Arama

Varis nedir, nasıl tedavi edilir?

Güncelleme: 26 Kasım 2016 Gösterim: 23.225 Cevap: 1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
30 Ocak 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Variz Hastalığının Tedavisi Nedir?
Son düzenleyen Safi; 25 Kasım 2016 23:27
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
26 Kasım 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Varis nedir ve sıklığı nedir?


Varis bacak toplardamarlarının genişlemesi, uzaması ve büklümlü hale gelmesi olarak tanımlanır. Antik Yunan döneminden bu yana bilinmekte olan bir hastalıktır. 2500 yıl önce yapılan bazı heykellerde varisler çok belirgin olarak gösterilmiştir. Varis ile ilgili diğer ilginç bir özellik doğada yalnızca insanlarda görülmesidir. Diğer hiçbir memeli türünde saptanmamıştır. Ülkemizde sağlıklı istatistikler bulunmadığından tam sıklığını bilmiyoruz. Ancak batı toplumumunda % 10-20 gibi yüksek oranda görülmektedir. Buradan yola çıkılarak Türkiye’de 5 milyon bireyde değişik derecelerde varis olduğu öngörülebilir. Kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Yaşla birlikte varis görülme olasılığı çok artmaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar

Tedavi:


Yakınması az olan hastalar veya cerrahi riski yüksek olan hastalara varis çorabı önerilir. Ayrıca varisten korunmak içinde kullanılmaları uygundur. Varislerin yerleşimine göre dizaltı, dizüstü veya külotlu varis çorapları önerilmektedir. Ancak hastalar en kolay dizaltı varis çoraplarını kullanabilmektedir. Hafif, orta, yüksek ve çok yüksek basınç uygulayan varis çorapları mevcuttur. Korunma amacıyla hafif basınçlı çoraplar yeterlidir. Ancak varisleri ve şişliği olan hastalar daha yüksek basınç basınçlı çorapları giymelidir.

Varis çorabı pek çok kişi tarafından yanlış kullanılmaktadır. Varis çorabı hastanın toplardamarlarının en boş olduğu aşamada giyilmelidir. Öncelikle hasta yatağa yatmalı ve bacağını 5-10 dakika yukarı kaldırmalıdır. Ardından varis çorabını giymelidir. Gün içinde ayakta kaldığı süre içinde varis çorabı ile dolaşmalıdır. Gece yatarken çorabın giyilmesi gerekli değildir.

Tedavi gerekliliği ve tipi hastaya göre değişir. Genç bir bayanda görüntü bozukluğuna yol açan küçük bir varis tedavi edilebileceği gibi, yaşlı hastalarda daha yaygın varisler basınçlı çorap ile yaşam boyu izlenebilir. Genelde bireyi rahatsız edici görüntü bozukluğu, ağrı ve şişliğe yol açan varisler tedavi edilmelidir. İleri derece varisler özellikle ciltte renk değişikliği ve yara varsa mutlaka tedavi edilmelidir.

Tedavi seçenekleri:


Varis tedavisinde 2 ayrı sorun birlikte giderilmelidir. Dıştan görülebilen varisler tedavi edilmeli, ancak belki bundan daha önemli olan altta yatan ve toplardamar içindeki basıncın artmasına yol açan sorunun giderilmesidir. Böylece hastanın görüntü sorunu giderildiği gibi ağrı ve bacakta şişme yakınlaraı düzelecektir. Belki de en önemlisi hastaların temel kuşkusu olan varislerin tekrarlama olasılığı en aza indirilecektir.

Skleroterapi (iğne tedavisi):


Bacaktaki varislerin içine çok ince iğneler ile bir madde verilerek toplardamarın tıkanmasıdır. Orta ve büyük çaplı damarlarda başarı şansı düşük olduğundan önerilmemektedir. Çapı 1-3 mm civarında olan varislerde kullanılabilir . Uygulanan venin çapı arttıkça yöntemin başarısı azalmaktadır. Köpükle yapılan skleroterapi son 10-15 yıl içinde İspanya dan popüler hale gelmiş ve son zamanlarda bazı Batı Avrupa ülkelerinde de uygulanmaya başlanmıştır. Bu girişim muayenehane veya poliklinik koşullarında yapılmaktadır. Her seansta belli bir alan yapılmakta ve belirli aralıklarla hasta çağırılarak tedavi tamamlanmaktadır. Hasta girişim sonrası yürüyerek evine gidebilmekte, araba kullanabilmektedir. Girişim sonrası 3-5 gün arasında varis çorabı giyilmesi önerilmektedir. Başarı oranı yüksektir. Yan etkiler nadir olsa da görülebilir. Allerjik reaksiyon son derece nadirdir. Verilen ilacın damar dışına sızması renk değişikliğine yol açabilir. Tedavi sonrası bu bölgede oluşan morluklar ve şişlikler geçicidir.

