FATİHA
İsimleri:
Bu sûrenin on iki tane ismi vardır:
1- es-Salat (namaz)dır Yüce Allah (kudsî hadiste) şöyle buyurmaktadır: "Ben namazı benim ile kulum arasında iki yarıya böldüm"[11] Bu hadis-i şerif daha önce geçmişti
2- Hamd sûresi: Çünkü bu sûrede yüce Allah'a hamdden sözedilmekte-dir Tıpkı el-A'raf, el-Enfal, et-Tevbe ve benzeri sûreler denildiği gibi
3- Fâtihatü'l-Kitab: Bu konuda ilim adamları arasında görüş ayrılığı yoktur Ona bu adın verilmesinin sebebi Kur'ân-ı Kerim'in lafzen kıraatine bu sûre ile başlanılmasıdır Aynı şekilde mushafların yazımına da bu sûre ile başlanılmaktadır Namazlara da bu sûre okunarak kıraate başlanılır
4- Ummu'l-Kitab: Bu ismin verilip verilmeyeceği hususunda görüş ayrılığı vardır Çoğunluk bunu caiz görmekle birlikte Enes, el-Hasen ve İbn Şirin bunu mekruh görmüşlerdir el-Hasen der ki: Ummu'l-Kitab (kitabın anası) helal ve haramdır Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Bir kısım âyetler muhkemdir Bunlar kitabın anası (Ummu'l-Kitab)dır Diğer bir kısmı da müteşa-bihtir" (Al-i İmran, 3/17) Enes ve İbn Şirin de der ki: Ummu'l-Kitab Levh-i Mahfuzun adıdır Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Muhakkak ki o, katımızdaki ana kitabda (Ummu'l-Kitab'da yani Levh-i Mahfuzda)dır" (ez-Zuhruf, 43/4)
5- Ummu'l-Kur'ân: Bunda da görüş ayrılığı vardır Çoğunluk bunu caiz görmekle birlikte Enes ve İbn Şirin bunu mekruh görmüşlerdir (Hoş görmemişlerdir) Ancak bu konuda sahih hadisler bu iki görüşü de reddetmektedir Tir-mizî'nin rivayetine göre Ebu Hureyre şöyle demiş: Rasulullah (sa) buyurdu ki: "Elhamdülillah (yani Fatiha sûresi) Ummu'l-Kur'ân'dır, Ummu'l-Kitabdır ve es-Seb'u'1-Mesanidir" Tirmizî der ki: Bu hasen, sahih bir hadistir.
Buharı de der ki: Bu sûreye Ummu'l-Kitab adı verilmiştir Çünkü mushaf-larda önce bu sûre yazılarak başlanılır Namazda da bu sûre okunarak kıraate başlanır[13] Yahya b Ya'mer der ki: Ummu'1-Kura (şehirlerin anası) Mekke'dir Ummu Horasan Merv'dirUmmu'l-Kur'ân Hamd (Fatiha) süresidir Buna Ummu'l-Kur'ân deniliş sebebinin Kur'ân'ın başı olması ve ihtiva ettiği bütün ilimleri kapsaması olduğu da söylenmiştir Mekke'ye Ummu'1-Kura deniliş sebebi ise, arzın ilkinin orası olması ve ordan itibaren yuvarlaklaştırıl-maya başlanmasıdır Anaya "umm" denilmesi de bundan dolayıdır Çünkü ana, neslin esasını teşkil eder Umeyye bEbi's-Salt da şu beyitinde yerden "umm (ana)" diye sözetmektedir:
"Arz bizim sığınağımızdır, bir zamanlar anamızdı
Kabirlerimiz ordadır ve orada doğuyoruz"
Savaşta kullanılan sancağa da "umm" denilir Buna sebep ise sancağın önde olması ve askerin de onu takip etmesidir
"Umm" kelimesinin aslı dır Bundan dolayı bu kelimenin çoğulu şeklinde gelir Yüce Allah da: "analarınız" (en-Nisa, 4-23) diye buyurmaktadır Mim harfinden sonraki "lıe" harfi düşürülerek da denilir Şair der ki:
"Analarınla karanlığı açtın"
"Ummehât" şeklindeki çoğulun insanlar hakkında, "ummât" şeklindeki çoğulun da hayvanlar hakkında kullanılacağı da söylenmiştirBunu İbnu'1-Fa-ris "el-Mücmel" adlı eserinde zikretmektedir
6- el-Mesâni (tekrarlanıp duran): Bu sûreye bu adın veriliş sebebi, her rek'atte tekrarlanmasıdır Bu adın veriliş sebebinin bu sûrenin istisna olarak yalnızca bu ümmete bildirilmiş olup bundan önce hiçbir ümmete indirilme-yerek bu ümmet için saklanmış olmasıdır da denilmiştir
7- el-Kur'ânu'1-Azim: Bu ismin veriliş sebebi Kur'ân-ı Kerimin bütün ilimlerini ihtiva etmesidir Çünkü bu sûre aziz ve celil olan Allah'a kemal ve celâl sıfatları ile senayı, ibadetlerin yapılmasını ve ibadetlerin ihlas ile yerine getirilmesi emrini, yüce Allah'ın yardımı olmaksızın bu ibadetin yerine getirilmesinden yana aciz kalınacağının itiraf edilmesini, dosdoğru yola hidâyet hususunda ona dua edilmesini, sözlerini yerine getirmeyenlerin hallerine düşmekten korumasının niyaz edilmesini ve inkarcıların akıbetini beyan etmeyi ihtiva etmektedir
8- Şifa: Darimî, Ebû Said el-Hudrî'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasulullah (sa) buyurdu ki: "Fâtihatü'l-Kitab, her zehire karşı bir şifadır"[14]
9- er-Rukye (manevi tedavi): Bu, Ebu Said el-Hudrî'den gelen hadisle sabittir Bu hadiste şu ifadeler de yer almaktadır: Rasulullah (sa) kabilenin (yılan tarafından sokulmuş) reisini Fâtiha'yı okuyarak tedavi eden adama şöyle sormuştur: "Sen onun bir tedavi (rukye) olduğunu nereden bildin?" O: Ey Allah'ın rasulü, bu konuda içime böyle birşey doğdu, cevabını verdi[15] Bu hadisi hadis imamları rivayet etmiştir İleride bütünüyle gelecektir
10- el-Esas: Adamın birisi eş-Şa'bi'ye böğrünün ağrıdığından şikâyette bulundu Ona şu cevabı verdi: Kur'ân'ın esası olan Fâtihatü'l-Kitab'ı okumaya bak Ben İbn Abbas'ı şöyle derken dinledim: Herşeyin bir esası vardır Dünyanın esası Mekke'dir Çünkü dünya oradan yuvarlaklaştırılmaya başlandı Semanın esası Arîbâ denilen yedinci semadır Arzın esası ise en altta yedinci arz olan Acîbâdır Cennetlerin esası ise Adn cennetidir Bu bütün cennetlerin göbeğidir ve cennet onun üzerinde tesis edilmiştir Ateşin esası ise cehennemdir Bu da ateşin en alt tabakası olan yedinci tabakadır Diğer bütün tabakalar (derekeler) onun üzerinde tesis edilmiştir İnsanların esası Adem'dir, Peygamberlerin esası Nuh'tur, İsrailoğullarının esası Yakub'tur, kitapların esası Kur'ân'dır, Kur'ân'ın esası Fâtiha'dır, Fâtiha'nın esası Bismillahirrahmânir-rahîm'dir O bakımdan sen hastalanır veya rahatsızlanırsan Fatiha sûresini okumaya bak Şifa bulursun
11- el-Vâfiye: Bunu Süfyan b Uyeyne söylemiştir Çünkü bu sûre ikiye bölünmez ve parçalanmayı kabul etmez Bir kişi namaz kıldığı rek'atlerin birinde başka sûrelerden herhangi birisinin yarısını okusa, diğer rek'atinde de öbür yarısını okusa bu yeterli gelirFakat Fatiha sûresi iki rek'ate bölünerek her birisinde yarımşar okunursa caiz olmaz
12- el-Kâfiye: Yahya b Ebi Kesir der ki: Çünkü bu sûre başkasının yerine kafi gelir, fakat başka sûre onun yerine kafi gelmez (yerini tutmaz) Buna Muhammed b Hallad el-İskenderani'nin şu rivayeti de delalet etmektedir: Muhammed b Hallad dedi ki: Peygamber (sa) şöyle buyurmuştur: "Um-mu'1-Kur'ân (yani Fatiha sûresi) başkasının yerini tutar, fakat başkası onun yerini tutamaz"[16]
Fatiha Suresi ve meal'i
1.Bismillâhirrahmânirrahîm. - Rahmân rahîm olan Allah'ın ismi ile
2.El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne).- Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır. (1. el hamdu : hamd, övgü, sena, manevî ni'metlere şükür)
3.Er rahmânir rahîm(rahîmi).- Rahmân'dır, Rahîm'dir. (er rahmâni : Rahman esması ile tecelli eden, er rahîmi : rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nurunun sahibi)
4.Mâliki yevmid dîn(dîne). - Dîn gününün mâlikidir, sahibidir. (1. mâliki : malik, sahip- 2. yevmid dîne (yevme ed dîne) : dîn günü,)
5.İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu). - Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden yardım isteriz.
6.İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme). - Bizi Hidayet et, o dosdoğru yol olan "Sıratel Mustakime" ulaştır.
7.Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne). - O yol ki; nimet verdiklerinin yolu. Üzerlerine gadap duyulmuşların, sapmışların ve dalâlette kalmışların yolu değil.
Kelime Kelime Anlamları
Bismillâhir rahmânir rahîm.
1. bi ismi allahi : Allah'ın ismi ile
2. er rahmân er rahîm : Rahmân ve Rahîm Rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen
El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne).
1. el hamdu : hamd, övgü, sena, manevî ni'metlere şükür
2. lillâhi (li allâhi) : Allah için, Allah'a
3. rabbi : Rab
4. el âlemîne : âlemler
Er rahmânir rahîm(rahîmi).
1. er rahmâni : Rahman esması ile tecelli eden
2. er rahîmi : rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nurunun sahibi
Mâliki yevmid dîn(dîne).
1. mâliki : malik, sahip
2. yevmid dîne (yevme ed dîne) : dîn günü,
İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu).
1. iyyâ-ke : yalnız sen, yalnız sana
2. na'budu : (biz) kul oluruz
3. ve : ve
4. iyyâ-ke : yalnız sen, yalnız senden
5. nestaînu : istiane (yardım) isteriz
İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme).
1. ihdi-nâ : bizi hidayet et, ulaştır
2. es sırâte el mustakîme : Sıratı Mustakîm, Allah'ın Hidayet Yolu.
Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).
1. sırâta : yol
2. ellezîne : ki onlar
3. en'amte : sen ni'met verdin
4. aleyhim : onlara, onların üzerine
5. gayri : başka, hariç, değil
6. el magdûbi : gadap, öfke duyulanlar
7. aleyhim : onlara, onların üzerine
8. ve : ve
9. lâ ed dâllîne : dalâlette olanlar değil
Son düzenleyen Safi; 13 Ağustos 2016 21:12