MsXLabs
Sayfa 2 / 2

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Türkiye Coğrafyası (https://www.msxlabs.org/forum/turkiye-cografyasi/)
-   -   Marmara Bölgesi - Genel Bilgi (https://www.msxlabs.org/forum/turkiye-cografyasi/10860-marmara-bolgesi-genel-bilgi.html)

perlina 21 Kasım 2016 11:40

2 ek
Alıntıdaki Ek 58378

Marmara Bölgesi

, yer şekilleri ve sosyo-ekonomik özelliklerine göre dört bölüme ayrılmıştır. Bunlar, Yıldız Dağları Bölümü, Çatalca - Kocaeli Bölümü, Ergene Bölümü ve Güney Marmara Bölümüdür.

Yer şekilleri


Dağlar: Yer şekilleri bakımından sade görünümlü olan bölge, bölgeler arasında ortalama yüksekliği en az olandır. Samanlı, Yıldız, Koru, Ganos, ve Biga Dağları bölgedeki başlıca dağ sıralarıdır. En yüksek dağ kütlesi Uludağ’dır.
Ovalar: Ergene, Adapazarı, Yenişehir, Karacabey, İnegöl ve Balıkesir bölgenin önemli ovalarıdır.
Platolar: Bölgede aşınmış tepelikler, dalgalı araziler, geniş yer tutar. Çatalca, Kocaeli, Biga ve Gelibolu platoları yer alır.

Akarsular ve Göller


Akarsular: Ergene, Susurluk ve Sakarya bölgenin önemli akarsularıdır. Ayrıca Biga Yarımadası’nda (Çanakkale Boğazı çıkışında) denize dökülen Karamenderes ile Marmara Denizi’ne dökülen Kocabaş çayları bulunur.
Göller: Bölgenin Güney Marmara Bölümü’nde tektonik oluşumlu, büyük tatlı su gölleri bulunur. Bunlar İznik Gölü, Ulubat Gölü, Manyas Gölü ve Sapanca Gölü’dür. Durusu (Terkos), Büyük Çekmece ve Küçük Çekmece gölleri ise kıyı set gölleridir. Ayrıca bölgede birçok baraj gölü de bulunmaktadır.

İklim


Bölge, Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi ve karasal iklim arasında geçiş alanıdır. Ergene Bölümü dışında, bölgede bozulmuş Akdeniz iklimi görülür. Karadeniz ikliminin ve enlemin etkisine bağlı olarak yaz kuraklığı Akdeniz Bölgesi’ne göre daha azdır. Kışın kar yağışı olağandır. Ergene Bölümü’nde ise karasal iklim özellikleri görülür. Bölgenin kış mevsiminde en soğuk bölümü burasıdır.

UYARI: Marmara Bölgesi’nde çeşitli iklim tiplerinin görülmesi, bitki örtüsünün ve tarım ürünlerinin çeşitlenmesine yol açmıştır.

Doğal Bitki Örtüsü


Marmara kıyılarında 250-300 m yükseltiye kadar maki görülür. Karadeniz kıyıları ile Uludağ’da ormanlar yer alır. Yıldız Dağları Bölümü ise ormanların en geniş alan kapladığı yerdir. Orman bakımından 4. sırada yer alan bölgede iç kesimlere doğru gidildikçe antropojen bozkırlar görülür.

Nüfus ve Yerleşme


Marmara en kalabalık bölgedir ve nüfus yoğunluğu bakımından ilk sırada yer alır. Nüfuslanması, çok göç almasının bir sonucudur. Buna bağlı olarak kentleşme oranı en yüksek olan bölgedir. Çatalca – Kocaeli Bölümü ile Bursa Yöresi yoğun nüfuslanmıştır. Yıldız Dağları Bölümü, Biga ve Gelibolu Yarımadası bölgenin en tenha yerleridir.

İller


  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Düzce
  • Edirne
  • İstanbul
  • Kırklareli
  • Kocaeli (İzmit)
  • Sakarya (Adapazarı)
  • Tekirdağ
  • Yalova

Ekonomik özellikler


Tarım
Bölgenin fazla engebeli olmaması nedeniyle, yüzölçümüne göre ekli-dikili arazinin en geniş alan kapladığı bölgedir. Tarımsal ürün çeşitliliğinin en fazla olduğu bölge olmasında yükselti azlığı ve çeşitli iklimlerin geçiş alanında bulunması etkili olmuştur. Modern tarım yöntemleri kullanıldığından, elde edilen verim yüksektir. Ancak tüketici nüfus fazlalığı nedeniyle tarım ürünleri bölge gereksinimini karşılayamaz.

Tarım Ürünleri

  • Buğday: Trakya’da Ergene Bölümü’nde yoğun olarak yetiştirilir. Bölge, üretimde İç Anadolu’dan sonar 2. sırada yer alır.
  • Ayçiçeği: Tohumlarından yağ elde etmek için yetiştirilir. Türkiye üretiminin % 80 ini bu bölge karşılar. Ergene ve Güney Marmara Bölümleri’nde ekimi yoğunlaşır.
  • Şekerpancarı: Trakya, Güney Marmara ve Adapazarı ovalarında ekim yapılır.
  • Tütün: Bölge, Türkiye üretiminde 3. sırayı alır. Bursa, Balıkesir, Adapazarı’nda ekimi yoğunlaşır.
  • Mısır: Bölge, üretimde Karadeniz’den sonra 2. sırayı alır. Adapazarı ve Bursa önemli ekim alanlarıdır.
  • Pirinç: Meriç ovalarında ekimi yoğunlaşır. Edirne bölge üretiminde ilk sırayı alır.
  • Şerbetçi otu: Bira sanayinde tad ve koku verici olarak kullanılır. Bilecik Yöresi’nde ekimi yapılır.
  • Zeytin: Güney Marmara Bölümü’nde Gemlik ve Mudanya Yöresi’nde üretimi yoğunlaşır. Bölge, üretimde Ege’den sonar 2. sırayı alır. İri kalitede sofralık zeytin yetiştirilir.
  • Dut: Bölgede ipek böceği yetiştiriciliğine bağlı olarak dutçuluk önem taşır. Bursa, Balıkesir, Bilecik Yöresi’nde yoğun olarak yetiştirilir.
  • Meyve: Bursa Yöresi’nde yoğun olarak yetiştirilir. Şeftali, kiraz, çilek, kestane ve üzüm başlıcalarıdır.
  • Sebze: Bursa ve Adapazarı ovalarında yoğun olarak yetiştirilir. Domates, patates, sarımsak, soğan, patlıcan, kabak, biber başlıcalarıdır.

Hayvancılık


Makineli tarım nedeniyle otlak alanları daraldığından besi hayvancılığı ve mandıracılık gelişmiştir. Büyük kentler çevresinde kümes hayvancılığı yaygındır. Bursa Yöresi’nde ipek böcekçiliği önem taşır ve merinos koyunu yetiştirilir. Boğazlar ve Marmara’da balıkçılık yapılır.

Ormancılık


Yıldız Dağları’nın kuzeye bakan yamaçlarında, Samanlı Dağları üzerinde ve Uludağ çevresinde verimli ormanlar bulunur. Özellikle Karadeniz kıyılarındaki meşe ormanlarından yakacak odun üretiminde yararlanılır. Yıldız Dağları Bölümü’ndeki ormanlardan odun kömürü ve kereste üretimi yapılır. Güney Marmara Bölümü’ndeki ormanlar ise üretime en elverişli ormanlar arasındadır.

Madenler ve Enerji Kaynakları


Madenler
Maden ve enerji üretiminde Marmara Bölgesi’nin Türkiye ekonomisine katkısı azdır. En önemli yer altı zenginliği Susurluk, Bigadiç ve Mustafa Kemal Paşa Havzasında çıkarılan bor mineralleridir.

Enerji Kaynakları


Trakya (Saray, Harmanlı), Çan ve Bilecik’te önemli bir enerji kaynağı olan linyit yatakları bulunmaktadır. Trakya Hamitabat ve Marmara Ereğlisi’nde doğal gaz çıkarılır.

Enerji Üretim Tesisleri


Enerji üretiminin en az, tüketiminin ise en çok olduğu bölgedir. Hamitabat’taki doğalgaz çevrim tirübünü ile Orhaneli’de linyitle çalışan termik santral başlıca üretim tesisleridir.

Endüstri


Başlıca endüstri tesisleri şunlardır:
  • Şeker: Alpulu, Susurluk, Adapazarı
  • Konserve: Bursa, Çanakkale
  • Bitkisel Yağ: Trakya’da yoğunlaşır
  • İçki-Sigara: Tekirdağ, İstanbul
  • İlaç: İstanbul
  • Dokuma: Bursa, İstanbul
  • Seramik: İstanbul, Çanakkale, Bilecik
  • Elektrikli Ev Eşyaları: İstanbul, İzmit
  • Kağıt: İzmit, Balıkesir başlıcalarıdır.
  • Cam: Kırklareli, İstanbul
  • Petrol Rafinerisi: İzmit (İpraş)
  • Petro – kimya: İzmit
  • Otomotiv: Bursa, İstanbul, İzmit, Adapazarı
  • Traktör – Vagon: Adapazarı
  • Gemi Yapımı: İstanbul, Gölcük

Ulaşım


Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan en kısa kara ve demiryolları bu bölgeden geçer. Yer şekillerinin sade olması ve yükseltinin azlığı ulaşımı kolaylaştırmıştır. Yıldız Dağları Bölümü ile Biga Yöresi’nde arazinin engebeli olması nedeniyle ulaşım gelişmemiştir. İstanbul, kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşımının kesiştiği noktada yer alır. Bursa ve Edirne de önemli yolların geçtiği diğer merkezlerdir. Bandırma, Kocaeli (İzmit) ve Tekirdağ ise diğer önemli liman kentleridir.

Turizm

Alıntıdaki Ek 58377

Marmara Bölgesi doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi ve kültürel zenginliğiyle de turizmde önemli bir paya sahiptir. Türkiye turizm gelirinin % 50 sini bu bölge sağlamaktadır. İstanbul ve Bursa bölgenin iki önemli turizm merkezidir. Ayrıca Edirne, İznik, Çanakkale ve Gelibolu tarihi turizmin geliştiği yerlerdir. Özellikle Bursa ve Gönen çevresinde kaplıca turizmi gelişmiştir. Güney Marmara Bölümü’ndeki Kuş Cenneti ve Uludağ milli parkları da bölge turizmine önemli katkıda bulunmaktadır.

Bölgenin Ülke Ekonomisindeki Yeri


Marmara Bölgesi endüstri ve ticaret sektörünün yoğunlaştığı Türkiye’nin en gelişmiş bölgesidir. Aşağıda bölge ekonomisinde önemli yer tutan ürün ve ekonomik faaliyetlerin listesi verilmiştir.
  • Ayçiçeği
  • Sebze
  • Zeytin
  • Buğday
  • Deniz Ürünleri
  • İpek Böcekçiliği
  • Endüstri ürünleri
  • Turizm


perlina 21 Kasım 2016 12:45

2 ek

Bölgenin Yemek Kültürü

;Yüzyıllardır yoğun bir göç hareketi yaşıyor.Halihazırda aktif olan ve Anadolu’dan İstanbul, Bursa ve Kocaeli’ye doğru gerçekleşen Doğu-Batı eksenli göç yolunun yanı sıra Balkanlardan Trakya’ya doğru geçtiğimiz yüzyılın başında gerçekleşen başka bir göç dalgası da bölgenin sosyal yapısını sonsuza dek değiştirdi. Haliyle bölge mutfağı da karma bir mutfak kültürü ile zenginleşen ama özgünlüğünü de yaratmayı başaran bir içeriğe sahip.
Sözün özü Marmara Bölgesi Mutfağı dediğimizde karma olduğu kadar yerelliğini korumuş devasa bir içerikten de söz ediyoruz. Ege ve Akdeniz’in zeytin kültürünü de, Karadeniz’in pratik ama lezzetli yemeklerini de, Anadolu’nun bol tahıllı lezzetleri ile Doğu’nun etli lezzetleri bir araya gelmiş Marmara Bölgesi’nde… Tabii ki bölgenin “Avrupalı” Trakyasını ve onun Balkan kökenli lezzetlerini de unutamayız.

Alıntıdaki Ek 58383
İstanbul, temellerini atan Megaralılardan bu yana her zaman başkent olmuş, dünyanın en güzel kentlerinden birisi.İki büyük imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul, dolayısıyla dünyanın tüm zenginliklerini de bünyesinde barındırmış. Hal böyle olunca, fağının dünyanın önde gelen mutfaklarından birisi olması da çok doğal.Roma İmparatorluğu’nun başkentliğinden Osmanlı başkentliğine geçerken İstanbul, ülkenin her yanından gelen malzemeler, ustalar, tarzlar ve lezzetlerin son durağı olarak her gün zenginleşen bir mutfak kültürü oluşturmuş.

İstanbul mutfağında ana yemekler, kuzu, koyun veya dana etine ilave edilen çeşitli sebzelerle yapılan yemekler olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte pilav, börek çeşitleri, bulgur, kuru fasulye, zengin zeytinyağlı sebzeler ise yan öğünlerde sıkça servis ediliyor. Et ve tavuk suyuyla zenginleşen çorbaların ana malzemesi ise bulgur ve şehriyedir. Pirinç, özellikle 16. yüzyılın ikinci yarısından beri İstanbul mutfağında sıkça kullanılan bir malzemedir ve tandır, güveç, fırın testi ve kuyu kebabı gibi et yemekleri de pilavla servis edilir. Patlıcan ise bu mutfağın göz bebeklerinden biridir, öyle ki sadece patlıcanın 40 çeşit yemeği olduğu söylenir. Hatta gastronomi ve tarih uzmanları, patlıcan közlemek için yakılan ateşler yüzünden İstanbul’un defalarca yandığını söylüyor. İstanbul’un tatlı kültürü ise başta baklava olmak üzere hamur tatlıları, sütlü ve meyveli tatlılarla bezenmiştir. Kış gecelerinin helva sohbetleri ise Osmanlı’dan günümüze kalmış hoş bir seda.

Barındırdığı halkların mutfaklarından da beslenen İstanbul mutfağında Yahudiler, Ermeniler ve Rumların etkisi de çok büyüktür. Özellikle meze ve deniz ürünleri üzerinde son derece zengin bir kültüre sahip olan bu halkların İstanbul mutfağında bıraktıkları etkilerin keyfini hâlâ sürmüyor muyuz: Papaz yahnisi, pırasa köftesi ve patlıcanlı börek, tereyağında gelincik balığı, Ermenilerin keşkeki olan “herissa”, yine Ermenilerin meşhur “topik”i, Rumların uskumru dolması, Ermenilerin ve Yahudilerin “dalak dolması”, zeytinyağlı sarmalar ve elbette midye dolması ile daha neler neler

Yalova’da yerel mutfağa özgü yemekler arasında, Pavli (haşlanmış lahana yaprağı kökü), Papara (mısır unundan yapılan çorba), kara lahana yemeği, Luhu şuşkey (mısır ekmeği doğranmış lahana yemeği), Çirbuli (Kırmızı biberli yumurta), Lalanga (tavada yapılan ince hamur yemeği), Çubiyiş gayi (kestane yemeği) sayılabilir. Tatlılardan ise papa (süt ve un karışımı tatlı), Silohto (hamur tatlısı), Paponi (un ve şekerden yapılan tatlı), Meçavçevi tepsi (cevizli hamur tatlısı) Yalova’nın diğer lezzetlerindendir.
Yöre mutfağı, Yalova İli’nin çeşitli sosyal yapısı ve buraya göç ederek gelenlerin kendi kültürünü yaşatma isteği Yalova’da zengin bir mutfak kültürünün doğmasına yol açmıştır. Diğer meşhur yemekleri ;
  • MİFLÖYLÜ YALOVA KEBABI
  • YALOVA KÖFTESİ
  • TERMAL SARMA
  • TERMAL TATLISI
  • YAPRAK PİDESİ

Trakya Bölgesi, Üzüm bağlarını mı anlatsak, meşhur Tekirdağ Köftesi’ni mi? Yoksa Edirne’nin eşsiz yaprak ciğerini mi anlatalım size? Avrupa ve Asya arasında bir köprü oluşturan Trakya Bölgesi, asırlardır barındırdığı halkların renkli yaşamları kadar onların zengin mutfak gelenekleri ile de ün sahibidir. Trakya mutfağı birbirinden lezzetli çorbaları, zeytinyağlıları, sıcak yemekleri, tatlı, börek ve hamur işleriyle az önce sıkça andığımız kültürel zenginliği de en iyi şekilde yansıtır. Örneğin Edirne ve Kırklareli’nin peyniri, yine Edirne’nin ciğer yemekleri, çiğ börek, akıtma, katmer, kulaç, yoğurtlu kulak, köbete, kaçamak, malika, etli marul dolması, nohutlu ekmek, katmerli pazı böreği, bir tür patlıcan salatası olan mamzama, üzüm suyuna hardal eklenerek hazırlanan hardaliye, labada adlı ottan yapılan borani, bir tür peynir tatlısı olan belmuş, badem ezmesi, gaziler helvası, içine kayısı, vişne, bal, üzüm, badem, incir, karanfil, haşhaş, safran konan kuzu veya tavuk etiyle yapılan zırva. Bunların hepsi sadece Edirne ve Kırklareli’nin aklımızda kalan lezzetleri, unuttuğumuz, adlarını anamadıklarımız da cabası.

Trakya’da ise ilk akla gelen elbette meşhur Tekirdağ Köftesi… Bir adı da Hacıköylü köftesi olan ve Hayrabolu Alacaoğlu köyünden Tekirdağ’a gelen kebapçı Hüseyin Ağa’nın alamet-i farikası; kömür ateşinde pişirilen ve orta yağlı parça ete bayat ekmek, soğan, sarımsak, baharat ilave edilerek yapılan Tekirdağ Köftesinin yanı sıra süt ile yapılan sütlaç ve börekler de birer lezzet abidesi. Kırklareli’nde çok sevilen ve tüketilen nohutlu ekmek, Tekirdağ’da da sofraların vazgeçilmezlerinden. Genel olarak hamur işlerinin öne çıktığı bir mutfak olarak görülmesine rağmen, Trakya mutfağı ve özellikle Tekirdağ’da, yaprak sarması, çeneçarpan çorbası, cıllık, elbasan tava, gülbarak böreği, höşmerim, hakuk, kale, mangır, papaz mancası, pireşe, şaraşura, zennik, kapama, oğlak çevirmesi, pilav, dolma, peksimet, sütlü çorba, kavurma, kırma, mısır, bakla çorbası, süt paparası, güveç, labada sarması, irmik helvası, baklava, büryan, peynir helvası, kalbur tekerlemesi, keşkek de bilinen ve sıklıkla tüketilen tatlardır.

Marmara’nın batısı, yani Trakya için ekleyeceğimiz son not, bölgedeki yoğurt ve peynir kültürünün zenginliğidir. Et, sebze, kuru baklagiller, dolmalar, makarnalar, patlıcan ve biber kızartmaları gibi birçok yiyecek, burada sarımsaklı yoğurtla servis edilir. Bununla birlikte hamur işlerinde sıklıkla kullanılan peynir ya da çökelek (ulaşık) de bölgenin vazgeçilmezlerindendir. Hayvancılığın gelişmiş olması ile süt ve süt ürünlerine bağlılık nedeniyle bölgede yetkin bir mandıracılık sistemi de kurulmuştur.

Marmara ile Ege arasındaki geçiş bölgesini oluşturan Güney Marmara’da ise anmamız gereken ilk yöresel lezzet “tirit”tir. Bunun yanında Balıkesir mantısı, börülce ve salatası "sallama", sura, saçaklı mantı, düğün çorbası, şehriye çorbası, yaprak sarması gibi yemekler de özellikle Balıkesir’de yöresellik arz eder. Tatlılardan höşmerimin yeri ise apayrıdır.

Genel olarak Güney Marmara’da sebze ve ot yemeklerinin zengin olduğunu da söyleyebiliriz. Askalubrus, mürdük aşı, sarmaşık, acı filiz kavurması, semizotu ve kuzukulağı ilk aklımıza gelenler… Yine zeytin üretiminin gelişmiş olması nedeniyle yemeklerde zeytinyağı kullanımı oldukça yaygındır. Hâlihazırda Gemlik, Ayvalık ve Edremit gibi zeytinleri ile özdeşleşen yerlerin kültürleri zeytin ve zeytinyağına kurulu bir beslenme rejiminin gelişmesinde de ön ayak olmuş.

Alıntıdaki Ek 58384
Bursa’nın en meşhurları İskender Kebabı ve Kestane Şekeri’ni anmadan geçemeyiz. Geniş ovaları, verimli toprakları, Uludağ kaynaklı bol suları ile Bursa, tarihin ilk dönemlerinden itibaren ayrıcalıklı bir bölge olmuş. Pek çok kültüre ev sahipliği yapan Bursa, hep söylediğimiz gibi bu kültürlerin getirdiği beslenme alışkanlıklarından zengin bir mutfak kültürü oluşturmakta zorlanmamış. Bursa mutfağında; çorbalar, et ve sebze yemekleri, tatlılar önemli bir yer tutarken, Bursa’ya has saray yemekleri bile bulunuyor. Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu’nun araştırmasına göre Topkapı Sarayı mutfağında, sultanların şahsı için ayrılan Helvahane’nin Has Mutfak bölümüne, Bursa’dan her yıl; ekmek, et, pirinç, sade yağ, bal, kahve, tavuk, yumurta, tuz, nohut, soğan, piyaz, sirke, peynir, yoğurt, karabiber, sakız, zencefil, şeker, badem, kişniş, fıstıkB, nar, limon suyu, elma, süt, un, nişasta, turşu, kuzu eti, toklu koyun eti satın alınıyormuş.

Otantik lezzetleri de yok değil; örneğin “Yatgeber yemeği” Sadece uzun kış gecelerinde yenen bu yemeğin yanı sıra doğumda hayırlı olsuna gelene, loğusa şerbeti, armut kurabiyesi, cevizli lokum ikram edilirken, bebeğe ve anneye hediyelerle birlikte süt, lokma, helva gibi yiyecekler getirilir.

Velhasıl Bursa dediğimizde bir çırpıda aklımıza gelen lezzetleri sıralarsak: İskender Kebabı, Kestane Şekeri, tahinli pide, cantık, cevizli lokum, pideli köfte, Kemalpaşa tatlısı, İnegöl Köfte, süt helvası, Mihalıç peyniri, çardak kebabı, damat paçası, gerdanlı akıtma, çullama, sakızlı kebap, sazan dolması, kul aşı, hamur bamyası, pilimen çorbası, şipsi, çıngıllı mantı, kartalaç, köbete, cimcik hamuru, bezelye kavurması, lalezar, kavata, soğan karıştırması, yumurtalı patlıcan, ayva galyası.

Çanakkale ve Çanakkale mutfak kültüründen de bahsedelim. Ege Denizi’ne komşu Çanakkale’nin zeytin başkenti olduğunu söylememiz, bölgenin beslenme alışkanlıklarını özetlememize yetecektir. Bununla birlikte bir kıyı kenti olarak Çanakkale’de yoğun bir balık kültürü, Bozcaada ve Gökçeada’da ise yüzyıllardır süre giden bir şarap kültürü bulunuyor. Bir geçiş noktası olan Çanakkale’nin mutfağı deniz ürünleri kadar Ege’nin ot yemekleri ve Rumeli’nin damak çatlatan tatlarıyla bütünleşmiştir. Hatta Tekirdağ ile aralarında husumet oluşturan bir peynir helvası vardır ki tadı dillere destandır. Tarihi çok eskilere dayanan bir lezzet olan peynir helvasının bir türünü Balıkesir’de de höşmerim adıyla görüyoruz. Ancak Çanakkale’nin peynir helvasına “bunun adı höşmerim değil mi” deme gafletine düşmeyin.
Derlemedir


perlina 21 Kasım 2016 12:58

2 ek

Yöresel Giyim ve Kuşam

Alıntıdaki Ek 58394

1. Marmara Bölgesi Yöresel Erkek Giyimi


İçe Giyilen Kıyafetler ve Aksesuarlar
Beyaz veya açık mavi ya da boyuna çizgili el dokumasından (Kandıra veya Şile bezinden) yapılan boyu kalça hizasında olan üzeri işlemesizuzun kollu ve kolları düğmesiz hakim yakalı önünde yukarıdan aşağıya değişik renklerden 40 adet düğmesi bulunan Kırkdüğme Göynek/Gömlek içe giyilmektedir.

Üste Giyilen Kıyafetler ve Aksesuarlar
Gömlek üzerine önü kapalı koyu kahverengi/siyah depme mevsimine göre şayak (Kaba dokunmuş dayanıklı yünden dövme yoluyla elde edilen kumaş) veya keçe (Yapağı ya da keçi kılın dokunmadan yalnızca dövülmesi ile elde edilen kaba kumaş)kumaştan yapılan önden 6 düğmeli üstünde kösteğin ve çevrenin konulduğu cepleri bulunan Yelek veyahut yelek yerine bordo ya da mor renkli ince keçe/kadife kumaştan boyu kuşaktan 4 parmak yukarıda sim işlemeli önü açık ve kolu omuzdan düz olarak inen Kartalkanat/Cepken/Salta giyiliyor. Boyuna renkli kenarları payetli(İşlemede kullanılan küçük pırıltılı pul) yemeni veya yazmadan Çember veya çok bükümlü iplikle dokunmuş ince kumaştan Krep ya da Çevre bağlanır. Çevreler (sırma işlemeli/yöre motifli mendil) 35 x 35 cm. ya da 40 x 40 cm. ebatlarında olup yazın sıcakta başa serin havalarda boyuna bağlanıyor.

Yelek üstünde iki adet zincirden oluşan Köstek (daha önceleri kısa kılıç yakın dönemde de saatin takıldığı zincir) takılıyor. Bele ise pamuklu veya yünden turuncu koyu yeşil gül kurusu renklerden oluşan çizgili kare biçiminde el dokuması Kuşak sarılıyor. Üçgen şeklinde katlandıktan sonra bir karış genişliğinde kalıncaya kadar katlanan kuşağın ucu sol tarafa sıkıca tutturulup diğer ucu sağ taraftan çevrilerek bele sarılı kısmın üst tarafına sıkıştırılır.

Eskiden dört okka ağırlığında köseleden yapılmış ve yaklaşık 5 kilo ağırlığında Silahlık ve üzerinde Kama ve Silah takıyorlarmış. Kuşağın üzerine 30 x 90 cm. boyunda dikdörtgen biçiminde Kandıra/Şile bezinden dokunan üzerine yöre motifleri ve uç kısımlarına ise kanaviçe işlenmiş ve sol ayak üzerinden aşağıya doğru sarkıtılan Yağlık; kimi zamanda kuşağın üzerine sağ ayak tarafından veya kuşak ortalanarak ya tek olarak ya da işlemeli Mendil/Çevre birlikte takılır.Koyu kahverengi/siyah depme kumaştan yapılan üstü biraz bol paçaları dizden aşağısı ayağa kadar dar ve alt kısmı düğmeli Külot Pantolon giyiliyor.

Yöre oyunlarının çoğunda şimşir ağacından yapılan Kaşıklar iki elle çalınıyor.
Başa Giyilenler/Takılanlar ve Aksesuarlar Baş kısmına ipekli ve saçaklı Kefiye ya da basma parçalarından dikilmiş Takke (günümüzde Hacı Kefiyesi ve Fes de) giyiliyor. Eskiden yöre insanları kadifeden ya da keçeden uzun sıfır kalıp Fes ve fesin üzerinde yarım arşına yakın (yaklaşık 30-35 cm.) boyunda omuzlarına kadar inen kalın bir püskül takılıyorlarmış. Başa giyilen kefiye ya da fes üzerine renkli ince katlanan Poşu veya Krep sarılıyor. Sarıldıktan sonra uçları sağa doğru aşağıya gelecek biçimde sarkıtılıyor.

Ayağa Giyilenler ve Aksesuarlar
Ayağa yünden el örgüsü beyaz üzeri ve yanları nakışlı Yün Çorap giyiliyor.
Yün çorabın üzerine tabaklanmamış küçük baş hayvan derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritlerle sıkıca bağlanan ayak giyeceği olarak Çarık ya da yüzü yumuşak deriden yapılan ucu oval ve topukları iki parmak yükseklikte olan çoğunlukla siyah renkli hafif ayakkabı olarak Yemeni giyiliyor.

2. Marmara Bölgesi Yöresel Kadın Giyimi


İçe Giyilen Kıyafetler ve Aksesuarlar
Sarı ya da beyaz el dokumasından (Kandıra veya Şile bezinden) veya satenden yapılan boyu kalça hizasında olan üzeri işlemesiz uzun kollu ve kolları düğmesiz dik yakalı yalnızca boyun kısmı yaklaşık beş parmak kadar aşağıya doğru açık düğmesiz Göynek/Gömlek içe giyiliyor.

Üste Giyilen Kıyafetler ve Aksesuarlar
Gömlek üzerine önü açık kolsuz bordo ya da mor renkli kadife kumaştan boyu kuşağa kadar olan çoğunlukla minare alem motiften sim işlemeli Yelek Cepken Sarka giyiliyor.
Yörede kadınlar üstlerine cepken/yelek yerine kimi zaman kadifeden yapılan ve üzeri simle işlenen Üçetek veya varlıklı ailelerin kadınları/kızları kadife ve ağır işlemeleriyle Bindallı giyebiliyorlar.Boyuna yine kırmızı kurdele üzerine takılı altınlardan oluşan Gerdanlık takılıyor.
Bele iş yaparken yük taşımada kullanılan ve keçi kılından dokunan üzeri işlemeli ve uçları püsküllü Kılkuyruk bağlanıyor. Üçetek veya entari şeklinde elbiseler giyildiğinde bele önceleri gümüş sonraları sarı saçtan yapılan Kemer takılıyor. Ancak kılkuyruk kemer görevini de gördüğünden ayrıca bele kemer takmayanlarda olabiliyor. Kemerin veya kılkuyruğun ön yüzü üzerine 40x90 cm. boyunda dikdörtgen biçiminde Kandıra/Şile bezinden dokunan üzerine yöre motifleri ve uç kısımları ise kanaviçeden işlenmiş Önlük ortalanarak takılır. Kemerin veya kılkuyruğun bel tarafına 40x40 cm. boyunda dikdörtgen biçiminde pamuklu bezden dokunan desenli Dokuma ortalanarak takılır.Pamuk veya ipekle karışık pamuktan dokunmuş kutnu kumaştan geniş tek ağlı ve ağı aşağıda paçaları dar bir şalvar olarak yapılan Zıpka/Zıbka giyiliyor.Yöre oyunlarının çoğunda şimşir ağacından yapılan Kaşıklar iki elle çalınıyor.

Başa Giyilenler/Takılanlar ve Aksesuarlar
Evli ya da bekar köy kadınları baş kısmına üstü sargılı ve altınlı fes biçiminde Kofik/Kofi/Kofu giyiliyor. Kofinin üzerine arkaya doğru uzanan kırmızı/mavi/beyaz renkte Grep Örtme veya kenarları oyalı ve payetli mavi beyaz renkte Yemeni yüz kısmına sarkmayacak ve uzun kısmı arkaya gelecek biçimde örtülüyor.

Gerp örtmeyi/Yemeniyi de fes üzerine bağlamak için üç parmak kalınlığında kenarları payetli ve kuşak biçiminde beyaz/mor/kırmızı renkte Sıktırma/Çember bağlarlar.
Kofinin alına gelen kısmı üzerine dizilen küçük 7-9 adet altın para dizisinden oluşan Tura dikiliyor. Ayrıca başa şakaklardan sarkan saç lülesi Zülüf takılıyor.

Ayağa Giyilenler ve Aksesuarlar
Ayağa yünden el örgüsü beyaz üzeri ve yanları nakışlı renkli işlemeli Yün Çorap giyiliyor.
Yün çorabın üzerine tabaklanmamış küçük baş hayvan derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritlerle sıkıca bağlanan ayak giyeceği olarak Çarık ya da yüzü yumuşak deriden yapılan ucu oval ve topukları iki parmak yükseklikte olan çoğunlukla kırmızı renkli hafif ayakkabı olarak Yemeni giyiliyor.

Kıyafetlerin adları :

Alıntıdaki Ek 58395
  • Fes
  • Oyalı Çatkı
  • Boyun Dolağı
  • Kavuşturma
  • İçlik
  • Camedan
  • Sallama
  • Şal kuşak
  • Silahlık
  • Yağlık
  • Piştov (Kubur)
  • Potur
  • Dolama ve/veya Tozluk ve/veya Çizme
  • Yün işlemeli külah
  • Oyalı yemeni
  • gömlek
  • Yün yelek


perlina 21 Kasım 2016 13:31

Marmara Bölgesi'nde oynanan halk oyunları şöyledir ;
  • Hora - Doğu Marmara Bölgesi
  • Asıl Zeybek - Güney Marmara Bölgesi
  • Kaşıklı Zeybek - Güney Marmara Bölgesi
  • Çalgılı Bengi (Balıkesir)
  • Kılıç Kalkan (Bursa)
  • Kasap (Edirne)
  • Karşılama - Doğu ve Güney Marmara Bölgesi
  • Bengi - Marmara Bölgesi

Hora

: Bu oyun Bar ve Halaylar gibi el ele ya da kol kola tutuşularak disiplinli bir biçimde ve dizi halinde oynanmaktadır. Genellikle Trakya’da, kısmen de Marmara’nın doğu ve güneyinde görülen bir oyun türüdür.Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale...


Karşılama

: Karşılama iki kişinin karşılıklı durarak oynadıkları bir oyun biçimidir. Çiftlerin karşılıklı olarak toplanmalarıyla bir grup halinde de oynanmaktadır. Kız ve erkek karşılıklı çiftlerin karşılıklı iki sıra halinde dizilmesiyle bir grup oyunu biçiminde de sürdürülmektedir. Karşılamalar salma oyunlardır. Oyuncular birbirlerine tutunmazlar. Bazı karşılamalarda bütün oyuncuların ellerinde birer mendil bulunur.Genellikle Trakya’da, kısmen de Marmara’nın doğu ve güneyinde görülen bir oyun türüdür.Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmit, Adapazarı, Çanakkale,Bursa, Bilecik...

Bengi

: Marmara Bölgesinin güneyinde genellikle Balıkesir dolaylarında görülen bir oyun türüdür.Balıkesir, Manisa, Bursa, Çanakkale...

Kaşık

: Ellerinde ritim aracı olarak tahta kaşıklar bulundururlar.Güney Anadolu’nun Akdeniz’e uzanan kesimleri genellikle kaşıklı oyunlar bölgesi olarak gösterilir.Eskişehir , Afyon, Kütahya, Bilecik, Kırşehir , Konya, Mersin,Antalya, Bolu, Bursa.
Derlemedir.

Kılıç Kalkan







Saat: 17:17
Sayfa 2 / 2

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık