Arama

Sporun sağlığımıza faydası nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 12 Temmuz 2018 Gösterim: 228.129 Cevap: 5
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
9 Ocak 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Sporun sağlığımıza faydası nedir?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Spor yaparak stresle mücadele etmek mümkündür. Sporun iki yönden yararı vardır; hem vücutta fizyolojik değişikliklere neden olur, hem de psikolojik açıdan destek verir.
Sporun fizyolojik yararları
Sponsorlu Bağlantılar

* Spor yaptıkça, akciğerlerdeki esneklik artar

Esnek bir akciğer, her nefes alışımızda daha çok oksijen almamızı kolaylaştırır. Böylece, hücrelere daha çok oksijen ulaşabilir. Özellikle stresli durumlarda artan oksijen ihtiyacımızı karşılamak açısından, akciğerin, sistemimize destek verme kapasitesinin artması önemli ölçüde yardımcı olabilir.

* Düzenli spor yapan kişilerin dinlenme halindeki kalp atım hızı, spor yapmayan kişilere oranla daha düşüktür.
Düzenli spor yapan kişi, stres altındayken, kalp atışları spor yapmayan kişilerden daha düşük düzeyde kalır ve yavaş yavaş yükselir. Halbuki, vücudu hareketsizliğe alışmış bir kişinin kalp
atışları aniden fırlayabilir. Birdenbire başlayan bir kavgada veya sinir bozucu bir haber aldığımızda, daha önceden sözü edilen adrenalin hormonları, bol miktarda serbest bırakılır. Bunun sonucunda, dinlenme halindeki kalp atım hızı yükselir. Kondisyonlu bir vücutta, adrenalin hormonlarının serbest bırakılma oranlarını denetim altına almak, dolayısıyla kalp temposunun iniş-çıkışlarının aşırıya kaçmamasını sağlamak kolaylaşır. Kalp atışlarının düşük kalabilmesinin önemi, özellikle bir şok anında fark edilebilir. Düşük kalp atışları, aniden çok yükselebilecek olan kalp atışları yüzünden gerçekleşebilecek bir kalp krizine karşı bir önlemdir.Ayrıca, kişi stres altındayken kalp atışları düşükse daha sakin kalabilir ve duygularını daha rahat kontrol altına alabilir.

* Spor yaparken endorfin hormonları üretilir
Genellikle, yapmakta olduğumuz sporu en az 30 dakika devam ettirdikten sonra, endorfin hormonları salgılanır. Endorfinin vücuttaki işlevi morfine benzetilmektedir. Hem doğal bir ağrı kesici, hem de yatıştırıcı niteliği vardır.

* Yorucu ve stresli bir iş gününün sonunda spor yapmak, gün boyunca stresin yarattığı etkilerden arınmamıza yardımcı olur.
Stresli bir günü sonunda, vücutta büyük bir olasılıkla adrenalin hormonları birikecektir. Vücutta bu hormonlardan gereğinden fazla olduğu sürece rahat etmemiz ve sakin olmamız oldukça zordur. Yapılan araştırmalar, spor sonucunda hızlanmakta olan metabolizmanın, adrenalin hormonlarından daha çabuk kurtulmamızı sağladığını göstermektedir. Ayrıca, kişinin iş yerindeyken sinirlenmesine, üzülmesine yada endişe etmesine neden olan olayları aklından çıkarmasına yardımcı olabilir. Böylece, akşam yemeğinde de surat asmamış oluruz!
Yarım saat spor yaptıktan sonra, vücudumuzda serbest bırakılmaya başlanan endorfin hormonları, daha önceden söz ettiğimiz gibi, bizi yatıştırır ve rahatlatır. Sağlık açısından bu, sinirlerimizi yatıştırmak için alabileceğimiz ilaçlardan çok daha mantıklı bir çözümdür. Sporun, ilaçlardaki gibi sağlığımıza dokunabilecek hiçbir yan etkisi olmaması bir yana, artık
hepimizin bildiği birçok yararı da vardır. Başka bir deyişle, hem ilaçlara olan bağımlılığımızın azalması, hem de vaktimizi iyi değerlendirmenin verebileceği haz duygusu, günün sonunda spora başvurmamız için yeterli nedenlerdir.

Sporun psikolojik yararları
*Kronik psikolojik stresin birikmesini önler
Bu tür stres hem tansiyon, hem de kalp rahatsızlıklarını artırabilecek risk faktörüdür.(55)

*Uykusuzluktan kurtulmamızı sağlar
Uykusuzluk çekmek, stresin neden olabileceği tipik sonuçlardan birisidir. Uykusuz kaldıkça, stresle baş edebilmemiz de zorlaşır. Düzenli spor yapmak, geceleri daha rahat uyumamızı sağlayarak uyku alışkanlığımızı normal akışına sokabilir.Uykumuzu almak, stresli durumlara karşı dayanıklı olmamıza yardımcı olur.

*Ruhsal açıdan bizi çok rahatlatır
İnsan spor yaparken problemlerini, dertlerini ve sıkıntılarını unutup, kısa bir süre için de olsa, yaptığı etkinliğe konsantre olur.Ayrıcai yararlı bir uğraş olduğu için, kişi kendisiyle gurur
duymaya başlar. Sıkıntı, yerini başarı duygusuna bırakır. Spor yapmak özellikle, güvensizlikten veya boşluktan kaynaklanan stres ve bunalımdan kurtulmaya yardımcı olur.

*Futbol gibi bir takım sporu yapılıyorsa, kişi hem sosyal iletişim kurar, hem de ortak bir hedef için takımıyla birlikte mücadele verir.
Diğer takımı yenmek olan bu hedef gerçekleşirse, büyük bir heyecan, mutluluk, gurur ve başarının getirdiği duygular yaşanır. Şayet yenilgi ile sonuçlanacak olursa, bir sonraki maça kadar ortak bir hedef uğruna çalışmaya devam edilecektir. Kişi, tek başına yapılan sporlarda da kendine buna benzer hedefler koyabilir.

BAKINIZ
Sporun önemi nedir?
Spor Nedir? Spor ve Sporun Tarihçesi Hakkında
Sağlıklı Yaşam için Spor
Son düzenleyen Safi; 12 Temmuz 2018 02:27
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
9 Ocak 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Spor yaparak stresle mücadele etmek mümkündür. Sporun iki yönden yararı vardır; hem vücutta fizyolojik değişikliklere neden olur, hem de psikolojik açıdan destek verir.
Sporun fizyolojik yararları
Sponsorlu Bağlantılar

* Spor yaptıkça, akciğerlerdeki esneklik artar

Esnek bir akciğer, her nefes alışımızda daha çok oksijen almamızı kolaylaştırır. Böylece, hücrelere daha çok oksijen ulaşabilir. Özellikle stresli durumlarda artan oksijen ihtiyacımızı karşılamak açısından, akciğerin, sistemimize destek verme kapasitesinin artması önemli ölçüde yardımcı olabilir.

* Düzenli spor yapan kişilerin dinlenme halindeki kalp atım hızı, spor yapmayan kişilere oranla daha düşüktür.
Düzenli spor yapan kişi, stres altındayken, kalp atışları spor yapmayan kişilerden daha düşük düzeyde kalır ve yavaş yavaş yükselir. Halbuki, vücudu hareketsizliğe alışmış bir kişinin kalp
atışları aniden fırlayabilir. Birdenbire başlayan bir kavgada veya sinir bozucu bir haber aldığımızda, daha önceden sözü edilen adrenalin hormonları, bol miktarda serbest bırakılır. Bunun sonucunda, dinlenme halindeki kalp atım hızı yükselir. Kondisyonlu bir vücutta, adrenalin hormonlarının serbest bırakılma oranlarını denetim altına almak, dolayısıyla kalp temposunun iniş-çıkışlarının aşırıya kaçmamasını sağlamak kolaylaşır. Kalp atışlarının düşük kalabilmesinin önemi, özellikle bir şok anında fark edilebilir. Düşük kalp atışları, aniden çok yükselebilecek olan kalp atışları yüzünden gerçekleşebilecek bir kalp krizine karşı bir önlemdir.Ayrıca, kişi stres altındayken kalp atışları düşükse daha sakin kalabilir ve duygularını daha rahat kontrol altına alabilir.

* Spor yaparken endorfin hormonları üretilir
Genellikle, yapmakta olduğumuz sporu en az 30 dakika devam ettirdikten sonra, endorfin hormonları salgılanır. Endorfinin vücuttaki işlevi morfine benzetilmektedir. Hem doğal bir ağrı kesici, hem de yatıştırıcı niteliği vardır.

* Yorucu ve stresli bir iş gününün sonunda spor yapmak, gün boyunca stresin yarattığı etkilerden arınmamıza yardımcı olur.
Stresli bir günü sonunda, vücutta büyük bir olasılıkla adrenalin hormonları birikecektir. Vücutta bu hormonlardan gereğinden fazla olduğu sürece rahat etmemiz ve sakin olmamız oldukça zordur. Yapılan araştırmalar, spor sonucunda hızlanmakta olan metabolizmanın, adrenalin hormonlarından daha çabuk kurtulmamızı sağladığını göstermektedir. Ayrıca, kişinin iş yerindeyken sinirlenmesine, üzülmesine yada endişe etmesine neden olan olayları aklından çıkarmasına yardımcı olabilir. Böylece, akşam yemeğinde de surat asmamış oluruz!
Yarım saat spor yaptıktan sonra, vücudumuzda serbest bırakılmaya başlanan endorfin hormonları, daha önceden söz ettiğimiz gibi, bizi yatıştırır ve rahatlatır. Sağlık açısından bu, sinirlerimizi yatıştırmak için alabileceğimiz ilaçlardan çok daha mantıklı bir çözümdür. Sporun, ilaçlardaki gibi sağlığımıza dokunabilecek hiçbir yan etkisi olmaması bir yana, artık
hepimizin bildiği birçok yararı da vardır. Başka bir deyişle, hem ilaçlara olan bağımlılığımızın azalması, hem de vaktimizi iyi değerlendirmenin verebileceği haz duygusu, günün sonunda spora başvurmamız için yeterli nedenlerdir.

Sporun psikolojik yararları
*Kronik psikolojik stresin birikmesini önler
Bu tür stres hem tansiyon, hem de kalp rahatsızlıklarını artırabilecek risk faktörüdür.(55)

*Uykusuzluktan kurtulmamızı sağlar
Uykusuzluk çekmek, stresin neden olabileceği tipik sonuçlardan birisidir. Uykusuz kaldıkça, stresle baş edebilmemiz de zorlaşır. Düzenli spor yapmak, geceleri daha rahat uyumamızı sağlayarak uyku alışkanlığımızı normal akışına sokabilir.Uykumuzu almak, stresli durumlara karşı dayanıklı olmamıza yardımcı olur.

*Ruhsal açıdan bizi çok rahatlatır
İnsan spor yaparken problemlerini, dertlerini ve sıkıntılarını unutup, kısa bir süre için de olsa, yaptığı etkinliğe konsantre olur.Ayrıcai yararlı bir uğraş olduğu için, kişi kendisiyle gurur
duymaya başlar. Sıkıntı, yerini başarı duygusuna bırakır. Spor yapmak özellikle, güvensizlikten veya boşluktan kaynaklanan stres ve bunalımdan kurtulmaya yardımcı olur.

*Futbol gibi bir takım sporu yapılıyorsa, kişi hem sosyal iletişim kurar, hem de ortak bir hedef için takımıyla birlikte mücadele verir.
Diğer takımı yenmek olan bu hedef gerçekleşirse, büyük bir heyecan, mutluluk, gurur ve başarının getirdiği duygular yaşanır. Şayet yenilgi ile sonuçlanacak olursa, bir sonraki maça kadar ortak bir hedef uğruna çalışmaya devam edilecektir. Kişi, tek başına yapılan sporlarda da kendine buna benzer hedefler koyabilir.

BAKINIZ
Sporun önemi nedir?
Spor Nedir? Spor ve Sporun Tarihçesi Hakkında
Sağlıklı Yaşam için Spor
Son düzenleyen Safi; 12 Temmuz 2018 02:35
Quo vadis?
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
11 Mayıs 2010       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Spor Yapmanın Faydaları
1. Sağlığınızın değerini anlamanıza yardımcı olur.
2. Yaşam kalitenizi arttırmanıza ve geliştirmenize yardımcı olur.
3. Fiziksel performansınızı geliştirir.
4. Kalp rahatsızlığı riskini azaltır.
5. Maksimum oksijen kapasitenizi arttırır.
6. Yüksek tansiyon riskini veya ilerlemesini azaltır.
7. Yüksek tansiyonu olanların, tansiyonu kontrol altında tutmasına yardımcı olur.
8. Kandaki Triglycerid seviyesinin azaltır.
9. Kandaki iyi kolestrolu (HDL) artırır.
10. Dinlenme kalp atımını düşürür.
11. Kalp - damar dolaşımını geliştirir.
12. Anaerobik eşiği arttırır, bu da çabuk yorulmayı ve dolayısıyla kanda laktik asit birikiminin erken oluşmasını engeller.
13. Kalp rezervini artırır.
14. Kalbinizin bir atımda vücuda pompaladığı kan miktarını artırır.
15. Vücut ısınızı soğutma için, deri yüzeyine gerekli kan akış kabiliyetini artırır.
16. Akciğer kapasitenizi arttırarak, oksijenin akciğerlerden kana geçebilme kabiliyetini arttırır.
17. Kalp krizi geçirdikten sonra, hayatta kalma şansınızı arttırır.
18. Koronerde kan pıhtılaşma hassasiyetini düşürür.
19. Kandaki yoğunlaşmayı azaltır
20. Kalbinizin daha verimli pompalama işlevini yapmasını sağlar
21. Kanınızın kan plazma hacmini genişletir.
22. Orta seviyeli egzersizler sırasında, kalp atım sayısını düşürür.
23. Anormal nabız atım incinmelerini azaltır.
24. Kaslarınızın kandan oksijen çıkarma kabiliyetini artırır.
25. Çarpıntı riskini azaltır.
26. Çok çeşitli sebeplere bağlı baş ağrılarından kurtulmanızı sağlar.
27. Hamilelikte karşılaşılan birçok rahatsızlıklardan (ör. kabızlık, belağrısı, mide ekşimesi gibi) kurtulmanızı sağlar.
28. Sıcaklığa karşı tahammülünüzü artırır.
29. Endişe ve kuruntularınızı azaltır.
30. Streslerden korunmaya ve kurtulmaya yardımcı olur.
31. Vücudun üst solunum yolları enfeksiyonuna karşı direncini artırır.
32. Şeker hastalığınızın gelişme riskini azaltır.
33. Şeker toleransınızın gelişmesini sağlar.
34. Prostat kanserinin gelişme riskini azaltır.
35. Sigarayı bırakmanıza yardımcı olur.
36. Bağırsak kanserinin gelişme riskini azaltır.
37. Göğüs kanserinin gelişme riskini azaltır.
38. Eklem rahatsızlıklarından dolayı, eklemlerin bozulma oranını yavaşlatır.
39. Kan şekerinin kontrol altında tutulması için gerekli insulin miktarının düşürülmesine yardımcı olur.
40. Yüksek tansiyona bağlı ciddi komplikasyonlara maruz kalma oranını azaltır.
41. Yaralanmalara karşı korunmayı sağlar.
42. Eklemlerdeki kıkırdak dokunun yoğunluğunu arttırır.
43. Stresle başa çıkmanıza yardımcı olur.
44. Bağışıklık sisteminizin iyi şekilde çalışmasını geliştirir.
45. Kabızlıktan kurtulmanıza yardımcı olur.
46. Depresyonun hafifletilmesine ve atlatılmasına yardımcı olur.
47. Soğuk ortamlara çabuk adapte olma kabiliyetinizi artırır.
48. Bel ağrılarının hafiflemesine ve kurtulmanıza yardımcı olur.
49. Bel ağrılarından doğan sıkıntıların azalmasını sağlar.
50. İnsuline karşı,doku duyarlılığını artırarak, kan şekerinin daha iyi kontrol edilmesine yardımcı olur.
51. Yüksek tansiyonu kontrol için alınan ilaçların, yan etkilerine karşı koymaya yardımcı olur.
52. Eklem esnekliğini korur ve gelişmesine yardımcı olur.
53. Eğer yüksek tansiyonunuz varsa, bunu kontrol etmek için aldığınız ilaç ihtiyacını 20 - 30 % azaltır.
54. Kemik erimesi hastalığı riskinin gelişmesini azaltır.
55. Zihinsel uyanıklılığınızı artırır.
56. Yaşa bağlı olarak oluşan kemik bozulmalarının yavaşlamasına yardımcı olur.
57. Endometriyoya karşı riski azaltır.
58. Eklem rahatsızlıklarından doğan acılara karşı koyma toleransınızın artmasını sağlar.
59. Kilonuzu korumanıza veya kilo kaybetmenize yardımcı olur. Sadece diyet yaparak değil.
60. Yaratıcılık gücünüzün artmasına yardımcı olur.
61. Yağsız vücut dokularınızın korunmasına yardımcı olur.
62. Sağlık harcamalarının ve ilaç kullanımının azalmasına yardımcı olur.
63. Yabancı madde kullanımı ile mücadeleye yardımcı olur.
64. Fazla kalorilerin yakılmasına yardımcı olur.
65. Yüksek oranda gıda tüketmenizi sağlar, fakat buna rağmen, kalori dengenizin aynı kalmasına yardımcı olur.
66. Ağır ilerleyen şişmanlığa karşı korur.
67. Denge ve koordinasyonunuzun gelişmesine yardımcı olur.
68. İştahınızın kısa süreli etkilerle azaltılmasına yardımcı olur.
69. Ani kabarmaların üstesinden gelmeye yardımcı olur.
70. Yaşlı bireylerdeki kısa süreli belleklerin gelişmesine yardımcı olur.
71. Adet kanamalarından doğan belirtilerin hafiflemesine yardımcı olur.
72. Genel ruhsal durumunuzun gelişmesini sağlar.
73. Kolay ve iyi uyumanıza yardımcı olur.
74. Kilo kaybına, özellikle vücuttaki yağdan kaybetmenize yardımcı olur.
75. Kemiklerinizin kırılmalara karşı direncini ve yoğunluğunu artırır.
76. Dinlenme durumundaki metabolik seviyeyi korumanıza yardımcı olur.
77. Kassal güç seviyenizi arttırır.
78. Kassal dayanıklılık seviyenizi artırır.
79. Egzersizden sonra çabuk toparlanabilme kabiliyetinizi artırır.
80. Uygun kas dengenizi korumanıza yardımcı olur.
81. Özel hayatınızın istenen doyumda ve düzeyde artmasını sağlar.
82. Vücudunuzun dik durmasının gelişmesini sağlar.
83. Egzersiz sırasında vücudun enerji elde etmede yağ kullanabilme kabiliyetini arttırır.
84. Solunum sistemindeki kasların gücünün ve dayanıklılığın artmasını sağlar.
85. İyi bir fiziksel görünüş sağlar.
86. Kendinize olan güven duygunuzu arttırır.
87. Rahat olmanıza yardımcı olur.
88. Kısa süreli bilgileri hafızanızda tutma kabiliyetini geliştirir.
89. İşveriminizi arttırır.
90. Bol enerji verir. Günlük hayatınızda acil durumlarda ihtiyacınız olan enerjiyi sağlar ve sonradan ihtiyaç olabilecek daha fazla enerjinizi korumanıza yardımcı olur.
91. Hastalıklara bağlı olarak iş günü kaybınızı azaltır.
92. Bağımsız hayat tarzını korumanıza yardımcı olur.
93. Yeni insanlarla karşılaşmanıza ve yeni arkadaşlar edinmenize yardımcı olur.
94. Fiziksel zindeliğinizi geliştirerek, hayata daha yaratıcı olarak adapte olmanızı sağlar.
95. Aktiviteler, kemiklerin güç depolamasına ve orta şiddetli egzersizler sırasında daha fazla baskı yaparak hem daha çok güç depolamasına hem de kemik yoğunluğunun artmasını yardımcı olur.
96. Egzersiz, bağ ve bağ dokularını kuvvetlendirerek, yaşa bağlı olarak oluşabilecek sakatlıkları azaltır.
97. Önceden hareketsiz bir yaşam tarzına sahip kişilerin, yorgunluğa karşı direncini artırır ve dinçlik hissinin oluşmasını sağlar.
98. Hatta kalp hastaları bile, kalp ve solunum sistemlerini çalıştırıcı egzersizler yaparak, hastalığının üstesinden gelmek için gayret sarf ederek, korkularından kurtulmalarına ve normal yaşamlarına dönmelerine yardımcı olur.
99. Spor yapmak, sıkıntılarınızın azalmasına, eğlenme ve neşelenmenize, kısaca hayattan zevk almanıza yardımcı olur.

Son düzenleyen Safi; 12 Temmuz 2018 02:39
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
22 Aralık 2010       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Sporun Vücudumuza Faydaları
  1. Spor, doğru ve yeterli solunum sağlar. Bu sayede kan tarafından beyne ve tüm organlara yeterli oksijen taşınır.
  2. Spor, terleme vasıtasıyla vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
  3. Spor, el ve ayakların orantılı, doğru kullanılmasını sağlar. İnsana dik bir duruş temin ederek, hareketlerine esneklik ve zarafet kazandırır.
  4. Spor deriye ve saça kan pompalayarak sağlıklı ve genç görünmenize yardımcı olur.
  5. Güç geliştirme sporu, vücut için çok önemli olan büyüme hormonunun (GH) düzenli üretilmesine ve bu hormonun tetiklenmesiyle devreye giren pek çok hormonun da üretilerek vücudun sağlıklı işlemesine yardımcı olur.
  6. Spor, kas ve kemik yapısının zaman içinde zayıflamasını engellemesi özelliği ve hormon üretimine katkısıyla en etkin yaşlanmayı önleyici etkendir.
  7. Sporcular zor hastalanır, çabuk iyileşirler ve doğa şartlarına dayanıklıdırlar.
  8. Spor, stresi kovar, psikolojik rahatlama sağlar. Sporcuların kendilerini mutlu hissetmeleri yalnızca psikolojik değil aynı zamanda biyolojik etkilerin sonucudur.
  9. Spor, dikkat ve konsantrasyon gelişimine katkıda bulunur.
  10. Spor, yaktığı enerji ve kaslanma nedeniyle daha fazla besin tüketimini gerektirir. Bu nedenle sporcu ne eksik ne de fazla yiyerek sağlıklı bir diyet geliştirebilir. Şişmansa zayıflar, zayıfsa kilo alır.
Son düzenleyen Safi; 12 Temmuz 2018 02:40
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
woleybolcu - avatarı
woleybolcu
Ziyaretçi
7 Aralık 2011       Mesaj #5
woleybolcu - avatarı
Ziyaretçi
Sporun Faydaları
Fiziksel aktivitenin sağlık ve zindelik için sağladığı yararların giderek daha iyi anlaşılmaya başlandığının altını çizen uzmanlar, "Düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı kilonun sürdürülmesi, dayanıklılık, güç ve esnekliğin artmasındaki rolünün yanı sıra günümüz hastalıkları olarak kabul edilen kronik hastalıklara yakalanma riskini azalttığı açıkça bilinmektedir" diyor.

Uzmanlar, söz konusu yararların sadece bireysel düzeyde önemli olmadığını ifade ediyor. Dünyanın her yerinde giderek maliyeti artan sağlık hizmetleri yönünden koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında fiziksel aktivitenin sağladığı yararların, önemli bir tasarruf sağladığını kaydeden uzmanlar, "Ancak optimal bir sağlık için gerek çocuk gerekse yetişkinlerin büyük bir çoğunluğunun yeteri kadar fiziksel aktivite yapmadıkları görülmektedir. Sağlıkla ilgilenenler, fiziksel aktivitenin neden önemli olduğunu anlamalı, tüm yaşlardaki bireyleri yaşamın bir parçası olarak fiziksel aktivite ve spora katılımları için motive etmelidirler. Fiziksel aktivitenin yaşam boyu sürdürülmesinin herkese, her yerde, her zaman yararlı olabileceği mesajının daha geniş kitlelere yayılmasına yardımcı olmalıdır" ifadelerini kullanıyor.

Uzmanlara göre, fiziksel aktivitenin fiziksel sağlık üzerine etkileri şöyle:
"Kilo Kontrolü: Birçok ülkede fiziksel aktivite düzeyi besin tüketiminden daha fazla düşüş göstermiş, böylece düşük düzeyde fiziksel aktivitenin şişmanlık için önemli bir etken olduğu sonucuna varılmıştır. Önemli bir sağlık sorunu olan şişmanlık giderek artmakta ve koroner kalp hastalığı, diyabet, inme, artrit ve kazalara karşı risk oluşturmaktadır. Kilo kaybının enerji sınırlaması ve fiziksel aktivitenin artırılmasıyla sağlanması daha kolay ve etkilidir. Daha da önemlisi kilo almayı önlemede önemli rol oynamaktadır. Örneğin günde 2-5 km yürüyüş enerji dengesinin sağlanmasını önemli ölçüde etkilemektedir.

Kan Basıncının Kontrolü: Yüksek kan basıncı (tansiyon) 140-90 mmHg. olduğunda kalp krizi, kalp ve böbrek yetmezliği, inme gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini iki katına, 160-95 mmHg. Olduğunda ise üç katına çıkarmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite kan basınçlarını diğer klinik uygulamalarla kıyaslanabilecek düzeyde yaklaşık 6-10mmHg. azaltabilmektedir. Ancak her zaman tek başına yeterli olmayabilir ve diğer klinik uygulamalarla (kilo kaybı, alkol ve tuzun azaltılması, çoğu zaman ilaç kullanımı) birlikte olması gerekebilir. Fiziksel aktivite ilerleyen yaşla birlikte gözlenen tansiyonun artmasına karşı koruyucu olabilmektedir. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi, düzenli orta ******te egzersizlerdir. Ciddi hastalık risklerinin bile, çok hafif düzeyde fiziksel aktivitenin arttırılması ile azaldığı bilinmektedir.

Kan Lipitlerinin Kontrolü: Düzenli fiziksel aktivitenin lipit (yağ) ****bolizmasına olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. HDL kolesterolünü (iyi kolesterol) artırırken, bazı durumlarda toplam LDL kolesterolünü (kötü kolesterol) düşürerek daha yüksek HDL/LDL oranı ve buna bağlı koroner kalp hastalığı riskini azaltmakta, ayrıca yüksek plazma trigliserid düzeyini de düşürmektedir. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi; haftada 15 km veya daha fazla yürüme veya koşma gibi aktivitelerdir. Aktivitenin toplam miktarı ve sıklığı, ******inden daha önemlidir.

Şeker Hastalığı ve Kan Şekerinin Kontrolü: Düzenli fiziksel aktivite insülin aktivitesinin kontrolüne ve kan şekerinin düzenlenmesine yardımcıdır. Fiziksel olarak aktif, insüline bağımlı olmayan şeker hastalığı olanlarla hareketsiz yaşam sürenlere göre damar komplikasyonlarının görülme sıklığı daha düşüktür. Yaşın ilerlemesine bağlı şeker hastalığına yakalanma riski de aktif kişilerde yüzde 20 veya daha fazla oranda azalmaktadır. Böylece düzenli fiziksel aktivite, insüline bağımlı olmayan şeker hastalığının tedavisinden çok korunmasında önemli rol oynamaktadır. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi; yürüyüş ve düşük ******li, uzun süreli egzersiz programlarıdır.

Damar ve kas-İskelet Sistemi Hastalıklarını Önleme: Koroner kalp hastalığı ve inme riskinin fiziksel aktivitesi fazla olan kişilerde daha düşük olduğu görülmektedir. Orta düzeyde bir aktivite bile tamamen hareketsiz(sedanter) kalmaktan daha iyidir ve giderek artan aktivite düzeyi daha çok yarar sağlamaktadır. Kas ve kemiklerin kuvveti, eklemlerin esnekliği; koordinasyon, denge ve hareket çevikliği için önemlidir. Bütün bu özellikler yaşla birlikte önemli derecede azalmaktadır. Bu durum fiziksel aktivite düzeyindeki azalma ile yakından ilişkilidir. Özellikle kadınlarda yaşlandıkça osteoporozla birlikte kemik kırıkları (bilek, omur ve kalçada) görülme riski artmaktadır. Kemik mineral yoğunluğunda artış, çocukluk ve adölesan döneminde yapılan egzersizlerle örneğin; ağırlık taşıma, yürüyüş, koşu, tenis,v.b. gibi egzersizlerle sağlanmaktadır. Yetişkinlikte yapılan orta düzey aktiviteler ise yaşla ilgili kayıpların önlenmesine yardımcıdır."

Sağlıklı, uzun ve kaliteli bir yaşam sürdürme amacı için "Herkes İçin Spor" kavramı yaygınlaştırılmaya çalışılmalıdır.
Uzmanlara göre, fiziksel aktivitenin zihinsel sağlık üzerine etkisi ise şu şekilde:

"Etkilerini ölçmek zor olmasına karşın yapılan çalışmalar fiziksel aktivitenin yararlı psikososyal etkileri olduğu konusunda birleşmektedir. Kaygı, stres depresyonun azaltılması, zihinsel sağlığın sürdürülmesi, psikolojik zindeliğin sağlanmasında pozitif etkiler yaratmaktadır. Özet olarak; fiziksel aktivite, fiziksel ve zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilemektedir."

Uzmanlara göre, çocuk ve gençleri (5-12 yaş) düzenli aktivite yapmaya cesaretlendirmek, olumlu sağlık alışkanlıkları geliştirmelerine, sigara ve ilaç bağımlılığından uzak durmalarına, okul başarılarını geliştirmelerine yardımcı olmak anlamına geliyor. Ergenlik (13-19 yaş) döneminde, çocukluktakinden daha yoğun aktiviteye devam edilebileceğinin altını çizen uzmanlar, "Bu dönemde yarışma sporlarına katılım karakter gelişimini olumlu etkilemektedir. Ayrıca aşırı kilo alımını engelleyerek, yetişkin dönemde sık görülen kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olacaktır. Yetişkin yaşamında (20-65 yaş) fiziksel aktivitenin yararları daha belirgindir. Daha önce belirtildiği gibi pek çok fiziksel ve zihinsel hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Yaşlılıkta (65-75 yaş) kronik hastalıklara karşı korunmanın yanı sıra, en büyük önemi zihinsel ve bedensel fonksiyonların korunmasını sağlamasıdır. Örneğin eşini kaybetmiş bir kişinin grup egzersizlerine katılması, mücadelesinde yardımcı olmaktadır" diyor.

Uzmanlar, yaşamın her döneminde düzenli fiziksel aktivitenin yapılmasının önemli olduğunu da belirterek, "Düzenli egzersiz yapan bir kişi daha kaliteli bir yaşamı tek başına 10-20 yıl daha sürdürebilmektedir. Orta yaşlılar (75-85 yaş) ve çok yaşlılar (>85 yaş) için düzenli, uygun ve güvenli aktivite programları kas kuvvetinde artışa bağlı daha iyi koordinasyon, denge, kısa reaksiyon zamanı, artmış doğal yürüme hızı, esnekliği sağlamaktadır. Ancak bu grupta düzenli fiziksel aktivitenin yaşam beklentisine etkisi azdır. Ayrıca "yaşam stili aktiviteleri" olarak adlandırılan yürüyüş, bahçe işi ile uğraşma, araba yıkama, bisiklete binme, merdiven kullanma vb. gibi aktivitelerle aktif bir yaşama başlamaya karar verilerek egzersiz yaşamın bir parçası haline getirilebilir. Her yetişkin 30 dakika veya daha fazla orta düzey aktiviteyi haftanın hemen her günü yapmalıdır" açıklamasında bulundu.
Son düzenleyen Safi; 12 Temmuz 2018 02:41
HayaLPeresT - avatarı
HayaLPeresT
VIP VIP Üye
15 Ocak 2013       Mesaj #6
HayaLPeresT - avatarı
VIP VIP Üye
Spor Yapmanın Faydaları
Hareket, kanser riskini yarı yarıya azaltıyor
Her gün 30 ila 60 dakika hareket, bağırsak kanseri riskini %50 azaltıyor, metabolizmayı canlandırarak kanser hücrelerinin oluşmasını engelliyor
Almanya'nın Bonn şehrindeki 'Alman Kanser Yardımı' derneği, koşmak, bisiklet sürmek ya da yürüyüş yapmak suretiyle hergün yapılan hareketlerin bağırsak kanserini yüzde 50 azalttığını bildirdi. Münih'teki 'Spor Tıp Merkezi'nden Martin Halle, hergün yoğun bir şekilde hareket eden kişilerin, yerinden kalkamayanlara karşı yüzde 40-50 daha az kanser tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Uzmanlar bu hareketlerin bir seferde uzun süreli olmasının da şart olmadığını, kısa aralıklarla da olsa günde toplam 30 ila 60 dakikayı bulan hareketlerin metabolizmayı canlandırdığını, bunun da kanser hücrelerinin hızlı bir şekilde oluşmasını engellediğini belirttiler. Ayrıca sporun da organizmada meydana gelen iltihaplanmaları çok yavaşlattığı, özellikle aşırı şişmanlığın tümörlerin oluşmasını kolaylaştırdığı kaydedildi.

Baş Dönmesi Tedavisi İçin bol bol Yürüyüş Yapın
Hastanelerin acil servislerine yapılan başvuruların önemli bir bölümünü oluşturan baş dönmesi, kişinin yaşam kalitesini düşürüyor.
Ani hareketlerle ortaya çıkan baş dönmeleri, denge sorununa işaret ediyor. Kişiyi tek başına sokağa çıkmaktan alıkoyan ve giderek depresif bir ruh haline sokan denge sorununun ortaya çıktığı dönemde tedavi gören hastalar, 'Yatıp dinleneyim geçer' düşüncesine kapılmamalı. Hastalığın tedavisinde hareket etmenin önemli olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer, ne kadar çok yürünürse hastanın dengesine de o kadar çabuk kavuşacağını belirtiyor.

Prof. Dr. Sertaç Yetişer'e göre denge sorununun tedavisinde hareket etmek çok önemli. Baş dönmesi yaşayanlar "Işığı kapatmalıyım, dinlenmeliyim, geçer!" diye düşünse de hasta temiz havada birkaç saat yürümeli. Hasta, ne kadar çok dışarı çıkar ve yürürse, dengesine kavuşması o kadar kolay olur. Dengeyle ilişkili sistemler, dik duruş ve yürüyüşü sağlar. Vücudun hareketlenmesiyle birlikte düşme engellenir, başın dengeli hareket etmesi ve genel olarak dik durması sağlanır.
Sertaç Yetişer, görsel uyaranlar, iç kulaktaki denge organı ve dokunma duyusunun dengeyi sağladığını söyledi. "Gelen bilgilerin bir kısmı hafızada depolanırken üçlü sistemin harmoni ve simetri içinde çalışması halinde kişi dengesini korur." diyen Yetişer, "Bu uyarılardan biri azaldığında ya da arttığında asimetri oluşur ve beyin önceki bilgilerle bu yeni durumu örtüştürmeye çalışır." diye konuştu. Örtüşme olmadığında beynin bir sorun olduğunu düşündüğünü ifade eden Prof. Dr. Sertaç Yetişer, "Diyelim ki, kişinin iç kulağındaki denge organı çalışmıyor. Beyin bu durumda göze ve dokunma duyusuna yüklenir. Bu sorunu yaşayan kişi, odanın ışığı kapandığında elindekileri düşürür. Çünkü diğer uyarı ortadan kalktığında, görmenin karanlık ortama adapte olması için geçen sürede, denge sorunu ortaya çıkar." diyor.
Hasta Tek başına çıkamaz hale geliyor Yetişer, denge sorununa neden olan en büyük etmen olarak kulak kristallerinin yerinden oynamasını gösteriyor. Prof. Dr. Yetişer, "Kulak kristallerinin yerinden oynaması diğer bir adıyla Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV), aniden başlayan ve baş hareketleri ile tekrarlanan baş dönmesidir. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan kulak kristalleri iç kulakta bulunur." diye konuşuyor. Yetişer şu bilgileri veriyor: Kulak kristalleri, uzun süreli yolculuklar ya da üst solunum yolu enfeksiyonu gibi nedenlerden dolayı yerlerinden oynayabilirler. Kişi, düşecek gibi olur, yer adeta ayağının altından kayıyordur. Hastaya cisimler yer değiştiriyor gibi gözükür. Kısa sürse de 4-5 saniyelik baş dönmesi, şiddeti nedeniyle hastanın yaşam kalitesini düşürür. Ayrıca kronikleşen denge sorunlarına ve psikolojik güvensizliğe yol açar. Çünkü hastalar tek başlarına dışarı çıkmak istemez, yalnız kalmaktan kaçınır ve sürekli bir endişe hali yaşar.

Yürüyüşün 24 Faydası
Düzenli olarak yürüyüş yapanlar kasların kuvvetlenmesinden, şişmanlık riskinin azalmasına, düşünme potansiyelinin artmasından, yaşlanma sürecini geciktirmeye kadar çeşitli kazanımlar elde ediyor.

Hekimler egzersizi, hastalıklardan koruyan ve hastalıkları tedavi eden bir ilaç olarak reçete etmektedir. Yürüyüş için öncelikle bir program oluşturulması gerekmektedir. Programa başlarken, kısa ve uzun dönemli gerçekçi hedefler konmalı, yürüyüş malzemelerinin özenle seçilmeli, program tembelleşmeden oluruna bırakılmalıdır.

Yürüyüşte dikkat edilmesi gerekli hususlar.
- Kilo vermek amacıyla naylon vb. gibi giysiler vücuda sarılmamalı.
-40 yaşın üstündekiler doktora görünmeden, yürüyüş programına başlamamalı.
-Diyabet, hipertansiyon ve diğer sistematik hastalığı bulunanlar sık sık doktor kontrolünden geçmeli.
-Ciddi bir yemek sonrası hızlı ve ağır yürüşler yapılmamalı. Yürüyüş öncesi ve sonrasında susuz kalmamaya dikkat etmeli.
-İnce tabanlı ve makosen ayakkabılar ile yürüyüş yapılmamalı.
-Çok sıcak havalarda ve saatlerde yürüyüşten kaçınmalı.
-Bir sıkıntı hissedildiğinde yürüyüşe inatla devam etmemeli.

KAZANÇLAR
1- Yürüyüş kan akımını ve kan damarlarının miktarını artırarak, dolaşımı iyileştirir, kalp-damar ve beynin damarsal hastalıkları riskini azaltır.
2- Kalp kası dahil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek, daha etkin çalışmalarını sağlar.
3- Her bir kasılmada kalbin pompaladığı kan miktarını artırarak, istirahatte kalp atım sayısını (nabzı) azaltır.
4- Egzersiz ve stres durumunda arteriel kan basıncında (tansiyonda) oluşan yükselmeyi azaltır.
5- Kan basıncını düzenler.
6- Kalp kasının yan damarlardan beslenmesini destekler. Böylece kalbin ana damarlarında oluşacak tıkanıklıkların vereceği zararı azaltır.
7- Şişmanlık riskini azaltır.
8- Sindirimi kolaylaştırır.
9- Beyine oksijen sağlanmasını artırarak, zihinsel keskinlik ve düşünme potansiyelini yükseltir.
10- Lenfatik dolaşıma yardımcı olur.
11- Egzersiz sırasında ve sonrasında metabolizmayı uyarır.
12- Solunumsal kapasiteyi ve aerobik gücü artırır.
13- Büyümeyi ve travma sonrası toparlanmayı olumlu etkiler.
14- Kan yağlarının (trigliserid) düzeyini düşürür.
15- HDL/LDL (iyi huylu-kötü huylu kolestrol) dengesini düzenler.
16- Koordinasyona olumlu etki yapar.
17- Eklem ve kasların esnekliğini artırarak, bel ve boyun ağrılarını hafifletir.
18- Kemiklerin sertleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlar.
19- Dayanıklılığı artırır.
20- Yorgunluk duyumunu engeller.
21- Uykusuzluğu azaltır, rahatlamaya yardımcı olur.
22- Vücudun doğal keyif verici hormonları olan endorfinlerin salınımını sağlar.
23- Yaşlanma sürecini geciktirerek, genç görünüm sağlar.
24- Moral, özgüven ve iyimserliği artırır.

Günde 30 Dakika Yürümekher Derde İyi Geliyor
Her gün 30 dakikalık hızlı bir yürüyüş, uzun vadede felç geçirme riskinden, kemik erimesine, depresyona kadar birçok rahatsızlığı önlüyor... Bilimadamlarının bir iyi bir de kötü haberi var. İyi haber, insan ömrünün uzayacak olması. Kötü haber ise sadece 125 yaşına kadar yaşayabileceğiz!

Sağlıklı bir vücut adına sabah erken kalkıp, eşofmanlarınızı giyip kendinizi deniz kıyısına ya da ormanlık bir yere atmanız ve saatlerce koşmanız şart değil. Yapılan son araştırmalara göre sağlıklı bir bünyeye sahip olmak için yürümek de yeterli. Uzmanlar, saatte 5-7 kilometre hızla yapılacak yürüyüşlerin çok faydalı olduğunu söylüyor. Haftada 6 kez yarım saat-1 saat arası yürüyüş yapmak koşunun yerini tutabiliyor.

Harvard Üniversitesi'nden Dr. JoAnn Manson, "Eğer herkes günde 30 dakikalık bir yürüyüş yapsa, kronik hastalıkları yüzde 40 oranında azaltabiliriz" diye konuşuyor. İşte düzenli yapılacak yürüyüşlerin faydalarından bazıları...
* Kalp hastalıkları: Kalp kaslardan oluşur. Kanın damarlarından daha hızlı geçmesi formunu korumasını sağlar. Düzenli olarak yürümek, kalbi formda tuttuğu gibi tansiyonu da düşürür. Kalp krizi geçirme riskiniz yüzde 50 azalır.
* Felç: Harvard Tıp Fakültesi tarafından 70 bin kişi üzerinde 15 yıl boyunca yapılan bir araştırmaya göre haftada en az 20 saat yürümek damar tıkanıklığı nedeniyle felç geçirme riskini yüzde 40 azaltıyor.
* Kiloyu korumak: En az yarım saat yürümek, birkaç yüz kalori yakmanın yanı sıra günün kalan kısmında metabolizmanızı da dengeler. Yediğiniz besinleri yağa dönüştürmeden daha kolay yakmayı sağlar.
* Kilo vermek: Vücuttaki yağları eritmenin en iyi yollarından birisi yürümek. Tempolu yarım saatin sonunda vücut biriktirdiği yağları yeni yakmaya başlar. Dolayısıyla düzenli olarak 30 dakikanın üzerinde yürüdüğünüz mesafe sağlıklı yaşamanıza yardım edecektir.
* Diyabet: Geçen yıl yapılan araştırmalar günde 30 dakika yürüyüş yapmanın insülin kullanımı gerektiren "Tip 2" şeker hastalığının aşırı kilolu kişilerde başlamasını geciktirdiğini, hatta önlediğini ortaya koyuyor. Ulusal Diyabet ve Böbrek hastalıkları Enstitüsünce gerçekleştirilen araştırmada ise egzersiz yapmanın diyabet önleyici metformin hapından iki kat daha fazla etkili olduğunu gösteriyor. Finlandiya'da yapılan bir incelemede doktorlar, kilo kaybettirmese dahi yürüyüş yapmanın diyabetin önlenmesinde katkı sağladığını keşfetmiş.
* Kemik erimesi: Düzenli yürüyüş kemikleri güçlendirir, bağlı oldukları eklemlere daha sıkı bağlanmalarını sağlar. 20 yaşında düzenli olarak egzersiz yapmaya başlamak ve düzenli kalsiyum almak kadınlarda kemik erimesi geçirme riskini yüzde 30 oranında azaltıyor.
* Artirit: ABD'de 3 milyon kişi artirit hastası. Yürümek, eklem yerleri etrafındaki kasları güçlendirerek artiritin yol açtığı ağrı ve yanmaları azaltıyor. Ancak eklem hareketlerini ve yürüyüşleri artiriti olanlar iki günde bir yapmalıdır.
* Depresyon: Kısa yürüyüş, stresi alarak depresyonun atlatılmasına yardımcı olur. Peki düzenli bir yürüyüş programı kronik depresyona da iyi gelir mi? Araştırmalar, düzenli yürüyüşlerin kronik depresyona da iyi geldiğini gösteriyor. Antidepresan ilâç kullanmayıp yürüyüş egzersizleri yapan depresif hastalarda, 10 ay sonunda ilâç kullananlara göre yeniden depresyon geçirme ihtimali çok daha düşük!
* Kanser: Yürüyüş yapmanın, atıkların bağırsaklarda daha hızlı ilerlemesini sağladığı için bağırsak kanseri riskini azalttığı belirlendi. Ancak Hawai Üniversitesi'nden

