoloji küreselleşmekte ve ticarileşerek sivilleşmektedir. Bu ortamda, teknolojinin artık ihraç lisansları ile kısıtlanması güç bir hale gelmiştir. Savunmada teknolojik üstünlüğü sürdürmek isteyen gelişmiş ülkeler, bu şartlar altında, tasarım teknolojisine sahip olup, kontrol etmeye veya bu teknolojileri silah sistemine adapte etme bilgisini başkalarıyla paylaşmamaya çalışmaktadır.
Ad:  s27.JPG
Gösterim: 615
Boyut:  29.2 KB

Mevcut silah sistemleriyle uyumlu savaş teknikleri geliştirmek, ya da geleceğin sosyoekonomik dengesizlikleri ve belirsizliklerinin şekillendireceği muhtemel (anti-terör) savaş senaryolarına uygun silah sistemlerinin geliştirilmesi ikileminde; ara çözümlere gidilmektedir.

Türkiye, 1952'den beri, hem değişik teknolojilere nüfuz edebilmek, hem de birçok yeni silah sisteminin müşterek geliştirme ve üretim çalışmalarına katılmak amacı ile, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) bünyesinde oluşturulan ve savunma sanayiinde işbirliğine katkı sağlamayı amaçlayan bir çok komite ve organlarında yürütülen, çok taraflı savunma sanayii işbirliği ve Ar-Ge proje ve programlarında yer alma çabası içerisindedir. Bu tür çalışmaların Türkiye'deki savunma sanayii altyapısının kurulması ve gelişmesinde de önemli katkıları olmaktadır.

MSB SSM.lığı tarafından belirlenen Ar-Ge projelerinin büyük bir bölümü tamamlanmış olup, bu projeler sonucunda edinilen ve kullanılan özgün teknolojiler;
Ad:  s28.JPG
Gösterim: 642
Boyut:  23.7 KB
  • Kısa/Orta menzilli füze ve güdümlü füze teknolojisi
  • Kompozit-Seramik esaslı zırh malzemesi ve alaşım yarı iletken üretim teknolojisi
  • Seramik roket motoru teknolojisi
  • Milimetrik dalga elektronik harp teknolojisi
  • Frekans atlamalı askeri telsiz üretim teknolojisi
  • Komuta kontrol bilgi sistemleri yazılım teknolojisi
  • İnsansız hava aracı tasarım ve üretim teknolojisi
  • Kripto cihazı üretim teknolojisi
  • Modelleme-Simülasyon sistemleri teknolojisi
  • Flaman sargı tekniği ile kompozit malzeme üretim teknolojisi
  • NBC (KBR) korumalı elbise üretimine dönük filtre malzemesi üretimi teknolojisi
  • Aviyonik sistem entegrasyonu
  • Çeşitli silah sistemlerine yönelik üretim teknolojisi
Ülkemizde savunma sanayinin stratejik hedeflere ulaşmak doğrultusunda silahlı kuvvetlerin uzun vadeli ihtiyaçlarının yerli imkanlarla karşılanması ve ihracat hedefleri doğrultusunda, dünyada geleceğe yönelik konseptler üst seviyede ele alınmalıdır. Proje bazında gerçekleştirilecek çalışmalara odaklanmak, büyük resmin gözden kaçmasına neden olabilmektedir. Dünyadaki gelişmelere ayak uydurabilmek için savunma sanayii şirketleri ağ merkezli muharebe sistemi başta olmak üzere gelişim stratejilerini belirlemeli ve bu konudaki çalışmalar dünyadaki benzerlerinden geri kalmadan yürütülmelidir. Çalışmalara başlamak için kaybedilen süreler dışa bağımlılığı arttıracaktır.
Ad:  s29.JPG
Gösterim: 637
Boyut:  30.2 KB

Bugün dünyadaki modern orduların yaklaşımlarına baktığımızda, Platform Merkezli Muharebe Sistemlerinin Ağ Merkezli Muharebe Sistemine geçilme çalışmalarını görmekteyiz. Platform Merkezli Muharebe sisteminde, algılama, silah ve süreç fonksiyonları her platform için kendi içinde birbiriyle bağlı olarak işlerken, Ağ Merkezli Muharebe sisteminde muharebede yer alan bütün platformların birlikte ele alındığı, algılama, silah ve süreç fonksiyonlarının farklı platformlarla ilişkili olduğu, bilgi edinme, desteği ve sürekliliğinin temel olduğu, bilginin toplanma, işlenme ve akışının kesintisiz olarak ve güvenle yapıldığı, muharebe bazında bir etkinlik söz konusudur.

Bu kavram, Ağ Merkezli Muharebe (Network Centric Warfare) olarak adlandırılmakta olup, temelde bilgi teknolojilerini kullanarak, farkındalığın arttırıldığı ve böylece karar verme süreçlerinin hızlandırıldığı, komuta kontrol kabiliyetinin arttığı, ve sonuç olarak daha etkili harekatların yapıldığı bir ortam hedeflenmektedir.
Ağ Merkezli Yetenek, başta NATO ülkeleri olmak üzere dünyadaki birçok ordu tarafından benimsenmiş ve Ağ Merkezli Yetenek yapısına geçmek için değişim çalışmaları devam etmektedir.
Ağ Merkezli Yetenek yalnızca orduların muharebe kabiliyetinin arttırılması açısından ele alınmamalıdır. Özelikle asimetrik savaşın büyük bir tehdit olarak yaşandığı günümüzde, olaylara bakıldığında, terörizm faaliyetlerinde yalnız silah kullanılmadığı, bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelerden de yararlanıldığı, hepimiz tarafından izlenebilmektedir. Dolayısıyla yurt güvenliğinde de Ağ Merkezli Yetenekten yararlanma söz konusu olmaktadır.
Ad:  s30.JPG
Gösterim: 633
Boyut:  29.3 KB

Ağ Merkezli Yeteneğin politik, stratejik, operasyonel ve taktik boyutları ve etkileri vardır. Sadece askeri olmayıp sivil otorite ve kurumlar ile bilgi paylaşımı yapılması nedeni ile anayurt güvenliği ve e-devlet ilişkileri de ön plana çıkmaktadır.
Gelişmiş ülkeler bu sisteme geçme çalışmalarına yıllar önce başlamışlardır. Geçen zaman içinde önemli bir yol almışlardır. Ülkemizde, bu amaçla yapılan çalışmalar yeni başlamış olsa da, hedeflerin iyi belirlenmesi ve planlı çalışmalar ile aradaki zaman kaybını kapatmak mümkün olabilecektir. Bu kapsamda, diğer ülkelerin yaptığı çalışmalar ve kullandığı modellerin değerlendirilerek, ülkemiz şartlarına uygun bir model belirlenmeli ve diğer ülkelerin geliştirme sürecinde yaşadığı yanlışları tekrar etmeden hedefe ulaşma çalışmaları sürdürülmelidir.

Ülkemizde, Ağ Merkezli Yeteneğin geliştirilmesi dahil olacak kurumlar arası uyumun sağlanması, standart ve prosedürlerin, Ağ Merkezli Yetenek ile ilgili stratejilerin belirlenmesi hususlarında ülkemizdeki kurum/kuruluş ve ilgili özel sektör temsilcilerinin katılımı ile oluşturulacak bir konsorsiyumun SSM koordinasyonunda oluşturulması planlanmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 22 Eylül 2017 02:49