Arama

Türk halk hikayelerinin genel özellikleri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 27 Kasım 2018 Gösterim: 68.191 Cevap: 3
turkua4z - avatarı
turkua4z
Ziyaretçi
1 Mart 2009       Mesaj #1
turkua4z - avatarı
Ziyaretçi
Türk halk hikayelerinin genel özellikleri nelerdir?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
HALK HİKAYESİ
Hikaye türünün en eski örnekleri olan ve destandan modern hikayeye geçişi sağlayan anonim eserlerdir.Başka bir deyimle Türk Edebiyatı içinde 16. asırdan itibaren dörülmeye başlanan genellikle aşıklar tarafından nazım nesir karışık ifadeyle dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile intikal eden yer yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdir.Türk Edebiyatında bu özelliğe sahip ilk örnek ''Dede Korkut Hikayeleridir.''
Sponsorlu Bağlantılar

ÖZELLİKLERİ
1)Genellikle aşk konularının işlendiği halk hikayelerinde kahramanlık ve dini konularda zaman zaman işlenmitir.
2)Anlatılan ilişkiler,fertler ve halk tabakaları arasında cereyan olur.
3)Olağanüstü özellikler epeyce azalmıştır.Destandan romana geçiş aşamasıdır.
4)Halk hikayeleri aşıklar tarafından kahvelerde ve düğünlerde erkeklere hitap etmiştir.

DEVAMI Halk Hikayesi
Son düzenleyen Safi; 27 Kasım 2018 19:22
SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
1 Mart 2009       Mesaj #2
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Türk hikâyeleri, şu dört ana grupta değerlendirilir:
  1. "Serim, düğüm, çözüm" bölümlerinin düzenli olduğu hikâyeler. Ömer Seyfettin, Samet AĞAOĞLU, Haldun TANER, Oktay AKBAL, Mustafa KUTLU' nun hikâyeleri bu grup içindedir (Maupassant Biçimi)
  2. İstanbul'da yaşayan insanların özel hayat ve özelliklerini veren hikâyeler. Hüseyin Rahmi GÜRPINAR, Ahmet Rasim, Osman Cemal KAYGILI, Sermet Muhtar ALUS'un hikâyeleri bu grup içindedir. (Maupassant Biçimi)
  3. "Serim, düğüm, çözüm" bölümlerine önem vermeyen, olayın herhangi bir yerinden başlayan hikâyeler. Memduh Şevket ESENDAL, Sait Faik ABASIYANIK, Tarık BUĞRA, Sevinç ÇOKUM gibi yazarlarımız bu gruptandır. (Kısmen, Çehov Biçimi)
  4. Varoluş çizgisinde oluşturulmuş, aydın bunalımı ve çaresizliği anlatan soyut hikâyeler. Bu tür hikâyeler, ülkemizde 1955'ten sonra görüldü. Hikâyelerde, hiç bir toplum kaygısı görülmez. Aydın bunalımının nedenleri yansıtılır. Sanat adı altında çoğu zaman "müstehcen"e kaçan konulara yer verilir. Hikâyecilik, sanattan ayrılmış ve ideolojiye kaydırılmıştır. Bu grupta hikâye yazan yazarlarımızın başında ise; Yusuf ATILGAN, Demirtaş CEYHUN, Ferit EDGÜ ve Erdal ÖZ gelmektedir.
Hikayenin Unsurları
Sponsorlu Bağlantılar
1) OLAY: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur
2) KİŞİLER: Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan insanlardır.
3) YER: Olayın yaşandığı çevre veya mekândır.
4) ZAMAN : Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da gündür.
5) DİL VE ANLATIM : Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır.
Anlatım ise: iki şekilde olur Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan anlatım “hikâyede birinci kişili anlatım” ; yazarın ağzından anlatılanlar “hikâyede üçüncü kişili anlatım”
Son düzenleyen Safi; 27 Kasım 2018 19:32
asasd - avatarı
asasd
Ziyaretçi
9 Mayıs 2009       Mesaj #3
asasd - avatarı
Ziyaretçi
Hikaye türünün en eski örnekleri olan ve destandan modern hikayeye geçişi sağlayan anonim eserlerdir. Başka bir tanım yapacak olursak Türk edebiyatı verimleri içinde 16.asırdan itibaren görülmeye başlanan genellikle aşıklar tarafından nazım-nesir karışık bir ifade tarzı ile dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile intikal eden yer yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdir.

GENEL ÖZELLİKLERİ
Türk edebiyatında bu özelliğe sahip ilk örnek Dede Korkut Hikayeleridir. Genellikle aşk konusunun işlendiği halk hikayelerinde zaman zaman kahramanlık konularıyla dini konuların işlendiği de görülmüştür. Nazım- nesir karışık olarak anlatılan bu hikayelerin gelişip yayılmasında saz şairlerinin önemli bir fonksiyonu vardır. Pertev Naili Boratav’ın ‘belki eskiden destanların üzerine almış yeni ve orijinal bir nevin mahsulleri diye nitelendirdiği hikayeler destanlardan; mutlaka tarihi bir vakaya dayanmaması nazım-nesir karışık oluşu ve zamanla nesir kısmının ağırlık kazanması şahısların ve olayların anlatımında takınılan gerçekçi tavır kahramanlıktan çok aşk maceralarına yer verilmesi destanlarda yer alan olaylar kesin bir sonla bitmediği halde halk hikayelerinde kesin bir sonun bulunmaması halk hikayelerinde söz konusu edilen olayların ve kişilerin oldukça azalması toplum karşısında anlatılmaları hikayedeki manzum kısımların genellikle saz eşliğinde dile getirilmesi değişik bir anlatılma üslup ve geleneğinin olması belli yerlerinde tekerleme adı verilen belli söz kalıplarının bulunması gibi hususlarda ayrılmaktadır.

Ayrıca destanlar belli bir daire teşkil ederler. Hikayelerde özellikle aşk maceralarını işleyenlerde böyle bir daire söz konusu değildir. Hikayenin kahramanı aşık olur sevgilisine kavuşma yolunda çeşitli maceralara girer sonunda kavuşur veya kavuşamaz ama hikaye de orada biter. Destanlarda böyle kesin bir son mevcut değildir. Destanlara en yakın duran Köroğlu ve Dede Korkut Hikayeleri’nde böyle bir tesir görülmektedir.

Halk hikayelerinde anlatılan ilişkiler toplum içi olup fertler ve tabakalar arasında cereyan eder. Hikayelerde olağanüstü özellikler epeyce azalmıştır. Halk hikayeleri Boratav’a göre destandan romana geçiştir. Hikayeler masallara göre oldukça uzundur. Özellikle koşma şeklinde söylenen şiirler duyguyu yoğunlaştırmaya yarar. Halk hikayeleri daha çok aşıklar tarafından kahvelerde düğün ve benzeri toplantılarda erkeklere hitap eder. Halk hikayelerinin destan döneminin kapanmasından sonra ortaya çıktığı kanaati yaygındır. Nitekim Türk edebiyatında halk hikayelerinin en eski örneği sayılan Dede Korkut Hikayeleri de destandan halk hikayeciliğine geçiş dönemi ürünü olarak kabul edilmektedir.10. yy’ dan itibaren halk hikayelerinin belki de destandan boşalan yeri doldurmak üzere ortaya çıktığı söylenebilir.

Aşk ve kahramanlık konularının çokça işlendiği halk hikayelerinin gerçek hayat olaylarından ayrılan kendilerine göre bir mantık örgüsü vardır. Bu mantık idealist ölçüler göre şekillenmiş bir hayat anlayışını savunur. Bunun sonucu hikaye kahramanı idealist bir kişiliğe sahiptir. Son olarak şunu unutmamak gerekir ki; kendi içinde tutarlı bir mantığa dayanmak şartıyla halk hikayelerinde olmayacak şey yoktur.

DEVAMI Halk Hikayesi
Son düzenleyen Safi; 27 Kasım 2018 19:34
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mayıs 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
HALK HİKAYESİ
Hikaye türünün en eski örnekleri olan ve destandan modern hikayeye geçişi sağlayan anonim eserlerdir.Başka bir deyimle Türk Edebiyatı içinde 16. asırdan itibaren dörülmeye başlanan genellikle aşıklar tarafından nazım nesir karışık ifadeyle dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile intikal eden yer yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdir.Türk Edebiyatında bu özelliğe sahip ilk örnek ''Dede Korkut Hikayeleridir.''

ÖZELLİKLERİ
1)Genellikle aşk konularının işlendiği halk hikayelerinde kahramanlık ve dini konularda zaman zaman işlenmitir.
2)Anlatılan ilişkiler,fertler ve halk tabakaları arasında cereyan olur.
3)Olağanüstü özellikler epeyce azalmıştır.Destandan romana geçiş aşamasıdır.
4)Halk hikayeleri aşıklar tarafından kahvelerde ve düğünlerde erkeklere hitap etmiştir.

DEVAMI Halk Hikayesi
Son düzenleyen Safi; 27 Kasım 2018 19:44

Benzer Konular

8 Ekim 2012 / Ziyaretçi Cevaplanmış
3 Nisan 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Nisan 2013 / Misafir Soru-Cevap
10 Kasım 2009 / Ziyaretçi Cevaplanmış
27 Eylül 2011 / Misafir Soru-Cevap