http://i41.tinypic.com/2j1twjo.jpg Allah Affetsin Dünyada hatasız tek kul olamaz, Kusur işlediysek Allah affetsin! Kaderinde yoksa aşkı bulamaz, Kusur işlediysek Allah affetsin! http://i41.tinypic.com/2j1twjo.jpg Olmayacak dua istemez âmin, Hep dürüst davrandım, ederim yemin, Kalbini kırınca üzüldüm demin, Kusur işlediysek Allah affetsin! http://i41.tinypic.com/2j1twjo.jpg Vicdansız insanın gözleri dolmaz, Kim yuva yıkarsa yuvası olmaz, Her iki dünyada mutluluk bulmaz, Kusur işlediysek Allah affetsin! http://i41.tinypic.com/2j1twjo.jpg Harika yuvayı dişi kuş yapar, Sahip çıkmaz isen kuşu kurt kapar, Hak bin kapı açar, bir kapı kapar, Kusur işlediysek Allah affetsin! http://i41.tinypic.com/2j1twjo.jpg HARİKA UFUK |
|
Niçin geldin bu dünyaya Kul olsana sen mevlaya Aldanma yalan dünyaya Namazını kıl kardeşim... Münker Nekir tutacaklar Namazlarını soracaklar Eğer yoksa vay haline Cehenneme atacaklar... Büyük yanlız Allahtır bil Haydi sende hakka eğil Müslümanlık böyle değil Namazını kıl kardeşim... Müminlerin miracıdır Müslümanın baş tacıdır Unutma farzı ayindir Namazını kıl kardeşim... Münker Nekir tutacaklar Namazlarını soracaklar Eğer yoksa vay haline Cehenneme atacaklar... ---------- Mesaj tarihi 19:51 ---------- Önceki mesaj tarihi 19:51 ---------- Rahman ve Rahim olan adına sığınarak Açtım iki elimi, kor gibi iki yaprak Bir edep ölçeğinde umutlu ve utangaç İşte dünya önümde benim ruhum sana aç Bu seyriyen ellerle senden seni isterim Senden seni isterken canımdan çıkar terim Sana aşık ruhumdu merceği yakan ışık Gözlerim Cemal’ini görmeden de kamaşık Bir mirasyediyim ben iflasın eşiğinde Hep sabrım ölçülüyor ihlas bileşiğinde Kimim? Kimlik ararken hem güler, hem aglarim, Yükseklerden dökülen sular gibi çağlarım… Çok tuzlu bir denizim, her anim med ve cezir, Sana aşık olalı, yüreğim kut’la esrir. Döşeğim kara toprak, yorganım kara bulut; Ben, Seninle doluyken vurgun yapamaz kunut. Her insan günah işler, Senden saklanır mı sır? Tövbe dilekçesiyle sırttan kalkar bu nasır… Kainatı yarattın, donattın, rızık verdin; Kimine sonsuz körlük, kimine ışık verdin; Yanlış adım atmayın diye indi her kitap, Sana açılan eli geri çevirmezsin Rab! Ulu bir silsileden peygamberler gönderdin, Gökyüzüne yıldızlar, yere çiçekler serdin; Senden önce bir sen yok, kainatta ilk Sensin; Bu kainat bir meta, hepsine Malik Sensin… Rabbim Seni tanıyan, bilir doluyu, boşu, Kapına geldi işte yorgun bir aşk sarhoşu. Garibim, muzdaribim, ama umutsuz değil, Seninle dost olanlar cihanda mutsuz değil. Kulunum, kurbanınım, Rabbim Senin mülkünde, Garip kulun ne söyler, gülümse dilekçeme… Senin için verince, verenin feyzi artar, Gönülden bir sadaka, dağca bir ömrü tartar. Kainatta ne varsa hepsinin zikrinde Sen. Hamd ve Şükür Sanadır, herşey Seninle esen; Sen ki, Sana geleni çevirmezsin eli boş, Aşık boşa dememiş; “Lütfun da, kahrın da hoş” Bir beyaz dilekçedir sana her yalvarışım, Imanımla amelim, hem perdem, hem nakışım Çalı bile kendine sığınan kuşu itmez, Sen Gafur’sun, Aziz’sin, senin keremin bitmez. Geldim işte kapına, kul senden ırak olmaz, Sana adanmamışsa yürek de yürek olmaz. Benden önce esirge Muhammed ümmetini, Esen gitsin her kervan, en sona ula beni. Kainat bir mozaik, her şeye sahip Allah, Ey gizli ve aşikar her derde tabip Allah… |
Sabitim de sen ol yıkılışım da sen ya Rabbi
|
Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah azze ve celle Ya rasulallah, Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden, Kalbimizden seyrediyoruz seni. İşte Bir yaşındasın, Beni sa'd yurdundasın Sana süt anne olmadı kadınlar Bu yüzden dargın bulutlar Bir damla yağmur indirmiyor Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda Minicik bir bulut var gökyüzünde Sana aşık... Ayrılmıyor başucundan Ve insanlar yağmur duasında... Hz.halime kucağına alıyor seni Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için Oysa minicik bulut gökyüzünde Sana meftun, sana kilitli... Ve dua eden rahibin kucağındasın Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da Ama sen unutmuyorsun Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun O minicik bulut ilişiyor bakışlarına Büyüyor, büyüyor... Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini Çoğusu bilmiyor seni... Altı yaşındasın Medine-i münevvere yolundasın Yanında aziz annen ve ümmü eymen Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni Mekke'ye annesiz giriyorsun Abdulmuttalip bir başka seviyor seni Ebu talip bir başka seviyor Ya rasulallah Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında Onlar anne deyince sen yere mi bakardın Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya Kaç gece anne diye hıçkırdın Efendim! Senin yerine de anne dedik annemize Senin yerine de baba dedik Yirmi beş yaşındasın Ve bambaşkasın Kimse sana denk değil Şefkat yayıyor kokun Güven veriyor sesin Sen muhammed-ül emin' sin Otuz üç yaşındasın Dalga dalga rahmet var Otuz beş yaşındasın Hadi gel bekletme yar İniltiler çalıyor kapısını göklerin Hadi gel bekletme yar Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin... Hadi gel ey yâr! Nurdağına davet var İşte Kırk yaşındasın Hira nur dağındasın Cibril iniyor göklerden Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın Karanlık gecelerimize sabahsın Sen nebiyullahsın Sen habibullahsın Sen rasulullahsın Niye incittilerki seni sultanım Niye işkence yaptılarki sana Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar Himayesiz kaldın diye mi Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne " amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza Başına pislikler saçılıyor Başlar feda o mübarek başına Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla " bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta Bu koşan kim? Ve cevap veriyor biri: Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra Velilerin anası... Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın Sana yeryüzünde en çok benzeyen Gülmesi sen, ağlaması sen " ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza Niye çıkardılar ki yurdundan seni Himayesiz kaldın diye mi Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni Seni yetim bulup barındıranı Seni alemlere rahmet kılanı Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun "seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı Sen, Sen " allah! " diyordun Allah azze ve celle Semayı haşyet kaplıyordu Sen " allah! " diyordun Arş-ı Âla titriyordu Bedir' de " allah! " diyordun Üç bin melek iniyordu alaca atlarda Yüz yirmi beş bin sahabi : " anam babam sana feda olsun " diyordu Ya rasulallah Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi " beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara " seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi Sen de: " allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin Bu gün yaşayan gençler var Neccar oğulları'nın kızları diğil belki Ama seni onlar da çok seviyor Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar Senden başka kimseleri yok Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun Altmış üç yaşındasın Refik-i Âla duasındasın Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu Kenarları beyazdı Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın Ve mübarek ellerini dizine vurarak : " görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti : " anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver " Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile " peki " dedin o zata Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı Aynı cübbeden yine yine diktiler Ama giyinmek nasip olmadı Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle : " benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler " Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini " beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim" Sultanım! Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik Rabbinden bize ne getirdi isen amenna Duyduk, itaat ettik Ya rasulallah Sen hâlâ kırk yaşındasın Ve hâlâ ümmetinin başındasın... Dursun Ali ERZİNCANLI |
Sedat Uçan Gururlanma İnsanoğlu İlahisinin Sözleri Ölmemeye Çare mi Var ilahisi Gururlanma insanoğlu Ölmemeye çaremi var Hazen görmüş bir gül gibi Solmamaya çaren mi var Hayat denen dolap döner Bütün mahluk olan biner Yağı biten kandil söner Sönmemeye çare mi var Hiç aldanma mala mülke Gitmez isen doğru yola Tatlı canın azraile Vermemeye çare mi var Hiç güvenme can dostuna Uçuşurlar mal kastına Çıkıp teneşür üstüne Yatmamaya çare mi var Düşünmezsin hiç ölmeyi Terk etmezsin hiç gülmeyi Yakası yok ak gömleği Giymemeye çare mi var Nerde ecdad nerde ata Hak'ka karşı yapma hata Taput denen ağaç ata Binmemeye çaremi var Daim yürür Hak izinde Hak'kı söyler her sözünde Dört kişinin omzunda Gitmemeye çare mi var Kalkacaktır gözden perde Göreceksin yarin, nerde Ev kazılmış kara yerde Yatmamaya çare mi var Münker nekir gelecektir Rabbin kimdir diyecektir Mümin cevap verecektir Vermemeye çare mi var |
NESİLDEN NESİLE NESİLDEN NESİLE BEŞ VAKİT EZAN Beş vakit ezan ilahi davettir. Müezzinle bir tekrarlayacaksın. Beş vakit ezan namazda sünnettir Tevhidi dille tekrarlayacaksın. Beş vakit ezan aleni şekilde. Asla mazeret bulamayacaksın. Beş vakit ezan anlaşılır dilde Anlamamış hiç olamayacaksın. Beş vakit ezanın nihayetinde. Namaz kılıp rahatlayacaksın. Beş vakit farzda secde ettiğinde. Kul olduğunu ispatlayacaksın. Beş vakit ezanda ruhu Bilal’in. İlk anki ezanı yaşayacaksın. Beş vakit ezan da İslam idealin Nesilden, nesile taşıyacaksın Beş vakit ezanda yapılan ısrar. Şahadeti unutmayacaksın. Beş vakit ezanda bulunan esrar Farz namazını kaçırmayacaksın. Beş vakit ezanı anlamayana Orhan tatlı dille anlatacaksın. Beş vakit ezana anlam takana Islahı için dua yapacaksın. Orhan Afacan İzmir-2014.12.14-Maide-58 EZÁN-I MUHAMMEDÍ´NÍN KELÌMELERÌ Ezanın Sözleri Nasıldır? Ezanın sözleri ve bu sözlerin kısaca mânaları şöyledir Allâhu Ekber Allâhu Ekber. اللّهُ اَكْبَرُ اللّهُ اَكْبَرُ Allâhu Ekber Allâhu Ekber. اللّهُ اَكْبَرُ اللّهُ اَكْبَرُ Eşhedü en lâ ilâhe illâllah اَشْهَدُ اَنْ لا اِلَهَ اِلاَّ اللّهُ Eşhedü en lâ ilâhe illâllah اَشْهَدُ اَنْ لا اِلَهَ اِلاَّ اللّهُ Eşhedü enne Muhammeder-Resûlüllah اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدَاً رَسُولُ اللّه Eşhedü enne Muhammeder-Resûlüllah اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدَاً رَسُولُ اللّه Hayye ale's-Salâh حَىَّ عَلَى الصَّلاةِ Hayye ale's-Salâh حَىَّ عَلَى الصَّلاةِ Hayye ale'l-Felâh حَىَّ عَلَى الْفَلاحِ Hayye ale'l-Felâh حَىَّ عَلَى الْفَلاحِ Allâhu Ekber Allâhu Ekber اَللّهُ اَكْبَرُ اللّهُ اَكْبَرُ Lâ ilâhe illâllah لا اِلَهَ اِلاَّ اللّهُ GÜNDE BEŞ DEFA MİNAREDEN DIŞA BEŞ DEFADA kaamet olarak namaz için okunur.İslamin ilk şartı şehadet böyle ezanla 10 defa tekrarlanır.Namaz kılmayıpta ezanı dinleyen ve tekrar eden imanın ilk şartını duyduğu ezanla tazeler.Namaz kılyorsa kaametle imanını yine 10 defa tazeler.Yani ezanı tekrar eden beynamaz imanlı -şehadetle ölürse cennete gidr.Ancak namaz vs. sorumludur vs. |
UMRE KINASI Umre Kınası REKLAM Ellere yakmışlar umre kınası Kadını, erkeği, kızı, anası Resule özlemdir bunun manası Kırmızı güllerdir ellerde kına. Gerçek olur iken ömrün rüyası Sevinçleri kabul gören duası Kırmızı gül acı Uhut anısı Kırmızı güllerdir ellerde kına. Baktıkça ellere solar yüzleri Muhammed aşkınla yanar özleri Zemzem kuyusuna döner gözleri Kırmızı güllerdir ellerde kına. Orhan afacan Mekke – 11 Mayıs 2016 |
MERT OLUN “Mert olun” dedim beyler “biraz daha mert olun Hukukun karşısında doğru dürüst fert olun Kim dedi; insanların başlarına dert olun” Milletim hak etmiyor kan fışkırtan ayağı Halktan yiyeceksiniz elbet bir gün dayağı. İnkar etme açıkla; “Ama ekmek parası İşi mi var milletin ne yapsın fukarası Çalışmak zorundaydık dağ uçurum arası Açılan okullarda kaldık biraz aş için Yuvanın temeline bırakmaya taş için.” Alakam yok derseniz mazlum olan ne desin Kaçma korkak kuş gibi bir söyle neredesin Polisleri duyunca kesilir mi nefesin “Sonuna kadar inkar” doğru ne zaman gelir Gök düşer üstünüze kızgın asuman gelir. Yurtdışına çıkarak rahatına bakanlar Alakasız isimle insanları yakanlar İnşallah sizlere de basacak hafakanlar Bu karmaşık oyundan çıkacağım ant olsun Hepinizi mezara tıkacağım ant olsun. BU DİZELERİ NEDEN YAZDIM Cemaat denilen oluşumu yaklaşık 20 yıl önce duymuştum. Duyduğumuz kadarıyla inançlı, Allah’ı peygamber efendimizi seven, yardım sever, eğitime ve bilime önem veren kişilerdi. Aralarına girmesem de saygı duyardım. Ben hümanist bir yapıda Cumhuriyetçi bir kadınım ve en önemlisi anayım, anacım. Onun için din, dil, ırk farkı aramam arkadaşlıklarımda ve hep öyle kalmaya çalışmışımdır. Sadece cemaat değil hiçbir siyasi görüşle fanatik bir bağlantım olmamıştır. Onların iç yüzünü gerçekten bilenler ve kandırıldık diye kendilerini aklayanlar bu günkü siyasilerdir. Nasıl kandırıldıkları da meçhul. İlkokul 3. Sınıftan sonra okul yüzü görmemiş bir cami imamı tarafından hem de…. 15 temmuzda kötü bir olay yaşadık. Gerçekten kim yaptı Allah bilir. Körü körüne de kimseyi suçlayamam. O geceden başlayarak birkaç gün içinde on binlerce kişi tespit edilip yakalandı. Ne çabuk öğrenmişlerdi hayret edilecek bir durum. Sonra tutuklamalar işten atmalar devam etti. Hapishaneler dolmuştu. Yer açmak için katilleri, hırsızları, ahlak yoksunu tecavüzcüleri serbest bıraktılar ve yeni hapishaneler yapılmaya başlandı. Emniyet görevlileri polis kardeşlerimiz işlerini en süratli biçimde hallederken yargı tamamen durdu. Suçlu suçsuz herkes damgalandı ama aylar geçtiği halde duruşmaları görülmüyor. Cemaatin ön saflarında olanlar hariç geri kalan hizmet aşkıyla, işsiz kaldığı için onların verdikleri işlerde çalışanlar, diğerlerine göre çok daha başarılı öğrenciler yetiştiren ve devletin izniyle açılan okullarda çocuğunu okutan veliler KANDIRILMIŞ değil SUÇLU kabul edildi. Bana göre onlar suçlu değildiler, devletin sağlayamadığı imkanları diğerleri sağladı. Yuva kurmak için, çocuklarının nafakasını sağlayabilmek için çalışmak zorundaydılar. Nasıl ki madenciler kaderlerinde yazıldığı söylenen göçük tehlikesini yaşayıp yine de çalışmaya devam ediyorlarsa öyle… İdareci konumunda olanlar kaçtılar. Bazıları da başka isimleri kullanarak sahte kimliklerle, kimlik bilgileriyle telefon hattı alıp işlerine devam ettiler. En çok kızdığım o kişiler. Madem bir iş yaptınız gidip mertçe teslim olun ve suçsuz insanlar kurtulsun. Ya kendinizi aklar ya da cezanızı çekersiniz. İnsanlık bunu gerektirir. Şimdi çözülmeyin deniliyormuş, sonuna kadar bizlerle olduğunuzu inkar edin! Peki bu işin içinde olanlar inkar ederse hiçbir şeyden haberi olmayan, kimliği kullanılan insanlar nasıl kendilerini savunacaklar? Ekmeğini yiyip, hizmetini edip, nemalanan kişiler şimdi masum insanların savunma hakkını da ellerinden almış olmuyor mu? Belki bazıları masum çok az diyecek ama haksız yere vurulan damga sadece o kişiyi değil tüm ailesini de etkiliyor. Bunun için öfkeliyim bunun için yazdım. AFET İNCE KIRAT |
Saat: 05:00 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık