Arama

Tarım ve ekosistem arasında nasıl bir ilişki vardır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 14 Şubat 2019 Gösterim: 21.424 Cevap: 3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
30 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Tarım ve ekosistem arasında nasıl bir ilişki vardır?
EN İYİ CEVABI HerHangiBiri verdi
Belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerinin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sistemlere ekosistem denir. Eğer söz konusu ekosistem bir tarım alanı içinde gelişiyorsa buna "agroekosistem" adı verilir.

Sponsorlu Bağlantılar
EKOSİSTEMLERİN dengeleri bozulduğunda iyileştirilmesi gerektiği bir gerçek ama bu yeterince uygulanmıyor veya uygulanamıyor. Son olarak Dünya Yaban Hayatı Fonu (World Wildlife Fund, WWF) tarafından da açıklandığı gibi; dünyamız hızla ekolojik kıyamete doğru gidiyor.

İnsanlığın yerleşik tarım ve hayvancılığa geçişiyle başlayan doğal ekosistemlere müdahalesi nüfus artışı, kentleşme ve sanayileşmenin başlamasıyla hızlanan modern, makineli ve ilaçlı, tek ürüne dayalı tarım ve hayvancılıkla artmıştır. Ekosistem dengelerinin önemi göz ardı edilmiş, ormanların en iyi örneklerini oluşturduğu ekosistemlerin yüksek ağaçlar ve kuşlardan toprakaltı canlılarına kadar bir bütün oluşturduğu, biyoçeşitliliğin dinamik dengelerinin, sürekliliği sağladığı göz ardı edilmiştir. Toprağın üstündeki bitki örtüsünün yeraltındaki canlı kütlesinin üçte biri oranıyla sınırlı olduğu düşünülmeden, birim alandaki verim fetişine kapılınarak toprak sömürülmüştür. Genellikle toprağa yanlızca azot, fosfor, potas, kalsiyum gibi kimyasal girdiler ekleyip bitkilere yapay hormonlar verilerek ekonomik ürün hasadı artırılmaya çalışılmıştır. Toprağın doğal organik madde, su ve hava dengeleri, iz element düzeyleri gibi kapasiteleri göz önüne alınmamıştır.

Verimsizleşme sonucu ortaya çıkan "eksiklik belirtileri" sulama, yaprak gübreleri, terleme önleyici kimyasallar ile giderilerek kârlılığın sürdürülmesi hedeflenmiştir. Her bir bitki türünün topraktan her yıl aynı besin elementlerini aynı oranlarda çekerek toprağı yorduğu, fakirleştirdiği göz önüne alınarak kimyasal gübrelere ağırlık verilirken yeraltı canlılarının gereksinimleri düşünülmemiştir. Doğal orman ve çayır ekosistemlerinin çeşitli türlerin rekabet dengeleri sayesinde, değişen iklim ve çevre koşullarına uyum sağladıkları gerçeğinin öğrenilmesi için insan eliyle geniş çöller yaratılması gerekmiştir. Bu dönemde yurdumuzda da 16 milyon hektara ulaşan ve iklim değişikliği yanında erozyon ve doğa tahribinin sürmesiyle genişlemekte olan çölleşmiş alana karşın, henüz "Çölleşmeyle Savaşım Eylem Planı"mız hazırlanamamıştır.

Ekosistem dengesi bozulduğunda bitki örtüsü ve toprakaltı canlılığı azalan toprağın erozyon hızı koşullara göre 11 kata kadar artabilmekte, en verimli toprak tabakası kaybedilmekte, toprağın yapısı bozularak su tutma kapasitesi ve geçirgenliği azalmakta, asiditesi değişmektedir. Gübreleme gibi önlemlere giderek daha az tepki veren bir verimsizleşme kısırdöngüsü ortaya çıkmaktadır. Araştırmalar, bu kısırdöngü sonucunda eğimli tarım arazilerinde hektardaki erozyon 100 tona ulaşabilirken verimliliğin de yarıya kadar azalabildiğini göstermiştir.

BAKINIZ Ekosistem
Son düzenleyen Safi; 14 Şubat 2019 03:01
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
30 Kasım 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerinin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sistemlere ekosistem denir. Eğer söz konusu ekosistem bir tarım alanı içinde gelişiyorsa buna "agroekosistem" adı verilir.

Sponsorlu Bağlantılar
EKOSİSTEMLERİN dengeleri bozulduğunda iyileştirilmesi gerektiği bir gerçek ama bu yeterince uygulanmıyor veya uygulanamıyor. Son olarak Dünya Yaban Hayatı Fonu (World Wildlife Fund, WWF) tarafından da açıklandığı gibi; dünyamız hızla ekolojik kıyamete doğru gidiyor.

İnsanlığın yerleşik tarım ve hayvancılığa geçişiyle başlayan doğal ekosistemlere müdahalesi nüfus artışı, kentleşme ve sanayileşmenin başlamasıyla hızlanan modern, makineli ve ilaçlı, tek ürüne dayalı tarım ve hayvancılıkla artmıştır. Ekosistem dengelerinin önemi göz ardı edilmiş, ormanların en iyi örneklerini oluşturduğu ekosistemlerin yüksek ağaçlar ve kuşlardan toprakaltı canlılarına kadar bir bütün oluşturduğu, biyoçeşitliliğin dinamik dengelerinin, sürekliliği sağladığı göz ardı edilmiştir. Toprağın üstündeki bitki örtüsünün yeraltındaki canlı kütlesinin üçte biri oranıyla sınırlı olduğu düşünülmeden, birim alandaki verim fetişine kapılınarak toprak sömürülmüştür. Genellikle toprağa yanlızca azot, fosfor, potas, kalsiyum gibi kimyasal girdiler ekleyip bitkilere yapay hormonlar verilerek ekonomik ürün hasadı artırılmaya çalışılmıştır. Toprağın doğal organik madde, su ve hava dengeleri, iz element düzeyleri gibi kapasiteleri göz önüne alınmamıştır.

Verimsizleşme sonucu ortaya çıkan "eksiklik belirtileri" sulama, yaprak gübreleri, terleme önleyici kimyasallar ile giderilerek kârlılığın sürdürülmesi hedeflenmiştir. Her bir bitki türünün topraktan her yıl aynı besin elementlerini aynı oranlarda çekerek toprağı yorduğu, fakirleştirdiği göz önüne alınarak kimyasal gübrelere ağırlık verilirken yeraltı canlılarının gereksinimleri düşünülmemiştir. Doğal orman ve çayır ekosistemlerinin çeşitli türlerin rekabet dengeleri sayesinde, değişen iklim ve çevre koşullarına uyum sağladıkları gerçeğinin öğrenilmesi için insan eliyle geniş çöller yaratılması gerekmiştir. Bu dönemde yurdumuzda da 16 milyon hektara ulaşan ve iklim değişikliği yanında erozyon ve doğa tahribinin sürmesiyle genişlemekte olan çölleşmiş alana karşın, henüz "Çölleşmeyle Savaşım Eylem Planı"mız hazırlanamamıştır.

Ekosistem dengesi bozulduğunda bitki örtüsü ve toprakaltı canlılığı azalan toprağın erozyon hızı koşullara göre 11 kata kadar artabilmekte, en verimli toprak tabakası kaybedilmekte, toprağın yapısı bozularak su tutma kapasitesi ve geçirgenliği azalmakta, asiditesi değişmektedir. Gübreleme gibi önlemlere giderek daha az tepki veren bir verimsizleşme kısırdöngüsü ortaya çıkmaktadır. Araştırmalar, bu kısırdöngü sonucunda eğimli tarım arazilerinde hektardaki erozyon 100 tona ulaşabilirken verimliliğin de yarıya kadar azalabildiğini göstermiştir.

BAKINIZ Ekosistem
Son düzenleyen Safi; 16 Şubat 2019 15:23
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
30 Kasım 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Eğer söz konusu ekosistem bir tarım alanı içinde gelişiyorsa buna agroekosistem adı verilir. Bu sayede doğa farklılaşır.
Quo vadis?
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
4 Kasım 2009       Mesaj #4
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

kaktüs hangi ekosistemde yaşar?

EKOSİSTEMLER
Canlı ve cansız varlıklar yaşadığımız doğayı oluşturur. Canlı ve cansız varlıklar arasındaki etkileşim çevremizdeki doğal koşulları oluşturur. Doğadaki denge devam ettiği sürece canlı yaşamı da devam eder. Yeryüzünde çok sayıda canlı türü yaşar. Canlı organizmanın yaşama ve çoğalması cansız çevreyle olan etkileşimlerine bağlıdır.

Örneğin çöllerde kaktüs, deve, yılan, kertenkele, akrep, örümcek, fare gibi az sayıda canlı türü vardır. Çöllerde yaşayan canlı türleri besin ve su depolama yeteneğine sahiptir.Kaktüsler yağmur yağdığında bu suyun büyük bir kısmını emerek gövdelerinde depo ederler.

Benzer Konular

20 Ocak 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
3 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
16 Ekim 2009 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2019 / RümeySa Cevaplanmış
17 Ocak 2011 / Misafir Soru-Cevap