Lazer tedavisi


Lazer teknolojisi varis tedavisinde son 5 yıldır gittikçe artan yaygınlıkta kullanılmaktadır. Cildin dışından verilen lazer ışınları ile çapı 1 mm altında olan toplardamar genişlemeleri yok edilebilir . Ancak daha geniş çaplı damarlar cilt dışından lazer ile tedavi edilmemelidir. Damarı kapatmak için gereken yüksek enerji ciltte yanıklara, renk değişikliğine ve parşömen gibi değişikliklere yol açabilir.

Günümüzde tüm dünyada en popüler tedavi büyük varislerin içten lazer ile kapatılmasıdır . Bu girişim eskiden hemen daima cerrahi tedavi gerektiren hastalarda rahatlıkla kullanılabilmektedir. İşlem sırasında öncelikle bir iğne ile damarın içine girilmektedir. Ardından Doppler ultrason denen bir cihaz kılavuzluğunda öncü tel damarda uygun yere yerleştirilmektedir (resim 8). Ardından lazer ışığını damar duvarına verecek olan ince tüp damar içinde ilerletilmektedir. Son olarak lazer kaynağı çalıştırılarak kontrollü olarak damarın içten tıkanması sağlanmaktadır . Bu yöntem önemli avantajlara sahiptir. Öncelikle lokal anestezi altında yapılabilmektedir. İşlem ortalama 30 dakika-1 saat sürmekte, hasta 1-2 saat dinlendikten sonra yürüyerek evine gönderilmektedir. İşlem sonrası hareketlerinde herhangi bir kısıtlama gerekmemektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde heryıl onbinlerce hasta bu yöntem ile tedavi edilmektedir. Girişimin başarı oranı %98 civarındadır. Bu yöntem varis yakınması olan olguların % 70’ine uygulanabilmektedir. Başarı için iyi hasta seçimi çok önemlidir.

İşlemin komplikasyonları nadirdir. Olguların %20’sinde bacakta geçici morluk oluşabilir. Yöntemin önemli dezavantajı maliyettir. Kullanılan lazer tüpleri tek kullanımlık olup herbiri 400 dolar civarındadır. Günümüzde bu teknoloji ülkemizde tarafımızdan yaygın olarak uygulanmaktadır.

Lazere benzer şekilde damarın içten kapatılmasını sağlayan diğer bir yöntem ses dalgalarının kullanılmasıdır. Bu girişimin uygulanması lazer ile aynıdır. Tek fark lazer enerjisi yerine ses dalgaları kullanılarak tıkanma sağlanmasıdır. Bu yöntemde lokal anestezi altında yapılmakta ve hasta girişim sonrası evine gönderilebilmektedir.

Cerrahi tedavi


Burada amaç dıştan görülen varislerin çıkartılmasının yanısıra toplardamarların içinde yüksek basınca yol açan, ve hemen daima kasık bölgesindeki kapakçıkların yol açtığı yetersizliğin giderilmesidir. Bu yetersizlik giderilmezse hastaların yakınmaları süregelecek ve varisler kısa zamanda tekrarlayacaktır. Hastaların ameliyat öncesinde Doppler ultrason ile incelenmesi bu nedenle çok önemlidir. Eskiden ayak bileğinden kasığa kadar tüm toplardamar bir tel yardımı ile soyulmakta idi. Bu girişim artık son derece nadiren kullanılmaktadır. Çünkü diz altındaki ana yüzeysel toplardamarın kendisinde varis gelişme olasılığı azdır . Bu damar ileride yapılabilecek kalpte bir bypass operasyonu için gereklidir ve olabildiğince korunmalıdır. İdeal tedavi lazer veya ses dalgası enerjisi kullanarak kasık-diz arasındaki sorunu gidermek ve kalan yan dal varislerini bölgesel olarak çıkartmaktadır.

Hastada kapak yetersizliği yoksa tek gerekli olan genişlemiş varis yumaklarını üzerlerine yapılan küçük cilt kesileri ile çıkartmakdır. Bunlar cildin doğal çizgilerine paralel olarak yapılan 2-3 mm uzunlukta kesilerdir ve çoğu zaman dikiş gerektirmeden iyileşmektedir . Bu nedenle ameliyat sonrası iz kalmamaktadır. Girişim yan dal varislerin çokluğuna ve hastanın isteğine bağlı olarak genel anestezi veya lokal anestezi altında yapılabilmektedir. Hasta genelde hastanede kalmamakta ve aynı gün ayağa kalkıp evine gidebilmektedir. 3-4 gün dinlenme önerilmekte ancak kesin yatak istirahati gerekmemektedir. 1-2 hafta varis çorabı önerilmektedir.

DEVAMI
Varis Hastalığı
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

3 Ocak 2013 / Ziyaretçi Tıp Bilimleri
22 Eylül 2013 / metincorlu Soru-Cevap
12 Ocak 2016 / MaKaLeLe Sağlıklı Yaşam
5 Aralık 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
30 Ekim 2015 / gencosamsun Tıp Bilimleri