Arama

Mani örnekleri verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 5 Aralık 2016 Gösterim: 31.900 Cevap: 9
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mani örnekleri verir misiniz?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
MANİ
Türk halk edebiyatında koşma ile birlikte şiirde iki ana biçimden biridir. Halkın ortak ürünü olan, yaratıcılarının adları bilin­meyen mâniler genellikle yedi heceli dört dizeden (dörtlük, kıta) oluşur. Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklıdır (a-a-x-a). 5, 6, 7, 8, 10, 14 dizeli ve dizeleri 5, 8 ya da 11 heceli mâniler de vardır.
Sponsorlu Bağlantılar

Mâni Anadolu'nun çeşitli yörelerinde deği­şik adlarla bilindiği gibi, Anadolu dışında da mâne, bayatı, hoyrat gibi adlarla anılır. Mâni sözcüğünün kökeni kesin olarak bilinmemek­le birlikte bu sözcüğün "mâna" (anlam) söz­cüğünden türediği görüşü yaygındır.

Mâniler genellikle düğün, askere gitme, bayram, niyet çekme ya da tutma, çalışma, sevgi gibi bir durum söz konusu olduğunda söylenir. Böylece ortam ve duruma göre niyet mânileri, çalışma ya da iş sırasında söylenen mâniler, atışma mânileri, semai kahvelerinde söylenen mâniler, düğünlerde söylenen mâni­ler, bekçi ve ramazan davulcularının mânileri, âşıkların ve halk hikayecilerinin mânileri gibi bölümlere ayrılır.

DEVAMI Mâni

ağaçta kestane
dökülür tane tane
benim bir arkadaşım var
dünyada bir tane

Denizin dibi mildir
Beni söyleten dildir
Mahalleler ayrı ama
Gönüller yine birdir

Ayakkabımın izi
Tarlaya çektim çizi
Yar öğretmen, ben terzi
Çekemiyorlar bizi

İn dereye dereye
İnemeyen atlasın
Yârimle ikimizi
Çekemeyen çatlasın

Süt mavi kurdeleye
Ben altın takar mıyım?
Senin gibi çalgıcıya
Ben artık bakar mıyım?

İn dereye dereye
Dere çakıllı yârim
Gördüğüne gönül verdin
Gel geç akıllı yârim

İn dereye dereye
Dere sana ırak mı?
Her gün her gün tarlaya
Sen babana çırak mı?

Tarladadır ıspanak
Kökündedir köstebek
Görülmemiş be yârim
İki kız birden istemek
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:25
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Eylül 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dereler akar akar
Karışır denizlere
Sponsorlu Bağlantılar
Kurşunlara diz yârim
Verme beni ellere

Kolumdaki saati
Yediye kuruyorum
Hiç üzülme sen yârim
Sözümde duruyorum

Mendil versem almazsın
Sen mendilsiz kalmazsın
Sigaranı yakayım
Sana zahmet olmasın

Bahçe kapısı kilitli
İttirdim açamadım
Anneme duyurmuşlar
Çıktım da kaçamadım

Derede incir ağacı
Tadı zehirden acı
İçme dedim şarabı
Dedi sevda ilacı

Bahçede örümceğim
Ben sana görümceyim
Başkasına bakarsan
Ağabeyime söyleyeceğim
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 23:01
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Eylül 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dere boyu gidelim
Koyun kuzu güdelim
Sennen beni görmüşler
İnkâr bayrım edelim

Ak koyun kuzusuna
Gün tutmuş postusuna
Ne desen de ağlasam
Arnımın yazısına

Tren gelir öterek
Kömürünü dökerek
Ben anamdan ayrıldım
Gözüm yaşım dökerek

Tut yedim duttu beni
Yârim unuttu beni
Yarı yola varmadan
Hıçkırık tuttu beni

Ak tavuk aldın mı?
Kümese koymadın mı?
Kör olası gaynana
Sen gelin olmadın mı?

Kapelesi ketenden
Yârim indi trenden
Boynuna sarılayım
Gülünü incelmeden

Kayalar yarılmasın
Yar bana darılmasın
Yar bana darılıp da
Ellere sarılması

Çaya inesim geldi
Şeker yiyesim geldi
Ala gözlü ablamı
Gene göresim geldi
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:54
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Eylül 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Su serptim serin olsun
Mezarım derin olsun
Dünyada alamazsam
Ahrette benim olsun

Kiremit üstünde gezersin
İnci boncuk dizersin
Kusura bakmayın ama
Sen hepsinden güzelsin

Ne uyursun ne uyursun
Bu uykuyla ne bulursun
Al abdesti, kıl namazı
Cenneti alayı bulursun

Bağa girdim nar için
Dolaşırım yar için
Anneler kız büyütür
Delikanlılar için

İstanbul’a giderken
Sol tarafta hastane
Yârimin mektubunu
Eğlendirme postane

Davulumun ipi kaytan
Kalmadı sırtımda mintan
Verin ağalar bahşişimi
Sırtıma alayım mintan

Bağa gittim bağlama
Kara gözlüm ağlama
Ben buralı değilim
Bana gönül bağlama
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:55
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ekim 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yarımca’da saz olur
Gül açılır yaz olur
Ben yârime gül demem
Gülün ömrü az olur

Hereke’dir köyünüz
Buz gibidir suyunuz
Köyünüzü beğendim
Yok, mu bekâr kızınız

Harmanlardan geçiver
Ata yonca biçiver
İki tane yar olmaz
Birinden vazgeçiver

Dikenli’nin dağları
Üzüm yapmaz bağları
Üzüm yapsa bağları
Evlenir oğlanları

Karpuz kestim kan gibi
Uzadı urgan gibi
Yarımca kızları
Kınalı kurban gibi

Yarımca’da saz olur
Gül açılır yaz olur
Ben yârime gül demem
Gülün ömrü az olur

Kirazımız dalbastı
Dalları kiraz bastı
Delikanlı söz etti
Kızlar yüzünü astı

Bu kiraz budak budak
Olur, mu kiraz dudak
Yarımca’nın güzeli
Canımdır sana adak
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mani maniyeleyim mi
Bir mani söyleyeyim mi
İşaret et sevdiğim
Yanına geleyim mi

Cam altında ısırgan
Gavur musun Müslüman
Gel bir kerecik öpeyim
Vallahi bak ısırmam

Armudu taşlayalım
Dibinde kışlayalım
Sevdiğimi görünce
Maniye başlayalım

Bahçelerde pırasa
Yaprağına kar yağsa
Oğlanlar bekâr kalsa
Şu kızlara yalvarsa

Al giydim alsın diye
Mor giydim sarsın diye
İnadıma bakarım
Sen bana yarsın diye

Mendilimin ucuna
Sakız bağlarım sakız
Duyuyorum sevdiğim
Severmişsin başka kız

Pembe giyerim pembe
Pembe yakışır gence
İnsan bir hoş oluyor
Sevdiğini görünce

Kaşların karasına
Mim çekmiş arasına
Yari ilaç diyorlar
Kalbimin yarasına
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İn dereye dereye
İnemeyen atlasın
Yârimle ikimizi
Çekemeyen çatlasın

Suya giderim suya
Yârim arkamda mısın?
Ciddi olarak sevdim
Bilmem farkında mısın?

Kuyu dibinde kuyu
Uyu efendim uyu
Bana sarhoş diyorlar
İçtiğim üzüm suyu

Dere boyunda keklik
Kızlar giyer eteklik
Kızlarda iş var ama
Erkeklerde eşeklik

Yemenimin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Ben bulursam eşimi
Ben bilirim işimi

Kızılcıklar olur mu?
İçinde durulur mu?
Benim yârim talebe
Onunla dalga olur mu?

Dere boyunda dutlar
Dutlar kökünden patlar
Askerdeki yârime
Gölge olsun bulutlar
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:57
berat durmuş - avatarı
berat durmuş
Ziyaretçi
6 Nisan 2013       Mesaj #8
berat durmuş - avatarı
Ziyaretçi
Kasabın satırı var
Yanında yatırı var
Ben kasap olmazdım ya
Paranın hatırı var

Kuyudan su çekerim
Al bakıra dökerim
Daha yaşım küçük ama
Kara sevda çekerim

Dere boyu kavakları
Dökülür yaprakları
Yârim orada ben burada
Çınlasın kulakları

Bahçelerde sardunya
Sardunyayı kırdın ya
Beni beğenmiyordun
Nasıl bana kaldın ya

Yaza yaza yaz geldi
Mürekkebe zam geldi
Daha yazacaktım ama
Karakoç’a kiraz geldi

İndim dereye durdum
Dokuz güvercin vurdum
Dokuzunun içinde
Ben birine vuruldum

Hoca çıkmış mahalleye
Topluyor kaşıkları
Cennet istersen Hoca
Kavuştur aşıkları

Gide gide yoruldum
Sular gibi duruldum
Şu karşı ki oğlanın
Gözlerine vuruldum
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 22:58
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mart 2014       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
MANİ
Türk halk edebiyatında koşma ile birlikte şiirde iki ana biçimden biridir. Halkın ortak ürünü olan, yaratıcılarının adları bilin­meyen mâniler genellikle yedi heceli dört dizeden (dörtlük, kıta) oluşur. Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler uyaklıdır (a-a-x-a). 5, 6, 7, 8, 10, 14 dizeli ve dizeleri 5, 8 ya da 11 heceli mâniler de vardır.

Mâni Anadolu'nun çeşitli yörelerinde deği­şik adlarla bilindiği gibi, Anadolu dışında da mâne, bayatı, hoyrat gibi adlarla anılır. Mâni sözcüğünün kökeni kesin olarak bilinmemek­le birlikte bu sözcüğün "mâna" (anlam) söz­cüğünden türediği görüşü yaygındır.

Mâniler genellikle düğün, askere gitme, bayram, niyet çekme ya da tutma, çalışma, sevgi gibi bir durum söz konusu olduğunda söylenir. Böylece ortam ve duruma göre niyet mânileri, çalışma ya da iş sırasında söylenen mâniler, atışma mânileri, semai kahvelerinde söylenen mâniler, düğünlerde söylenen mâni­ler, bekçi ve ramazan davulcularının mânileri, âşıkların ve halk hikayecilerinin mânileri gibi bölümlere ayrılır.

DEVAMI Mâni

ağaçta kestane
dökülür tane tane
benim bir arkadaşım var
dünyada bir tane

Denizin dibi mildir
Beni söyleten dildir
Mahalleler ayrı ama
Gönüller yine birdir

Ayakkabımın izi
Tarlaya çektim çizi
Yar öğretmen, ben terzi
Çekemiyorlar bizi

İn dereye dereye
İnemeyen atlasın
Yârimle ikimizi
Çekemeyen çatlasın

Süt mavi kurdeleye
Ben altın takar mıyım?
Senin gibi çalgıcıya
Ben artık bakar mıyım?

İn dereye dereye
Dere çakıllı yârim
Gördüğüne gönül verdin
Gel geç akıllı yârim

İn dereye dereye
Dere sana ırak mı?
Her gün her gün tarlaya
Sen babana çırak mı?

Tarladadır ıspanak
Kökündedir köstebek
Görülmemiş be yârim
İki kız birden istemek
Son düzenleyen Safi; 5 Aralık 2016 23:02
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2016       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GELİNCE YAZ
OLMAZ AYAZ
NE OLURSUN
BİR MEKTUP YAZ

Benzer Konular

20 Şubat 2012 / Misafir Cevaplanmış
22 Mart 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Nisan 2012 / Misafir Soru-Cevap
1 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap