Arama

Karadeniz Bölgesi'nin su kaynakları nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 25 Şubat 2018 Gösterim: 9.314 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karadeniz Bölgesi'nin su kaynakları nelerdir?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi

Akarsu ve göller


Bölgenin en önemli akarsuları, Çoruh (Türkiye'nin en hızlı akışlı akarsuyudur), Yeşilırmak, Kızılırmak, Bartın(Üzerinde ulaşımın yapılabildiği tek akarsuyumuzdur) ve Yenice ( Filyos) çayları ile bir bölümü bölgede yer alan Sakarya'dır.
Sponsorlu Bağlantılar
Kaynağını dağ sıralarının denize dönük yamaçlarından alan akarsular bol yağış ve eğim nedeniyle, gürdür. Ancak küçük dereler halindedir.
Bölgede göller az ve küçüktür. Başlıcaları; Tortum, Sera, Abant ve Yedigöller (heylan set gölleri), Uzungöl (alüvyon set gölü)'dür.

DEVAMI Karadeniz Bölgesi - Genel Bilgi
Son düzenleyen Safi; 25 Şubat 2018 19:40
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
20 Aralık 2010       Mesaj #2
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
KARADENİZ BÖLGESİNDEKİ SULARIMIZ VE SULARIN YÖNETİMİ
21.yy da geçde olsa ülkemizde de suların akılcı kullanımı ve su kaynaklarının devamlılığı hususlarında yazılmaya vede konuşulmaya başlanılmış olması iyi bir gelişme olarak kabul edilmelidir.sularla ilgili bilim dallarında hizmet veren değerli akademik kadromuzun suların kullanımı yönetimi ve organizasyonu ile ilgili bilimsel çalışmaları bizlere ışık tutacak sağlıklı kararalar almamıza yardımcı olacaktır.
Sponsorlu Bağlantılar

Araştırmalarım sonucu İlk gördüğüm Su ürünleri fakülteleriyle ile devlet su işleri genel müdürlüğünün yaptığı çalışmalardı. Su ürünleri fakültelerimizde avlama yetiştiricilik işleme ve su ürünleri hastalıklarıyla ilgili ana konularda eğitim verilmektedir. bu fakültelerden mezun olanlarında su ürünleri mühendisi olmaktadırlar Bu konuda ikinci önemli kamu kuruluşumuz ise devlet su işleri genel müdürlüğü olup su dağıtımı ve hidroenerji konularında özetle su kaynaklarının planlaması yönetimi geliştirilmesi ve işletilmesinden sorumludur.bu bir an içimi rahatlattı ve 1954 yılında DSİ nin kurulmasını gerçekleştirerek sularımızın planlı işletilmesi hususunda ilk adımı atan o dönemlerdeki teknik ve idari kadroyu saygı ile yad ediyorum..Allah onlardan razı olsun.
Sularımızın yönetimi ve geliştirilmesi hususlarında yazarken su kirliliğinin artması, su kalitesinin azalması ve su kaybının önlenmesi yönünde atılacak adımlar kamuoyuyla paylaşılarak halkımızın bilinçlendirilmesi içim azami gayret gösterilmelidir.

Sularımızı bilimsel yanını değerli su bilimcilerimiz araştırmakta olup ben daha çok yaşamsal alanda yaşananların sular üzerindeki olumsuz etkilerine değinmek istiyorum..Karadeniz coğrafyasında suların büyük bir kısmı kültür Balıkçılığı ve içme suyu amaçlı kısmende sulama amaçlı kullanılmaktadır.Karadeniz bölgesi en fazla yağış alan ve iklim olarak da çok sıcak ve kurak olmadığından buharlaşma ile su kaybının da en az olduğu şanslı bölgelerimizden birisidir.
Henüz Bakir olan Karadeniz Coğrafyasında suların kontrolü, sürdürülebilirliği, kalitesi ve korunması hususlarında görev ve sorumluluklar açısından DSİ Genel Müdürlüğünün yetkileri artırılmalıdır. Bir işin sahibi ve sorumlusu tek olmazsa yetki kargaşası çıkar ve kimse sorumluluk üstlenmez.

Çok detaylandırmak, çok yazarak anlatmak uygulamaları geniş alanda yapmaya çalışmak işin özünün kaybolmasına sebep olabilir. Derinliği olan uzun vadeli araştırmaya ve incelemeye dayalı pozitif sonuç almak için araştırma Müdürlüklerimiz, Enstitülerimiz ve Üniversitelerimizdeki ilgili bilim dallarında çalışmalara devam edilmelidir. Deneyimler, birikimler gözlem ve uygulama sonuçlarına ait projeler zaman kaybetmeden hayata geçirilmelidir.
Doğası tahrip olmamış henüz yeni yeni kirlenmeye başlamış olan Karadeniz Bölgesini pilot bölge seçerek su kaynaklarının iyi yönetilmesi için uzman ve birikimli ekiplerin süratle iş başına gelmesi gerekmektedir. Su kaynaklarının devamlılığını sağlamak kalitesini korumak, kirlenmesini önlemek öncelikle sulama amaçlı ve içme amaçlı kullanımını belirleyerek bütün bunları takip edecek sorumlu, yetkili kurum gecikmeden iş başına gelmelidir.

Hataların ve suçların ortada kalmaması, kurumların birbirine topu atmamamsı için mutlak suretle yetki ve sorumluluk tek elde toplanmalıdır,bu konuda da Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü otorite olarak kabul edilmelidir.Sularla ilgili her türlü izin ve ceza yetkisi Dsi’de olmalıdır.Dsi’nin de koyacağı ilkeler ve uygulama projelerinin bir ayağı mutlaka halk olmalıdır.Suların kirlenmesi neticesi doğacak felaketler konusunda halkımızı bilgilendirip,desteklerini gönüllü olarak almak zorundayız.
Kirleticiler ne olursa olsun alandan derhal uzaklaştırılmalıdır. Su yoksa insanlıkta yok olacaktır. Sınır aşan sulardaki kirliliğin ortadan kaldırılması için sadece Türkiye’nin gayreti yetmez.Bu konuda komşu ülkelerin ortak hareket etmeleri mecburidir.Dolayısıyla sınır aşan suların yönetimi ve konuları ayrı bir ölçekte uluslar arası anlaşmalar çerçevesinde değerlendirilmelidir.bununla ilgili uluslararası örgütlenme ve çalışmalar sürdürülmektedir.
Biz ülkemizde doğan ve sınırlarımız içinde yok olan sularımızı yönetmek yani kirletmeden, kalitesini düşürmeden devamlılığını sağlayarak sularımızı korumak zorundayız. Bu mücadele zor mücadeledir. Açık alandaki korumasız varlıkları çevrenin zararlı etkilerinden korumak için sadece yasa çıkarmak yetmez, yasalarla birlikte halkın desteğini ve katılımını da sağlayarak başarıya ulaşmamız mümkün olacaktır.

Kirlilikle mücadelenin ekonomik boyutunu da görmezden gelemeyiz. Doğayı korumak isterken kirlilik yaratacak diye Turizm yatırımlarından kaçarsak Karadeniz Bölgesinin zayıf olan ekonomisine darbe vurmuş oluruz. Son yıllarda Bölgemizde gelişmekte olan Kış Turizmi ve yayla turizminin alt yapısını oluştururken çevre ile uyumlu ekosistemi bozmayan su kaynaklarını kirletmeyen ve azaltmayan sistemle ortak yaşam arayışlarını sürdürmeliyiz.
Karadeniz Bölgesinde özellikle su kapasitesi ve kalitesi yüksek su kaynaklarının ve akarsu yataklarının devamı olan alanlarda ekosisteme zarar verecek kirleticilerin barınmasına, tesislerin kurulmasına asla izin verilmemelidir. Doğaya uygun tesisler ise su kaynaklarına uzak yerlerde planlanmakla birlikte bu tesislerin atıklarının yüksek maliyete sebep olacağına bakılmaksızın atıklarının çevresel zararlarını yok edecek sistemler kurulmalıdır.
Sular doğanın öylesine derinliği olan bir öğesi ki sayfalarca yazmakla ve günlerce konuşmakla anlatılması mümkün değildir. O nedenle kısa yazarak ifade etmek istedim ama yinede yazım uzadı kusura bakmayın. Ayrıca konular hep birbirine bağlı olduğundan kısada olsa değinmeden geçilmemektedir.
Bölgemizdeki tarımsal faaliyetlerde yüksek verim elde etmek için aşırı dozda gübre ve kimyasalların kullanılmasının özellikle içme sularımızda ciddi boyutta kirlilik yaratarak insan sağlığını tehdit edeceği unutulmamalıdır.

Karadeniz bölgesinin doğusundaki çay ve fındık alanlarında fazla verim almak için aşırı miktarda gübre vs kullanıldığı gerçeğini yok sayamayız. Çözümlerin neler olacağı hususunda uzun vadeli hedefler koymakta ve çalışmalar yapılmaktadır. Onlar devam etsin biz, hemen şimdi yarın yapabileceklerimizi konuşup hayata geçirirsek görevimizi yapmış oluruz.
Doğu Karadeniz bölgesinde alt rakımlardaki tarım alanlarında birim alanda kullanılacak kimyasalların miktarı belirlenerek denetimleri yapılmalıdır. Yüksek rakımlarda emeğin karşılığı alınamadığından verimi artırmak için aşırı gübre vs kullanıldığından yüksek rakımlarda çay ve fındık tarımına izin verilmemelidir. Bu konuda zaten yasak getirilmiş olup ne derece denetlendiği ve bu yasağa uyulduğu ortadadır. Sadece yasak demekle de olmuyor. İşte bu noktada halkımız insan sağlığını tehdit eden kimyasallardan uzak durmaları konusunda aydınlatılacak kimyasalların zararları anlatılarak gönüllü desteklerinin alınması çok önemlidir.
Son düzenleyen Safi; 1 Mart 2018 01:26
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2014       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Akarsu ve göller


Bölgenin en önemli akarsuları, Çoruh (Türkiye'nin en hızlı akışlı akarsuyudur), Yeşilırmak, Kızılırmak, Bartın(Üzerinde ulaşımın yapılabildiği tek akarsuyumuzdur) ve Yenice ( Filyos) çayları ile bir bölümü bölgede yer alan Sakarya'dır.
Kaynağını dağ sıralarının denize dönük yamaçlarından alan akarsular bol yağış ve eğim nedeniyle, gürdür. Ancak küçük dereler halindedir.
Bölgede göller az ve küçüktür. Başlıcaları; Tortum, Sera, Abant ve Yedigöller (heylan set gölleri), Uzungöl (alüvyon set gölü)'dür.

DEVAMI Karadeniz Bölgesi - Genel Bilgi
Son düzenleyen Safi; 1 Mart 2018 01:25

Benzer Konular

26 Nisan 2012 / Misafir Cevaplanmış
26 Ocak 2010 / Misafir Cevaplanmış
16 Ocak 2012 / Misafir Cevaplanmış
5 Mayıs 2012 / Misafir Soru-Cevap
17 Mart 2014 / Misafir Soru-Cevap