Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý?

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.

namazýn bireye ve topluma kazandýrdýklarý

Namazýn topluma kazandýrdýðý þeyler nelerdir?
 

namazýn topluma kazandýrdýðý þeyler nelerdir?

***

namazýn bize kazandýrdýðý faydalar nelerdýr

Namaz bize dünyevî-uhrevî, maddî-mânevî pek çok faydalar saðlamaktadýr. Bu faydalardan bâzýlarý þunlardýr: 1 - Günde beþ vakit namaz kýlan bir insan, daima Allah`ý hatýrlar ve kendisini her an O`nun huzurunda hisseder. Bu ise, o insanýn aklýnda kötü düþüncelerin barýnmasýna fýrsat vermez. Verse bile çýkarýp atmasýna sebeb olur. Zaten dünyada gördüðümüz her kötülüðün baþý, Allah`ý unutmak ve Allah korkusuna kalbde yer vermemek deðil midir? Dünyada insana Allah`ý unutturacak, gaflete atacak pek çok þey vardýr. Ýnsan yaradýlýþý itibariyle gece-gündüz dünya meþgaleleri içindedir. Böyle kesif bir meþgale içinde bulunan insana, elbette her an Allah`ý hatýrlatacak bir þey`in olmasý gerekir. Böyle bir þey olmaz ise, insan hem Allah`ý unutur, hem de kalbinde Allah korkusuna yer vermez. Allah`ý unutunca da yalnýz kendi nefsini, keyfini, menfaatini düþünen bencil bir insan hâline gelir. Hak, hukuk, adalet gözetmez. Ýnsanlar bu hâle gelince, artýk ona ne kanun, ne polis, ne de jandarma te`sir edebilir. Fýrsat bulduklarýnda meþru` olup olmadýðýna bakmaksýzýn her arzu ettiklerini yaparlar. Ýþte bunun içindir ki, Allah Teâlâ, insanoðlunun kalbine ona daima Allah`ý hatýrlatacak ve O`ndan korkutacak bir bekçi koymuþtur. Bu bekçi de Namazdýr. Namaz, insana Mevlâsýný hatýrlatýr. Ýnsan Mevlâsýný hatýrladýkça kötülüklere olan meyli kýrýlýr. Akýl, fikir, el, ayak, göz kulak gibi bütün âzalarýný kötülüklerden çeker. Baþkasýnýn malýna, canýna, ýrz ve namusuna göz dikmez. Namazýn bu hususiyetine Kur`ân-ý Kerîm`de þu þekilde iþâret olunmuþtur: اِقِمِ الصَّلوَةَ اِنَّ الصّلوةَ تَنْهى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ "Namaz kýl. Zira namaz insaný fahþâ ve münkerden, yani, her türlü kötü ve çirkin iþlerden alýkor." Hadîs-i þerîf`te de meâlen: "Namaz dînin direðidir. Kim namazýný kýlmaya devam ederse, dînini yýkýlmaktan korur, muhafaza eder. Kim de onu terkederse, dinî hayatýn direðini yýkar, dindarlýðýný muhafaza edemez hâle gelir" buyurulmak suretiyle, bu husus veciz bir þekilde beyan edilmiþtir (*).Namazýn insana Allah`ý nasýl hatýrlatýp onu her türlü kötülüklerden nasýl alýkoyduðunu biraz daha açýklayalým: NamazÝnÝ devamlÝ kÝlan bir kimse, sabahleyin erken kalkar, sabah namazÝnÝ kÝlmak ve Allah`a olan borcunu ödemek için, önce abdest alÝr. Ýçini ve dÝþÝnÝ temizler. Kalbinde bir kötülük varsa onu atar. Temiz bir kalb ve temiz bir vücudla Allah`Ýn divanÝna çÝkar, huzurunda durur, namazÝnÝ kÝlar. Bundan sonra iþine gider. Ýþ esnasÝnda huyu, suyu, sözü sohbeti baþka baþka insanlarla karþÝlaþÝr. Bunlardan iyi ve kötü pek çok söz iþitir, insan olmasÝ hasebiyle zaman zaman kalbine kötü düþünceler gelir. HÝrs, hased, kin, intikam hisleriyle dolar. Bunlarýn bir kýsmýnýn te`sîri altýnda bir þeyler yapmaya karar verdiði ve yapmak için hazýrlýða da giriþtiði bir sýrada, müezzinin Allahu Ekber diyerek öðle namazýna çaðýrdýðýný iþitir. Ýþte o zaman kalbi kin ve intikam, hýrs ve hased ile dolu olan insan, kalbindeki bütün bu kötü hisleri bir tarafa atarak namaza koþar. Yine temiz bir kalb ve temiz bir vücud ile Allah`ýn huzuruna durur. Namaz onun imdadýna yetiþmiþ, herhangi bir kötülük iþlemesine fýrsat vermeden Allah`ýn huzuruna çýkarmýþtýr. Namazýn bu imdadý ona ikindi, akþam ve yatsý vakitlerinde de yetiþir. Artýk o insan için, kötülük yapmaya ve düþünmeye zaman kalmamýþtýr. Beþ vakit namaz ona bu fýrsatý vermez. Çünkü bir vakit namazýn kalbinde býraktýðý te`sir kaybolup gitmeden diðer bir vaktin namazý gelip girer. Bu sebeble namaz kýlmakta devamlý olan bir insanýn kalbinde Allah sevgisi ve korkusu hiç eksik olmaz. Böyle bir kalbten de kötülük sâdýr olmasý beklenemez.
2 - Namaz, mü`minin günlük hayatýný da düzenler. Günde beþ vakit, belirli vakitlerde Allah`ýn huzurunda bulunma zarureti, insaný belli bir düzen ve disiplin içinde yaþamaya sevkeder. Ýþlerini, namaz vakitlerinin hâsýl ettiði zaman dilimlerine göre tanzime mecbur eder. Böyle düzenli ve disiplinli bir þekilde yapýlan çalýþmalar ise, insaný hayatta huzurlu ve baþarýlý kýlar.
3 - Her namaz, sahibine nefsini murakabe, muhasebe ve kontrol melekesini de kazandýrýr. Sýk sýk müdür veya müfettiþ huzuruna çaðrýlan bir memur, nasýl görevinde dikkatli davranýr, iþlerini muntazam bir surette yürütürse, bunun gibi günde en az 5 sefer Hâlikýnýn huzuruna çýkan bir insan da, bütün iþlerini hatâ ve yanlýþlýða meydan vermeyecek þekilde yapar.
4 - Namaz kýlan bir mü`min, kalben müsterihtir, ruhen kuvvetli, mânen güçlüdür. Hayatý boyunca, vazifesini hakkýyla yerine getirmiþ olmanýn huzuru ile yaþar.
5 - Beþ vakit namazýný kýlan kimseyi, Cennetine koyacaðýna dair Allah Teâlâ`nýn va`di vardýr (*). Yeter ki kýlýnan namazlar, sýrf rýzâ-yý Ýlâhî için olsun ve erkân ve âdâbýna riayet edilerek eksiksiz yapýlsýn. "Cennetin anahtarý namazdýr" hadîs-i þerîfi, bu Ýlâhî va`di te`yid etmektedir. Yanlýþ anlaþýlmasýn, bu ifade, namaz kýlmayan kimse Cennete giremez demek deðildir. Allah isterse, kulunun râzý olduðu bir iyiliðinden veya Ýslâmî bir hizmetinden dolayý, onun bütün günah ve kusurlarýný, ibâdet borçlarýný afvedip Cennetine koyabilir. Bu, tamamen O`nun lütuf ve merhametine kalmýþ bir husustur. Fakat namaz ibâdetini mâna ve ruhuna uygun þekilde eksiksiz olarak yerine getirene ise, Allah, Cennetini va`detmiþtir. Va`dinden dönmek O`nun þânýna yakýþmaz.
6 - Günde 5 vakit namaz kýlmak, ayný zamanda küçük günahlar için bir keffârettir. Resûl-i Ekrem Efendimiz, 5 vakit namazý vaktinde kýlan kimseyi, günde 5 defa evinin önünden akan bir nehire girip yýkanan kimseye benzetir ve sonra þöyle buyurur: "Günde 5 defa suda yýkanan kimsenin bedeninde kirden ve pastan bir eser kalýr mý? Ýþte namazýný kýlan, günde 5 vakit Rabbinin huzurunda baþýný secdeye koyup rahmetine iltica eden kimse de böyledir. Allah böyle kimselerin günahlarýný afveder. Ýsterse günahlarý köpükler kadar çok olsun." Bir baþka hadîs`te de þöyle buyrulur: "Namazýný vaktinde kýlan kimsenin iki namaz arasýndaki küçük günahlarýný Allah Teâlâ afveder." Namaz için abdest alan kimse, abdest uzuvlarýný yýkadýkça, o uzuvlarla iþlenen küçük günahlarýn suyla birlikte yýkanýp gideceði de yine rivayetlerde gelmiþtir.
7 - Rükünlerine ve âdâbýna tam riayet edilerek kýlýnan 5 vakit namazýn, kýyâmet gününde sâhibi için bir nur, hüccet ve delil olacaðý ve onu kabirde karanlýklardan ve azabtan ve haþir mahkemesinde de hesabýn zorluklarýndan kurtaracaðý yine hadîs-i þerîflerin beyanýndan anlaþýlmaktadýr. Bundan daha büyük bir lütuf ve ihsan olur mu?
8 - Namazýn dünyevî ve uhrevî en mühim faydalarýndan birisi de namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî iþ ve çalýþmalarýnýn güzel bir niyetle ibâdet hükmüne geçmesidir. Ýnsan namazýný kýlarak Allah`ýn hukukunu yerine getirirse, geçimini helâl yerden te`min etmek niyetiyle yapacaðý bütün gayret ve çabalarý âhireti açýsýndan boþ ve faydasýz bir dünyevî çaba olmaktan çýkar, ibâdet hükmünü alýr. Artýk o insanýn bütün ömrü, bir ibâdet hâli içinde geçer. Hiçbir gayret ve çalýþmasý Allah katýnda zâyi olmaz, boþa gitmez. Eðer o kimsenin geçimini te`min için çalýþtýðý iþ, umumun menfaatini de alâkadar eden bir meþgale ise, o þahýs yaptýðý iþin neticesinden istifade eden umum insanlar adedince de sevablarý kazanýr. Ýþte bu büyük kazancýn tek bir þartý vardýr. O da farz olan namazlarýný kýlmak, ciddî bir mâzeret olmadan namazlarýný geciktirerek kazaya býrakmamaktýr. Namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî çalýþmalarýnýn ibâdet hükmüne geçmesi sýrrý, kiþide çalýþmaya, insanlara faydalý olacak hizmetlerde bulunmaya karþý ciddî bir þevk ve heyecan meydana getirir. Bu sebeble, insan ihtiyarlasa bile ailesinin maiþeti için çalýþmaktan, gayret ve faaliyette bulunmaktan geri durmaz. Fütûr ve tembelliðe düþmez. "Artýk ihtiyarladým. Bir köþeye çekilip sadece âhiretime çalýþayým" diye düþünmez. Ýnsanlýða ve aile ferdlerine daha faydalý olmak için çalýþýr, çabalar. Çünkü, bilir ki, namazlarýný kýldýðý için bütün dünyevî çalýþmalarý da ibâdet hükmünü almaktadýr...

Namazýn bireye ve topluma saðladýðý faydalar nelerdir?
 

sürekli namaz kýlan bir büyüðnüzle namazýn bireye ve topluma saðladýðý faydalar hakkýnda söyleþi yapalým adlý erformans ödevim var yardým edinya

ne olur cobuk gelsin

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.

namazin insana kazandirdiklarý nelerdir

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.
Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.


01-01-2009 #3 (mesaj-linki)
Ziyaretçi

Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nelerdir?

--------------------------------------------------------------------------------

namazýn bireye ve topluma kazandýrdýklarý


09-01-2009 #4 (mesaj-linki)
Ziyaretçi

Namazýn topluma kazandýrdýðý þeyler nelerdir?

--------------------------------------------------------------------------------

namazýn topluma kazandýrdýðý þeyler nelerdir?


09-01-2009 #5 (mesaj-linki)
tHeBruTaLiTyOfHeLL

Cvp: Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nedir?

--------------------------------------------------------------------------------


Ziyaretçi adlý kullanýcýdan alýntý
namazýn topluma kazandýrdýðý þeyler nelerdir?


Ziyaretçi adlý kullanýcýdan alýntý
namazýn bireye ve topluma kazandýrdýklarý

Üst Mesajý Ýnceleyin, Açýklama Yeterli Gelmediyse Biraz Daha Açýk Sorunuz.


09-01-2009 #6 (mesaj-linki)
Nisyan-ý Bâtýn

Cvp: Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nedir?

--------------------------------------------------------------------------------


Nisyan-ý Bâtýn adlý kullanýcýdan alýntý
Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.

***


19-11-2009 #7 (mesaj-linki)
Misafir

Cvp: Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nedir?

--------------------------------------------------------------------------------

namazýn bize kazandýrdýðý faydalar nelerdýr


19-11-2009 #8 (mesaj-linki)
ener

Cvp: Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nedir?

--------------------------------------------------------------------------------


Misafir adlý kullanýcýdan alýntý
namazýn bize kazandýrdýðý faydalar nelerdýr


Namaz bize dünyevî-uhrevî, maddî-mânevî pek çok faydalar saðlamaktadýr. Bu faydalardan bâzýlarý þunlardýr: 1 - Günde beþ vakit namaz kýlan bir insan, daima Allah`ý hatýrlar ve kendisini her an O`nun huzurunda hisseder. Bu ise, o insanýn aklýnda kötü düþüncelerin barýnmasýna fýrsat vermez. Verse bile çýkarýp atmasýna sebeb olur. Zaten dünyada gördüðümüz her kötülüðün baþý, Allah`ý unutmak ve Allah korkusuna kalbde yer vermemek deðil midir? Dünyada insana Allah`ý unutturacak, gaflete atacak pek çok þey vardýr. Ýnsan yaradýlýþý itibariyle gece-gündüz dünya meþgaleleri içindedir. Böyle kesif bir meþgale içinde bulunan insana, elbette her an Allah`ý hatýrlatacak bir þey`in olmasý gerekir. Böyle bir þey olmaz ise, insan hem Allah`ý unutur, hem de kalbinde Allah korkusuna yer vermez. Allah`ý unutunca da yalnýz kendi nefsini, keyfini, menfaatini düþünen bencil bir insan hâline gelir. Hak, hukuk, adalet gözetmez. Ýnsanlar bu hâle gelince, artýk ona ne kanun, ne polis, ne de jandarma te`sir edebilir. Fýrsat bulduklarýnda meþru` olup olmadýðýna bakmaksýzýn her arzu ettiklerini yaparlar. Ýþte bunun içindir ki, Allah Teâlâ, insanoðlunun kalbine ona daima Allah`ý hatýrlatacak ve O`ndan korkutacak bir bekçi koymuþtur. Bu bekçi de Namazdýr. Namaz, insana Mevlâsýný hatýrlatýr. Ýnsan Mevlâsýný hatýrladýkça kötülüklere olan meyli kýrýlýr. Akýl, fikir, el, ayak, göz kulak gibi bütün âzalarýný kötülüklerden çeker. Baþkasýnýn malýna, canýna, ýrz ve namusuna göz dikmez. Namazýn bu hususiyetine Kur`ân-ý Kerîm`de þu þekilde iþâret olunmuþtur: اِقِمِ الصَّلوَةَ اِنَّ الصّلوةَ تَنْهى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ "Namaz kýl. Zira namaz insaný fahþâ ve münkerden, yani, her türlü kötü ve çirkin iþlerden alýkor." Hadîs-i þerîf`te de meâlen: "Namaz dînin direðidir. Kim namazýný kýlmaya devam ederse, dînini yýkýlmaktan korur, muhafaza eder. Kim de onu terkederse, dinî hayatýn direðini yýkar, dindarlýðýný muhafaza edemez hâle gelir" buyurulmak suretiyle, bu husus veciz bir þekilde beyan edilmiþtir (*).Namazýn insana Allah`ý nasýl hatýrlatýp onu her türlü kötülüklerden nasýl alýkoyduðunu biraz daha açýklayalým: NamazÝnÝ devamlÝ kÝlan bir kimse, sabahleyin erken kalkar, sabah namazÝnÝ kÝlmak ve Allah`a olan borcunu ödemek için, önce abdest alÝr. Ýçini ve dÝþÝnÝ temizler. Kalbinde bir kötülük varsa onu atar. Temiz bir kalb ve temiz bir vücudla Allah`Ýn divanÝna çÝkar, huzurunda durur, namazÝnÝ kÝlar. Bundan sonra iþine gider. Ýþ esnasÝnda huyu, suyu, sözü sohbeti baþka baþka insanlarla karþÝlaþÝr. Bunlardan iyi ve kötü pek çok söz iþitir, insan olmasÝ hasebiyle zaman zaman kalbine kötü düþünceler gelir. HÝrs, hased, kin, intikam hisleriyle dolar. Bunlarýn bir kýsmýnýn te`sîri altýnda bir þeyler yapmaya karar verdiði ve yapmak için hazýrlýða da giriþtiði bir sýrada, müezzinin Allahu Ekber diyerek öðle namazýna çaðýrdýðýný iþitir. Ýþte o zaman kalbi kin ve intikam, hýrs ve hased ile dolu olan insan, kalbindeki bütün bu kötü hisleri bir tarafa atarak namaza koþar. Yine temiz bir kalb ve temiz bir vücud ile Allah`ýn huzuruna durur. Namaz onun imdadýna yetiþmiþ, herhangi bir kötülük iþlemesine fýrsat vermeden Allah`ýn huzuruna çýkarmýþtýr. Namazýn bu imdadý ona ikindi, akþam ve yatsý vakitlerinde de yetiþir. Artýk o insan için, kötülük yapmaya ve düþünmeye zaman kalmamýþtýr. Beþ vakit namaz ona bu fýrsatý vermez. Çünkü bir vakit namazýn kalbinde býraktýðý te`sir kaybolup gitmeden diðer bir vaktin namazý gelip girer. Bu sebeble namaz kýlmakta devamlý olan bir insanýn kalbinde Allah sevgisi ve korkusu hiç eksik olmaz. Böyle bir kalbten de kötülük sâdýr olmasý beklenemez.
2 - Namaz, mü`minin günlük hayatýný da düzenler. Günde beþ vakit, belirli vakitlerde Allah`ýn huzurunda bulunma zarureti, insaný belli bir düzen ve disiplin içinde yaþamaya sevkeder. Ýþlerini, namaz vakitlerinin hâsýl ettiði zaman dilimlerine göre tanzime mecbur eder. Böyle düzenli ve disiplinli bir þekilde yapýlan çalýþmalar ise, insaný hayatta huzurlu ve baþarýlý kýlar.
3 - Her namaz, sahibine nefsini murakabe, muhasebe ve kontrol melekesini de kazandýrýr. Sýk sýk müdür veya müfettiþ huzuruna çaðrýlan bir memur, nasýl görevinde dikkatli davranýr, iþlerini muntazam bir surette yürütürse, bunun gibi günde en az 5 sefer Hâlikýnýn huzuruna çýkan bir insan da, bütün iþlerini hatâ ve yanlýþlýða meydan vermeyecek þekilde yapar.
4 - Namaz kýlan bir mü`min, kalben müsterihtir, ruhen kuvvetli, mânen güçlüdür. Hayatý boyunca, vazifesini hakkýyla yerine getirmiþ olmanýn huzuru ile yaþar.
5 - Beþ vakit namazýný kýlan kimseyi, Cennetine koyacaðýna dair Allah Teâlâ`nýn va`di vardýr (*). Yeter ki kýlýnan namazlar, sýrf rýzâ-yý Ýlâhî için olsun ve erkân ve âdâbýna riayet edilerek eksiksiz yapýlsýn. "Cennetin anahtarý namazdýr" hadîs-i þerîfi, bu Ýlâhî va`di te`yid etmektedir. Yanlýþ anlaþýlmasýn, bu ifade, namaz kýlmayan kimse Cennete giremez demek deðildir. Allah isterse, kulunun râzý olduðu bir iyiliðinden veya Ýslâmî bir hizmetinden dolayý, onun bütün günah ve kusurlarýný, ibâdet borçlarýný afvedip Cennetine koyabilir. Bu, tamamen O`nun lütuf ve merhametine kalmýþ bir husustur. Fakat namaz ibâdetini mâna ve ruhuna uygun þekilde eksiksiz olarak yerine getirene ise, Allah, Cennetini va`detmiþtir. Va`dinden dönmek O`nun þânýna yakýþmaz.
6 - Günde 5 vakit namaz kýlmak, ayný zamanda küçük günahlar için bir keffârettir. Resûl-i Ekrem Efendimiz, 5 vakit namazý vaktinde kýlan kimseyi, günde 5 defa evinin önünden akan bir nehire girip yýkanan kimseye benzetir ve sonra þöyle buyurur: "Günde 5 defa suda yýkanan kimsenin bedeninde kirden ve pastan bir eser kalýr mý? Ýþte namazýný kýlan, günde 5 vakit Rabbinin huzurunda baþýný secdeye koyup rahmetine iltica eden kimse de böyledir. Allah böyle kimselerin günahlarýný afveder. Ýsterse günahlarý köpükler kadar çok olsun." Bir baþka hadîs`te de þöyle buyrulur: "Namazýný vaktinde kýlan kimsenin iki namaz arasýndaki küçük günahlarýný Allah Teâlâ afveder." Namaz için abdest alan kimse, abdest uzuvlarýný yýkadýkça, o uzuvlarla iþlenen küçük günahlarýn suyla birlikte yýkanýp gideceði de yine rivayetlerde gelmiþtir.
7 - Rükünlerine ve âdâbýna tam riayet edilerek kýlýnan 5 vakit namazýn, kýyâmet gününde sâhibi için bir nur, hüccet ve delil olacaðý ve onu kabirde karanlýklardan ve azabtan ve haþir mahkemesinde de hesabýn zorluklarýndan kurtaracaðý yine hadîs-i þerîflerin beyanýndan anlaþýlmaktadýr. Bundan daha büyük bir lütuf ve ihsan olur mu?
8 - Namazýn dünyevî ve uhrevî en mühim faydalarýndan birisi de namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî iþ ve çalýþmalarýnýn güzel bir niyetle ibâdet hükmüne geçmesidir. Ýnsan namazýný kýlarak Allah`ýn hukukunu yerine getirirse, geçimini helâl yerden te`min etmek niyetiyle yapacaðý bütün gayret ve çabalarý âhireti açýsýndan boþ ve faydasýz bir dünyevî çaba olmaktan çýkar, ibâdet hükmünü alýr. Artýk o insanýn bütün ömrü, bir ibâdet hâli içinde geçer. Hiçbir gayret ve çalýþmasý Allah katýnda zâyi olmaz, boþa gitmez. Eðer o kimsenin geçimini te`min için çalýþtýðý iþ, umumun menfaatini de alâkadar eden bir meþgale ise, o þahýs yaptýðý iþin neticesinden istifade eden umum insanlar adedince de sevablarý kazanýr. Ýþte bu büyük kazancýn tek bir þartý vardýr. O da farz olan namazlarýný kýlmak, ciddî bir mâzeret olmadan namazlarýný geciktirerek kazaya býrakmamaktýr. Namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî çalýþmalarýnýn ibâdet hükmüne geçmesi sýrrý, kiþide çalýþmaya, insanlara faydalý olacak hizmetlerde bulunmaya karþý ciddî bir þevk ve heyecan meydana getirir. Bu sebeble, insan ihtiyarlasa bile ailesinin maiþeti için çalýþmaktan, gayret ve faaliyette bulunmaktan geri durmaz. Fütûr ve tembelliðe düþmez. "Artýk ihtiyarladým. Bir köþeye çekilip sadece âhiretime çalýþayým" diye düþünmez. Ýnsanlýða ve aile ferdlerine daha faydalý olmak için çalýþýr, çabalar. Çünkü, bilir ki, namazlarýný kýldýðý için bütün dünyevî çalýþmalarý da ibâdet hükmünü almaktadýr...

naaz bir insana ve topluma neler kazandýrýr?

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.



ener adlý kullanýcýdan alýntý https://www.msxlabs.org/forum/ambience/buttons/viewpost.gif Namaz bize dünyevî-uhrevî, maddî-mânevî pek çok faydalar saðlamaktadýr. Bu faydalardan bâzýlarý þunlardýr: 1 - Günde beþ vakit namaz kýlan bir insan, daima Allah`ý hatýrlar ve kendisini her an O`nun huzurunda hisseder. Bu ise, o insanýn aklýnda kötü düþüncelerin barýnmasýna fýrsat vermez. Verse bile çýkarýp atmasýna sebeb olur. Zaten dünyada gördüðümüz her kötülüðün baþý, Allah`ý unutmak ve Allah korkusuna kalbde yer vermemek deðil midir? Dünyada insana Allah`ý unutturacak, gaflete atacak pek çok þey vardýr. Ýnsan yaradýlýþý itibariyle gece-gündüz dünya meþgaleleri içindedir. Böyle kesif bir meþgale içinde bulunan insana, elbette her an Allah`ý hatýrlatacak bir þey`in olmasý gerekir. Böyle bir þey olmaz ise, insan hem Allah`ý unutur, hem de kalbinde Allah korkusuna yer vermez. Allah`ý unutunca da yalnýz kendi nefsini, keyfini, menfaatini düþünen bencil bir insan hâline gelir. Hak, hukuk, adalet gözetmez. Ýnsanlar bu hâle gelince, artýk ona ne kanun, ne polis, ne de jandarma te`sir edebilir. Fýrsat bulduklarýnda meþru` olup olmadýðýna bakmaksýzýn her arzu ettiklerini yaparlar. Ýþte bunun içindir ki, Allah Teâlâ, insanoðlunun kalbine ona daima Allah`ý hatýrlatacak ve O`ndan korkutacak bir bekçi koymuþtur. Bu bekçi de Namazdýr. Namaz, insana Mevlâsýný hatýrlatýr. Ýnsan Mevlâsýný hatýrladýkça kötülüklere olan meyli kýrýlýr. Akýl, fikir, el, ayak, göz kulak gibi bütün âzalarýný kötülüklerden çeker. Baþkasýnýn malýna, canýna, ýrz ve namusuna göz dikmez. Namazýn bu hususiyetine Kur`ân-ý Kerîm`de þu þekilde iþâret olunmuþtur: اِقِمِ الصَّلوَةَ اِنَّ الصّلوةَ تَنْهى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ "Namaz kýl. Zira namaz insaný fahþâ ve münkerden, yani, her türlü kötü ve çirkin iþlerden alýkor." Hadîs-i þerîf`te de meâlen: "Namaz dînin direðidir. Kim namazýný kýlmaya devam ederse, dînini yýkýlmaktan korur, muhafaza eder. Kim de onu terkederse, dinî hayatýn direðini yýkar, dindarlýðýný muhafaza edemez hâle gelir" buyurulmak suretiyle, bu husus veciz bir þekilde beyan edilmiþtir (*).Namazýn insana Allah`ý nasýl hatýrlatýp onu her türlü kötülüklerden nasýl alýkoyduðunu biraz daha açýklayalým: NamazÝnÝ devamlÝ kÝlan bir kimse, sabahleyin erken kalkar, sabah namazÝnÝ kÝlmak ve Allah`a olan borcunu ödemek için, önce abdest alÝr. Ýçini ve dÝþÝnÝ temizler. Kalbinde bir kötülük varsa onu atar. Temiz bir kalb ve temiz bir vücudla Allah`Ýn divanÝna çÝkar, huzurunda durur, namazÝnÝ kÝlar. Bundan sonra iþine gider. Ýþ esnasÝnda huyu, suyu, sözü sohbeti baþka baþka insanlarla karþÝlaþÝr. Bunlardan iyi ve kötü pek çok söz iþitir, insan olmasÝ hasebiyle zaman zaman kalbine kötü düþünceler gelir. HÝrs, hased, kin, intikam hisleriyle dolar. Bunlarýn bir kýsmýnýn te`sîri altýnda bir þeyler yapmaya karar verdiði ve yapmak için hazýrlýða da giriþtiði bir sýrada, müezzinin Allahu Ekber diyerek öðle namazýna çaðýrdýðýný iþitir. Ýþte o zaman kalbi kin ve intikam, hýrs ve hased ile dolu olan insan, kalbindeki bütün bu kötü hisleri bir tarafa atarak namaza koþar. Yine temiz bir kalb ve temiz bir vücud ile Allah`ýn huzuruna durur. Namaz onun imdadýna yetiþmiþ, herhangi bir kötülük iþlemesine fýrsat vermeden Allah`ýn huzuruna çýkarmýþtýr. Namazýn bu imdadý ona ikindi, akþam ve yatsý vakitlerinde de yetiþir. Artýk o insan için, kötülük yapmaya ve düþünmeye zaman kalmamýþtýr. Beþ vakit namaz ona bu fýrsatý vermez. Çünkü bir vakit namazýn kalbinde býraktýðý te`sir kaybolup gitmeden diðer bir vaktin namazý gelip girer. Bu sebeble namaz kýlmakta devamlý olan bir insanýn kalbinde Allah sevgisi ve korkusu hiç eksik olmaz. Böyle bir kalbten de kötülük sâdýr olmasý beklenemez.
2 - Namaz, mü`minin günlük hayatýný da düzenler. Günde beþ vakit, belirli vakitlerde Allah`ýn huzurunda bulunma zarureti, insaný belli bir düzen ve disiplin içinde yaþamaya sevkeder. Ýþlerini, namaz vakitlerinin hâsýl ettiði zaman dilimlerine göre tanzime mecbur eder. Böyle düzenli ve disiplinli bir þekilde yapýlan çalýþmalar ise, insaný hayatta huzurlu ve baþarýlý kýlar.
3 - Her namaz, sahibine nefsini murakabe, muhasebe ve kontrol melekesini de kazandýrýr. Sýk sýk müdür veya müfettiþ huzuruna çaðrýlan bir memur, nasýl görevinde dikkatli davranýr, iþlerini muntazam bir surette yürütürse, bunun gibi günde en az 5 sefer Hâlikýnýn huzuruna çýkan bir insan da, bütün iþlerini hatâ ve yanlýþlýða meydan vermeyecek þekilde yapar.
4 - Namaz kýlan bir mü`min, kalben müsterihtir, ruhen kuvvetli, mânen güçlüdür. Hayatý boyunca, vazifesini hakkýyla yerine getirmiþ olmanýn huzuru ile yaþar.
5 - Beþ vakit namazýný kýlan kimseyi, Cennetine koyacaðýna dair Allah Teâlâ`nýn va`di vardýr (*). Yeter ki kýlýnan namazlar, sýrf rýzâ-yý Ýlâhî için olsun ve erkân ve âdâbýna riayet edilerek eksiksiz yapýlsýn. "Cennetin anahtarý namazdýr" hadîs-i þerîfi, bu Ýlâhî va`di te`yid etmektedir. Yanlýþ anlaþýlmasýn, bu ifade, namaz kýlmayan kimse Cennete giremez demek deðildir. Allah isterse, kulunun râzý olduðu bir iyiliðinden veya Ýslâmî bir hizmetinden dolayý, onun bütün günah ve kusurlarýný, ibâdet borçlarýný afvedip Cennetine koyabilir. Bu, tamamen O`nun lütuf ve merhametine kalmýþ bir husustur. Fakat namaz ibâdetini mâna ve ruhuna uygun þekilde eksiksiz olarak yerine getirene ise, Allah, Cennetini va`detmiþtir. Va`dinden dönmek O`nun þânýna yakýþmaz.
6 - Günde 5 vakit namaz kýlmak, ayný zamanda küçük günahlar için bir keffârettir. Resûl-i Ekrem Efendimiz, 5 vakit namazý vaktinde kýlan kimseyi, günde 5 defa evinin önünden akan bir nehire girip yýkanan kimseye benzetir ve sonra þöyle buyurur: "Günde 5 defa suda yýkanan kimsenin bedeninde kirden ve pastan bir eser kalýr mý? Ýþte namazýný kýlan, günde 5 vakit Rabbinin huzurunda baþýný secdeye koyup rahmetine iltica eden kimse de böyledir. Allah böyle kimselerin günahlarýný afveder. Ýsterse günahlarý köpükler kadar çok olsun." Bir baþka hadîs`te de þöyle buyrulur: "Namazýný vaktinde kýlan kimsenin iki namaz arasýndaki küçük günahlarýný Allah Teâlâ afveder." Namaz için abdest alan kimse, abdest uzuvlarýný yýkadýkça, o uzuvlarla iþlenen küçük günahlarýn suyla birlikte yýkanýp gideceði de yine rivayetlerde gelmiþtir.
7 - Rükünlerine ve âdâbýna tam riayet edilerek kýlýnan 5 vakit namazýn, kýyâmet gününde sâhibi için bir nur, hüccet ve delil olacaðý ve onu kabirde karanlýklardan ve azabtan ve haþir mahkemesinde de hesabýn zorluklarýndan kurtaracaðý yine hadîs-i þerîflerin beyanýndan anlaþýlmaktadýr. Bundan daha büyük bir lütuf ve ihsan olur mu?
8 - Namazýn dünyevî ve uhrevî en mühim faydalarýndan birisi de namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî iþ ve çalýþmalarýnýn güzel bir niyetle ibâdet hükmüne geçmesidir. Ýnsan namazýný kýlarak Allah`ýn hukukunu yerine getirirse, geçimini helâl yerden te`min etmek niyetiyle yapacaðý bütün gayret ve çabalarý âhireti açýsýndan boþ ve faydasýz bir dünyevî çaba olmaktan çýkar, ibâdet hükmünü alýr. Artýk o insanýn bütün ömrü, bir ibâdet hâli içinde geçer. Hiçbir gayret ve çalýþmasý Allah katýnda zâyi olmaz, boþa gitmez. Eðer o kimsenin geçimini te`min için çalýþtýðý iþ, umumun menfaatini de alâkadar eden bir meþgale ise, o þahýs yaptýðý iþin neticesinden istifade eden umum insanlar adedince de sevablarý kazanýr. Ýþte bu büyük kazancýn tek bir þartý vardýr. O da farz olan namazlarýný kýlmak, ciddî bir mâzeret olmadan namazlarýný geciktirerek kazaya býrakmamaktýr. Namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî çalýþmalarýnýn ibâdet hükmüne geçmesi sýrrý, kiþide çalýþmaya, insanlara faydalý olacak hizmetlerde bulunmaya karþý ciddî bir þevk ve heyecan meydana getirir. Bu sebeble, insan ihtiyarlasa bile ailesinin maiþeti için çalýþmaktan, gayret ve faaliyette bulunmaktan geri durmaz. Fütûr ve tembelliðe düþmez. "Artýk ihtiyarladým. Bir köþeye çekilip sadece âhiretime çalýþayým" diye düþünmez. Ýnsanlýða ve aile ferdlerine daha faydalý olmak için çalýþýr, çabalar. Çünkü, bilir ki, namazlarýný kýldýðý için bütün dünyevî çalýþmalarý da ibâdet hükmünü almaktadýr...

namazýn bize faydalarý nelerdir ;)

Namazýn toplumsal Faydalarýnan bir örnek : Tüm insanlar bir araya gelerek ayný dine mensup olmanýn coþkusunu yaþarlar.

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.



ener adlý kullanýcýdan alýntý https://www.msxlabs.org/forum/ambience/buttons/viewpost.gif Namaz bize dünyevî-uhrevî, maddî-mânevî pek çok faydalar saðlamaktadýr. Bu faydalardan bâzýlarý þunlardýr: 1 - Günde beþ vakit namaz kýlan bir insan, daima Allah`ý hatýrlar ve kendisini her an O`nun huzurunda hisseder. Bu ise, o insanýn aklýnda kötü düþüncelerin barýnmasýna fýrsat vermez. Verse bile çýkarýp atmasýna sebeb olur. Zaten dünyada gördüðümüz her kötülüðün baþý, Allah`ý unutmak ve Allah korkusuna kalbde yer vermemek deðil midir? Dünyada insana Allah`ý unutturacak, gaflete atacak pek çok þey vardýr. Ýnsan yaradýlýþý itibariyle gece-gündüz dünya meþgaleleri içindedir. Böyle kesif bir meþgale içinde bulunan insana, elbette her an Allah`ý hatýrlatacak bir þey`in olmasý gerekir. Böyle bir þey olmaz ise, insan hem Allah`ý unutur, hem de kalbinde Allah korkusuna yer vermez. Allah`ý unutunca da yalnýz kendi nefsini, keyfini, menfaatini düþünen bencil bir insan hâline gelir. Hak, hukuk, adalet gözetmez. Ýnsanlar bu hâle gelince, artýk ona ne kanun, ne polis, ne de jandarma te`sir edebilir. Fýrsat bulduklarýnda meþru` olup olmadýðýna bakmaksýzýn her arzu ettiklerini yaparlar. Ýþte bunun içindir ki, Allah Teâlâ, insanoðlunun kalbine ona daima Allah`ý hatýrlatacak ve O`ndan korkutacak bir bekçi koymuþtur. Bu bekçi de Namazdýr. Namaz, insana Mevlâsýný hatýrlatýr. Ýnsan Mevlâsýný hatýrladýkça kötülüklere olan meyli kýrýlýr. Akýl, fikir, el, ayak, göz kulak gibi bütün âzalarýný kötülüklerden çeker. Baþkasýnýn malýna, canýna, ýrz ve namusuna göz dikmez. Namazýn bu hususiyetine Kur`ân-ý Kerîm`de þu þekilde iþâret olunmuþtur: اِقِمِ الصَّلوَةَ اِنَّ الصّلوةَ تَنْهى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ "Namaz kýl. Zira namaz insaný fahþâ ve münkerden, yani, her türlü kötü ve çirkin iþlerden alýkor." Hadîs-i þerîf`te de meâlen: "Namaz dînin direðidir. Kim namazýný kýlmaya devam ederse, dînini yýkýlmaktan korur, muhafaza eder. Kim de onu terkederse, dinî hayatýn direðini yýkar, dindarlýðýný muhafaza edemez hâle gelir" buyurulmak suretiyle, bu husus veciz bir þekilde beyan edilmiþtir (*).Namazýn insana Allah`ý nasýl hatýrlatýp onu her türlü kötülüklerden nasýl alýkoyduðunu biraz daha açýklayalým: NamazÝnÝ devamlÝ kÝlan bir kimse, sabahleyin erken kalkar, sabah namazÝnÝ kÝlmak ve Allah`a olan borcunu ödemek için, önce abdest alÝr. Ýçini ve dÝþÝnÝ temizler. Kalbinde bir kötülük varsa onu atar. Temiz bir kalb ve temiz bir vücudla Allah`Ýn divanÝna çÝkar, huzurunda durur, namazÝnÝ kÝlar. Bundan sonra iþine gider. Ýþ esnasÝnda huyu, suyu, sözü sohbeti baþka baþka insanlarla karþÝlaþÝr. Bunlardan iyi ve kötü pek çok söz iþitir, insan olmasÝ hasebiyle zaman zaman kalbine kötü düþünceler gelir. HÝrs, hased, kin, intikam hisleriyle dolar. Bunlarýn bir kýsmýnýn te`sîri altýnda bir þeyler yapmaya karar verdiði ve yapmak için hazýrlýða da giriþtiði bir sýrada, müezzinin Allahu Ekber diyerek öðle namazýna çaðýrdýðýný iþitir. Ýþte o zaman kalbi kin ve intikam, hýrs ve hased ile dolu olan insan, kalbindeki bütün bu kötü hisleri bir tarafa atarak namaza koþar. Yine temiz bir kalb ve temiz bir vücud ile Allah`ýn huzuruna durur. Namaz onun imdadýna yetiþmiþ, herhangi bir kötülük iþlemesine fýrsat vermeden Allah`ýn huzuruna çýkarmýþtýr. Namazýn bu imdadý ona ikindi, akþam ve yatsý vakitlerinde de yetiþir. Artýk o insan için, kötülük yapmaya ve düþünmeye zaman kalmamýþtýr. Beþ vakit namaz ona bu fýrsatý vermez. Çünkü bir vakit namazýn kalbinde býraktýðý te`sir kaybolup gitmeden diðer bir vaktin namazý gelip girer. Bu sebeble namaz kýlmakta devamlý olan bir insanýn kalbinde Allah sevgisi ve korkusu hiç eksik olmaz. Böyle bir kalbten de kötülük sâdýr olmasý beklenemez.
2 - Namaz, mü`minin günlük hayatýný da düzenler. Günde beþ vakit, belirli vakitlerde Allah`ýn huzurunda bulunma zarureti, insaný belli bir düzen ve disiplin içinde yaþamaya sevkeder. Ýþlerini, namaz vakitlerinin hâsýl ettiði zaman dilimlerine göre tanzime mecbur eder. Böyle düzenli ve disiplinli bir þekilde yapýlan çalýþmalar ise, insaný hayatta huzurlu ve baþarýlý kýlar.
3 - Her namaz, sahibine nefsini murakabe, muhasebe ve kontrol melekesini de kazandýrýr. Sýk sýk müdür veya müfettiþ huzuruna çaðrýlan bir memur, nasýl görevinde dikkatli davranýr, iþlerini muntazam bir surette yürütürse, bunun gibi günde en az 5 sefer Hâlikýnýn huzuruna çýkan bir insan da, bütün iþlerini hatâ ve yanlýþlýða meydan vermeyecek þekilde yapar.
4 - Namaz kýlan bir mü`min, kalben müsterihtir, ruhen kuvvetli, mânen güçlüdür. Hayatý boyunca, vazifesini hakkýyla yerine getirmiþ olmanýn huzuru ile yaþar.
5 - Beþ vakit namazýný kýlan kimseyi, Cennetine koyacaðýna dair Allah Teâlâ`nýn va`di vardýr (*). Yeter ki kýlýnan namazlar, sýrf rýzâ-yý Ýlâhî için olsun ve erkân ve âdâbýna riayet edilerek eksiksiz yapýlsýn. "Cennetin anahtarý namazdýr" hadîs-i þerîfi, bu Ýlâhî va`di te`yid etmektedir. Yanlýþ anlaþýlmasýn, bu ifade, namaz kýlmayan kimse Cennete giremez demek deðildir. Allah isterse, kulunun râzý olduðu bir iyiliðinden veya Ýslâmî bir hizmetinden dolayý, onun bütün günah ve kusurlarýný, ibâdet borçlarýný afvedip Cennetine koyabilir. Bu, tamamen O`nun lütuf ve merhametine kalmýþ bir husustur. Fakat namaz ibâdetini mâna ve ruhuna uygun þekilde eksiksiz olarak yerine getirene ise, Allah, Cennetini va`detmiþtir. Va`dinden dönmek O`nun þânýna yakýþmaz.
6 - Günde 5 vakit namaz kýlmak, ayný zamanda küçük günahlar için bir keffârettir. Resûl-i Ekrem Efendimiz, 5 vakit namazý vaktinde kýlan kimseyi, günde 5 defa evinin önünden akan bir nehire girip yýkanan kimseye benzetir ve sonra þöyle buyurur: "Günde 5 defa suda yýkanan kimsenin bedeninde kirden ve pastan bir eser kalýr mý? Ýþte namazýný kýlan, günde 5 vakit Rabbinin huzurunda baþýný secdeye koyup rahmetine iltica eden kimse de böyledir. Allah böyle kimselerin günahlarýný afveder. Ýsterse günahlarý köpükler kadar çok olsun." Bir baþka hadîs`te de þöyle buyrulur: "Namazýný vaktinde kýlan kimsenin iki namaz arasýndaki küçük günahlarýný Allah Teâlâ afveder." Namaz için abdest alan kimse, abdest uzuvlarýný yýkadýkça, o uzuvlarla iþlenen küçük günahlarýn suyla birlikte yýkanýp gideceði de yine rivayetlerde gelmiþtir.
7 - Rükünlerine ve âdâbýna tam riayet edilerek kýlýnan 5 vakit namazýn, kýyâmet gününde sâhibi için bir nur, hüccet ve delil olacaðý ve onu kabirde karanlýklardan ve azabtan ve haþir mahkemesinde de hesabýn zorluklarýndan kurtaracaðý yine hadîs-i þerîflerin beyanýndan anlaþýlmaktadýr. Bundan daha büyük bir lütuf ve ihsan olur mu?
8 - Namazýn dünyevî ve uhrevî en mühim faydalarýndan birisi de namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî iþ ve çalýþmalarýnýn güzel bir niyetle ibâdet hükmüne geçmesidir. Ýnsan namazýný kýlarak Allah`ýn hukukunu yerine getirirse, geçimini helâl yerden te`min etmek niyetiyle yapacaðý bütün gayret ve çabalarý âhireti açýsýndan boþ ve faydasýz bir dünyevî çaba olmaktan çýkar, ibâdet hükmünü alýr. Artýk o insanýn bütün ömrü, bir ibâdet hâli içinde geçer. Hiçbir gayret ve çalýþmasý Allah katýnda zâyi olmaz, boþa gitmez. Eðer o kimsenin geçimini te`min için çalýþtýðý iþ, umumun menfaatini de alâkadar eden bir meþgale ise, o þahýs yaptýðý iþin neticesinden istifade eden umum insanlar adedince de sevablarý kazanýr. Ýþte bu büyük kazancýn tek bir þartý vardýr. O da farz olan namazlarýný kýlmak, ciddî bir mâzeret olmadan namazlarýný geciktirerek kazaya býrakmamaktýr. Namaz kýlan kimsenin bütün dünyevî çalýþmalarýnýn ibâdet hükmüne geçmesi sýrrý, kiþide çalýþmaya, insanlara faydalý olacak hizmetlerde bulunmaya karþý ciddî bir þevk ve heyecan meydana getirir. Bu sebeble, insan ihtiyarlasa bile ailesinin maiþeti için çalýþmaktan, gayret ve faaliyette bulunmaktan geri durmaz. Fütûr ve tembelliðe düþmez. "Artýk ihtiyarladým. Bir köþeye çekilip sadece âhiretime çalýþayým" diye düþünmez. Ýnsanlýða ve aile ferdlerine daha faydalý olmak için çalýþýr, çabalar. Çünkü, bilir ki, namazlarýný kýldýðý için bütün dünyevî çalýþmalarý da ibâdet hükmünü almaktadýr...

namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý

arkadaþlar metin 2 oynuyan varsa eþya kodlarý:
Savaþ atý kitabi :50052 savaþ atý at uzerinde saldýrý ya yarar
Asker at kitabi :50053 Asker at at uzerinde yeteneklerinizi kullanamaya yarar
__________________
Çançiçeði (iksir olusturma) = 50722
Pazar torbasi: 50200
B.Domuz kuyruðu kurdele+ :30073
Akrep kuyrugu: 30046
Ayý ayak derisi+ : 30072
Domuz Burnu: 30003
Süs eþyasý: 30031
Mavi iksir (K) : 27004
Mavi iksir (O) : 27005
Mavi iksir (B) : 27006
Kýrmýzý iksir(K): 27001
Kýrmýzý iksir(O): 27002
Kýrmýzý iksir(B): 27003
Mor iksir (O): 27114
Þeftali çiçeði(iksir oluþturma): 50721
Örümcek gözleri: 30057
Ork muskasý+ : 30076
Binicilik bileti: 50083
Kazma: 29109
Olta: 27409
At resmi : 50051
Kaplan pencesi: 30037
Bazý takýlar:
Altýn küpe (+9) : 17069
Kristal kolye (+9): 16169
Yeþimtaþý küpe (+9): 17089
Abanoz küpe (+9): 17109
Bakýr küpe (+9): 17029
Gümüþ küpe (+9):17049
Bakýr kolye (+9): 16029
Ýnci kolye (+9): 16129
Altýn kolye (+9): 16069
Tahta kolye (+9): 16009
Tahta bilezik (+9): 14009
ÝÞTE BUNLARDA BAZI SÝLAHLAR
Savaþ týrpaný (+9): 3019
Taþ yelpaze (+9): 7069
Kaynak çan (+9): 5049
Büyük balta (+9): 3089
Örümcek mýzraðý (+9): 3039
Baltalý mýzrak (+9): 3079
Askeri týrmýk (+9): 3069
Kýrmýzý göz yayý (+9): 2089
Kedi ýsýrýðý býçak (+9): 1049
Gümüþ kýlýç (+9): 69
Orkide kýlýcý (+9): 79
Sahte kýlýç (+9): 89
Barbar kýlýcý (+9): 99
Savaþ kalkaný (+9): 13009
olta: 27409
kazma:29101
50012=altýn define sandýðý+
50013=gümüþ define sandýðý+
50014=altýn anahtar+
50015=gümüþ anahtar+
50016=fasulye hamur
50017=þekerli hamur
50031=sarý gül
50032=lolipop
50042=kahraman madalyonu
50050=at madalyonu
60003; kahramanlýk sembolu
11209 : Kesis Plaka Zirh
11219 : Demir Plaka Zirh
11229 : Kaplan Plaka Zirh
11239 : Aslan Plaka Zirh
11249 : Ölümcül Plaka Zirh
11259 : Ejderha Plaka Zirh
11269 : Mavi Taþ Zirhi
11279 : Altýn Tas Zirhi
11289 : Ejderha Tanrisi Zirh
11299 : Siyah Çelik Zirh
Ayakkabý valueleri
Ejder derisi ayakkabý 15249

arkadaþlar_kendi_buluþumdur_alýntý_deildir_hpsi+9dur
sonu_9_olan_hrþey;_+9dur_+rep_bekliyorum
tamamen_kndi_buluþumdur...

--------------------------------------------------------------------------------
Bir_kere_cýkma_teklifi_ettim
!!!HAYIR!!!
cevabýný
aldým
bir_dahada_Etmedim_ve_etmiycemde

namazýn bireye ve topluma kazandýrdýklarý nelerdir lütfnn çabukk

daha fazla þeyler eklerseniz sevinirim

NAMAZIN ÝNSANA FAYDALRI
 

SORULAR BULURMUSUNUZ?????

Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.

Yardýmmm ediin performansým varr yetiþtirmem lazým hiçbir yerde yooooooooooooooooooooooookkkkkkk

slm
 

lan namazýn toluma kazandýrdýklarý neyyyyyyyyyy yarýn bu siteye tekrar gircem cevabý yazýn yoksa sizi meb bakanýna söylerim

namazýn birey tolumun kazandýrdýklarý
 

soruma cevapverin

bence namaz insanlara boþ yere vakit kaybý olan bir unsurdur baþka hiçbir anlamý yok (þaka þaka)

Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.




TEÞEKKÜRLER ÇOK ÝÞÝME YARADI. PERFORMANS ÖDEVÝ VARDI BU SAATE BÝRÞEY BULAMAMIÞTIM.

Namazýn birey ve
topluma kazandýrdýklarý?

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa
kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli
belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve
manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri
askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan
ve Rabb’e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný
zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm
cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce
bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri
derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda
bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî
ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda
yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir
insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz
Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn
garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur’ân-ý Kerim’de:
"… Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor.
Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden
ve Allah’a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde
küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü
kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah’a bir kurbiyet olduðu için, insaný her
türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek
anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi
gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her
türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen
bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.

Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz
kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek
ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki,
hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor
demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da
istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen
ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve
ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda
karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin,
namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen,
daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða
kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu
sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir.
Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz,
Allah’ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý
hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu
ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama
huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb
lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir
recâ ve ümitle Rabb’e bel baðlama.. daha sonra da utanma
ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb
nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn
dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma",
" hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken
cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira
Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir.
Siz, kalbinizi O’na verecek, karþýlýðýnda da O’nun rahmet ve rýzasýný
alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir
ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle
farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi
bakýmýndan önemlidir. Ýslâm’da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük
hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini
ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi
ve sellem), Medine’ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde,
Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal
ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna
bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki
daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn
da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir
ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir.
Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa
edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal
bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz,
Ýslâm’da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir
ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm’da
ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar

Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü
gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda
eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya
da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý
ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla
ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve
etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý’nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm
tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun
sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan
namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ,
kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak
düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin
Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz
müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman’ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz
öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem
Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve
Yüce Mevla’dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz
ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün
ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin
bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa
bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz
olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte
sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne
kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur.
Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir
niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz
yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç
þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2-
Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi
bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz.
Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz,
uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir
ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý
ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam
ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle
ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet
etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla…
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz
eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri
tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite
öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için
çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir
akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup,
çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk
sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini
yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur.
Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði,
havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne
yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn
huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.

Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere
havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken
frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir
hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin
yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her
þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden
korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona
kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.

namazýn insana kazandýrdýklarý
 

maddi temizlik
kalp saðlamlýðý
toplumsaldüzenleme
namazýn allah ý hatýrlatmasý

KISA VE ÖZLÜ BÝRÞEY YOKMU
Misafir
Namazýn bireye ve topluma saðladýðý faydalar nelerdir?
sürekli namaz kýlan bir büyüðnüzle namazýn bireye ve topluma saðladýðý faydalar hakkýnda söyleþi yapalým adlý erformans ödevim var yardým edinya

arkadaþlar namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý hakkýnda bulan yazsýn

3
 

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bun

Kaynak: Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nelerdir?

namazýn
topluma kazandýrdýklarý

ya biraz kýsa olabilir mi 1 sayfalýk

namazýn bize saðladýklarý

cevapnerde

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.

Kaynak: Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nelerdir?

Acil Herkez Bir Baksýn
 

Arkadaþlar benim bir performans ödevim var.Konusu Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý hakkýnda bir kompozisyon yazmam lazým acil biri yardým edebilirmi ?

ya ltfen verin su namazý kýlmanýn toplumsal faydalarý neler söyleyin...

yardýmm acil

Namaz, Müminin Hayatýný Disipline Eder
Günde beþ defa kýlýnan namaz, müminin hayatýný disipline etmede büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen, maddeten ve manen disipline alýþtýrýr. Cemaatle kýlýnan namazlarda özellikle imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuþturur. Ýmam "Allahu Ekber" dediðinde artýk, konuþan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur. Müminlere ayný zamanda vekalet etmiþ olur. Ýmamýn tekbirleri bir direktif halinde tüm cemaati oturtur-kaldýrýr. Bu açýdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek ve yüce bir disiplin vardýr. Ýdeal bir cemaatin ve inanmýþ topluluðun ileri derecede disipline olmuþ formlarýný ancak günde beþ defa kýlýnan namazda bulmak mümkündür. Þüphesiz bu disiplin her þeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir disiplindir. Diðer bazý disiplinlerin soðukluðu da onda yoktur. Her ibadet hareketi sýmsýcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür boyu devam eder.
Namaz Ýnsaný Fuhþiyattan Alýkoyar
Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazýný kýlarsa, Allah’ýn garantisi altýndadýr” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ý Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkor." (Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhþiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaþtýrýr. Haddi zatýnda her bir günah içinde küfre giden bir yol vardýr. Günah, iþlene iþlene insana küfrü kolaylaþtýrýr. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduðu için, insaný her türlü günahtan korur, týpký bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek anlamda bir namaz ise. Yukarýdaki ayette de ifade edildiði gibi gerçek manasýna ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasýzlýktan, azgýnlýktan ve taþkýnlýktan alýkoyar. Þuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.
Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz kýlanlara! Onlar ki kýldýklarý namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5) buyurur. Demek ki namazda, insaný kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki, hakkýyla eda edilmediði zaman kul kendini günahlara karþý riske açýyor demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiði için, yüksek düzeyde vefa da istiyor. Bunun anlamý þudur; kulun, namaza karþý gösterdiði vefa, özen ve iþtiyak nisbetinde, namaz da ona karþý vefalý olur ve ondaki fuhþiyata açýlan duygularý ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karþýlýklý vefa söz konusudur.
Namazýn, Kalbî Huzuru Temin Etmesi
Müminin, namazlarýný þuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz hayatýna bir düzen, daðýnýk kalbine bir denge ve insicam getirecek, periþan hislerini ayaða kaldýrýp bulanýk yönlerine de bir ýþýk saçacaktýr. Ve o, bu sayede doðru görme, doðru düþünme, doðru konuþma imkânýný elde edecektir. Günde beþ defa Rabbin huzuruna gelinip þuurla eda edilen namaz, Allah'ýn izniyle bütün bunlarý insana kazandýracak mahiyettedir. Namaz, bu manalarý hem taþýr hem de tekeffül etmiþ durumdadýr.
Evet, müminin hudu ve huþû içinde eda ettiði namaz, gerçek namaz olacaktýr. Ama huþuun temini için bir kýsým þartlar vardýr; evvela huzur-u kalb lazýmdýr; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve ümitle Rabb'e bel baðlama.. daha sonra da utanma ve sýkýlma havasý içinde Rabbin huzuruna gelme.
Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade edilen bütün bu manalarýn dýþýna çýkmamaktýr. Zaten " huzur"Arapça manasý itibariyle; " hazýr olma", " hazýr bulunma" demektir. Avamca ifadesi ile, çarþýya pazara çýkarken cüzdanýnýzý yanýnýzda taþýdýðýnýz gibi, namazda kalbinizi yanýnýzda taþýmanýz demektir. Zira Allah indinde geçer akçe bir þey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek, karþýlýðýnda da O'nun rahmet ve rýzasýný alacaksýnýz.
Namazýn Ýçtimâî Bir Ýbadet Olmasý
Ferdî ve ruhî bir ibadet olduðu kadar, namazýn sosyalleþtirici bir yönü de vardýr. Özellikle farz namazlarýn cemaatle kýlýnmasýnýn lüzumu, ondaki içtimaî muhtevanýn boyutunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Ýslâm'da camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleþmesinde büyük hizmetleri ve rolü olmuþtur. Zira camiler yalnýzca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame etmeleri için inþa edilmiþ deðildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inþa ettiðinde, Müslümanlarýn bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve uluslar arasý (diðer kabile ve devletlerle arasýndaki iliþkileri adýna bütün sorunlarý mabedde görüþülüyor, istiþare ediliyor ve karara baðlanýyordu. Belki daha sonraki yüzyýllara damgasýný vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkalarýn da merkezi konumuna yükselecekti. Ýlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri, denebilir ki buralarda atýldý. Ýslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa edilen ibadet mahalleri, ayný zamanda Müslüman bireylerin sosyalleþ¬mesinde ve kamusal bir þuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiþtir. Bu bakýmdan namaz, Ýslâm'da yalnýzca bir ibadet deðildir. Bireylerin sosyalleþmesinde ve ilk þehir ve kentlerin oluþmasýnda merkezi bir rol oynamýþtýr. Bilindiði gibi Ýslâm'da ilk þehirler, camiler etrafýnda örgülenmiþtir.
Namaz insanlar arasý eþitliði saðlar
Ýslâm-ibadet sisteminin amaçlarýndan birisi de insanlar arasýndaki farklý toplumsal statü gruplarýný ve sýnýfsal yapýlarý refüze ederek, mahviyet ve tevazu etrafýnda eþitleyen bir sosyal model oluþturmasýdýr. Fakir-zengin, efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet baþkaný ve sýradan bir vatandaþý ayný safta ipe dizercesine eþit bir statüye kavuþturmasýdýr. Sýnýf çatýþmalarýyla ilgili kavgalar, insanlýk tarihinde nasýl kanlý olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettolarýn oluþmasýna hizmet etmiþtir? Bunu Batý'nýn tarihinden bilmekteyiz. Ýslâm tarihinde bu anlamda bir çatýþmadan ve farklýlaþmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi, cemaat halinde kýlýnan namazlarýn bireylere kazandýrdýðý kardeþlik ve eþitlik ruhudur. Çünkü her inanmýþ, kültürel ve sosyal mevkii ne olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düþünce ve hazzý bu namazlar sayesinde elde eder.
Namaz müminin Miracýdýr.
Namaz, insaný hakikî insanlýða götüren nurani bir helezondur. Namaz müminin miracýdýr. Namazýn hakikatini, bir Müslüman'ýn hayatýndaki yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasýl bir mirac olduðunu anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamýzýn "Namaz" yazýsýyla sizleri baþ baþa býrakýyor ve Yüce Mevla'dan bu yazýda gösterilen namaz ufkuna bizleri ulaþtýrmasýný niyaz ediyoruz.
Namaz kýlanýn bütün yaptýklarý ibâdettir
Eðer namaz kýlarsanýz, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz. Bundan daha büyük müjde olabilir mi?
Rabbimizin bize ihsan ettiði nimetler sayýlamayacak kadar çok. Buna karþýlýk kýsa bir ömürde yaptýðýmýz sýnýrlý ibadetlerin, þükür için ne kadar yetersiz olduðu açýk. Ayrýca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti kazanacaðýz.
Ýþte sayýsýz nimetlere þükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için ibadetimizin ne kadar yetersiz olduðunu bilen Rabbimiz, bize muhteþem bir fýrsat sunmuþtur. Eðer namazýnýzý dosdoðru kýlarsanýz, diðer dünyevî mübah amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.
Evet, bütün hayatýnýzý ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama Rabbimiz bunun için altýn fýrsatlar sunuyor. Bunun üç þartý var:
1- Namazý hiç ihmal etmeden dosdoðru kýlmak,
2- Dinen yasaklanmamýþ mübah ameller iþlemek,
3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.
Diyelim ki, beþ vakit namazý kýlan birisiniz. Yemek yemeniz, temizlik yapmanýz, rýzkýnýz için çalýþmanýz, meþru konuþmalarýnýz, tebessümünüz, uyumanýz bir çeþit ibadettir. Çünkü, bunlarýn hepsi hayatýmýz için gereklidir ve yaþantýmýzý sürdürmemiz için bunlarý yapmak zorundayýz. Yaptýðýmýz her davranýþýmýzý ayet ve hadislere dayandýrmamýz mümkündür.
Söz geliþi, aþýrýya gitmeden, tam ihtiyacýnýz kadar uyusanýz, uykunun Rabbimizin bir nimeti olduðunu düþünerek, Besmeleyle ve sünnet olan dualarý okuyarak yatýp, yine Besmeleyle uyansanýz ibadet etmiþ olursunuz. Tabiî namaz kýlmak þartýyla...
Bu açýdan baktýðýmýzda namaz eþsiz bir ibadet hazinesidir.
Namaz en büyük koruyucudur
Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. Ýþte bununla ilgili yaþanmýþ bir örnek:
Bir üniversite öðrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan akþam namazýný kýlmak için çareler düþünür. Tam bu sýrada otobüs mazot almak için bir akaryakýt istasyonunda durur. Öðrenci muavinden izin alarak birisine kýbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.
Ýçinde tarifsiz bir mutluluk vardýr. Artýk sýkýntýsý kaybolmuþ, Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini yaþamaktadýr.
Üçüncü rekâtý kýlarken, ömür boyu unutamayacaðý bir þey olur. Fâtiha’yý okumuþ, tam rükû’a eðilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun köpeði, havlayarak üzerine gelir.
Öðrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Þimdi ne yapmalýdýr? Namazý býrakýp kaçmalý mý, yoksa devam mý etmelidir? Allah’ýn huzurundan ayrýlmayý bir türlü düþünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.
Ýþte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldýrmak üzere havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasýndan çekmiþçesine, tam yanýna gelmiþken frenine basýlan bir otobüs gibi durur. Havlamasýný kesmiþ, hafif bir hýrýltýyla namaz kýlan gence bakakalmýþ, o secdeye gidince de kulübesinin yolunu tutmuþtur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayýnlarý)
Evet, her þeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açýk bir tehlikeden korumuþtu.Kim namaz kýlma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona kolaylýklar yaratýr ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.


Kaynak: Namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarý nelerdir?

Dinde namazýn cemaatle kýlýnmasýna çok önem verilmiþtir. Cemaat namazý, Ýslam’ýn muhteþem ibadi merasimlerinden sayýlýr. Ýslam’da cemaat namazýna önem verilmesi, bu mukaddes dinin birlik ve beraberlik dini olduðunu Müslümanlar arasýnda sürekli bir dayanýþmanýn saðlanmak istendiðini açýkça göstermektedir. Cemaat namazý, soy ve toplumsal sýnýflardan kaynaklanan ayrýcalýk ve imtiyazlarý ortadan kaldýrmaktadýr. Hangi soy renk ve milletten olursa olsun tüm Müslümanlar namaz safýnda ayný sýrada beraberce yer alýr; hep birlikte ayný kýbleye yönelerek tek vücut olarak ibadet eder ve birlikte yere kapanýp kalkarlar. Cemaat namazý toplumun kaynaþmasý için en güzel vesiledir. Müminlerin birbirlerinin halinden haberdar olmalarý için en iyi fýrsattýr. Özellikle düþmanlar karþýsýnda Müslümanlarýn birlik ve beraberlik içerisinde olduklarýný gösteren Cuma namazý toplumsal bir ibadet merasimi sayýlýr. Bu namazda okunmasý gerekli olan iki hutbe namaza katýlanlarý, bir yandan takva iman ve Allah’a yönelmek konusunda yönlendirdiði gibi onlarý toplumsal ve siyasi konularda da bilinçlendirmektedir.

Namazýn bireysel ve toplumsal faydalarý nelerdir?

Namazýn Faydalarý

Ýbadetlerin bir hedefi de,insaný ruhen ve bedenen saðlam tutmak,ruhi ve bedeni hastalýklara karþý korumak;hatta malýnýn saðlýðýný bile korumaktýr.Çünkü namaz gibi ibadet ve yýkanmayý Ön þart kabul etmekle beden temizliðine,özellikle namaz,oruç ve hac insanýn ruhi temizliðe vasýtasýdýr.

Genelde bazý hastalýklar vardýr ki,sebebi mikrobiktir,insanýn cismine arýz olur.Bazý hastalýklar da vardýr ki,sebebi mikrobik deðildir,yani ruhidir,insanýn ruhi fonksiyonlarýna ve yaþantýsýna arýz olur.Fakat bununla beraber arasýnda kesin bir kategorik bir ayrým olmadýðýndan ,bedeni bir hastalýk,bazen ruhi yaþantýyý da hasta ettiði gibi,ruhi bir hastalýk bazen bedeni de etkileyebilir.O halde tam saðlýklý bir kiþilik için hem bedeni hem de ruhu dengeli bir þekilde saðlýklý tutmak gerekir.Ýslam,namaz ve diðer ibadet sistemiyle her türlü hastalýða karþý hem koruyucu bir hekimlik ,hem de iyileþtirici etkin bir ilaçtýr.

Namaz bütün erkanýyla Allah’ý hatýrlama ve zikretmektir.Allah’ý zikretmek olan namaz,insanýn bedenine,hem de ruhuna þifadýr.Cenab-ý Hak þöyle buyuruyor:”Onlar inanmýþlar,kalbleri Allah’ý zikirle huzura kavuþur.”(Ra’d Suresi:28)Yine:”Rablerinden korkanlarýn bu kitaptan tüyleri ürperir,sonra hem derileri,hem de kalbleri Allah’ýn zikriyle yumuþar ve yatýþýr.”(Zümer Suresi:23) Bir hadis-i þerifte,”Namazda þifa vardýr.”(Ahmed ibn.-i Hanbel:2/390) buyurulur.
Namazýn Ferdi Etkileri


Biz müminler ve Ehl-i Beyt þiasý namaza gereken önemi vermeliyiz. Namaz bir örf ve ananeden ibaret deðildir. Namaz, ister bireyin kendisi açýsýndan ve ister toplumsal açýdan çok önemli semerelere sahip ilahi bir görevdir.
Namaz, insanýn hem ruhunu, hem vücudunu, hem de fikrini etkilemekte ve tüm bunlarý insanýn mutluluðu için devreye sokmaktadýr. Namazýn en önemli sonuçlarýndan biri, insaný kötülüklerden korumasýdýr. Allah Teala buyuruyor ki “...Namazý hakkýnca kýlýn. Gerçekten namaz (insaný) kötülüklerden sakýndýrýr...”Namaz, ruhun kemale ermesi ve insanýn kötülüklerden arýnmasý ve fikrin olgunlaþmasý için Yüce Allah tarafýndan konulmuþ eðitici bir programdýr ve ayný zamanda sürekli olarak kul ile Allah’ýn iliþkisini saðlayan bir vasýtadýr. Namaz, insanýn iradesini zayýflatan ve onu cebren günahtan koruyan muhtevasýz bir ibadet deðildir; namaz doðru þekilde kýlýnýrsa, insana ruhi yönden öyle bir aydýnlýk ve güç kazandýrýr ki, insan kendi iradesiyle iyi iþlere daha fazla önem vermeye baþlar ve kötülüklerden kaçýnýr. Ama namaz kýlamayan bir kimsede böyle bir ruhi hazýrlýk ve güç bulunmaz bu yüzden namaz kýlmayan birisinin kötülüklerden kendi isteðiyle kopmasý ve iyiliklere yönelmesi kolay deðildir. Namaz mümin kimsenin doðruluk ve takvasýnýn artmasýna sebep olur. Namazý kýlmamak ise kiþinin kalbinin kararmasýna ve daha fazla günaha yönelmesine ve nihayet kurtuluþ yollarýnýn yüzüne kapanarak cehennemlik olmasýna sebep olur. Elbette namazýn insaný kötülüklerden korumasýnýn deðiþik aþamalarý vardýr ve bu namaz kýlanýn iman derecesine, namaza gerçek manada yöneliþine, namazda kalbinin huþu ve huzu içerisinde olmasýna baðlý olarak deðiþmektedir. Namazý, kural ve adabýný riayet ederek tam olarak yerine getirmek, insanýn yüce ilahi makamlara ve insani erdemlere eriþmesinde büyük bir rol oynamakta ve birey ve toplum olarak insanýn saðlýklý bir hayata kavuþmasýna yardýmcý olmaktadýr. Namaz kýlan kimse, gasp olan bir elbiseyle ve gasp olan bir yerde namazýn geçersiz ve batýl olduðunu bildiði için, hatta abdest ve gusül almak için kullanýlan suyun bile temiz ve helal olmasýnýn þart olduðunu nazara alarak baþkalarýnýn hakkýna riayet etmeye, onlarýn malýna el uzatmamaya ve sürekli olarak gasp olan bir þeyden sakýnmaya dini bir görev olarak özen gösterir. Namazdaki rüku, secde ve diðer farzlarý emir olunduðu þekilde yerine getirmek, namaz kýlaný sürekli olarak düzenli olmaya ve iþlerinde ihmalkarlýk ve baþýboþluktan uzak olmaya alýþtýrýr. Yüce Allah huzurunda boyun eðme ve onun verdiði nimetleri anmak gayesini taþýyan namaz, kiþinin mütevazý ve baþkalarýnýn iyiliði karþýsýnda duyarlý olmasýna ve tekebbür, çekemezlik, bencillik ve diðer kötü huylardan uzak olmasýna sebep olur. Hz. Fatýma (s.a) þöyle buyurmuþtur: “Allah, imaný sizler için þirkten temizlenme ve namazý kibirden korunmak vesilesi kýlmýþtýr.” Namaz kýlan bir kimse, namazýnýn Allah katýnda kabul olmasý için diðer davranýþlarýný da düzeltmeye çalýþýr. Çünkü namazýnýn kabul olmadýðý taktirde -Hz. Ali (a.s)’ýn buyurduðu gibi- insanýn diðer amellerinin de bir deðeri kalmaz.

Namazýn Ýradeli ve Çalýþkan Ýnsan Yetiþtirmedeki Rolü

Günde beþ defa, Allah’ýn huzurunda durarak O’ndan baþka her mabuttan yüz çeviren, Ýslam ve tevhit inancýnýn doðuþ yeri olan Ka’be’ye yönelen, ruhunu doðru niyetle temizleyen, mabuduna hitaben ilk sözü tekbir getirmek olan, böylece Allah’ýn her nitelendirmeden daha üstün olduðunu her namazýn baþýnda tekrarlayan, en azýndan günde on defa Fatiha suresini okuyarak Allah’ý övgüyle anan ve gerçek övgünün O’na layýk olduðunu ifade eden bir kimsenin nazarýnda artýk maddi güçlerin bir deðer ve aðýrlýk taþýmasý mümkün olamaz. Bu þekilde namaz kýlan kimse artýk ilahi ve insani hedefler uðruna çaba gösterirken hiçbir güç ve engelden de korkmaz. Ýþlerini sadece Allah için yapar ve her türlü þirk ve yaðcýlýktan uzak olur. Namaz, gerçek bir huþu ile kýlýnýrsa insanýn ruhunun yücelmesinde inanýlmaz bir etkiye sahiptir. Namaz sayesinde insanda, sadece Allah’ýn emirleri karþýsýnda boyun eðen, sarsýcý olaylar karþýsýnda sebat gösteren ve Ýslam tarihinde örnekleri çok bulunan yiðit þahsiyetler gibi en zor þartlarda direnç ve sabýr örneklerini sergileyen hür irade sahibi bir ruh meydan gelir.Namazda okunan Fatiha suresi Ýslam’ýn temel çizgilerini ve Kur’an’ýn ana öðretilerini kýsaca ortaya koymaktadýr. Allah’ýn her þeyi yaratýp yönettiði, O’nun her iþinin güzel ve övgüye layýk olduðu, kýyametin varlýðý, insanýn yaptýklarýndan dolayý hesaba çekileceði ve Allah’ýn her þeye özellikle insana karþý merhametli olduðu, her türlü þirki reddederek doðru yola baðlýlýk ve onda sebatlý olmanýn gerekliliði ve her türlü sapýklýktan uzak olmaya çalýþmak gibi temel konular Kur’an’ýn giriþ suresi olan Fatiha’da açýkça ifade ediþmiþ ve namaz kýlan kimse her namazýnda bu sureyi okumakla yükümlendirilmiþtir.


Namazýn Saðlýkla Ýlgili Sonuçlarý

Elbette namazdaki asýl gaye, insanýn ruh temizliðini saðlamaktýr. Peygamber (s.a.a) bir gün ashabýna: “Eðer sizlerden birinin evinin önünden bir nehir geçer ve o adam günde beþ defa, o nehirde yýkanýrsa acaba onun vücudunda kir kalýr mý?” diye sordular. Onlar: “Hayýr” dediler. Peygamber (s.a.a): “Namaz da, sürekli akan bir nehir gibidir; insan namaz kýldýkça, namaz onu günahlardan temizler” diye buyurdular.Bu manevi temizliðin yaný sýra namazýn abdest, gusül, vücut ve elbisenin temiz olmasý gibi þartlarýna baktýðýmýzda namazýn insanýn dýþ temizliðinde de önemli bir etkisi olduðu ve böylece insanýn saðlýðýný korumada da önemli derece de rol oynadýðý ortaya çýkar.


Namazýn Toplumsal Etkileri

Dinde namazýn cemaatle kýlýnmasýna çok önem verilmiþtir. Cemaat namazý, Ýslam’ýn muhteþem ibadi merasimlerinden sayýlýr. Ýslam’da cemaat namazýna önem verilmesi, bu mukaddes dinin birlik ve beraberlik dini olduðunu Müslümanlar arasýnda sürekli bir dayanýþmanýn saðlanmak istendiðini açýkça göstermektedir. Cemaat namazý, soy ve toplumsal sýnýflardan kaynaklanan ayrýcalýk ve imtiyazlarý ortadan kaldýrmaktadýr. Hangi soy renk ve milletten olursa olsun tüm Müslümanlar namaz safýnda ayný sýrada beraberce yer alýr; hep birlikte ayný kýbleye yönelerek tek vücut olarak ibadet eder ve birlikte yere kapanýp kalkarlar.Cemaat namazý toplumun kaynaþmasý için en güzel vesiledir. Müminlerin birbirlerinin halinden haberdar olmalarý için en iyi fýrsattýr. Özellikle düþmanlar karþýsýnda Müslümanlarýn birlik ve beraberlik içerisinde olduklarýný gösteren Cuma namazý toplumsal bir ibadet merasimi sayýlýr. Bu namazda okunmasý gerekli olan iki hutbe namaza katýlanlarý, bir yandan takva iman ve Allah’a yönelmek konusunda yönlendirdiði gibi onlarý toplumsal ve siyasi konularda da bilinçlendirmektedir.

Namazýn bireysel ve toplumsal faydalarý nelerdir?

Namazýn Faydalarý
Linklerimizi üyelerimiz görebilir Ýzafet üyeliði için týklayýn.
Ýbadetlerin bir hedefi de,insaný ruhen ve bedenen saðlam tutmak,ruhi ve bedeni hastalýklara karþý korumak;hatta malýnýn saðlýðýný bile korumaktýr.Çünkü namaz gibi ibadet ve yýkanmayý Ön þart kabul etmekle beden temizliðine,özellikle namaz,oruç ve hac insanýn ruhi temizliðe vasýtasýdýr.

Genelde bazý hastalýklar vardýr ki,sebebi mikrobiktir,insanýn cismine arýz olur.Bazý hastalýklar da vardýr ki,sebebi mikrobik deðildir,yani ruhidir,insanýn ruhi fonksiyonlarýna ve yaþantýsýna arýz olur.Fakat bununla beraber arasýnda kesin bir kategorik bir ayrým olmadýðýndan ,bedeni bir hastalýk,bazen ruhi yaþantýyý da hasta ettiði gibi,ruhi bir hastalýk bazen bedeni de etkileyebilir.O halde tam saðlýklý bir kiþilik için hem bedeni hem de ruhu dengeli bir þekilde saðlýklý tutmak gerekir.Ýslam,namaz ve diðer ibadet sistemiyle her türlü hastalýða karþý hem koruyucu bir hekimlik ,hem de iyileþtirici etkin bir ilaçtýr.

Namaz bütün erkanýyla Allah’ý hatýrlama ve zikretmektir.Allah’ý zikretmek olan namaz,insanýn bedenine,hem de ruhuna þifadýr.Cenab-ý Hak þöyle buyuruyor:”Onlar inanmýþlar,kalbleri Allah’ý zikirle huzura kavuþur.”(Ra’d Suresi:28)Yine:”Rablerinden korkanlarýn bu kitaptan tüyleri ürperir,sonra hem derileri,hem de kalbleri Allah’ýn zikriyle yumuþar ve yatýþýr.”(Zümer Suresi:23) Bir hadis-i þerifte,”Namazda þifa vardýr.”(Ahmed ibn.-i Hanbel:2/390) buyurulur.
Namazýn Ferdi Etkileri


Biz müminler ve Ehl-i Beyt þiasý namaza gereken önemi vermeliyiz. Namaz bir örf ve ananeden ibaret deðildir. Namaz, ister bireyin kendisi açýsýndan ve ister toplumsal açýdan çok önemli semerelere sahip ilahi bir görevdir.
Namaz, insanýn hem ruhunu, hem vücudunu, hem de fikrini etkilemekte ve tüm bunlarý insanýn mutluluðu için devreye sokmaktadýr. Namazýn en önemli sonuçlarýndan biri, insaný kötülüklerden korumasýdýr. Allah Teala buyuruyor ki “...Namazý hakkýnca kýlýn. Gerçekten namaz (insaný) kötülüklerden sakýndýrýr...”Namaz, ruhun kemale ermesi ve insanýn kötülüklerden arýnmasý ve fikrin olgunlaþmasý için Yüce Allah tarafýndan konulmuþ eðitici bir programdýr ve ayný zamanda sürekli olarak kul ile Allah’ýn iliþkisini saðlayan bir vasýtadýr. Namaz, insanýn iradesini zayýflatan ve onu cebren günahtan koruyan muhtevasýz bir ibadet deðildir; namaz doðru þekilde kýlýnýrsa, insana ruhi yönden öyle bir aydýnlýk ve güç kazandýrýr ki, insan kendi iradesiyle iyi iþlere daha fazla önem vermeye baþlar ve kötülüklerden kaçýnýr. Ama namaz kýlamayan bir kimsede böyle bir ruhi hazýrlýk ve güç bulunmaz bu yüzden namaz kýlmayan birisinin kötülüklerden kendi isteðiyle kopmasý ve iyiliklere yönelmesi kolay deðildir. Namaz mümin kimsenin doðruluk ve takvasýnýn artmasýna sebep olur. Namazý kýlmamak ise kiþinin kalbinin kararmasýna ve daha fazla günaha yönelmesine ve nihayet kurtuluþ yollarýnýn yüzüne kapanarak cehennemlik olmasýna sebep olur. Elbette namazýn insaný kötülüklerden korumasýnýn deðiþik aþamalarý vardýr ve bu namaz kýlanýn iman derecesine, namaza gerçek manada yöneliþine, namazda kalbinin huþu ve huzu içerisinde olmasýna baðlý olarak deðiþmektedir. Namazý, kural ve adabýný riayet ederek tam olarak yerine getirmek, insanýn yüce ilahi makamlara ve insani erdemlere eriþmesinde büyük bir rol oynamakta ve birey ve toplum olarak insanýn saðlýklý bir hayata kavuþmasýna yardýmcý olmaktadýr. Namaz kýlan kimse, gasp olan bir elbiseyle ve gasp olan bir yerde namazýn geçersiz ve batýl olduðunu bildiði için, hatta abdest ve gusül almak için kullanýlan suyun bile temiz ve helal olmasýnýn þart olduðunu nazara alarak baþkalarýnýn hakkýna riayet etmeye, onlarýn malýna el uzatmamaya ve sürekli olarak gasp olan bir þeyden sakýnmaya dini bir görev olarak özen gösterir. Namazdaki rüku, secde ve diðer farzlarý emir olunduðu þekilde yerine getirmek, namaz kýlaný sürekli olarak düzenli olmaya ve iþlerinde ihmalkarlýk ve baþýboþluktan uzak olmaya alýþtýrýr. Yüce Allah huzurunda boyun eðme ve onun verdiði nimetleri anmak gayesini taþýyan namaz, kiþinin mütevazý ve baþkalarýnýn iyiliði karþýsýnda duyarlý olmasýna ve tekebbür, çekemezlik, bencillik ve diðer kötü huylardan uzak olmasýna sebep olur. Hz. Fatýma (s.a) þöyle buyurmuþtur: “Allah, imaný sizler için þirkten temizlenme ve namazý kibirden korunmak vesilesi kýlmýþtýr.” Namaz kýlan bir kimse, namazýnýn Allah katýnda kabul olmasý için diðer davranýþlarýný da düzeltmeye çalýþýr. Çünkü namazýnýn kabul olmadýðý taktirde -Hz. Ali (a.s)’ýn buyurduðu gibi- insanýn diðer amellerinin de bir deðeri kalmaz.

Namazýn Ýradeli ve Çalýþkan Ýnsan Yetiþtirmedeki Rolü

Günde beþ defa, Allah’ýn huzurunda durarak O’ndan baþka her mabuttan yüz çeviren, Ýslam ve tevhit inancýnýn doðuþ yeri olan Ka’be’ye yönelen, ruhunu doðru niyetle temizleyen, mabuduna hitaben ilk sözü tekbir getirmek olan, böylece Allah’ýn her nitelendirmeden daha üstün olduðunu her namazýn baþýnda tekrarlayan, en azýndan günde on defa Fatiha suresini okuyarak Allah’ý övgüyle anan ve gerçek övgünün O’na layýk olduðunu ifade eden bir kimsenin nazarýnda artýk maddi güçlerin bir deðer ve aðýrlýk taþýmasý mümkün olamaz. Bu þekilde namaz kýlan kimse artýk ilahi ve insani hedefler uðruna çaba gösterirken hiçbir güç ve engelden de korkmaz. Ýþlerini sadece Allah için yapar ve her türlü þirk ve yaðcýlýktan uzak olur. Namaz, gerçek bir huþu ile kýlýnýrsa insanýn ruhunun yücelmesinde inanýlmaz bir etkiye sahiptir. Namaz sayesinde insanda, sadece Allah’ýn emirleri karþýsýnda boyun eðen, sarsýcý olaylar karþýsýnda sebat gösteren ve Ýslam tarihinde örnekleri çok bulunan yiðit þahsiyetler gibi en zor þartlarda direnç ve sabýr örneklerini sergileyen hür irade sahibi bir ruh meydan gelir.Namazda okunan Fatiha suresi Ýslam’ýn temel çizgilerini ve Kur’an’ýn ana öðretilerini kýsaca ortaya koymaktadýr. Allah’ýn her þeyi yaratýp yönettiði, O’nun her iþinin güzel ve övgüye layýk olduðu, kýyametin varlýðý, insanýn yaptýklarýndan dolayý hesaba çekileceði ve Allah’ýn her þeye özellikle insana karþý merhametli olduðu, her türlü þirki reddederek doðru yola baðlýlýk ve onda sebatlý olmanýn gerekliliði ve her türlü sapýklýktan uzak olmaya çalýþmak gibi temel konular Kur’an’ýn giriþ suresi olan Fatiha’da açýkça ifade ediþmiþ ve namaz kýlan kimse her namazýnda bu sureyi okumakla yükümlendirilmiþtir.


Namazýn Saðlýkla Ýlgili Sonuçlarý

Elbette namazdaki asýl gaye, insanýn ruh temizliðini saðlamaktýr. Peygamber (s.a.a) bir gün ashabýna: “Eðer sizlerden birinin evinin önünden bir nehir geçer ve o adam günde beþ defa, o nehirde yýkanýrsa acaba onun vücudunda kir kalýr mý?” diye sordular. Onlar: “Hayýr” dediler. Peygamber (s.a.a): “Namaz da, sürekli akan bir nehir gibidir; insan namaz kýldýkça, namaz onu günahlardan temizler” diye buyurdular.Bu manevi temizliðin yaný sýra namazýn abdest, gusül, vücut ve elbisenin temiz olmasý gibi þartlarýna baktýðýmýzda namazýn insanýn dýþ temizliðinde de önemli bir etkisi olduðu ve böylece insanýn saðlýðýný korumada da önemli derece de rol oynadýðý ortaya çýkar.


Namazýn Toplumsal Etkileri

Dinde namazýn cemaatle kýlýnmasýna çok önem verilmiþtir. Cemaat namazý, Ýslam’ýn muhteþem ibadi merasimlerinden sayýlýr. Ýslam’da cemaat namazýna önem verilmesi, bu mukaddes dinin birlik ve beraberlik dini olduðunu Müslümanlar arasýnda sürekli bir dayanýþmanýn saðlanmak istendiðini açýkça göstermektedir. Cemaat namazý, soy ve toplumsal sýnýflardan kaynaklanan ayrýcalýk ve imtiyazlarý ortadan kaldýrmaktadýr. Hangi soy renk ve milletten olursa olsun tüm Müslümanlar namaz safýnda ayný sýrada beraberce yer alýr; hep birlikte ayný kýbleye yönelerek tek vücut olarak ibadet eder ve birlikte yere kapanýp kalkarlar.Cemaat namazý toplumun kaynaþmasý için en güzel vesiledir. Müminlerin birbirlerinin halinden haberdar olmalarý için en iyi fýrsattýr. Özellikle düþmanlar karþýsýnda Müslümanlarýn birlik ve beraberlik içerisinde olduklarýný gösteren Cuma namazý toplumsal bir ibadet merasimi sayýlýr. Bu namazda okunmasý gerekli olan iki hutbe namaza katýlanlarý, bir yandan takva iman ve Allah’a yönelmek konusunda yönlendirdiði gibi onlarý toplumsal ve siyasi konularda da bilinçlendirmektedir.

1- Namaz, mü`minin günlük hayatýný düzenler.



2- Günlük 5 vakit namaz kýlan birisinin kalbi temiz olur.


3- 5 vakit namaz kýlan bir mü’min küçük günahlarý affedilme þansýný yakalar.


4- Namaz kýlan bir insanýn içi rahat olur.


5- 5 vakit namaz kýlarsak Allah’ýn sevgili kulu oluruz.


6- Namazýmýzý kýlýp iyi bir insan olursak rüyamýzda Peygamber Efendimizi görebiliriz

namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarrrýýýýý (acil lazým)

lütfenn yardým edin
 

yhaa burada bn namazýn birey ve topluma kazandýrdýklarýný bulamadým.....admin lütfen YARDIM!!!!