Arama

Kocam beni dövüyor ne yapmalıyım?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 15 Eylül 2016 Gösterim: 8.672 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ekim 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kocam beni dövüyor ne yapmalıyım?
EN İYİ CEVABI perlina verdi

Şiddete Uğradığımızda veya Uğrama Tehlikesi Bulunduğunda


Aşağıdaki kurumlara şahsen veya telefonla başvurabiliriz. Olaya ve duruma tanık olan kişiler (komşu, akraba, vb.) de bu kurumlara başvurabilirler:
Sponsorlu Bağlantılar
  • Polis merkezleri, jandarma karakolları
  • Sağlık kuruluşları
  • Cumhuriyet Savcılığı
  • Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (KOZA-ŞÖNİM)
  • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri
  • Alo 183 (Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)
  • Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri-
  • Baroların Kadına Yönelik Şiddet telefon hatları ve Adli Yardım Kurulları
  • Kadın örgütleri

En yakın polis karakoluna ya da jandarmaya başvurursak:


Şiddete uğradığımızda veya uğrama tehlikesi bulunduğunda bu olayla ilgili şikayette bulunarak tutanak tutturmalıyız. Gerekiyorsa avukat ve uzman (psikolog, sosyal hizmet uzmanı vb.) desteği talep edebiliriz. Fiziksel şiddete uğramışsak, vücudumuzdaki izler kaybolmadan muayene olmamız önemlidir. Bu yüzden tutanak yazılmadan önce hastaneye sevkimizin yapılması konusunda ısrarcı olmalıyız. Polis tarafından tutanak hazırlanırken yaşadığımız olayı ayrıntılı bir şekilde anlatmalıyız. Yazılan tutanağı okumadan asla imzalamamalıyız. Eğer anlattıklarımız polis tarafından tutanağa farklı veya eksik şekilde geçirilmişse düzeltilmesini istemeliyiz, ve düzeltildikten sonra imza atmalıyız. Tutanağın polis memuru tarafından imzalı bir örneğini mutlaka kendimiz için almalıyız. İfade alındıktan sonra Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formu ile Risk Değerlendirmesi Formunun doldurulmasını istemeliyiz. Risk değerlendirmesi sonucunu öğrenip kendimizi ve varsa çocuklarımızı/yakınlarımızı korumak için 6284 sayılı Kanun kapsamında alınabilecek en uygun önleyici ve koruyucu tedbirlerin neler olabileceğini değerlendirmeliyiz. Acil bir durum (gecikmesinde sakınca bulunan bir hal) varsa polisten/jandarmadan derhal gerekli önleyici ve koruyucu tedbir kararını almasını istemeliyiz.

Polisin ve jandarmanın şiddet uygulayanla bizi barıştırma gibi bir görevi ve yetkisi yoktur. Kadına yönelik şiddet suçlarında uzlaşma ve arabuluculuk önerilemez.

Yaşadığımız veya tehdidi altında olduğumuz şiddet olayı ile ilgili olarak doğrudan Cumhuriyet Savcılığı’na veya Aile Mahkemesi’ne başvurabiliriz.

Cumhuriyet Savcılığı’na veya Aile Mahkemesi’ne başvurursak:


Şikayetimizi/talebimizi anlatan bir dilekçe yazmalıyız. Başvurumuzun sonucunu takip edebilmek için verdiğimiz dilekçenin Savcı veya Hakim tarafından imzalanmış (havale edilmiş) bir kopyasını, veya tevzi bürolarınca verilecek başvuruyu gösteren evrakı saklamalıyız, başvuru tarihini ve dosya numarasını not etmeliyiz.

Sağlık kuruluşuna başvurursak:


Şikâyetimizi hastane polisine iletebiliriz. Şikâyetçi olmak konusunda henüz karar vermediysek bile, durumu hekimimizle paylaşabilir, muayenemizin yapılıp durumumuzun kayıt altına alınmasını sağlayabiliriz. Hekimler hasta sırrını saklamakla yükümlüdürler.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) İl Müdürlükleri ve/veya bulunduğumuz ilde varsa Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM) başvurursak:


Sığınma, hukuki ve psikolojik destek hizmetlerinden faydalanma hakkımız vardır. ASPB/ŞÖNİM görevlileri tarafından hizmet alımı öncesinde karakola şikayette bulunmamız gerektiği ifade ediliyorsa ve şikayette bulunmak istemiyorsak bunu belirtebiliriz. ASPB/ŞÖNİM hizmetlerinden yararlanmak için polise şikayet yasal bir zorunluluk değildir.

Bazen karakol, savcılık veya mahkeme görevlileri, çeşitli nedenlerden ötürü, başvurumuzu almaya yetkili olmadıklarını söyleyebilir veya işlem yapmak istemeyebilirler. Bu yüzden kanunda belirtilen hakkımızı onlara kararlı bir şekilde hatırlatmak, bir dilekçe vermek ve bu dilekçenin işleme konulmasında ısrarcı olmak gerekir.

Sığınmaevine gitmek istiyorsak


Kendimiz ve çocuklarımız için kalacak güvenli bir yere ihtiyacımız varsa, bize en yakın karakola, ASPB İl Müdürlüğü’ne, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM), Kaymakamlık-Valiliklere, Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Aile Mahkemelerine başvurabiliriz. KOZA-ŞÖNİM, Kaymakamlık-Valilik, ve acil durumlarda polis bizi sığınmaevine yerleştirmekle yükümlüdür; bunun için aile mahkemesi kararı gerekmez.

Belediyelerin kadın danışma merkezlerine başvurarak da bu konuda bilgi ve destek alabiliriz.


Ayrıca kadın da(ya)nışma merkezlerini arayarak hem kendimiz hem de çocuğumuz için destek alabiliriz. Birçok merkez hukuki ve psikolojik destek vermektedir. Bu merkezlerle yapacağımız görüşmeler bizi güçlendirerek yalnız olmadığımızı hissettirir.

Şiddet uygulayan kişiyi evden uzaklaştırmak istiyorsak


Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişiyle aynı evde yaşıyorsak bu kişinin evden uzaklaştırılması için bize en yakın karakola, ASPB İl Müdürlüğü’ne, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM), Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Aile Mahkemelerine başvurabiliriz. 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre, medeni halimize bakılmaksızın, şiddet uygulayan kişi veya kişiler evden uzaklaştırılabilir; işyerimize, çocuğumuzun okuluna ve bize yaklaşmaları engellenebilir. Acil durumlarda polisin de mahkeme kararı aramadan bu tedbiri alma yetkisi vardır.

Koruma istiyorsak


Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişinin bize zarar vermesinden endişeleniyorsak çeşitli koruma tedbirleri isteyebiliriz. Örneğin, dışarı çıktığımızda bizi koruması için bize eşlik edecek bir polisin görevlendirilmesini isteyebiliriz. Bunun için bize en yakın karakola, ASPB İl Müdürlüğü’ne, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM), Kaymakamlık-Valiliklere, Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Aile Mahkemelerine başvurabiliriz. Kaymakamlık veya valilik bizi savcılığa veya aile mahkemesine yönlendirmeden koruma verme yetkisine sahiptir. Acil durumlarda polis de koruma sağlamakla yükümlüdür.

Bir avukata ihtiyaç duyuyorsak


Eğer şiddet olayı için polise veya jandarmaya başvurmuşsak ve kendi avukatımız yoksa, Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında ifade alınmadan önce Barodan ücretsiz avukat atanmasını isteyebiliriz.

Ayrıca Aile Mahkemelerine başvurular için bulunduğumuz ilin barosuna başvurarak bir avukat atanmasını isteyebiliriz. Birçok baro bu konularda ücretsiz danışmanlık sağlamaktadır ve adli yardım büroları ücretsiz avukat tayini yapmaktadır.

Avukat atanması için yapılacak olan başvuruda gerekli belgeler; nüfus cüzdanı fotokopisi, ikametgâh belgesi, muhtardan alınacak fakirlik belgesi, SGK’dan geliri olmadığına ve Tapu Müdürlüğü’nden üzerine kayıtlı herhangi bir malı olmadığına dair ilgili yazılardır

.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun nedir?


Kadına yönelik şiddeti önleme amacıyla 2012 yılında yürürlüğe giren bu kanunun amacı fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik şiddete uğrayan veya uğrama teh­likesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esas­ları düzenlenmesidir

.

6284 Sayılı Kanun’dan kimler yararlanabilir?


Bu kanundan fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri, ve tek taraflı ısrarlı takibe maruz kalan kişiler yararlanabilir.

Resmi ya da dini nikahlı olduğumuz eşimiz, boşandığımız eşimiz, babamız, abimiz, dayımız, kuzenimiz, nişanlımız, oğlumuz, eski sevgilimiz, sevgilimiz, kayınpederimiz, kayınbiraderimiz, kısacası çevremizdeki erkekler, ya da tanımadığımız biri bize şiddet uyguluyorsa veya şiddet uygulamakla tehdit ediyorsa bu yasadan yararlanabiliriz.

Kanun ne sağlıyor?


6284 Sayılı Kanun bizi şiddetten korumak ve şiddet uygulayan kişiyi engellemek için çeşitli koruyucu ve önleyici tedbirler alınmasını mümkün kılar. Bu kanun kapsamında yapacağımız başvurularla ilgili tüm işlemler ücretsizdir. Ayrıca bu tedbir kararlarının alınması için hiçbir delil, tanık, belge, doktor raporu, vs. gerekli değildir.

Mülki amirlerin (Kaymakam ve Vali) alabileceği koruyucu tedbirler:


Şiddet gören kişiye ve çocuklarına barınma yeri sağlanması
Şiddet gören kişinin hayati tehlikesi varsa geçici koruma sağlanması
Geçici maddi yardım yapılması
Korunan kişinin çocukları için dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki ayla sınırlı olmak üzere kreş imkânı sağlanması.