Dr. David Curb, "Hayatı boyunca hiç yürüyüş yapmamış kişiler rahatsızlıklarını bir haftada çözmeyi beklemesin" diye uyarıda bulunuyor!
ABDliİ bilimadamlarının yaptığı son araştırmalar, insanın aklına ister istemez şu soruyu getiriyor: "İnsanoğlu yaşlılığı yenebilecek mi? Uzun süre genç kalabilmeyi başarabilecek mi?" Araştırmaya göre kanseri engelleyen P53 adlı bir proteinin az alınması kansere, çok alınması ise hızla yaşlanmaya neden oluyordu.
Time'ın konuştuğu doktor ve bilimadamlarına göre insan vücudu, er ya da geç kendi yaşamını sona erdiriyor.
İlk insanlarda ortalama yaşam süresi 20 yıl civarındaydı. Bu rakam günümüzde gelişen teknoloji ve iyileşen yaşam koşulları sayesinde 70'e ulaştı. ABD'nin tanınmış okullarından California Üniversitesi'nden Profesör Dr. Leonard Hayflick, "Bilim bir gün bütün hastalıkların tedavisini bulsa dahi insan ömrüne en fazla 15 yıl ekleyebilir" diye konuşuyor. "Nasıl ve Neden Yaşlanıyoruz" adlı kitabın yazarı olan Prof. Hayflick, kaza ve organların yaşlanmasının günün birinde mutlaka başlayacağını ve insanların en fazla 125 yaşına kadar yaşayabileceğini belirtiyor.

İŞİN SIRRI SAĞLIKLI BESLENMEK
Kimi bilimadamları ise yaşlanmanın hücrelerin kırılmaya başlamasıyla geldiğini, bunun nedeni bulunursa çok daha uzun süre yaşanabileceğini söylüyor. Buna karşılık hücreleri bir anlamda ölümsüzleştirmek, onların sonsuza dek sürekli bölünüp çoğalmaları anlamına gelebilir. Bu da beraberinde kanser dahil birçok hastalığı getirebilir. Prof. Hayflick, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin işin sırrını şöyle açıklıyor: Uzun yaşamın sırrı sadece bilimde değil sağlıklı beslenme ve yaşam koşullarıyla birlikte spor yapmakta gizli...

Çocukları obezlikten nasıl kurtarırsınız?
Abur cubur yiyecekler, her geçen gün aşırı kilolu, obez çocukların sayısını artırıyor. Beslenme ve çocuk sağlığı uzmanları, çocukların obezliğe küçük yaşta yakalandıklarını belirterek anne ve babaları uyarıyor: "İşe, 'tabağındaki yemeği mutlaka bitir' kuralını bir kenara bırakarak başlayın!" ABD'deki Penn Üniversitesi çocuk sağlığı uzmanlarından Dr. Leann Birch, "Bu kural, çocuklarda doymalarına rağmen yeme alışkanlığını getiriyor. Bu da obezliğe götürüyor" diye konuşuyor. Çok sağlıklı bir yemeği çocuklara yedirmenin yolu ise ödüllendirmekten geçiyor: "Eğer çocuğunuz çok sağlıklı bir yiyeceği yemiyorsa, yaptığı bir şeyden ötürü ona ödül olarak bu yemeği verin. Küçük yaşta buna alıştırırsanız, ödüllendirilmek hoşuna gidecek ve bu yemekleri tercih edecektir. Her seferinde farklı bir ödül yemek verin..."

İnsan Yaşamında Egzersizin Önemi
Düzenli egzersizin, bedenin işlevsel kapasitesini artırıp devam ettirdiği ve yapıları bozulmaya karşı koruduğu belirtildi.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Afşin Meslek Yüksekokulu Beden Eğitimi Okutmanı İrfan Marangoz, "Egzersizin Günümüzdeki Önemi" konulu incelemesinde, günümüz teknolojisinin getirdiği yaşam ve düşünme biçimlerinin, insan hareketliliğini kısıtladığını kaydetti.

Yürümek ve hareket etmek için yaratılmış organların, motorlu taşıtların aldatıcı cazibesiyle uyuşukluk ve tembelliğe alıştıtırılmıştır. Günümüzde insanların faaliyetleri asansör, yürüyen merdiven ve otomobiller, adeta yürümeyi unutup hareketsiz duruma gelinmiştir. Teknoloji ilerledikçe egzersiz ihtiyacı önem kazanmıştır..
Egzersizin insanı zinde tuttuğunu, bunun solunumla oksijen alıp vermenin daha düzenli duruma gelmesi ve insanı disipline alıştırmasından kaynaklandığını vurgulayan Marangoz, şöyle devam etti: "Egzersiz, yaşlanma ve hareketsizlikle ortaya çıkan bozulma ve yıpranmalara karşı supap görevi üstlenir.
Düzenli ve yeterli derecede kullanılmayan kas ve eklemler zamanla esneklik ve hareket yeteneklerini kaybederler. Kaslar gevşeyip zayıflar, kan damarları elastikiyetlerini kaybeder ve eklemler sertleşir. Hareketsiz bedenle aşırı bir faaliyet yapılırsa, bu fazla aktiviteye karşı yetersiz kas gücüyle karşılık verildiği için çabuk yorulma, kalp atışında hızlanma, halsizlik ve solunum sıkıntısı olur. Kasları güçlendirmek, eklem esnekliğini kazandırmak ve şişmanlığa yol açan fazla enerjiyi harcamak için en az 1 kez olmak üzere her gün düzenli egzersiz yapılması gerekir."

EGZERSİZİN NEDENLERİ
Egzersiz yapılması durumunda kan dolaşımının hızlanacağını, vücudun canlı ve dengeli kalacağını, kas kuvveti ve direnci ile kasların kasılma gücü ve hızının artacağını ve bedenin bütünüyle güçleneceğini belirten Marangoz, şu değerlendirmeyi yaptı: "İnsanlar, fiziki görüntüsü ve şeklini beğenilir kılmak, sağlığını devam ettirmek veya iyileştirmek, başarı hissini tatmak, duvarlar arasından çıkıp doğayla bütünleşebilmek, eğlenmek, stres atmak, kilo vermek ve kilosunu kontrol altında tutmak gibi nedenlerle egzersiz yapma ihtiyacı hissederler. Ancak bireyler, yaşlarına ve sağlıklarına göre aktif, pasif ve direnç hareketleri egzersizleri tercih etmeli. Egzersiz, yaşamın olmazsa olmaz olgularından birisi haline gelmiştir.
Araştırmalara göre 50 yaş üzerinde olan ve egzersiz yapmayanların yüzde 80'inde beyin enfarktüsleri olurken, 50 yaş üzerinde yürüyüş gibi düzenli egzersiz yapanlarda bu oluşum yüzde 7 olarak bildirilmiştir."
Marangoz araştırmaların, egzersizin iktidarsızlığı azalttığını, kemik yoğunluğu için kalsiyumdan daha önemli olduğunu ortaya koyduğuna da işaret etti.
Spor Felç Riskini Azaltıyor

Amerikalı bilim adamları yaptıkları araştırmalarda, koşu ve egzersizin felç riskinin azalmasında etkili olabildiğini saptadı.
Yapılan araştırmada, egzersizin damar sağlığını korurken, kalp ve beyine giden damarlardaki pıhtılaşmayı da önlediği ortaya çıktı.
Yapılan denemeler sonucunda, orta derecede spor yapan deneklerde risk, hafif spor yapan deneklere göre yüzde 63 daha az bulundu.
Araştırmacılar, orta derecede spor yapmak için haftada 3 veya 5 kez, 20 ile 40 dakika arasında koşmanın yeterli olduğunu vurguluyorlar.

Kalp krizi ve felcin, yüksek kan basıncı, şişmanlık ve şeker hastalığından kaynaklandığına dikkati çeken araştırmacılar, daha önceki araştırmalarda, normal olarak yürüyüş yapanların felç riskini ve kalp hastalıklarından kaynaklanan ölümü azaltabildiğini belirttiler.Sırt ve Boyun Ağrısına Dikkat!

Sırt ve boyunda etkili olan ve tıp literatüründe ''Fibromiyalji'' adı verilen romatizmal hastalıkların, 30-50 yaş arası her 100 kadının 12'sinde görüldüğü bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kamil Göncü, yaygın ağrıyla belirti veren ve kasları etkileyen bir romatizmal hastalık olan ''Fibromiyalji''nin görülme sıklığı nedeniyle kadın hastalığı haline geldiğini söyledi.

Hastalığın nedeninin kesin olarak bilinmemekle birlikte, uykusuzluk, hatalı duruş ve ağır çalışma koşullarından kaynaklanmaktadır. Fibromiyaljinin en önemli belirtilerinden biri ağrıdır.
Hastalar yaygın ve sıklıkla boyun ile sırt ağrılarıyla sabahları yorgun uyanmaktan, bitkinlikten, kol ve bacaklarda şişlik hissinden, baş ağrısından yakınmaktadırlar.
Hastalıkla birlikte karın ağrısı, kabızlık, ishal atakları, idrar yakınmaları, cilt hassasiyeti, depresyon veya sıkıntı gibi belirtiler de artış gösterir.

Yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etki oluşturan ve iş verimini de önemli ölçüde düşüren hastalığın tanısında özel bir laboratuar testi bulunmadığı için teşhiste güçlük çekilmektedir.
Ağrı kesici ilaçlar çoğu zaman yeterli olmamaktadır, bu nedenle de egzersiz ve hastanın eğitimi tedavide birinci koşulu oluşturmalıdır.

Sırt Ağrılarına Karşı Egzersiz
Sırt ağrılarını azaltmak için egzersiz yapmanın faydalı olacağı bildirildi. Karın kaslarını, bacakları ve sırtı gerginleştirmek suretiyle yapılan orta dereceli bir egzersizin sırt ağrılarını azaltacağı belirtildi.
Sırt ağrısına neyin sebep olduğu tespit edilerek buna göre egzersiz yapılmasını tavsiye eden uzmanlar, bir takım sırt ağrılarının tıbbi müdahale olmadan tedavi edilemeyeceğini ifade etti. Uzmanlar, doğru egzersiz ile birçok sırt ağrısının rahatlıkla azaltılabileceğini ancak egzersiz öncesi kişinin kendini bir denemesi gerektiğini belirtti.

"Eğer karın kaslarınız sıkıysa egzersiz yapmadan önce ılık bir duş alın. Bol giysiler giyin ve ayakkabısız egzersiz yapın. Kendinizi kötü hissettiyseniz, sırt ağrınız fazlalaştıysa egzersizi kesin" diyen uzmanlar, herhangi bir terslik olmaması durumunda şu egzersiz önerilerinde bulundular:

- Dizlerinizi teker teker göğsünüze çekin: Bu hareketin amacı, sırtı ve kasları germektir. Sırt üstü uzanın. Bir dizinizi sırtınızın iyice gerildiğinden emin olana dek göğsünüzde gergin tutun. Aynı hareketi diğer dizinizle de yapıp sırtınızı rahatlatın. 3-5 saniye aralıklarla dizlerinizi değiştirin. Her bir diz için 5'er kere tekrarlayın.

- İki dizinizi birden sırtınıza doğru çekin: Bu hareketin amacı sırtınızı germek ve baskıyı dağıtmaktır. Sırtüstü uzanarak iki dizinizi birden çekin. Kollarınızı dizlerinizde birleştirin ve sırtınızı tamamen gerdiğinizi düşünene kadar o şekilde tutun. 3-5 saniye bu şekilde kalın ve 5 kez tekrarlayın.

- Kalça kemiğinizi hareket ettirin: Bu hareketin amacı ise karın ve sırt kaslarınız germektir. Yere sırtüstü uzanın ve bacaklarınız bitişik olsun. Yere paralel hareket etmeye çalışın. Beliniz üzerinde dönün. Belinizi hareket ettirerek sağa-sola 5'er kez yapın.

- Yere doğru belinizi eğin: Sırtınızı ve karnınızı destekle germek amacıyla yapılan bu harekette iki ayağınızı omuz genişliğinde açın ve ellerinizi parmak uçlarınıza değdirin. Bedeniniz gergin hissedene kadar o şekilde kalın. Bu hareketi 15-30 sn. süreyle yapın. 3-5 sefer bunu tekrarlayın.

- Belinizi gererek eğilip kalkın: Bu hareketin amacı kaslarınızı kuvvetlendirmek ve sırtınızı germektir. Ayaklarınızı omuz genişliğinde açın ve eğilip kalkın. Bunu 10-15 kez tekrarlayın.

-Bacaklarınızı sağa sola açarak gerin: Bu hareketin amacı sırtınızı ve bacaklarınızı rahatlatmaktır. Yan olarak yere uzanın. Bacaklarınızı yukarıya açıp indirin. Bunu her iki bacağınıza da 10-15 kez uygulayın.

Nerede Hareket Orada Bereket
Sağlıklı olmak için hasta olmamak yetmiyor. 'Wellness' denilen yeni sağlık tanımına göre, fit bir vücut daha sağlıklı ve uzun yaşıyor.

Günümüzde artık sağlıklı olmanın anlamı eskiye oranla farklı.
Şimdi fiziksel, zihinsel, sosyal, entelektüel ve ruhi görünüm bütünlüğü gerekiyor.
Dengeli bir beslenme ve sağlıklı bir yaşam sağlayan egzersiz.
Uzmanlar, haftada üç kez sadece 20 dakika egzersiz yapanların daha iyi bir beden ve beyine ulaştıklarını söylüyorlar.
üzenli olarak yapılan egzersiz sayesinde zihinsel ve cinsel performans kadar düşünme yeteneği de gelişiyor.

Endişelerden ve kuruntulardan arınan kişinin kendine saygısı artıyor, rahat ve kesintisiz uyku uyumaya başlıyor.

Koşan Kazanıyor..!
Bilim adamları, koşunun en fazla kas grubunu çalıştıran spor ve en sağlıklı egzersiz türü olduğunu belirttiler.
Münster kentinde görevli Profesör Dieter Jütting, Alman Haber Ajansı DPA'ya yaptığı açıklamada, koşunun aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendirdiğini söyledi.
Koşarken dikkat edilmesi gereken hususun hız olduğunu belirten Jütting, insanların kondisyonlarına göre ya da yavaş koştukları takdirde, vücuttaki ''öldürücü hücrelerin'' faaliyete geçtiğini ve zararlı hücrelere karşı mücadele ettiğini kaydetti.
Koşarken stres de atıldığını söyleyen Jütting, ''spor yapan insan, kendisi için iyi bir şey yaptığını düşünerek, kendini iyi hisseder'' dedi.
Mutluluk hormonlarının (endorfinler) bir saat koşudan sonra salgılandığını kaydeden Jütting, kilo problemi olan insanlara haftada 3-4 kez birer saat yavaş tempoda koşmayı önerdi.
Son düzenleyen Safi; 12 Temmuz 2018 02:45

Benzer Konular

6 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
12 Kasım 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
16 Ekim 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
24 Şubat 2013 / Misafir Soru-Cevap