MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Soru-Cevap (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/)
-   -   Türkiye'de elektrik hangi doğal kaynaklardan elde edilir? (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/220481-turkiyede-elektrik-hangi-dogal-kaynaklardan-elde-edilir.html)

Ziyaretçi 24 Aralık 2008 13:30

TÜRKİYEDE ELEKTRİK HANGİ DOĞAL KAYNAKLARDAN ELDE EDİLİR


Keten Prenses 25 Aralık 2008 00:43

Artık çağımız tam bir "enerji çağı" haline gelmiştir. Yaşamımızda öylesine değişik makineler, araçlar, taşıtlar kullanıyoruz ki bunlar için de çok ve değişik enerjilere ihtiyaç vardır.
Evlerimizde ısınmak için odun, kömür, doğalgaz, petrol ve elektrikten yararlanıyoruz. Yolculuk yapmak için kullandığımız taşıtlar petrolle çalışır. Artık her evde bulunan buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, ütü, mutfak robotu, fırın gibi birçok ev eşyası ancak elektrik enerjisiyle çalışabilir.
Enerji, günümüz insaninin yaşamına öylesine girmiştir ki, sadece elektrik enerjisinin tükendiğini düşünmek bile insanlık için ne kadar korkunçtur! Dünyadaki tüm bilgisayar sistemleri, haberleşme ağları, evlerde kullanılan elektrikli eşyalar işlemez hale gelmiştir! Gerçekten düşünmek bile bir kabus gibi!..
Demek ki, yaşamımızın ayrılmaz birer parçası olan bu araç, makine ve eşyaların çalışabilmesi için yeterli miktarda enerji üretmek gerekir. Enerji elde etmek için daha çok doğal kaynaklardan yararlanılır. Ancak bu doğal kaynaklar sınırsız değildir. Gün geçtikçe azalmaktadır. Her insan bunun bilincine varmalıdır.
Okulda, evde, iş yerlerinde hangi enerji ne olursa olsun boşa harcanmamalıdır. Isınırken dikkatli olmalı, sobaları, kaloriferleri gereğinden fazla yakmamalıyız. Kullanılmayan odalardaki lambaları söndürmeliyiz. Ev eşyalarım ihtiyaç dışı, gereksiz yere kullanmamalıyız. Eşyalarımızın fazla enerji tüketimine neden olabilecek arızalarım hemen tamir ettirmeliyiz.
Unutmamalıyız ki enerji ve enerji kaynakları sınırsız değildir. Kendimiz daima tasarruflu olmalıyız. Bununla da yetinmeyip çevremizdeki tüm insanları bu konuda uyarmalı, bilinçlenmeleri için çalışmalıyız.

ENERJİ NEDİR?
Bir cisimde bulunan, bir iş meydana getirmeye yarayan güce "enerji" denir. Akan suda, hareket eden bir cisimde, bir makinede ya da insanda her an bir iş meydana getirme gücü olduğuna göre, bunlarda enerji var demektir.
Hareket gibi enerji de Fizik biliminin en önemli unsurlarından biridir. Enerji, kimya enerjisi ya da fizik enerjisi şeklinde olabilir. Bir maddenin yanması, bir kimya enerjisi sağlar. Yanma sonucunda meydana gelen ısı, ışık birer enerji çeşididir. Ayrıca, fiziksel değişmelerle de enerji elde edilir.
Bütün enerji şekilleri ikiye bölünür:
1) Potansiyel enerji;
2) Kinetik enerji;
Bunlara,"durum enerjisi" "hareket enerjisi" de denebilir.
Ok atmak için bir yayı iyice gerdiğinizi düşünün. Bu yayda bir potansiyel enerji vardır. Kurulmuş bir saat zembereğin de, doldurulmuş bir tüfekte de potansiyel enerji bulunur.
Kinetik enerji ise, cisimlerin hareket halinde bulunmaları yüzünden doğan enerjidir. Gerilmiş yay, oku fırlatınca, dolu tüfek patlayınca, saat zembereği boşalınca bunlardaki potansiyel enerji, hareket enerjisine dönüşür.
Enerji şekilleri bir halden öbür hale dönebilir. Mesela, kırda bir taş attığımızı düşünelim. Havada uçmakta olan taşın kinetik bir enerjisi vardır. Taş düşünce bu enerji potansiyel enerjiye dönüşür. Onu alıp yeniden atmaya hazırlanınca taştan yeniden kinetik enerji doğar. Kömürdeki kimyasal enerji, kömür yanınca ısı enerjisi haline gelir. İstim denen kızgın su buharındaki enerji bir buhar makinesinin kolunu iterek mekanik enerji olur.
ENERJİ KAYNAKLARI .

. Bilim ve teknik ilerledikçe çok değişik kaynaklardan enerji elde etmeye başarmışlardır
.İnsanlar başlangıçta sadece doğal ve basit yollarla enerji elde etmişlerdir

Günümüzde enerji elde edilen başlıca kaynaklar şunlardır:




1. İnsan gücü,
2. Hayvan gücü,
3. Rüzgar gücü,
4. Odun,kömür gibi katı yakıtlar,
5. Petrol,
6.Gaz,
7. Su (baraj),
8. Sıcak su kaynakları,
9. Su buharı,
10. Uranyum madeni,
11. Güneş.
ENERJİ TASARRUFU NASIL YAPILIR?
Günümüzde enerji çok çeşitli alanlarda, çok değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Enerjinin her çeşidi,en yaygın olarak evlerimizde tüketilmektedir. Bu nedenle enerji tasarrufuna evlerden başlamak gerekir. Ev hanımları, kaloriferciler, çocuklar kısacası herkes bu konuda duyarlı olmalı, böylece hem tasarruf edilmeli hem de kullanılan enerjiden yüksek verim alınmalıdır.
Evlerimizde aşağıdaki önlemler alınırsa çok büyük oranda enerji tasarrufu yapılmış olur:
1. Buzdolabı, fırın, ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi elektrikli ev araçları, üretici firmaların kullanma talimatlarına uygun olarak verimli bir biçimde kullanılmalıdır.
2. Az elektrikle yüksek ışık verebilen, örneğin flüoresan lambalar tercih edilmeli;
gereksiz olan lambalar söndürülmelidir.
3. Pencerelere mümkünse çift cam takılmalı, gerekiyorsa kısa girmeden macun ve öteki tamir işleri tamamlanmalıdır.

4. Zorunlu havalandırmalar dışında kapılar, pencereler iyice kapatılmalı, gereksiz yere açılıp kapatılmamalıdır.
5. Sobalar üstten yakılmalı, yanan sobanın üzerine odun, kömür atılmamalıdır.
6. Kalorifer radyatörlerinin ön kısmı daima açık tutulmalı, önüne ısının yayılmasın) engelleyecek şeyler konmamalıdır.
7. Odanın ısısı yükseldiği zaman üstümüzdeki giysileri çıkarmalı, pencereleri, kapıları açmak yerine radyatörler kısılmalı ya da kapatılmalıdır. Soba kullanılıyorsa sobalar kapatılmalıdır.
8. Gereksiz yere sıcak su harcanmamalıdır.
9. Yemekler düdüklü tencerelerde ya da termik tabanlı, enerji tasarrufu sağlayan tencerelerde pişirilmelidir.
10. Apartmanlarda özellikle çocuklar, asansörleri bir oyun aracı olarak değil, inmek çıkmak ihtiyacı için kullanmalıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



İLK NÜKLEER GÜCÜ KİM KEŞFETTİ?

1905 yılında Einstein meşhur E=mc2 formülü ile fisyon sonucu açığa çıkabilecek enerji konusunda öngörüde bulunmuştu. Daha sonra 1930 yılında bu öngörü deneysel olarak Otto Hahn, Lise Meitner ve diğerleri tarafından doğrulandı. Dünyanın ilk insan yapısı nükleer reaktörü 1942 yılında Enrico Fermi’nin yürüttüğü bir proje sonucunda Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago, Illinois kentinde kuruldu.




Ancak, dünyadaki ilk nükleer reaktörün ortaya çıkışı milyonlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Afrika’da Oklo, Gabon’daki bir uranyum madeninde, yeraltı sularının da maden içinde bulunması nedeniyle doğal bir nükleer reaktör oluştuğu ve binlerce yıl ısı ürettiği son yıllarda ortaya çıkarılmıştır.

Her iki reaktör de fisyonu kullanarak ısı üretmiş fakat hiçbiri elektrik üretmemiştir.
Elektrik üreten ilk ticari nükleer güç santralı Shippingport, Pennsylvania’da (ABD) kurulmuş ve 1957’de işletmeye girmiştir. Fisyon kullanılarak üretilen ilk elektrik ise, Aralık 1951’de Arco, Idaho’daki Deneysel Üretken Reaktöründe elde edilmiştir.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA




Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir.
Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondensör) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.
Elektrik üretmek için kullanılan diğer bir yöntem ise hidrolik santrallerdir. Bu yöntem ile barajlarda biriktirilen su, bir su türbinini üzerinden geçirilir ve türbine bağlı elektrik jeneratörü döndürülerek elektrik üretilir.
Yukarda bahsedilen bu yöntemler büyük miktarlarda elektrik enerjisini üretmek için kullanılırlar. Bunların yanı sıra rüzgar, güneş ve jeotermal enerji kullanarak da elektrik üretilmektedir. Ancak bu tür kaynaklardan üretilen enerji miktarı asıl ihtiyacımızı kendi başına karşılamaktan uzaktır.
Su, güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklara, yenilenebilir enerji kaynakları denilir. Bu kaynaklar diğerleri gibi tükenmezler. Petrol, doğal gaz, kömür, uranyum gibi maddeler önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde tükeneceklerdir.
JEOTERMAL ENERJİ NEDİR ?
Belli elemanların radyoaktif ayrışmasından oluşan, yeryüzünün iç ısısı; bu ısı, potansiyel olarak büyük ve aslında ulaşılmamış bir enerji kaynağıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



RÜZGAR ENERJİSİ NEDİR ?
Yel değirmenlerinde ve rüzgar jeneratörlerinde olduğu gibi, rüzgar gücü kullanılarak enerji üretimi.
Geçmişte kullanımı su pompajı ile sınırlı olan rüzgar enerjisinin, günümüzde elektrik üretim amacı ile kullanımı ön plana çıkmıştır. Rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, konvansiyonel enerji kaynaklarıyla ekonomik olarak yarışabilir duruma gelmiştir. Türkiye’de son iki yıl içinde 26 rüzgar santralı kurma başvurusu yapılmıştır. Bu da konunun Türkiye gündeminde yer aldığının bir göstergesidir. Ülkemizde var olan rüzgar potansiyelinden yararlanarak elektrik enerjisi üretilmesi için “Ulusal Rüzgar Enerjisi Programı” hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Bu programda 10 yıllık bir dönem için politikalar, hedefler, yatırımlar, teşvikler ve Ar-Ge konuları yer almalıdır.
Öncelikli olarak, elektrik üretimine uygun rüzgar kaynakları potansiyelinin tam olarak belirlenmesi için sürdürülen rüzgar ölçüm çalışmaları hızlandırılıp sonuçlar bir veri tabanında toplanmalı ve Türkiye rüzgar atlası oluşturulmalıdır. Ancak, bunların yanı sıra, yeterli teknolojik seviyeye kısa sürede ulaşabilmemiz için gerekli yasal mevzuat da hızla tamamlanmalıdır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hazırladığı "Yap-İşlet (BO) Modeli ile Kurulacak ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Çalışacak Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nın gerekli düzenlemeler yapılarak, en kısa zamanda çıkarılması yararlı olacaktır.
Ülkemizde rüzgar enerjisi konusunda yeterli bilgi birikimi ve teknolojik alt yapı henüz oluşmadığı için, en azından kısa vadede teknoloji ve ürün ithali gerekecektir. Ancak, teknolojideki hızlı değişim sonucu eskimiş olan teknolojilerin alınmaması için çok dikkatli olunmalı, ithal olunacak makinelerin en son teknoloji ürünü olmalarına özen gösterilmeli, ilk kurulacak santrallarda bile paket ithal projelerden kaçınılmalı ve ilk uygulamalardan itibaren Türkiye'de yapılabilecek kısımların yerli teknoloji ile üretilmesi imkanları üzerinde durulmalıdır. Kazanılacak teknolojik gelişim sonunda, bütünü ile yerli üretime dayalı, Orta Doğu ve Orta Asya pazarına ürün satabilecek rüzgar türbin sanayi oluşturulması hedeflenmelidir. Danimarka rüzgar sanayiinde 12000 kişinin çalıştığı göz önüne alınırsa, rüzgar türbini sanayiinin Türkiye’nin enerji sektörüne katkısı dışında yeni istihdam olanakları da sağlayacağı açıktır.
Milli Park alanları ile yerleşim yerleri içinde ve 2 km’den daha yakında rüzgar santralı kurulmasına izin verilmemelidir. Alanlar seçilirken, aynı alanlarda olabilecek diğer kullanım imkanları da belirlenerek bir ekonomik fayda karşılaştırması ve çevre etki değerlendirmesi yapılmalıdır.




GÜNEŞ ENERJİSİ
Türkiye coğrafi konumu itibarıyla güneş kuşağı içerisinde yer almakta olup, güneş enerjisinden yararlanma potansiyeli, Doğu Karadeniz Bölgesi dışında tüm bölgelerimiz için önemle ele alınması gereken bir büyüklüktedir. Güneş enerjisinden su ısıtma, konut ısıtma, pişirme, kurutma, soğutma gibi ısıl amaçlarla yararlanılabileceği gibi, güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek de olanaklıdır. Ülkemiz sahip olduğu yüksek güneş enerjisi potansiyelini, beyin gücü ve teknoloji geliştirmeye gereken önemi vererek değerlendirmeli ve yalnızca gelişmiş ülkelerin bir pazarı olmamalıdır. Bunun için de güneş enerjisi uygulamalarının yaygınlaşıp gelişmesini sağlayacak kurumsal altyapı oluşturulmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Uygulamaya yönelik verimli ve maliyet etkin çözümler geliştirilmesi için, araştırmalara kaynak ayrılmalı, ilgili firma ve kullanıcılar teşviklerle desteklenmelidir.

BİYOKÜTLE ENERJİSİ

Ülkemizde klasik biyokütle kaynaklarından olan odun ile bitki ve hayvan artıkları, uzun yıllardan beri, özellikle ısınma ve pişirme alanlarında kullanılagelmektedir. Ancak bu kullanımın ilkel ve ekonomik olmayan biçimde gerçekleştiği söylenebilir.
Modern biyokütle kaynakları ise, enerji ormancılığı ürünleri ile orman ve ağaç endüstrisi atıkları, enerji (bitkileri) tarımı (bir yetiştirme sezonunda ürün alınan enerji bitkileri), tarım kesimindeki bitkisel ve hayvansal atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.
Türkiye’de atıklara dayalı biyokütle enerjisi (biyogaz ve çöp santralları) için bazı çalışmalar yapılmıştır. Dünyada giderek yaygınlaşan bu çalışmalara önem verilmeli ve hayvan çiftliği gübrelerinin ve şehir çöplerinin değerlendirilmesi için araştırma ve demonstrasyon projeleri yürütülmelidir. Ormancılık potansiyeli ile ilgili bilgiler bulunmakla birlikte, ormanlarımız biyokütle enerjisi üretim potansiyeli açısından değerlendirilmiş değildir. Enerji plantasyonları biçimindeki tarımsal üretim olanakları üzerinde durulmamış ve konu tarımsal üretim planlarında ele alınmamıştır. Kısacası, Türkiye’nin biyokütle enerji potansiyeli tam olarak bilinmemektedir.
Ülkemizin biyokütle enerji potansiyelinin saptanması konusu birinci öncelikte ele alınmalı ve bu proje ile enerji ormancılığından, enerji tarımından, çeşitli yan ürün, atık ve artıklardan elde edilebilecek biyokütle materyallerinin çeşitleri ve coğrafi bölgelere göre yıllık miktarları belirlenmelidir. Ardından, çeşitli biyokütle enerjisi üretim stratejileri, uygulama olanakları ve ekonomik rekabet edebilirlikleri araştırılarak, ülkemiz için uzun dönemli Biyokütle Enerjisi Anaplanı yapılmalıdır. Bu plan çerçevesinde, biyokütle üretimine yönelik orman dışı ağaç plantasyonları ve enerji bitkileri için ülke genelinde bir tarımsal üretim planlaması başlatılmalı ve konunun ekonomik boyutları ortaya konulmalıdır.
Biyokütle enerji uygulamaları ile ilgili bir araştırma merkezi oluşturulmalı, modern biyokütle üretim yöntemleri ve çevrim teknolojileri üzerinde Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli, pilot uygulamalara ve gerekli teknoloji transferlerine başlanmalıdır

DENİZ KÖKENLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ

Deniz kökenli yenilenebilir enerjilerden Türkiye için söz konusu olabilecek olan, geliştirilmiş bir teknolojisi de bulunan deniz dalga enerjisidir. Ayrıca denizlerimizde biyokütle yetiştiriciliği üzerinde de durulmalıdır. Türkiye'de enerji alanındaki Ar-Ge çalışmalarında ve enerji planlamalarında henüz yer almayan bu konu ilgili ön çalışmalar başlatılmalıdır.


HİDROJEN ENERJİSİ

Çevre kirliliğine yol açmadan çeşitli alanlarda kullanılabilecek esnek bir yakıt olan hidrojen, 21. yüzyılın yakıtı olarak düşünülmekte; üretimi, taşınma ve depolanması ve kullanılmasına ilişkin teknolojilerin geliştirilmesi için kapsamlı programlar yürütülmektedir. Dünyadaki bu gelişmeler dikkate alınarak, hidrojen enerjisi ile ilgili çalışmalar ülkemizde de öncelikli Ar-Ge alanları arasında yer almalıdır. Hidrojen programları esas itibarıyla uzun döneme yönelik olmakla birlikte, mevcut enerji altyapısıyla çalışılabilecek kısa dönemli uygulamalar üzerinde de durulmalıdır. Ülkemizde hidrojen yakıtı üretiminde kullanılabilecek olası kaynaklar arasında hidrolik enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, deniz-dalga enerjisi, jeotermal enerji ve nükleer enerji yer almaktadır. Türkiye gibi gelişmekte ve teknolojik geçiş aşamasında olan ülkeler için fotovoltaik güneş-hidrojen sistemleri önerilmektedir. Karadeniz'in tabanında kimyasal olarak depolanmış hidrojenden yararlanılması konusunda da araştırmalar başlatılmalıdır.
Ayrıca, Türkiye’de Birleşmiş Milletler UNIDO destekli Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi (ICHET) kurulması için başlatılmış olan çalışmaların hızla olumlu sonuca götürülmesi gereklidir.


SONUÇ OLARAK
Türkiye enerjisini etkin kullanmak zorundadır. Enerji teknolojileri politikamızın birinci hedefi enerjinin etkin kullanılması teknolojilerine egemen olmak olarak belirlenmelidir. Bunun için;
"Enerji Verimliliği Yasası"nın bir an önce çıkarılması gereklidir.
Enerji etkin kullanım teknolojilerinin ve tasarruf önlemlerinin ülke düzeyinde tanıtılması, bu yöndeki çalışmaların koordine edilmesi ve kuruluşların enerji tüketimlerinin izlenmesi ve denetlenmesi için ulusal bir merkeze ihtiyaç vardır. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesindeki Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi, bu amaca uygun biçimde gerekli yetkilerle donatılarak yeniden yapılandırılmalıdır.

* Sektörler bazında enerji verimliliği yüksek ve çevreye duyarlı teknolojilerin belirlenmesi ve bunların tanıtımı ve yaygınlaştırılması için, TÜBİTAK'ın koordinasyonunda, Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi'nin sekreterliğinde ve konu ile ilgili tüm kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla Enerji Verimliliği ve Tasarrufu Teknolojileri Üst Kurulu oluşturulmalıdır.

Türkiye enerji üretim ve kullanımında çevre-dostu teknolojilere yönelmelidir. Bunun için enerji çevrim verimlerini yükselten, çevre kirliliğini ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını azaltan çevre-dostu teknolojilerde yetkinlik kazanmalıdır

Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma konusu, Türkiye için de yaşamsal önemdedir. Bu kaynaklardan yararlanmaya yönelik teknolojiler gelişme halindedir. Bizim de hiç zaman kaybetmeden bu alanlarda teknoloji yeteneği kazanmamız gerekir. Bunların yeni çalışılmakta olan alanlar olması, Türkiye gibi ülkelere bu teknoloji alanlarına baştan girme ve iddia sahibi olabilme imkanını vermektedir. Bu olanak iyi değerlendirilerek;

yeni ve yenilenebilir enerji alanlarında ulusal teknoloji oluşturmaya yönelik Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli,

* Genel Enerji Planlamasına bağlı olarak Yenilenebilir Enerji Kaynakları Master Planı yapılmalı ve
* planda ortaya konulacak özendirmelerle yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmada saptanacak hedeflere ulaşılmaya çalışılmalıdır.

Bu çerçevede, Türkiye'nin enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yapmak, özellikle de yaptırmak, araştırmalar arasında eşgüdüm sağlamak, istenildiği takdirde enerji planlamalarına yönelik modelleme çalışmaları yapmak, enerji teknoloji alternatifleri seçimi ile ilgili fizibilite ve proje çalışmaları gerçekleştirmek, teknoloji transferlerine ilişkin değerlendirmeler yapmak, enerji Ar-Ge'sine yönelik bilgi bankası oluşturmak, enerji-çevre-toplum ilişkilerini iyileştirici önlemlere ilişkin araştırmalar yapmak, enerji teknolojileri ile ilgili danışmanlık hizmetleri vermek gibi konularda görev yapmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip özerk bir Enstitü ya da Merkez'e mutlaka ihtiyacı vardır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nin tanımlanan bu işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülmesi imkanları araştırılmalıdır.


Böylesi bir merkez yanında; çok geniş bir alanı kapsayan enerji teknolojilerinde farklı dallarda araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunacak yeni kurumların kurulması ve mevcutlarının geliştirilmesi de zorunludur.

Enerji teknolojileri ile ilgili Ar-Ge alanlarının belirlenmesinde, en azından bu Enstitü kuruluncaya - Elektrik İşleri Etüd İdaresi tanımlanan işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülünceye kadar da, Elektrik İşleri Etüd İdaresi ve TÜBİTAK'a düşen görevler vardır. Bu görevler şöyle tanımla-nabilir:

Mevcut teknoloji alternatiflerinin ülkemizde uygulanabilirliği açısından sınıflandırılmasında (kısa/orta dönemde uygulanabilir teknolojiler, uzun dönemde uygulanabilir maliyeti yüksek teknolojiler gibi) yol gösterici araştırmalar yapılmalıdır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve diğer araştırma kurumları ile işbirliği içerisinde, bu alternatifler arasından Ar-Ge faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağı teknolojiler seçilmelidir.

Ar-Ge faaliyetlerinin üniversiteler ve diğer araştırma kurumları arasında dağılımında yinelenmeleri önlemek ve boşlukların giderilmesini sağlamak için gerekli mekanizmalar gerçekleştirilmelidir.

Enerji teknolojileri alanında, dünyada büyük bir atılım ve gelişme söz konusudur. Bu gelişimlerin ülkemize transferi ve uygun teknolojilerin adaptasyonu son derece önemlidir. Uluslararası Enerji Ajansı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı vb. uluslararası kuruluşların enerji teknolojileri alanında yürüttükleri araştırma projelerinin TÜBİTAK liderliğinde ve böyle bir koordinasyonda takibi, izlenmesi ve bu projelere katılım, büyük yararlar sağlayacaktır.

* Araştırma projelerinin yanı sıra, ticarileştirilmiş teknoloji uygulamalarının da takibi ve izlenmesi gerekmektedir. Bu teknolojilerin ülkemizde uygulanabilirliği araştırılarak, transfer konusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının katılımıyla bir "aksiyon planı"nın hazırlanması uygun olacaktır.

Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve adaptasyonu çalışmalarında ülke ihtiyaçlarının karşılanması esas alınmalı; bu arada, bu çalışmaların araştırmacı, talep sahipleri ve finans potansiyelini buluşturacak bir yapıda olmasına ve enerji sektöründe üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine özen gösterilmelidir.
Belirlenen teknoloji alternatiflerinin uygulanmasına olanak sağlayacak (veya uygulanmasındaki engelleri ortadan kaldıracak) yasal ve kurumsal düzenlemelerin ivedilikle belirlenerek hayata geçirilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmelidir.
Enerji alanında çalışan yetişmiş insan gücünü ve özellikle araştırmacıları sektörde tutabilmek için gerekli istihdam önlemleri alınmalıdır.
Enerji konusu ve Türkiye’nin konuya ilişkin teknoloji alanlarında yetkinleşmesi, 21.yüzyılda iddia sahibi olabilmemizin başlıca dönemeç noktalarından biridir


Ziyaretçi 29 Aralık 2008 19:17

Elektiriğin hangi doğal yollarla üretilir?
 
tek bildiğim elektiriğin sudan yapıılması


Ziyaretçi 3 Ocak 2009 12:03

Elektrik hangi doğal kaynaktan üretilir?
 
elektrik hangi doğal kaynaktan üretiliyor


Ziyaretçi 5 Ocak 2009 16:31

Elektrik hangi kaynaklardan elde edilir?
 
MANİSADA RÜZGARDAN ELEKTRİK ELDE EDİLMİŞ


Nisyan-ı Bâtın 5 Ocak 2009 16:46

Enerji kaynakları, yenilenebilir enerji kaynakları ; güneş, su, rüzgar, jeotermal, biyomas ve yenilenebilir olmayan (fosil kökenli) enerji kaynakları ; kömür, petrol, doğal gaz, nükleer diye ikiye ayrılır.

Enerji farklı şekillerde elde edilir: Isı (termal), ışık (radyant), mekanik, elektrik, kimyasal ve nükleer enerji olmak üzere.

Enerjinin iki tipi vardır, depolanmış (potansiyel) enerji, ve hareket (kinetik) enerjisi olmak üzere. Örneğin, yediğimiz yiyecekler kimyasal enerji ihtiva eder, vücudumuz bu enerjiyi kullanmaya başlayıncaya kadar depo eder. İş yaparken bu enerji serbest bırakılır.

Enerjinin tüm formları her gün kullandığımız enerji kaynaklarında farklı bir şekilde depo edilir. Bu kaynaklar yukarda söylediğimiz yenilenebilen ve yenilenmeyen kaynaklardır. Yenilenebilir enerjileri sürekli kullanabiliriz. Yenilenemeyenler tükenince çok kısa zamanda yeniden üretilmesi mümkün değildir. Solar enerji güneşten, rüzgar ve jeotermal enerjisi yerkürenin kendisinden, biyomas enerjisi bitkilerden ve hidrogücü, sudan elde edilen yenilenebilir birer kaynaktır ve bu enerjiler ısı ve elektrik enerjisine çevrilebilirler.

Ancak bugüne kadar kullandığımız enerjilerin çoğu yenilenebilir olmayan, fosil kaynaklardandır, kömür, petrol, doğal gaz gibi. Bunlara fosil kaynaklar denir çünkü milyonlarca yıl yerin derinliklerinde kaya ve toprak altında kalmış, ısı ve basınç altında fosilleşmiş bitki ve hayvanlardan oluşmuşlardır. Diğer yenilenemeyen bir enerji kaynağı, atomlarını parçalayarak (nükleer bir işlem, fission vasıtasıyla ) ısı ve bunun sonucunda elektrik elde ettiğimiz uranyum elementidir.

Tüm bu enerji kaynaklarını, evlerimizde, iş yerlerimizde, okullar ve fabrikalarımızda ihtiyaç duyduğumuz elektriği üretmek için kullanırız. Kompütürleri, lambaları, buzdolabı, çamaşır makinaları ve klimalarımızı,.., çalıştırmak için elektrik gücünü kullanırız.


Ziyaretçi 6 Ocak 2009 17:29

ben ödev YAPİÇAM BANA YARDIMÇİ OLURMUSUNUZZZZZZZZZ
??????????????



LÜÜÜÜÜÜTTFEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEENNNNNNNNNN


Yavru_Aslan 6 Ocak 2009 17:43

Alıntı:

Keten Prenses adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1267666)
Artık çağımız tam bir "enerji çağı" haline gelmiştir. Yaşamımızda öylesine değişik makineler, araçlar, taşıtlar kullanıyoruz ki bunlar için de çok ve değişik enerjilere ihtiyaç vardır.
Evlerimizde ısınmak için odun, kömür, doğalgaz, petrol ve elektrikten yararlanıyoruz. Yolculuk yapmak için kullandığımız taşıtlar petrolle çalışır. Artık her evde bulunan buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, ütü, mutfak robotu, fırın gibi birçok ev eşyası ancak elektrik enerjisiyle çalışabilir.
Enerji, günümüz insaninin yaşamına öylesine girmiştir ki, sadece elektrik enerjisinin tükendiğini düşünmek bile insanlık için ne kadar korkunçtur! Dünyadaki tüm bilgisayar sistemleri, haberleşme ağları, evlerde kullanılan elektrikli eşyalar işlemez hale gelmiştir! Gerçekten düşünmek bile bir kabus gibi!..
Demek ki, yaşamımızın ayrılmaz birer parçası olan bu araç, makine ve eşyaların çalışabilmesi için yeterli miktarda enerji üretmek gerekir. Enerji elde etmek için daha çok doğal kaynaklardan yararlanılır. Ancak bu doğal kaynaklar sınırsız değildir. Gün geçtikçe azalmaktadır. Her insan bunun bilincine varmalıdır.
Okulda, evde, iş yerlerinde hangi enerji ne olursa olsun boşa harcanmamalıdır. Isınırken dikkatli olmalı, sobaları, kaloriferleri gereğinden fazla yakmamalıyız. Kullanılmayan odalardaki lambaları söndürmeliyiz. Ev eşyalarım ihtiyaç dışı, gereksiz yere kullanmamalıyız. Eşyalarımızın fazla enerji tüketimine neden olabilecek arızalarım hemen tamir ettirmeliyiz.
Unutmamalıyız ki enerji ve enerji kaynakları sınırsız değildir. Kendimiz daima tasarruflu olmalıyız. Bununla da yetinmeyip çevremizdeki tüm insanları bu konuda uyarmalı, bilinçlenmeleri için çalışmalıyız.

ENERJİ NEDİR?
Bir cisimde bulunan, bir iş meydana getirmeye yarayan güce "enerji" denir. Akan suda, hareket eden bir cisimde, bir makinede ya da insanda her an bir iş meydana getirme gücü olduğuna göre, bunlarda enerji var demektir.
Hareket gibi enerji de Fizik biliminin en önemli unsurlarından biridir. Enerji, kimya enerjisi ya da fizik enerjisi şeklinde olabilir. Bir maddenin yanması, bir kimya enerjisi sağlar. Yanma sonucunda meydana gelen ısı, ışık birer enerji çeşididir. Ayrıca, fiziksel değişmelerle de enerji elde edilir.
Bütün enerji şekilleri ikiye bölünür:
1) Potansiyel enerji;
2) Kinetik enerji;
Bunlara,"durum enerjisi" "hareket enerjisi" de denebilir.
Ok atmak için bir yayı iyice gerdiğinizi düşünün. Bu yayda bir potansiyel enerji vardır. Kurulmuş bir saat zembereğin de, doldurulmuş bir tüfekte de potansiyel enerji bulunur.
Kinetik enerji ise, cisimlerin hareket halinde bulunmaları yüzünden doğan enerjidir. Gerilmiş yay, oku fırlatınca, dolu tüfek patlayınca, saat zembereği boşalınca bunlardaki potansiyel enerji, hareket enerjisine dönüşür.
Enerji şekilleri bir halden öbür hale dönebilir. Mesela, kırda bir taş attığımızı düşünelim. Havada uçmakta olan taşın kinetik bir enerjisi vardır. Taş düşünce bu enerji potansiyel enerjiye dönüşür. Onu alıp yeniden atmaya hazırlanınca taştan yeniden kinetik enerji doğar. Kömürdeki kimyasal enerji, kömür yanınca ısı enerjisi haline gelir. İstim denen kızgın su buharındaki enerji bir buhar makinesinin kolunu iterek mekanik enerji olur.
ENERJİ KAYNAKLARI .

. Bilim ve teknik ilerledikçe çok değişik kaynaklardan enerji elde etmeye başarmışlardır
.İnsanlar başlangıçta sadece doğal ve basit yollarla enerji elde etmişlerdir

Günümüzde enerji elde edilen başlıca kaynaklar şunlardır:




1. İnsan gücü,
2. Hayvan gücü,
3. Rüzgar gücü,
4. Odun,kömür gibi katı yakıtlar,
5. Petrol,
6.Gaz,
7. Su (baraj),
8. Sıcak su kaynakları,
9. Su buharı,
10. Uranyum madeni,
11. Güneş.
ENERJİ TASARRUFU NASIL YAPILIR?
Günümüzde enerji çok çeşitli alanlarda, çok değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Enerjinin her çeşidi,en yaygın olarak evlerimizde tüketilmektedir. Bu nedenle enerji tasarrufuna evlerden başlamak gerekir. Ev hanımları, kaloriferciler, çocuklar kısacası herkes bu konuda duyarlı olmalı, böylece hem tasarruf edilmeli hem de kullanılan enerjiden yüksek verim alınmalıdır.
Evlerimizde aşağıdaki önlemler alınırsa çok büyük oranda enerji tasarrufu yapılmış olur:
1. Buzdolabı, fırın, ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi elektrikli ev araçları, üretici firmaların kullanma talimatlarına uygun olarak verimli bir biçimde kullanılmalıdır.
2. Az elektrikle yüksek ışık verebilen, örneğin flüoresan lambalar tercih edilmeli;
gereksiz olan lambalar söndürülmelidir.
3. Pencerelere mümkünse çift cam takılmalı, gerekiyorsa kısa girmeden macun ve öteki tamir işleri tamamlanmalıdır.

4. Zorunlu havalandırmalar dışında kapılar, pencereler iyice kapatılmalı, gereksiz yere açılıp kapatılmamalıdır.
5. Sobalar üstten yakılmalı, yanan sobanın üzerine odun, kömür atılmamalıdır.
6. Kalorifer radyatörlerinin ön kısmı daima açık tutulmalı, önüne ısının yayılmasın) engelleyecek şeyler konmamalıdır.
7. Odanın ısısı yükseldiği zaman üstümüzdeki giysileri çıkarmalı, pencereleri, kapıları açmak yerine radyatörler kısılmalı ya da kapatılmalıdır. Soba kullanılıyorsa sobalar kapatılmalıdır.
8. Gereksiz yere sıcak su harcanmamalıdır.
9. Yemekler düdüklü tencerelerde ya da termik tabanlı, enerji tasarrufu sağlayan tencerelerde pişirilmelidir.
10. Apartmanlarda özellikle çocuklar, asansörleri bir oyun aracı olarak değil, inmek çıkmak ihtiyacı için kullanmalıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



İLK NÜKLEER GÜCÜ KİM KEŞFETTİ?

1905 yılında Einstein meşhur E=mc2 formülü ile fisyon sonucu açığa çıkabilecek enerji konusunda öngörüde bulunmuştu. Daha sonra 1930 yılında bu öngörü deneysel olarak Otto Hahn, Lise Meitner ve diğerleri tarafından doğrulandı. Dünyanın ilk insan yapısı nükleer reaktörü 1942 yılında Enrico Fermi’nin yürüttüğü bir proje sonucunda Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago, Illinois kentinde kuruldu.




Ancak, dünyadaki ilk nükleer reaktörün ortaya çıkışı milyonlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Afrika’da Oklo, Gabon’daki bir uranyum madeninde, yeraltı sularının da maden içinde bulunması nedeniyle doğal bir nükleer reaktör oluştuğu ve binlerce yıl ısı ürettiği son yıllarda ortaya çıkarılmıştır.

Her iki reaktör de fisyonu kullanarak ısı üretmiş fakat hiçbiri elektrik üretmemiştir.
Elektrik üreten ilk ticari nükleer güç santralı Shippingport, Pennsylvania’da (ABD) kurulmuş ve 1957’de işletmeye girmiştir. Fisyon kullanılarak üretilen ilk elektrik ise, Aralık 1951’de Arco, Idaho’daki Deneysel Üretken Reaktöründe elde edilmiştir.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA




Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir.
Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondensör) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.
Elektrik üretmek için kullanılan diğer bir yöntem ise hidrolik santrallerdir. Bu yöntem ile barajlarda biriktirilen su, bir su türbinini üzerinden geçirilir ve türbine bağlı elektrik jeneratörü döndürülerek elektrik üretilir.
Yukarda bahsedilen bu yöntemler büyük miktarlarda elektrik enerjisini üretmek için kullanılırlar. Bunların yanı sıra rüzgar, güneş ve jeotermal enerji kullanarak da elektrik üretilmektedir. Ancak bu tür kaynaklardan üretilen enerji miktarı asıl ihtiyacımızı kendi başına karşılamaktan uzaktır.
Su, güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklara, yenilenebilir enerji kaynakları denilir. Bu kaynaklar diğerleri gibi tükenmezler. Petrol, doğal gaz, kömür, uranyum gibi maddeler önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde tükeneceklerdir.
JEOTERMAL ENERJİ NEDİR ?
Belli elemanların radyoaktif ayrışmasından oluşan, yeryüzünün iç ısısı; bu ısı, potansiyel olarak büyük ve aslında ulaşılmamış bir enerji kaynağıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



RÜZGAR ENERJİSİ NEDİR ?
Yel değirmenlerinde ve rüzgar jeneratörlerinde olduğu gibi, rüzgar gücü kullanılarak enerji üretimi.
Geçmişte kullanımı su pompajı ile sınırlı olan rüzgar enerjisinin, günümüzde elektrik üretim amacı ile kullanımı ön plana çıkmıştır. Rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, konvansiyonel enerji kaynaklarıyla ekonomik olarak yarışabilir duruma gelmiştir. Türkiye’de son iki yıl içinde 26 rüzgar santralı kurma başvurusu yapılmıştır. Bu da konunun Türkiye gündeminde yer aldığının bir göstergesidir. Ülkemizde var olan rüzgar potansiyelinden yararlanarak elektrik enerjisi üretilmesi için “Ulusal Rüzgar Enerjisi Programı” hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Bu programda 10 yıllık bir dönem için politikalar, hedefler, yatırımlar, teşvikler ve Ar-Ge konuları yer almalıdır.
Öncelikli olarak, elektrik üretimine uygun rüzgar kaynakları potansiyelinin tam olarak belirlenmesi için sürdürülen rüzgar ölçüm çalışmaları hızlandırılıp sonuçlar bir veri tabanında toplanmalı ve Türkiye rüzgar atlası oluşturulmalıdır. Ancak, bunların yanı sıra, yeterli teknolojik seviyeye kısa sürede ulaşabilmemiz için gerekli yasal mevzuat da hızla tamamlanmalıdır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hazırladığı "Yap-İşlet (BO) Modeli ile Kurulacak ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Çalışacak Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nın gerekli düzenlemeler yapılarak, en kısa zamanda çıkarılması yararlı olacaktır.
Ülkemizde rüzgar enerjisi konusunda yeterli bilgi birikimi ve teknolojik alt yapı henüz oluşmadığı için, en azından kısa vadede teknoloji ve ürün ithali gerekecektir. Ancak, teknolojideki hızlı değişim sonucu eskimiş olan teknolojilerin alınmaması için çok dikkatli olunmalı, ithal olunacak makinelerin en son teknoloji ürünü olmalarına özen gösterilmeli, ilk kurulacak santrallarda bile paket ithal projelerden kaçınılmalı ve ilk uygulamalardan itibaren Türkiye'de yapılabilecek kısımların yerli teknoloji ile üretilmesi imkanları üzerinde durulmalıdır. Kazanılacak teknolojik gelişim sonunda, bütünü ile yerli üretime dayalı, Orta Doğu ve Orta Asya pazarına ürün satabilecek rüzgar türbin sanayi oluşturulması hedeflenmelidir. Danimarka rüzgar sanayiinde 12000 kişinin çalıştığı göz önüne alınırsa, rüzgar türbini sanayiinin Türkiye’nin enerji sektörüne katkısı dışında yeni istihdam olanakları da sağlayacağı açıktır.
Milli Park alanları ile yerleşim yerleri içinde ve 2 km’den daha yakında rüzgar santralı kurulmasına izin verilmemelidir. Alanlar seçilirken, aynı alanlarda olabilecek diğer kullanım imkanları da belirlenerek bir ekonomik fayda karşılaştırması ve çevre etki değerlendirmesi yapılmalıdır.




GÜNEŞ ENERJİSİ
Türkiye coğrafi konumu itibarıyla güneş kuşağı içerisinde yer almakta olup, güneş enerjisinden yararlanma potansiyeli, Doğu Karadeniz Bölgesi dışında tüm bölgelerimiz için önemle ele alınması gereken bir büyüklüktedir. Güneş enerjisinden su ısıtma, konut ısıtma, pişirme, kurutma, soğutma gibi ısıl amaçlarla yararlanılabileceği gibi, güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek de olanaklıdır. Ülkemiz sahip olduğu yüksek güneş enerjisi potansiyelini, beyin gücü ve teknoloji geliştirmeye gereken önemi vererek değerlendirmeli ve yalnızca gelişmiş ülkelerin bir pazarı olmamalıdır. Bunun için de güneş enerjisi uygulamalarının yaygınlaşıp gelişmesini sağlayacak kurumsal altyapı oluşturulmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Uygulamaya yönelik verimli ve maliyet etkin çözümler geliştirilmesi için, araştırmalara kaynak ayrılmalı, ilgili firma ve kullanıcılar teşviklerle desteklenmelidir.

BİYOKÜTLE ENERJİSİ

Ülkemizde klasik biyokütle kaynaklarından olan odun ile bitki ve hayvan artıkları, uzun yıllardan beri, özellikle ısınma ve pişirme alanlarında kullanılagelmektedir. Ancak bu kullanımın ilkel ve ekonomik olmayan biçimde gerçekleştiği söylenebilir.
Modern biyokütle kaynakları ise, enerji ormancılığı ürünleri ile orman ve ağaç endüstrisi atıkları, enerji (bitkileri) tarımı (bir yetiştirme sezonunda ürün alınan enerji bitkileri), tarım kesimindeki bitkisel ve hayvansal atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.
Türkiye’de atıklara dayalı biyokütle enerjisi (biyogaz ve çöp santralları) için bazı çalışmalar yapılmıştır. Dünyada giderek yaygınlaşan bu çalışmalara önem verilmeli ve hayvan çiftliği gübrelerinin ve şehir çöplerinin değerlendirilmesi için araştırma ve demonstrasyon projeleri yürütülmelidir. Ormancılık potansiyeli ile ilgili bilgiler bulunmakla birlikte, ormanlarımız biyokütle enerjisi üretim potansiyeli açısından değerlendirilmiş değildir. Enerji plantasyonları biçimindeki tarımsal üretim olanakları üzerinde durulmamış ve konu tarımsal üretim planlarında ele alınmamıştır. Kısacası, Türkiye’nin biyokütle enerji potansiyeli tam olarak bilinmemektedir.
Ülkemizin biyokütle enerji potansiyelinin saptanması konusu birinci öncelikte ele alınmalı ve bu proje ile enerji ormancılığından, enerji tarımından, çeşitli yan ürün, atık ve artıklardan elde edilebilecek biyokütle materyallerinin çeşitleri ve coğrafi bölgelere göre yıllık miktarları belirlenmelidir. Ardından, çeşitli biyokütle enerjisi üretim stratejileri, uygulama olanakları ve ekonomik rekabet edebilirlikleri araştırılarak, ülkemiz için uzun dönemli Biyokütle Enerjisi Anaplanı yapılmalıdır. Bu plan çerçevesinde, biyokütle üretimine yönelik orman dışı ağaç plantasyonları ve enerji bitkileri için ülke genelinde bir tarımsal üretim planlaması başlatılmalı ve konunun ekonomik boyutları ortaya konulmalıdır.
Biyokütle enerji uygulamaları ile ilgili bir araştırma merkezi oluşturulmalı, modern biyokütle üretim yöntemleri ve çevrim teknolojileri üzerinde Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli, pilot uygulamalara ve gerekli teknoloji transferlerine başlanmalıdır

DENİZ KÖKENLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ

Deniz kökenli yenilenebilir enerjilerden Türkiye için söz konusu olabilecek olan, geliştirilmiş bir teknolojisi de bulunan deniz dalga enerjisidir. Ayrıca denizlerimizde biyokütle yetiştiriciliği üzerinde de durulmalıdır. Türkiye'de enerji alanındaki Ar-Ge çalışmalarında ve enerji planlamalarında henüz yer almayan bu konu ilgili ön çalışmalar başlatılmalıdır.


HİDROJEN ENERJİSİ

Çevre kirliliğine yol açmadan çeşitli alanlarda kullanılabilecek esnek bir yakıt olan hidrojen, 21. yüzyılın yakıtı olarak düşünülmekte; üretimi, taşınma ve depolanması ve kullanılmasına ilişkin teknolojilerin geliştirilmesi için kapsamlı programlar yürütülmektedir. Dünyadaki bu gelişmeler dikkate alınarak, hidrojen enerjisi ile ilgili çalışmalar ülkemizde de öncelikli Ar-Ge alanları arasında yer almalıdır. Hidrojen programları esas itibarıyla uzun döneme yönelik olmakla birlikte, mevcut enerji altyapısıyla çalışılabilecek kısa dönemli uygulamalar üzerinde de durulmalıdır. Ülkemizde hidrojen yakıtı üretiminde kullanılabilecek olası kaynaklar arasında hidrolik enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, deniz-dalga enerjisi, jeotermal enerji ve nükleer enerji yer almaktadır. Türkiye gibi gelişmekte ve teknolojik geçiş aşamasında olan ülkeler için fotovoltaik güneş-hidrojen sistemleri önerilmektedir. Karadeniz'in tabanında kimyasal olarak depolanmış hidrojenden yararlanılması konusunda da araştırmalar başlatılmalıdır.
Ayrıca, Türkiye’de Birleşmiş Milletler UNIDO destekli Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi (ICHET) kurulması için başlatılmış olan çalışmaların hızla olumlu sonuca götürülmesi gereklidir.


SONUÇ OLARAK
Türkiye enerjisini etkin kullanmak zorundadır. Enerji teknolojileri politikamızın birinci hedefi enerjinin etkin kullanılması teknolojilerine egemen olmak olarak belirlenmelidir. Bunun için;
"Enerji Verimliliği Yasası"nın bir an önce çıkarılması gereklidir.
Enerji etkin kullanım teknolojilerinin ve tasarruf önlemlerinin ülke düzeyinde tanıtılması, bu yöndeki çalışmaların koordine edilmesi ve kuruluşların enerji tüketimlerinin izlenmesi ve denetlenmesi için ulusal bir merkeze ihtiyaç vardır. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesindeki Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi, bu amaca uygun biçimde gerekli yetkilerle donatılarak yeniden yapılandırılmalıdır.

* Sektörler bazında enerji verimliliği yüksek ve çevreye duyarlı teknolojilerin belirlenmesi ve bunların tanıtımı ve yaygınlaştırılması için, TÜBİTAK'ın koordinasyonunda, Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi'nin sekreterliğinde ve konu ile ilgili tüm kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla Enerji Verimliliği ve Tasarrufu Teknolojileri Üst Kurulu oluşturulmalıdır.

Türkiye enerji üretim ve kullanımında çevre-dostu teknolojilere yönelmelidir. Bunun için enerji çevrim verimlerini yükselten, çevre kirliliğini ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını azaltan çevre-dostu teknolojilerde yetkinlik kazanmalıdır

Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma konusu, Türkiye için de yaşamsal önemdedir. Bu kaynaklardan yararlanmaya yönelik teknolojiler gelişme halindedir. Bizim de hiç zaman kaybetmeden bu alanlarda teknoloji yeteneği kazanmamız gerekir. Bunların yeni çalışılmakta olan alanlar olması, Türkiye gibi ülkelere bu teknoloji alanlarına baştan girme ve iddia sahibi olabilme imkanını vermektedir. Bu olanak iyi değerlendirilerek;

yeni ve yenilenebilir enerji alanlarında ulusal teknoloji oluşturmaya yönelik Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli,

* Genel Enerji Planlamasına bağlı olarak Yenilenebilir Enerji Kaynakları Master Planı yapılmalı ve
* planda ortaya konulacak özendirmelerle yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmada saptanacak hedeflere ulaşılmaya çalışılmalıdır.

Bu çerçevede, Türkiye'nin enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yapmak, özellikle de yaptırmak, araştırmalar arasında eşgüdüm sağlamak, istenildiği takdirde enerji planlamalarına yönelik modelleme çalışmaları yapmak, enerji teknoloji alternatifleri seçimi ile ilgili fizibilite ve proje çalışmaları gerçekleştirmek, teknoloji transferlerine ilişkin değerlendirmeler yapmak, enerji Ar-Ge'sine yönelik bilgi bankası oluşturmak, enerji-çevre-toplum ilişkilerini iyileştirici önlemlere ilişkin araştırmalar yapmak, enerji teknolojileri ile ilgili danışmanlık hizmetleri vermek gibi konularda görev yapmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip özerk bir Enstitü ya da Merkez'e mutlaka ihtiyacı vardır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nin tanımlanan bu işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülmesi imkanları araştırılmalıdır.


Böylesi bir merkez yanında; çok geniş bir alanı kapsayan enerji teknolojilerinde farklı dallarda araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunacak yeni kurumların kurulması ve mevcutlarının geliştirilmesi de zorunludur.

Enerji teknolojileri ile ilgili Ar-Ge alanlarının belirlenmesinde, en azından bu Enstitü kuruluncaya - Elektrik İşleri Etüd İdaresi tanımlanan işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülünceye kadar da, Elektrik İşleri Etüd İdaresi ve TÜBİTAK'a düşen görevler vardır. Bu görevler şöyle tanımla-nabilir:

Mevcut teknoloji alternatiflerinin ülkemizde uygulanabilirliği açısından sınıflandırılmasında (kısa/orta dönemde uygulanabilir teknolojiler, uzun dönemde uygulanabilir maliyeti yüksek teknolojiler gibi) yol gösterici araştırmalar yapılmalıdır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve diğer araştırma kurumları ile işbirliği içerisinde, bu alternatifler arasından Ar-Ge faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağı teknolojiler seçilmelidir.

Ar-Ge faaliyetlerinin üniversiteler ve diğer araştırma kurumları arasında dağılımında yinelenmeleri önlemek ve boşlukların giderilmesini sağlamak için gerekli mekanizmalar gerçekleştirilmelidir.

Enerji teknolojileri alanında, dünyada büyük bir atılım ve gelişme söz konusudur. Bu gelişimlerin ülkemize transferi ve uygun teknolojilerin adaptasyonu son derece önemlidir. Uluslararası Enerji Ajansı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı vb. uluslararası kuruluşların enerji teknolojileri alanında yürüttükleri araştırma projelerinin TÜBİTAK liderliğinde ve böyle bir koordinasyonda takibi, izlenmesi ve bu projelere katılım, büyük yararlar sağlayacaktır.

* Araştırma projelerinin yanı sıra, ticarileştirilmiş teknoloji uygulamalarının da takibi ve izlenmesi gerekmektedir. Bu teknolojilerin ülkemizde uygulanabilirliği araştırılarak, transfer konusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının katılımıyla bir "aksiyon planı"nın hazırlanması uygun olacaktır.

Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve adaptasyonu çalışmalarında ülke ihtiyaçlarının karşılanması esas alınmalı; bu arada, bu çalışmaların araştırmacı, talep sahipleri ve finans potansiyelini buluşturacak bir yapıda olmasına ve enerji sektöründe üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine özen gösterilmelidir.
Belirlenen teknoloji alternatiflerinin uygulanmasına olanak sağlayacak (veya uygulanmasındaki engelleri ortadan kaldıracak) yasal ve kurumsal düzenlemelerin ivedilikle belirlenerek hayata geçirilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmelidir.
Enerji alanında çalışan yetişmiş insan gücünü ve özellikle araştırmacıları sektörde tutabilmek için gerekli istihdam önlemleri alınmalıdır.
Enerji konusu ve Türkiye’nin konuya ilişkin teknoloji alanlarında yetkinleşmesi, 21.yüzyılda iddia sahibi olabilmemizin başlıca dönemeç noktalarından biridir


Buyrun Üstte Yazıyo


Ziyaretçi 6 Ocak 2009 23:22

Elektrik hangi doğal kaynaklardan üretilir?
 
elektırık hangı dogal kaynaklardan uretılmektedır


Keten Prenses 6 Ocak 2009 23:27

Alıntı:

Keten Prenses adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1267666)
Artık çağımız tam bir "enerji çağı" haline gelmiştir. Yaşamımızda öylesine değişik makineler, araçlar, taşıtlar kullanıyoruz ki bunlar için de çok ve değişik enerjilere ihtiyaç vardır.
Evlerimizde ısınmak için odun, kömür, doğalgaz, petrol ve elektrikten yararlanıyoruz. Yolculuk yapmak için kullandığımız taşıtlar petrolle çalışır. Artık her evde bulunan buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, ütü, mutfak robotu, fırın gibi birçok ev eşyası ancak elektrik enerjisiyle çalışabilir.
Enerji, günümüz insaninin yaşamına öylesine girmiştir ki, sadece elektrik enerjisinin tükendiğini düşünmek bile insanlık için ne kadar korkunçtur! Dünyadaki tüm bilgisayar sistemleri, haberleşme ağları, evlerde kullanılan elektrikli eşyalar işlemez hale gelmiştir! Gerçekten düşünmek bile bir kabus gibi!..
Demek ki, yaşamımızın ayrılmaz birer parçası olan bu araç, makine ve eşyaların çalışabilmesi için yeterli miktarda enerji üretmek gerekir. Enerji elde etmek için daha çok doğal kaynaklardan yararlanılır. Ancak bu doğal kaynaklar sınırsız değildir. Gün geçtikçe azalmaktadır. Her insan bunun bilincine varmalıdır.
Okulda, evde, iş yerlerinde hangi enerji ne olursa olsun boşa harcanmamalıdır. Isınırken dikkatli olmalı, sobaları, kaloriferleri gereğinden fazla yakmamalıyız. Kullanılmayan odalardaki lambaları söndürmeliyiz. Ev eşyalarım ihtiyaç dışı, gereksiz yere kullanmamalıyız. Eşyalarımızın fazla enerji tüketimine neden olabilecek arızalarım hemen tamir ettirmeliyiz.
Unutmamalıyız ki enerji ve enerji kaynakları sınırsız değildir. Kendimiz daima tasarruflu olmalıyız. Bununla da yetinmeyip çevremizdeki tüm insanları bu konuda uyarmalı, bilinçlenmeleri için çalışmalıyız.

ENERJİ NEDİR?
Bir cisimde bulunan, bir iş meydana getirmeye yarayan güce "enerji" denir. Akan suda, hareket eden bir cisimde, bir makinede ya da insanda her an bir iş meydana getirme gücü olduğuna göre, bunlarda enerji var demektir.
Hareket gibi enerji de Fizik biliminin en önemli unsurlarından biridir. Enerji, kimya enerjisi ya da fizik enerjisi şeklinde olabilir. Bir maddenin yanması, bir kimya enerjisi sağlar. Yanma sonucunda meydana gelen ısı, ışık birer enerji çeşididir. Ayrıca, fiziksel değişmelerle de enerji elde edilir.
Bütün enerji şekilleri ikiye bölünür:
1) Potansiyel enerji;
2) Kinetik enerji;
Bunlara,"durum enerjisi" "hareket enerjisi" de denebilir.
Ok atmak için bir yayı iyice gerdiğinizi düşünün. Bu yayda bir potansiyel enerji vardır. Kurulmuş bir saat zembereğin de, doldurulmuş bir tüfekte de potansiyel enerji bulunur.
Kinetik enerji ise, cisimlerin hareket halinde bulunmaları yüzünden doğan enerjidir. Gerilmiş yay, oku fırlatınca, dolu tüfek patlayınca, saat zembereği boşalınca bunlardaki potansiyel enerji, hareket enerjisine dönüşür.
Enerji şekilleri bir halden öbür hale dönebilir. Mesela, kırda bir taş attığımızı düşünelim. Havada uçmakta olan taşın kinetik bir enerjisi vardır. Taş düşünce bu enerji potansiyel enerjiye dönüşür. Onu alıp yeniden atmaya hazırlanınca taştan yeniden kinetik enerji doğar. Kömürdeki kimyasal enerji, kömür yanınca ısı enerjisi haline gelir. İstim denen kızgın su buharındaki enerji bir buhar makinesinin kolunu iterek mekanik enerji olur.
ENERJİ KAYNAKLARI .

. Bilim ve teknik ilerledikçe çok değişik kaynaklardan enerji elde etmeye başarmışlardır
.İnsanlar başlangıçta sadece doğal ve basit yollarla enerji elde etmişlerdir

Günümüzde enerji elde edilen başlıca kaynaklar şunlardır:




1. İnsan gücü,
2. Hayvan gücü,
3. Rüzgar gücü,
4. Odun,kömür gibi katı yakıtlar,
5. Petrol,
6.Gaz,
7. Su (baraj),
8. Sıcak su kaynakları,
9. Su buharı,
10. Uranyum madeni,
11. Güneş.
ENERJİ TASARRUFU NASIL YAPILIR?
Günümüzde enerji çok çeşitli alanlarda, çok değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Enerjinin her çeşidi,en yaygın olarak evlerimizde tüketilmektedir. Bu nedenle enerji tasarrufuna evlerden başlamak gerekir. Ev hanımları, kaloriferciler, çocuklar kısacası herkes bu konuda duyarlı olmalı, böylece hem tasarruf edilmeli hem de kullanılan enerjiden yüksek verim alınmalıdır.
Evlerimizde aşağıdaki önlemler alınırsa çok büyük oranda enerji tasarrufu yapılmış olur:
1. Buzdolabı, fırın, ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi elektrikli ev araçları, üretici firmaların kullanma talimatlarına uygun olarak verimli bir biçimde kullanılmalıdır.
2. Az elektrikle yüksek ışık verebilen, örneğin flüoresan lambalar tercih edilmeli;
gereksiz olan lambalar söndürülmelidir.
3. Pencerelere mümkünse çift cam takılmalı, gerekiyorsa kısa girmeden macun ve öteki tamir işleri tamamlanmalıdır.

4. Zorunlu havalandırmalar dışında kapılar, pencereler iyice kapatılmalı, gereksiz yere açılıp kapatılmamalıdır.
5. Sobalar üstten yakılmalı, yanan sobanın üzerine odun, kömür atılmamalıdır.
6. Kalorifer radyatörlerinin ön kısmı daima açık tutulmalı, önüne ısının yayılmasın) engelleyecek şeyler konmamalıdır.
7. Odanın ısısı yükseldiği zaman üstümüzdeki giysileri çıkarmalı, pencereleri, kapıları açmak yerine radyatörler kısılmalı ya da kapatılmalıdır. Soba kullanılıyorsa sobalar kapatılmalıdır.
8. Gereksiz yere sıcak su harcanmamalıdır.
9. Yemekler düdüklü tencerelerde ya da termik tabanlı, enerji tasarrufu sağlayan tencerelerde pişirilmelidir.
10. Apartmanlarda özellikle çocuklar, asansörleri bir oyun aracı olarak değil, inmek çıkmak ihtiyacı için kullanmalıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



İLK NÜKLEER GÜCÜ KİM KEŞFETTİ?

1905 yılında Einstein meşhur E=mc2 formülü ile fisyon sonucu açığa çıkabilecek enerji konusunda öngörüde bulunmuştu. Daha sonra 1930 yılında bu öngörü deneysel olarak Otto Hahn, Lise Meitner ve diğerleri tarafından doğrulandı. Dünyanın ilk insan yapısı nükleer reaktörü 1942 yılında Enrico Fermi’nin yürüttüğü bir proje sonucunda Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago, Illinois kentinde kuruldu.




Ancak, dünyadaki ilk nükleer reaktörün ortaya çıkışı milyonlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Afrika’da Oklo, Gabon’daki bir uranyum madeninde, yeraltı sularının da maden içinde bulunması nedeniyle doğal bir nükleer reaktör oluştuğu ve binlerce yıl ısı ürettiği son yıllarda ortaya çıkarılmıştır.

Her iki reaktör de fisyonu kullanarak ısı üretmiş fakat hiçbiri elektrik üretmemiştir.
Elektrik üreten ilk ticari nükleer güç santralı Shippingport, Pennsylvania’da (ABD) kurulmuş ve 1957’de işletmeye girmiştir. Fisyon kullanılarak üretilen ilk elektrik ise, Aralık 1951’de Arco, Idaho’daki Deneysel Üretken Reaktöründe elde edilmiştir.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA




Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir.
Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondensör) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.
Elektrik üretmek için kullanılan diğer bir yöntem ise hidrolik santrallerdir. Bu yöntem ile barajlarda biriktirilen su, bir su türbinini üzerinden geçirilir ve türbine bağlı elektrik jeneratörü döndürülerek elektrik üretilir.
Yukarda bahsedilen bu yöntemler büyük miktarlarda elektrik enerjisini üretmek için kullanılırlar. Bunların yanı sıra rüzgar, güneş ve jeotermal enerji kullanarak da elektrik üretilmektedir. Ancak bu tür kaynaklardan üretilen enerji miktarı asıl ihtiyacımızı kendi başına karşılamaktan uzaktır.
Su, güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklara, yenilenebilir enerji kaynakları denilir. Bu kaynaklar diğerleri gibi tükenmezler. Petrol, doğal gaz, kömür, uranyum gibi maddeler önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde tükeneceklerdir.
JEOTERMAL ENERJİ NEDİR ?
Belli elemanların radyoaktif ayrışmasından oluşan, yeryüzünün iç ısısı; bu ısı, potansiyel olarak büyük ve aslında ulaşılmamış bir enerji kaynağıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



RÜZGAR ENERJİSİ NEDİR ?
Yel değirmenlerinde ve rüzgar jeneratörlerinde olduğu gibi, rüzgar gücü kullanılarak enerji üretimi.
Geçmişte kullanımı su pompajı ile sınırlı olan rüzgar enerjisinin, günümüzde elektrik üretim amacı ile kullanımı ön plana çıkmıştır. Rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, konvansiyonel enerji kaynaklarıyla ekonomik olarak yarışabilir duruma gelmiştir. Türkiye’de son iki yıl içinde 26 rüzgar santralı kurma başvurusu yapılmıştır. Bu da konunun Türkiye gündeminde yer aldığının bir göstergesidir. Ülkemizde var olan rüzgar potansiyelinden yararlanarak elektrik enerjisi üretilmesi için “Ulusal Rüzgar Enerjisi Programı” hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Bu programda 10 yıllık bir dönem için politikalar, hedefler, yatırımlar, teşvikler ve Ar-Ge konuları yer almalıdır.
Öncelikli olarak, elektrik üretimine uygun rüzgar kaynakları potansiyelinin tam olarak belirlenmesi için sürdürülen rüzgar ölçüm çalışmaları hızlandırılıp sonuçlar bir veri tabanında toplanmalı ve Türkiye rüzgar atlası oluşturulmalıdır. Ancak, bunların yanı sıra, yeterli teknolojik seviyeye kısa sürede ulaşabilmemiz için gerekli yasal mevzuat da hızla tamamlanmalıdır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hazırladığı "Yap-İşlet (BO) Modeli ile Kurulacak ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Çalışacak Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nın gerekli düzenlemeler yapılarak, en kısa zamanda çıkarılması yararlı olacaktır.
Ülkemizde rüzgar enerjisi konusunda yeterli bilgi birikimi ve teknolojik alt yapı henüz oluşmadığı için, en azından kısa vadede teknoloji ve ürün ithali gerekecektir. Ancak, teknolojideki hızlı değişim sonucu eskimiş olan teknolojilerin alınmaması için çok dikkatli olunmalı, ithal olunacak makinelerin en son teknoloji ürünü olmalarına özen gösterilmeli, ilk kurulacak santrallarda bile paket ithal projelerden kaçınılmalı ve ilk uygulamalardan itibaren Türkiye'de yapılabilecek kısımların yerli teknoloji ile üretilmesi imkanları üzerinde durulmalıdır. Kazanılacak teknolojik gelişim sonunda, bütünü ile yerli üretime dayalı, Orta Doğu ve Orta Asya pazarına ürün satabilecek rüzgar türbin sanayi oluşturulması hedeflenmelidir. Danimarka rüzgar sanayiinde 12000 kişinin çalıştığı göz önüne alınırsa, rüzgar türbini sanayiinin Türkiye’nin enerji sektörüne katkısı dışında yeni istihdam olanakları da sağlayacağı açıktır.
Milli Park alanları ile yerleşim yerleri içinde ve 2 km’den daha yakında rüzgar santralı kurulmasına izin verilmemelidir. Alanlar seçilirken, aynı alanlarda olabilecek diğer kullanım imkanları da belirlenerek bir ekonomik fayda karşılaştırması ve çevre etki değerlendirmesi yapılmalıdır.




GÜNEŞ ENERJİSİ
Türkiye coğrafi konumu itibarıyla güneş kuşağı içerisinde yer almakta olup, güneş enerjisinden yararlanma potansiyeli, Doğu Karadeniz Bölgesi dışında tüm bölgelerimiz için önemle ele alınması gereken bir büyüklüktedir. Güneş enerjisinden su ısıtma, konut ısıtma, pişirme, kurutma, soğutma gibi ısıl amaçlarla yararlanılabileceği gibi, güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek de olanaklıdır. Ülkemiz sahip olduğu yüksek güneş enerjisi potansiyelini, beyin gücü ve teknoloji geliştirmeye gereken önemi vererek değerlendirmeli ve yalnızca gelişmiş ülkelerin bir pazarı olmamalıdır. Bunun için de güneş enerjisi uygulamalarının yaygınlaşıp gelişmesini sağlayacak kurumsal altyapı oluşturulmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Uygulamaya yönelik verimli ve maliyet etkin çözümler geliştirilmesi için, araştırmalara kaynak ayrılmalı, ilgili firma ve kullanıcılar teşviklerle desteklenmelidir.

BİYOKÜTLE ENERJİSİ

Ülkemizde klasik biyokütle kaynaklarından olan odun ile bitki ve hayvan artıkları, uzun yıllardan beri, özellikle ısınma ve pişirme alanlarında kullanılagelmektedir. Ancak bu kullanımın ilkel ve ekonomik olmayan biçimde gerçekleştiği söylenebilir.
Modern biyokütle kaynakları ise, enerji ormancılığı ürünleri ile orman ve ağaç endüstrisi atıkları, enerji (bitkileri) tarımı (bir yetiştirme sezonunda ürün alınan enerji bitkileri), tarım kesimindeki bitkisel ve hayvansal atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.
Türkiye’de atıklara dayalı biyokütle enerjisi (biyogaz ve çöp santralları) için bazı çalışmalar yapılmıştır. Dünyada giderek yaygınlaşan bu çalışmalara önem verilmeli ve hayvan çiftliği gübrelerinin ve şehir çöplerinin değerlendirilmesi için araştırma ve demonstrasyon projeleri yürütülmelidir. Ormancılık potansiyeli ile ilgili bilgiler bulunmakla birlikte, ormanlarımız biyokütle enerjisi üretim potansiyeli açısından değerlendirilmiş değildir. Enerji plantasyonları biçimindeki tarımsal üretim olanakları üzerinde durulmamış ve konu tarımsal üretim planlarında ele alınmamıştır. Kısacası, Türkiye’nin biyokütle enerji potansiyeli tam olarak bilinmemektedir.
Ülkemizin biyokütle enerji potansiyelinin saptanması konusu birinci öncelikte ele alınmalı ve bu proje ile enerji ormancılığından, enerji tarımından, çeşitli yan ürün, atık ve artıklardan elde edilebilecek biyokütle materyallerinin çeşitleri ve coğrafi bölgelere göre yıllık miktarları belirlenmelidir. Ardından, çeşitli biyokütle enerjisi üretim stratejileri, uygulama olanakları ve ekonomik rekabet edebilirlikleri araştırılarak, ülkemiz için uzun dönemli Biyokütle Enerjisi Anaplanı yapılmalıdır. Bu plan çerçevesinde, biyokütle üretimine yönelik orman dışı ağaç plantasyonları ve enerji bitkileri için ülke genelinde bir tarımsal üretim planlaması başlatılmalı ve konunun ekonomik boyutları ortaya konulmalıdır.
Biyokütle enerji uygulamaları ile ilgili bir araştırma merkezi oluşturulmalı, modern biyokütle üretim yöntemleri ve çevrim teknolojileri üzerinde Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli, pilot uygulamalara ve gerekli teknoloji transferlerine başlanmalıdır

DENİZ KÖKENLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ

Deniz kökenli yenilenebilir enerjilerden Türkiye için söz konusu olabilecek olan, geliştirilmiş bir teknolojisi de bulunan deniz dalga enerjisidir. Ayrıca denizlerimizde biyokütle yetiştiriciliği üzerinde de durulmalıdır. Türkiye'de enerji alanındaki Ar-Ge çalışmalarında ve enerji planlamalarında henüz yer almayan bu konu ilgili ön çalışmalar başlatılmalıdır.


HİDROJEN ENERJİSİ

Çevre kirliliğine yol açmadan çeşitli alanlarda kullanılabilecek esnek bir yakıt olan hidrojen, 21. yüzyılın yakıtı olarak düşünülmekte; üretimi, taşınma ve depolanması ve kullanılmasına ilişkin teknolojilerin geliştirilmesi için kapsamlı programlar yürütülmektedir. Dünyadaki bu gelişmeler dikkate alınarak, hidrojen enerjisi ile ilgili çalışmalar ülkemizde de öncelikli Ar-Ge alanları arasında yer almalıdır. Hidrojen programları esas itibarıyla uzun döneme yönelik olmakla birlikte, mevcut enerji altyapısıyla çalışılabilecek kısa dönemli uygulamalar üzerinde de durulmalıdır. Ülkemizde hidrojen yakıtı üretiminde kullanılabilecek olası kaynaklar arasında hidrolik enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, deniz-dalga enerjisi, jeotermal enerji ve nükleer enerji yer almaktadır. Türkiye gibi gelişmekte ve teknolojik geçiş aşamasında olan ülkeler için fotovoltaik güneş-hidrojen sistemleri önerilmektedir. Karadeniz'in tabanında kimyasal olarak depolanmış hidrojenden yararlanılması konusunda da araştırmalar başlatılmalıdır.
Ayrıca, Türkiye’de Birleşmiş Milletler UNIDO destekli Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi (ICHET) kurulması için başlatılmış olan çalışmaların hızla olumlu sonuca götürülmesi gereklidir.


SONUÇ OLARAK
Türkiye enerjisini etkin kullanmak zorundadır. Enerji teknolojileri politikamızın birinci hedefi enerjinin etkin kullanılması teknolojilerine egemen olmak olarak belirlenmelidir. Bunun için;
"Enerji Verimliliği Yasası"nın bir an önce çıkarılması gereklidir.
Enerji etkin kullanım teknolojilerinin ve tasarruf önlemlerinin ülke düzeyinde tanıtılması, bu yöndeki çalışmaların koordine edilmesi ve kuruluşların enerji tüketimlerinin izlenmesi ve denetlenmesi için ulusal bir merkeze ihtiyaç vardır. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesindeki Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi, bu amaca uygun biçimde gerekli yetkilerle donatılarak yeniden yapılandırılmalıdır.

* Sektörler bazında enerji verimliliği yüksek ve çevreye duyarlı teknolojilerin belirlenmesi ve bunların tanıtımı ve yaygınlaştırılması için, TÜBİTAK'ın koordinasyonunda, Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi'nin sekreterliğinde ve konu ile ilgili tüm kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla Enerji Verimliliği ve Tasarrufu Teknolojileri Üst Kurulu oluşturulmalıdır.

Türkiye enerji üretim ve kullanımında çevre-dostu teknolojilere yönelmelidir. Bunun için enerji çevrim verimlerini yükselten, çevre kirliliğini ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını azaltan çevre-dostu teknolojilerde yetkinlik kazanmalıdır

Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma konusu, Türkiye için de yaşamsal önemdedir. Bu kaynaklardan yararlanmaya yönelik teknolojiler gelişme halindedir. Bizim de hiç zaman kaybetmeden bu alanlarda teknoloji yeteneği kazanmamız gerekir. Bunların yeni çalışılmakta olan alanlar olması, Türkiye gibi ülkelere bu teknoloji alanlarına baştan girme ve iddia sahibi olabilme imkanını vermektedir. Bu olanak iyi değerlendirilerek;

yeni ve yenilenebilir enerji alanlarında ulusal teknoloji oluşturmaya yönelik Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli,

* Genel Enerji Planlamasına bağlı olarak Yenilenebilir Enerji Kaynakları Master Planı yapılmalı ve
* planda ortaya konulacak özendirmelerle yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmada saptanacak hedeflere ulaşılmaya çalışılmalıdır.

Bu çerçevede, Türkiye'nin enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yapmak, özellikle de yaptırmak, araştırmalar arasında eşgüdüm sağlamak, istenildiği takdirde enerji planlamalarına yönelik modelleme çalışmaları yapmak, enerji teknoloji alternatifleri seçimi ile ilgili fizibilite ve proje çalışmaları gerçekleştirmek, teknoloji transferlerine ilişkin değerlendirmeler yapmak, enerji Ar-Ge'sine yönelik bilgi bankası oluşturmak, enerji-çevre-toplum ilişkilerini iyileştirici önlemlere ilişkin araştırmalar yapmak, enerji teknolojileri ile ilgili danışmanlık hizmetleri vermek gibi konularda görev yapmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip özerk bir Enstitü ya da Merkez'e mutlaka ihtiyacı vardır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nin tanımlanan bu işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülmesi imkanları araştırılmalıdır.


Böylesi bir merkez yanında; çok geniş bir alanı kapsayan enerji teknolojilerinde farklı dallarda araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunacak yeni kurumların kurulması ve mevcutlarının geliştirilmesi de zorunludur.

Enerji teknolojileri ile ilgili Ar-Ge alanlarının belirlenmesinde, en azından bu Enstitü kuruluncaya - Elektrik İşleri Etüd İdaresi tanımlanan işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülünceye kadar da, Elektrik İşleri Etüd İdaresi ve TÜBİTAK'a düşen görevler vardır. Bu görevler şöyle tanımla-nabilir:

Mevcut teknoloji alternatiflerinin ülkemizde uygulanabilirliği açısından sınıflandırılmasında (kısa/orta dönemde uygulanabilir teknolojiler, uzun dönemde uygulanabilir maliyeti yüksek teknolojiler gibi) yol gösterici araştırmalar yapılmalıdır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve diğer araştırma kurumları ile işbirliği içerisinde, bu alternatifler arasından Ar-Ge faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağı teknolojiler seçilmelidir.

Ar-Ge faaliyetlerinin üniversiteler ve diğer araştırma kurumları arasında dağılımında yinelenmeleri önlemek ve boşlukların giderilmesini sağlamak için gerekli mekanizmalar gerçekleştirilmelidir.

Enerji teknolojileri alanında, dünyada büyük bir atılım ve gelişme söz konusudur. Bu gelişimlerin ülkemize transferi ve uygun teknolojilerin adaptasyonu son derece önemlidir. Uluslararası Enerji Ajansı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı vb. uluslararası kuruluşların enerji teknolojileri alanında yürüttükleri araştırma projelerinin TÜBİTAK liderliğinde ve böyle bir koordinasyonda takibi, izlenmesi ve bu projelere katılım, büyük yararlar sağlayacaktır.

* Araştırma projelerinin yanı sıra, ticarileştirilmiş teknoloji uygulamalarının da takibi ve izlenmesi gerekmektedir. Bu teknolojilerin ülkemizde uygulanabilirliği araştırılarak, transfer konusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının katılımıyla bir "aksiyon planı"nın hazırlanması uygun olacaktır.

Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve adaptasyonu çalışmalarında ülke ihtiyaçlarının karşılanması esas alınmalı; bu arada, bu çalışmaların araştırmacı, talep sahipleri ve finans potansiyelini buluşturacak bir yapıda olmasına ve enerji sektöründe üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine özen gösterilmelidir.
Belirlenen teknoloji alternatiflerinin uygulanmasına olanak sağlayacak (veya uygulanmasındaki engelleri ortadan kaldıracak) yasal ve kurumsal düzenlemelerin ivedilikle belirlenerek hayata geçirilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmelidir.
Enerji alanında çalışan yetişmiş insan gücünü ve özellikle araştırmacıları sektörde tutabilmek için gerekli istihdam önlemleri alınmalıdır.
Enerji konusu ve Türkiye’nin konuya ilişkin teknoloji alanlarında yetkinleşmesi, 21.yüzyılda iddia sahibi olabilmemizin başlıca dönemeç noktalarından biridir

..


Ziyaretçi 10 Ocak 2009 16:49

Elektrik hangi doğal kaynaklardan oluşur?
 
elekkktrik hangi doğal kaynaklardan oluşur lütfen bulunn


ilkayivrendi 10 Ocak 2009 20:16

rüzgar;nehir;petrol(fosil yakıt)nükleer santreller;güneş enerjisi v.b birsürü kaynak var megep adresinden bulabilirsin


rock güseli 11 Ocak 2009 17:41

ege bölgesinde elektrik hangi doğal kaynaklardan üretilmektedir?
 
ege bölgesinde elektrik hangi doğal kaynaklardan üretilmektedir?????


Ziyaretçi 13 Ocak 2009 19:46

sudan elde edilir


müge dağ 19 Şubat 2009 15:27

ülkemizdeki elektrik enerjisini üreten kaynaklar
 
ülkemizdeki elektrik enerjisini üreten kaynaklar

GOOGLE YE BUNU YAZDIĞIMDA ÇIKMIYOR BU YÜZDEN BURDA ARIYORUM


Misafir 10 Ocak 2010 16:44

1/2009 - SULARDAN YARARLANMA
Kategori: DERS ETKINLIKLERI
SULARDAN YARARLANMA SAYFA 131



AKARSULARDAN YARARLANMA





Hidroelektrik üretimi (Fırat, Dicle, Kızılırmak v.s) :



Yurdumuzdaki akarsuların belirli yerlerine barajlar kurularak bu barajlardan elektrik üretimi yapılmaktadır. Böylece yurt ekonomisine önemli katkıda bulunmaktadır.



İçme ve kullanma suyu :

Özellikle büyük şehirlerimizin içme suyu ihtiyacı barajlarımızdan sağlanmaktadır.



Tarım alanlarını sulama (Fırat, Dicle, Seyhan v.s) :

Tarım alanlarımız sulanarak bol ürün alınması sağlanmaktadır. Sulaması yapılmayan arazilerdeki verim önemli ölçüde azalmaktadır.



Tatlı su ürünleri elde etme (Balıkçılık...) :

Akarsu ve baraj göllerimizden balıkçılık ve diğer su ürünleri elde edilmektedir.



Su sporları (Rafting) (Çoruh, Fırat v.s) :

Akarsular su sporları yapılması son yıllarda büyük bir gelişme göstermiştir. Bu da turizmin canlanmasını sağlamıştır.



Akarsu Taşımacılığı: (Bartın Çayı)



GÖLLERDEN YARARLANMA



Baraj Göllerinden Yararlanma:



* İçme ve kullanma suyu olarak

* Enerji üretimi

* Tatlı su ürünleri elde etme

* Taşkınlardan korunmada yararlanırız.



Doğal Göllerden yararlanma:

* Bazı göllerden balık ve diğer su ürünleri elde edilir.(Van, Beyşehir)

* Bazı göllerden tuz elde edilir. (Tuz Gölü)

* Göl suları içme suyu olarak kullanılabilir.(Durusu, Büyük Çekmece)

* Elektrik enerjisi elde etmek amacıyla kullanılabilir.( Hazar, Kovada, Tortum ve Çıldır göllerinde elektrik üretilmektedir.)

* Bazı göllerde ulaşım yapılabilir. (Van Gölü)

* Tarım alanlarının sulanması için yararlanılabilir. (Bütün tatlı su göllerimiz)

* Turizm alanında yararlanılır.(Kuş gölü) Bütün göller çevreleri için gezi ve eğlence alanlarıdır.



YER ALTI SULARINDAN YARARLANMA



1-Soğuk Yer altı Sularından yararlanma

İçme suyu

Kullanma suyu (Temizlikte, sanayide)

Tarımda sulamada



2-Sıcak Yer altı sularından yararlanma



Enerji üretimi (Jeotermal enerji): Elektrik üretimi, ısınma

Termal Turizm (Sağlık Turizmi)

DENİZLERDEN YARARLANMA



Ulaşım

Su ürünleri (Balıklar, Kabuklular, Yumuşakçalar, Sünger, Yosunlar)

Deniz turizmi

Tuz üretimi

Kum üretimi

Dalga enerjisi (Türkiye’de yararlanılmamaktadır)

İçme suyu (Rafine edilerek)


Misafir 22 Ocak 2010 01:07

elektirik enerjisi nelerden elde edilir


RuffRyders 22 Ocak 2010 01:16

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1666153)
elektirik enerjisi nelerden elde edilir


ELEKTRİK NASIL ÜRETİLİR ?

Elektrik bakır gibi iletken bir telin manyetik bir alan içinde hareket ettirilmesi ile üretilir. Elektrik jeneratörü, bir mıknatıs içinde dönen sarılı iletken tellerin bulunduğu ve bu tellerin mıknatıs içinde dönmesiyle elektrik akımı üreten bir makinedir. Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstride gereksinim duyduğumuz büyük miktarlardaki elektrik enerjisini elde etmek için, elektrik jeneratörlerini döndürecek büyük güç santrallerine ihtiyaç duyarız.

Çoğu güç santrali, jeneratörü döndürmek için ısı üretiminde bulunurlar.Fosil yakıt santralleri ısı üretimi için doğalgaz kömür ve petrol yakarlar Nükleer santrallerde uranyum yakıtını parçalayarak ısı üretirler. Ancak bütün bu değişik tip santraller ürettikleri ısıyı,suyu buhar haline dönüştürmek için kullanırlar. oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak türbin şaftını döndürür. işte bu dönme jeneratörün elektrik enerjisi üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken tellerle kullanılacağı yere gönderilir.Türbinden çıkan ısı enerjisi, diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondanser) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralin ısı üretilen bölümüne geri gönderilir.Yoğunlaştırıcıda soğutma işleminin sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralin hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. bu kulelerin üzerinde bulunan beyaz duman ise su buharıdır. Elektrik üretmek için kullanılan diğer yöntem ise hidrolik santrallerdir. Bu yöntem ile barajlarda biriktirilen su, bir su türbini üzerinden geçirilir ve türbine bağlı elektrik jeneratörü döndürülerek elektrik üretilir. Yukarıda bahsedilen bu yöntemler büyük miktarlarda elektrik enerjisi üretmek için kullanılırlar. Bunların yanı sıra rüzgar, güneş ve jeotermal enerji kullanarak da elektrik üretilmektedir.

Su, güneş, rüzgar ve geotermal kaynaklara, yenilenebilir enerji kaynakları denilir. Bu kaynaklar diğerleri gibi tükenmezler. Petrol, doğal gaz, kömür, uranyum gibi maddeler önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde tükeneceklerdir.



Misafir 9 Şubat 2010 21:18

OKULUMUZDA HANGİ KONULARDA TASARRUF YAPARIZ?


Misafir 15 Şubat 2010 16:17

yurdumuzda hangi barajlardan elektrik üretilio lutfen yardm eder mısinzzz çok acil


Misafir 18 Şubat 2010 21:15

baraj ve doğalgaz bu gibi kaynakların ne şekilde üretildiği hakkında bilgi acele lazım


Misafir 13 Mart 2010 22:48

neden sorumuzu bulmuyo bu site allah aşkına


Daisy-BT 13 Mart 2010 22:58

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1700544)
baraj ve doğalgaz bu gibi kaynakların ne şekilde üretildiği hakkında bilgi acele lazım

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1727885)
neden sorumuzu bulmuyo bu site allah aşkına

Elektrik üretimi
  • Termik santraller
  • Hidroelektrik santralleri
  • Nükleer santraller
  • Rüzgar santralleri
  • Voltaik paneller
  • Doğalgaz santralleri
  • Jeotermik santraller
  • Güneş Enerjisi
Doğal Gaz

Doğal gaz yerkabuğunun içindeki fosil kaynaklı bir çeşit yanıcı gaz karışımıdır. Bir petrol
türevidir. Doğal gaz, petrol ile birleşik olarak bulunduğundan petrol alanlarının yoğun olduğu yerlerdedir.Sürekli gelişen bir doğal gaz endüstrisi vardır.Bugün Dünya'nın en geniş doğal gaz alanı Katar'ın kuzey bölgesindedir.Öyleki burada 25 trilyon metreküp gaz olduğu tahmin edilmektedir. Doğal gazı en verimli ve en ucuz taşıma yöntemi boru hattı kullanımıdır.



Misafir 1 Nisan 2010 22:37

elektrik nerden üretilir


Misafir 11 Nisan 2010 20:49

coğrafya
 
su ,rüzgar ve güneş enerjisi ile acil bilgii lazım yardımcı olursanız sevinirim...


Misafir 14 Nisan 2010 19:49

ee
Alıntı:

elektrik nelerden elde edilir


_KleopatrA_ 14 Nisan 2010 20:00

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1746654)
elektrik nerden üretilir

Elektrik üretimi
  • Termik santraller
  • Hidroelektrik santralleri
  • Nükleer santraller
  • Rüzgar santralleri
  • Voltaik paneller
  • Doğalgaz santralleri
  • Jeotermik santraller
  • Güneş Enerjisi


Misafir 14 Aralık 2010 13:40

elektrik hangi doğal kaynaklardan elde edilir?...
 
lüüütfen bulunnnnnnnnn


Misafir 20 Aralık 2010 16:27

elektirik enerjisi ne demektir?


Misafir 20 Aralık 2010 17:06

elektrik hangi doğal kaynaklardan üretiliyor ?


Misafir 29 Aralık 2010 15:46

elektrik enerjisi bir şeyin termal enerji kaynağıyla oluşur


Misafir 5 Ocak 2011 18:05

ne suyu bence güneş ve rüzgar suda BELKİ


Misafir 5 Ocak 2011 23:09

ükemizde elektirik enerjileri hangisidir


Misafir 8 Ocak 2011 13:40

elktirik hangi yollarla üretilir
 
Alıntı:

elektrik hangi yollarda uretilir ile ilgili daha fazla bilgi istiyorum
bf9of96dvysw6f812q


Misafir 13 Ocak 2011 21:17

ege bölgesinde elektrik hangi doğal kaynaklardan üretiliyor nolurrrrr


Misafir 18 Ocak 2011 20:30

amasyada elektrik hangi doğal kaynaklardan üretilir??????????????????????????????????????????????????????????????????? ??????????????????????????????????????????????????????????????????????????? ????????????????????????????????? bana çok lazım lütfeeen söyleyin


Misafir 1 Haziran 2011 11:15

bana yardımcı olun. TTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTEŞEKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜRR RRRRRRRRRRRR EEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEDERİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM


Misafir 21 Aralık 2011 19:27

Türkiye’de elektrik hangi doğal kaynaklardan elde edilir?

Türkiye’de elektrik hakkında bilgi.
Enerji kaynakları, yenilenebilir enerji kaynakları ; güneş, su, rüzgar, jeotermal, biyomas ve yenilenebilir olmayan (fosil kökenli) enerji kaynakları ; kömür, petrol, doğal gaz, nükleer diye ikiye ayrılır.

Enerji farklı şekillerde elde edilir: Isı (termal), ışık (radyant), mekanik, elektrik, kimyasal ve nükleer enerji olmak üzere.

Enerjinin iki tipi vardır, depolanmış (potansiyel) enerji, ve hareket (kinetik) enerjisi olmak üzere. Örneğin, yediğimiz yiyecekler kimyasal enerji ihtiva eder, vücudumuz bu enerjiyi kullanmaya başlayıncaya kadar depo eder. İş yaparken bu enerji serbest bırakılır.

Enerjinin tüm formları her gün kullandığımız enerji kaynaklarında farklı bir şekilde depo edilir. Bu kaynaklar yukarda söylediğimiz yenilenebilen ve yenilenmeyen kaynaklardır. Yenilenebilir enerjileri sürekli kullanabiliriz. Yenilenemeyenler tükenince çok kısa zamanda yeniden üretilmesi mümkün değildir. Solar enerji güneşten, rüzgar ve jeotermal enerjisi yerkürenin kendisinden, biyomas enerjisi bitkilerden ve hidrogücü, sudan elde edilen yenilenebilir birer kaynaktır ve bu enerjiler ısı ve elektrik enerjisine çevrilebilirler.

Ancak bugüne kadar kullandığımız enerjilerin çoğu yenilenebilir olmayan, fosil kaynaklardandır, kömür, petrol, doğal gaz gibi. Bunlara fosil kaynaklar denir çünkü milyonlarca yıl yerin derinliklerinde kaya ve toprak altında kalmış, ısı ve basınç altında fosilleşmiş bitki ve hayvanlardan oluşmuşlardır. Diğer yenilenemeyen bir enerji kaynağı, atomlarını parçalayarak (nükleer bir işlem, fission vasıtasıyla ) ısı ve bunun sonucunda elektrik elde ettiğimiz uranyum elementidir.

Tüm bu enerji kaynaklarını, evlerimizde, iş yerlerimizde, okullar ve fabrikalarımızda ihtiyaç duyduğumuz elektriği üretmek için kullanırız. Kompütürleri, lambaları, buzdolabı, çamaşır makinaları ve klimalarımızı,.., çalıştırmak için elektrik gücünü kullanırız.
Elektriğin Üretim Kaynakları İle İlgili Doğal Kaynaklar Nelerdir
Artık çağımız tam bir “enerji çağı” haline gelmiştir. Yaşamımızda öylesine değişik makineler, araçlar, taşıtlar kullanıyoruz ki bunlar için de çok ve değişik enerjilere ihtiyaç vardır.
Evlerimizde ısınmak için odun, kömür, doğalgaz, petrol ve elektrikten yararlanıyoruz. Yolculuk yapmak için kullandığımız taşıtlar petrolle çalışır. Artık her evde bulunan buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, ütü, mutfak robotu, fırın gibi birçok ev eşyası ancak elektrik enerjisiyle çalışabilir.
Enerji, günümüz insaninin yaşamına öylesine girmiştir ki, sadece elektrik enerjisinin tükendiğini düşünmek bile insanlık için ne kadar korkunçtur! Dünyadaki tüm bilgisayar sistemleri, haberleşme ağları, evlerde kullanılan elektrikli eşyalar işlemez hale gelmiştir! Gerçekten düşünmek bile bir kabus gibi!..
Demek ki, yaşamımızın ayrılmaz birer parçası olan bu araç, makine ve eşyaların çalışabilmesi için yeterli miktarda enerji üretmek gerekir. Enerji elde etmek için daha çok doğal kaynaklardan yararlanılır. Ancak bu doğal kaynaklar sınırsız değildir. Gün geçtikçe azalmaktadır. Her insan bunun bilincine varmalıdır.
Okulda, evde, iş yerlerinde hangi enerji ne olursa olsun boşa harcanmamalıdır. Isınırken dikkatli olmalı, sobaları, kaloriferleri gereğinden fazla yakmamalıyız. Kullanılmayan odalardaki lambaları söndürmeliyiz. Ev eşyalarım ihtiyaç dışı, gereksiz yere kullanmamalıyız. Eşyalarımızın fazla enerji tüketimine neden olabilecek arızalarım hemen tamir ettirmeliyiz.
Unutmamalıyız ki enerji ve enerji kaynakları sınırsız değildir. Kendimiz daima tasarruflu olmalıyız. Bununla da yetinmeyip çevremizdeki tüm insanları bu konuda uyarmalı, bilinçlenmeleri için çalışmalıyız.

ENERJİ NEDİR?
Bir cisimde bulunan, bir iş meydana getirmeye yarayan güce “enerji” denir. Akan suda, hareket eden bir cisimde, bir makinede ya da insanda her an bir iş meydana getirme gücü olduğuna göre, bunlarda enerji var demektir.
Hareket gibi enerji de Fizik biliminin en önemli unsurlarından biridir. Enerji, kimya enerjisi ya da fizik enerjisi şeklinde olabilir. Bir maddenin yanması, bir kimya enerjisi sağlar. Yanma sonucunda meydana gelen ısı, ışık birer enerji çeşididir. Ayrıca, fiziksel değişmelerle de enerji elde edilir.
Bütün enerji şekilleri ikiye bölünür:
1) Potansiyel enerji;
2) Kinetik enerji;
Bunlara,”durum enerjisi” “hareket enerjisi” de denebilir.
Ok atmak için bir yayı iyice gerdiğinizi düşünün. Bu yayda bir potansiyel enerji vardır. Kurulmuş bir saat zembereğin de, doldurulmuş bir tüfekte de potansiyel enerji bulunur.
Kinetik enerji ise, cisimlerin hareket halinde bulunmaları yüzünden doğan enerjidir. Gerilmiş yay, oku fırlatınca, dolu tüfek patlayınca, saat zembereği boşalınca bunlardaki potansiyel enerji, hareket enerjisine dönüşür.
Enerji şekilleri bir halden öbür hale dönebilir. Mesela, kırda bir taş attığımızı düşünelim. Havada uçmakta olan taşın kinetik bir enerjisi vardır. Taş düşünce bu enerji potansiyel enerjiye dönüşür. Onu alıp yeniden atmaya hazırlanınca taştan yeniden kinetik enerji doğar. Kömürdeki kimyasal enerji, kömür yanınca ısı enerjisi haline gelir. İstim denen kızgın su buharındaki enerji bir buhar makinesinin kolunu iterek mekanik enerji olur.
ENERJİ KAYNAKLARI .

. Bilim ve teknik ilerledikçe çok değişik kaynaklardan enerji elde etmeye başarmışlardır
.İnsanlar başlangıçta sadece doğal ve basit yollarla enerji elde etmişlerdir

Günümüzde enerji elde edilen başlıca kaynaklar şunlardır:

1. İnsan gücü,
2. Hayvan gücü,
3. Rüzgar gücü,
4. Odun,kömür gibi katı yakıtlar,
5. Petrol,
6.Gaz,
7. Su (baraj),
8. Sıcak su kaynakları,
9. Su buharı,
10. Uranyum madeni,
11. Güneş.
ENERJİ TASARRUFU NASIL YAPILIR?
Günümüzde enerji çok çeşitli alanlarda, çok değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Enerjinin her çeşidi,en yaygın olarak evlerimizde tüketilmektedir. Bu nedenle enerji tasarrufuna evlerden başlamak gerekir. Ev hanımları, kaloriferciler, çocuklar kısacası herkes bu konuda duyarlı olmalı, böylece hem tasarruf edilmeli hem de kullanılan enerjiden yüksek verim alınmalıdır.
Evlerimizde aşağıdaki önlemler alınırsa çok büyük oranda enerji tasarrufu yapılmış olur:
1. Buzdolabı, fırın, ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi elektrikli ev araçları, üretici firmaların kullanma talimatlarına uygun olarak verimli bir biçimde kullanılmalıdır.
2. Az elektrikle yüksek ışık verebilen, örneğin flüoresan lambalar tercih edilmeli;
gereksiz olan lambalar söndürülmelidir.
3. Pencerelere mümkünse çift cam takılmalı, gerekiyorsa kısa girmeden macun ve öteki tamir işleri tamamlanmalıdır.

4. Zorunlu havalandırmalar dışında kapılar, pencereler iyice kapatılmalı, gereksiz yere açılıp kapatılmamalıdır.
5. Sobalar üstten yakılmalı, yanan sobanın üzerine odun, kömür atılmamalıdır.
6. Kalorifer radyatörlerinin ön kısmı daima açık tutulmalı, önüne ısının yayılmasın) engelleyecek şeyler konmamalıdır.
7. Odanın ısısı yükseldiği zaman üstümüzdeki giysileri çıkarmalı, pencereleri, kapıları açmak yerine radyatörler kısılmalı ya da kapatılmalıdır. Soba kullanılıyorsa sobalar kapatılmalıdır.
8. Gereksiz yere sıcak su harcanmamalıdır.
9. Yemekler düdüklü tencerelerde ya da termik tabanlı, enerji tasarrufu sağlayan tencerelerde pişirilmelidir.
10. Apartmanlarda özellikle çocuklar, asansörleri bir oyun aracı olarak değil, inmek çıkmak ihtiyacı için kullanmalıdır.

Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA
İLK NÜKLEER GÜCÜ KİM KEŞFETTİ?

1905 yılında Einstein meşhur E=mc2 formülü ile fisyon sonucu açığa çıkabilecek enerji konusunda öngörüde bulunmuştu. Daha sonra 1930 yılında bu öngörü deneysel olarak Otto Hahn, Lise Meitner ve diğerleri tarafından doğrulandı. Dünyanın ilk insan yapısı nükleer reaktörü 1942 yılında Enrico Fermi’nin yürüttüğü bir proje sonucunda Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago, Illinois kentinde kuruldu.

Ancak, dünyadaki ilk nükleer reaktörün ortaya çıkışı milyonlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Afrika’da Oklo, Gabon’daki bir uranyum madeninde, yeraltı sularının da maden içinde bulunması nedeniyle doğal bir nükleer reaktör oluştuğu ve binlerce yıl ısı ürettiği son yıllarda ortaya çıkarılmıştır.

Her iki reaktör de fisyonu kullanarak ısı üretmiş fakat hiçbiri elektrik üretmemiştir.
Elektrik üreten ilk ticari nükleer güç santralı Shippingport, Pennsylvania’da (ABD) kurulmuş ve 1957’de işletmeye girmiştir. Fisyon kullanılarak üretilen ilk elektrik ise, Aralık 1951’de Arco, Idaho’daki Deneysel Üretken Reaktöründe elde edilmiştir.

Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA

Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA

Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir.
Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondensör) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.
Elektrik üretmek için kullanılan diğer bir yöntem ise hidrolik santrallerdir. Bu yöntem ile barajlarda biriktirilen su, bir su türbinini üzerinden geçirilir ve türbine bağlı elektrik jeneratörü döndürülerek elektrik üretilir.
Yukarda bahsedilen bu yöntemler büyük miktarlarda elektrik enerjisini üretmek için kullanılırlar. Bunların yanı sıra rüzgar, güneş ve jeotermal enerji kullanarak da elektrik üretilmektedir. Ancak bu tür kaynaklardan üretilen enerji miktarı asıl ihtiyacımızı kendi başına karşılamaktan uzaktır.
Su, güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklara, yenilenebilir enerji kaynakları denilir. Bu kaynaklar diğerleri gibi tükenmezler. Petrol, doğal gaz, kömür, uranyum gibi maddeler önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde tükeneceklerdir.
JEOTERMAL ENERJİ NEDİR ?

Belli elemanların radyoaktif ayrışmasından oluşan, yeryüzünün iç ısısı; bu ısı, potansiyel olarak büyük ve aslında ulaşılmamış bir enerji kaynağıdır.

Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA
RÜZGAR ENERJİSİ NEDİR ?

Yel değirmenlerinde ve rüzgar jeneratörlerinde olduğu gibi, rüzgar gücü kullanılarak enerji üretimi.
Geçmişte kullanımı su pompajı ile sınırlı olan rüzgar enerjisinin, günümüzde elektrik üretim amacı ile kullanımı ön plana çıkmıştır. Rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, konvansiyonel enerji kaynaklarıyla ekonomik olarak yarışabilir duruma gelmiştir. Türkiye’de son iki yıl içinde 26 rüzgar santralı kurma başvurusu yapılmıştır. Bu da konunun Türkiye gündeminde yer aldığının bir göstergesidir. Ülkemizde var olan rüzgar potansiyelinden yararlanarak elektrik enerjisi üretilmesi için “Ulusal Rüzgar Enerjisi Programı” hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Bu programda 10 yıllık bir dönem için politikalar, hedefler, yatırımlar, teşvikler ve Ar-Ge konuları yer almalıdır.
Öncelikli olarak, elektrik üretimine uygun rüzgar kaynakları potansiyelinin tam olarak belirlenmesi için sürdürülen rüzgar ölçüm çalışmaları hızlandırılıp sonuçlar bir veri tabanında toplanmalı ve Türkiye rüzgar atlası oluşturulmalıdır. Ancak, bunların yanı sıra, yeterli teknolojik seviyeye kısa sürede ulaşabilmemiz için gerekli yasal mevzuat da hızla tamamlanmalıdır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın hazırladığı “Yap-İşlet (BO) Modeli ile Kurulacak ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Çalışacak Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nın gerekli düzenlemeler yapılarak, en kısa zamanda çıkarılması yararlı olacaktır.
Ülkemizde rüzgar enerjisi konusunda yeterli bilgi birikimi ve teknolojik alt yapı henüz oluşmadığı için, en azından kısa vadede teknoloji ve ürün ithali gerekecektir. Ancak, teknolojideki hızlı değişim sonucu eskimiş olan teknolojilerin alınmaması için çok dikkatli olunmalı, ithal olunacak makinelerin en son teknoloji ürünü olmalarına özen gösterilmeli, ilk kurulacak santrallarda bile paket ithal projelerden kaçınılmalı ve ilk uygulamalardan itibaren Türkiye’de yapılabilecek kısımların yerli teknoloji ile üretilmesi imkanları üzerinde durulmalıdır. Kazanılacak teknolojik gelişim sonunda, bütünü ile yerli üretime dayalı, Orta Doğu ve Orta Asya pazarına ürün satabilecek rüzgar türbin sanayi oluşturulması hedeflenmelidir. Danimarka rüzgar sanayiinde 12000 kişinin çalıştığı göz önüne alınırsa, rüzgar türbini sanayiinin Türkiye’nin enerji sektörüne katkısı dışında yeni istihdam olanakları da sağlayacağı açıktır.
Milli Park alanları ile yerleşim yerleri içinde ve 2 km’den daha yakında rüzgar santralı kurulmasına izin verilmemelidir. Alanlar seçilirken, aynı alanlarda olabilecek diğer kullanım imkanları da belirlenerek bir ekonomik fayda karşılaştırması ve çevre etki değerlendirmesi yapılmalıdır.

GÜNEŞ ENERJİSİ
Türkiye coğrafi konumu itibarıyla güneş kuşağı içerisinde yer almakta olup, güneş enerjisinden yararlanma potansiyeli, Doğu Karadeniz Bölgesi dışında tüm bölgelerimiz için önemle ele alınması gereken bir büyüklüktedir. Güneş enerjisinden su ısıtma, konut ısıtma, pişirme, kurutma, soğutma gibi ısıl amaçlarla yararlanılabileceği gibi, güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek de olanaklıdır. Ülkemiz sahip olduğu yüksek güneş enerjisi potansiyelini, beyin gücü ve teknoloji geliştirmeye gereken önemi vererek değerlendirmeli ve yalnızca gelişmiş ülkelerin bir pazarı olmamalıdır. Bunun için de güneş enerjisi uygulamalarının yaygınlaşıp gelişmesini sağlayacak kurumsal altyapı oluşturulmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Uygulamaya yönelik verimli ve maliyet etkin çözümler geliştirilmesi için, araştırmalara kaynak ayrılmalı, ilgili firma ve kullanıcılar teşviklerle desteklenmelidir.

BİYOKÜTLE ENERJİSİ

Tüm müzik ve ses sistemi fırsatları için tıklayın !

Ülkemizde klasik biyokütle kaynaklarından olan odun ile bitki ve hayvan artıkları, uzun yıllardan beri, özellikle ısınma ve pişirme alanlarında kullanılagelmektedir. Ancak bu kullanımın ilkel ve ekonomik olmayan biçimde gerçekleştiği söylenebilir.
Modern biyokütle kaynakları ise, enerji ormancılığı ürünleri ile orman ve ağaç endüstrisi atıkları, enerji (bitkileri) tarımı (bir yetiştirme sezonunda ürün alınan enerji bitkileri), tarım kesimindeki bitkisel ve hayvansal atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.
Türkiye’de atıklara dayalı biyokütle enerjisi (biyogaz ve çöp santralları) için bazı çalışmalar yapılmıştır. Dünyada giderek yaygınlaşan bu çalışmalara önem verilmeli ve hayvan çiftliği gübrelerinin ve şehir çöplerinin değerlendirilmesi için araştırma ve demonstrasyon projeleri yürütülmelidir. Ormancılık potansiyeli ile ilgili bilgiler bulunmakla birlikte, ormanlarımız biyokütle enerjisi üretim potansiyeli açısından değerlendirilmiş değildir. Enerji plantasyonları biçimindeki tarımsal üretim olanakları üzerinde durulmamış ve konu tarımsal üretim planlarında ele alınmamıştır. Kısacası, Türkiye’nin biyokütle enerji potansiyeli tam olarak bilinmemektedir.
Ülkemizin biyokütle enerji potansiyelinin saptanması konusu birinci öncelikte ele alınmalı ve bu proje ile enerji ormancılığından, enerji tarımından, çeşitli yan ürün, atık ve artıklardan elde edilebilecek biyokütle materyallerinin çeşitleri ve coğrafi bölgelere göre yıllık miktarları belirlenmelidir. Ardından, çeşitli biyokütle enerjisi üretim stratejileri, uygulama olanakları ve ekonomik rekabet edebilirlikleri araştırılarak, ülkemiz için uzun dönemli Biyokütle Enerjisi Anaplanı yapılmalıdır. Bu plan çerçevesinde, biyokütle üretimine yönelik orman dışı ağaç plantasyonları ve enerji bitkileri için ülke genelinde bir tarımsal üretim planlaması başlatılmalı ve konunun ekonomik boyutları ortaya konulmalıdır.
Biyokütle enerji uygulamaları ile ilgili bir araştırma merkezi oluşturulmalı, modern biyokütle üretim yöntemleri ve çevrim teknolojileri üzerinde Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli, pilot uygulamalara ve gerekli teknoloji transferlerine başlanmalıdır

DENİZ KÖKENLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ

Deniz kökenli yenilenebilir enerjilerden Türkiye için söz konusu olabilecek olan, geliştirilmiş bir teknolojisi de bulunan deniz dalga enerjisidir. Ayrıca denizlerimizde biyokütle yetiştiriciliği üzerinde de durulmalıdır. Türkiye’de enerji alanındaki Ar-Ge çalışmalarında ve enerji planlamalarında henüz yer almayan bu konu ilgili ön çalışmalar başlatılmalıdır.

HİDROJEN ENERJİSİ

Çevre kirliliğine yol açmadan çeşitli alanlarda kullanılabilecek esnek bir yakıt olan hidrojen, 21. yüzyılın yakıtı olarak düşünülmekte; üretimi, taşınma ve depolanması ve kullanılmasına ilişkin teknolojilerin geliştirilmesi için kapsamlı programlar yürütülmektedir. Dünyadaki bu gelişmeler dikkate alınarak, hidrojen enerjisi ile ilgili çalışmalar ülkemizde de öncelikli Ar-Ge alanları arasında yer almalıdır. Hidrojen programları esas itibarıyla uzun döneme yönelik olmakla birlikte, mevcut enerji altyapısıyla çalışılabilecek kısa dönemli uygulamalar üzerinde de durulmalıdır. Ülkemizde hidrojen yakıtı üretiminde kullanılabilecek olası kaynaklar arasında hidrolik enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, deniz-dalga enerjisi, jeotermal enerji ve nükleer enerji yer almaktadır. Türkiye gibi gelişmekte ve teknolojik geçiş aşamasında olan ülkeler için fotovoltaik güneş-hidrojen sistemleri önerilmektedir. Karadeniz’in tabanında kimyasal olarak depolanmış hidrojenden yararlanılması konusunda da araştırmalar başlatılmalıdır.
Ayrıca, Türkiye’de Birleşmiş Milletler UNIDO destekli Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi (ICHET) kurulması için başlatılmış olan çalışmaların hızla olumlu sonuca götürülmesi gereklidir.

SONUÇ OLARAK
Türkiye enerjisini etkin kullanmak zorundadır. Enerji teknolojileri politikamızın birinci hedefi enerjinin etkin kullanılması teknolojilerine egemen olmak olarak belirlenmelidir. Bunun için;
“Enerji Verimliliği Yasası”nın bir an önce çıkarılması gereklidir.
Enerji etkin kullanım teknolojilerinin ve tasarruf önlemlerinin ülke düzeyinde tanıtılması, bu yöndeki çalışmaların koordine edilmesi ve kuruluşların enerji tüketimlerinin izlenmesi ve denetlenmesi için ulusal bir merkeze ihtiyaç vardır. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesindeki Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi, bu amaca uygun biçimde gerekli yetkilerle donatılarak yeniden yapılandırılmalıdır.

* Sektörler bazında enerji verimliliği yüksek ve çevreye duyarlı teknolojilerin belirlenmesi ve bunların tanıtımı ve yaygınlaştırılması için, TÜBİTAK’ın koordinasyonunda, Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi’nin sekreterliğinde ve konu ile ilgili tüm kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla Enerji Verimliliği ve Tasarrufu Teknolojileri Üst Kurulu oluşturulmalıdır.

Türkiye enerji üretim ve kullanımında çevre-dostu teknolojilere yönelmelidir. Bunun için enerji çevrim verimlerini yükselten, çevre kirliliğini ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını azaltan çevre-dostu teknolojilerde yetkinlik kazanmalıdır

Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma konusu, Türkiye için de yaşamsal önemdedir. Bu kaynaklardan yararlanmaya yönelik teknolojiler gelişme halindedir. Bizim de hiç zaman kaybetmeden bu alanlarda teknoloji yeteneği kazanmamız gerekir. Bunların yeni çalışılmakta olan alanlar olması, Türkiye gibi ülkelere bu teknoloji alanlarına baştan girme ve iddia sahibi olabilme imkanını vermektedir. Bu olanak iyi değerlendirilerek;

yeni ve yenilenebilir enerji alanlarında ulusal teknoloji oluşturmaya yönelik Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli,

* Genel Enerji Planlamasına bağlı olarak Yenilenebilir Enerji Kaynakları Master Planı yapılmalı ve
* planda ortaya konulacak özendirmelerle yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmada saptanacak hedeflere ulaşılmaya çalışılmalıdır.

Bu çerçevede, Türkiye’nin enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yapmak, özellikle de yaptırmak, araştırmalar arasında eşgüdüm sağlamak, istenildiği takdirde enerji planlamalarına yönelik modelleme çalışmaları yapmak, enerji teknoloji alternatifleri seçimi ile ilgili fizibilite ve proje çalışmaları gerçekleştirmek, teknoloji transferlerine ilişkin değerlendirmeler yapmak, enerji Ar-Ge’sine yönelik bilgi bankası oluşturmak, enerji-çevre-toplum ilişkilerini iyileştirici önlemlere ilişkin araştırmalar yapmak, enerji teknolojileri ile ilgili danışmanlık hizmetleri vermek gibi konularda görev yapmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip özerk bir Enstitü ya da Merkez’e mutlaka ihtiyacı vardır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nin tanımlanan bu işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülmesi imkanları araştırılmalıdır.

Böylesi bir merkez yanında; çok geniş bir alanı kapsayan enerji teknolojilerinde farklı dallarda araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunacak yeni kurumların kurulması ve mevcutlarının geliştirilmesi de zorunludur.

Enerji teknolojileri ile ilgili Ar-Ge alanlarının belirlenmesinde, en azından bu Enstitü kuruluncaya – Elektrik İşleri Etüd İdaresi tanımlanan işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülünceye kadar da, Elektrik İşleri Etüd İdaresi ve TÜBİTAK’a düşen görevler vardır. Bu görevler şöyle tanımla-nabilir:

Mevcut teknoloji alternatiflerinin ülkemizde uygulanabilirliği açısından sınıflandırılmasında (kısa/orta dönemde uygulanabilir teknolojiler, uzun dönemde uygulanabilir maliyeti yüksek teknolojiler gibi) yol gösterici araştırmalar yapılmalıdır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve diğer araştırma kurumları ile işbirliği içerisinde, bu alternatifler arasından Ar-Ge faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağı teknolojiler seçilmelidir.

Ar-Ge faaliyetlerinin üniversiteler ve diğer araştırma kurumları arasında dağılımında yinelenmeleri önlemek ve boşlukların giderilmesini sağlamak için gerekli mekanizmalar gerçekleştirilmelidir.

Enerji teknolojileri alanında, dünyada büyük bir atılım ve gelişme söz konusudur. Bu gelişimlerin ülkemize transferi ve uygun teknolojilerin adaptasyonu son derece önemlidir. Uluslararası Enerji Ajansı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı vb. uluslararası kuruluşların enerji teknolojileri alanında yürüttükleri araştırma projelerinin TÜBİTAK liderliğinde ve böyle bir koordinasyonda takibi, izlenmesi ve bu projelere katılım, büyük yararlar sağlayacaktır.

* Araştırma projelerinin yanı sıra, ticarileştirilmiş teknoloji uygulamalarının da takibi ve izlenmesi gerekmektedir. Bu teknolojilerin ülkemizde uygulanabilirliği araştırılarak, transfer konusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının katılımıyla bir “aksiyon planı”nın hazırlanması uygun olacaktır.

Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve adaptasyonu çalışmalarında ülke ihtiyaçlarının karşılanması esas alınmalı; bu arada, bu çalışmaların araştırmacı, talep sahipleri ve finans potansiyelini buluşturacak bir yapıda olmasına ve enerji sektöründe üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine özen gösterilmelidir.
Belirlenen teknoloji alternatiflerinin uygulanmasına olanak sağlayacak (veya uygulanmasındaki engelleri ortadan kaldıracak) yasal ve kurumsal düzenlemelerin ivedilikle belirlenerek hayata geçirilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmelidir.
Enerji alanında çalışan yetişmiş insan gücünü ve özellikle araştırmacıları sektörde tutabilmek için gerekli istihdam önlemleri alınmalıdır.
Enerji konusu ve Türkiye’nin konuya ilişkin teknoloji alanlarında yetkinleşmesi, 21.yüzyılda iddia sahibi olabilmemizin başlıca dönemeç noktalarından biridir

Kaynak:msxlabs ve diğer internet siteleri

Kaynak: Türkiye’de elektrik hangi doğal kaynaklardan elde edilir? | İsimsizSevda.Net
İsimsiz Sevda- İsimsiz Sevda


Misafir 27 Aralık 2011 20:51

YARDIIM EDİNNNNNNNNNNNNNNNN LÜTFENNNNNNNNN


Misafir 11 Ocak 2012 21:38

Aksaray'da elektrik hangi kaynaklardan üretiliyor ? Allahınızı severseniz yazın ödev yarın verilecek :(


Misafir 18 Ocak 2012 18:53

cok sacmalar 1. İnsan gücü,
2. Hayvan gücü,
3. Rüzgar gücü,
4. Odun,kömür gibi katı yakıtlar,
5. Petrol,
6.Gaz,
7. Su (baraj),
8. Sıcak su kaynakları,
9. Su buharı,
10. Uranyum madeni,
11. güneş


Misafir 10 Şubat 2012 16:20

evinizdeki hangi teknolojik ürünleri kullanıyorsunuz?


Misafir 4 Haziran 2012 22:20

doğal kaynaklardan elde edilen enerji çeşitleri lütfennn acil lazım


Misafir 26 Mayıs 2013 10:42

Artık çağımız tam bir "enerji çağı" haline gelmiştir. Yaşamımızda öylesine değişik makineler, araçlar, taşıtlar kullanıyoruz ki bunlar için de çok ve değişik enerjilere ihtiyaç vardır.
Evlerimizde ısınmak için odun, kömür, doğalgaz, petrol ve elektrikten yararlanıyoruz. Yolculuk yapmak için kullandığımız taşıtlar petrolle çalışır. Artık her evde bulunan buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, televizyon, ütü, mutfak robotu, fırın gibi birçok ev eşyası ancak elektrik enerjisiyle çalışabilir.
Enerji, günümüz insaninin yaşamına öylesine girmiştir ki, sadece elektrik enerjisinin tükendiğini düşünmek bile insanlık için ne kadar korkunçtur! Dünyadaki tüm bilgisayar sistemleri, haberleşme ağları, evlerde kullanılan elektrikli eşyalar işlemez hale gelmiştir! Gerçekten düşünmek bile bir kabus gibi!..
Demek ki, yaşamımızın ayrılmaz birer parçası olan bu araç, makine ve eşyaların çalışabilmesi için yeterli miktarda enerji üretmek gerekir. Enerji elde etmek için daha çok doğal kaynaklardan yararlanılır. Ancak bu doğal kaynaklar sınırsız değildir. Gün geçtikçe azalmaktadır. Her insan bunun bilincine varmalıdır.
Okulda, evde, iş yerlerinde hangi enerji ne olursa olsun boşa harcanmamalıdır. Isınırken dikkatli olmalı, sobaları, kaloriferleri gereğinden fazla yakmamalıyız. Kullanılmayan odalardaki lambaları söndürmeliyiz. Ev eşyalarım ihtiyaç dışı, gereksiz yere kullanmamalıyız. Eşyalarımızın fazla enerji tüketimine neden olabilecek arızalarım hemen tamir ettirmeliyiz.
Unutmamalıyız ki enerji ve enerji kaynakları sınırsız değildir. Kendimiz daima tasarruflu olmalıyız. Bununla da yetinmeyip çevremizdeki tüm insanları bu konuda uyarmalı, bilinçlenmeleri için çalışmalıyız.

ENERJİ NEDİR?
Bir cisimde bulunan, bir iş meydana getirmeye yarayan güce "enerji" denir. Akan suda, hareket eden bir cisimde, bir makinede ya da insanda her an bir iş meydana getirme gücü olduğuna göre, bunlarda enerji var demektir.
Hareket gibi enerji de Fizik biliminin en önemli unsurlarından biridir. Enerji, kimya enerjisi ya da fizik enerjisi şeklinde olabilir. Bir maddenin yanması, bir kimya enerjisi sağlar. Yanma sonucunda meydana gelen ısı, ışık birer enerji çeşididir. Ayrıca, fiziksel değişmelerle de enerji elde edilir.
Bütün enerji şekilleri ikiye bölünür:
1) Potansiyel enerji;
2) Kinetik enerji;
Bunlara,"durum enerjisi" "hareket enerjisi" de denebilir.
Ok atmak için bir yayı iyice gerdiğinizi düşünün. Bu yayda bir potansiyel enerji vardır. Kurulmuş bir saat zembereğin de, doldurulmuş bir tüfekte de potansiyel enerji bulunur.
Kinetik enerji ise, cisimlerin hareket halinde bulunmaları yüzünden doğan enerjidir. Gerilmiş yay, oku fırlatınca, dolu tüfek patlayınca, saat zembereği boşalınca bunlardaki potansiyel enerji, hareket enerjisine dönüşür.
Enerji şekilleri bir halden öbür hale dönebilir. Mesela, kırda bir taş attığımızı düşünelim. Havada uçmakta olan taşın kinetik bir enerjisi vardır. Taş düşünce bu enerji potansiyel enerjiye dönüşür. Onu alıp yeniden atmaya hazırlanınca taştan yeniden kinetik enerji doğar. Kömürdeki kimyasal enerji, kömür yanınca ısı enerjisi haline gelir. İstim denen kızgın su buharındaki enerji bir buhar makinesinin kolunu iterek mekanik enerji olur.
ENERJİ KAYNAKLARI .

. Bilim ve teknik ilerledikçe çok değişik kaynaklardan enerji elde etmeye başarmışlardır
.İnsanlar başlangıçta sadece doğal ve basit yollarla enerji elde etmişlerdir

Günümüzde enerji elde edilen başlıca kaynaklar şunlardır:




1. İnsan gücü,
2. Hayvan gücü,
3. Rüzgar gücü,
4. Odun,kömür gibi katı yakıtlar,
5. Petrol,
6.Gaz,
7. Su (baraj),
8. Sıcak su kaynakları,
9. Su buharı,
10. Uranyum madeni,
11. Güneş.
ENERJİ TASARRUFU NASIL YAPILIR?
Günümüzde enerji çok çeşitli alanlarda, çok değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Enerjinin her çeşidi,en yaygın olarak evlerimizde tüketilmektedir. Bu nedenle enerji tasarrufuna evlerden başlamak gerekir. Ev hanımları, kaloriferciler, çocuklar kısacası herkes bu konuda duyarlı olmalı, böylece hem tasarruf edilmeli hem de kullanılan enerjiden yüksek verim alınmalıdır.
Evlerimizde aşağıdaki önlemler alınırsa çok büyük oranda enerji tasarrufu yapılmış olur:
1. Buzdolabı, fırın, ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi elektrikli ev araçları, üretici firmaların kullanma talimatlarına uygun olarak verimli bir biçimde kullanılmalıdır.
2. Az elektrikle yüksek ışık verebilen, örneğin flüoresan lambalar tercih edilmeli;
gereksiz olan lambalar söndürülmelidir.
3. Pencerelere mümkünse çift cam takılmalı, gerekiyorsa kısa girmeden macun ve öteki tamir işleri tamamlanmalıdır.

4. Zorunlu havalandırmalar dışında kapılar, pencereler iyice kapatılmalı, gereksiz yere açılıp kapatılmamalıdır.
5. Sobalar üstten yakılmalı, yanan sobanın üzerine odun, kömür atılmamalıdır.
6. Kalorifer radyatörlerinin ön kısmı daima açık tutulmalı, önüne ısının yayılmasın) engelleyecek şeyler konmamalıdır.
7. Odanın ısısı yükseldiği zaman üstümüzdeki giysileri çıkarmalı, pencereleri, kapıları açmak yerine radyatörler kısılmalı ya da kapatılmalıdır. Soba kullanılıyorsa sobalar kapatılmalıdır.
8. Gereksiz yere sıcak su harcanmamalıdır.
9. Yemekler düdüklü tencerelerde ya da termik tabanlı, enerji tasarrufu sağlayan tencerelerde pişirilmelidir.
10. Apartmanlarda özellikle çocuklar, asansörleri bir oyun aracı olarak değil, inmek çıkmak ihtiyacı için kullanmalıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA


İLK NÜKLEER GÜCÜ KİM KEŞFETTİ?

1905 yılında Einstein meşhur E=mc2 formülü ile fisyon sonucu açığa çıkabilecek enerji konusunda öngörüde bulunmuştu. Daha sonra 1930 yılında bu öngörü deneysel olarak Otto Hahn, Lise Meitner ve diğerleri tarafından doğrulandı. Dünyanın ilk insan yapısı nükleer reaktörü 1942 yılında Enrico Fermi’nin yürüttüğü bir proje sonucunda Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago, Illinois kentinde kuruldu.




Ancak, dünyadaki ilk nükleer reaktörün ortaya çıkışı milyonlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Afrika’da Oklo, Gabon’daki bir uranyum madeninde, yeraltı sularının da maden içinde bulunması nedeniyle doğal bir nükleer reaktör oluştuğu ve binlerce yıl ısı ürettiği son yıllarda ortaya çıkarılmıştır.

Her iki reaktör de fisyonu kullanarak ısı üretmiş fakat hiçbiri elektrik üretmemiştir.
Elektrik üreten ilk ticari nükleer güç santralı Shippingport, Pennsylvania’da (ABD) kurulmuş ve 1957’de işletmeye girmiştir. Fisyon kullanılarak üretilen ilk elektrik ise, Aralık 1951’de Arco, Idaho’daki Deneysel Üretken Reaktöründe elde edilmiştir.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA



Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA


Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir.
Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondensör) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.
Elektrik üretmek için kullanılan diğer bir yöntem ise hidrolik santrallerdir. Bu yöntem ile barajlarda biriktirilen su, bir su türbinini üzerinden geçirilir ve türbine bağlı elektrik jeneratörü döndürülerek elektrik üretilir.
Yukarda bahsedilen bu yöntemler büyük miktarlarda elektrik enerjisini üretmek için kullanılırlar. Bunların yanı sıra rüzgar, güneş ve jeotermal enerji kullanarak da elektrik üretilmektedir. Ancak bu tür kaynaklardan üretilen enerji miktarı asıl ihtiyacımızı kendi başına karşılamaktan uzaktır.
Su, güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklara, yenilenebilir enerji kaynakları denilir. Bu kaynaklar diğerleri gibi tükenmezler. Petrol, doğal gaz, kömür, uranyum gibi maddeler önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde tükeneceklerdir.
JEOTERMAL ENERJİ NEDİR ?
Belli elemanların radyoaktif ayrışmasından oluşan, yeryüzünün iç ısısı; bu ısı, potansiyel olarak büyük ve aslında ulaşılmamış bir enerji kaynağıdır.


Resimleri Gifleri dersleri videolari ve download linkleri görebilmeniz icin
forumda 1 adet mesajınız olmalı, sizin sadece 0 mesajiniz var!
Saniyeler içinde ücretsiz üye olup herseyden faydalanmak için TIKLA


RÜZGAR ENERJİSİ NEDİR ?
Yel değirmenlerinde ve rüzgar jeneratörlerinde olduğu gibi, rüzgar gücü kullanılarak enerji üretimi.
Geçmişte kullanımı su pompajı ile sınırlı olan rüzgar enerjisinin, günümüzde elektrik üretim amacı ile kullanımı ön plana çıkmıştır. Rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, konvansiyonel enerji kaynaklarıyla ekonomik olarak yarışabilir duruma gelmiştir. Türkiye’de son iki yıl içinde 26 rüzgar santralı kurma başvurusu yapılmıştır. Bu da konunun Türkiye gündeminde yer aldığının bir göstergesidir. Ülkemizde var olan rüzgar potansiyelinden yararlanarak elektrik enerjisi üretilmesi için “Ulusal Rüzgar Enerjisi Programı” hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Bu programda 10 yıllık bir dönem için politikalar, hedefler, yatırımlar, teşvikler ve Ar-Ge konuları yer almalıdır.
Öncelikli olarak, elektrik üretimine uygun rüzgar kaynakları potansiyelinin tam olarak belirlenmesi için sürdürülen rüzgar ölçüm çalışmaları hızlandırılıp sonuçlar bir veri tabanında toplanmalı ve Türkiye rüzgar atlası oluşturulmalıdır. Ancak, bunların yanı sıra, yeterli teknolojik seviyeye kısa sürede ulaşabilmemiz için gerekli yasal mevzuat da hızla tamamlanmalıdır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hazırladığı "Yap-İşlet (BO) Modeli ile Kurulacak ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Çalışacak Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nın gerekli düzenlemeler yapılarak, en kısa zamanda çıkarılması yararlı olacaktır.
Ülkemizde rüzgar enerjisi konusunda yeterli bilgi birikimi ve teknolojik alt yapı henüz oluşmadığı için, en azından kısa vadede teknoloji ve ürün ithali gerekecektir. Ancak, teknolojideki hızlı değişim sonucu eskimiş olan teknolojilerin alınmaması için çok dikkatli olunmalı, ithal olunacak makinelerin en son teknoloji ürünü olmalarına özen gösterilmeli, ilk kurulacak santrallarda bile paket ithal projelerden kaçınılmalı ve ilk uygulamalardan itibaren Türkiye'de yapılabilecek kısımların yerli teknoloji ile üretilmesi imkanları üzerinde durulmalıdır. Kazanılacak teknolojik gelişim sonunda, bütünü ile yerli üretime dayalı, Orta Doğu ve Orta Asya pazarına ürün satabilecek rüzgar türbin sanayi oluşturulması hedeflenmelidir. Danimarka rüzgar sanayiinde 12000 kişinin çalıştığı göz önüne alınırsa, rüzgar türbini sanayiinin Türkiye’nin enerji sektörüne katkısı dışında yeni istihdam olanakları da sağlayacağı açıktır.
Milli Park alanları ile yerleşim yerleri içinde ve 2 km’den daha yakında rüzgar santralı kurulmasına izin verilmemelidir. Alanlar seçilirken, aynı alanlarda olabilecek diğer kullanım imkanları da belirlenerek bir ekonomik fayda karşılaştırması ve çevre etki değerlendirmesi yapılmalıdır.




GÜNEŞ ENERJİSİ
Türkiye coğrafi konumu itibarıyla güneş kuşağı içerisinde yer almakta olup, güneş enerjisinden yararlanma potansiyeli, Doğu Karadeniz Bölgesi dışında tüm bölgelerimiz için önemle ele alınması gereken bir büyüklüktedir. Güneş enerjisinden su ısıtma, konut ısıtma, pişirme, kurutma, soğutma gibi ısıl amaçlarla yararlanılabileceği gibi, güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek de olanaklıdır. Ülkemiz sahip olduğu yüksek güneş enerjisi potansiyelini, beyin gücü ve teknoloji geliştirmeye gereken önemi vererek değerlendirmeli ve yalnızca gelişmiş ülkelerin bir pazarı olmamalıdır. Bunun için de güneş enerjisi uygulamalarının yaygınlaşıp gelişmesini sağlayacak kurumsal altyapı oluşturulmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Uygulamaya yönelik verimli ve maliyet etkin çözümler geliştirilmesi için, araştırmalara kaynak ayrılmalı, ilgili firma ve kullanıcılar teşviklerle desteklenmelidir.

BİYOKÜTLE ENERJİSİ

Ülkemizde klasik biyokütle kaynaklarından olan odun ile bitki ve hayvan artıkları, uzun yıllardan beri, özellikle ısınma ve pişirme alanlarında kullanılagelmektedir. Ancak bu kullanımın ilkel ve ekonomik olmayan biçimde gerçekleştiği söylenebilir.
Modern biyokütle kaynakları ise, enerji ormancılığı ürünleri ile orman ve ağaç endüstrisi atıkları, enerji (bitkileri) tarımı (bir yetiştirme sezonunda ürün alınan enerji bitkileri), tarım kesimindeki bitkisel ve hayvansal atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.
Türkiye’de atıklara dayalı biyokütle enerjisi (biyogaz ve çöp santralları) için bazı çalışmalar yapılmıştır. Dünyada giderek yaygınlaşan bu çalışmalara önem verilmeli ve hayvan çiftliği gübrelerinin ve şehir çöplerinin değerlendirilmesi için araştırma ve demonstrasyon projeleri yürütülmelidir. Ormancılık potansiyeli ile ilgili bilgiler bulunmakla birlikte, ormanlarımız biyokütle enerjisi üretim potansiyeli açısından değerlendirilmiş değildir. Enerji plantasyonları biçimindeki tarımsal üretim olanakları üzerinde durulmamış ve konu tarımsal üretim planlarında ele alınmamıştır. Kısacası, Türkiye’nin biyokütle enerji potansiyeli tam olarak bilinmemektedir.
Ülkemizin biyokütle enerji potansiyelinin saptanması konusu birinci öncelikte ele alınmalı ve bu proje ile enerji ormancılığından, enerji tarımından, çeşitli yan ürün, atık ve artıklardan elde edilebilecek biyokütle materyallerinin çeşitleri ve coğrafi bölgelere göre yıllık miktarları belirlenmelidir. Ardından, çeşitli biyokütle enerjisi üretim stratejileri, uygulama olanakları ve ekonomik rekabet edebilirlikleri araştırılarak, ülkemiz için uzun dönemli Biyokütle Enerjisi Anaplanı yapılmalıdır. Bu plan çerçevesinde, biyokütle üretimine yönelik orman dışı ağaç plantasyonları ve enerji bitkileri için ülke genelinde bir tarımsal üretim planlaması başlatılmalı ve konunun ekonomik boyutları ortaya konulmalıdır.
Biyokütle enerji uygulamaları ile ilgili bir araştırma merkezi oluşturulmalı, modern biyokütle üretim yöntemleri ve çevrim teknolojileri üzerinde Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli, pilot uygulamalara ve gerekli teknoloji transferlerine başlanmalıdır

DENİZ KÖKENLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ

Deniz kökenli yenilenebilir enerjilerden Türkiye için söz konusu olabilecek olan, geliştirilmiş bir teknolojisi de bulunan deniz dalga enerjisidir. Ayrıca denizlerimizde biyokütle yetiştiriciliği üzerinde de durulmalıdır. Türkiye'de enerji alanındaki Ar-Ge çalışmalarında ve enerji planlamalarında henüz yer almayan bu konu ilgili ön çalışmalar başlatılmalıdır.


HİDROJEN ENERJİSİ

Çevre kirliliğine yol açmadan çeşitli alanlarda kullanılabilecek esnek bir yakıt olan hidrojen, 21. yüzyılın yakıtı olarak düşünülmekte; üretimi, taşınma ve depolanması ve kullanılmasına ilişkin teknolojilerin geliştirilmesi için kapsamlı programlar yürütülmektedir. Dünyadaki bu gelişmeler dikkate alınarak, hidrojen enerjisi ile ilgili çalışmalar ülkemizde de öncelikli Ar-Ge alanları arasında yer almalıdır. Hidrojen programları esas itibarıyla uzun döneme yönelik olmakla birlikte, mevcut enerji altyapısıyla çalışılabilecek kısa dönemli uygulamalar üzerinde de durulmalıdır. Ülkemizde hidrojen yakıtı üretiminde kullanılabilecek olası kaynaklar arasında hidrolik enerji, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, deniz-dalga enerjisi, jeotermal enerji ve nükleer enerji yer almaktadır. Türkiye gibi gelişmekte ve teknolojik geçiş aşamasında olan ülkeler için fotovoltaik güneş-hidrojen sistemleri önerilmektedir. Karadeniz'in tabanında kimyasal olarak depolanmış hidrojenden yararlanılması konusunda da araştırmalar başlatılmalıdır.
Ayrıca, Türkiye’de Birleşmiş Milletler UNIDO destekli Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi (ICHET) kurulması için başlatılmış olan çalışmaların hızla olumlu sonuca götürülmesi gereklidir.


SONUÇ OLARAK
Türkiye enerjisini etkin kullanmak zorundadır. Enerji teknolojileri politikamızın birinci hedefi enerjinin etkin kullanılması teknolojilerine egemen olmak olarak belirlenmelidir. Bunun için;
"Enerji Verimliliği Yasası"nın bir an önce çıkarılması gereklidir.
Enerji etkin kullanım teknolojilerinin ve tasarruf önlemlerinin ülke düzeyinde tanıtılması, bu yöndeki çalışmaların koordine edilmesi ve kuruluşların enerji tüketimlerinin izlenmesi ve denetlenmesi için ulusal bir merkeze ihtiyaç vardır. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesindeki Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi, bu amaca uygun biçimde gerekli yetkilerle donatılarak yeniden yapılandırılmalıdır.

* Sektörler bazında enerji verimliliği yüksek ve çevreye duyarlı teknolojilerin belirlenmesi ve bunların tanıtımı ve yaygınlaştırılması için, TÜBİTAK'ın koordinasyonunda, Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi'nin sekreterliğinde ve konu ile ilgili tüm kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla Enerji Verimliliği ve Tasarrufu Teknolojileri Üst Kurulu oluşturulmalıdır.

Türkiye enerji üretim ve kullanımında çevre-dostu teknolojilere yönelmelidir. Bunun için enerji çevrim verimlerini yükselten, çevre kirliliğini ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını azaltan çevre-dostu teknolojilerde yetkinlik kazanmalıdır

Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma konusu, Türkiye için de yaşamsal önemdedir. Bu kaynaklardan yararlanmaya yönelik teknolojiler gelişme halindedir. Bizim de hiç zaman kaybetmeden bu alanlarda teknoloji yeteneği kazanmamız gerekir. Bunların yeni çalışılmakta olan alanlar olması, Türkiye gibi ülkelere bu teknoloji alanlarına baştan girme ve iddia sahibi olabilme imkanını vermektedir. Bu olanak iyi değerlendirilerek;

yeni ve yenilenebilir enerji alanlarında ulusal teknoloji oluşturmaya yönelik Ar-Ge çalışmaları desteklenmeli,

* Genel Enerji Planlamasına bağlı olarak Yenilenebilir Enerji Kaynakları Master Planı yapılmalı ve
* planda ortaya konulacak özendirmelerle yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmada saptanacak hedeflere ulaşılmaya çalışılmalıdır.

Bu çerçevede, Türkiye'nin enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yapmak, özellikle de yaptırmak, araştırmalar arasında eşgüdüm sağlamak, istenildiği takdirde enerji planlamalarına yönelik modelleme çalışmaları yapmak, enerji teknoloji alternatifleri seçimi ile ilgili fizibilite ve proje çalışmaları gerçekleştirmek, teknoloji transferlerine ilişkin değerlendirmeler yapmak, enerji Ar-Ge'sine yönelik bilgi bankası oluşturmak, enerji-çevre-toplum ilişkilerini iyileştirici önlemlere ilişkin araştırmalar yapmak, enerji teknolojileri ile ilgili danışmanlık hizmetleri vermek gibi konularda görev yapmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip özerk bir Enstitü ya da Merkez'e mutlaka ihtiyacı vardır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi'nin tanımlanan bu işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülmesi imkanları araştırılmalıdır.


Böylesi bir merkez yanında; çok geniş bir alanı kapsayan enerji teknolojilerinde farklı dallarda araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunacak yeni kurumların kurulması ve mevcutlarının geliştirilmesi de zorunludur.

Enerji teknolojileri ile ilgili Ar-Ge alanlarının belirlenmesinde, en azından bu Enstitü kuruluncaya - Elektrik İşleri Etüd İdaresi tanımlanan işlevleri yerine getirebilecek bir merkez haline dönüştürülünceye kadar da, Elektrik İşleri Etüd İdaresi ve TÜBİTAK'a düşen görevler vardır. Bu görevler şöyle tanımla-nabilir:

Mevcut teknoloji alternatiflerinin ülkemizde uygulanabilirliği açısından sınıflandırılmasında (kısa/orta dönemde uygulanabilir teknolojiler, uzun dönemde uygulanabilir maliyeti yüksek teknolojiler gibi) yol gösterici araştırmalar yapılmalıdır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve diğer araştırma kurumları ile işbirliği içerisinde, bu alternatifler arasından Ar-Ge faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağı teknolojiler seçilmelidir.

Ar-Ge faaliyetlerinin üniversiteler ve diğer araştırma kurumları arasında dağılımında yinelenmeleri önlemek ve boşlukların giderilmesini sağlamak için gerekli mekanizmalar gerçekleştirilmelidir.

Enerji teknolojileri alanında, dünyada büyük bir atılım ve gelişme söz konusudur. Bu gelişimlerin ülkemize transferi ve uygun teknolojilerin adaptasyonu son derece önemlidir. Uluslararası Enerji Ajansı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı vb. uluslararası kuruluşların enerji teknolojileri alanında yürüttükleri araştırma projelerinin TÜBİTAK liderliğinde ve böyle bir koordinasyonda takibi, izlenmesi ve bu projelere katılım, büyük yararlar sağlayacaktır.

* Araştırma projelerinin yanı sıra, ticarileştirilmiş teknoloji uygulamalarının da takibi ve izlenmesi gerekmektedir. Bu teknolojilerin ülkemizde uygulanabilirliği araştırılarak, transfer konusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının katılımıyla bir "aksiyon planı"nın hazırlanması uygun olacaktır.

Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve adaptasyonu çalışmalarında ülke ihtiyaçlarının karşılanması esas alınmalı; bu arada, bu çalışmaların araştırmacı, talep sahipleri ve finans potansiyelini buluşturacak bir yapıda olmasına ve enerji sektöründe üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine özen gösterilmelidir.
Belirlenen teknoloji alternatiflerinin uygulanmasına olanak sağlayacak (veya uygulanmasındaki engelleri ortadan kaldıracak) yasal ve kurumsal düzenlemelerin ivedilikle belirlenerek hayata geçirilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmelidir.
Enerji alanında çalışan yetişmiş insan gücünü ve özellikle araştırmacıları sektörde tutabilmek için gerekli istihdam önlemleri alınmalıdır.
Enerji konusu ve Türkiye’nin konuya ilişkin teknoloji alanlarında yetkinleşmesi, 21.yüzyılda iddia sahibi olabilmemizin başlıca dönemeç noktalarından biridir


Misafirght 10 Mart 2014 18:42

Elektirik üreten doğal kaynaklar nelerdir?
 
Elektirik üreten doğal kaynaklar nelerdir?



Saat: 18:40

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık