yardımcı olursanız sevinirim(tepkimelerin şemaları ve resimlerde olursa iyi olur)şimdiden teşekkürler... |
SOLUNUM:canlıların enerji elde etmek için organik besin maddelerini parçlamalarına solunum denir.Solunum oksijenli ve oksijensiz solunum olarak ikiye aayrılır. OKSİJENSİZ SOLUNUM:organik maddelerin enzimatik reaksiyonlara yıkılıp enerji üretilmesine oksijensiz solunum (fermantasyon) denir.Sitoplazmada gerçekleşen reaksionlardır:hücrelerde enerji üretmek için genellikle gilikoz kullanılır.Fermantasyon reaksiyonlarında glikozun pirüvik asite kadar olan yıkımına glikoz denir. OKSİJENSİZ SOLUNUM:organikbesin maddelerini oksijenle yakılıp ATP enerjisi üretimine oksijenli solunm denir.gerek canlılarda gerekse diş ortamlarda oksitlenme esnasında enerji açıga çıkar.Canlı vucudunda açıga çıkan enerji enzim sistemiyle kontrol altına alınır veATP molekülünde depo edilir SOLUNUM ÇEŞİTLERİ
GLİKOLİZ
Glikoliz Reaksiyonları
OKSİJENSİZ SOLUNUM 2 tip oksijensiz solunum vardır. 1) Etil Alkol Fermantasyonu 2)Laktik Asit Fermantasyonu EtilAlkol Fermantasyonu
Laktik Asit Fermantasyonu
Oksijenli Solunum
Oksijenli Solunum 3 Kademede Gerçekleşir
A) Glikoliz Evresi Tıpkı oksijensiz solunumda olduğu gibidir. B) Krebs Devri
C) Oksitatif Fosforilasyon (ETS)
Oksijenli Solunumda Enerjinin Hesaplanması
Oksijenli Solunumun Fermantasyondan Farkları
Fermantasyonun Oksijenli Solunumdan Farkları
Fermantasyon ve Oksijenli Solunumun Ortak Yönleri
|
Canlılarda Oksijensiz Solunum Tüm canlılarda sitoplazmada gerçekleşir. Besinler tam olarak parçalanamaz. Net 2 ATP açığa çıkar. İki aşamada gerçekleşir. Besin monomerleri parçalanır. Canlı ağırlığı azalır. 1) Glikoliz 2) Son Ürün Reaksiyonları 1) Glikoliz (Substrat Düzeyinde Fosforilasyon) Bu aşamada;- 2 NADH2 üretilir, - 2 ATP harcanır, - 4 ATP sentezlenir, - 2 ATP net kazanç olur. 2) Son Ürün reaksiyonları Son ürün reaksiyonlarının amacı indirgenen NAD'ı yükseltgemek, pirüvik asit birikimini önlemek ve glikoliz reaksiyonlarının takrarını sağlamaktır. Etil Alkol Fermantasyonu ve Laktik Asit Fermantasyonu olmak üzere iki çeşit son ürün reaksiyonu vardır. 2.a) Etil Alkol Fermantasyonu Glikoliz sonucu oluşan 3 karbonlu pirüvik asit, ortama CO2 vererek 2 karbonlu Asetaldehite dönüşür. Asetaldehit glikoliz evresinde oluşan NADH2'lerin hidrojenlerini (H) tutarak etil alkole dönüşür. İndirgenen NAD glikoliz evresinde tekrar kullanılır. Bu fermantasyon sitoplazmada gerçekleşir. 2.b) Laktik Asit Fermantasyonu 3 karbonlu pirüvik asit glikoliz evresinde üretilen NADH2'nin hidrojenlerini (H) tutarak laktik asite dönüşür. Laktik asit kana geçer. Karaciğerde glikoza dönüşür ve karaciğerde glikojen olarak depo edilir. Laktik asitin bir kısmı kana geçtikten sonra pirüvik asite dönüşür ve oksijenli solunumda kullanılır.Laktik asit insanda yorgunluk hissine sebep olur. Bu fermantasyonda etil alkol fermantasyonu gibi sitoplazmada gerçekleşir. |
OKSİJENSİZ ( ANAEROBİK ) SOLUNUM Glikozun, oksijen olmadan enzimler yardımıyla etil alkol, laktik asit gibi organik bileşiklere parçalanarak enerji elde edilmesi olayına “ oksijensiz solunum “ (fermantasyon) denir. Glikozun çeşitli enzimler yardımıyla pirüvat (pirvik asit) ‘ a kadar parçalanmasına “ GLİKOLİZ “ denir. ÖNEMLİ ! Glikoliz olayının özellikleri : · Oksijen olsun olmasın bütün hücrelerde gerçekleştirilir. Çünkü bu reaksiyonu etkileyen enzimler bütün canlılarda aynıdır. · Prokaryot ve ökaryot hücrelerin sitoplazmasında geçer. · Bazı ökaryot hücrelerin yeterli oksijen bulamadığı kritik durumlarda, acil ATP gereksinimini karşılar. GLİKOLİZ EVRESİNİN ÖZETİ · Bir molekül glikozun , 2 pirüvik asit + 2NADH2 ‘ ye yıkılmasıdır. · Glikozu aktifleştirmek için 2 mol ATP harcanır. · Glikozun aktifleşmesi olayında önce bir mol ATP’ den bir fosfat grubu glikoza bağlanır ve Glikoz fosfat oluşur. · Glikoz fosfat bir enzim (izomeraz) yardımıyla ,fruktoz fosfata dönüşür.Bir mol ATP’den bir fosfat grubu daha alınrak difosfat oluşur. · 6 karbonlu fruktoz difosfat parçalnarak, 3 karbonlu, 2 molekül PGAL oluşur. PGAL’ den piruvatın oluşmasına kadar geçen evrede 4 ATP molekülü sentezlenir. Glikolizin başlangıcında glikozu aktifleştirmek için 2 ATP harcandığı için, glikolizin net enerji kazanci 2 ATP’ dir. Bu olaylarda oluşan ATP, enzim – substrat ilişkisi sonucu ortaya çıktığından buna SUBSTRAT DÜZEYİNDE FOSFORİLASYON denir. NAD, glikoliz sırasında oluşan hidrojenleri tutarak NADH2 ‘yi oluşturur ve böylece glikolizi devam ettirir. NADH2 ise glikoliz olayından sonra hidrojenini pirüvik aside verir ve pirüvik asit, alkol veya aside dönüşür. Böylece, glikolizin devamını sağlayan NAD, tekrar hidrojen tutmak için serbest kalmış olur. ÖNEMLİ ! · Yeryüzünde yaşayan tüm canlılarda glikoliz olayı görülür. Nedeni tüm canlılarda glikozu, piruvata parçalayan aynı enzimler ( bir enzim – bir gen hipotezine göre aynı genlerde diyebiliriz) bulunur. Bu durumu, bazı evrimciler tek atadan gelme görüşlerine örnek olarak göstermektedirler. Ortamda oksijen olsa da olmasa da glikoliz olayları devam eder. Ancak piruvattan sonra reaksiyonlar canlıdan canlıya farklılık gösterir.Bunun nedeni reaksiyonları etkileyen enzimlerin farklı olmasındandır. Oksijensiz koşullarda glikoliz ile oluşan piruvat iki yönde değişikliğe uğrar : 1- ETİL ALKOL FERMENTASYONU : Piruvattan alkol oluşuyorsa buna “etil alkol fermentasyonu” denir. Alkol fermentasyonu maya hücreleri ve bazı bakterilerin kullandığı enerji elde etme yoludur. ALKOLİK FERMENTASYONUN ŞEMATİK GÖRÜNÜŞÜ - LAKTİK ASİT FERMENTASYONU : Piruvattan laktik asit oluşuyorsa buna “ laktik asit fermentasyonu “ denir. Laktik asit fermentasyonu, canlılarda kas hücrelerinin oksijensiz kalması sonucunda görülen zorunlu bir solunum şeklidir. LAKTİK ASİT FERMENTASYONUN ŞEMATİK GÖRÜNÜŞÜ “ Bütün fermentasyon olaylarında piruvata kadar olan evreler aynıdır. Ancak, piruvattan sonra gelen son ürün etil alkol, asetik asit, sitrik asit ve aseton olabilir.Bunun nedeni piruvattan sonraki kademelerde farklı enzimlerin kullanılmasıdır. “ ÖNEMLİ ! “ Fermentasyon günlük yaşantımızda da önemlidir.Çünkü, yoğurt, bira, peynir, ekmek, turşu, v.b. gibi çoğu besin maddelerinin yapımı fermentasyonla olur. “ OKSİJENLİ ( AEROBİK ) SOLUNUM ÖNEMLİ ! “ Oksijen, canlı sistemlerdeki enerji üretiminde iyi bir yükseltgen olarak görev yapar. Yani kuvvetli bir elektron alıcı olarak kullanılır. Bu da hücreye giren organik besinlerin parçalanması ve kimyasal bağlarındaki enerjinin açığa çıkmasını sağlar. “ Dünyamızı örterek güneşten gelen zararlı ışınların biyosfere ulaşmasına engel olan ozon tabakasının kaynağını oksijen oluşturur.” “ Oksijenin kaynağı bitkilerdir.Fotosentez yoluyla üretilir. “ OKSİJENLİ SOLUNUMUN ENERJİ HESABI |
Oksijenli ve Oksijensiz Solunum Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Enerji ancak besin maddelerinden karşılanabilir. Canlıların aldıkları besin maddelerini oksijen kullanarak veya oksijen kullanmadan enerji elde etmesine solunum denir. Solunumda, alınan basit şeker (glikoz) hücre içerisinde parçalanır ve bunun sonucunda enerji, karbondioksit ve su oluşur. Bazı canlılar glikozu oksijen kullanarak parçalar ki bu olaya oksijenli solunum denir. Oksijenli solunum olayı hücrelerde mitokondri de gerçekleşir. http://www.fenokulu.net/kavramresim7/oksijenli-solunum-deklemi.gif Not: Bitkiler de canlı olduğuna göre onlar da solunum yaparlar. Solunum hem gece hem gündüz yapılır. Fotosentez ise sadece ışık varlığında (bu sadece gündüz olarak da ifade edilebilir) yapılır. Solunum yapılıyor ve enerji üretiliyor... Peki, elde edilen enerji hücrelerde nasıl kullanılıyor? Yaşamsal faaliyetlerimiz için gerekli olan enerji solunumda açığa çıkar. Açığa çıkan bu enerji ATP(adenozintrifosfat) molekülünde saklanır. Bir ATP molekülünde adenin organik bazı ve üç fosfat grubu(fosforik asit molekülü) vardır. Bu fosfat grupların arasındaki bağların kopmasıyla enerji açığa çıkar. Bu enerji canlıların beslenmesini, konuşmasını, koşmasını kısaca yaşamının devam etmesini sağlayan enerjidir. Bitkiler ise büyüme, besin maddelerini farklı organlara taşıma ve ışığa yönelme gibi faaliyetlerini gerçekleştirirken enerji kullanırlar. Aşağıda ATP molekülünün yapısı gösterilmektedir. http://www.fenokulu.net/kavramresim7/atp-molekulu.gif Bazı canlılar solunumlarında (yani glikozu parçalarken) oksijen kullanmazlar. Oksijen kullanılmadan besinlerdeki kimyasal bağ enerjisinin ATP enerjisine dönüştürülmesi olayına oksijensiz solunum denir. (Oksijensiz solunumun diğer isimleri = mayalanma = fermantasyon) Bir çok bakteri, maya mantarları, memeli hayvanların çizgili kas hücreleri ( O2siz durumda) oksijensiz solunum yapar. * Günlük hayatımızda oksijensiz solunumun görüldüğü olaylara örnekler: ●Peynir, yoğurt, turşu, soya sosu, ekmek yapımında bazı bakteri ve mantarların oksijensiz solunum yapmalarından faydalanılır. ●Ağır ve uzun egzersizler yaptığımızda çizgili kaslarımız oksijeni yeterli alamaz. Bu anlarda kas hücreleri oksijensiz solum yapar. Bunun sonucunda kaslarda yorgunluk hissi veren bir tür asit birikir. Kas hücreleri normal temposuna geçtiğinde bu hücreler yeniden oksijenli solunum yapmaya devam eder. Oksijensiz solunum, oksijenli solunuma göre daha kısa ve hızlı gerçekleşen bir olaydır. Bir glikozdan oksijenli solunum sonucunda 38 ATP oluşurken, oksijensiz solunumda 2 ATP oluşur. Bu nedenle oksijenli solunum sonucunda oluşan enerji, oksijensiz solunumda oluşan enerjiye oranla daha fazladır. Fotosentez ve Solunum Arasındaki İlişki Bu iki olay birbirinin tersi gibidir. http://www.fenokulu.net/kavramresim7/fotosentez-solunum-iliskisi.gif Solunum Fotosentez 1. Tüm canlılarda görülür 1. Klorofil taşıyan canlılarda görülür 2. Her an gerçekleşir 2. Işıklı ortamda gerçekleşir 3. Besin ve oksijene ihtiyaç vardır 3. Su, karbondioksit ve ışığa ihtiyaç vardır 4. Karbondioksit, su ve enerji üretilir 4. Besin ve oksijen üretilir 5. Ökaryot hücrelerde mitokondri de gerçekleşir 5. Ökaryot hücrelerde kloroplastta gerçekleşir 6. Ağırlık azalmasına neden olur 6. Ağırlık artmasına sebep olur. Hazırlayan:Kübra BAŞ |
|
O2’li solunum, ökaryot hücrelerde mitokondrideki ETS ile, prokaryot hücrelerde ise hücre zarında, mezozomda ya da stoplazmada bulunan ETS ile gerçekleşir.Bu yüzden O2’li solunum tapan tüm hücrelerde mitokondri bulunur genellemesi yanlıştır.Aslında O2'li solunum yapan tüm hücrelerde bulunması gereken şey solunum enzimleri yani ETS elemanlarıdır.Prokaryot hücrelerde de O2‘li solunum reaksiyonları mitokondrisi olan hücrelerdeki gibidir. http://www.canlibilimi.com/images/mitokondri.gif • MİTOKONDRİNİN YAPISI: Mitokondrinin iç zarı içeriye doğru girinti yaparak kristaları oluşturur. Kristalar mitokondrilerinin iç yüzeylerini arttırarak birim zamanda sentezlenen ATP miktarını arttırmıştır.Çünkü çok ETS çok ATP üretimine neden olur. Mitokondrilerin kendilerine özgü DNA,RNA ve ribozomları vardır.Bundan dolayı mitokondriler gerektiğinde bölünerek çoğalabilirler.Mitokondrinin bölünmesi Dnaı kontrolü altında gerçekleşir. Mitokondride protein sentezi yapılır.Çünkü mitokondrinin kendşne özgü ribozomu vardır.Mitokondriler hücrein enerji santralleri olduğundan enerji ihtiyacı fazla olan hücrelerde mitokondri sayısı fazladır.Örn:Kas ve karaciğer hücreleri. Mitokondri zarı krebs devrinde ve ETS’de kullanılacak maddelere geçirgendir. Örn: Sitoplazmadan mitokondriye: H2‘ler, O2 , piruvat, yağ asidi, amino asit Mitokondriden stoplazmya ATP,H2O, CO2 geçer. MİTOKONDRİ VE KLOROPLASTIN KARŞILAŞTIRILMASI: MİTOKONDRİ -> Çift zarlıdır -> ETS bulunur -> DNA RNA ribozom ve enzimler bulunur -> Dış zarı düz; iç zarı girintili çıkıntılıdır. -> Protista alemi fungiler ile bitki ve hayvanlarda bulunur -> Organik maddeler CO2 ve H2O ya parçalanır KLOROPLAST -> Çift zarlıdır. -> ETS bulunur -> DNA RNA ribozom ve enzimler bulunur -> Dış zarı düz; iç zarı lamellidir. -> Öglena ve bitki hücrelerinde görülür. -> CO2 ve H2O u organik maddelere dönüştürür. |
ökaryot nedir |
Alıntı:
ökaryotlar (Latince Eukaryota), hücrelerinin yapısından dolayı beraber gruplandırılmış bir canlılar grubudur. Bilimsel sınıflandırmada ökaryotlar, bakteriler ve Arkeler, tüm canlıları kapsayan üç ana gruptur. ökaryotların tanımlayıcı özelliği genetik malzemelerinin zarla çevrili bir (veya birkaç) çekirdek içinde yer almasıdır. Bu nedenle kelime, Eski Yunanca eu, gerçek ve karyon, çekirdek sözcüklerinden türetilmiştir. Sıfat hali ökaryotiktir. bakteri ve arkeler çekirdeksiz olduklarından beraberce prokaryot olarak adlandırılırlar (Eski Yunanca pro-, evvel ve karyon çekirdek sözcüklerinden). Çekirdeğin yanı sıra, ökaryotların mitokondri veya kloroplast gibi zarla çevrili çeşitli organelleri vardır, bu tür hücre içi karmaşık yapılar da prokaryotlarda bulunmaz. ökaryotların ortak bir atası olduğu için bir üst alem (domain) olarak tanımlanmışlardır. Üst alem sisteminde ökaryotların, prokaryotlara kıyasla, arkelerle daha çok ortak özellikleri vardır ve bu yüzden arkelerle beraber Neomura kladı içinde gruplandırılırlar. ökaryotlar arasındaki farklılıklar ökaryotlar genel olarak hayvan, bitki, mantar ve protista olarak dört gruba ayrılırlar. Ancak protista grubu aslında hayvan, bitki ve mantar olmayan ökaryotların içine atıldığı bir grup olduğu için bazı biyologlar tarafından kabul görmez ve onun yerine daha küçük gruplar sayılır. Çok çeşitli ökaryotik hücre tipi olmakla beraber hayvan ve bitkiler en yaygın ve iyi bilinen ökaryotlar olduklarından ökaryot yapısının anlaşılması için iyi bir başlangıç noktası oluştururlar. Ancak, mantar ve çoğu protistanın hayvan ve bitkilerden önemli farklılıkları vardır. |
Alıntı:
|
Saat: 05:42 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık