al cevabıni Alıntı:
karagöz : Hoş geldin solucan suratlı! hacivat : Efendim o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese... karagöz : şu hacivat’ı da kartal alıp kaçırıverse... hacivat : Vay karagözüm, ikindi - i şerifleriniz hayırlı olsun. karagöz : Seni de kapalıçarşıda yankesici soysun. hacivat : Aman karagözüm, hırsız deme. Zâten bir tanıdığın evine hırsız girmiş, evde bir çıt sesi duysam hırsız diye ödüm kopuyor. karagöz : Aman efendim, evine hırkasız girmekte korkacak ne var. Eğer ev soğuksa biraz üşütürsün o kadar. hacivat : Ne hırkasızı karagözüm hırsız girmiş, hırsız. karagöz : Kim o arsız, vay arsız vay! hacivat : öyle değil karagözüm, yâni korkuyorum, gece uyurken eve birisi girip, bütün eşyâları alacak diye. karagöz : Birisi eşkıyaları salacak diye korkmayın efendim, bu ülkede polis var, devlet var. hacivat : Polis var da karagözüm, hırsızı ancak çaldıktan sonra yakalarlar, çalmadan önce nasıl bilecekler. Alnında hırsız yazmıyor ya... karagöz : Altında hayırsız yazar mı hiç efendim? öyle olsa kim alır o malı? hacivat : Aman karagözüm boşver. Sen söylesene bana, hiç küçükken bir şey çaldın mı? karagöz : çaldım tabii... hacivat : Ne çaldın? karagöz : Kapının zilini çaldım, düdük çaldım sonra halamın düğününde zurna çaldım hacivat : öyle değil karagözüm, yâni bir kimsenin bir şeyini izinsiz aldın mı diyorum. karagöz : Zilsiz kalır mıyım hiç efendim. Ben zurna çalarken, yeğenim de zil çalıyordu. hacivat : A karagözüm, sana nasıl anlatayım? şimdi bakkala girersin, kutuda güzelim şekerler duruyordur ve senin de hiç paran yoktur, ne yaparsın o zaman? karagöz : Ne mi yaparım? Yazdırır deftere alırım beş on tâne. Sonra da şapırdata şapırdata yerim. hacivat : Peki bakkal veresiye vermiyorsa ne olacak? karagöz : O zaman da kredi kartıyla alırım. hacivat : Diyelim ki kredi kartını evde unuttun... karagöz : Sen ne güne duruyorsun, gelir senden borç isterim. hacivat : Diyelim ki, benim de param bitmiş, ay sonu... karagöz : Aman hacivat, sen bakkaldan yana mısın, benden yana mı yâhu? hacivat : Sen cevap versene karagözüm, ne yaparsın? karagöz : Istediğini söylemeyeceğim işte efendim, söylemeyeceğim! hacivat : Ne söylemeyeceksin? karagöz : çalarım demeyeceğim, var mı? çalmam, çünkü hayâtımda hiçbir zaman kimsenin bir şeyini çalmadım. çünkü daha küçücük çocukken bana öğretildi ki başkasının bir şeyini izinsiz almak hem ayıp, hem günâhtır. hacivat : Işte şimdi güzel söyledin efendim. Ben de sana bunu söyletmeye çalışıyorum. Bu işin başı eğitimdir. Insanları eğitirsek, polisin işi de azalır. karagöz : Onlar da, işsizlikten seni tutup hapse atarlar... hacivat : Hoş olsun külhânî, yıktın perdeyi eyledin vîrân, varıp sâhibine haber vereyim hemân. karagöz : Her ne kadar kusur ihsan ettikse af ola Kaynak: Hacivat'la Karagöz oyununa kısa örnekler bulabilir misiniz? |
2 3 cümlelik bir konuşma yazarmısınız lütfen rica etsem |
10 Karagöz ve Hacivat’ın “Kütahya Çeşmesi” oyunundan kısa bir bir bölüm: Hacivat semai okuyarak gelir. “Şu âlemde bir vefalı dostum olsa, geliverse karşıma, o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese!” Karagöz (penceresinden): “Şu Hacivat da benim oğlanın burnunu yese.” Karagöz: “Ve bizi seyreden dostlar eğlenseler. Diyelim, işimiz ne imiş? İşimizi Mevla’m rast getire.. Yâr bana bir eğlence medet… Aman bana bir eğlence medet-” Karagöz (penceresinden): “Karagöz, defol şuradan, aşağıya gelirsem görürsün’….” Hacivat: “Ah bana Karagöz pencereden Hacivat’ın üzerine atlar ve boğuşmaya başlarlar. Hacivat- “Karagöz etme, çenem kırıldı.” Karagöz: “Kırılsın kerata!” Hacivat: “Yapma birader boğacaksın beni!” Karagöz: Geber keratal (Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yatar, kalır.) Aman…Öldüm, bayıldım, of aman! Keratayı kaçırdım, ama ben de yerlere yayıldım. (Ayağa kalkar.) Seni gidi sivri sakallı, keçi suratlı herif seni…Gelmiş kapımın önünde Medine dilencisi gibi bağırır durur. Hele bir daha gel de bak seni kuyruğundan tutup da, KafDağı’mn arkasına kadar atmazsam, bana da Karagöz demesinler. Amma da attık ha…” Hacivat: “Vay Karagöz’üm, benim iki gözüm merhaba .’” Karagöz: “Hoş geldin suda pişmiş balkabağı!” (Tokadı patlatır.) Hacivat: “Aman Karagöz’üm beni gelir gelmez darp etmenizin sebebi?” Karagöz: “Bizim bekçinin ne poturu var, ne de cübbesi.”(Bir tokat daha atar.) Hacivat: “Yazıklar olsun sana Karagöz! Adam olmamışsın, hâşâ huzurdan şu dünyaya eşek gelmişsin, gidiyorsun.” Karagöz: “Ona yarabbi şükür.” Karagöz, tekrar tokat atar, Hacivat kaçar. “Yürü!. Seni gidi idare fitili, mum bacaklı kerata! Az kaldı beni de eşek yapacaktı. Sen gidersen beni de buraya mıhlamazlar ya, ben de çekilir giderim…” der ve gider. Kaynak: Hacivat'la Karagöz oyununa kısa örnekler bulabilir misiniz? |
Alıntı:
Hacivat: " Karagözüm, sucuk aldım. Gel mangal sefası yapalım. " Karagöz: " Birer kangal alalım ama benim bahçe küçük, kangala dar gelir. " Hacivat: " Kangal demedim Karagözüm, mangal dedim. Mangalda sucuk pişirelim. " Karagöz: " Kangalla çocuk bir arada olmaz. Yaşar'ı kangal ısırır. " Hacivat: " Canım, ne Yaşar'ı, ne kangalı, sucuk dedim, mangal dedim. " Karagöz: " He öyle söylesene, sucuğu mandalla tavana asarsın. " Hacivat: " O neden? Neden sucuğu tavana asıyorsun? " Karagöz: " Kurusun diye. Kuru sucuğun tadı farklı olur. " Hacivat: " Tamam Karagözüm, sucuğu kuruttum, mangalı bahçeye oturttum. " Karagöz: " Ben senin bahçeye gelmem, Hacivat. " Hacivat: " Gelmezsen gelme. Ben de kendime ziyafet çekerim. " Uzaklaşıp giden Hacivat'ın arkasından Karagöz söylenir: Seni gidi beni bilmez. Kangalı kesmiş, sucuk yapmış, mangalda pişirecekmiş. Bende o sucuğu yiyecek göz var mı? " |
Mektup Örneği - Çocuklar İçin Karagöz Hacivat Mektup Örneği Kısa Oyunu Sözleri (İki arkadaş yürüyorlar.) HACİVAT - Hoş geldin sevgili Karagöz'üm! KARAGÖZ - Hoş bulduk kel kafalı kara üzüm! HACİVAT - Nereden gelip nereye gidiyorsun bakalım? KARAGÖZ - Bir yere gittiğim yok da oğlumla kaç saattir okuma-yama çalıştık... Biraz gezeyim dedim. HACİVAT - Tabii iyi yaptın efendim kafan balon olmuştur. KARAGÖZ - Hay hay kafam balon oldu da uçmasın diye boynuma yapıştırdım. HACİVAT - Hemen yanlış anlama yani uzun zaman ders çalışmaktan kafan şişmiştir. KARAGÖZ - Kafam pişti de soğutmaya çıktım. HACİVAT - Allah iyiliğini versin! Neyse çalışmalar iyi gidiyor mu? KARAGÖZ - Hem de nasıl iyi gidiyor bilemezsin Hacı Cavcav! Sen söyle de müdür benim ilkokul diplomamı hazırlasın... HACİVAT - Efendim sen hele hepsini iyi öğren de diploma işi kolay... KARAGÖZ - Şey okuma yazma öğrenirsem diploma başka başka ne işime yarayacak? HACİVAT - Bak meselâ artık mühüre lüzum kalmayacak... KARAGÖZ - Yerine kimse bakmayacak mı? HACİVAT - Kimin yerine Karagöz'üm?... KARAGÖZ - "Artık müdüre lüzum kalmayacak..." dedin ya! HACİVAT - Efendim müdür değil müdür! Hani imza yerine bastığın damga yok mu? KARAGÖZ - Öyle söylesene köftehor! HACİVAT - Pekâlâ mektup yazmasını biliyor musun? KARAGÖZ - Biliyorum Hacı Cavcav çok kolay!... HACİVAT - Aferin demek bilgini o kadar ilerlettin? O halde söyle bakalım mektup nasıl yazılır? KARAGÖZ - Oğlum "Hazır Mektuplar" diye bir kitap getirmiş... Onun içinden seçip seçip yazılır. HACİVAT - Allah iyiliğini versin" desene oğlun da senin kafada yetişiyor. Hiç kitaptan kopya edilerek mektup yazılır mı? KARAGÖZ - Niye yazılmasın? Bir yere yazdım oldu. HACİVAT - Pekâlâ cevap geldi mi? KARAGÖZ - Cevap gelmedi mektubun kendisi geri geldi. HACİVAT - Neyse... O zaman seninle biraz mektup üzerine konuşalım. Örnek ister misin? KARAGÖZ - Parasız olursa isterim Hacı Cavcav! Pişirip akşama yeriz. HACİVAT - Yine ne anladın mektup pişirilip yenir mi? KARAGÖZ - Köftehor "Ördek ister misin?" dedin ya!... HACİVAT - Aklın yine başka yerlere gitti. Sen şimdi beni iyi dinle! Bir defa tarifsiz mektup olmaz. KARAGÖZ - Anladım talihsiz mektup olmaz. HACİVAT - Talih değil tarih!... Yani mektup kâğıdının üst-sağ köşesine o günün tarihi yazılır. KARAGÖZ - Hay hay yazılır! HACİVAT - Mektubu kime göndereceksin Karagöz'üm? KARAGÖZ - Yabancıya gitmesin kendime gönderirim. Hem de çabuk gelir. HACİVAT - Saçmalama insan kendine mektup göndermez. Diyelim ki babana yazacaksın! KARAGÖZ - Pataklarım ha! Babam mezarda postacı mektubu ona nasıl verecek? HACİVAT - Allah Allah... Pekâlâ mektubu bana yazıyorsun nasıl başlarsan? KARAGÖZ - "Keçi suratlı Hacı Cavcav çabuk yanıma gel canım seni pataklamak istiyor!" diye yazarım. HACİVAT - Efendim olur mu? "Çok sevgili arkadaşım Hacivat Çelebi Beyefendi" diye yazılır. KARAGÖZ - Ben sana öyle yazamam çok istiyorsan otur kendin yaz! HACİVAT - Pekâlâ bana yazma! Oğluna yazıyorsun "Çok sevgili oğlum!" diye başlarsın. KARAGÖZ - Gerisini biliyorum. Mektup bitince zarfa koyar üstüne de adres yazarım. HACİVAT - Aferin Karagöz'üm sonra?... KARAGÖZ - Sonra da oğluma telefon edip mektubu okurum. HACİVAT - Yine sinirlerim oynamaya başladı. (Giderler.) ...Hacivata Mektup Yazma...hacivata mektup yazalim |
hacivat ve karagöz uzun zaman önce yaşayan gölge oyuncalarıdır |
karagözün yanlış anlamalarına örnek verirmisiniz yarın projem var lütfen yardımcı olu karagözün yanlış anlamalarına örnek lütfen |
Karagöz ve Hacivat ile ilgili, üü Hacivat - Hoş geldin Kara Gözüm İki gözüm Karagöz- Hoş bulduk Kel Kafalı Kara üzüm Hacivat- Arkadan gelen ışığı görüyor musun Karagöz- Hangi kaşığı Hacivat Hacivat- Kaşık değil ışık Karagöz - Öyle desene Hacivat Hacivat- Nikola Tesla kim bilirmisin Karagöz- Çikolata Tepsisini tabi bilirim Hacivat- Çikolata Tepsisi değil Nikola Tesla diyiyorum Karagöz- Nikola Tesla da kim Hacivat- Bilmiyormusun Karagöz - Bilmiyorum Hacivat anlatta dinliyim Hacivat- Nikola Tesla ışığı bulan bilim insanıdır Karagöz- He tamam şimdi anladım Hacivat- Gölgenin nasıl büyüdünü ve küçüldünü biliyormusun Karagöz- Bölge büyümez ve küçülmez ki Hacivat- Bölge değil Gölge Karagöz- Şimdi anladım , Anlat bakayım nasıl büyüyor ve küçülüyormuş Hacivat- Gölge Uzağa gitikçe büyür yakınlaştıkça küçülür Karagöz - Tamam şimdi anladım |
Saat: 22:08 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık