Arama

Büyük Melekler - Sayfa 2

Güncelleme: 22 Kasım 2017 Gösterim: 63.452 Cevap: 22
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
22 Aralık 2007       Mesaj #11
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Harut ve Marut Kur'anda ismi geçen iki melektir.
Genel olarak kabul gören açıklama Harut ve Marut'un Allah'ın emri ile sadece insanlara çeşitli bilgileri ve sihri öğreten iki melek olduğudur. Bazı tefsirlerde Harut ve Marut'un melek değil insan olabileceği belirtilmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar

Eski bazı kaynaklarda, Hristiyan ve yahudi kaynakları da referans gösterilerek Babil'in düşmüş melekleri olarak da adlandırılırlar. Efsaneye göre melekler, insanların işledikleri günahları görünce kınarlar, Allah "Siz onların yerinde olsanız aynısını yapardınız" der ve meleklerden en iyilerinden ikisi, Harut ve Marut seçilerek Babil şehrine yargıç olarak gönderilir.

Konu ile ilgili Bakara Suresinin 102. ayetinin Türkçe meali:
"Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkâr etmedi; ancak şeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi."
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 01:57
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
1 Eylül 2008       Mesaj #12
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
O halde sabah namazını kaçırmayın. Düşünün, tekbir alıyorsunuz, melekler şahit, rûkua gidiyorsunuz melekler şahit, secde anındasınız yine melekler şahit.

Sponsorlu Bağlantılar
Sabah namazını ne sıklıkla kılarsınız? Hiç kaçırmamaya mı dikkat edersiniz yoksa arada bir kılmaya mı çalışırsınız? Şayet gönlü ötelere açık kullardansanız harika, yok eğer dikkatli değilseniz sabah namazını kılma hususunda, gelin, nimetten faydalanma adına, beraberce Yüce kitabımıza kulak verelim: “Güneşin batıya kaymasından, gecenin karanlığına kadar, belli vakitlerde namaz kıl, özellikle de sabah namazını. Çünkü sabah namazında gece ve gündüz melekleri hazır bulunur (şahit olurlar). (İsra Sûresi, 78)

Acaba Rabbimiz sabah namazına neden bu kadar önem veriyor? Çünkü, kalbin ulvî olan her güzelliğe açık olduğu en huzurlu vakittir bu vakit. Çünkü, başlanacak olan yoğun ve yeni bir güne hazırlanmanın en doğru ve bereketli olduğu vakittir bu vakit. Çünkü tefekkür için en uygun vakittir bu vakit. Farkına varabilenler için, cennet soluklarının, kalbin derinliklerine kadar nefeslendiği vakittir bu vakit.

İnsan bazen taltif görmek ister ya hani. Yaptıklarının, sevdikleri tarafından görülmesini ister. İşte Yüce Allah (cc), kullarına çok büyük bir taltif yapıyor ve o nurdan meleklerini, ibadetimize şahit tutuyor. Düşünün, tekbir alıyorsunuz, melekler şahit, rûkua gidiyorsunuz melekler şahit, secde anındasınız yine melekler şahit. Zikrediyorsunuz Rabbinizi, salatü selamlar gönderiyorsunuz Peygamberinize ve yine melekler yanınızda hazır ve şahit.

Gelin dostlar! Sabah namazlarını eğer kılıyorsanız, bu ayeti hatırlayarak, seher vakitlerini daha bir bilinçli idrak edelim. Eğer ki, ihmal ediyorsanız, bugünden tezi yok, beynimizi ve kalbimizi ‘Sabah Namazı Vakti’ne ayarlayalım. Sahi insan ömründe kaç kere sabah namazı kılar ki? Bu bilinmez belki; ama bilinen tek gerçek var ki, o vakitte Allah, meleklerini namaz kılan kulunun yanında hazır tutuyor. Haydi kalkın kaçırılmaması gerekli olan sabah namazına ve hissedin o nurdan varlıkları, sağınızda yada solunuzdadır belki kim bilir, dikkatli davranın o halde...
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 01:57
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
25 Aralık 2009       Mesaj #13
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Melek Kavramı ve Meleklere İman
Sözlükte "haberci, elçi, güç ve kuvvet" anlamlarına gelen melek, Allah'ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren, gözle görülmeyen nûrânî ve ruhanî varlıktır.
Kur'an'da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok âyet vardır: "Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler..." (el-Bakara 2/285).
"...Asıl iyilik Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenlerin iyi amelidir..." (el-Bakara 2/177).
Meleklere inanmayan kişi, bu âyetlerin hükmünü inkâr ettiği için kâfir olur. Ayrıca Cenâb-ı Hak, Kur'an'da meleklere düşman olanları kâfir diye nitelemiş ve böyle kimselerin Allah düşmanı olduğunu vurgulamıştır (el-Bakara 2/98).
Meleklere inanmamak, dolaylı olarak vahyi, peygamberi, peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini de inkâr etmek anlamına gelir. Çünkü dinî hükümler, peygamberlere melek aracılığıyla indirilmiştir.

Meleklerin Mahiyeti
Melekler duyu organlarıyla algılanamayan, gözle görülmeyen, sürekli Allah'a kulluk eden, asla günah işlemeyen, nûrânî ve ruhanî varlıklardır. Bu sebeple onlar hakkındaki tek bilgi kaynağı âyetler ve sahih hadislerdir. Onun ötesinde bir şey söylemek mümkün değildir. Meleklerin gözle görülmez, duyu organlarıyla algılanamaz varlıklar oluşu, inkâr edilmeleri için bir gerekçe olamaz. Gerek akla gerekse pozitif bilimlere dayanılarak, meleklerin var veya yok olduklarına dair kesin deliller ileri sürülemez. Çünkü melekler, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerin ilgi alanı dışında kalan fizik ötesi varlıklardır. Şartlanmamış insan aklı da meleklerin varlığını imkânsız değil, câiz ve mümkün görür.

Meleklerin Özellikleri
Melekleri diğer varlıklardan ayıran birtakım özellikler vardır. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. Melekler nûrdan yaratılmış; yemek, içmek, erkeklik, dişilik, uyumak, yorulmak, usanmak, gençlik, ihtiyarlık gibi fiillerden ve özelliklerden arınmış nûrânî ve ruhanî varlıklardır: "...O'nun huzurunda bulunanlar, O'na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar. Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz (Allah'ı) tesbih ederler" (el-Enbiyâ 21/19-20), "Onlar rahmânın kulları olan melekleri dişi kabul ettiler. Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir" (ez-Zuhruf 43/19); ayrıca bk. es-Sâffât 37/149; en-Necm 53/27-28).
2. Melekler Allah'a isyan etmezler, Allah'ın emrinden çıkmazlar, asla günah işlemezler, hangi iş için yaratılmış iseler o işi yaparlar. "Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar" (en-Nahl 16/50; ayrıca bk. el-Enbiyâ 21/26-28; et-Tahrîm 66/6).
3. Melekler, son derece süratli, güçlü ve kuvvetli varlıklardır: "Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a hamdolsun. O, yaratmada dilediği artırmayı yapar. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir" (el-Fâtır 35/1). İslâmî kaynaklarda meleklerin kanatları olduğu bildirilmekle birlikte bu kanatların mahiyeti konusunda bir şey söylemek mümkün değildir. Meleklerin nûrânî varlıklar olduğu göz önünde tutulursa, bunları kuş veya uçak kanatları gibi maddî nitelemelere konu etmenin doğru olmayacağı ortadadır. Kanatların mahiyetini ancak Allah ve melekleri gören peygamberler bilebilirler. Meleklerin kanatları onların sûretini, kanatlarının fazlalığı onların güç ve sürat yönünden derecelerini, Allah katındaki değerlerini gösterdiği şeklinde anlaşılabilir.
4. Melekler Allah'ın emir ve izniyle çeşitli şekil ve kılıklara bürünebilirler. Cebrâil (a.s) Hz. Peygamber'e ashaptan Dihye şeklinde görünmüş, bazan kimsenin tanımadığı bir insan şeklinde gelmiştir. Yine Cebrâil (a.s), Hz. Meryem'e bir insan şeklinde görünmüş (Meryem 19/16-17), meleklerden bir grup, Hz. İbrâhim'e bir oğlu olacağı müjdesini getiren insanlar şeklinde gelmiş, o da onları misafir zannederek kendilerine yemek hazırlamış, fakat yemediklerini görünce korkmuş, sonra da melek olduklarını anlamıştır (Hûd 11/69-70). Bu âyetten meleklerin yiyip içmedikleri sonucu da çıkmaktadır.
5. Melekler gözle görünmezler. Onların görünmeyişleri, yok olduklarından değil, insan gözünün onları görebilecek kabiliyet ve kapasitede yaratılmamış olmasındandır. Melekler peygamberler tarafından aslî şekilleriyle görülmüşlerdir. Asıl şekillerinden çıkıp bir başka maddî şekle, meselâ insan şekline girmeleri durumunda diğer insanlarca da görülmeleri mümkün olur. Cibrîl hadisi diye bilinen, iman, islâm ve ihsan kavramlarının tanımlarının yapıldığı hadiste belirtildiği gibi, Cebrâil ashap tarafından insan şeklinde görülmüştür (bk. Buhârî, "Îmân", 37; Müslim, "Îmân", 1; Ebû Dâvûd, "Sünnet", 15).
6. Melekler gaybı bilemezler. Çünkü gaybı, ancak Allah bilir. Eğer Allah tarafından kendilerine gayba dair bir bilgi verilmiş ise, ancak o kadarını bilebilirler. Kur'an'da ifade edildiğine göre Allah, Hz. Âdem'e varlıkların isimlerini öğretmiş, sonra da isimlerin verildiği varlıkları meleklere göstererek, bunların isimlerini haber vermelerini onlardan istemiş, bunun üzerine melekler "Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Çünkü her şeyi hakkıyla bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin" demişlerdir. Bunun üzerine de Cenâb-ı Hak Hz. Âdem'in, varlıkların isimlerini haber vermesini emretmiş, o da söyleyiverince şöyle seslenmiştir: "Size demedim mi ki, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ben bilirim. Neyi açıklarsanız neyi de gizlemişseniz ben bilirim" (el-Bakara 2/31-33).

Meleklerin Görevleri ve Çeşitleri
Âyet ve hadislerde sayıları hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan fakat pek çok oldukları anlaşılan meleklerin temel görevleri Allah'a kulluk ve O, neyi emrederse onu yerine getirmektir. Melekler görevleri açısından şu gruplarda incelenebilirler:
Cebrâil, dört büyük melekten biridir. Allah tarafından vahiy getirmekle görevlidir. Cebrâil'e (a.s.) güvenilir ruh anlamına gelen "er-Rûhu'l-emîn" de denilmiştir: "O (Kur'an'ı) korkutuculardan olasın diye Rûhulemîn senin kalbine indirmiştir" (eş-Şuarâ 26/193-194). Bir başka âyette de ona Rûhulkudüs adı verilmiştir: "...Kur'an'ı Rabbinden hak olarak Rûhulkudüs indirmiştir" (en-Nahl 16/102). Cebrâil, meleklerin en üstünü ve en büyüğü, Allah'a en yakını olduğu için kendisine "meleklerin efendisi" anlamında seyyidü'l-melâike denilmiştir. Mîkâîl, dört büyük melekten biri olup, kâinattaki tabii olayları ve yaratıkların rızıklarını idare etmekle görevlidir. İsrâfîl, sûra üflemekle görevli melektir. İsrâfil, sûra iki kez üfleyecek, ilkinde kıyamet kopacak, ikincisinde ise tekrar diriliş meydana gelecektir. Azrâil ise, görevi ölüm sırasında canlıların ruhunu almak olduğu için "melekü'l-mevt" (ölüm meleği) adıyla anılmıştır: "De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz" (es-Secde 32/11).
Kirâmen Kâtibîn, insanın sağında ve solunda bulunan iki meleğin adıdır. Sağdaki melek iyi iş ve davranışları, soldaki ise kötü iş ve davranışları tesbit etmekle görevlidir. Hafaza melekleri adı da verilen bu melekler kıyamet günü hesap sırasında yapılan işlere şahitlik de edeceklerdir. Kur'an'da bu melekler hakkında şöyle buyurulmuştur: "İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarınızı yazmaktadırlar. İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın" (Kaf 50/17-18), "Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler" (el-İnfitâr 82/10-12; ayrıca bk. ez-Zuhruf 43/80).
Münker ve Nekir, ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki melektir. "Bilinmeyen, tanınmayan, yadırganan" anlamındaki münker ve nekir, mezardaki ölüye, hiç görmediği bir şekilde görünecekleri için bu ismi almışlardır. Bu iki melek kabirde ölülere, "Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne?" diye sorular yöneltecekler, alacakları cevaplara göre ölüye iyi veya kötü davranacaklardır.
Hamele-i Arş, arşı taşıyan meleklerin adıdır. Kur'an'da haklarında şöyle buyurulur: "Arşı yüklenen, bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ile tesbih ederler. O'na iman ederler..." (el-Mü'min 40/7; ayrıca bk. el-Hâkka 69/17).
Mukarrebûn ve İlliyyûn adıyla anılan melekler, Allah'ı tesbih ve anmakla görevli olup, Allah'a çok yakın ve O'nun katında şerefli mevkii bulunan meleklerdir (en-Nisâ 4/172). Cennet ve cehennemdeki işleri yürütmekle görevli melekler de vardır (bk. er-Ra`d 13/23-24; et-Tahrîm 66/6; el-Müddessir 74/29-31).
Bunlardan başka, insanın kalbine doğruyu ve gerçeği ilham etmekle (Tirmizî, "Tefsîr", 3), namaz kılanlarla birlikte Fâtiha sûresinin bitiminde "âmin" demekle (Buhârî, "Ezân", 111, 112; "Da`avât", 63; Müslim, "Salât", 18), hergün sabah ve ikindi namazlarında müminlerle birlikte olmakla (Buhârî, "Mevâkýt", 16; Müslim, "Mesâcid", 37), Kur'an okurken yeryüzüne inmekle (Buhârî, Fezâilü'l-Kur'ân, 15; Müslim, "Müsâfirîn", 36), sokakları ve yolları dolaşıp zikir, Kur'an ve ilim meclislerini arayıp bulmakla (Buhârî, "Da`avât", 66; Müslim, "Zikr", 8), müminlere (Ahzâb 33/43) özellikle bilgin olan müminlere rahmet okumakla (Tirmizî, "İlim", 19), sadece Allah'a hamd ve secde etmekle (A`râf 7/206) görevli melekler de vardır.

İnsanlarla Melekler Arasındaki Üstünlük Derecesi
Ehl-i Sünnet'e göre insanlar içinden seçilen peygamberler, meleklerin peygamberleri durumunda olan büyük meleklerden daha üstündür. Çünkü yüce Allah insan için "halife" tabirini kullanarak (el-Bakara 2/30) onu melekler karşısında yüceltmiş, Hz. Âdem'e secde etmeleri için meleklere emretmiş, eşya ve âlemi meleklere gösterip bunların adlarını sorduğu zaman melekler cevap verememiş, Hz. Âdem ise birer birer saymıştır (el-Bakara 2/31-34). Ayrıca meleklerin Allah'a kullukları ve hayırlı şeyleri yapmaları, iradeye bağlı olmayan hareketlerdir. Halbuki insan Allah'a kulluğunu ve iyi işleri, kendisini doğru yoldan ayıracak pek çok engeli aşarak yapar. Bütün bunlar insan cinsinin melek cinsinden üstün olduğunu gösterir. Meleklerin önde gelenleri, peygamber olmayan bütün insanlardan; takvâ sahibi müminler, şehidler, salih amel işleyenler, dinde dosdoğru hareket edenler, diğer meleklerden; diğer melekler de insanların kâfir, münafık, müşrik, inancı bozuk, amelsiz, ahlâksız olanlarından daha üstündür
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 02:05
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
29 Ocak 2010       Mesaj #14
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
AZRÂİL
Allah'ın kendisine verdiği emirle canlıların ruhlarını almakla görevli olan ölüm meleği. Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde bu şekliyle değil, doğrudan anlamı olan Melekü'l-Mevt (ölüm meleği) terimi kullanılmaktadır.

"De ki; üzerinize memur edilen ölüm meleği, canınızı alır. Sonra Rabbinize döndürülürsünüz. " (es-Secde, 32/11)

Azrail (a.s.) Cenâb-ı Hakk'ın emrindeki öteki melekler gibidir. Dört büyük melekten birisidir. O yalnızca kendisine verilen emri yerine getirir ve eceli tamam olmuş kulların ruhlarını alıp bu ruhu isteyene götürür. Onun emrinde de bazı melekler vardır. Bu melekler de kendilerine Allah'u Teâlâ tarafından ulaştırılan emirleri yerine getirirler.

"... Nihayet birinize ölüm gelince elçilerimiz onun canını alırlar, onlar hiç geri kalmazlar." (el-En'âm, 6/61).

Kur'an-ı Kerîm'de, meleklerin kâfir olan bir kul ile mümin olan bir kulun canlarını alışları tasvir edilmektedir. Kâfirlerin can verişleri şöyle tarif edilmektedir:
"Melekler, kâfirlerin canlarını alırken onları görseydin... Onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlar: Haydi, yangın (Cehennem) azabını tadın diyorlardı. " (el-Enfal, 8/50)

Nâşitat meleklerinin müminlerin canlarını da tatlılıkla alışları şöyle ifade edilmektedir:
"Melekler iyi insanlar olarak canlarını aldıkları kimselere de: Selâm size, yaptıklarınıza karşılık Cennet'e girin' derler." (en-Nahl, 16/32)

Şâmil İA
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 02:08
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
6 Ekim 2010       Mesaj #15
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

İsrafil


İsrâfil (aleyhisselam) (إسرافيل) Sûr'a üfleyecek olan melek; dört büyük melekten birisi olan İsrâfil kıyamet günü Sur'a üflemekle vazifeli melektir. Kıyamet günü Allah'ın emri ile iki defa Sûr'a üfleyecektir. "Sûr'a üflenince, Allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. Sonra Sûr'a bir defa daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışıp dururlar" (ez-Zümer, 39/68).

İsrâfil'in birinci üflemesi ile yer ve gökteki bütün canlılar ölecek ve dünya hayatı sona erecektir. İkinci defa üflemesiyle de bütün canlılar dirilecek ve ahiret hayatı başlayacaktır. Sûr'un ilk üflenişine "nefha-i ûlâ"; ikinci üflenişine "nefha-i sâniye" denilir. İsrâfil (a.s)'a Sûr'a üfüreceği için Sûr Meleği de denilmiştir. Peygamber (s.a.s)'e Sûr'un mahiyeti sorulunca şöyle demiştir: "Üfürülen bir boynuzdur" (Ahmed b. Hanbel, II, 196). Peygamber (s.a.s); "İsrâfil Sûr'u tutmuş hazır bir şekilde kendisine ne zaman üfürmek için emredileceğini bekliyor" buyurmuştur (Taberî, Câmiu'l-Beyân, VII, 211; İbn Kesir, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azim, Mısır, t.y. III, 276).
Sûr'un üfürülüşü ve İsrâfil (a.s)'ın sûr'a üfürmesini anlatan uzun bir hadis Tefsîr kitaplarında konu ile ilgili ayetlerin açıklanmasında zikredilmiştir. Bu hadisin bazı cümleleri sahih hadis kitaplarında konu ile ilgili anlatıları bahislerde geçmekle beraber, bazı cümleleri ifade ve manâ bakımından peygamber sözü olmayacak derecede münker kabul edilmiştir. Bu hadisin tek râvisi olan İsmail b. Râfi' Medine'nin kıssacılarındandır. Ahmed b. Hanbel ve Ebû Hâtim er-Razî gibi hadis tenkidçileri hadislerinin münker olduğunu hatta metrûk bir râvi olduğunu söylemişlerdir (İbn Kesîr, Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azim, III, 274282).
Levh-i Mahfuzda Allah'ın yazılı iradelerini okumak ve bu iradelerin yerine getirilmesiyle görevli olan mukarreb meleğe bildirmek de İsrâfil (a.s) 'ın görevlerindendir.
İsrâfil (a.s)'ın ve diğer meleklerin kadrinin yüceliğinden dolayı Hz. Peygamber (s.a.s) bazen onların ismi ile dua etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s) gece namazına kalktığında şöyle dua ederdi; "Ey Allah'ım, Cebrâil, Mikâîl ve İsrâfil'in Rabbi, göklerin ve yerin yaratıcısı, gaybı ve şehâdet âlemini bilen. Sen kullarının arasındaki ihtilaflar hakkında hüküm sahibisin. Beni izninle ihtilaf edilen şeylerde hakka kavuştur. Sen dilediğini sırat-ı müstakim'e kavuşturursun (Müslim, Müsafîrûn, 200). (Ayrıca bk. Sur).

Mikâil


Mikâil (aleyhisselam) (ميكائيل),
Hz. Mikâil (a.s) dört büyük melekten biridir. Tabiat olaylarına, insanlara, hayvanlara ve bitkilere, rızka ve yağmura nezaret eden melektir.

Kurân-ı Kerimde adı bir yerde zikredilir: “Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil’e ve Mikâil’e düşman olursa bilsin ki, Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.” (Bakara Sûresi, 2:98)
Hayal edemeyeceğimiz kadar geniş olan göklerde hayat olup olmadığı meselesi, pek çok insanın zihnini meşgul eder. “Semavat, meleklerin birer menzili, birer tayyaresi, birer mescidi” şeklîndeki tesbit, meseleyi halletmektedir. Evet, şu küçük dünyamızda hiçbir yeri canlılardan boş bırakmayan İlâhî kudret, elbette o koca semayı boş bırakmamıştır. Melekler ve ruhaniler, sema ülkesinin sakinleridir.
Melekler,
• Alem sarayının seyircileri, • Kâinat kitabının mütalacıları, • Saltanat-ı rububiyetin dellalları, • Kâinattaki hayırlı işlerdeki kânunların temsilcileri, nazırlarıdırlar.
İşte bunlardan biri olan Mikail (a.s)
“Rezzakiyet arşının hamelesinden” olup, yeryüzü tarlasında ekilen İlâhî san’atlara Cenab-ı Hakk’ın havliyle, kuvvetiyle, hesabıyla, emriyle umumi bir nazır, umum çiftçi-misal meleklerin reisidir.
Peygamber Efendimiz Mikail a.s ile bir çok kez görüşmüştür. Bedir Savaşı ve Miraç Mucizesinde görüşmeleri gibi. (Buharî, Mağâzî: 18, Libas: 24; Müslim, Fedâil: 46, 47, no. 2306; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:361)

Cebrâîl


Cebrâîl (Arapça: جبرائيل Cibrâ'îl veya جبريل Cibrîl) ( Allah'ın ' Cebr' i - gücü ) İslam dininde dört büyük melekten biri. Görevi peygamberlere vahiy getirmektir.

Cebrâil (aleyhisselâmın) ( جبرائيل Cibrâ'îl veya جبريل Cibrîl) ( Allah'ın ' Cebr' i - gücü ) "Cibrîl", "Rûh-ul-emîn", "Rûh-ul-kuds", "Gabriel" (ing) , "Nâmûs-ı ekber" Baş melektir , Tüm peygamberlere iletişim kuran onlara Allah (c.c) ( "(c.c) Cenab-ı ila etmek ve yüceltmek" ) tarafindan vahiy indiren , Allah 'ın emir ve yasaklarını bildirmekle vazifeli melekdir. Peygamberlere vahi getirmek, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmekle vazîfeli melek. Dört büyük melekten birisi ve en üstünü. Cebrâil (a.s) kelimesi lügatta "Allahü teâlânın kulu" mânâsındadır. Cebrâil’e ayrıca Nâmûs-ı Ekber de denilmiştir. Cebrâil aleyhisselâm Peygamber efendimize Mekke yakınındaki Hira Dağında ibâdet ve tefekkürle meşgul iken gelerek ilk vahyi getirmiştir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "(Ey Muhammed!) Yaratıcı Allahü teâlânın adı ile oku! O, insanı pıhtılaşmış kandan (alaktan) yarattı! Oku, Allahü teâlâ büyük kerem sâhibidir. O, kalemle öğretir, bilmediklerini öğretti." (Alak sûresi: 1-3)
Cebrâil (a.s) her şekle girebilirdi. Peygamber efendimize aslî şekliyle, biri Hira Dağında ve diğeri Mîrac esnâsında Sidret-ül-müntehâda olmak üzere iki defâ görünmüştür. Cebrâil aleyhisselâm ekseriyâ Eshâb-ı kirâmdan Dıhye-i Kelbî sûretinde gelmiştir. Cebrâil aleyhisselâm yirmi üç yıla yakın bir sürede Kur’ân-ı kerîm âyetlerini peyderpey ve çeşitli şekil ve sûretlere girerek getirmiş, Peygamber efendimizin mübârek kalbine ulaştırmıştır. Bu husûsta Allahü teâlâ buyurdu ki:
"Ey Resûlüm söyle! Her kim Cibrîl’e düşman ise, kininden helâk olsun. Gerçekten Cibrîl daha önce indirilen kitapları tasdîk etmekte olan Kur’ân’ı kerîmi Allah’ın izniyle senin kalbine indirdi ve Kur’ân-ı kerîm doğru yolu gösterici, müminlere derecelerle kurtuluşu müjdeleyicidir." (Bekara sûresi: 97)
Cebrâil aleyhisselâm her sene bir kere gelip o âna kadar inmiş olan Kur’ân-ı kerîmi Levh-il-Mahfûz’daki sırasına göre okur, Peygamber efendimiz de dinler ve tekrar ederdi. Peygamber efendimiz âhirete teşrif edeceği sene, iki kere gelip tamâmını okumuştur. Âdem aleyhisselâma on iki kere, Nuh aleyhisselâma elli kere, İbrâhim aleyhisselâma kırk kere, Mûsâ aleyhisselâma dört yüz kere, Îsâ aleyhisselâma on kere, Muhammed aleyhisselâma yirmi dört bin kere gelmiştir.
Hazreti Muhammed (Sallahu Aleyhi Vessellem) Cebrâil'e; "Ey Cebrâil! Mîkâil'in güldüğünü hiç görmedim, bunun sebebi nedir?" diye sorduğunda, Cebrâil; "Cehennem ateşinin tutuşturulduğu günden bugüne dek Mîkâil (a.s) gülmemiştir" diye cevap verdi. (Muînüddîn Hirevî)
"Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâma gökte iki ve yerde iki yardımcı yaratmıştır. Bunlar gökte Cebrâil (a.s) ve Mikâil (a.s) , yerde Hz. Ebû Bekr (a.s) ve Hz. Ali (a.s). (Nişancızâde)
Cebrail yaratılmış en güçlü ve en kudretli melek ve yaratık mıdır ? Peygamberlerden daha faziletli olduğu söylenebilir mi? Allah’ın Cebrail’den daha kuvvetli bir mahlukunun olduğunu gösteren bir bilgiye rastlayamadık. Eski kavimleri -değişik sebepler altında- helak etme görevi Cebrail’de olduğu dikkate alınarak onun en güçlü bir melek olduğu söylenebilir.
Cebrail aleyhisselam, Kur'ân-ı Kerîm'de Cibril, Rûhulkudüs, Rûhulemîn, Rûh ve Resul şeklinde beş değişik isimle ifade edilir. İlgili âyetlerde belirtildiğine göre, Cebrail karşı konulamayan müthiş bir güce, üstün bir akla ve kesin bilgilere sahiptir; "arşın sahibi" nezdinde çok itibarlıdır ve meleklerin kendisine mutlaka itaat ettiği şerefli bir elçidir. (bk. Necm, 53/5-6; Tekvîr, 81/19-21)
Cebrail kelimesinin yabancı kökenli olduğu bilinmektedir. Bazı alimlere göre, bu kelimenin anlamı: Allah ’ın kudretinin sembolü demektir. Çünkü Cibril ismi; kuvvet manasındaki Cebr ile Allah (c.c) anlamındaki IL kelimelerinden meydana gelmiştir. Kur'an’da onun bu anlamına delalet eden "Şedidü'l-Kuva" vasfıdır. Bu tabir çok güçlü ve kuvvetli olmayı ifade eder. Bu ifade Necm Suresinin 5. ayetinde aynen olduğu gibi kullanmıştır: "Onu (Kur'an'ı), güçlü ve kuvvetli biri (Cebrail) öğretti."
Yine Necm Suresinin 6. âyetinde geçen ve Hz. Cebrail'in bir vasfı olarak zikredilen "Zû mirratin" kelimesi de aynı anlamı veriyor. Tekvir Suresinin 20. ayetinde de "Zi kuvvetin" (kuvvet sahibi) tabiri ile Cebrail (a.s) isminin anlamına uygun olarak aynı mânâ ifade edilmiştir.
Bu mana genel olarak melek kelimesinin bir anlamı olan kuvvet kavramına da uygundur (bk. Niyazi Beki, Kur’an’da İsimlerin Esrarı).
Hz. Peygamber onu bir kere "açık ufuk'ta, bir kere de "sidretü'l-müntehâ'da aslî hüviyetiyle görmüştür. İnkarcılara karşı Hz. Peygamber'in dostu, müminlerin destekleyicisidir. Kadir gecesinde meleklerle birlikte yeryüzüne iner, âhirette insanlar hesaba çekilirken mahşerde saf saf dizilen meleklerin yanında bulunur. (bk. M.F. Abdülbâki, Mu 'cem, s. 163, 326)
İlgili hadislere göre Cebrail (a.s) dünyada ve âhirette Allah (c.c) ile kulları arasında elçidir; hem meleklere hem peygamberlere ilâhî emirleri tebliğ eder. bu sebeple de Allah'la vasıtasız konuşur. (Müsned, II, 267; III, 230; Buhârî, Tev-hîd, 33)
Hz. Peygamber , Cebrail'in Allah (c.c) nezdindeki üstün mertebesini dikkate alarak dualarında "Cibril'in rabbi" ifadesini kullanmış ve bir anlamda onunla tevessülde bulunmuştur. (Müsned, VI, 61, 156; Ne-sâî, Sehv, 88)
Tefsir, hadis şerhi, siyer, tasavvuf, tarih, kelâm, felsefe kitapları vb. İslâmî kaynaklarda Cebrail'in isimleri, nitelikleri, görevleri, insan şeklinde görünüşü ve üstünlüğü gibi konularda geniş bir literatür oluşmuştur. Bu kaynaklarda Cebrail (a.s) Kur'ân-ı Kerim'deki isimleri yanında Rûhullah, Hâdimullah. er-Rûhu'l-a'zam, el-Aklü'l-ekrem, en-Nâmûsü'l-ekber, el-Aklü'l-fa’âl, Vâhibü's-suver, Hâzinü"l-kuds, Tâvûsü'l-melâike" gibi unvanlarla da anılır. Aynı kaynaklarda ayrıca Kur'ân-ı Kerîm'deki isimlerinin mânaları açıklanmıştır. Buna göre o, karşısında durulmayacak üstün güce ve zaruri bilgilere sahip olduğu için Cibril, saygı duyulması gereken üstün bir mevkide bulunduğu veya dinî hayatın gerçekleşmesinde önemli rol oynadığı yahut latif olduğu için Rûh, ilâhî buyrukları tahrif etmeden Hz. Peygamber'e ulaştırdığı için Rühulemîn, insanların manevî açıdan temizlenmesini sağlayan vahyi getirdiği veya hiç günah işlemeyen tertemiz bir kul olduğu için Rûhulkudüs diye nitelendirilmiştir. (Râgıb el-İsfahanî, s. 411; Fahreddin er-Râzî, 24/166; Âlûsî, 1/317; Elmalılı, 1/432)
İslâmî kaynaklara göre Cebrail (a.s), arşı taşıyan ve "mukarrebîn" adı verilen meleklerdendir. Emrinde arşın çevresinde bulunan meleklerden bir ordu vardır. Mükemmel bilgilere ve tasavvur edilemeyecek derecede üstün güce sahiptir.
Kaynaklarda Cebrail (a.s) , ile ilgili tartışmalardan biri de onun fazileti konusudur. Fahreddin er-Râzî ile Zemahşerî gibi bazı Sünnî ve Mu'tezilî âlimlerin, Cebrail'in Hz. Peygamber de dahil olmak üzere bütün yaratıkların en üstünü olduğunu kabul etmelerine karşılık İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre Cebrail bütün meleklerden ve peygamberler dışındaki insanlardan üstündür. (Fahreddin er-Râzî, 11/226-227; Alusi, 1/ 334; 30/60; bk. TDV. İslam Ansiklopedisi, Cebrail (a.s) md.)
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 02:07
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
9 Kasım 2010       Mesaj #16
ener - avatarı
Ziyaretçi
Meleklerin yüklendikleri bir başka misyon da insanları her türlü bela ve musibete karşı korumaktır. "Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici (melek) bulunmasın" (Târık, 86/ 4) ayetinde ifade edildiği gibi herkes için bir koruyucu melek mukadderdir. Taberâni'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte her insana 360 meleğin nezâret ettiği ve insanı koruma altına aldıkları kaydedilmektedir. (1) Ayette ise bu husus şöyle anlatılmaktadır:

"Her birini (herbir insanı) önünden ve arkasından izleyen melekler vardır. O'nu Allah'ın emrinden (veya Allah'ın emriyle) korurlar." (Ra'd, 13/11) Hem Efendimizin hadisinden hem de bu ayet-i kerimeden anlaşılıyor ki, sinekler gibi insanın üzerine üşüşen bela ve musibetler, insanı çepeçevre kuşatan melekler tarafından çok defa geri çevrilmekte ve insan böylece öldürücü binbir hâdise altında ezilip gitmekten korunabilmektedir. Elbette ki bu muhafaza, meşiet-i İlahinin o şekilde tecelli etmiş olmasına bağlıdır. Zaten her meselede İlahi murad, İlahi dileme ve meşiet esastır. "Allah'ın olmasını dilediği şey olur; olmamasını dilediği şey de olmaz" hakikatı da bize bunu anlatmaktadır. Binaenaleyh, bela ve musibetler meleklerce uzaklaştırılır; fakat meşiet-i İlahi o şekilde tecelli etmişse...

Buna vesile olabilecek şeylere gelince, biz onları bilemiyor, sınırlandıramıyoruz. Bazen insanın hoş bir tavrı, rahmet-i İlahinin harekete geçmesine vesile olur ve Cenâb-ı Hakk onun hakkında onu memmun edecek bir hüküm verir. Bazen de tam tersine, insanın münasebetsiz bir davranışı, İlahi gazabı galeyana getirir ve verilecek hüküm o şahsın aleyhinde olur. Verilen hüküm karşısında meleklerin yapabileceği hiçbir şey yoktur. Ne var ki, onlar enis ve celislerimiz (her zaman beraber olduğumuz arkadaşlarımız) olarak bizim başımızın üzerinde pervaz eder dururlar ve gelmesi muhtemel belaları savmak için bize kanat gerer, kalkanlık yaparlar. Zira bu onlara ait bir vazifedir. Bu meleklerin ruhânî haz ve lezzetleri, yaptıkları bu vazifenin içine dercedilmiştir. Yani melekler bizi koruma vazifesini, müthiş bir zevk, heyecan ve coşkunlukla yerine getirirler. Melekler kendi amacına sahip dokuz farklı gruba ayrılırlar. Bu nedenle kendi koruyucu meleğiniz de dahil olmak üzere her meleğin kendisine has özellikleri vardır. Meleklerin çoğunluğu aşağıdaki tabloda yer alan bir veya daha fazla hiyerarşik sıraya girerler. Aşağıdaki gruplaşmalar en yaygın kabul gören gruplaşmadır. Aşağıdaki tabloda göreceğiniz gibi melekler tek bir gruba mensup olmakla sınırlanmamışlardır. mikail (AS)

Hz. Mikâil, dört büyük melekten biridir. Tabiat olaylarına, insanlara, hayvanlara ve bitkilere, rızka ve yağmura nezaret eden melektir.
Kurân-ı Kerimde adı bir yerde zikredilir: “Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil’e ve Mikâil’e düşman olursa bilsin ki, Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.” (Bakara Sûresi, 2:98)

Hayal edemeyeceğimiz kadar geniş olan göklerde hayat olup olmadığı meselesi, pek çok insanın zihnini meşgul eder. “Semavat, meleklerin birer menzili, birer tayyaresi, birer mescidi” şeklîndeki tesbit, meseleyi halletmektedir. Evet, şu küçük dünyamızda hiçbir yeri canlılardan boş bırakmayan İlâhî kudret, elbette o koca semayı boş bırakmamıştır. Melekler ve ruhaniler, sema ülkesinin sakinleridir.

Melekler,
• Alem sarayının seyircileri,
• Kâinat kitabının mütalacıları,
• Saltanat-ı rububiyetin dellalları,
• Kâinattaki hayırlı işlerdeki kânunların temsilcileri, nazırlarıdırlar.

İşte bunlardan biri olan Mikail a.s,
“Rezzakiyet arşının hamelesinden” olup, yeryüzü tarlasında ekilen İlâhî san’atlara Cenab-ı Hakk’ın havliyle, kuvvetiyle, hesabıyla, emriyle umumi bir nazır, umum çiftçi-misal meleklerin reisidir.

SERAFİM- Dokuz melek sıralamasının en üst düzey sınıfı olup, cennetten yeryüzüne tedavi eden sevgi alevini indirir. Genelde ateşle tanımlanır. ;

Mikael
Metatron
Sepheriel
Saraphiel
Uriel
Lucifer(cennetden kovulmadan önce bu gruba dahil idi.)

CHERUBİM- Cherub’lar Tanrı aşkından doğarlar, bilgi ve zekaya sahiptirler. ;
Gabrielle
Ophaniel
Rafael

THRONES- Thron’lar Tanrı ışığından doğarlar. Dürüstlük ve doğrulukla parlarlar. ;

Jophiel
Orifiel
Raziel
Zaphkiel

DOMİNATİONS- Dominationlar meleklerin görevlerini düzenler ve kainatın düzenini idame ettirirler. ;
Hashmal
Muriel
Zadkiel
Zacharel

VİRTUES- Virtuesler tabiata ve tabii hayata hükmederler. Bize Tanrı’ya dönme gücünü verirler. ;

Gabriel
Mikael
Peliel
Sabriel Tarnish
Uzziel

POWERS
Camael
Gabriel
Galgaliel
Mikael
Rafael
Verchiel

PRİNCİPALİTİES-Milletlerin, eyaletlerin, ülkelerin, bölgelerin, şehirlerin, kasabaların, köylerin, binaların ve evlerin bakıcı veya koruyucu melekleridir. Kişisel koruyucuların aksine tüm insanlığın işlerine doğrudan etki ederler. ;
Amael
Anael
Cerviel
Haniel

ARCHANGELS (BAŞMELEKLER)- Grup mensuplarının pek çoğu diğer gruplara da girerler. Ana görevleri daimi olarak tüm hayatların düzenlenmesidir. ;
Barachiel
Gabriel
Jehudiel
Metatron
Mikael
Rafael
Uriel

MELEKLER-Semavi hiyerarşik organizasyonun dokuzuncu ve sonuncu grubudur. Bu melekler insanlığa en yakın olanlarıdır. Onların çalışma ve endişelerine de yakındırlar. Koruyucu meleklerin çoğu bu gruba dahildirler. ;
Chayyliel
Phalag
Adnachiel
Matthew Bunson’un kitabından.
YÜCE MELEKLER
AMARUSHAYA - Kutsama (Cherubim)
AMITIEL - Gerçeklik (Manifesting Angel)
ANAEL - Tutku (Golden Light Angel)
ANANCHEL - Zarafet (Cherubim)
ARIEL - Tabiat(Yaradılış) (Cherubim)
CERVIEL - Cesaret (Golden Light Angel)
CHAMUEL - Tapınma (Archangel)
CHARMIENE - Ahenk (Mother's Angel)
FORTUNATA - Başarı (Cherubim)
GABRIEL - Diriliş (Archangel)
GALGALIEL - Titreşim (Inner Angel)
HADRANIEL - Aşk (Heart Angel)
HAMIED - Mucize (Seraphim)
IOFIEL - Güzellik (Manifesting Angel)
ISRAFEL - Müzik (Archangel)
JAMAERAH - Belirti (Manifesting Angel)
JOPHIEL - Yaratıcı Güç (Archangel)
KAEYLARAE - Barış (Golden Light Angel)
METATRON - Düşünce (Archangel)
MICAH - Kutsal Plan (Mother's Angel)
MICHAEL - Koruyucu (Archangel)
MIHR - İlişki (Bağ) (Archangel)
NATHANIEL - Ateş (Inner Angel)
NISROC - Özgürlük (Seraphim)
ONGKANON- İletişim (Manifesting Angel)
OONIEMME - Minnettarlik (Heart Angel)
PASCHAR - Hayal (Heart Angel)
PHANUEL - Umut (Golden Light Angel)
RAMAELA - Mutluluk (Archangel)
RAPHAEL - İyileştirme (Archangel)
RAZIEL - Bilgi (Manifesting Angel)
REMIEL - Merhamet (Golden Light Angel)
REMLIEL - Bilinçlenme (Mother's Angel)
SANDALPHON - Güç (Seraphim)
SHEKINAH - Birlik (Inner Angel)
SHUSIENAE - Saflık (Archangel)
SOQED HOZI - Ortaklık (Heart Angel)
STAMERA - Bağışlama (Golden Light Angel)
URIEL - Yardım (Archangel)
UZZIEL - İnanç (Mother's Angel)
ZACHARAEL - Feragat (Seraphi

Dört büyük meleğin isimlerinin başharflerinden cami kelimesi meydana gelmektedir.Cebrail Azrail Mikail israfil

MELEKLERİN İSİMLERİ

A'albiel - Archangel Michael'ın bir yardımcısı.
Abel - Cennete inen ruhlar Abel tarafından sorgulanır. 12 Yüce Güç'ten biridir. 4.Cennet'in meleği.
Achaiah - Sabırın ve doğanın meleği.
Af Bri - Yağmuru kontrol eden melek.
Aftiel - Alacakaranlık meleği.
Akatriel - Esrar meleği yargılanan suçluların cezalarını o ilan ederdi.
Ambriel - İnsanların özgürlüklerini korur onun sayesinde düşündüğümüz şeyleri rahat söyleyebiliriz.
Anael - Yaratılan 7 melekten bir tanesi. Baş Meleklerin (Archangels) Prensi Venüs'ü yönetirdi. 2.cennet meleğidir ve dünyadaki krallıkları o yönetirdi.
Anafiel - Merkabah'in Baş Meleği.
Ashriel - Ölenlerin ruhlarını bedenden ayıran melek.
Azrael - Ölüm meleği. ''Hiç durmadan büyük bir kitaba insanların doğumlarını yazan ve öldükleri zaman silen melek.''
Baabiel - Cabala'da birinci cennette görev alan melek.
Bahram - Zafer meleği.
Baradiel - 7 cennetin prenslerinden biri. 3.cennet meleği olan Baradiel yeryüzünü yöneten prenslerin en ''büyük güzel harika ve onurlusuydu.'
Baraqyal - Ölümlü kadınlarla beraber olmak icin cenneti terkeden meleklerden bir tanesi. Bazı kaynaklarda Baraqyal 200 Düşen Melekler (fallen angels) listesinde yer almıştır.
Barbiel - Bir Ekim meleği.
Barkiel - Işık meleği bazı yerlerde Uriel olarak da geçer.
Bethor - Güçlü bir melek Jüpiter'i yonetirdi.
Black Angels - [Kara Melekler] Özellikle İslam kültüründe ''Fallen Angels''[Düşen Melekler] anlamına gelir.
Blinded Angels - Seytan icin kullanılan bir terim.
Blaef - Hava ve rüzgarın bir Cuma meleği.
Boel - 7 melekten bir tanesi 1.cennette görev alıyordu. Dünyanın 4 köşesinin anahtarları onda gizliydi. Ayrıca Satürn'ü yönetirdi.
Calliel - 2.Cennette görev alan meleklerden biri.
Camael - En büyük meleklerden biri güzelliği neşeyi mutluluğu barışı temsil eder. Ona dua edenleri ödüllendirirdi.
Cassiel - Cumartesi'nin meleği. 7.cennetin yöneticisi.
Chaldkydri - Baş Melekler ve güneşin uçan elementleri. 12 Kanatları var ve güneşe yükseldikçe şarkı soylerler. 4.Cennette Anka kuşları ve bunun gibi cennet yaratıklarıyla görev alırlar. Tuhaf ama olağan üstü güzel bu yaratıkların altları aslana üstlerininse timsaha benziyordu kanatları rengarenk kartal kanatlarıydı. Archangel Gabriel'in yönetimi altında çalışırlar Eden'in bahçesini korurlardı.
Cheriour - Yaptığı korkunç bir suç sonunda cezalandırılmış melek.
Chosniel - Yalvarılmanın sonucunda birinin kalbinin açmasına neden olan melek.
Colopatiron - Yüreğimizdeki ekonomik piskolojik ve her türlü sıkıntıların hapisanesini açan melek.
Cupra - En büyük ışık meleği.
Dalquiel - 3.Cennetin 3 meleğinden biri.
Damael - Bir Salı günü meleği 5.Cennette görev alıyordu.
Dark Angel - Esrarlı bir yaratık neredeyse melek denilebilir İbrani'lerin reisi Jacob ile güreşti. Bu gönderilen meleğin kim olduğu konusunda karışıklıklar var. Olabilecekler Michael Uriel Chamuel Peniel ve Metatron. Ayrıca Dark Angel(Kara Melek)'ların kutsal ruhlar olduğu da söyleniyor.
Angels of Darkness (Karanlik Melekler) - Karanlık Prensi ile eş tutulan korku dolu bir melek. Satan Lucifer ve ya Belial'ın Karanlık Melekler olduğu söylenir.
Death Angel - Tarih boyunca dünyanın her yerinde bulunan Seytan Melekleri Fallen Angel'larla karıştırılmalarına karşılık Tanrı'nın en sadakatlı hizmetkarlarından biridir. Bebriel Metatron Sammael Adriel Azrael ve Hemah ölüm melekleridir.
Derdekea - Güçlü yeryüzündeki insanların duaları üzerine yere inen dişi melek.
Dina - Dünya yaratıldığı zaman Dina insanlara 70 farklı dili konuşmayı öğretti.
Djibril - İnanç meleği.
Djin - Archangel Gabriel'in yardımcısı. Atesin Kralı saçları ateşten olan çok iri yapılı olan bir melekti.
Duma - Mısır'da sessizlik meleği. Bazı yerlerde Fallen Angel olarak geçer.
Eden - Adam ve Eve'in cennetten kovulmadan önce yaşadıkları yer.
Eheres - Öfkenin çıkarılması için dua edilen melek.
El Auria - Ateş meleği.
Elders - Tanrı'nın tahtının çevresinde oturan 24 melek grubu. Bu melekler Tanrı'nın en kıdemli yardımcılarıydılar.
Elimiel - Ay meleği.
Eloa - İsa'nın bir gözyaşından doğduğu söylenen melek.
Emmanuel - İsimsiz meleklere verilen genel ad.
Erelim - En cesur meleklerden biri.
Esme - Nazik ve cana yakın bir koruma meleği.
Eth - Güçlü bir melek ''herşeyin zamanında olacağını'' insanlara anlatır.
Eurabatres - Bir Venüs meleği.
Exael - Kutsal kitapta anlatılan 10 kutsal melekten biri. Cennetten dünyada yaşamak istediği için düşmüştür.
Fabriel - 4.cennette görev alan bir melek.
Famiel - Bir Cuma meleği.
Forneus - Cennetten düşmesinden önce Tanrı'nın cok sadık bir hizmetkarıydı. Düştükten sonra yeraltının prensi oldu.
Fraciel - 5.Cennetin bir Salı meleği.
Framoch - Gecenin 7.saatinin meleği.
Friagne - 5.cennetin bir Salı meleği.
Fromzon - Gecenin 3.saatinin meleği.
Gaap - Cennetten düşen meleklerden biri şuan cehennemde görev alıyor.
Gadiel - En kutsal meleklerden biri.
Gadreel - Azazel gibi Gadreel de insanlara savaşı ve silahları tanıştırdı.
Gamsiel - Narcoriel'e hizmet veren gecenin 8.saatinin meleği.
Garfiel - 5.cennetin koruyucularından biri.
Gaviel - Gargatel ve Tariel ile beraber yaz mevsiminin 3 meleğinden biri olarak görev alır.
Geburah ve ya Geburael - Tanrı'nın sol kolu olan meleklerden bir tanesi.
Gedemel - Hagiel'in komutasında Venüs'de görev alan bir melek.
Gehegiel - 6.cennetin koruyucularından biri.
Germael - Tanrı tarafından dünyaya Adem'i topraktan yaratmak için gönderilen melek. Bu görev ayrıca Gabriel'e de verilmiştir.
Grigori "izleyiciler" - Tanrı'nın emirlerine karşı geldikleri için cezalandırılan yeryüzünde insanlarla beraber yaşayan dev boyutlarında melekler.
Habbiel (Habiel) - İlk cennetin bir pazartesi meleği Aşk ve romans ağırlıklıdır.
Hadiririon - Tanrı'nın sevdiği meleklerinden biri. Büyülü sözler ile yeryüzüne indirilebilir.
Hagios - Tanrı'nın gizli isimlerinden biri.
Hahaiah - Saklı kalmış gerçekleri ve çözülmeyen mistik olayları ölümlülere açıklar.
Hamied - Mucizelerin en büyük meleği.
Harudha - Su elementini yöneten dişi bir melek.
Helemmelek - Mevsimleri yöneten meleklerden biri.
Hismael - Gezegen Jüpiter'in yönetici ruhu.
Husael - 3.cennette görev alan bir melek.
Iacoajul - Gecenin 11. saatinin meleği.
Iadara - Başak burcu meleği.
Iahmel - Rüzgarı yöneten meleklerden biri.
Iax - Karın ağrısını geçirebilen bir melek.
Idrael - 5. cennetin koruyucularından biri.
Iofiel (Yofiel Zophiel) - 7 Baş Meleklerden biri Torah'ın prensi ve bütün tahtların kralı.
Irin - 5. cennette görev alan ikiz melekler. İrin ikizi Qaddisin ile beraber hakimlik görevi yapıp haklı ile haksızın kim olduğuna karar verirler.
Janiel - Bir 5.cennet meleği.
Jazar - "Zorla sevgiyi getiren" bir deha melek.
Jophiel - Kendi içimizdeki ışığı bulmamıza yardımcı olan melek.
Joustriel - Günün 6.saatinin meleği.
Jukar - Bütün meleklerin prensi.
Kabniel - Aptallığı önleyen bir melek.
Karoz - Raporcu melekler.
Katzfiel - 6.cenneti kılıcıyla koruyan prenslerden biri.
Kyriel - Ay gezegeninin 28 konağını koruyan 28 meleklerden bir tanesi.
Labezerin - Başarı meleği.
Lazai - Ateşten kurtulmaya yardımcı olan bir melek.
Leliel - Gecenin efendilerinden biri.
Lepha - Sembollerin ve işaretlerin meleği.
Logos - En yaşlı melek.
Madan - Merkur'un yöneticilerinden biri.
Mael - Su elementini yöneten Baş Meleklerden biri.
Maktiel - Ağaçları yöneten bir melek.
Manakel - Su hayvanlarının meleği.
Manu - Kader meleği.
Melioth - Cennet ve yeryüzünde yolculuk eden 9 melekten biri.
Memuneh - Rüya ve hayaller meleği.
Michael - İnanış yardımseverlik ve bu gibi erdemleri taşıyan bir Baş Melek. Ayrıca uykusuzluk meleğidir. Bu melek savaş sırasında Tanrı'nın sağ kolu olmuş Satan ve güçlerini bozguna ugratmıştır.
Mordad - Ölüm meleklerinden biri.
Munkir and Nakir - Islamiyet'e göre insanları mezarlarında sorgulayan melekler. Ancak aniden ölenleri ziyaret ederler. Cehenneme ve ya cennete gidip gitmeyeceklerine karar verirler.
Murmur - Düşen bir melek.
Nahaliel - Irmakların meleği.
Narsinha - Yarısı insan gibi olan diğer yarısı ise aslana benzeyen ruh.
Neria - "Tanrı'nın ışığı"
Nisroc - Özgürlüğü temsil eden kartal biçiminde simgelenmiş melek.
Och - Güneşin meleği.
Oertha - Kuzey meleği.
Omophorus - Dünyayı omzunda bir atlas gibi taşır insanlara yön gösterir.
Onayepheton - Tanrı'nın ölüleri diriltip yeniden hayata döndürmesinde görev alan ruh.
Ori**** - Kış mevsiminin meleklerinden biri.
Otheos - Hazinelerin bulunmasını sağlayan kutsal ruh.
Ouestucati - Deniz rüzgarını estiren bir dişi melek.
Oumriel - 4.cennette görev alan bir melek.
Penat - 3.cennette görev alan bir cuma günü meleği.
Pendroz - 7.saatin meleklerinden biri.
Phaldor - Kehanetlerin meleği.
Phul - Gezegen Ay'ın efendisi.
Presnostix - Gecenin 6.saatinin meleği.
Pruel - Güney Rüzgarının kapılarını koruyan meleklerden biri.
Psychopompoi - Ölümden sonra ruhlara cennetteki ikematgahlarına kadar refakat eden koruyucu melek. Michael Elijah ve Sandalphon Psychopompoi'lerden bazılarıdır.
Qadosch - Mürekkep ve renkler ile çağırılan bir ruh.
Qafsiel - Gezegen Ay'ın hükümdarlarından olan bir melek. 7.cennet koridorunun koruyucusu. Eski İbranilerde Qafsiel düşmanlara karşı büyüyü kuşun kanıyla yazar ve güvercinin ayağına ya da kanadına bağla***** uçmasına izin verirdi. Eğer güvercin uçarsa bu büyünün tuttuğu ve o düşmanın da uzaklara uçtuğu anlamına gelirdi.
Quelamia - İlk cennetin 7 tahtının hükümdarlarından biri.
Ra'asiel X - Dini Ayinler sırasında çağırılan melek.
Radueriel (Vretil) - Cennetin kayıt tutan meleği kutsal ilahilerin başı ve kendinden zayıf olan meleklerin yaratıcısıdır. Bütün şiir meleklerinin ve ilham perilerinin ustasıdır Yüce Meleklerin arasında eşsiz bir yere sahiptir.
Rahdar - Kardeşi Phakiel'in de yardımıyla Yengec burcunu yönetir.
Rain - Su ve yağmurun melekleri isimlerini tekrar tekrar söyleyince gelirlerdi; " Mathariel Ridia Matriel ". Suyun kutsallığına inananlara yardımcı olurlar. Ayrıca bu meleklere reankarnasyon (yeniden doğuş) için de dua edilirdi.
Ramona - Cermenler'de bilgen olan bir dişi koruyucu.
Rampel - Bir dağa tırmandığımız ve ya en basitinden dağa gözümüzü kaydırdığımızda bile bize yakın olan melek.
Raphael - Cennetin prenslerinden ve Güneş'in koruyucularından biri. Bu Baş Melegin bütün canlılara karşı iyileştirme gücü vardır. Raphael neşe aşk merhamet ve mucizeleri temsil eder. İnsanları dua etmeye teşvik eder. Yolculuğa çıkmış kişilerin arkasını kollar. Ayrıca Raphael bilimsel yönlerden de insanları cesaretlendirir.
Raziel (Galizur) - Gizem ve sır dünyasının meleği.
Rochel - Kayıp eşyaları bulan melek.
Rusvon - Müslümanlara göre cennetin anahtarlarının olduğu melek.
Sachluph - Bitkilerin meleği.
Sahaqiel - Gökyüzü meleği.
Salilus - Mühürlü kapıları açan bir melek. Ayrıca günün 7.saatinin bir meleğidir.
Sam Hii (Shom Hii) - Kuzey Yıldızı'nın hükümdarlarından biri. İsmi "Hayatın Yaratılısı" anlamına gelir.
Samandiriel - Hayal gücünün meleği bize geniş bir hayal gücüne sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu ve bu şekilde bir çok şeyi gerçeğe dönüştürebileceğimizi gösterir.
Sangrariel - Cennetin kapılarını koruyan meleklerden biri.
Schrewneil - Güzel bir anıyı hatırlayınca cağırılan melek.
Sebhael - Bir kişinin kötü ve iyi davranışlarının yazıldığı kitaptan sorumlu olan ruh.
Sedim - Kötü ruhların çıkarılmasında yardımcı olan ruhlar.
Seheiah - Ateş ve hastalığa karşı direnç sağlayan melek.
Shamshiel - Gün ışığı meleği.
Shateiel - Sessizliğin meleği.
Shekinah - Kurtuluş ve özgürlüğün bir dişi meleği. Her zaman insanlara yakın olur onları doğru söylemeye iter. Bazıları onun Tanrı'nın feminen tarafı olduğunu söyler.
Shetel - Tanrı'nın Adem'e hizmet etmesi için görevlendirdigi 3 melekten biri. Görevlerinden biri etini pişirmek ve şarabını soğutmaktı. (Fallen: o ne bee?)
Sizajasel - Bir Yay burcu meleği.
Sofiel - Ölü ve canlı ruhların kayıtlarının tutulduğu kitaptan sorumlu bir meleksel yaratık.
Sphener - Hastalık iblisi Mardero ile savaşması icin çağırılan bir kutsal ruh.
Strateia - Cennetteki yıldızların düşmesini sağlayabileceği söylenen bir meleksel yaratık.
Sui'el - Yeryüzünde olan depremler üzerinde güç sahibi olan melek.
Suriel - Aynı Raphael gibi Suriel de cennetin prenslerinden biri ve iyileştirme gücü olan bir melektir. Olüm meleklerinden ve Yüce Baş Melek'lerden bir tanesidir çağırıldığı zaman bir öküz şeklinde belirebilir.
Tablibik - Erdemlerinden bir tanesi çekicilik olan melek.
Taharial - Aklımızı netleştirmemize ve düşüncelerimizi temizlememize yardımcı olan melek.
Talia - Cennetin damlası melek anlamına gelir.
Tarot - Zaman meleği. Beyazlar içinde başında halesi ve alevli kanatlarıyla dünya ve cennet arasında bir yerlerde durur.
Trsiel - Nehirlerin hükümdarı olan bir melek.
Tsaphiel - Ay Gezegeninde görev alan bir melek.
Tzadiqel - Jüpiter Gezegenini perşembe günlerinde yöneten melek.
Tzadkiel - İlahi adaletin meleği.
Uriel - Edebiyat ve muziğin ustası en kötü hayal kırıklıklarımızın en güzel dualara dönüşmesini sağlar.
Urpaniel - Kötü ruh ve şeytan cıkarmayı sağlayan bir melek.
Uzziel - Merhamet meleği.
Valoel - Barışı sağlayan melekler.
Vassago - Kadınların en gizli sırlarını bile bulabilen melek.
Vesta - Kutsal Ateş'in meleği.
Yekahel - Merkur Gezegeninin meleklerinden biri.
Yephiel - Kötü ruhlara karşı koruma sağlayan melek.
Yrouel - Korku meleği hamilelik sırasında kadınları korur.
Yurkemi - Kendisine diz çökülen bir melek.
Zachriel - Anı ve hatıraların meleği.
Zafrire - Gün boyunca gezinen ruhlar.
Zagzagel (Wisdom) - Bilgelik meleği 4.cennetin en büyük koruyucusu.
Zahariel (Brightness) - Ayartma ve şeytana uyma gibi günahlara engel olmamızı sağlayan melek.
Zaliel - 5.cennette görev alan bir Salı günü meleği.
Zazel - Asiel ile birlikte ani ölüme karşı insanları korur.
Zizuph - Esrar ve gizem dolu olayları çözmeye yarayan melek.
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 03:07
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Kasım 2010       Mesaj #17
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Hazene-i Cehennem
Cehennem bekçileri demektir. Cehennem'in bekçisi "Mâlik" adım ta­şıyan bir melektir. Diğer görevli me­leklere "Zebani" adı verilir. Mâlik ve diğer Zebaniler "Hazene-i Cehennem" adını alırlar.

Bu konuda Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle duyurulmuş­tur: "(Cehennem'e sevkedilen kâfir­ler) 'Ey Mâlik, Rabbin bizim işimizi bitirsin, diye seslenirler. Malik de, siz böyle kalacaksınız' der" (K.43/77).

Bir başka âyet de şöyledir: "Kâfirler bölük bölük Cehennem'e sürülür; ni­hayet oraya geldikleri zaman kapıla­rı açılır ve Cehennem bekçileri (Hazene-i Cehennem) onlara; size, içi­nizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi, derler..." (Kur'an, 39-71)

Hazene-i Cennet

Cennetin hazinedarı, Cennet'in bekçileri olan melekler demektir.

Bunlar hakkında Kur'ân'da şöyle Du­yurulmuştur: "Rabblerine karşı gel­mekten sakınanlar ise bölük bölük Cennet'e sevk edilir, oraya vanp da kapılan açıldığında bekçileri (Haze-ne-i Cennet) onlara, selâm size, ter­temiz geldiniz, artık ebedî kalmak üzere girin buraya, derler." (Kur'an, 39/73)

İslam Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 02:12
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
20 Nisan 2011       Mesaj #18
ener - avatarı
Ziyaretçi
Cebrail
Peygamberlere Tanrı buyruklarını iletmekle görevli, Tanrı'ya yakın olan dört melekten biri.
Tanrı ile peygamberleri arasında elçilik yapmasından, Tanrı'nın buyruklarını bildirmekle görevli olduğundan, Müslümanlarca kutsal sayılır. Kutsal Kitap'a göre, Zekeriya Peygamber'e ve Danyal Peygamber'e görünen Cebrail, Meryem'e de İsa'nın doğacağını müjdelemiştir. Hristiyan inanışına göre; Cebrail kıyamet günü bir boru öttürecek ve bütün ölüler mezardan kalkacaktır.

Azrail

Tanrı'ya yakın olan dört melekten (Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail) biri, ölüm meleği.
İnanışa göre dünyayı kaplayacak büyüklüktedir, binlerce gözü ve dördüncü ya da yedinci kat gökte nurdan bir makamı vardır. Tanrı, Âdem'i yaratmak için Cebrail'i yeryüzünden bir tutam toprak getirmeye gönderir. Yer, günah işleyecek, acı çekecek bir varlığın kendinden bir parça olmasını istemez, sızlanır. Cebrail acıyarak görevini yapamaz, Tanrı'dan bu görevden bağışlanmasını diler. Tanrı, sırasıyla Mikail'i, İsrafil'i gönderir. Onlar da acırlar, bağışlanmalarını dilerler. Sonunda Azrail gönderilir. Azrail, toprağı acımadan çekip alır, Tanrı katına iletir. Katıyürekliliği dolayısıyla insanların ruhlarını almakla görevlendirilir. Azrail, inananların ruhlarını, bir kaptan su boşaltır gibi, incitmeden, kâfirlerinkini ise sökerek alır.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 03:08
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2011       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dört Büyük Melek (Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil) ve Allah’ın El-Câmi’ Güzel İsmi
Allah (c.c.) evreni yaratmadan önce görevli meleklerini yaratmıştır. Dört büyük melek bunların başında gelir: Cebrail, Azrail, Mikail, İsrail. Zaten el-Câmi’ (dağınık şeyleri biraraya toplayan; parçaları, gönülleri birleştiren) güzel ismi de bu meleklerin Arapça isimlerinin baş harfinden meydana gelmektedir.

Bu meleklerin görevleri ve işleri, evrenin yapısına ışık tuttuğu gibi insanın yaşamında neye öncelikli olarak değer vermesi gerektiğini de göstermektedir. Çünkü evrendeki ve insandaki her önemli olay ve olgu bu meleklerin görevlerinde ve işlerinde toplanmaktadır. Kuşkusuz Allah (c.c.) bu melekler olmadan da onların görevlerini ve işlerini doğrudan yapardı. Ama bunların yaratılmasında türlü hikmetler gözetilmiştir. İnsan bu meleklerin görevleri ve işleri üzerinde düşündüğü zaman Allah’ın (c.c.) büyüklüğünü; yaratılmış olan şeylerin özellik ve niteliklerden beri olduğunu; kötü zan ve düşüncelerden münezzeh bulunduğunu; tüm bunlara, özellikle evrendeki her varlık, olay ve olgunun çeşitli hikmetlere dayalı olarak birtakım kusur ve eksikliğine karşın yine de Allah’ta (c.c.) toplandığını (el-Câmi’ oluşunu) kavrar. İşte bu büyük melekler, Allah’ın (c.c.) şanını yücelttikleri gibi dünya imtihanı gereği yaşanan her türlü haksızlıklar, yanlışlıklar, küfür ve isyanlar için de perde olmaktadır.

Evrendeki en büyük olay, Allah’ın (c.c.) bizi yalnız bırakmadığıdır; meleği Cebrail (a.s.) vasıtasıyla seçtiği peygamberlere insanlara ulaştırması için mesajlar göndermesidir. Allah’ın şanı yücedir. O’nun bir insanla doğrudan konuşması yerine meleği Cebrail aracılığı ile kitaplar indirmesi şanına daha çok yaraşır. Bu açıdan ilahi kitaplar haktır. Ama bazıları insan eliyle tahrif edilmiştir, özgünlüklerini yitirmişlerdir. Kuran-ı Kerim tek harfi bile değişmeden zamanımıza kadar gelmiştir. Allah (c.c.) sözüdür. En büyük gerçektir. Evrenden bile daha gerçektir. Çünkü evren ve içerisindekiler mahluk (yaratılmış) iken Kuran-ı Kerim Allah’ın ezeli sözüdür. Kim Kuran-ı Kerim’i orijinalinden okursa büyük nimetlere erer. Kuşkusuz meal okumanın da yararları vardır. Okuduğunun anlamını bilmek kişiye çok şey kazandırır. Ama orijinal Kuran-ı Kerim anlamı bilinmeden de okunsa yine manasının özünü kulun kalbine bir ilim ve hikmet olarak yerleştirir. Allah sözü okunmaya başlandığı anda nura dönüşür. Nur ruhun gıdasıdır. Yani Kuran-ı Kerim anlamı bilinmeden okunsa da bir terapi değerine sahiptir. Bunu ancak Kuran-ı Kerim’i çokça okuyanlar anlayabilirler. Her sure bir maddi ve manevi hastalığın şifasıdır. Âlimler Kuran-ı Kerim’in hakkının yılda en az iki kere hatim olduğunu bildirmektedirler. Her harfine on sevap verildiği hadis-i şeriflerde vurgulandığı gibi kıyamet günü de şefaat etme yetkisinin bulunduğu belirtilmektedir.

Evrendeki ikinci büyük olay ölümdür. İnsanda ebedi yaşam arzusu bulunmasına karşın ölüm gerçeği önünde aşılmaz bir engel olarak durur. Bu işle Azrail (a.s.) görevlendirilmiştir.

Allah öldürür. O canları alır. Çünkü O el-Mümit’tir. (Öldüren Allah’tır.) Ama Azrail’i buna perde kılmıştır. Azrail’e de yaşlılık, kaza ve hastalıkları perde yapmıştır. Böylelikle insanlar bu acı olayda perdelere takılıp yüce Allah’ı içinde bulundukları halet-i ruhiye ile suçlamayacaklar, O’na isyan edemeyecekler. O’nun şanına yakışmayan sözleri söyleyemeyeceklerdir.

Doğa olaylarının işleyişinde, hayvanların ve rızıkların yaratılmasında vesile olan Mikail (a.s.) bize canlıların yaşamlarında ve yaşam mücadelelerinde çeşitli sıkıntılarla karşılaşılsa da bir güvenceyi hissettirmektedir. Evrendeki üçüncü büyük olay, bütün canlı varlıkların Allah (c.c.) tarafından beslenmesidir. Bu yüzden bu konudaki yaşanan acılardan insanoğlu Mikail perdesini görerek yüce Allah’ı şanına yakışmayan şeylerden tenzih edecektir.

İsrafil (a.s.) bütün evrenin yok oluşunu gerçekleştirecek olan meleğin adıdır. Evrenin faniliği onun varlığı ile gerçekleştirilecektir. Bütün evreni yıkacak, atomları parçalarına ayırarak yokluğa, Allah’ın (c.c.) emrine ulaştıracaktır. Bu da evrenin dördüncü büyük olayı olan kıyamettir. Evrenin yıkılması ile büyün canlı ve cansız varlıkların varlığı sona erecektir. Bunun için bir meleğin görevli olması Allah’ın şanını yüceltmektedir. Bu meleğin suru ikinci kez üfürmesi ile sorgu ve hesap için canlıların ve insanların dirilmesi de yüce Allah’ın şanına uygun düşen işlerdendir. Eğer madde Allah (c.c.) ile doğrudan ilgili olsaydı ezeli ve ebedi olacaktı, ama Allah (c.c.) ebediyet için yarattığı İsrafil ile bunların varlık ve yokluklarına yönelmiş ve bunları birer fani olarak yaratıp yok edecektir.

Allah (c.c.) tüm insanları ölümünden sonra diriltecek, mahşer meydanında hesap için toplayacaktır. Onun el-Câmi’ güzel ismi mahşer meydanında dünya yaratılalı beri gelip giden tüm insanları biraraya toplamasıyla da tecelli edecektir.

İnsan ya kendisini sever ya da Allah’ı (c.c.) sever. Bunun dışında başka bir seçeneği yoktur. Çünkü insan kendisini seven nefisten ve Allah’ın emrinde olan ruhtan meydana gelmiştir. Diğer varlıkları ve insanları da sevmesi aslında insanın kendisini sevmesinin bir parçasıdır. Çünkü bu sevgilerde de mutlaka birtakım çıkarlar vardır. Tabii biz bu sevginin bir işe yaramadığını, yanlış olduğunu ifade etmiyoruz. Yaşam için bu sevgi de gerekli kılınmıştır. Buna nefsi sevgi diyebiliriz. Bir anne bu sevgiyle evladını sever, insanlar genellikle birbiri ile bu sevgi ile evlenirler, arkadaşlıklar kurarlar. Ama bir de iman kardeşliği vardır ki bundaki sevgi adeta bir mucizenin gerçekleşmesidir.

Peygamberimiz (s.a.s) Medine’ye hicret etmeden önce orada bulunan Araplar kabile hayatı yaşıyorlardı. Kabileler arasında da her zaman düşmanlık ve savaş eksik olmuyordu. Allah (c.c.) indirdiği kitapla, yeşerttiği imanla kalpleri nasıl birleştirdiğini, onları bir devlet çatısı altında nasıl topladığını, bu sayede el-Cami’ güzel isminin nasıl tecelli ettiğini şu ayet-i kerimede bildirmiştir: “Allah müminlerin kalplerini birbirine ısındırıp birleştirdi. Şayet sen dünyada bulunan her şeyi sarf etseydin bile yine de onların kalplerini birleştiremezdin. Fakat Allah onları birleştirdi. Çünkü O Azîz ve Hakîm’dir (Enfal suresi, ayet 63). ”

İşte bu çeşit bir sevgi nefisten kaynaklanmaz. Allah (c.c.) sevgisinden güç alır. Nefsi değil, ruhidir. Böyle bir sevgi ile peygamberimiz (s.a.s) muhacirlerle (Mekke’den gelenlerle) ensar (Medine yerlileri) arasında mümin kardeşliğini ilan etmiştir. Bu kardeşliğin sonucu meydana gelen olayları insanın akıl ve mantığıyla izah etmesine, anlamasına imkân yoktur. Çünkü birbiriyle kardeş ilan edilen Müslümanlar her şeylerini de paylaşmışlardır: Evini, tarlasını, bahçesini, parasını… Hatta iki eşi olan, birisini boşayıp mümin kardeşiyle evlendirmiştir. Bu dünya tarihinde eşi benzeri görülmeyen büyük bir olaydır. Bu, kardeşini Allah (c.c.) sevgisiyle sevmektir.

Mümin kardeşliği dışındaki birliktelikler nefse dayandığı için çıkarlar çatıştığında veya değiştiğinde bozulur. Aslında bunlar görünüşte biraraya gelmelerdir; gerçekte kalpler ancak Allah’ın (c.c.) izniyle ve imanla biraraya gelebilir. Kalpleri buluşturmak iki dağı biraraya getirmekten zordur. Allah (c.c.) Kuran-ı Kerim’de inanç öğesi dışındaki birlikteliklerin, guruplaşmaların, dayanışmaların içyüzünü şöyle açıklamaktadır: “Kendi aralarındaki çatışmaları pek şiddetlidir. Sen dışarıdan onları birlik içinde sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır (Haşir suresi, ayet 14).”

Allah’a (c.c.) ibadet edilen mekanlara da Allah’ın (c.c.) bu güzel ismine uygun olarak câmi’ denmiştir. Buralarda Müslümanlar hem Allah’a (c.c.) ibadette biraya gelmekte hem de birbiriyle kaynaşmaktadırlar.

Din ve inanç birliği insanlar arasında en güçlü bağdır. Kardeşlik duygularını en ileri derecelere taşır. Din dışındaki diğer bağlar o kadar güçlü değildir. Hatta aynı ana-babadan doğan kardeşler birbirinden kopuk bir hayat yaşayabilirler. Ama din ve inanç birliği tıpkı muhacirlerle ensar arasında olduğu gibi yürekten bir bağlılık sağlayabilir. Câmi’ gibi bir mekanda toplanmadan önce kalpler imanla aynı noktada biraraya getirilebilir.

İslam dini, tüm dünya insanlığını Allah’a (c.c.) kulluk gibi evrensel bir olguda birleştirmek üzere gönderilmiştir.
İslam dininin bir şartı da hacdır. Hac dünya Müslümanlarının biraraya geldikleri büyük bir ibadettir. Allah’ın el-Câmi’ güzel isminin tecelli ettiği devasa bir organizasyondur. Zaten haccın bir rüknü olan Arafat meydanında toplanma ile adeta mahşer günü Arasat meydanında toplanma anı yaşatılmak ve ölmeden önce Allah’a (c.c.) hesap verme bilinci oluşturulmak istenmiştir.

El-Câmi’ güzel ismi ile kula düşen görev, nefsin bir çıkar olmadan diğer bir insanla biraraya gelememesine karşın Müslümanların Allah (c.c.) rızası için toplanmalarını, buluşmalarını, ibadet yapmalarını Allah’ın (c.c.) bir lütfu ve ikramı olarak görüp O’na şükretmektir.
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 03:09
halukgta - avatarı
halukgta
Kayıtlı Üye
1 Ocak 2012       Mesaj #20
halukgta - avatarı
Kayıtlı Üye
Bugün sizleri üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim konu, meleklerin cinsiyeti konusunda olacaktır. Cahiliye devrinde söylenenler ile günümüzde farkında olmadan, bizlerin yaptığı aynı hatalara, sizlerin dikkatinizi çekmek istiyorum.

Hatırlayınız Kur’an ın indirildiği devirlerde, kız çocuklarının istenmediği, hatta diri diri toprağa gömdüklerini biliyoruz. Bu cahiliye döneminde meleklerin dişi oldukları söylenir ve resimleri de yapılırken, dişi olarak yapılırmış. Allah da buna kızarak bakın ne diyor bir ayetinde.

İsra 40: Rabbiniz erkek çocukları size seçip ayırdı da kendisine meleklerden kız çocukları mı edindi? Gerçekten çok büyük bir söz söylüyorsunuz.

Bakar mısınız lütfen, Rabbim bunu söyleyenlere ve böyle düşünenlere nasılda kızıyor. Gerçekten çok büyük bir söz söylüyorsunuz diyor. Yani Allah siz bu sözünüzle, büyük bir iddiada bulunuyorsunuz diyerek, kızgınlığını belirtiyor.

Bugün kiliselerin içini süsleyen resimlere baktığımızda, meleklerin bir dişi olarak resmedildiğini görürüz. İşte bu cahiliye devrinden günümüze kadar gelen, yanlış inancın etkisindendir.

Peki, biz Müslümanların durumu, acaba çok mu farklıdır dersiniz. Sizlere sormak isterim, hatırlayınız evlatlarımıza melek ismini koyarız. Siz hiç erkek çocuğuna melek ismini koyduğumuzu gördünüz ya da duydunuz mu çevrenizde? Cevabınızı duyar gibiyim.

Evet, hiçbir zaman bir erkek çocuğa, melek ismini her nedense koymayız, o ismi kızlarımıza layık görürüz. Fakat meleklerden olan ve çok özel görevleri belirtilen özel isimleriyle zikredilen melekleri, erkek ismi olarak koyarız, çünkü onlar güçlü ve yetkili melekleri temsil ediyor da ondan. Genel ismiyle anılan melek ismini, her nedense kızlarımıza koyarız. Ne dersiniz inançlarımızın gizli bir yerinde, hala cahiliye döneminin izleri çok baskın bir şekilde hayatımızı etkilemiyor mu? Bu yanlışları yapanları Allah, nasıl yukarıdaki ayette ikaz ediyordu hatırlayınız. Bu yanlışları yapanlara, Rabbin ikazı devam ediyor ve bakın neler söylüyor.

Saffat 150: Yoksa biz, melekleri, bunların tanıklık ettikleri bir sırada, dişiler olarak mı yarattık.

Zühruf 19:Rahman'ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler.

Allah bizleri bu kadar açık ikaz ettiği halde, sakın sizlere açıklama yapmadığım, bilgi vermediğim konularda yorumlar yapmayın, konuşmayın dediğim halde sizler, meleklerimin yaradılışına sanki şahit olmuşçasına onları dişiler sayıp, dişi isimleri takıyorsunuz diyor. Bunu yapanlar için bakın ne diyor.

(Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler.)

Rabbim bu yanlışlardan bizleri korusun. Bu hatalara benzer günümüzde yüzlerce hatayı, Rahman ın rehberi apaçık yazmasına rağmen, hala devam ettirdiğimizin farkında bile değiliz. Bu örneği sizlere hatırlatarak, yaptığımız diğer yanlışları görebilmek ve düşünebilmemiz için verdim.

Son olarak hatırlatacağım ayet ise, böyle yanlışları yapan, Kur’anın ayetlerine gözlerini yuman, üstünü örten, beşerin sözleri ile imanını yaşayanlara, ciddi bir ihtar niteliğinde, bakın ne söylüyor Rabbim.

Necm 27:O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin adlarını takarlar.

Allahın hüküm vermediği, açıklamadığı bir konuda hükümler veren ve inancını böyle yaşayanlara, Rabbim çok sert bir söz söylüyor. O ahirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin adlarını takarlar diyor. İşte bu sözlerden çok şeyler anlamalıyız, burası önemli. Meleklere dişilerin isimlerini takanlar, Allaha, elçisine iman etmeyenler değil. Hatta meleklerine, kıyamete, hesap gününe de iman ediyorlar. Peki, Rabbim neden O ahirete inanmayanlar sözünü kullanıyor bu ayetinde o zaman?

Değerli dostlar, Allah size gönderdiğim kitaba tam iman etmediğiniz sürece, sizleri gerçek iman eden saymam diyor. Sizlere gönderdiğime ne ilave yapabilirsiniz, nede çıkarabilirsiniz. Ayette anlatılmak istenen çok açık, tabi anlayabilene.

Bir bina yaparken harcını eksik koyarsanız, ya da koymanız gereken malzemeden başka malzemelerde koyarsanız, küçük bir sarsıntıda yıkılır. İşte bizleri yaratan mülkün sahibi de, bizlerin iman adına yapacaklarımızın yalnız Kur’an merkezli olmasını ve bu hükümlerinin dışına asla çıkmadan yaşamamız gerektiğini, yüzlerce kez söylüyor bizlere Kur’an da. Çünkü Allahın elçisi, bizlerin Başöğretmeni Hz. Muhammet de yalnız ve yalnız Kur’anı tebliğ etmiş ve ona sarılmamızı öğütlemişti.

Peki, bizler neler yapıyoruz? Nasıl yaşıyoruz dersiniz günümüzde İslam ı? İşte bunu düşünmek bile istemiyorum. Yaradan benim açıklamadığım konularda konuşmanızı HARAM kılıyorum diyorsa bizlere, Kur’an da her şey yazmaz, O özet bilgidir diyenlere inandığımızda, Rahmanın asla Kur’an da bahsetmedikleri konularda yaşadığımız İslam, acaba bizleri nereye götürür dersiniz? Yorum ve karar sizlerin. Herkes kendi imtihanını yaşıyor.

Elimizde Allahın rehberi apaçık duruyor. İsteyen Allah ın rehberine sarılır, isteyen beşerin rehberine. Kimin doğru yolda olduğunu huzurda göreceğiz. Allah aklını kullan, seni Allah ile aldatanlar çıkacaktır diyor da, sizleri Kur’an dan sorumlu tutacağım diyorsa, sanırım aklını kullananlara söylenecek başka söz olmasa gerek.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2017 03:09

Benzer Konular

25 Aralık 2011 / Ziyaretçi Cevaplanmış
18 Kasım 2016 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
3 Ocak 2013 / Ziyaretçi Cevaplanmış
12 Ekim 2016 / TiviSank Sinema-TV
6 Şubat 2016 / Misafir Cevaplanmış