MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Deniz Bilimleri (https://www.msxlabs.org/forum/deniz-bilimleri/)
-   -   Marmara Denizi (https://www.msxlabs.org/forum/deniz-bilimleri/102910-marmara-denizi.html)

Misafir 21 Kasım 2007 15:01

Marmara Denizi
 
1 ek

Marmara Denizi

, tümü Türkiye sınırlan içinde yer alan içdeniz. Avrupa ile Asya topraklannın birbirine çok yaklaştığı bir kesimde, doğu-batı doğrultusunda uzanan Marmara Denizinin yüzölçümü 11.350 km2’dir. Kuzeydoğuda İstanbul Boğazıyla Karadeniz’e, güneybatıda Çanakkale Boğazıyla Ege Denizine ye oradan da Akdeniz’e bağlanır. Doğuda İzmit ile batıda Gelibolu’nun kuzeyindeki Çankaya Burnu arasında uzunluğu 278 km’dir. Marmara Denizinin iki kıyısı arasındaki genişliği, Bolayır yakınında yaklaşık 9 km’yken, doğuya doğru gidildikçe artar. Şarköy ile karşı kıyı arasında 19 km’yi bulan genişlik, Mürefte’den sonra daha da artarak Tekirdağ ile karşı kıyı arasında 74 km’ye çıkar. En geniş yeri Silivri ile Kurşunlu yakınlan arasında yaklaşık 76 km’dir. Bundan sonra genişliği azalan Marmara Denizi, Gemlik ve İzmit körfezlerinde iyice daralarak sona erer, ilkçağdaki adı Propontis’tir. Bugünkü adı, Marmara Adasında çok eskiden beri işletilen mermer yataklanndan gelir. Marmara Denizinin Trakya kıyılan ile Anadolu kıyılan girinti ve çıkıntı bakımından birbirinden farklıdır. Genellikle plato kenarlanyla sınırlanan Trakya kıyılarında, geniş yaylar çizen ve karadan içeriye fazla sokulmayan Silivri ve Tekirdağ körfezleri vardır. Trakya kıyılanndaki başhca kıyı şekilleri arasında, önleri kıyı kordonlarıyla kapanarak lagün haline dönüşmüş Küçük Çekmece ve Büyük Çekmece gölleri sayılabilir. Sonradan dolarak ortadan kalkan eski lagünlerin en ilgi çekici örneği ise Bakırköy’deki Çırpıcı Çayındır.

Alıntıdaki Ek 58401
Anadolu kıyılarında denizin karalar içine belirgin bir biçimde sokularak oluşturduğu başhca girintiler İzmit, Gemlik, Erdek ve Bandırma körfezleridir. Belli başlı adalar ise Anadolu kıyıları açığına serpilmiş durumdaki Marmara Adaları ile İmralı Adasıdır.Fazla derin olmayan ve kıta sahanlığı adıyla anılan alanlar Marmara Denizinde geniş yer tutar. Denizin alanının yaklaşık yansını kaplayan kıta sahanlığı güney ve güneybatı kesimlerde genişler, Ganos Dağı ile Samanlı Dağları gibi genç kınklarla (fay) sınırlanan dağlık kesimlerin önünde ise çok daralır. Marmara Denizindeki adalann tümü bu kıta sahanlığında yer alır. Bu alanlar üstündeki ilginç sualtı şekillerinden biri de, kıta yamacı üstünde 400 m, hatta bazı kesimlerde 900 m derinliğe kadar izlenebilen eski akarsu vadisi uzantılarıdır. Marmara’da, küçük bir denizde rastlanmayacak ölçüde büyük derinlikler vardır. En derin noktalar, İzmit Körfezinin ağzında başlayarak batıya doğru uzanan elips biçimli çukurun içindedir. Burada birbirinden 400-500 m’iik kabartılarla ayrılmış, derinliği 1.000 m’nin üzerinde göbek biçiminde üç çukur vardır. En doğuda olanı, Adaların hemen güneyinde 1.238 m'ye inen çukurdur. Ortada, Marmara Ereğlîsi ile Kapıdağ arasında yer alan ikinci çukurun derinliği 1.258 m’dir. Bu çukur, aynı zamanda Marmara Denizinin de en derin noktasıdır. Bunun batısında da Ganos Dağı önlerinde 1.112 m’ye inen üçüncü derin çukur yer alır. Marmara Denizinin ortaya çıkışının başlıca nedeni, yakın bir jeolojik dönemde oluşmuş kırıklardır. Neojen Bölüme (y. 26-2,5 milyon yıl önce) ait göl tortullarıyla kaplı ve çevresindeki, bir yandan Ergene, öte yandan Manyas-Ulubat havzaları ile kökeni aynı olan Marmara Havzası, yakın dönemdeki kırılmalarla komşularından daha fazla çukurlaşmış, sonra da sularla dolarak bugünkü görünümünü kazanmıştır.

Kuvatemer (Dördüncü) Dönemin (y. 2,5 milyon yıl öncesinden günümüze) oldukça yakın bir aşamasında oluşarak Marmara’nın çukurlaşmasına yol açan bu kınklar, günümüzde de etkinliğini korumaktadır. Bu nedenle Marmara ile çevresi Türkiye’nin en önemli deprem alanlanndandır. Kuvaterner Dönemde Marmara’nın yalnızca Karadeniz’le bağlantısının olduğu ve bu aşamada Akdeniz sularının henüz Marmara’ya ulaşmadığı bilinmektedir. Daha sonra Akdeniz’in suları tarafından istila edilen Marmara’nın bugünkünden daha geniş bir alanı kapladığı, kıyılarda görülen 30-35 m’lik deniz sekilerinden anlaşılmaktadır. Daha sonra oluşan deniz çekilmesi (regresyon) sırasında Akdeniz’le bağlantısı geçici bir süre için kesilen Marmara, büyük bir göl haline geldi. Sonra gene Akdeniz’in sulan tarafından işgal edilen Marmara’nın ikinci kez deniz haline gelmesine, çevresindeki 12-15 m’lik sekiler tanıklık eder. Bu aşamayı izleyen ve 110 m’yi bulan genel bir deniz alçalması sonucunda Akdeniz’den bir kez daha ayrılan Marmara, en çukur yerlerinde bazı göller bulunan kapalı bir havza oldu. O aşamada atmosfer olaylannın etkisindeki kara parçalan olan kıta sahanlığında bugün izlenen akarsu vadileri, Marmara’nın kapalı havza olduğu dönemde kazıldı. Kuvaterner Dönemdeki son buzullaşmanın sona ermesiyle başlayan genel deniz yükselmesi, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’i yeniden birleştirerek yaklaşık bugünkü görünümün ortaya çıkmasına yol açtı.

Marmara’nın yüzey suları genellikle az tuzludur. Ortalama tuzluluk oranı binde 22 olan bu az tuzlu katmanın kalınlığı 15-20 m’dir. Derinlere doğru hızla artan tuzluluk oranı 30 m’de binde 37’yi geçer ve 150 m’den sonra dibe kadar binde 38,5 olarak değişmeden kalır. Marmara’da az tuzlu katmanın ince olması nedeniyle, bazı fırtınalı havalarda çok tuzlu sular yüzeye çıkarak balık akınmına yol açar.

Marmara Denizinde yüzey sularının sıcaklığı yazın 24°C-26°C, kışın 7°C-9°C arasında değişir. Yüzey sulanndaki mevsimlik sıcaklık farklan ancak 200-300 m’ye kadar gözlenebilir. Daha sonra bu fark azalır ve sıcaklık dibe kadar 14,2°C olarak her mevsimde aynı kalır.

Marmara Denizinde, Karadeniz’den Ege’ ye doğru bir yüzey akıntısı, ters yönde de bir dip akıntısı vardır. Yüzey akıntısı, Karadeniz ile Ege arasındaki düzey farkından kaynaklanır. Bu yüzey akıntısı İstanbul Boğazından çıkarken Marmara Denizi yüzeyinde yelpazeyi andırır biçimde yayılır. Batıda yeniden toplanarak ve hızı daha da artmış olarak Çanakkale Boğazına girer.
Türkiye’nin öteki denizlerinde olduğu gibi Marmara Denizinde de gelgit olayı nedeniyle önemli bir düzey değişikliği görülmez. Buna karşılık, şiddetli rüzgârların neden olduğu itmeler yüzünden Marmara’nın kuzey ve güney kıyılarında zaman zaman yüksekliği bir metreye erişen ve seş adı verilen düzey değişiklikleri gözlenir. Marmara Denizinin sulan bazen lodos, kıble ve keşişleme. gibi güneyden esen rüzgârlann itmesiyle İstanbul kıyılannda, karayel, yıldız ve poyraz gibi kuzeyden esen rüzgârların itmesiyle de Yalova, Mudanya ve Bandırma kıyılannda yükselir. Marmara Denizi, Çanakkale ve İstanbul boğazlarıyla birlikte dünyanın başlıca suyollarından biridir. Bundan başka, kıyıları ve adalarıyla önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.
Marmara Denizi son yıllarda yoğun biçimde kirlenmektedir. Önceleri arıtma tesislerinden yoksun sanayi kuruluşlarının atıkları ve gemilerin bıraktığı sintine sularıyla kirlenmeye başlayan Marmara Denizi, günümüzde çevresindeki büyük kentlerin çöplüğü haline gelmiştir. Bu nedenle, yüzey sularında oksijen miktarı azalmış, canlı yaşamı önemli ölçüde zarar görmüş, büyük kentler çevresinde denize girmek neredeyse olanaksız hale gelmiştir. Eskiden yüzü aşkın balık türünün barındığı ya da göç yolunun geçtiği Marmara’da bugün ancak birkaç tür balık yaşayabilmektedir. Deniz kirlenmesinin en yoğun olduğu İzmit Körfezi ise canlı yaşamın bulunmadığı ölü bir deniz durumundadır. Kirliliğin yanı sıra kırım boyutlarına varan aşırı avlanma da Marmara’nın neredeyse çorak bir denize dönüşmesinde etkili olmuştur.

Kaynak: Ana Britannica

Bakınız
> Marmara Bölgesi




CrasHofCinneT 30 Ekim 2008 15:05

MARMARA DENİZİ

, Akdeniz'e bağlı bir içdenizdir. Tümüyle ülkemizin sınırları içinde yer alan Marmara Denizi, adını verdiği bölge­nin orta kesimindedir. İstanbul Boğazı'yla Karadeniz'e açılan bu içdeniz, Çanakkale Boğazı yoluyla ilintili olduğu Ege Denizi aracılığıyla da Akdeniz'e bağlanır. Uzunluğu İzmit ile Gelibolu yakınındaki Çankaya Bur­nu arasında 278 km olan Marmara Denizi'nin en geniş yeri Silivri ile Kurşunlu arasındadır ve 76 kilometredir. Doğu ve güneyde Anado­lu, batı ve kuzeyde de Trakya kıyıları tarafın­dan kuşatılan Marmara Denizi, 11.350 km2'lik bir alanı kaplar.

Fazla girintili çıkıntılı olmayan Trakya kıyı­sında iki lagün yer alır. Son jeolojik dönemde deniz baskınına uğrayarak sular altında kalan eski akarsu ağızlarının daha sonra kıyı kordonlarıyla kapanması sonucunda oluşan bu lagünler, Küçükçekmece ve Büyükçekmece gölleridir. Anadolu kıyıları ise oldukça girin­tili çıkıntılıdır. Başlıca çıkıntılar Samanlı Dağları'nın batıya doğru sokulduğu Bozburun ya da Armutlu Yarımadası ile Kapıdağ Yarımadası'dır. En belirgin girintiler ise bu yarımadaların iki tarafındaki İzmit ve Gemlik kör­fezleri ile Bandırma ve Erdek körfezleridir.

Anadolu kıyısı açığında genişleyen kıta sahanlığında birçok ada yer alır. Marmara Denizi'ndeki başlıca adalar Kızıl Adalar ola­rak da anılan Prens Adaları (bak. Prens adaları), İmralı Adası ve Marmara Adaları' dır. Bozburun'un batısında yer alan İmralı Adası'nda bir yarı açık cezaevi vardır. Üç büyük ve birçok küçük adadan oluşan Mar­mara Adaları, Kapıdağ Yarımadası'nın batı ve kuzeybatısında yer alır. Bu takımadaların başlıcaları Marmara, Paşalimanı ve Avsa (Türkeli) adalarıdır. Bunların en büyüğü olan Marmara Adasının yüzölçümü 117 km 2'dir. Eskiçağda Prokonnesos adıyla anılan bu ada­da çok eskiden beri işletilen mermer yatakları vardır. Bu ada ile takımadalar ve çevredeki denizin adı, Yunanca mermer anlamına gelen "marmaron" sözcüğünden kaynaklanır. Mar­mara Denizi ilkçağda Propontis adıyla anılı­yordu.

Kıta sahanlığı geniş alanlar kaplayan deniz çanağında, derinliği 1.000 metreyi aşan üç çukur vardır. Bu çukurlar Marmara Bölgesi' nin doğu kesiminde doğal yapıyı önemli ölçüde belirleyen Adapazarı Ovası, Sapanca Gölü, İzmit Körfezi çöküntü alanı dizisinin batıdaki devamı niteliğindedir. Bunların ilki Prens Adaları'nın güneyinde, ikincisi Marma­ra Ereğlisi'nin güneyinde, üçüncüsü ise Ganos Dağı'nın doğusunda yer alır. Bunların ikincisinde 1.258 metreye ulaşan çukurluk, Marmara Denizi'nin en derin yeridir.

Marmara Denizi jeolojik çağlarda, kuze­yindeki Ergene Havzası ile güneyindeki Man­yas, Ulubat havzaları gibi bir göl alanıydı. Ortadaki bu alan son jeolojik dönemde ke­narlarında oluşan kırıklar boyunca çökerek kuzey ve güneyde yer alan havzalardan daha çok çukurlaştı. Bu çukurlaşmaya yol açan ve günümüzde de etkinliğini sürdüren kırık çizgi­leri nedeniyle Marmara Bölgesi, ülkemizdeki en önemli deprem kuşaklarından birinin üs­tünde yer alır. Çukurlaştıktan sonra iki kez Akdeniz sularının baskınına uğrayan Marma­ra, bugünkü durumuna son jeolojik dönem sonlarında geldi. Buzulların erimesinden son­ra denizlerin yükselmesi sonucunda Marma­ra'yı dolduran Akdeniz'in suları bugün İstan­bul Boğazı diye adlandırılan yörede akarsula­rın açtığı vadiyi aşarak Karadeniz'e ulaştı. Eskiden Kapıdağ Yarımadası'nın uzantısı olan Marmara Adaları da alçak kesimlerin sular altında kalmasıyla bu dönemde ortaya çıktı.
İstanbul ve Çanakkale boğazları aracılığıyla Karadeniz ile Ege Denizi arasında su alışveri­şi sağlayan Marmara Denizi'nin yüzey suları, Ege Denizi ve Akdeniz'e göre daha az, Karadeniz'e göre ise daha tuzludur. 15-20 metre derinlikteki yüzey katmanında binde 22 olan tuzluluk oranı, 30 metrede binde 37'ye, 150 metrede de, binde 38,5'e ulaşır. Marmara Denizi'nin yüzey sularında mevsimlik sıcaklık farkı 7°C ile 26°C arasında değişir. 300 metre­den daha derindeki suların yaklaşık 14°C olan sıcaklığı her mevsim aynıdır.

Karadeniz ile Ege Denizi arasındaki düzey farkı nedeniyle Marmara Denizi'nde Ege'ye doğru bir yüzey akıntısı vardır Ege Denizi' nin derindeki suları da ters bir dip akıntısıyla Karadeniz'e geçer.

Marmara Denizi gelgit olayından pek etki­lenmez. Ama şiddetli rüzgârların yol açtığı fırtınaların birkaç gün sürmesi halinde Mar­mara Denizi kıyılarında bazı düzey değişiklik­leri olduğu görülür. Şiddetli rüzgârın yüzey­deki suları itmesi nedeniyle uzun süren bir lodos fırtınası sırasında deniz düzeyi Bandır­ma kıyılarında alçalırken İstanbul kıyılarında yükselir. Poyraz fırtınalarının uzun sürmesi durumunda da bunun tersi gerçekleşir. Daha çok kışın oluşan poyraz fırtınaları sırasında İstanbul kentinin iki yakası arasında ulaşımı sağlayan vapurların iskelelere yanaşmalarını ve yolcuların inip binmesini güçleştiren, deniz düzeyi alçalmasına yol açan bu olaya seş adı verilir.

Kıyılarında ilkçağdan günümüze kadar bir­çok yerleşim yeri kurulmuş olan Marmara Denizi, denizyolu ulaşımı açısından uluslar­arası çapta öneme sahiptir. Kara "nz'den gelen bol oksijenli sulara bölge k .arında Marmara'ya dökülen akarsuların taşıdığı plankton açısından zengin suların karışması, deniz canlılarının yaşamı için çok uygun bir ortam oluşturur. Ama özellikle kıyılarında yer alan kentlerin ve sanayi kuruluşlarının atıklarıyla son yıllarda yoğun biçimde kirle­nen Marmara Denizi'ndeki canlı yaşamı sona erecek ölçüde çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Bunun bir nedeni de yurtdışına deniz ürünü satışını artırma amacıyla yapılan aşırı ve kurallara uygun olmayan avlanmadır. Eskiden çok miktarda karides ve yüzden fazla balık türünün yaşadığı bilinen Marmara Deni­zi'nde balık türlerinin son yıllarda çok azaldı­ğı bildirilmektedir. İzmit Körfezi gibi kesim­leri ölü bir denize dönüşen ve kıyısındaki kentlerin çöplüğü gibi kullanılan Marmara Denizi'ndeki yoğun kirlilik, turizmi de olum­suz yönde etkilemektedir. Oysa, doğal güzel­likler açısından çok zengin olan Marmara Denizi kıyıları turizm açısından önem taşır. Kamu ve özel kesimce işletilen birçok otel, motel, tatil sitesi ile yazlıkların yer aldığı bu kıyıların bazı kesimleri kirlilik nedeniyle deni­ze girilemez duruma gelmiştir. Marmara'nın Prens Adaları, Yalova, Çınarcık, Gemlik Körfezi, Mudanya, Bandırma, Erdek, Mar­mara Adaları kıyıları ile kuzey kıyıları yaz turizmi açısından özellikle İstanbullular için büyük önem taşır.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica


Misafir 19 Kasım 2012 20:12

Marmara Bölgesine komşu denizler


Marmara bölgesi, kıyıları ve denizleri ile yurdumuzun önemli yerlerinden biridir. burası, üç denizin, karadeniz, marmara denizi, ege denizi'nin birbiri ile birleştiği bir bölgedir. bölgenin kuzey kıyıları, karadeniz e olan kıyılarıdır. güneybatıdaki kıyıları da ege denizine olan kıyılandır. bu arada, trakya yarımadası ile, anadolu'nun marmara denizine bakan kıyıları, marmara denizi ile çevrilidir.

Marmara denizi, kuzeyde istanbul boğazı ile karadeniz'e, güneybatıda çanakkale boğazı ile ege denizi ve akdeniz'e açılır. karadeniz'den atlas okyanusuna, akdenize geçmek zorunda olan gemiler, istanbul boğazı, marmara denizi, çanakkale boğazı yolu ile ege denizi ve akdenize geçmek mecburiyetindedirler. bu yüzden, bu iki boğaz, karadeniz'in kapıları özeliğindedir. marmara denizinin karadeniz'e ve marmara denizinin kuzeyine bakan kıyıları, fazla girintili çıkıntılı değildir. güney kıyılarında ise, girinti - çıkıntı olabildiğince fazladır. bu kıyılarda izmit, gemlik, bandırma körfezleri, samanlı ve kapıdağ yarımadaları yer alır.


Mira 3 Ekim 2013 14:58

Marmara Denizi
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Kuzeybatı Türkiye'de, Karadeniz ile Ege arasında bütünüyle Türk topraklarıyla çevrili deniz. Küçük (11.500 km2), fakat derindir (en derin yeri 1.300 m.). İzmit Körfezi'nin batısında Tekirdağ güneyine doğru, doğu-batı yönünde uzanan derin bir kısım yer alır. Bu derin oluğun kuzeyinde ve güneyinde derinliği 100 m.yi bulmayan bir kıta sahanlığı Marmara'nın en geniş bölümünü kaplar. İstanbul yakınında Kızıladalar, İmralı, Marmara adaları bu kıta sahanlığı üzerinde yer alırlar. Marmara Denizi'nin işgal ettiği çanak, üçüncü zaman sonları ile dördüncü zaman başlarında meydana gelen tektonik hareketlerle ilgilidir ve önemli bir deprem alanıdır.

Denizin kuzey kıyıları nispeten az girintili ve çıkıntılıdır. Bu kıyıda, sonradan birer göl hâline gelmiş olan Büyükçekmece ve Küçükçekmece koyları başlıca girintileri, Ereğli Burnu ise başlıca çıkıntıyı meydana getirir. Buna karşılık, Marmara'nın güney kıyılarında birçok girinti çıkıntı vardır (izmit, Gemlik, Bandırma ve Erdek körfezleri; Bozburun, Kapıdağ ve Biga yarımadaları). Karadeniz ile Ege ve Akdeniz'i bağlayan Marmara, deniz ulaşımı bakımından çok önemli bir yoldur. Sularının tuzluluğu İstanbul Boğazı'ndan Çanakkale Boğazı'na doğru giderek artar. Akıntılar genellikle Karadeniz'den Ege'ye doğrudur.


perlina 21 Kasım 2016 16:39

Marmara Denizi'nin kirlenme sebepleri.


Marmara denizi hem kara (evsel atıklar, endüstriyel deşarjlar, nehirlerden kaynaklanan kirlenme) hem de deniz kökenli (ulaşımdan kaynaklanan) kirlenme tehlikesini yaşıyor.

Altyapının yetersiz olması, kanalizasyon toplama şebekesi ve arıtma tesislerinin bulunmaması ve işletme maliyeti nedeniyle arıtma tesislerinin çalıştırılamaması, evsel kirlilik problemlerinin temelini teşkil ediyor.

İstanbul civarında bulunan 4500 - 5000 kadar endüstri kuruluşundan, 0,3 milyon metreküp civarında atıksu deşarj ediliyor.

ATIKSU, AĞIR METAL

Bu atıksuların yüzde 50’si ise arıtılmadan denize bırakılıyor. Yapılan son araştırmalara göre, İzmit Körfezi’ne günde, 6,6 kg kurşun, 43,2 kg çinko, 1,9 kg bakır, 209 kg krom, 5,1 kg civa gibi ağır metallerin yanı sıra 10,9 ton azot ve 30,8 ton atık karışıyor.

Marmara’ya, İstanbul’dan günde 1,2 milyon metreküp, Bursa’dan günde 0,3 milyon metreküp, İzmit’ten 0,2 milyon metreküp, diğer 5 şehirden 0,4 milyon metreküp olmak üzere bölge genelinde 2,1 milyon metreküp evsel atıksu deşarj ediliyor.

PETROL SIZINTISI

Deniz araçlarının sintine suları, balast suları, tank yıkama sularından kaynaklanan kirlenmenin yanı sıra ham petrol taşıyan tankerlerden sızan petrol, Marmara Denizi’nde çok geniş alanlara yayılıyor. İstanbul Boğazı’nda deniz trafiğinden kaynaklanan kirliliğin toplam kirliliğe katkısı, yaklaşık yüzde 10 olarak tesbit ediliyor. Marmara Denizi’nde ortaya çıkan yaklaşık 10 milyon eşdeğer nüfusluk bir kirliliğin bir bölümü, yüzey suları aracılığı ile Ege Denizi’ni etkiliyor.









Saat: 10:47

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık