MsXLabs
Sayfa 1 / 2

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Soru-Cevap (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/)
-   -   Doğal afetler nerelerde görülür? (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/210293-dogal-afetler-nerelerde-gorulur.html)

Ziyaretçi 14 Kasım 2008 19:11

doğal afetler nerelerde görülür


Keten Prenses 14 Kasım 2008 20:20

doğal afet, en geniş anlamı ile insanlara zarar veren olaylara denir. Başka bir ifade ile can ve mal kaybına yol açan doğal olaylardır. Afetin ilk özelliği doğal olması, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çok kısa zamanda meydana gelmesi ve son olarak da başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir. Bazı afetlerin yeryüzünün nerelerinde daha çok olduğu bilinmektedir. Örneğin deprem, heyelan, çığ, sel, don ve kaya düşmesi gibi afetlerin nerelerde daha çok görülebileceği bilinmektedir Depremler tamamen doğal kökenlidir. Onun için insanların hiçbir şekilde müdahalesi söz konusu değildir. Ama söz gelişi heyelan, sel ve çığ olaylarının meydana gelmesinde doğrudan veya dolaylı olarak insanların etkisi bulunabilmektedir
Bazı afetler, başka bir afetin doğmasına yol açar. Örneğin sel ve su baskınından sonra salgın hastalıklar ortaya çıkabilmektedir
Hem meydana gelişi ve hem de doğurmuş olduğu zararın uzun süreli olması, bazı olayları afet dışında bırakmaktadır. Bunların başında da toprak erozyonu gelmektedir. Esasında toprak erozyonu, ülkeler ve insanlar için çok önemli zararlar doğuran hatta sonunda insanları göçe ve açlığa mahkum eden bir olaydır. Bu özelliği ile bir afet olma özelliği taşır, ancak ani olarak değil de çok uzun zaman içerisinde gelişerek aşama aşama gelişmesi ve ayrıca insanlar tarafından önlenebilir olması, bu önemli olayın doğal afetler dışında tutulmasına yol açmaktadır.
Bazı afetlerin sonuçları depremde olduğu gibi doğrudan ve hemen ortaya çıkar. Ama kuraklıkta olduğu gibi bazılarının sonuçları ise uzun bir zaman sonra ve dolaylı olarak görülür.

Türleri


Jeolojik kökenliler

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/a5/MSH80_eruption_mount_st_helens_05-18-80.jpg/180px-MSH80_eruption_mount_st_helens_05-18-80.jpg http://tr.wikipedia.org/skins-1.5/common/images/magnify-clip.png
Bir yanardağ patlaması


Bunlar doğrudan doğruya kaynağını yer kabuğu ya da yerin derinliklerinden alan doğal afetlerdir.
  • Deprem
  • Heyelan
  • Yanardağ patlamaları

Meteorolojik kökenliler

Atmosferdeki doğa olayları sonucunda meydana gelirler.


  • Sel
  • Aşırı soğuklar
  • Çığ
  • Fırtına
  • Kuraklık
  • Orman yangını
  • İklim değişiklikleri
  • yangın
Meteorolojik afetlerin oluşumunu hazırlayan temel etkenler atmosfer kökenli olmasına rağmen, bazılarında afetin oluştuğu yerin özellikleri de etkili olmaktadır. Sel, çığ ve sis buna örnek olarak verilebilir



şu halde doğal afetlerin belli bir alanda görüldüğü söylenemez


Misafir 12 Ekim 2009 18:13

depremler en fazla nerede görülür


Misafir 2 Ocak 2010 12:20

benim bir ödevim var konu doğal afetler nerede daha çok bulunur bana yardım ediceğine inandığım için bu siteye geldim lütfen bana yardım et sorum doğal afetler daha çok nerede bulunur


Misafir 4 Ocak 2010 09:57

heyelan nerelerde en fazla yaşanır

ödevim var lütfen yardım :(


Misafir 7 Ocak 2010 19:22

abi lütfen yardım edin deprem nerelerde görülür hemen cvp vrblrmsniz


Misafir 9 Şubat 2010 13:52

DOĞAL AFETLER

Jeolojik Afetler
Meteorolojik Afetler



Doğada hiçbir şey durağan değildir. Gerçekte doğa, düzenli değişimlere sahiptir.

Bu değişimler bazen önceden tahmin edilebilir gelişmelerdir veya mevsimsel hava koşullarında olduğu gibi normal bir döngüsel olaylar dizisidir. Buna rağmen büyük çoğunluğu önceden tahmin edilememektedir. Önceden tahmin edilemeyen bir olay meydana geldiğinde ve bu olay olağanüstü bir özellik gösterdiğinde hem insanlar, hem de çevrenin diğer öğeleri için bir tehlike halini alır. Bu durumda, böylesi bir olay, doğal afet olarak tanımlanır.

Doğal afet kavramının ortaya çıkışı ile ilgili bir diğer özellik ise, doğal bir çevrede varlığını sürdüren toplumların beklenmedik bir anda canlarının, mallarının ya da güvenliklerinin tehlikeye girmesi veya yok olmasıdır. Bunlar çığ, kıyı erozyonu, kuraklık, deprem, sel, sis, don, dolu, toprak kayması, yıldırım, kar, kasırga (tropikal siklon, tayfun), hortum, volkanik patlamalar, tsunami ve rüzgârdır. Bazı çevresel bozulmalar da bir afet nedeni olabilir veya bunların yayılmaları bir afetin ortaya çıkmasına sebep olabilir (sözgelimi, ormanların yok edilmesi ve çölleşme gibi ).

En genel tanımıyla afet; insanların yaralanmalarına ya da yaşamlarını yitirmelerine neden olan ve/veya mal, tarım ve çevreye zarar veren tehlikeli durumlar veya olaylardır.

Sıklık ve tehdit: Bazıları çok sık meydana gelirler ve bu nedenle de diğerlerine göre çok daha büyük bir tehdit oluştururlar

Etki süresi: Bazıları uzun bir dönem sonrasında biterken, bazıları ise süre sınırlamasına sahip değildir (bir hortum sınırlı bir sürede sona ererken, bir kuraklık yıllarca sürebilir).

Başlangıç hızı: Bazı felaketler aniden bazıları da günler ya da saatler öncesinden uyararak meydana gelirler

Etki alanı: Bazı felaketler küçük bir alanda etkili olurken bazıları ülkenin tamamını etkileyebilirler. Bazıları ise tek bir afetin neden olduğu ve başlangıçta küçük bir alanda etkili olan fakat zincirleme reaksiyonlarla diğer birçok afete de sebep teşkil eden ve böylece çok daha büyük alanlarda etkisini gösteren felaketlerdir

Tahrip gücü: Bu durum çoğunlukla zararın tipine göre değişir.

Önceden tahmin edilebilirliği: Bazı afetler belirli bir düzende ve belirli bir yolu izlerler, bazıları ise aniden ortaya çıkarlar ve etkileri tahmin edilemez (sözgelimi, bir nehir taşkını, genellikle, taşkın ovası olarak bilinen bir alanla sınırlıyken, zehirli gaz sızıntıları sınır tanımazlar ).

Kontrol edilebilirliği ve insanlara zararı: Bazı felaketlerde, bizler, tamamen çaresiz kalırız ve felaketleri kendi doğal akışlarına bırakmak zorunda oluruz. Bazılarında ise, oluşumlarını önleyemesek bile etkilerini en aza indirebilecek önlemleri almamız mümkündür (sözgelimi,

tornadolar ve orman yangınları için önceden tedbir alınabilir ve kontrol altında tutulabilir.).

Doğal Afetler Nelerdir?

a) Deprem

b) Kuraklık,

c) Su Baskını (sel),

d) Volkan Patlaması

e) Kaya Düşmesi,

f) Fırtınana, Kasırga, Tayfun, Hortumlar,

g) heyelan,

h) Tsunami (Dev dalgalar),

i) Çığ.

j) Göktaşı düşmesi

k) Ani iklim değişimleri

l) Doğal radyasyon



Başa dön


JEOLOJİK AFETLER

Yer Kürenin Yapısı
Levha Hareketleri
Deprem ve Faylar




Yer hareketlerinin meydana getirdiği Afetlere, Jeolojik afetler denir.

Bunlar deprem, volkan patlamaları, toprak kayması, Tsunami ve benzerleri dir.

Başa dön


Yerküre'nin Yapısı


Yerküre’nin içi ile ilgili bilgilerimiz en üst katmanlar dışında ikinci elden. Yerbilim (jeoloji) çalışmaları ile yapısı anlaşılmaya çalışılan Yerküre’ye ait bilgilerin çoğu, sismik dalgaların incelenmesi sayesinde elde ediliyor. Depremler sonucu oluşan doğal veya bilim adamlarının oluşturduğu yapay sismik dalgaların, farklı yapılardaki katmanlarda farklı davrandıkları biliniyor. Yerküre içinde hareket eden bu dalgaların davranışlarının incelenmesi sonucunda Yerküre’nin iç yapısı anlaşılabiliyor.



Yerküre’nin merkezinde katı haldeki nikel ve demirden oluşan İç Çekirdek bulunuyor. Bu çekirdeği çevreleyen Dış Çekirdek ise, içindeki sülfür ve oksijen nedeniyle ergime noktası düştüğü için sıvı halde bulunan nikel ve demirden oluşuyor. 4.5 milyar yıldır soğumasına rağmen hala çok sıcak olan çekirdek, Yerküre’nin manyetik alanının oluşmasındaki etken. Daha sonra gelen ve Alt Manto ve Üst Manto diye ikiye ayrılan Manto ise, kısmen ya da tümüyle eriyik durumdaki kayaçlardan oluşan magmayı içeriyor. Demir, magnezyum, silikat ve oksijence zengin mineralleri içeren Manto’dan sonra, bu katmanların en incesi olan ve okyanuslar ile kıtaları barındıran Yerkabuğu bulunuyor. Oksijen ve silikatca zengin Yerkabuğu’nda, okyanus kabuğunu oluşturan bazalt, en çok

bulunan kayaç. Kıtalardan oluşan kabuk kısmı ise bazalt ile daha az yoğun olan granit, kumtaşı, kireçtaşı gibi kayaçları barındırıyor..

Yerküre’nin üst katmanları fiziksel olarak ayrı bir bölümlemeyle de incelenebilir. Litosfer (taşküre) adı verilen sert katman, Yerkabuğu ve Üst Manto’nun en üst kısmından oluşur. Astenosfer ise Litosfer’in altındaki, plastik özellikleri gösteren akışkan Üst Manto bölümüdür. Litosfer tek parça değildir, okyanus ve kıtaların sınırlarından farklı şekilde levhalara bölünmüştür.



Manto katmanı, yeryüzündeki hareketliliğin en büyük nedenidir. Manto’nun alt bölümleri üst bölümlerine göre çok daha sıcaktır. Burada oluşan konveksiyonda, daha sıcak olan magma yükselir, soğur, katılaşır ve Üst Manto’daki daha soğuk kayaların batmasına neden olur. Batan bu kayalar, tekrar ısınır, ergir ve yükselir. Henüz tam anlamıyla modellenemeyen bu devinim, Litosfer’deki levhaların hareket etmesine neden olur.


Levha Hareketleri
Başa dön

Yerküre’nin üst katmanları, bir bütün halinde olmayıp, sürekli hareket halinde olan levhalardan oluşuyor. Manto’daki ısı akımlarının neden olduğu bu hareketler sırasında levhalar birbirinden uzaklaşır, yaklaşır birbirlerine çarpar veya birbirlerine göre yanal olarak kayarlar . Bu hareketlilik sonucunda, levha sınırlarında, uzun zaman dilimleri ile baktığımızda yeni okyanuslar, yeni kıtalar, sıradağlar ve yanardağlar oluşur. Depremler ve volkanik aktivitelerin nedeni de tüm bu hareketliliktir.


Günümüzde Litosfer’de 1 ila 15 cm/yıl arasında hızlarla hareket halinde bulunan 7 ana ve birçok küçük levha vardır. Bunların hareketleri çok karmaşıktır ve bu hareketlerin niteliğinin tam olarak saptanması, depremlerin zamanının önceden kestirilmesi için gereklidir.

Levhaların birbirleriyle etkileşimleri bakımından levha hareketlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz. Uzaklaşma-ayrılma; yakınlaşma-çarpışma; yanal yer değiştirme-sıyırma. Bu hareket türleri, aynı zamanda bu sınırlarda oluşan depremlerin ve volkanik faaliyetlerin niteliklerini de belirler.

Başa dön

Uzaklaşan-Ayrılan Levhalar
Birbirinden uzaklaşan levhaların aralarındaki yarıktan , Astenosfer’den gelen magma yeryüzüne yayılır. Bu eriyik yüzeye çıktıkça katılaşır ve yerkabuğuna eklenir. Astenosfer’den gelen eriyik kuvvet uygulamaya ve böylece levhalar birbirinden ayrılmaya devam eder. Bu ayrılma genelde daha ince olan okyanus tabanında görülür ve Atlas Okyanusu ortasındaki sırt buna çok iyi bir örnektir. Bu ayrılma kıtada meydana gelirse yeni bir okyanus tabanı oluşuyor demektir. Doğu Afrika’daki ayrılma henüz bir deniz oluşması için yeterli değilse de, gidiş o yöndedir. Bu tür ayrılmalar, Astenosfer’den gelen eriyiğin katılaşarak taşlaşmasına ve levhaların büyümesine neden olur.
Uzaklaşan levhalar arasında Litosfer çok ince olduğu için, buralarda büyük depremlere yol açacak enerji birikimleri olmaz. Buradaki depremlerin odakları çoğu zaman yüzeye yakındır.

Yakınlaşan-Çarpışan Levhalar
Levhaların birbirine yaklaşması ve çarpışması ise üç değişik şekilde olabilir:
Okyanusal ve kıtasal levha karşılaşmalarında, daha yoğun olan okyanusal levha (yoğunluğu 2.8 - 3.0 gr/cm3) , kıtasal levhanın (yoğunluğu 2.7 gr/cm3) altına dalar. Alta dalan kısım derinlere indiğinde ergimeye başlar ve bu magmanın bir kısmı, kıta tarafında yanardağ kümelerinin oluşumuna neden olur. Güney Amerika Levhası’nın altına dalan Nazca Levhası’nın yol açtığı And Dağları buna bir örnektir.
İki okyanusal levhanın karşılaşmasında da, yine bir levha diğerinin altına dalar. Yukarıdakine benzer şekilde yüzeye çıkan magma okyanus tabanında yanardağlar oluşturmaya başlar. Eğer bu aktivite devam ederse, yanardağ okyanus yüzeyini aşabilecek yüksekliğe erişir ve adalar oluşur. Filipinler’deki birçok volkanik ada bu şekilde oluşmuştur.
İki kıtasal levhanın karşılaşmasında ise, genellikle levhalardan hiçbiri diğerinin altına dalmaz. Levhaların arada sıkışan bölümleri yeni dağlar oluşturur. Himalayalar’ın halen süren oluşumu buna iyi bir örnektir. Yakınlaşan ve çarpışan levhaların sınırlarında oluşan depremler çok değişik derinliklerde ve büyüklüklerde olabilir. Özellikle bir levhanın diğerinin altına daldığı bölgelerde odakları derinlerde büyük depremler oluşur.

Yakın

Yanal Yer Değiştirme-Sıyırma
İki levhanın birbirini sıyırarak yer değiştirmesi sırasında Litosfer’de artma veya azalma olmaz. İki levha arasındaki sürtünme çok fazla olduğu için harekete belli bir süre direnç gösterirler. Bu bölgede artan gerilim periyodik büyük depremler ile çözülür. Kuzey Anadolu fay hattı ve Kaliforniya’daki San Andreas fay hattında bu tip levha hareketi gözlenir.
Bu tip levha hareketlerinde oluşan depremlerin odakları çoğunlukla yüzeye yakın veya orta derinliktedir. Sürtünme ve kırılma uzunca bir hat boyunca oluşabileceği için büyük depremler meydana gelebilir.

Sıcak Noktalar
Depremlerin ve volkanik aktivitenin büyük bir kısmı levha sınırları çevresinde oluşur.


Ancak volkanik kökenli olan Hawaii ve çevresindeki adalar örneğinde olduğu gibi levha sınırlarına çok uzak volkanik oluşumlar da vardır. Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve bu nedenle sıcak nokta adı verilen küçük bölgelerden yerkabuğu dışına kadar yükselen magma etkisiyle oluşur. Levhalar hareketli ama sıcak noktalar sabit olduğu için sıra sıra yanardağlar veya yanardağ adaları ortaya çıkar.

Levha hareketlerinin incelenmesi sayesinde bugün, büyük depremlerin % 90’nın nerelerde olacağını bilebiliyoruz. Ancak zamanlarını kestirmek için levha sınırlarındaki davranışların detaylı olarak araştırılması gerekiyor.


Depremler ve Faylar
Başa dön

Hareket eden levhalar birbirleri üzerine kuvvet uygularlar. Bu kuvvet yerkabuğundaki kayaçların direnç göstermesi yüzünden belli bölgelerde enerji birikimine yol açar. Bu enerji, kayaçların kırılma sınırını aştığı anda da kırılma (faylanma) olur ve biriken enerji açığa çıkar. Levha hareketleri yüzünden birikmiş gerilme enerjisinin aniden boşalmasına deprem diyoruz. (Ayrıca aktif volkanların içindeki hareketlilik nedeniyle oluşan ve yapıları farklı olan küçük depremler de vardır.)





Normal Fay
Ters Fay
Doğrultu Atımlı Faylar






Çöküntü: İki normal faylanma arasındaki bloğun çökmesi sonucu oluşur
Yükselti: İki normal faylanma arasında yüksekte kalan bloğa denir



Deprem sırasında açığa çıkan enerji, ses veya su dalgalarına benzeyen ve sismik dalgalar adı verilen dalgalar ile yayılır. Bu dalgalardan Cisim Dalgaları, P dalgaları ve S dalgaları olarak ikiye ayrılır. P dalgaları, en hızlı yayılan bu yüzden deprem kayıt aletlerinde (sismograf) en önce görülen dalgalardır. P dalgalarında, titreşim hareketi yayılma doğrultusu ile aynıdır. Daha yavaş yayılan S dalgaları, kayıt aletlerinde ikincil olarak görülen ve titreşim hareketi yayılma doğrultusuna dik olan dalgalardır. S dalgaları sıvı içinde yayılamazlar. Yüzey Dalgaları ise Cisim Dalgaları’na göre daha yavaş yayılırlar ancak genlikleri daha büyüktür. Hızı daha fazla olan Love ve genliği daha büyük olan Rayleigh dalgaları olarak ikiye ayrılırlar. Yapılarda yıkıma yol açan dalgalar S dalgaları ile yüzey dalgalarıdır.





Deprem sırasında yer yüzeyinde de çeşitli değişimler gözlenir:

Yüzey Kırıkları: Deprem odağı eğer yüzeye yakınsa yüzeyde de kırılmalar görülür.

Heyelanlar, Çökmeler: Sağlam olmayan zeminlerde, sismik dalgalar nedeniyle toprak hareket eder.

Çamur Akıntıları: Yeraltı sularının harekete geçmesiyle oluşur.

Zemin Sıvılaşması: Suya doygun zeminler sismik dalgalar nedeniyle sıvı gibi davranır.

Tsunamiler: Okyanus kıyılarında dev deniz dalgaları oluşur.

Başa dön





METEOROLOJİK AFETLER

Seller ve Nehir Taşkınları
Kar ve Buzlanma
Çığ Tehlikesi

Kuraklık, Çölleşme ve Küresel Isınma
Çevre Kirliliği ve Kıtlık Tehlikesi
Diğerleri



Atmosfer olayları sonucu ortaya çıkan afetlerdir.

Başa dön

Bunlar, atmosfer olaylarının, insan için yararlı olduğu en uygun sınırı aşmasıyla meydana gelirler. Meteorolojik olaylar, atmosfer olayları ve özelliklerinin insana yararlı olma sınırını aştığı andan itibaren afet özelliğini kazanmaktadır. Başka bir ifadeyle bunlar normale göre; aşırı, fazla şiddetli ya da eksik olduğu zaman, zararlı olmakta ve artık afet şeklinde nitelendirilmektedir.

Yeryüzündeki doğal afetlerin çok büyük bir bölümü meteorolojik tehlikelerden kaynaklanır. Atmosferdeki hava hareketleriyle, okyanus yüzeyi ve yeryüzü şartlarına bağlı olarak gelişir, yer yer büyük zararlar doğururlar. Ülkeler ve mevsimlere göre değişen etkileri vardır. Bazıları başlı başına doğal afettir. Bireysel veya toplum düzeyde zaman zaman hayati derecede etkili sonuçlar doğuruyor.

Meteorolojik ve Hidrolojik Karakterli Doğal Afetler

1) Seller- Nehir Taşkınları-Su Baskını

2) Kar, Buzlanma ve Tipi

3) Çığ

4) Don-aşırı soğuk

5) Fırtına Şiddetli rüzgârlar, Hortumlar, Tayfunlar,

6) Dev dalgalar, Tsunami

7) İklim değişikliği, Kuraklık , küresel ısınma

8) Yıldırım

9) Sıcak hava dalgaları,

10) Sağanak yağış, Dolu

11) Sis

12) Orman yangını



1) SELLER ve NEHİR TAŞKINLARI

Başa dön

Sel hasarı

Aşırı yağışlar veya diğer nedenlerle bir yerin geçici olarak sular altında kalması sonucu meydana gelen hasar ve kayıplardır. Yerleşim bölgelerinde, ekili alanlarda, ulaşım güzergâhlarında etkili olur.

Ani sel

Kısa süreli ve şiddetli yağışlar neticesinde nehirlerde, su kanallarında yağmur sularının hızla yükselerek, cadde ve sokaklarda akmasıyla oluşan hasarlar su altında bırakarak ve ulaşımı aksatarak etkili olur.

Nehir taşkınları

Meteorolojik nedenlerle kendiliğinden gelişen hallerde veya baraj kapaklarının açılmasıyla nehrin normal yatağının dışına taşarak çevreye zarar vermesi durumu su altında bırakarak, evleri ve altyapıyı yıkarak etkili olur.

Nasıl etkiliyor

Bir karış sel suyu bile insanı düşürebilir,

Diz seviyesindeki sel suyu otomobili sürükler,

Güçlü seller, ağaçları ve kayaları yuvarlar,

Enerji ve iletişim hatlarını tahrip eder,

Sellerin getirdiği çamur ve mil tabakası çevreyi kaplar,

Toprak kaymalarına neden olur,

Toprak kaymalarıyla akarsu yatağı genişler,

Nehir yataklarında bulunan yerleşim alanlarını ve endüstriyel tesisleri yıkar,

Altyapıyı kullanılmaz hale getirir,

Hayvan barınaklarında kayıplara neden olur,

Sulara kapılan canlılar boğulup ölebilir veya kaybolabilir,

Neler yapılmalı

Nehir ve dere yatakları mutlaka ıslah edilmelidir,

Sel tehlikesine maruz alanlar yerleşime ve endüstriye kapatılmalıdır,

Var olan yerleşimler daha güvenli bölgeleri nakledilmelidir,

Meteorolojik gözlem ve tahminler dikkatle takip edilmelidir,

Sürekli tehdit altında olan yerlerde erken uyarı sistemi oluşturulmalıdır,

Erken uyarı mesajıyla tehlikeli bölge tahliye edilmelidir.



2) KAR VE BUZLANMA

Başa dön



Sıfır derecenin altındaki hava sıcaklığında, buz kristalleri halinde yere ulaşan yağışın donarak buzlanması ve yaşamı olumsuz etkilemesi.

Tipi

Kar yağışı ve şiddetli rüzgâr nedeniyle görüş mesafesinin ortadan kalkmasının, yarattığı hayati tehlike.

Nasıl etkiliyor

Hava, deniz ve kara ulaşımı yavaşlar veya tamamen durur,

Enerji hatları ve dağıtım noktaları sorunlar çıkar,

Kazalar nedeniyle önemli ekonomik kayıplar oluşur,

Donma sebebiyle can kaybına neden olur.

Neler yapılmalı

Meteorolojik tahminler ve uyarılar doğrultusunda davranılmalıdır,

Zorunlu olmadıkça seyahat edilmemelidir,

Ulaşıma çıkan araçlar gerekli tedbirleri almalıdır,

Sağılıkla ilgili tedbirleri almadan evden dışarı çıkılmamalıdır.



Don:

Hava sıcaklığının kritik değerin altına düşmesi bitkilerin gelişimini engellediği için özellikle meyve ve sebze yetiştiriciliğinde bir çok zararlara neden olur. Ülkemizde don olayı, daha çok Akdeniz ve Ege Bölgesinde Mart, İç Anadolu ve Trakya’da Nisan, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Haziran ayına kadar görülebilmektedir.

Don gerekli önlemler alınmadığında üretimin düşmesine neden olarak ülkemizin ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Don tahmini ve uyarıları özellikle hem tarım hem de ulaşım sektörleri için önemlidir.

Dolu:

Kümülonimbus gibi konvektif bulutlardan yere düşen, farklı şekil ve büyüklüğe sahip, topa benzer veya düzensiz parçalar halindeki sert buz şeklindeki yağış türü. Büyüklükleri ve hızlı düşüşleri nedeniyle insan, hayvan ve bitkiler için tehlike yaratabilirler. Aynı tehlike uçaklar içinde söz konusudur. Dolu kış yağışı değil yaz yağışıdır.

Kar erimesinin etkileri

Hidrolojik-Atmosferik modeller ve yeni izleme ve veri işleme teknolojilerin kullanımı ile kar suyundan sağlanacak faydalar ve taşkın zararlarının azaltılması önemli bir konudur. İlkbahar mevsimlerinde, dağlık bölgelerde kar erimesinden kaynaklanan su potansiyelinin belirlenmesi ve taşkınların doğuracağı zararların önlenmesi yurdumuz açısından önemlidir. Karla kaplı alanlar, uydu teknolojileri ile tespit edilebilir ve yüksek kotlara yerleştirilecek otomatik kar-meteorolojik rasat parkları ile su potansiyeli saptanarak ani erimelerden ve sağanak yağışlardan oluşacak sel felaketleri azaltılabilir.

3) ÇIĞ TEHLİKESİ

Başa dön

Dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında, tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve dış etkilerle aşağı doğru hızla kayması çığ olarak adlandırılır.

Kendiliğinden gelişen,

Yer hareketleri (deprem, volkan patlaması vb.) ile tetiklenen,

Kayakçılar tarafından oluşturulan,

Ses sonucu meydana gelen, çığ olabilir.

Nasıl etkiliyor

Çığ, Ülkemizde genellikle kış aylarında oluşur,

Hızla harekete geçerek yerleşim yerlerini, tesisleri ve yolları tamamen kapatabilir,

Çığ altında kalanların yaşama şansı çok az olur,

Neler yapılmalı

Meteorolojik gözlemlere bağlı olarak çığ uyarılar takip edilmelidir,

Çığ tehlikesi ve risk haritaları hazırlanmalıdır,

Çığ tehlikesi olan yerlerde çığ kalkanları ve tüneller yapılmalıdır,

Tetikleyici olabilecek gürültülere sebep olunmamalıdır.



4) KURAKLIK, ÇÖLLEŞME ve KÜRESEL ISINMA

Başa dön

Kuraklık

İklimin nem yönünden olumsuz değişmesi sonucu (bir bölgede nem miktarındaki geçici dengesizliğin o bölgedeki su kıtlığına neden olması) su kaynaklarını, tarımı ve tüm canlıları olumsuz etkilemesidir. Kuraklık, yavaş gelişen ancak çok derin zararlara neden olan doğal afettir. Kuraklık doğa kanunudur.

ETKİLERİ

Su kaynakları azalır,

Nüfus artışıyla birlikte artan su ihtiyacı yeterince karşılanamaz,

Tarımsal üretim düşer, giderek nüfusunun ihtiyacına yetmez.



Neler yapılmalı

Var olan su kaynaklarının yönetimi için planlar geliştirilmeli,

Suyun dünyadaki dolaşımı olan “Hidrolojik Çevrim” bozulmamalı,



Çölleşme

Kuraklık nedeniyle dünya üzerindeki verimli toprak miktarının belirli bölgelerde hızla azalması, çorak hale gelmesidir. Çölleşen toprağı bir daha geri kazanmak mümkün olmaz.



Ne yapılabilir

Akarsu havzaları ve rejimleri kontrol altına alınmalı,

Ağaçlandırma ve orman geliştirme programları uygulanmalı,

Uluslar arası anlaşma ve sözleşmelere uyulmalıdır.



Küresel ısınma

Atmosferdeki doğal sera etkisinin, insan faaliyetleri sonucunda daha da artarak küresel boyutta aşırı ısınmaya neden olmasıdır.



Nedenleri; Fosil yakıtların dumanı ve endüstri gazları dengeyi bozması,

CO2, metan, vb gazlar kontrolsüz olarak atmosfere salınması,

Yer atmosfer arasında, doğal “Karbon Döngüsü”nün dengesinin bozulması,

Maliyet artışları getireceği için yeterli derecede önlem alınmamasıdır.

ETKİLERİ

Her yıl milyonlarca ton “Karbon”un atmosferde birikmesi,

Atmosferdeki fazla ısınmanın hızlı bir iklim değişimi yaratması,

Kutupların ve dağ buzulların erimesine sebep olması,

Kıyılarda deniz seviyesinin yükselmesi,

Okyanus akıntılarının değişimi ile iklim dengesizliği,

1998 yılı tarihteki en sıcak yıl olarak kayda geçmiştir.

Deniz Seviyesi Değişimleri

Günümüzün en önemli çevre sorunlarından biri küresel ısınma ve küresel iklim değişimidir. İklim değişimi senaryolarına göre iklim değişikliğinden en fazla, deniz seviyesinin yükselmesinden dolayı, kıyı bölgelerimiz etkilenecektir. Özellikle deniz su seviyesi artan bir hızla yükselmeye devam ederse gelecekte tuzlu deniz suyu ve dalgalar, denizlerin fırtınalardan dolayı kabarmaları çok daha yıkıcı etkilere sahip olabilecektir. Bu etkiler,

a. Alçak arazinin su altında kalması,

b. Plajlar ve dik sahillerde erozyon,

c. Yeraltı ve yüzey sularının tuzlanması,

d. Taban suyunun yükselmesi,

e. Fırtına ve sel tahribatının artması,

f. Deniz suyu seviyesindeki yükselme şeklinde özetlenebilir.



Neler yapılmalı

Atmosfere salınan gazlar kontrol altına alınıp azaltılmalı,

“Kyoto Protokolü” hükümleri istisnasız uygulanmalı,

Birleşmiş Milletler sözleşmelerinin uygulaması denetlenmeli,

İhlal eden ülkelere ağır yaptırımlar getirilmelidir.





5)ÇEVRE KİRLİLİĞİ ve KITLIK TEHLİKESİ

Başa dön



Kıtlık tehlikesi

Kıtlık, tarımsal üretimin sağlıklı bir hayat sürmek için gerekli beslenmeye imkan vermeyecek düzeye düşmesidir.





SEBEPLERİ

Kuraklık ve yetersiz sulamanın, ürün verimini düşürmesi,

Çevre kirliği ve tarım alanlarının yerleşime açılmasının üretimi azaltması,





NELER YAPILABİLİR

Uzun vadeli kuraklıkla mücadele planları hazırlanıp uygulanmalı.







6)DİĞERLERİ

Başa dön



Hortum ve su hortumu:

Hortum (tornado), dünyanın her yerinde meydana gelen insanların canı ve malı için önemli tehlikeler oluşturan atmosfer olaylarından biridir.

Orman Yangınları:

Orman yangınlarının çoğuna bilerek veya bilmeyerek insanlar neden olur; hava şartları ise yangınlarda önemli bir çevre ve tetik faktörüdür.

Sıcak Hava Dalgaları:

Çok sıcak ve nemli havalarda, havadaki yüksek nem vücuttan terin buharlaşmasını yavaşlatır. Terin buharlaşması canlılar için doğal bir soğuma mekanizmasıdır. Sıcak, nemli hava sadece bunaltıcı değil aynı zamanda insan sağlığı için de tehlikelidir. Yüksek sıcaklık ile nemin birlikte oluşması ölümlere sebep olabilir. Küresel ısınma ile birlikte ülkemizde sıcak hava dalgaları daha sık, daha uzun süreli ve şiddetli olabilecektir.

Yıldırım:

Tek bir yıldırım, 100,000 amper kadar büyüklükte elektrik akımı oluşturabilir çarptığında insanları ve hayvanları elektrikle yükleyebilirler. Birçok kurban tarlada çalışırken, ata binerken, dışarıda oynarken, spor veya çobanlık yaparken, dağlarda gezerken ya da küçük teknelerle denize açılmışken dolaylı veya doğrudan yıldırım tarafından çarpılmıştır. Yıldırımlardan dolayı olan can ve mal kayıplarını azaltabilmemiz için insanlarımızın açık arazide, bina içinde ve otomobilde nasıl davranmaları gerektiği ve yıldırımla ilgili uyarıların, ilk yardım hakkındaki bilgilerin, gerekli zamanlarda hava durumu programları ile verilmesi gerekir.

Meteorolojik-Hidrolojik karakterli doğal afetleri deprem gibi diğer doğal afetlerden ayıran en önemli özellik, meteorolojik afetlerin “Önceden Tahmin Edilerek Erken Uyarılarının Yapılabilmesi" dir. Bu özellikten de yararlanarak, gelişmiş ülkelerin afet yönetim programlarının bir parçası olan meteorolojik tahmin ve erken uyarı, planlama ve eğitim ile can kayıplarında önemli azalmalar ve ekonomik zararlarda da önemli düşüşler sağlamıştır. Bu nedenle ülkemizde de meteorolojik karakterli sel, taşkın, çığ düşmesi dolu ve fırtına gibi doğal afetlerin zararlarını azaltmak ve gerekli tedbirleri alabilmek için bu tür afetlere yönelik tahminlerin yapılması ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir.

Bu tehlikeler hakkında bilgili olmak ve önerilen önlemleri uygulamakla etkileri azaltır.


Misafir 11 Şubat 2010 21:10

heyelan en çok karadenizde görülmüştür


Misafir 14 Şubat 2010 11:37

sel doğal afeti
 
sel doğal afetin özellikle ilkbahar aylarında artmasının nedeni nedir?


Misafir 21 Şubat 2010 17:39

cig nerelerde gorulur.




cevabı bilen yazsın


Misafir 1 Mart 2010 10:54

erozyon nerelerde görülür yaaaaaaa bana yardım edecek bir prens yok mu


Misafir 4 Mart 2010 21:55

ÇIĞ İLE İLGİLİ ÖDEVİM VAR ÇIĞ NEREDE VARRRRR


RuffRyders 4 Mart 2010 21:59

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1718303)
ÇIĞ İLE İLGİLİ ÖDEVİM VAR ÇIĞ NEREDE VARRRRR


Türkiye’de Çığ Problemi

Türkiye’nin özellikle kuzey-kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde, çığ olayına uygun topografik ve meteorolojik koşullara sahip dağlık alanlar mevcuttur. Ortalama yüksekliği 1000 m’yi geçen ve çığ oluşumuna uygun alanların yüzölçümü bu bölgeler içinde çok yüksek bir yüzdeye sahiptir. Dağlık alanların, Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 1/3’ünü oluşturduğunu düşünecek olursak, çığ olayının meydana geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaşılır. Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır. Ülkemizde çığ afetinin, sosyal etkileri hakkında fikir vermesi açısından; 1958 yılından beri Türkiye’de AFET kayıtlarına geçmiş 448 adet çığ olayındaki can kayıplarının miktarı verilebilir. Bu kaybın en çarpıcı örneği, 1991-1992 kış mevsiminde 328 kişinin hayatını kaybetmiş olmasıdır. Çığın sosyal etkisi sadece can kayıpları ile sınırlı değildir. Çığdan etkilenen alanlardaki maddi kayıpları karşılayamayan insanların bölgeden göç etmesi de bir sosyal sonuçtur. Ekonomik açıdan bakıldığında ise, bölgede çığların verdiği hasarların kısa sürede telafi edilememesinin getirdiği zorluklar nedeni ile oluşan üretim ve iş gücü kayıpları giderek artmakta ve bazı bölgelerin turizm potansiyeli dahi dolaylı olarak etkilenmektedir.


Misafir 29 Mart 2010 15:19

ooooffff
 
ooooffff neden depremlerin en çok nerelerde görüldügünü bulamıyorum


Misafir 17 Mayıs 2010 17:39

çığ en çok nerelerde oluşur?
bana çok acil lzm yardımcı olabilir misiniz?


Misafir 23 Mayıs 2010 20:59

ACİL!
 
arkadaşlar biz size doğal afetler nerede görülür diye sormuşuz bi misafir akadaş orda bi siteden 3 sayfalık yazıyı almış kopyalamış ayrıca soruyla da alakası yok yardım ediim derken insanı daha da çok sinirlendiriyosunuz. benim burda yardıma ihtaycım var lütfen doğal afetler nerelerde en çok görülür bna bunu bulabilir msnz ?


Misafir 25 Mayıs 2010 16:12

çığ doğu e batı karadennizin iç kesimleri,iç anadoludoğu anadolu


Misafir 31 Mayıs 2010 11:34

Alıntı:

deprem en cok nerelerde gorulur ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum

deprem en çok nerede görülür


misafir 6 Haziran 2010 17:56

as
 
doğal afetler en çok hangi ülkelerde görünür


Misafir 6 Ekim 2010 19:36

ACİL.!
 
deprem ve volkanizma Dünya'nın hangi bölgelerinde yoğun olarak yaşanır.?


ACİL.! cevap verebilir misiniz ?


Misafir 26 Ekim 2010 16:44

kuraklık nerede görülür???
ÖDEVİM VAR LÜTFEN.....


Misafir 16 Aralık 2010 16:27

toprak kayması en çok nerede olur ?arıyom arıyom bulamıyom


Misafir 16 Aralık 2010 17:33

ege bölgesinde en çok hangi doğal afet gerçekleşiyor lütfen yazın ya :(


Misafir 16 Aralık 2010 20:21

Doğal afetler en çok nerelerde görülür?
 
lütfen sölein!!!


Misafir 18 Aralık 2010 19:37

çığ nerelerde görülür
 
arkadaşlar cığ nerelerde görülür?


Misafir 22 Aralık 2010 16:55

ben içanadoluda yaşıyorumbu bölgede hangi afetler görünür


Misafir 23 Aralık 2010 18:09

afetlerrrrrrrrrrr?
 
ege bölgesinde en çok yaşsnsn doğal afetler?


Misafir 23 Aralık 2010 19:14

Türkiye'de hangi bölgelerde hangi doğal afetler görülür?
 
Türkiye'de hangi bölgelerde hangi doğal afetler görülür?


Misafir 25 Aralık 2010 12:20

yaaa sel en çok nerelerde görülür?acil cvp lütfennn!!!!ödewim warrr. lütfennn!! hadi söyleyinnn!!sel en çok nerelerde görülürrr??


PINAR 27 Aralık 2010 15:18

DOĞAL AFET
 
DOĞAL AFETLER HANGİ BÖLGEDE DAHA ÇOK GÖRÜR


Misafir 27 Aralık 2010 17:08

doğal afet, en geniş anlamı ile insanlara zarar veren olaylara denir. Başka bir ifade ile can ve mal kaybına yol açan doğal olaylardır. Afetin ilk özelliği doğal olması, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çok kısa zamanda meydana gelmesi ve son olarak da başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir. Bazı afetlerin yeryüzünün nerelerinde daha çok olduğu bilinmektedir. Örneğin deprem, heyelan, çığ, sel, don ve kaya düşmesi gibi afetlerin nerelerde daha çok görülebileceği bilinmektedir Depremler tamamen doğal kökenlidir. Onun için insanların hiçbir şekilde müdahalesi söz konusu değildir. Ama söz gelişi heyelan, sel ve çığ olaylarının meydana gelmesinde doğrudan veya dolaylı olarak insanların etkisi bulunabilmektedir
Bazı afetler, başka bir afetin doğmasına yol açar. Örneğin sel ve su baskınından sonra salgın hastalıklar ortaya çıkabilmektedir
Hem meydana gelişi ve hem de doğurmuş olduğu zararın uzun süreli olması, bazı olayları afet dışında bırakmaktadır. Bunların başında da toprak erozyonu gelmektedir. Esasında toprak erozyonu, ülkeler ve insanlar için çok önemli zararlar doğuran hatta sonunda insanları göçe ve açlığa mahkum eden bir olaydır. Bu özelliği ile bir afet olma özelliği taşır, ancak ani olarak değil de çok uzun zaman içerisinde gelişerek aşama aşama gelişmesi ve ayrıca insanlar tarafından önlenebilir olması, bu önemli olayın doğal afetler dışında tutulmasına yol açmaktadır.
Bazı afetlerin sonuçları depremde olduğu gibi doğrudan ve hemen ortaya çıkar. Ama kuraklıkta olduğu gibi bazılarının sonuçları ise uzun bir zaman sonra ve dolaylı olarak görülür.

Türleri


Jeolojik kökenliler


Bir yanardağ patlaması


Bunlar doğrudan doğruya kaynağını yer kabuğu ya da yerin derinliklerinden alan doğal afetlerdir.

Deprem
Heyelan
Yanardağ patlamaları

Meteorolojik kökenliler

Atmosferdeki doğa olayları sonucunda meydana gelirler.



Sel
Aşırı soğuklar
Çığ
Fırtına
Kuraklık
Orman yangını
İklim değişiklikleri
yangın
Meteorolojik afetlerin oluşumunu hazırlayan temel etkenler atmosfer kökenli olmasına rağmen, bazılarında afetin oluştuğu yerin özellikleri de etkili olmaktadır. Sel, çığ ve sis buna örnek olarak verilebilir



şu halde doğal afetlerin belli bir alanda görüldüğü söylenemez

--------------------------------------------------------------------------------


12-10-2009 #3 (mesaj-linki)
Misafir depremler en fazla nerede görülür

--------------------------------------------------------------------------------


02-01-2010


Misafir 27 Aralık 2010 21:27

soru sormak
 
yaaaa ödevim var daha ayrıntılı bir şeyler yokmu yaa :/


Misafir 28 Aralık 2010 21:20

dogal afet
 
depram en cok nerde görülür? sel en cok nerde görülür? çığ en cok nerde görülür? erezyon en cok nerde görülür?


Misafir 28 Aralık 2010 21:58

heyelean
 
heyelan hangi bölgelerde çok görülür
??????????????????????????????????????????????????????????????????????????? ????????????????????????????????????


Misafir 29 Aralık 2010 18:44

yaaaaa ödevim varrrr doğal afetlerin en çok hangi bölgede olduğunu söyleyin lütfen =(


Misafir 30 Aralık 2010 14:50

ya deprem nerelerde görülür acıl


Misafir 30 Aralık 2010 15:36

doğal afet, en geniş anlamı ile insanlara zarar veren olaylara denir. Başka bir ifade ile can ve mal kaybına yol açan doğal olaylardır. Afetin ilk özelliği doğal olması, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çok kısa zamanda meydana gelmesi ve son olarak da başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir. Bazı afetlerin yeryüzünün nerelerinde daha çok olduğu bilinmektedir. Örneğin deprem, heyelan, çığ, sel, don ve kaya düşmesi gibi afetlerin nerelerde daha çok görülebileceği bilinmektedir Depremler tamamen doğal kökenlidir. Onun için insanların hiçbir şekilde müdahalesi söz konusu değildir. Ama söz gelişi heyelan, sel ve çığ olaylarının meydana gelmesinde doğrudan veya dolaylı olarak insanların etkisi bulunabilmektedir
Bazı afetler, başka bir afetin doğmasına yol açar. Örneğin sel ve su baskınından sonra salgın hastalıklar ortaya çıkabilmektedir
Hem meydana gelişi ve hem de doğurmuş olduğu zararın uzun süreli olması, bazı olayları afet dışında bırakmaktadır. Bunların başında da toprak erozyonu gelmektedir. Esasında toprak erozyonu, ülkeler ve insanlar için çok önemli zararlar doğuran hatta sonunda insanları göçe ve açlığa mahkum eden bir olaydır. Bu özelliği ile bir afet olma özelliği taşır, ancak ani olarak değil de çok uzun zaman içerisinde gelişerek aşama aşama gelişmesi ve ayrıca insanlar tarafından önlenebilir olması, bu önemli olayın doğal afetler dışında tutulmasına yol açmaktadır.
Bazı afetlerin sonuçları depremde olduğu gibi doğrudan ve hemen ortaya çıkar. Ama kuraklıkta olduğu gibi bazılarının sonuçları ise uzun bir zaman sonra ve dolaylı olarak görülür.


komsu 30 Aralık 2010 16:28

acil
 
iç anadolu bölgesin de encok hangi doğal afet bulunur acil?????


Misafir 30 Aralık 2010 19:30

sel en çok nerede gorülur odevim var nolur yazın :( :'(


Misafir 2 Ocak 2011 22:29

abi yangın en çok nerelerde görülür


Misafir 3 Ocak 2011 19:48

doğal afetlerin ekonomik sonuçları neler???


Misafir 7 Ocak 2011 13:46

akdenizde en çok hangi afet meydana gelir


Misafir 8 Ocak 2011 15:59

odev vartya ne olyu cevap


Misafir 9 Ocak 2011 12:57

marmara bölgesinde en çok görülen doğal afet nedir?


Misafir 9 Ocak 2011 13:13

arkadaşlar bana sel felaketi en çok nerde yaşandığı lazım
lütfen ödevim var


Misafir 10 Ocak 2011 15:25

hadi ya bir ödevim var lütfen ülkemizde doğal afetler nerelerde görülür


Misafir 10 Ocak 2011 18:42

Heyelan Karadeniz Bölgesinde daha çok görülür.


Misafir 13 Ocak 2011 22:08

Genel olarak çığlar 25 ile 55 derece arasındaki eğimlerde sıklıkla oluşmaktadır. 25 altı eğimlerde, kar’ın eriyerek yumuşadığı, ilkbahar ve yaz başlarında sulu çığ olarak tabir edilen kar akması meydana gelebilir. (sıcak rüzgar-lodos esmesi ile ani erimeler sırasında)

55 üstü eğimlerde çığ riski daha azdır. Zira bu eğimlerdeki aşırı diklik kar’ın birikmesine engel teşkil eder. Kar sık sık aktığı için yüksek diklikte çığ riski azdır.

2- Çığın oluşumunda eğim kadar eğimin şekli de önemlidir. Dış bükey yamaçlar çığ oluşumu için yeterli kar’ın oluşmasına ve bu kar’ın katmanlar halinde kopmasına uygun zemin sağladığından “250 ile 550 eğimli dış bükey yamaçlar çığ riski yüksek alanların başında gelir.”

3- Çığın oluşumunda coğrafi yapı kadar iklim yapısı da önemli bir etkendir. Yoğun yağış ve fırtına ile toplanmış taze kar çığı tetikler. Zira alt zemindeki eski kar’ın oluşturduğu sert ve kaygan zemin yeni yağan kar’ın veya fırtına ile yoğunlaşmış (başka bölgelerden gelen kar) kar’ın oturması için gereken süre zarfında her an kendi ağırlığı ile kaymasına neden olabilir.

Bu nedenle “%25 ile %55 arası dışbükey yamaçlarda yağış veya yoğun fırtına ile oluşan yoğun kar ilk 24 saatte 1 derece, sonraki 24 saatte de 2 derece tehlike düzeyinde çığ riski oluşur. Tabiatı ile yağışın ve/veya fırtınanın devam etmesi riski daha da artıracaktır.

4- Yağış ve/veya fırtına sonrası yoğunlaşan kar kütleleri hemen ardından gelen güneşli hava sonrası kar katmanlarındaki ani değişikliğin, kopmasına neden olabileceğinden iç bükey veya dış bükey olsun 250 ile 550 eğimli her yamaçtan irili ufaklı kaymasına neden olabilir.

5- Çığı tetikleyen harici unsurları da bilmekte yarar vardır.

Kar makinaları veya motorlarının, alçak irtifada uçan uçak veya helikopterin titreşimi, ses yankısı, avcı tüfeği çığ oluşumuna imkan veren çığ patikaları balkonlarının kayakçı veya yürüyüş yapanlarca yan kesilmesi, kar kütlesinin kaymasına gerekçe teşkil edebilir.

Amerika’da 1996-2002 yılları arasında cereyan eden çığ olaylarında 146 ölüm olayı gerçekleşmiş olup, dağılımı aşağıya çıkarılmıştır.


6- Çığ riski olan yamaçların yönü de çığ oluşumunda önemli etkendir.

Güneye bakan yamaçlar daha çok güneş aldığından kar’ın çabuk oturmasına gerekçe teşkil edeceğinden çığ riski daha azdır. Bu yamaçlarda ilkbahar ve yaz başlarında kar’ın erimesi esnasında sulu çığ (çamur renkli) riski daha fazladır.

Kuzey yamaçlar güneşi daha az aldığından yoğunlaşan kar’ın oturması uzun süreyi alır. Ayrıca güneş ışınlarının yetersizliği kar katmanları arasında çığı doğuran dağcıların değimi ile şeker kara neden olur.

Çığ altında kalan kazazedenin kurtarılması ilk yarım saat içinde son derece önem arz eder.


Misafir 15 Ocak 2011 19:14

çığ en çok bitlis te görülür fakat bingöl tunceli malatya erzincan da onları takip ediyor yani onlardaada çığ artışı oldu


Misafir 17 Ocak 2011 16:15

ege bölgesinde en çok hangi doğal afet görünür


CEVAP VERİN ÖDEVİM VAR



Saat: 12:45
Sayfa 1 / 2

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık