SANAYİ SANAYİNİN ZARARI |
Toprak kirliliğinin önlenmesi için aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır. Verimli tarım topraklarında yerleşim ve sanayi alanları kurulmamalı, yeşil alanlar artırılmalıdır. Ev ve sanayi atıkları, toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır. Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kulanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir. Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılamlıdır. SES KİRLİLİĞİ Sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan çevre sorunlarından biri de ses kirliliğidir. Gürültü de denilen ses kirliliği, istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen sesler ya da insanı rahatsız eden düzensiz ve yüksek seslerdir. Ses kirliliğini yaratan önemli etmenler; Sanayileşme Plansız kentleşme Hızlı nüfus artışı Ekonomik yetersizlikler İnsanlara, gürültü ve gürültünün yaratacağı sonuçları konusunda yeterli ve etkili eğitimin verilmemiş olmasıdır. Ses kirliliği, insan üzerinde çok önemli olumsuz etkiler yaratır. Bu etkileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. İşitme sistemine etkileri: Ses kirliliği işitme sistemi üzerinde, geçici ve kalıcı etkiler olmak üzere iki çeşit etki yapar. Ses kirliliğinin geçici etkisi, duyma yorulması olarak da bilinen işitme duyarlılığındaki geçici kayıplar şeklinde olur. Duyma yorulması düzelmeden tekrar gürültüden etkilenilmesi ve etkileşmenin çok fazla olması durumunda işitme kaybı kalıcı olur. Fizyolojik etkileri: İnsanlarda görülen stresin önemli bir kaynağı ses kirliliğidir. Ani olarak oluşan gürültü insanın kalp atışlarında (nabzında), kan basıncında (tansiyonunda), solunum hızında, metabolizmasında, görme olayında bozulmalar yaratır. Bunların sonucunda uykusuzluk, migren, ülser, kalp krizi gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar. Ancak en önemli olumsuzluk kulakta yaptığı tahribattır. Psikolojik etkileri: Belirli bir sınırı aşan gürültünün etkisinde kalan kişiler, sinirli, rahatsız ve tedirgin olmaktadır. Bu olumsuzluklar, gürültünün etkisi ortadan kalktıktan sonra da sürebilmektedir. İş yapabilme yeteneğine etkileri: Özellikle beklenmeyen zamanlarda ortaya çıkan ses kirliliği, iş veriminin düşmesi, kendini işine verememe ve hareketlerin engellenmesi şeklinde performansı düşürücü etkiler yapar. Gürültünün öğrenmeyi ve sağlıklı düşünmeyi de engellediği deneylerle saptanmıştır. Ülkemizde, insanları gürültünün zararlı etkilerinden korumak için gerekli önlemleri içeren ve çevre yasasına göre hazırlanmış olan "Gürültü kontrol yönetmeliği" uygulanmaktadır. Ancak yönetmeleğin hedeflerine ulaşabilmesi için insanların bu konuda eğitilmeleri ve bilinçlendirilmeleri gerekir. Ses kirliliğinin saptanmasında ses şiddetini ölçmek için birim olarak desibel (dB) kullanılır. İnsan için 35-65 dB sesler normaldir. 65-90 dB sesler, sürekli işitildiğinde zarar verebilecek kadar risklidir. 90 dB'in üzerindeki sesler tehlikelidir. Ses kirliliği aşağıdaki uygulamalarla önlenebilir: Otomobil kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır. Ev ve iş yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ısıcam gibi) kullanılmalıdır. Eğlence yerleri vb. ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir. Gürültü yapan kuruluşlar, şehirlerin dışında kurulmalıdır. RADYASYON Radyoaktif element denilen bazı elementlerin atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanarak etrafa yaydığı alfa, beta ve gama gibi ışınlara radyasyon denir. Çevreye yayılan bu ışınlar, canlı hücreleri doğrudan etkileyerek mutasyon denilen genlerdeki bozulmaya neden olur. Çok yoğun olmayan radyasyon, canlının bazı özelliklerinin değişmesne neden olurken yoğun radyasyon, canlının ölümüne neden olabilir. Örneğin; 1945'te Japonya'ya atılan atom bombası, atıldıktan sonraki 7 gün içinde, vucutlarının tamamı 10 saniye radyasyon almış insanların % 90'ı hiç bir yara ve yanık izi olmadan öldü. 26 Nisan 1986'da Çernobil'deki nükleer kazanın; ani ölümler, gebe kadınlarda düşük olayları, kan kanseri, sakat doğumlar gibi olumsuz etkileri oldu. Bir çevredeki belli bir dozun üzerinde olan radyasyon, canlının vücut hücrelerini etkileyerek doku ve organlarda bozulmalara, anormalliklere, üreme hücrelerini etkileyerek doğacak yavrularda sakatlıklara neden olur. Uzun süre radyasyon etkisinde kalmanın yaratacağı sonuçlar aşağıdaki gibi sıralanabilir: Kanser oluşması, Ömrün kısalması (erken ölümler), Katarakt oluşması, Sakat ve ölü doğumlar şeklinde sıralanabilir Radyasyonun zararlı etkilerinden korunmak için, alınabilecek başlıca önlemler şunlardır: Özel giysiler (kurşun önlük, özel maske) kullanılmalıdır. Radyasyon kaynağından uzak durulmalı, en kısa sürede radyasyonlu ortam terk edilmelidir. Radyasyonlu cihazlarla yapılan teşhis ve tedaviye sık sık başvurulmamalıdır. Radyasyon, doğadaki radyoaktif maddelerden çok, bunların kullanıldığı ortam ve olaylardan çıkar. Bunlar; nükleer santraller, nükleer enerjiyle çalışan gemiler ve nükleer denemelerdir. Ayrıca teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, tıbbi malzemelerin ve suların dezenfekte edilmesi için kullanılan araçlardanda radyasyon yayılmaktadır. 15-12-2008 #4 (mesaj-linki) Ziyaretçi sanayi fabrşkalarının çevreye verdiği kirlilikler nelerdir -------------------------------------------------------------------------------- sanayi fabrikalarının çevreye verdiği kirlilikler nelerdir 15-12-2008 #5 (mesaj-linki) Ziyaretçi sanayi fabrşkalarının çevreye verdiği kirlilikler nelerdir -------------------------------------------------------------------------------- sanayi fabrikalarının çevreye verdiği kirlilikler nelerdir 10-01-2009 #6 (mesaj-linki) Ziyaretçi Cvp: Sanayinin gelişmesinin çevreye etkileri nelerdir? -------------------------------------------------------------------------------- ÇOK TEŞEKKÜRLER ÇEVREYİ Başlıca kirlilik çeşitleri ise şunlardır: Hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, gürültü kirliliği olarak sınıflandırılabilir Çevre tüm canlıların yaşamında önemli bir rol oynamaktadır. Nüfusun artışı, kentleşme, sanayileşme gibi faktörler çevre kirliliğinin artmasına önemli katkılarda bulunmaktadır. Çevre sorunları özellikle geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünya gündemini işgal eden en önemli sorunlardan biri olmuştur. Kuşkusuz bu çevre sorunlarının daha önce var olmadığı anlamına gelmemektedir. Nüfusun artışı, kentleşme ve sanayileşmenin hızlanması gibi faktörler dolayısıyla çevreye bırakılan atıkların gerek miktarı gerekse türlerinde artış olmuştur. Çevre kirliliği başlıca hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği ve gürültü kirliliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Çevre sorunlarının artması çevre kirliliğinin boyutlarını katı atık kirliliği olarak şekillenen yerel kirlilikten, asit yağmurları olarak şekillenen bölgesel kirliliğe ve küresel ısınma ve ozon tabakasının delinmesi olarak ortaya çıkan küresel kirlenmeye genişletmiştir. Çevre sorunlarının insanlar ve diğer canlılar üzerindeki ciddi tehditleri (çeşitli önemli hastalıklara sebep olması ve bu hastalıkların bazen ölümlerle sonuçlanması) her geçen gün daha da artmaktadır. Çevre kirliliğinin canlılar üzerinde meydana getirdiği hastalıklar çeşitlidir. Bu hastalıkların belli başlıları arasında astım, kronik bronşit gibi çeşitli solunum yolu hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları, çeşitli kanser vakaları, çeşitli göz hastalıkları, kolera gibi çeşitli bulaşıcı hastalıklar, işitme bozuklukları, saldırgan davranışlar, stres, bitki ve ağaç dokuları üzerinde olumsuz etkiler sayılabilir. Bu hastalıklar çoğu zaman insanlar, bitkiler ve hayvanlarda ölümle sonuçlanan vakalara yol açmaktadır. 15-02-2009 #7 (mesaj-linki) lodloft Cvp: Sanayinin gelişmesinin çevreye etkileri nelerdir? -------------------------------------------------------------------------------- çevre nasıl kirlenir? 15-04-2009 #8 (mesaj-linki) Sanayi Sanayinin Yaraları ve Zararları -------------------------------------------------------------------------------- Arkadaşlar sanayinin yararları ve zararlarını arıyorum. Bulamadım. Sizden yardım istiyorum. 16-04-2009 #9 (mesaj-linki) ddd145jghscxvbn Cvp: Sanayinin gelişmesinin çevreye etkileri nelerdir? -------------------------------------------------------------------------------- sanayinin yararları ve zararları nelerdr 16-04-2009 #10 (mesaj-linki) siflaali Sanayinin yararları ve zararları nelerdir? -------------------------------------------------------------------------------- Sanayinin yararları ve zararları nelerdir |
Alıntı:
|
Alıntı:
kimyasal gübre ve ilaç kullanımındaki artışlar da suları kirletmeye başlamıştır. Böylece ortaya çıkan kirlenmenin üretim ve tüketim faaliyetleri sonucunda oluştuğu ortaya çıkmaktadır A) SANAYİ ATIKLARI Sanayinin gelişmesiyle birlikte, kirletici türleri ve miktarları artmıştır. Bu kirleticiler suları da kirletmeye başlamıştır. Sanayi kuruluşlarının sıvı atıkları suları kirletmektedir. Farklı sanayi kuruluşlarının kirletici etkileri ve dereceleri de farklıdır. SU KİRLİLİĞİ VE KİRLİLİĞE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER Su kirliliği , doğada temiz olarak bulunan suyun insan eliyle doğrudan ya da insan yaşamı için üretim yapan kuruluşlar tarafından kirletilmesidir.20. yüzyılda sanayileşmenin hızlanması ve insan sayısının artması su kirliliğini de sonuçları tehlikeli olacak kadar arttırmıştır. 1. Şehirlerdeki Atık Suların Arıtma Tesisinde Arıtılmadan Nehirlere,Göllere ve Denizlere Verilmesi: Suların hijyenik açıdan kirlenmesine neden olan organizmalar, genellikle hastalıkla veya hastalık taşıyıcı olan hayvan ve insanların dışkı ve idrarlarından kaynaklanır. Bulaşıcı etki ya bu atıklarla doğrudan temasla ya da atıklarının karıştığı sulardan dolaylı olarak gerçekleşir. İçme suyu temini açısından hijyenik kirlenme önemli bir sorun oluşturmaktadır.Su yakınlarına hayvan barınağı yapılmamalı,mezarlıklar sulardan uzağa yerleştirilmelidir. Ölmüş hayvan ve bitki artıkları ile tarımsal artıkların yüzeysel sulara karışması sonucunda da kirlenme ortaya çıkmaktadır. Bu yolla su kirlenmesini önlemek için bitki ve hayvan artıklarının sulara verilmemesi ya da suların yakınlarında yok edilmemesi gerekir. Ayrıca,sentetik deterjanlar içerdikleri fosfatlar ile yüzeysel sularda kirlenmeye neden olmaktadır. Evsel atıkların mutlaka özel tesislerde arıtılması gerekmektedir. 2. Fabrikalardaki Atıklarda Bulunan Ağır Metallerin Suya Karışması: Çeşitli endüstri faaliyetleri sonucu oluşurlar ve fenol, arsenik, siyanür, krom, kadmiyum gibi toksik maddeler içerirler. Önlem olarak fabrikalar sulardan uzağa kurulmalı,sanayi atıklarını sulara vermeleri önlenmeli. Her fabrikanın artıklarını arıtması için tesisler yapması sağlanmalıdır. 3.Tarımsal Alanlarda Kullanılan İlaçların Nehirlere Karışması: Tarımda kullanılan böcek ilaçlarının suya karışması, içtiğimiz su için tehlike yaratır. Bu sularla sulanan besinleri yediğimizde tarımsal ilaçların maddeleri bizim vücudumuza girer. Bu sularla sulanmış otları yiyen hayvanlar da hastalanırlar. Tarlaların yeterli miktarda ve çevreye zarar vermeyen kimyasalları içeren ilaçlarla ilaçlanması sağlanmalıdır. 4.Gemilerin Çöplerinin ve Atık Sularının Denize Dökülmesi: Denizlerimizde dolaşan yerli ve yabancı gemilerin gezileri sırasında toplanan çöplerini denize boşalttıklarını görmekteyiz. Ayrıca bu gemilerin atık sularını da arıtmadan denizlerimize döktükleri gözlenmiştir. Bu konuda büyük cezalar getirilerek denizlerimizin kirlenmesi önlenmelidir. 5.Batmış Gemilerin Artıkları ve Petrol Kirliliği: Denizlerde batan gemilerden denize dökülen metal parçaları ,eşyalar ,kimyasal maddeler ve sızan petrol doğayı kirletmektedir. Deniz kıyılarında gemi tamir ve söküm yapılması da kirlilik yaratmaktadır. Tankerler veya boru hatlarıyla taşınan petrolün kazalar sonucunda yüzeysel sulara karışmasının yarattığı olumsuz etkiler açısından önem taşımaktadır. Bugün suların en ciddi ve düşündürücü kirlenme şekli, petrol ve petrol ürünlerinin su üzerinde ince bir tabaka teşkil etmeleriyle meydana gelir. Denilebilir ki çevre bakımından en önemli sorun da budur. Petrol ve benzeri maddeler suda erimediklerinden dağılıp büyük su kitlelerinde kaybolmazlar. Aksine suyun yüzeyine yayılırlar. Kaza sonunda suya dökülen büyük miktarlardaki petrol vs ürünlerini büyük oranda toplayabilen pek çok usuller bulunmuştur. Akaryakıt sızıntısını önleyecek önlemler alınmalıdır. Zararların önlenmesi için ağır para ve işten uzaklaştırma cezaları verilmelidir. Deniz kenarlarında fabrikalar yapılması engellenmelidir. Gemi tamir ve sökme işletmelerinin deniz kenarlarında yapılmaması için önlemler alınmalıdır . 6.Nükleer Atık Taşıyan Gemilerin Batması: Nükleer atık taşıyan gemilerin batması sonucu sızan nükleer maddeler suya karışmakta büyük bir doğa kirliliği oluşturmaktadır. Ayrıca radyoaktif kirlenme hastanelerden, araştırma kuruluşlarında ve bazı endüstri dallarından da kaynaklanabilmektedir. Nükleer silah denemeleri sonucunda artan radyoaktivite, yağmur sularım da kirletmekte ve bunun sonucu olarak yüzeysel sular, radyoaktif kirlenmeye maruz kalmaktadır. Su kaynaklarından çok uzaklarda nükleer denemeler yapılmalı ,fabrikaların bu tür atıklarını suya bırakmalarına büyük cezalar verilmelidir. 7.Denizlerde Açılan Petrol Kuyuları,Bu Kuyularda Meydana Gelen Yangınlar ve Kazalar Sonucu Suya Petrol Karışması: Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde sürekli olarak sahillere de dağılmaktadır. Özellikle yağlar, katranlar ve benzer maddeler kıymetli sahilleri, plajları ve her türlü bina ve tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve maddi hasarlara sebep olmaktadır. Deniz içinde yapılan petrol aramaları ve petrol çıkarma kuyuları ile buralarda meydana gelen yangın ve kazalar sonucu petrol su yüzeyine dağılmaktadır. Doğada,suların yüzeyine yayılan akaryakıtın sebep olabileceği sorunları kısaca şöyledir: 1)Suların atmosferden oksijen emmesi zorlaşır, suların kalitesi düşer, yani canlı varlıklar için gerekli koşullar bozulur. 2)Su yüzeyindeki ince zar, su ile atmosfer arasındaki ısı alışverişini de etkiler. 3)Su üzerindeki ince sıvı tabakası deniz kuşlarının yüzme olanaklarını etkileyebilir, hatta tamamen yok edebilir. Son yıllarda martı vs. kuş ölülerine sık bir şekilde rastlanmasının nedeni budur. 4) Denizde yaşayan her türlü bitki ve hayvanın yaşamalarını sürdürmeleri ve üremeleri, sulardaki kirlenmelerle orantılı olarak zorlaşıyor. 5) Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde sürekli olarak sahillere de dağılmaktadır. Özellikle yağlar, katranlar ve benzer maddeler kıymetli sahilleri, plajları ve her türlü bina ve tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve maddi hasarlara sebep olmaktadır.Bu etkenin ortadan kaldırılması için denizlerde petrol araması ve çıkarılması önlenmelidir. |
türkiyedeki su kaynaklarında yapılan ekonomik faaliyetler ülkemiz ekonomisinde yeri ve önemi |
sanayileşmemin olumlu yönleri ve sanayileşmenin yararları nelerdir ...Lütfen cavap yazınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn |
Alıntı:
kimyasal gübre ve ilaç kullanımındaki artışlar da suları kirletmeye başlamıştır. Böylece ortaya çıkan kirlenmenin üretim ve tüketim faaliyetleri sonucunda oluştuğu ortaya çıkmaktadır A) SANAYİ ATIKLARI Sanayinin gelişmesiyle birlikte, kirletici türleri ve miktarları artmıştır. Bu kirleticiler suları da kirletmeye başlamıştır. Sanayi kuruluşlarının sıvı atıkları suları kirletmektedir. Farklı sanayi kuruluşlarının kirletici etkileri ve dereceleri de farklıdır. SU KİRLİLİĞİ VE KİRLİLİĞE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER Su kirliliği , doğada temiz olarak bulunan suyun insan eliyle doğrudan ya da insan yaşamı için üretim yapan kuruluşlar tarafından kirletilmesidir.20. yüzyılda sanayileşmenin hızlanması ve insan sayısının artması su kirliliğini de sonuçları tehlikeli olacak kadar arttırmıştır. 1. Şehirlerdeki Atık Suların Arıtma Tesisinde Arıtılmadan Nehirlere,Göllere ve Denizlere Verilmesi: Suların hijyenik açıdan kirlenmesine neden olan organizmalar, genellikle hastalıkla veya hastalık taşıyıcı olan hayvan ve insanların dışkı ve idrarlarından kaynaklanır. Bulaşıcı etki ya bu atıklarla doğrudan temasla ya da atıklarının karıştığı sulardan dolaylı olarak gerçekleşir. İçme suyu temini açısından hijyenik kirlenme önemli bir sorun oluşturmaktadır.Su yakınlarına hayvan barınağı yapılmamalı,mezarlıklar sulardan uzağa yerleştirilmelidir. Ölmüş hayvan ve bitki artıkları ile tarımsal artıkların yüzeysel sulara karışması sonucunda da kirlenme ortaya çıkmaktadır. Bu yolla su kirlenmesini önlemek için bitki ve hayvan artıklarının sulara verilmemesi ya da suların yakınlarında yok edilmemesi gerekir. Ayrıca,sentetik deterjanlar içerdikleri fosfatlar ile yüzeysel sularda kirlenmeye neden olmaktadır. Evsel atıkların mutlaka özel tesislerde arıtılması gerekmektedir. 2. Fabrikalardaki Atıklarda Bulunan Ağır Metallerin Suya Karışması: Çeşitli endüstri faaliyetleri sonucu oluşurlar ve fenol, arsenik, siyanür, krom, kadmiyum gibi toksik maddeler içerirler. Önlem olarak fabrikalar sulardan uzağa kurulmalı,sanayi atıklarını sulara vermeleri önlenmeli. Her fabrikanın artıklarını arıtması için tesisler yapması sağlanmalıdır. 3.Tarımsal Alanlarda Kullanılan İlaçların Nehirlere Karışması: Tarımda kullanılan böcek ilaçlarının suya karışması, içtiğimiz su için tehlike yaratır. Bu sularla sulanan besinleri yediğimizde tarımsal ilaçların maddeleri bizim vücudumuza girer. Bu sularla sulanmış otları yiyen hayvanlar da hastalanırlar. Tarlaların yeterli miktarda ve çevreye zarar vermeyen kimyasalları içeren ilaçlarla ilaçlanması sağlanmalıdır. 4.Gemilerin Çöplerinin ve Atık Sularının Denize Dökülmesi: Denizlerimizde dolaşan yerli ve yabancı gemilerin gezileri sırasında toplanan çöplerini denize boşalttıklarını görmekteyiz. Ayrıca bu gemilerin atık sularını da arıtmadan denizlerimize döktükleri gözlenmiştir. Bu konuda büyük cezalar getirilerek denizlerimizin kirlenmesi önlenmelidir. 5.Batmış Gemilerin Artıkları ve Petrol Kirliliği: Denizlerde batan gemilerden denize dökülen metal parçaları ,eşyalar ,kimyasal maddeler ve sızan petrol doğayı kirletmektedir. Deniz kıyılarında gemi tamir ve söküm yapılması da kirlilik yaratmaktadır. Tankerler veya boru hatlarıyla taşınan petrolün kazalar sonucunda yüzeysel sulara karışmasının yarattığı olumsuz etkiler açısından önem taşımaktadır. Bugün suların en ciddi ve düşündürücü kirlenme şekli, petrol ve petrol ürünlerinin su üzerinde ince bir tabaka teşkil etmeleriyle meydana gelir. Denilebilir ki çevre bakımından en önemli sorun da budur. Petrol ve benzeri maddeler suda erimediklerinden dağılıp büyük su kitlelerinde kaybolmazlar. Aksine suyun yüzeyine yayılırlar. Kaza sonunda suya dökülen büyük miktarlardaki petrol vs ürünlerini büyük oranda toplayabilen pek çok usuller bulunmuştur. Akaryakıt sızıntısını önleyecek önlemler alınmalıdır. Zararların önlenmesi için ağır para ve işten uzaklaştırma cezaları verilmelidir. Deniz kenarlarında fabrikalar yapılması engellenmelidir. Gemi tamir ve sökme işletmelerinin deniz kenarlarında yapılmaması için önlemler alınmalıdır . 6.Nükleer Atık Taşıyan Gemilerin Batması: Nükleer atık taşıyan gemilerin batması sonucu sızan nükleer maddeler suya karışmakta büyük bir doğa kirliliği oluşturmaktadır. Ayrıca radyoaktif kirlenme hastanelerden, araştırma kuruluşlarında ve bazı endüstri dallarından da kaynaklanabilmektedir. Nükleer silah denemeleri sonucunda artan radyoaktivite, yağmur sularım da kirletmekte ve bunun sonucu olarak yüzeysel sular, radyoaktif kirlenmeye maruz kalmaktadır. Su kaynaklarından çok uzaklarda nükleer denemeler yapılmalı ,fabrikaların bu tür atıklarını suya bırakmalarına büyük cezalar verilmelidir. 7.Denizlerde Açılan Petrol Kuyuları,Bu Kuyularda Meydana Gelen Yangınlar ve Kazalar Sonucu Suya Petrol Karışması: Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde sürekli olarak sahillere de dağılmaktadır. Özellikle yağlar, katranlar ve benzer maddeler kıymetli sahilleri, plajları ve her türlü bina ve tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve maddi hasarlara sebep olmaktadır. Deniz içinde yapılan petrol aramaları ve petrol çıkarma kuyuları ile buralarda meydana gelen yangın ve kazalar sonucu petrol su yüzeyine dağılmaktadır. Doğada,suların yüzeyine yayılan akaryakıtın sebep olabileceği sorunları kısaca şöyledir: 1)Suların atmosferden oksijen emmesi zorlaşır, suların kalitesi düşer, yani canlı varlıklar için gerekli koşullar bozulur. 2)Su yüzeyindeki ince zar, su ile atmosfer arasındaki ısı alışverişini de etkiler. 3)Su üzerindeki ince sıvı tabakası deniz kuşlarının yüzme olanaklarını etkileyebilir, hatta tamamen yok edebilir. Son yıllarda martı vs. kuş ölülerine sık bir şekilde rastlanmasının nedeni budur. 4) Denizde yaşayan her türlü bitki ve hayvanın yaşamalarını sürdürmeleri ve üremeleri, sulardaki kirlenmelerle orantılı olarak zorlaşıyor. 5) Deniz yüzeyinden her türlü kirletici madde sürekli olarak sahillere de dağılmaktadır. Özellikle yağlar, katranlar ve benzer maddeler kıymetli sahilleri, plajları ve her türlü bina ve tesisi fiziksel olarak kirletmekte ve maddi hasarlara sebep olmaktadır.Bu etkenin ortadan kaldırılması için denizlerde petrol araması ve çıkarılması önlenmelidir. Sanayinin gelişmesi ekonomiye çok katkıda bulunur. |
sanayi kirliliği arkadaşlar lise 1 proje ödevinden sanayi kirliliğini aldım lütfen bi yardımcı olun sadece sanayi kirliliği sitede bi kaç konu daha varda onlar hava su hepsi birlikte ben sadece sanayi kirliliği arıyorum |
yararları yok mu şunun delircem burda bir saattir |
sss Alıntı:
|
Saat: 18:14 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık