Arama

Dua Ufku - Tek Mesaj

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ocak 2006   
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Soru: Tevbe ettikten sonra veya tevbe esnasında aynı günaha düşme endişesi varsa bu tevbe geçerli ve yararlı olur mu?

İnsan yaratılırken, hata işlemeye kabiliyetli olarak yaratılmıştır. Yani insanı günaha çekebilecek duygular, hisler vardır tabiatında. Bu duygu ve hisler, iyi şeylere esas teşkil etsin diye insanın tabiatına yerleştirilmiştir. Ama her zaman bunları değerlendirmek mümkün olmayabilir. Meselâ, öfke insana niye verilmiştir? Elbetteki iyi şeyler için. Bununla insan gazilik ve şehidlik de kazanabilir. “El-buğdu fillah vel-hubbu fillah” fehvasınca kin, buğz ve öfke de, sevgi ve muhabbet de Allah için olursa bunlarla insan sevap kazanabilir, kazanabilir de her an hayatını cihadda geçiriyor gibi olur.
Bedenî hislere, şehevanî duygulara sahip bir insan, bunlara sabretse, onun için cihad sevabı hasıl olur. Bunlar zabt u rabt altına alınmadığı zaman ise, insanı baş aşağı götürebilirler.
Yani hata, insanın eşi gibidir. İnsan günah ve hataların ağırlığını vicdanında duymalıdır. Duymazsa, hissetmezse tıpkı cansız bir cisim gibi yaşar. Kalbinde bir kısım derunî duygular, latifeler varsa bunlar da zamanla söner.
Öyleyse insan hemen kısa yoldan tevbeye müracaat etmelidir. Hadis-i Nebevî’de, “Her insan hata işleyicidir. Hata işleyenlerin en hayırlısı da (hemen) tevbe edenlerdir” buyurulmuştur.
Tevbeye sarılmalı ve hemen Allah’a teveccüh edip “Eznebtü-Günah işledim” demelidir. Ayrıca, tevbede, bir daha yapmamaya azim ve cehd olmalıdır. Hiç olmazsa tevbe esnasında insanda tereddüt olmamalıdır. Bundan da öte, kesin ve katî bir şekilde, bir daha dönmemeye niyet ve kasıt olmalıdır.
Ancak, tabiat-ı beşer muktezası olarak insan, sonradan yine -tabii kasıt olmayarak- hata ve günaha girebilir. Evet, insan tevbe ederken şek ve şüpheye yer vermeden mutlak “Bu sondur” demeli ve kararlı olmalıdır.