Arama

Medya Haber - Tek Mesaj

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Nisan 2006   
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sohret “Gelinim Olur musun?” ve “Biri Bizi Gözetliyor” yarışmalarıyla ünlenen isimlerin, polisin fuhuş operasyonunda gözaltına alınması, dikkatleri bu programlara çevirdi.
Uzmanlar televizyon kanalıyla zahmetsizce elde edilen şöhretin tehlikesine dikkat çekerek “Her gün, herkes kendisinden bahsederken bunun birdenbire kesilmesi yarışmacılarda yoksunluk sendromuna yol açar.” tespitini yapıyor. BBG evi birincilerinden Eray Sezer (34)’e göre yaşananlar şaşırtıcı değil. Bazı Bilinmesi Gerekenler (BBG) adlı kitabıyla, içeride yaşananları deşifre eden Eray, “Bu yarışmalara katılanlar, telefon kulübesine sıradan vatandaş olarak girip süperman olarak çıktıklarını zannediyor. Kendilerini süperman zannedip damdan uçmaya çalıştıklarında da işte böyle düşüyorlar.” benzetmesini yapıyor. Sezer, “Lütfen aklı başında gördüğünüz, sevip sempati duyduğunuz hiçbir genci bu programlara yönlendirmeyin.” diye sesleniyor.
Sorumsuz yayıncılık yapılmamalı
Psikiyatr Prof. Dr. Musa Tosun, yaşanan problemde ‘hak ediş’e vurgu yapıyor. Çünkü altyapısı olmayan, zahmetli bir süreçten geçmeden edinilen şöhret, her türlü olumsuz gelişmeye açık. Prof. Tosun, kolay ulaşılmış şöhretin kişilere beklediğini vermeme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtiyor. “Her gün, herkes kendisinden bahsederken bunun birdenbire kesilmesi yoksunluk sendromuna yol açar.” diyen Tosun, bu durumda da kişinin kendi özellikleri, çevresi ve değer yargılarına göre farklı tepkiler verdiğini kaydediyor. Bir yarışmacı kendini sorgulayarak sağlıklı çözümler geliştirebilirken, bir başkası ‘şöhreti kaybetmeyeyim, öyleyse dikkat çekecek farklı bir şeyler yapmalıyım’ psikolojisiyle sağlıksız çözümler üretebiliyor.
İletişim uzmanı Dr. Cengiz Özdiker ise konunun medyaya bakan tarafına dikkat çekiyor. Özdiker’e göre, bugün toplumu bir ‘ekrankolik izlerkitle’ halinde gören sorumsuz yayıncılık anlayışı hakim. Bu da bireylerin psikolojik ve sosyolojik çöküntüsünde rol oynuyor. Özdiker, şöyle devam ediyor: “Lüks yaşam, medyatiklik, mafya özentiliği, temel sorunlarını çözememiş, eğitimini tamamlayamamış gençlerin büyük bir kısmı için model haline gelmekte, negatif etkilenme artmaktadır. medyatik kirlilik, toplumu yozlaştırıyor, bireyselleştiriyor, kendi iç dünyasına hapsediyor.”
Kadın ve aileden sorumlu eski Devlet Bakanı Güldal Akşit, sanal şöhretin gençleri etkilediğine ve tehlikenin kartopu gibi büyüdüğüne işaret ediyor. Akşit “Maalesef halktan bazı insanlar da bu oyuna iştirak etmekte, bu gençlere adeta olağanüstü bir varlıkmış muamelesi yapmaktadırlar. Medya da madalyonun öteki yüzünü pek göstermemektedir.” diye konuşuyor.
Bu arada fuhuş operasyonu kapsamında Beşiktaşlı Sergen Yalçın, İbrahim Toraman ve Ali Güneş, ünlü kadınlarla fuhuş yaptıkları iddiasıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulandı. Üç futbolcu da adı geçen kadınlarla birlikte oldukları iddialarını yalanladı.
Eray Sezer: BBG’ye katıldım, kimse beni ciddiye almıyor
Biri Bizi Gözetliyor evine katılan Eray Sezer, özel hayatında yarışmanın mağduriyetini yaşıyor. Sezer, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü mezunu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)'nde de Şehir Planlama Bölümü'nde yüksek lisans yapmış. Yarışma yüzünden kendi alanıyla ilgili iş bulamadığından yakınıyor. Kendini halen alnında kocaman BBG harfleriyle dolaşır gibi hissettiğini ifade eden Sezer, ciddiye alınmamaktan şikayet ediyor. Sezer sözlerini şöyle tamamlıyor: "Yarışmacılar şöhretin devam edeceğini, dizilerde başrol oynayacaklarını, şöhrete ve paraya devam edeceklerini zannediyor. Öyle bir şey yok aslında. Bu, onun etinden ve sütünden faydalanmaya çalışan medyanın, derisinden de faydalanmak için onu tavlamaya çalıştığı bir süreç."

Ekrandaki renkli dünyaya aldanmayın
Magazin camiasında son günlerde yaşanan olaylar pembe dünyayı tekrar tartışmaya açtı. Geçen hafta önce aralarında şarkıcıların da bulunduğu tanınmış isimler uyuşturucu nedeniyle gözaltına alınırken ardından mankenler ve şarkıcıların bulunduğu 20 kadın fuhuş yaptıkları iddiasıyla sorgulandı. Gözaltına alınan kadınlar arasında BBG ve Gelinim Olur musun? evinden tanınan yüzler de vardı. Yayınlanmaya başladığı günden bu yana tartışmalara yol açan bu programlar uzun süre Türkiye’nin gündemini meşgul etti. Gençlerin evlenmek amacıyla girdiği bu gözetleme evlerinde yapılan en son evlilik de sadece 3 ay sürdü. Gençlere pembe gösterilen bu sanal dünya kaybolan insanlarla dolu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Ekipleri “Barbie” adı verdikleri operasyonla 20 manken, şarkıcı ve sunucuyu fuhuş yaptıkları iddiasıyla gözaltına aldı. Yaşananlar magazin camiasının gerçek yüzünü de ortaya koydu. Öyle ki bu durumdan rahatsız olanların başında camianın içerisindekiler geliyor. Ayşegül Doğan, İstanbul

Müzik yapımcısı Şahin Özer:
Renkli dünya bir girdap gibi. Bu hayatın içerisinde var olmaya çalışanlar farkında olmadan her türlü rezaletin içerisine girerler ve rezalet de onları bırakmaz. Kimisi uyuşturucu kullanır kimisi fuhşa yönelir.

Manken Şenol İpek:
Gençler bu camiadan uzak dursunlar. Magazin camiası gençler için birçok şeyden daha tehlikeli. Kesinlikle parlak ışıklara ve bahsedilen pembe hayata özenmesinler. Gençler bu sektörden uzak dursunlar.

Şarkıcı Haluk Levent:
Reyting uğruna binlerce genç feda ediliyor. Her gece cipleri ve kız arkadaşları ile gezen ünlü isimlerin magazin programlarında halka izletilmesi gençlerin bu parıltılı dünyaya özenmelerine sebep oluyor.

Kaynana Semra Türk:
Aileler çocuklarına sahip olsun. Her şeyi pespembe gösteren magazin programlarına dur denilmeli. Gençler bu tip yarışma programlarına katılmasın. Magazin camiasındaki insanların hayatlarına özenmesinler...