Aile mahkemesi hakimlerinin alabileceği koruyucu tedbirler:


İşyerinin değiştirilmesi.
Şiddet uygulayan kişi ile evli olunması durumunda müşterek yerleşim yerinin değiştirilmesi.
Tapu kütü­ğüne ortak yaşanan konut için “aile konutu şerhi” konulması.
5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümleri­ne göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.

Aile mahkemesi hakimlerinin alabileceği önleyici tedbirler:


Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişinin

Şiddet tehdidi, hakaret, aşa­ğılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunma­ması.
Birlikte yaşanan müşterek konuttan veya bulunduğu yerden uzaklaştırıl­ması ve ortak konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş­yerine yaklaşmaması.
Çocuklarla görüşmesinin refakatçi eşliğinde yapılması, çocuklarla kişisel ilişkisinin sınırlandırılması ya da tümüyle kaldırılması.
Şiddete uğramamış olsalar bile, korunan kişinin yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmaması.
Korunan kişinin eşyalarına zarar verme­mesi.
Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla rahatsız et­memesi.
Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahlarını kolluğa teslim etmesi.
Kamu görevi nedeniyle silah bulunduruyor olsa bile bu silahını kurumuna teslim etmesi.
Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisindeyken korunan kişilere ve onların bulundukları yerlere yaklaşmama­sı; bağımlılığının olması hâlindeyse hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

Polis/Jandarma tarafından alınabilecek tedbirler


Acil durumlarda barınma ve geçici koruma tedbirlerinden bazılarını polis/jandarma da alabilir. Aynı şekilde, hakim tarafından alınabilecek tehdit veya hakaret içeren söz ve davranışlarda bulunmama, uzaklaştırma, korunan kişinin bulunduğu konuta yaklaşmama, korunan kişinin yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmama gibi önleyici tedbirleri alma yetkileri de vardır.

Tedbir kararının verilmesi, tebliği ve gizlilik
Tedbir kararı ilk defasında en çok 6 ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesi devam ediyorsa bu kararlar tekrar tekrar uzatılabilir.

Şiddet uygulayan kişi tedbir kararına uymazsa ne olur?


Aile mahkemesi şiddet uygulayan kişi hakkında zorlama hapsi kararı verebilir. Bunun için şiddet uygulayanın ne zaman ve ne şekilde kararı ihlal ettiğini polise veya jandarmaya bildirmemiz, veya bir dilekçeyle savcılığa veya mahkemeye başvurmamız gerekir.

Tedbir kararına aykırı davranan şiddet uygulayan hakkında hâkim tarafından 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsine tâbi tutulması kararı verilebilir.

Tedbir kararının ihlalinin her tekrarında, zorlama hapsi­nin süresi 15 günden 30 güne kadardır. Ancak zorlama hapsi­nin toplam süresi 6 ayı geçemez.

Nafaka alabilir miyiz?


Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan veya katkıda bulunan kişi ise, hâkim şiddet gören kişinin yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Ayrıca şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması oturulan evin kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz ve benzeri giderlerini karşılamaya devam etmesine engel teşkil etmez. Hâkim şiddet uygulayanın, koruma kararı süresince aile konutunun kira sözleşmesini feshetmemesine, kamu konutu tahsisinin kaldırılması yönünde talepte bulunmamasına ve bu tür yükümlülüklerinin devamı ile uygun göreceği diğer tedbirlere de karar verebilir

.

6284 sayılı kanunun uygulanması için başvuruda nelere dikkat etmeliyiz?


İlgili kurumlara başvururken kimliğinizi (nüfus kâğıdı, evlenme cüzdanı, pasaport, ehliyet) yanımızda bulundurmaya özen göstermeliyiz, ancak bulunduramadığımız hallerde başvurduğumuz yerdeki görevlilerden yardım istemeliyiz.

Bu Kanun kapsamındaki başvurulardan harç ve masraf istenmez, ve başvurular için delil ve belge aranmaz.

6284 sayılı kanun ile bize sağlanan haklar ve olanaklar geçicidir, tedbir niteliğindedir. Şiddet uygulayan kişiden boşanmak veya ayrılmak istiyorsak, veya şiddet eylemleri nedeniyle ayrıca cezalandırılmasını istiyorsak başkaca davalar açmamız gerekmektedir.

Daha önce boşanma veya ceza davası açmış olmamız, bu yasadan yararlanmamıza engel değildir. Diğer dava veya davalar devam ederken de bu yasadaki tedbirlerin uygulanması için başvuruda bulunabiliriz.

Şikayet ve davalarımızı kendimiz takip edebilir ya da bir avukat tutabiliriz. Avukat tutacak maddi gücümüz yoksa bulunduğumuz ildeki Baro’dan bizim için bir avukat tayin edilmesini isteyebiliriz.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 15 Eylül 2016 21:13
nicely - avatarı
nicely
VIP VIP Üye
4 Şubat 2013       Mesaj #2
nicely - avatarı
VIP VIP Üye
Ah canım kocam beni dövüyor diyorsun sence hiç bir sebep olmadan durduk yeremi senmi sinirlendiriyorsun
ama şuda bi gerçekki bir koca dövemez bence ya hasta ruhlu biridir yada yobaz biri dindede kadını dövmenin yeri yoktur sen bu durumu hiç ailenle paylaştınmı ve kocanın ailesi ile bu durumu paylaşmanı isterim baktınki olmuyor gerekli mercilere başvur derim çok geç olmadan iş işten geçmeden tabii belkide kocanda bir hastalıktır bu dayak olayı bir tedavi yoluda bulunabilır şimdilik sana pek bişey diyemiyorum bi düşün ölç tart acaba hata bende varmı sadece ondamı diye ona göre kararını ver derim eğer bu kocan hasta ruhlu bir kişi isede bir an önce yardım al aile büyüklerinden ve bırak bu kocayı derim kendi ayakların üstünde durup çalış hayatını idame ettir hiç bir kadın dayak yememeli ve şiddete maruz kalmamalı baktın destek yok gerekli merciler var başvur bu mercilere gereken yol gösterilecektir eminim
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen Safi; 15 Eylül 2016 21:13
Birbirimize tutundukça ;Bıçakların ucu kapanacak.. ~Smiley9TenderMsn Inlove
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
4 Şubat 2013       Mesaj #3
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye

Koca dayağına maruz kalan kadınlar;


Geçtiğimiz günlerde Habertürk Gazetesi’nin sürmanşetinde yer alan aile içi şiddetin en acı şekli hala tartışılmaya devam ediyor. Bilmeyenler ya da kaçıranlar için söylüyorum. Fotoğrafta eşi tarafından kan revan içerisinde bırakılmış ve sırtında yarısına kadar bıçak saplı olan bir bayanın resmi vardı. İlk bakışta en soğukkanlı insanın bile kanını dolduracak cinsten bir kare…

Konuyla ilgili ‘basın etiği’ tartışmaları alıp başını gitti. Gazeteciler arasında hararetli tartışmalar yaşandı. Sivil toplum örgütleri Habertürk Gazetesi’ne dava açmak ve protesto yapmak için süratle örgütlenmeye başladı. Oysa ben fotoğrafın ‘etik’lik tartışmasından çok yarattığı etkiye kilitlenmiştim.

Hemen hemen her gün, her dakika dünyadaki pek çok kadın şiddete maruz kalıyor. Bazıları bunu kendilerine yediremedikleri için bazıları da ‘toplum ne der’ kaygısı taşıdığı için yaşadıklarını sineye çekiyor. Yani kadına şiddet ört bas ediliyor. Üzerinde sigara izmaritleri söndürülen, kızgın şişlerle dağlanan, kezzaplarla yüzleri yakılan, ağzı, burnu kırılan, dişleri eline dökülen kadınlarımız var her bir yanda. Bugüne kadar gazetelerimizde genellikle üçüncü sayfalarda pek çoğunu gördük zaten. Ancak bu zamana kadar ‘etik’ olması için şiddet fotoğrafları hep flulaştırıldı, şiddetin izleri mozaiklerle örtülmeye çalışıldı. Kadınların isim ve soyadlarının baş harfleri yazıldı, gözlerinin üzerine siyah bir bant çekildi. Yani şiddet mağduru kadınlarımız damgalanmaktan kurtuldular güya. Bu esnada olayın esas aktörleri yani şiddet olayını gerçekleştirenler hep geri planda kaldı.
İşte sivil toplum örgütlerimiz ve gazetecilerimiz Habertürk Gazetesi’ni protesto ededursunlar yine bir olayın esas suçlusu unutuldu. Kimsenin aklına gelmedi bir anneyi, bir kadını bu hale çevirenlerin suçlu olduğu. Bir kadın örgütü çıkıp da sahiplenmedi kadını. Kimsenin aklına gelmedi o psikopat ruhlu koca için eylemler yapmak, eleştiriler yazmak… Maalesef koyun sürüsü gibi yine tartışmaların peşinden gittik. Biri de durup demedi ne oluyor diye. ‘Hadi kalk eylem yapacağız, gazeteyi eleştireceğiz’ diyenler, ‘yahu bu kadını ve kadınlarımızı bu hale getirenlere de bir iki çift laf edelim’ demedi, diyemedi…
Etik olması bir yana ben yine de yayınlanan fotoğrafın gerçekten bir ‘farkındalık’ yarattığını düşünüyorum. Eğer böyle bir konuda amaç farkındalık yaratmaksa evet bakın hepimiz bunun farkındayız. Ama sadece bu kadar… Ne yapmalı ne etmeli diye düşünürken dün gördüğüm bir haber yine şaşırmama neden oldu.

Akşam Gazetesi’nin sayfalarına taşıdığı bir haberde ‘koca şiddetine maruz kalan kadınlar için nasihat listesi’ne yer vermiş. Altına da eleştirisini eklemeyi unutmamış. Haberde İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kaıdn Danışma Merkezi Uzmanları’ndan birinin altın(!) değerinde tavsiyeleri var. Uzmanın yaptığı açıklamaya göre kurum, kadınların şiddetten en az zararla kurtulmaları amaçlıyor. Konunun uzmanı bir de ekliyor; “Kurumumuza gelen hiçbir kadını, kendi isteği olmadan eşinden ayrılması ya da sığınma evine yerleştirilmesi konusunda yönlendirme yetkimiz yok. Bu yüzden bir kadın, daha önce şiddet görmesine rağmen evine dönmek istiyorsa, gitmeden önce bir takım bilgilendirmeler yapıyoruz. Kadının kendini korumayı öğrenmesini sağlıyoruz. Amacımız şiddetin cinayetle sonuçlanmasının önüne geçmek.”

Peki nedir bu altın değerindeki öneriler diye soracak olursanız:
  • Evde şiddet sırasında saklanabileceğiniz güvenli bir yer belirleyip oraya kaçabilirsiniz.
  • Şiddet esnasında çıkışı olmayan banyo, tuvalet ve tehlikeli alet bulunan mutfak gibi yerlerden kaçınmalısınız.
  • Dayak anında cenin pozisyonu alıp başınızı darbelerden korumaya çalışmalısınız
  • Evden aniden ayrılmamız gerektiğinde kime sığınabileceğinizi önceden belirlemeli ve bu kişilerle önceden konuşup, önlem almalısınız.
  • Komşularınızla anlaşıp, şiddet anında seslerinizi duyduklarında emniyet güçlerine ihbarda bulunmalarını sağlamalısınız. İsimsiz ihbarlar da kabul edilmektedir.
  • Daha önceden belirlediğiniz ihtiyaçlarımızı ve belgelerinizi bir çanta içinde saklamalı ve çıkışa yakın kolayca ulaşılabilecek bir yerde tutmalısınız. Az da olsa bir miktar paranın da çantanızda bulunması iyi olur.
  • Mümkün olduğu ilk anda; 183, 155 ve/veya 156 no'lu telefonları arayarak yardım istemelisiniz.
  • Kimliklerinizin ve önemli belgelerinizin birer fotokopisini önceden bir yakınınıza vermelisiniz.
Haberde de belirtildiği gibi şiddetten değil daha çok doğal afetten korunmak için yapılmış bir dizi talimat…
Neymiş efendim, dayak anında cenin pozisyonu alacakmışsınız ki başınıza darbe gelmesin. Yahu adam sen senin pozisyonundayken sana bir bıçak sallarsa ne yapacaksın o zaman?
Neymiş efendim evde şiddet esnasında güvenli sandığınız bir yer belirleyip oraya kaçacakmışsınız. Peki eviniz tek odaysa ne yapacaksınız?

Şiddet esnasında çıkış olmayan tehlikeli yerlere kaçmayacakmışsınız. Zaten şiddet yapanlar da size ‘sana 4 saniye kaç nereye saklanırsan saklan’ diyorlardı. Ya da evlerinin mutfak ya da banyolarında çıkış olanların çoğu apartman boşluğuna gidiyor. Yani üstü kapalı olarak at kendini apartman boşluğundan deniliyor.
Neymiş efendim çantamızda bir miktar para bulunduracakmışız. Yahu pek çok kadın elinde avucunda ne varsa her birini ya çoluk çocuğuna ya da kocasına veriyor. Bugün ayın 20’si geldiğinde sokaktan çevirdiğiniz hangi insanın cebinde para var?
Bu ve daha bunun gibi pek çok saçma açıklama…
Üstelik uzman(!) olduğunu söyleyenler, bu altın bilgileri verirken hala uzun vadeli bir çözüm bulamıyorlar. Yani ‘sen günü kurtar sonrasına bakarsın’ diye akıl buyuruyorlar. Pek çok yazımın içinde ‘Komik’ kelimesinin kullanıyorum ama gerçekten de komik…
Son sözüm sivil toplum örgütlerine, ne yazık ki medyanın dolduruşuna gelip de sırf popüler olmak için koyun sürüsü gibi gündem değiştirme çalışmalarının peşinden gitmeyin. Uyanık olun, gözünüzü açın
Son düzenleyen Safi; 15 Eylül 2016 21:14
elif şahin - avatarı
elif şahin
Ziyaretçi
5 Şubat 2013       Mesaj #4
elif şahin - avatarı
Ziyaretçi
eşinizle konuşuun eğer size kızıyorsa bir odada gizlice polisi arayın hapiste yatsın siz ise başka yere taşının o da sizi hapisten çıkınca bulmasın sakın komşularınıza şuraya gidiyorum demeyin kocanız gine sizi bulur...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Eylül 2016       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Beni Kocam dövüyor hakaret ediyor ağlayıp kriz geçirdiğim de bana sen delisin diyor seni dövmedim sen kendini duvarlara vurup beni dövdün diyorsun diyor polisi arayip haber vermek istiyorum telefonu alıp saklıyor evden çıkıp gidetim diyorum kapıyı kitiyor sabaha kadar dövüp vücudum morarakamını kendimin yaptığını söylüyor ve beni deli olmakla suçluyor ben dayanamıyorum beni ole baygın vaziyette bırakıp arkadaşlarıyla konuşuyor sonra neyin var hastasın sen hastaneye götüreyim seni diyor sizce ben ne yapmalıyım
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
15 Eylül 2016       Mesaj #6
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Şiddete Uğradığımızda veya Uğrama Tehlikesi Bulunduğunda


Aşağıdaki kurumlara şahsen veya telefonla başvurabiliriz. Olaya ve duruma tanık olan kişiler (komşu, akraba, vb.) de bu kurumlara başvurabilirler:
  • Polis merkezleri, jandarma karakolları
  • Sağlık kuruluşları
  • Cumhuriyet Savcılığı
  • Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (KOZA-ŞÖNİM)
  • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri
  • Alo 183 (Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)
  • Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri-
  • Baroların Kadına Yönelik Şiddet telefon hatları ve Adli Yardım Kurulları
  • Kadın örgütleri

En yakın polis karakoluna ya da jandarmaya başvurursak:


Şiddete uğradığımızda veya uğrama tehlikesi bulunduğunda bu olayla ilgili şikayette bulunarak tutanak tutturmalıyız. Gerekiyorsa avukat ve uzman (psikolog, sosyal hizmet uzmanı vb.) desteği talep edebiliriz. Fiziksel şiddete uğramışsak, vücudumuzdaki izler kaybolmadan muayene olmamız önemlidir. Bu yüzden tutanak yazılmadan önce hastaneye sevkimizin yapılması konusunda ısrarcı olmalıyız. Polis tarafından tutanak hazırlanırken yaşadığımız olayı ayrıntılı bir şekilde anlatmalıyız. Yazılan tutanağı okumadan asla imzalamamalıyız. Eğer anlattıklarımız polis tarafından tutanağa farklı veya eksik şekilde geçirilmişse düzeltilmesini istemeliyiz, ve düzeltildikten sonra imza atmalıyız. Tutanağın polis memuru tarafından imzalı bir örneğini mutlaka kendimiz için almalıyız. İfade alındıktan sonra Aile İçi Şiddet Olayları Kayıt Formu ile Risk Değerlendirmesi Formunun doldurulmasını istemeliyiz. Risk değerlendirmesi sonucunu öğrenip kendimizi ve varsa çocuklarımızı/yakınlarımızı korumak için 6284 sayılı Kanun kapsamında alınabilecek en uygun önleyici ve koruyucu tedbirlerin neler olabileceğini değerlendirmeliyiz. Acil bir durum (gecikmesinde sakınca bulunan bir hal) varsa polisten/jandarmadan derhal gerekli önleyici ve koruyucu tedbir kararını almasını istemeliyiz.

Polisin ve jandarmanın şiddet uygulayanla bizi barıştırma gibi bir görevi ve yetkisi yoktur. Kadına yönelik şiddet suçlarında uzlaşma ve arabuluculuk önerilemez.

Yaşadığımız veya tehdidi altında olduğumuz şiddet olayı ile ilgili olarak doğrudan Cumhuriyet Savcılığı’na veya Aile Mahkemesi’ne başvurabiliriz.

Cumhuriyet Savcılığı’na veya Aile Mahkemesi’ne başvurursak:


Şikayetimizi/talebimizi anlatan bir dilekçe yazmalıyız. Başvurumuzun sonucunu takip edebilmek için verdiğimiz dilekçenin Savcı veya Hakim tarafından imzalanmış (havale edilmiş) bir kopyasını, veya tevzi bürolarınca verilecek başvuruyu gösteren evrakı saklamalıyız, başvuru tarihini ve dosya numarasını not etmeliyiz.

Sağlık kuruluşuna başvurursak:


Şikâyetimizi hastane polisine iletebiliriz. Şikâyetçi olmak konusunda henüz karar vermediysek bile, durumu hekimimizle paylaşabilir, muayenemizin yapılıp durumumuzun kayıt altına alınmasını sağlayabiliriz. Hekimler hasta sırrını saklamakla yükümlüdürler.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) İl Müdürlükleri ve/veya bulunduğumuz ilde varsa Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM) başvurursak:


Sığınma, hukuki ve psikolojik destek hizmetlerinden faydalanma hakkımız vardır. ASPB/ŞÖNİM görevlileri tarafından hizmet alımı öncesinde karakola şikayette bulunmamız gerektiği ifade ediliyorsa ve şikayette bulunmak istemiyorsak bunu belirtebiliriz. ASPB/ŞÖNİM hizmetlerinden yararlanmak için polise şikayet yasal bir zorunluluk değildir.

Bazen karakol, savcılık veya mahkeme görevlileri, çeşitli nedenlerden ötürü, başvurumuzu almaya yetkili olmadıklarını söyleyebilir veya işlem yapmak istemeyebilirler. Bu yüzden kanunda belirtilen hakkımızı onlara kararlı bir şekilde hatırlatmak, bir dilekçe vermek ve bu dilekçenin işleme konulmasında ısrarcı olmak gerekir.

Sığınmaevine gitmek istiyorsak


Kendimiz ve çocuklarımız için kalacak güvenli bir yere ihtiyacımız varsa, bize en yakın karakola, ASPB İl Müdürlüğü’ne, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM), Kaymakamlık-Valiliklere, Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Aile Mahkemelerine başvurabiliriz. KOZA-ŞÖNİM, Kaymakamlık-Valilik, ve acil durumlarda polis bizi sığınmaevine yerleştirmekle yükümlüdür; bunun için aile mahkemesi kararı gerekmez.

Belediyelerin kadın danışma merkezlerine başvurarak da bu konuda bilgi ve destek alabiliriz.


Ayrıca kadın da(ya)nışma merkezlerini arayarak hem kendimiz hem de çocuğumuz için destek alabiliriz. Birçok merkez hukuki ve psikolojik destek vermektedir. Bu merkezlerle yapacağımız görüşmeler bizi güçlendirerek yalnız olmadığımızı hissettirir.

Şiddet uygulayan kişiyi evden uzaklaştırmak istiyorsak


Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişiyle aynı evde yaşıyorsak bu kişinin evden uzaklaştırılması için bize en yakın karakola, ASPB İl Müdürlüğü’ne, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM), Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Aile Mahkemelerine başvurabiliriz. 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre, medeni halimize bakılmaksızın, şiddet uygulayan kişi veya kişiler evden uzaklaştırılabilir; işyerimize, çocuğumuzun okuluna ve bize yaklaşmaları engellenebilir. Acil durumlarda polisin de mahkeme kararı aramadan bu tedbiri alma yetkisi vardır.

Koruma istiyorsak


Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişinin bize zarar vermesinden endişeleniyorsak çeşitli koruma tedbirleri isteyebiliriz. Örneğin, dışarı çıktığımızda bizi koruması için bize eşlik edecek bir polisin görevlendirilmesini isteyebiliriz. Bunun için bize en yakın karakola, ASPB İl Müdürlüğü’ne, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (KOZA-ŞÖNİM), Kaymakamlık-Valiliklere, Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Aile Mahkemelerine başvurabiliriz. Kaymakamlık veya valilik bizi savcılığa veya aile mahkemesine yönlendirmeden koruma verme yetkisine sahiptir. Acil durumlarda polis de koruma sağlamakla yükümlüdür.

Bir avukata ihtiyaç duyuyorsak


Eğer şiddet olayı için polise veya jandarmaya başvurmuşsak ve kendi avukatımız yoksa, Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında ifade alınmadan önce Barodan ücretsiz avukat atanmasını isteyebiliriz.

Ayrıca Aile Mahkemelerine başvurular için bulunduğumuz ilin barosuna başvurarak bir avukat atanmasını isteyebiliriz. Birçok baro bu konularda ücretsiz danışmanlık sağlamaktadır ve adli yardım büroları ücretsiz avukat tayini yapmaktadır.

Avukat atanması için yapılacak olan başvuruda gerekli belgeler; nüfus cüzdanı fotokopisi, ikametgâh belgesi, muhtardan alınacak fakirlik belgesi, SGK’dan geliri olmadığına ve Tapu Müdürlüğü’nden üzerine kayıtlı herhangi bir malı olmadığına dair ilgili yazılardır

.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun nedir?


Kadına yönelik şiddeti önleme amacıyla 2012 yılında yürürlüğe giren bu kanunun amacı fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik şiddete uğrayan veya uğrama teh­likesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esas­ları düzenlenmesidir

.

6284 Sayılı Kanun’dan kimler yararlanabilir?


Bu kanundan fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri, ve tek taraflı ısrarlı takibe maruz kalan kişiler yararlanabilir.

Resmi ya da dini nikahlı olduğumuz eşimiz, boşandığımız eşimiz, babamız, abimiz, dayımız, kuzenimiz, nişanlımız, oğlumuz, eski sevgilimiz, sevgilimiz, kayınpederimiz, kayınbiraderimiz, kısacası çevremizdeki erkekler, ya da tanımadığımız biri bize şiddet uyguluyorsa veya şiddet uygulamakla tehdit ediyorsa bu yasadan yararlanabiliriz.

Kanun ne sağlıyor?


6284 Sayılı Kanun bizi şiddetten korumak ve şiddet uygulayan kişiyi engellemek için çeşitli koruyucu ve önleyici tedbirler alınmasını mümkün kılar. Bu kanun kapsamında yapacağımız başvurularla ilgili tüm işlemler ücretsizdir. Ayrıca bu tedbir kararlarının alınması için hiçbir delil, tanık, belge, doktor raporu, vs. gerekli değildir.

Mülki amirlerin (Kaymakam ve Vali) alabileceği koruyucu tedbirler:


Şiddet gören kişiye ve çocuklarına barınma yeri sağlanması
Şiddet gören kişinin hayati tehlikesi varsa geçici koruma sağlanması
Geçici maddi yardım yapılması
Korunan kişinin çocukları için dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki ayla sınırlı olmak üzere kreş imkânı sağlanması.

Aile mahkemesi hakimlerinin alabileceği koruyucu tedbirler:


İşyerinin değiştirilmesi.
Şiddet uygulayan kişi ile evli olunması durumunda müşterek yerleşim yerinin değiştirilmesi.
Tapu kütü­ğüne ortak yaşanan konut için “aile konutu şerhi” konulması.
5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümleri­ne göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.

Aile mahkemesi hakimlerinin alabileceği önleyici tedbirler:


Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişinin

Şiddet tehdidi, hakaret, aşa­ğılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunma­ması.
Birlikte yaşanan müşterek konuttan veya bulunduğu yerden uzaklaştırıl­ması ve ortak konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş­yerine yaklaşmaması.
Çocuklarla görüşmesinin refakatçi eşliğinde yapılması, çocuklarla kişisel ilişkisinin sınırlandırılması ya da tümüyle kaldırılması.
Şiddete uğramamış olsalar bile, korunan kişinin yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmaması.
Korunan kişinin eşyalarına zarar verme­mesi.
Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla rahatsız et­memesi.
Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahlarını kolluğa teslim etmesi.
Kamu görevi nedeniyle silah bulunduruyor olsa bile bu silahını kurumuna teslim etmesi.
Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisindeyken korunan kişilere ve onların bulundukları yerlere yaklaşmama­sı; bağımlılığının olması hâlindeyse hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

Polis/Jandarma tarafından alınabilecek tedbirler


Acil durumlarda barınma ve geçici koruma tedbirlerinden bazılarını polis/jandarma da alabilir. Aynı şekilde, hakim tarafından alınabilecek tehdit veya hakaret içeren söz ve davranışlarda bulunmama, uzaklaştırma, korunan kişinin bulunduğu konuta yaklaşmama, korunan kişinin yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmama gibi önleyici tedbirleri alma yetkileri de vardır.

Tedbir kararının verilmesi, tebliği ve gizlilik
Tedbir kararı ilk defasında en çok 6 ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesi devam ediyorsa bu kararlar tekrar tekrar uzatılabilir.

Şiddet uygulayan kişi tedbir kararına uymazsa ne olur?


Aile mahkemesi şiddet uygulayan kişi hakkında zorlama hapsi kararı verebilir. Bunun için şiddet uygulayanın ne zaman ve ne şekilde kararı ihlal ettiğini polise veya jandarmaya bildirmemiz, veya bir dilekçeyle savcılığa veya mahkemeye başvurmamız gerekir.

Tedbir kararına aykırı davranan şiddet uygulayan hakkında hâkim tarafından 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsine tâbi tutulması kararı verilebilir.

Tedbir kararının ihlalinin her tekrarında, zorlama hapsi­nin süresi 15 günden 30 güne kadardır. Ancak zorlama hapsi­nin toplam süresi 6 ayı geçemez.

Nafaka alabilir miyiz?


Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan veya katkıda bulunan kişi ise, hâkim şiddet gören kişinin yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Ayrıca şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması oturulan evin kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz ve benzeri giderlerini karşılamaya devam etmesine engel teşkil etmez. Hâkim şiddet uygulayanın, koruma kararı süresince aile konutunun kira sözleşmesini feshetmemesine, kamu konutu tahsisinin kaldırılması yönünde talepte bulunmamasına ve bu tür yükümlülüklerinin devamı ile uygun göreceği diğer tedbirlere de karar verebilir

.

6284 sayılı kanunun uygulanması için başvuruda nelere dikkat etmeliyiz?


İlgili kurumlara başvururken kimliğinizi (nüfus kâğıdı, evlenme cüzdanı, pasaport, ehliyet) yanımızda bulundurmaya özen göstermeliyiz, ancak bulunduramadığımız hallerde başvurduğumuz yerdeki görevlilerden yardım istemeliyiz.

Bu Kanun kapsamındaki başvurulardan harç ve masraf istenmez, ve başvurular için delil ve belge aranmaz.

6284 sayılı kanun ile bize sağlanan haklar ve olanaklar geçicidir, tedbir niteliğindedir. Şiddet uygulayan kişiden boşanmak veya ayrılmak istiyorsak, veya şiddet eylemleri nedeniyle ayrıca cezalandırılmasını istiyorsak başkaca davalar açmamız gerekmektedir.

Daha önce boşanma veya ceza davası açmış olmamız, bu yasadan yararlanmamıza engel değildir. Diğer dava veya davalar devam ederken de bu yasadaki tedbirlerin uygulanması için başvuruda bulunabiliriz.

Şikayet ve davalarımızı kendimiz takip edebilir ya da bir avukat tutabiliriz. Avukat tutacak maddi gücümüz yoksa bulunduğumuz ildeki Baro’dan bizim için bir avukat tayin edilmesini isteyebiliriz.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 12 Temmuz 2018 02:08

Benzer Konular

2 Nisan 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
8 Ocak 2018 / Misafir Cevaplanmış
31 Mayıs 2015 / melek_ Cevaplanmış
20 Ocak 2013 / Misafir Soru-Cevap
10 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap