MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Edebiyat (https://www.msxlabs.org/forum/edebiyat/)
-   -   Kitap Severler / E-book (ebook) / E-kitap (ekitap) (https://www.msxlabs.org/forum/edebiyat/232-kitap-severler-e-book-ebook-e-kitap-ekitap.html)

nasli 28 Ağustos 2008 14:15

Ayşe kulin:Adı aylin,füreya,veda

judith mgnaught: cennet, Canan Tan: Piraye, Kamuran Solmaz: Çanakkale Rüzgarı


nünü 4 Eylül 2008 10:21

Alıntı:

nasli adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1158316)
Naşide gökbudak:perina,hümeyra,feraye

Alıntı:

nasli adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1158460)
Ayşe kulin:Adı aylin,füreya,veda

judith mgnaught: cennet, Canan Tan: Piraye, Kamuran Solmaz: Çanakkale Rüzgarı

Lütfen kitap detaylarını da belirtiniz..


nünü 4 Eylül 2008 10:21

Yüreğimin Sesini Dinle
http://www.7inci.com/img/754/bn2.jpg
Daha önceki Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı romanıyla tüm dünyada büyük yankı uyandıran Susanna Tamaro, bu yeni romanında o büyüleyici öykünün devamını sunuyor okurlarına. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden genç torununa yazdığı mektuplardan oluşuyordu. Yüreğimin Sesini Dinle'de ise, artık genç bir kadın olan torun, zorlu bir kimlik arayışı içinde yaşamın anlamının peşine düşmekte. Bu arayış hem kendi yüreğine, hem de kutsal topraklara doğru bir yolculuğa çıkarır onu. Kendi öyküsünü keşfetmek için çıktığı bu yolculuğun sonunda, aile evinin tozlu tavanarasında hiç ummadığı bir öyküye kavuşacaktır. Eğer halen daha "aklım mı? yoksa kalbim mi? diyorsanız." bu kitap tam da size göre!
Ne Kadar: 8,25 ytl


MeLL 4 Eylül 2008 13:19

ŞEHİT KIZI
Burcu ERTÜRK



Kitaba dair:
Yıllar yılı fidan gibi gençlerin şehit düşüşlerinihttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif ardında bıraktıkları gözü yaşlı aileleri canımız yanarak izliyoruz. Teröre kurban giden her bir gencimiz yürekleri dağlıyor.Ailelerin nice zorluklarla yetiştirip büyüttüğühttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif gözü gibi baktığı gençlerimizin teröre kurban gitmesihttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif tabii ki en çok şehitlerin ailelerini etkiliyor.Ateş düştüğü yeri yakarmışhttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif en büyük acıyı onlar çekiyorlar.
Bu kitaphttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif şehit yakınlarının ağzından kaleme alınan hayat hikâyelerinden oluşuyor. Televizyondan ya da gazetelerden duyduğumuz şehit haberleri aileleri nasıl etkiliyorhttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif neler yaşıyorlar; bunu bizzat yaşayanlar dile getiriyorlar.Şehit düşenlerin geride bıraktıklarının duyguları var bu eserde. Kiminin kızıhttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif kiminin annesihttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif babası'kiminin kardeşihttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif ciğerlerinin nasıl yandığını anlatıyorlar.
Şehitlerimizin yakınları kadar olmasa dahttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif bu yaşanmış hayat hikâyelerini okudukça içimiz yanıyor. Amacımızhttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif yüreği dağlananhttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif içi yanan insanların acılarını paylaşabilmektir.Şehitlerin anısına hazırlanan bu eserihttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif bu duygularla okumanızı diliyoruz.En büyük temennimizhttp://www.uslanmam.com/images/smilies/virg.gif evlât acılarının artık yaşanmaması..
O günleri görebilmek dileğiyle..
Akış yayınları
Fiyatı:5 ytl


GÜLGECELER 8 Eylül 2008 00:22

Göklerdeki İhtişam
Çocuklara seçilen ornekler den bırtanesı;

http://img117.imageshack.us/img117/1566/34414457pb3.gif
İçinde yaşadığımız evrenin büyüklüğünü hiç düşündünüz mü?
Herhalde bu konu üzerinde çok detaylı düşünmemişsinizdir.
Zaten düşünmüş olsanız da evrenin genişliğini tam olarak anlayabilmeniz çok zordur.
Bunu size bir örnekle anlatmaya çalışalım.
Aklınıza gelen en büyük genişlik nedir, bir düşünün.
Örneğin oturduğunuz şehrin bir ucundan diğer ucuna
kadar olan alanın çok geniş olduğunu düşünüyor olabilirsiniz.
Veya kimileriniz bulunduğunuz ülkenin en doğusundan
en batısına kadar yolculuk etmiş ve ne kadar geniş bir alan
olduğuna şahit olmuş olabilir.
Hatta bazılarınız ülkenizden çok uzak bir ülkeye seyahat etmiş olabilir.
Ancak şunu unutmayın! Tüm dünyayı dolaşmış bile olsanız,
dünya üzerindeki hiçbir uzaklık evrenin
genişliğini anlayabilmeniz için yeterli değildir.
Çünkü Dünya'nın evren içinde kapladığı
yer bir toz tanesi kadar bile değildir.
http://img212.imageshack.us/img212/7323/91399209nf1.jpg
Yanlış duymadınız! Koskoca Dünya gezegeni,
evrende bir toz tanesi kadar yer tutmaz.
Bu örnek size evrenin ne kadar büyük olduğunu bir parça anlatabilmiştir sanırız.

Sevgili çocuklar, şimdi koskocaman evrenin içinde, küçücük bir yer kaplayan Dünyamız'ı düşünün. Her gün bu yuvarlak topun üzerindeki evinizde uyanıyorsunuz. Okula, bu yuvarlak topun üzerinde yapılmış olan yollardan gidiyorsunuz.

Şimdi bir düşünün! Elinize bir top alsanız ve onun üzerine
minik arabalar koysanız, bu arabaları da tutmasanız
onlar bu topun üzerinde durabilirler mi? Tabii ki duramazlar.
Ama siz hiç düşmeden yuvarlak bir top olan Dünyamız'ın
üzerinde bütün gün arkadaşlarınızla birlikte gülüp eğlenebiliyorsunuz.

Peki bir de Güneş'i düşünün. Alev alev yanan bu kırmızı ateş topu
olmasa nasıl ısınacaktınız, nasıl aydınlanacaktınız?
Yazın denize girip, yüzebilir miydiniz?
Ailenizle ya da sınıf arkadaşlarınızla ve öğretmeninizle
birlikte pikniğe gidebilir miydiniz? Hayır!
Bunların hiçbirini yapamazdınız. Çünkü, Güneş olmasa Dünya'da
hiçbir canlı varlık olmazdı. Yalnızca bitkiler, ağaçlar, kuşlar,
böcekler, çok sevdiğiniz kedi ve köpekler değil,
anneniz, babanız, arkadaşlarınız,
kardeşiniz ve siz de olmazdınız.
http://img152.imageshack.us/img152/9049/35175644qi3.jpg
Dünya ve Güneş'le ilgili bu iki örnek,
evrendeki gök cisimlerinin ve onların sahip oldukları özelliklerin,
hayatınız için çok önemli olduklarını göstermektedir.
Tabii, bunların benzeri daha pek çok ilginç örnek verebiliriz.
İşte bu kitapta size bu örneklerden bazılarını anlatacağız.
Bu örneklerle evreni tanımak sizin için
hem çok ilginç hem de eğlenceli olacak.
Annenize, babanıza ya da arkadaşlarınıza
öğrendiklerinizi anlatmalısınız. Emin olun,
bu ilginç konuları öğrenmek onların da hoşuna gidecektir.

Bu sayfalardaki bilgileri okudukça evrenimizin
ve içindeki tüm varlıkların Yaratıcımız olan Allah tarafından
en güzel şekilde var edildiklerini göreceksiniz.
Allah'ın Güneş'i, Ay'ı, Dünyamız'ı kısacası evrendeki herşeyi,
bizim en güzel ve en rahat bir şekilde yaşamamız
için özel olarak yarattığını öğreneceksiniz.


GÜLGECELER 9 Eylül 2008 01:12

Tanrı Yolculuğu

Tanrı Yolculuğu - İnsan Ruhsallığı ve Tanrıya Dair İpuçları


Yazar:Matthew Alper
Yayınevi:Kalemus Yayınları
Sayfa Sayısı: 400
Etiket Fiyatı:18,00 YTL
Basım Tarihi:Eylül 2008

“Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez.” -SOCRATES

Matthew Alper, “the God Part of the Brain –a Personal Journey” isimli bestseller kitabıyla, sizi insan spritüelliği ve Tanrı inancı üzerine derin ve düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor.

Evreni Tanrı yaratmamış olabilir mi? Böylesi kusursuz bir düzen, bir Yaratıcı olmaksızın da var olabilir miydi?

Dünya Tanrı’nın bir eseri olmayabilir mi? Yoksa böylesi muazzam bir yaşam alanı ancak Tanrı’yla mı mümkün?

Yaşam bir kaza veya tesadüfler sonucu başlamış olabilir mi? Yoksa Tanrı’nın kurgusu olmadan hiçbir şey mümkün değil mi?

Dünya ve yaşamı insanoğlu da yaratabilir mi? Miller deneyi bunun bir kanıtı mı, yoksa bu deney bir aldatmaca mı?

Darwin bir şarlatan mı, Freud nereye kadar haklı?

İnsanlık ve dinler tarihinden bu yana, her şeyiyle ‘İnsan’ ve onun ‘Tanrı ihtiyacı’nın, gerek bilimsel gerekse felsefi tarafıyla büyük bir araştırması olan “Tanrı Yolculuğu”, tüm bildiklerinizi, tüm inandıklarınızı, tüm ruhsallığınızı, tekrar ele almanıza yol açacak.

Bu yolculuk sizi bekliyor.

“Ben sadece Tanrı’nın ne düşündüğünü bilmek istiyorum. Gerisi tamamen detay.”

ALBERT EINSTEIN


GÜLGECELER 14 Eylül 2008 05:04

Canan Tan - PiRaye..!

http://img227.imageshack.us/img227/3822/pirayeyu0.jpg
Kitap Adı : PİRAYE
Orjinal Adı : PİRAYE
Yazarı : CANAN TAN
Türü : ROMAN


Canan Tan, bir ilk romanla okurlarının karşısına çıkıyor: "Piraye".

Genç ve güzel Piraye adını Nazım Hikmet’in eşinden almıştır. Genç kızın babasıdır Piraye ismine tutkun olan; diğer kızı da babanın Nazım Hikmet hayranlığından payını alır: Hatice. Babanın açıklaması ilginçtir ki bu açıklama romanın temalarından birini de oluşturacaktır: "Piraye, Nazım Hikmet’in karısı. Tam adı Hatica Piraye’dir. Nazım Hikmet’in onun için yazdığı şiirler ve mektuplar, edebiyatımızın gerçek yüz aklarıdır."

Piraye’nin babasının bu açıklaması karşısında ilk tepkisi şaşkınlıktır: "(...) Babam elinden kitap düşmeyen, aydın bir insandı. Ama onun, kızlarına bir şairin -hem de yasaklı bir şairin- karısının adını verecek kadar edebiyat tutkunu olduğunu yeni keşfediyordum."
Piraye’nin doğduğu günden bu yana içinde taşıdığı edebiyat ve şiir tohumları hayatının bir bölümünde ilişkilerine de yansıyacaktır.

Roman, genç bir kızın aile, okul, aşk ve evlilik yaşantısına odaklanan ilginç bir biyografi özelliğine sahip; yazar, yarattığı kadın kahramanın yaşantısına bir ’kadın duyarlılığı’ ile yaklaşıyor. Romanın ilk sayfalarında idealleri olan genç bir kız olarak tanıştığımız Piraye, sayfalar ilerledikçe ilişkilerin farklı boyutlarını yaşayacak, aşk duygusunun karşılığını kendi hayatına yerleştirmeye çalışacaktır.

"Piraye" romanını bir ’dram’ haline getiren ise genç kızın evlilik ve evlilik sonrası
yaşantısı olacaktır; Piraye, üniversite öğreniminin hemen ardından Diyarbakır’a gelin gidecektir.

"Piraye"yi yakın çevrenizde aramayın sakın," diyor Canan Tan. "Hem onun, hem de romandaki diğer karakterlerin hayal ürünü olduklarını belirtmeme, bilmem gerek var mı? Ama uzak şehirdeki şarkının nihavent olduğunu söyleyen Nazım Hikmet ve
"Gözlerin hani?" diye soran Ahmed Arif gerçek."

Roman, yazarın kendi hayatından da belli belirsiz izler taşıyor okuruna.


nasli 14 Eylül 2008 10:08

Alıntı:

GULGECELER adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1175743)
Canan Tan - PiRaye..!



http://img227.imageshack.us/img227/3822/pirayeyu0.jpg
Kitap Adı : PİRAYE
Orjinal Adı : PİRAYE
Yazarı : CANAN TAN
Türü : ROMAN


Canan Tan, bir ilk romanla okurlarının karşısına çıkıyor: "Piraye".

Genç ve güzel Piraye adını Nazım Hikmet’in eşinden almıştır. Genç kızın babasıdır Piraye ismine tutkun olan; diğer kızı da babanın Nazım Hikmet hayranlığından payını alır: Hatice. Babanın açıklaması ilginçtir ki bu açıklama romanın temalarından birini de oluşturacaktır: "Piraye, Nazım Hikmet’in karısı. Tam adı Hatica Piraye’dir. Nazım Hikmet’in onun için yazdığı şiirler ve mektuplar, edebiyatımızın gerçek yüz aklarıdır."

Piraye’nin babasının bu açıklaması karşısında ilk tepkisi şaşkınlıktır: "(...) Babam elinden kitap düşmeyen, aydın bir insandı. Ama onun, kızlarına bir şairin -hem de yasaklı bir şairin- karısının adını verecek kadar edebiyat tutkunu olduğunu yeni keşfediyordum."
Piraye’nin doğduğu günden bu yana içinde taşıdığı edebiyat ve şiir tohumları hayatının bir bölümünde ilişkilerine de yansıyacaktır.

Roman, genç bir kızın aile, okul, aşk ve evlilik yaşantısına odaklanan ilginç bir biyografi özelliğine sahip; yazar, yarattığı kadın kahramanın yaşantısına bir ’kadın duyarlılığı’ ile yaklaşıyor. Romanın ilk sayfalarında idealleri olan genç bir kız olarak tanıştığımız Piraye, sayfalar ilerledikçe ilişkilerin farklı boyutlarını yaşayacak, aşk duygusunun karşılığını kendi hayatına yerleştirmeye çalışacaktır.

"Piraye" romanını bir ’dram’ haline getiren ise genç kızın evlilik ve evlilik sonrası
yaşantısı olacaktır; Piraye, üniversite öğreniminin hemen ardından Diyarbakır’a gelin gidecektir.

"Piraye"yi yakın çevrenizde aramayın sakın," diyor Canan Tan. "Hem onun, hem de romandaki diğer karakterlerin hayal ürünü olduklarını belirtmeme, bilmem gerek var mı? Ama uzak şehirdeki şarkının nihavent olduğunu söyleyen Nazım Hikmet ve
"Gözlerin hani?" diye soran Ahmed Arif gerçek."

Roman, yazarın kendi hayatından da belli belirsiz izler taşıyor okuruna.

ÜNİVERSİTE OKUMUŞ DİYARBAKIR GELİNİ PİRAYE, BABASININ GÖZ BEBEĞİ, KOCASI HAŞİMİN TEK AŞKI, ÜZERİNE KUMA GELEN PİRAYE... hala hatıralarımdadır bu kitap. 1 günde bitirdim ne uyku uyuyabildim ne yemek yiyebildim sadece saatlerce okudum yeri geldi, piraye ile ağladım, onunla mutlu oldum, onunla güldüm... kesinlikle herkesin okuması gereken ve kendinden birşeyler bulabilceği bir romandır piraye...:(:(:(:(:(


CrasHofCinneT 14 Eylül 2008 11:29

Sodom / Sodom'un 120 Günü
 

Türkçe (Orijinal Dili Fransızca) 412 s.13.5 x 19.5 cm. İstanbul, ISBN: 9758086618,

'Sade şehvet oyunları için, özellikle dünyanın bir ucundaki şatoları ve tek başına duran evleri seçiyor ve böylece romanlarını ürkütücü bir eksene yerleştiriyordu. Sodom'un 120 Günü'nün geçtiği yer, ülkenin diğer yerleşimlerinden, uygarlıktan çok uzak hem gerçek hem de mecazi anlamıyla ıssız bir kaledir.'

-Noelle Chatelet-

Çift işlevlidir. Her şeyden önce izole olmak, şehvet oyunları düşkünlerinin yalnızlığı, yalnızca pratiğe yönelik bir önlem değil, aynı zamannda bir varoluş tarzı; varoluş hazzıdır.

'Şeytanın ta kendisi', 'bir canavar' gibi nitelemelerle tanıdığımız Sade'ın, dünya edebiyatına mal olmuş bu önemli yapıtını 'Justine' ile birlikte Türkçeye kazandırarak, 'şeytanla' yüzleşmenizi sağlayacak bir kapı araladık.

(Arka Kapak)

Kitabı bilen veya okuyan varsa şok edici ve herkesin okuyamayacağı bir kitap olduğunu bilir... Ben okudum... (A)


GÜLGECELER 15 Eylül 2008 03:54

Meslek Yarası-ZEYNEP ORAL


Sayfa sayısı: 184
Ebat: 14x23 cm
Yayın tarihi: mayıs 2006
2. baskı: haziran 2006


İçten, sıcak ve gerçek bir öykü... Bir gazetecinin öyküsü... Bir gazetecinin hayatı... Meslek hayatı. 1966 yılında profesyonel olarak "Yeni Gazete"de başlayan bir gazetecilik hayatı. Zeynep Oralın hayatı. "Meslek Yarası..."
Aslında bu kitapta anlatılanı Zeynep Oralın hayatı olarak değil, Zeynep Oralın "Milliyet"teki hayatı olarak aktarmak daha doğru. Çünkü Oral da kitabı öyle kurgulamış. Anılarının başlangıç noktasını "Milliyet" gazetesinden kovulduğu 28 şubat 2001 günü belirliyor. Oralın hayatının bir çeşit miladı bu tarih. Diğer bir milat da tahmin edebileceğiniz gibi yazarın "Milliyet" gazetesinde çalışmaya başladığı 1968 yılı. Zeynep Oral, gazetede geçirdiği yıllarda yaşadıklarını, birlikte çalıştığı kişileri, yaptığı işleri, örneğin "Milliyet Sanat" dergisinin kuruluşunu, başından geçenleri sıcak bir anlatımla aktarıyor okuyucuya. Bunu yaparken de hep "o gün"ü anlatacağına dair söz veriyor. Bir çeşit hesaplaşma bu belki de. "Milliyet"i çok benimsemiş, sevgiyle bütünleşmiş birinin yuvasından ayrılışının öyküsü. Kovulmanın yükünü atmak için ya da attığı için yazmış Zeynep Oral bu öyküyü. Öfkeli bir kalemin yatışması... Basın dünyasında olup bitenlerle ilgileniyorsanız "Meslek Yarası" merak uyandırıcı bir macera. Duygusal yaklaşımlardan hoşlanıyorsanız, kişisel bir hüzün hikâyesi... İnsancıl ve merak uyandırıcı... Oralın anılarını okurken sonu ayrılıkla biten neşeli bir film izler gibi olacaksınız.


Çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu

http://www.dogankitap.com/images/kapakResimleriBuyuk/BuzkapaniB.jpg
Orijinal adı ve dili:
Web of Deceit - İngilizce
Türkçe'de
ISBN: 978-975-293-338-5
Sayfa sayısı: 404
Ebat: 14x23 cm
Yayın tarihi: Haziran 2005
8. baskı: Ağustos 2007


Hayranlarına bir asır gibi gelen ayrılığın ardından Glenn Meade yeni romanıyla karşınızda: "Buz Kapanı." Komplo, cinayetler, CİA, Rus Mafyası ve insanlık dramları… Jennifer, annesini esrarengiz bir olayda kaybetmiştir. Kardeşi de aynı gece kendisini tekerlekli sandalyeye bağlayacak kadar derin bir yara almıştır. Üstelik ailenin babası da ortadan kaybolmuştur. Jennifer’ın hayatı zor ve hüzünlüdür. Ancak babasının cesedi İsviçre Alplerinde donmuş olarak bulunduğunda zorluk tehlikeye dönüşecek, hayatına gerilimli bir macera hâkim olacaktır. Cesedi teşhiş etmek için çıktığı yolculuk aslında ailesinin yaşadığı dramın nedenini ve babasının gizemli geçmişini de ortaya çıkarır. Ama olaylar bununla sınırlı kalmaz. Aslında her şeyin temelinde müthiş bir komplo yatmaktadır.
Glenn Meade’in olağanüstü aksiyon yeteneği bu romanda da kendini gösteriyor. Okuyucu aralıksız bir heyecan dalgasına kaptırıyor kendini. Olaylar birbirini izliyor, kahramanlar gerçek birer kişilik olarak ortaya çıkıyor, cinayetler sanki yanı başınızda işleniyor. Ve siz bu nefes kesen kaçıp kovalamacanın tam ortasında buluyorsunuz kendinizi. "Buz Kapanı" kuruluyor, okuyucu romanın sonuna gelene kadar bu kapandan kurtulamıyor. Dikkat!



Saat: 23:12

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık