Arama

Karadeniz yöresine ait türküler ve hikayeleri nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Mart 2018 Gösterim: 55.936 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karadeniz yöresine ait türküler ve hikayeleri nedir?
EN İYİ CEVABI 13543 verdi
"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar"
Türküsü ve Hikayesi
Sponsorlu Bağlantılar

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür.

Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, ******* babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış.

Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür.

Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.

Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.
Son düzenleyen Safi; 29 Mart 2018 21:22
13543 - avatarı
13543
Ziyaretçi
10 Kasım 2011       Mesaj #2
13543 - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar"
Türküsü ve Hikayesi
Sponsorlu Bağlantılar

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür.

Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, ******* babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış.

Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür.

Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.

Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.
Son düzenleyen Safi; 29 Mart 2018 21:25
XMoodyX - avatarı
XMoodyX
Ziyaretçi
18 Ekim 2012       Mesaj #3
XMoodyX - avatarı
Ziyaretçi

Ha Buradan Aşağı


Ha buradan aşağı
Ben inemem inemem
Küçüceksin sevdiğim
Sözüne güvenemem
Ha burası ne bayır
Gülün dikenden ayır
Sevdalıktan öleni
Kayır Allah’ım kayır
Ha buradan aşağı
Buzlar sallanır buzlar
Erkekler asker oldu
Arzuhal verin kızlar
Al aşağı vur dizi
Baban duymasın bizi
Baban duyarsa bizi
Öldürür ikimizi
Al aşağı aşağı
Fistan kırmalarını
Beğenemedim gelin
Senin durmalarını
Vay vay demeye geldim
Kaymak yemeye geldim
Değil meramım kaymak
Yari görmeye geldim
Aynalıdır aynalı
Konak pencereleri
Verseler yari bana
Cumağı geceleri
Son düzenleyen Safi; 29 Mart 2018 21:25
IrResistibLe - avatarı
IrResistibLe
Ziyaretçi
12 Şubat 2013       Mesaj #4
IrResistibLe - avatarı
Ziyaretçi
Attım da vuramadım
Üç kurşun bir fidana
Pencereden yukarı
Kız al beni odana

Gece sabaha kadar
Pencereme vur da vur
Almayacağım seni
Öyle bekar dur da dur

Geceler oldu yarim
Saatin dördü yarim
Dillere destan oldu
Ayın ondördü yarim

O güzel gözlerinden
Kurumasın yaşların
Kalplerine sığındım
Gökte uçan kuşların
Son düzenleyen Safi; 29 Mart 2018 21:25
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ocak 2014       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz şarkısının hikayesi karadenizli bir eşkiyadan geldiği söylenir. hatta sinop kalesinden denize uçtuğu bile söylenir Msn Grin ayrıca müfreze kolu ve varilci oğlu tarafından pusuya düşürülerek öldürüldüğü rivayet edilir.
Asiye türküsü vardır ama hikayesini bilmemekteyim.
Eklemek gerekirse tabancamın sapını gülle donatacağım, çayeli, ve bilimum Kazım Koyuncu gibi karadenizle özdeşleşen sanatçılarımızın albümleri ve yaptığı çalışmalarda birçok türküyü bulabilirsiniz. Hikayeleri bence şarkıların sözlerinde vardır. Teşekkürler herkese...

Benzer Konular

28 Aralık 2012 / nurgül_ Cevaplanmış
28 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
30 Mart 2015 / Misafir Cevaplanmış
23 Ekim 2013 / mtntmz Cevaplanmış
21 Mayıs 2012 / Misafir Cevaplanmış