atatürk ün askeri baþarýlarý nelerdir?

Ýnceleyiniz Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

mustafa kemalin askeri görevlerindeki baþarýlar nelerdir

atatürkün askeri baþarýlarý neler?:)

Atatürk'ün askeri baþarýlarý hakkýnda bilgi verir misiniz?
 

ATATÜRKÜN ASKERÝ BAÞARILARI

ataturk
 

ATATURKUN ASKERÝ BASARILARI

Mustafa Kemal'in askeri hayatýndaki baþarýlarý nelerdir?
 

mustafa kemalin askeri görevindeki baþarýlarý nelerdir

Atatürk'ün Askeri Görevleri

1896-1899 yýllarý arasýnda Manastýr Askeri Ýdâdi’sini bitirip, Ýstanbul’da Harp Okulu'nda öðrenim görmeye baþladý.
1902'de teðmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti.
11 Ocak 1905'te yüzbaþý rütbesiyle Akademi’yi bitirdi.
1905-1907 yýllarý arasýnda Þam’da 5. Ordu emrinde görev yaptý. 1907'de Kolaðasý (Kýdemli Yüzbaþý) oldu. Manastýr’a III. Ordu’ya atandý.
19 Nisan 1909'da Ýstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Baþkaný olarak görev aldý.
1910 yýlýnda Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevralarý’na katýldý.
1911 yýlýnda Ýstanbul’da Genel Kurmay Baþkanlýðý emrinde çalýþmaya baþladý.
1911 yýlýnda Ýtalyanlarýn Trablusgarp’ý iþgaliyle ile baþlayan savaþta, Mustafa Kemal bir grup arkadaþýyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev yaptý. 22 Aralýk 1911'de Ýtalyanlara karþý Tobruk Savaþýnda zafer elde etti.
6 Mart 1912'de Derne Komutanlýðýna getirildi.
1912 yýlýnýn Ekim ayýnda Balkan Savaþlarý baþlayýnca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayýr’daki birliklerle savaþa katýldý. Dimetoka ve Edirne’nin geri alýnýþýnda büyük katkýlarý görüldü.
1913 yýlýnda Sofya Ateþemiliterliðine atandý. Bu görevde iken 1914 yýlýnda yarbaylýða yükseldi. Ateþemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sýrada I. Dünya Savaþý baþlamýþ, Osmanlý Ýmparatorluðu savaþa girmek zorunda kalmýþtý. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdað’da görevlendirildi.
1914'te patlak veren I. Dünya Savaþý’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlýk destaný yazýp Ýtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boðazýný geçmeye kalkan Ýngiliz ve Fransýz donanmasý aðýr kayýplar verince Gelibolu Yarýmadasý’na asker çýkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arýburnu’na çýkan düþman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiði 19. Tümen Conkbayýrý’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu baþarý üzerine albaylýða yükseldi. Ýngilizler 6-7 Aðustos 1915'te Arýburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutaný Mustafa Kemal 9-10 Aðustos’ta Anafartalar Zaferini kazandý. Bu zaferi 17 Aðustos’ta Kireçtepe, 21 Aðustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaþlarýnda yaklaþýk 253.000 þehit veren Türk ulusu onurunu Ýtilaf Devletlerine karþý korumasýný bilmiþtir. Mustafa Kemal’in askerlerine;

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

emri cephenin kaderini deðiþtirmiþtir.
Çanakkale Savaþlarý’dan sonra Mustafa Kemal 1916'da Edirne ve Diyarbakýr’da görev aldý. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliðe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaþarak Muþ ve Bitlis’in geri alýnmasýný saðladý.
Þam ve Halep’teki kýsa süreli görevlerinden sonra 1917'de Ýstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandý. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu.
15 Aðustos 1918'de Halep’e 7. Ordu Komutaný olarak döndü. Bu cephede Ýngiliz kuvvetlerine karþý baþarýlý savunma savaþlarý yaptý. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasýndan bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yýldýrým Ordularý Grubu Komutanlýðýna getirildi. Bu ordunun kaldýrýlmasý üzerine 13 Kasým 1918'de Ýstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde göreve baþladý.
30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Antlaþmasý’ndan sonra Ýtilaf Devletleri’nin Osmanlý topraklarýný iþgale baþlamalarý üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettiþi olarak 19 Mayýs 1919'da Samsun’a çýktý.
22 Haziran 1919'da Amasya’da yayýmladýðý genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararýnýn kurtaracaðýný” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantýya çaðýrdý.
23 Temmuz - 7 Aðustos 1919 tarihleri arasýnda Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasýnda da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanýn kurtuluþu için izlenecek yolun belirlenmesini saðladý.
7 Aralýk 1919'da Ankara’da heyecanla karþýlandý.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlmasýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasý yolunda önemli bir adým atýlmýþ oldu. Meclis ve Hükümet Baþkanlýðýna Mustafa Kemal seçildi TBMM, Kurtuluþ Savaþý’nýn baþarýyla sonuçlanmasý için gerekli yasalarý kabul edip uygulamaya baþladý.
Kurtuluþ Mücadelesi, 15 Mayýs 1919'da Yunanlýlarýn Ýzmir’i iþgali sýrasýnda düþmana ilk kurþunun atýlmasýyla baþladý.
10 Aðustos 1920 tarihinde Sevr Antlaþmasý’ný imzalayarak aralarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu’nu paylaþan I. Dünya Savaþý’nýn galip devletlerine karþý önce Kuvâ-yi Milliye adý verilen milis kuvvetleriyle savaþýldý. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleþmesini saðlayarak savaþý zaferle sonuçlandýrdý.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli aþamalarý þunlardýr:

• Gümrü’nün (7 Kasým 1920) kurtarýlýþý ve Sarýkamýþ (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920)
• Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraþ, Þanlý Urfa savunmalarý (1919- 1921)
• Sakarya Zaferi (23 Aðustos-13 Eylül 1921)
• I. Ýnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
• II. Ýnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
• Büyük Taarruz, Baþkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Aðustos 9 Eylül 1922)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

atanýn askeri görevlerinde ki baþarýlarýný da yayýnlarsanýz bize daha çok yardým etmiþ olursunuz....:)

lütfen sliyiniz

Atatürk'ün Askeri Görevleri

1896-1899 yýllarý arasýnda Manastýr Askeri Ýdâdi’sini bitirip, Ýstanbul’da Harp Okulu'nda öðrenim görmeye baþladý.
1902'de teðmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti.
11 Ocak 1905'te yüzbaþý rütbesiyle Akademi’yi bitirdi.
1905-1907 yýllarý arasýnda Þam’da 5. Ordu emrinde görev yaptý. 1907'de Kolaðasý (Kýdemli Yüzbaþý) oldu. Manastýr’a III. Ordu’ya atandý.
19 Nisan 1909'da Ýstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Baþkaný olarak görev aldý.
1910 yýlýnda Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevralarý’na katýldý.
1911 yýlýnda Ýstanbul’da Genel Kurmay Baþkanlýðý emrinde çalýþmaya baþladý.
1911 yýlýnda Ýtalyanlarýn Trablusgarp’ý iþgaliyle ile baþlayan savaþta, Mustafa Kemal bir grup arkadaþýyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev yaptý. 22 Aralýk 1911'de Ýtalyanlara karþý Tobruk Savaþýnda zafer elde etti.
6 Mart 1912'de Derne Komutanlýðýna getirildi.
1912 yýlýnýn Ekim ayýnda Balkan Savaþlarý baþlayýnca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayýr’daki birliklerle savaþa katýldý. Dimetoka ve Edirne’nin geri alýnýþýnda büyük katkýlarý görüldü.
1913 yýlýnda Sofya Ateþemiliterliðine atandý. Bu görevde iken 1914 yýlýnda yarbaylýða yükseldi. Ateþemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sýrada I. Dünya Savaþý baþlamýþ, Osmanlý Ýmparatorluðu savaþa girmek zorunda kalmýþtý. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdað’da görevlendirildi.
1914'te patlak veren I. Dünya Savaþý’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlýk destaný yazýp Ýtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boðazýný geçmeye kalkan Ýngiliz ve Fransýz donanmasý aðýr kayýplar verince Gelibolu Yarýmadasý’na asker çýkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arýburnu’na çýkan düþman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiði 19. Tümen Conkbayýrý’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu baþarý üzerine albaylýða yükseldi. Ýngilizler 6-7 Aðustos 1915'te Arýburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutaný Mustafa Kemal 9-10 Aðustos’ta Anafartalar Zaferini kazandý. Bu zaferi 17 Aðustos’ta Kireçtepe, 21 Aðustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaþlarýnda yaklaþýk 253.000 þehit veren Türk ulusu onurunu Ýtilaf Devletlerine karþý korumasýný bilmiþtir. Mustafa Kemal’in askerlerine;

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

emri cephenin kaderini deðiþtirmiþtir.
Çanakkale Savaþlarý’dan sonra Mustafa Kemal 1916'da Edirne ve Diyarbakýr’da görev aldý. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliðe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaþarak Muþ ve Bitlis’in geri alýnmasýný saðladý.
Þam ve Halep’teki kýsa süreli görevlerinden sonra 1917'de Ýstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandý. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu.
15 Aðustos 1918'de Halep’e 7. Ordu Komutaný olarak döndü. Bu cephede Ýngiliz kuvvetlerine karþý baþarýlý savunma savaþlarý yaptý. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasýndan bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yýldýrým Ordularý Grubu Komutanlýðýna getirildi. Bu ordunun kaldýrýlmasý üzerine 13 Kasým 1918'de Ýstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde göreve baþladý.
30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Antlaþmasý’ndan sonra Ýtilaf Devletleri’nin Osmanlý topraklarýný iþgale baþlamalarý üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettiþi olarak 19 Mayýs 1919'da Samsun’a çýktý.
22 Haziran 1919'da Amasya’da yayýmladýðý genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararýnýn kurtaracaðýný” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantýya çaðýrdý.
23 Temmuz - 7 Aðustos 1919 tarihleri arasýnda Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasýnda da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanýn kurtuluþu için izlenecek yolun belirlenmesini saðladý.
7 Aralýk 1919'da Ankara’da heyecanla karþýlandý.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlmasýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasý yolunda önemli bir adým atýlmýþ oldu. Meclis ve Hükümet Baþkanlýðýna Mustafa Kemal seçildi TBMM, Kurtuluþ Savaþý’nýn baþarýyla sonuçlanmasý için gerekli yasalarý kabul edip uygulamaya baþladý.
Kurtuluþ Mücadelesi, 15 Mayýs 1919'da Yunanlýlarýn Ýzmir’i iþgali sýrasýnda düþmana ilk kurþunun atýlmasýyla baþladý.
10 Aðustos 1920 tarihinde Sevr Antlaþmasý’ný imzalayarak aralarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu’nu paylaþan I. Dünya Savaþý’nýn galip devletlerine karþý önce Kuvâ-yi Milliye adý verilen milis kuvvetleriyle savaþýldý. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleþmesini saðlayarak savaþý zaferle sonuçlandýrdý.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli aþamalarý þunlardýr:

• Gümrü’nün (7 Kasým 1920) kurtarýlýþý ve Sarýkamýþ (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920)
• Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraþ, Þanlý Urfa savunmalarý (1919- 1921)
• Sakarya Zaferi (23 Aðustos-13 Eylül 1921)
• I. Ýnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
• II. Ýnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
• Büyük Taarruz, Baþkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Aðustos 9 Eylül 1922)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri __________________

ATATÜRKÜN BAÞARILARINDA ÖNE ÇIKAN ÖZELLÝKLERÝ
 

atatürkün askeri baþarýlarýna örnekler werebilirmisiniz???

Atatürk'ün Askeri Görevleri

1896-1899 yýllarý arasýnda Manastýr Askeri Ýdâdi’sini bitirip, Ýstanbul’da Harp Okulu'nda öðrenim görmeye baþladý.
1902'de teðmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti.
11 Ocak 1905'te yüzbaþý rütbesiyle Akademi’yi bitirdi.
1905-1907 yýllarý arasýnda Þam’da 5. Ordu emrinde görev yaptý. 1907'de Kolaðasý (Kýdemli Yüzbaþý) oldu. Manastýr’a III. Ordu’ya atandý.
19 Nisan 1909'da Ýstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Baþkaný olarak görev aldý.
1910 yýlýnda Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevralarý’na katýldý.
1911 yýlýnda Ýstanbul’da Genel Kurmay Baþkanlýðý emrinde çalýþmaya baþladý.
1911 yýlýnda Ýtalyanlarýn Trablusgarp’ý iþgaliyle ile baþlayan savaþta, Mustafa Kemal bir grup arkadaþýyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev yaptý. 22 Aralýk 1911'de Ýtalyanlara karþý Tobruk Savaþýnda zafer elde etti.
6 Mart 1912'de Derne Komutanlýðýna getirildi.
1912 yýlýnýn Ekim ayýnda Balkan Savaþlarý baþlayýnca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayýr’daki birliklerle savaþa katýldý. Dimetoka ve Edirne’nin geri alýnýþýnda büyük katkýlarý görüldü.
1913 yýlýnda Sofya Ateþemiliterliðine atandý. Bu görevde iken 1914 yýlýnda yarbaylýða yükseldi. Ateþemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sýrada I. Dünya Savaþý baþlamýþ, Osmanlý Ýmparatorluðu savaþa girmek zorunda kalmýþtý. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdað’da görevlendirildi.
1914'te patlak veren I. Dünya Savaþý’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlýk destaný yazýp Ýtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boðazýný geçmeye kalkan Ýngiliz ve Fransýz donanmasý aðýr kayýplar verince Gelibolu Yarýmadasý’na asker çýkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arýburnu’na çýkan düþman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiði 19. Tümen Conkbayýrý’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu baþarý üzerine albaylýða yükseldi. Ýngilizler 6-7 Aðustos 1915'te Arýburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutaný Mustafa Kemal 9-10 Aðustos’ta Anafartalar Zaferini kazandý. Bu zaferi 17 Aðustos’ta Kireçtepe, 21 Aðustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaþlarýnda yaklaþýk 253.000 þehit veren Türk ulusu onurunu Ýtilaf Devletlerine karþý korumasýný bilmiþtir. Mustafa Kemal’in askerlerine;

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

emri cephenin kaderini deðiþtirmiþtir.
Çanakkale Savaþlarý’dan sonra Mustafa Kemal 1916'da Edirne ve Diyarbakýr’da görev aldý. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliðe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaþarak Muþ ve Bitlis’in geri alýnmasýný saðladý.
Þam ve Halep’teki kýsa süreli görevlerinden sonra 1917'de Ýstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandý. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu.
15 Aðustos 1918'de Halep’e 7. Ordu Komutaný olarak döndü. Bu cephede Ýngiliz kuvvetlerine karþý baþarýlý savunma savaþlarý yaptý. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasýndan bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yýldýrým Ordularý Grubu Komutanlýðýna getirildi. Bu ordunun kaldýrýlmasý üzerine 13 Kasým 1918'de Ýstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde göreve baþladý.
30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Antlaþmasý’ndan sonra Ýtilaf Devletleri’nin Osmanlý topraklarýný iþgale baþlamalarý üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettiþi olarak 19 Mayýs 1919'da Samsun’a çýktý.
22 Haziran 1919'da Amasya’da yayýmladýðý genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararýnýn kurtaracaðýný” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantýya çaðýrdý.
23 Temmuz - 7 Aðustos 1919 tarihleri arasýnda Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasýnda da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanýn kurtuluþu için izlenecek yolun belirlenmesini saðladý.
7 Aralýk 1919'da Ankara’da heyecanla karþýlandý.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlmasýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasý yolunda önemli bir adým atýlmýþ oldu. Meclis ve Hükümet Baþkanlýðýna Mustafa Kemal seçildi TBMM, Kurtuluþ Savaþý’nýn baþarýyla sonuçlanmasý için gerekli yasalarý kabul edip uygulamaya baþladý.
Kurtuluþ Mücadelesi, 15 Mayýs 1919'da Yunanlýlarýn Ýzmir’i iþgali sýrasýnda düþmana ilk kurþunun atýlmasýyla baþladý.
10 Aðustos 1920 tarihinde Sevr Antlaþmasý’ný imzalayarak aralarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu’nu paylaþan I. Dünya Savaþý’nýn galip devletlerine karþý önce Kuvâ-yi Milliye adý verilen milis kuvvetleriyle savaþýldý. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleþmesini saðlayarak savaþý zaferle sonuçlandýrdý.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli aþamalarý þunlardýr:

• Gümrü’nün (7 Kasým 1920) kurtarýlýþý ve Sarýkamýþ (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920)
• Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraþ, Þanlý Urfa savunmalarý (1919- 1921)
• Sakarya Zaferi (23 Aðustos-13 Eylül 1921)
• I. Ýnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
• II. Ýnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
• Büyük Taarruz, Baþkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Aðustos 9 Eylül 1922)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

askeri görevlerindeki baþarýlarýný bulan var mý???????

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

askeri görevlerinde ki baþarýlarý ný yayýnlasanýza

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

okursanýz ve verdiðim linke týklarsanýz yayýnlandýðýný göreceksiniz.

acil cvp lütfennnnnnnnnn :((((((((
 

mustafa kemaþ paþanýn 1991 yýlýna kadar geçen dönemde askeri yetenekleri ve liderlik özelliklerini ortaya çýkaran olaylar hangileridir

MUSTAFA KEMAL
 

MUSTAFA KEMALIN ASKERI GOREVINDEKI BASARILARI

...

Atatürk'ün Askeri Görevleri

1896-1899 yýllarý arasýnda Manastýr Askeri Ýdâdi’sini bitirip, Ýstanbul’da Harp Okulu'nda öðrenim görmeye baþladý.
1902'de teðmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti.
11 Ocak 1905'te yüzbaþý rütbesiyle Akademi’yi bitirdi.
1905-1907 yýllarý arasýnda Þam’da 5. Ordu emrinde görev yaptý. 1907'de Kolaðasý (Kýdemli Yüzbaþý) oldu. Manastýr’a III. Ordu’ya atandý.
19 Nisan 1909'da Ýstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Baþkaný olarak görev aldý.
1910 yýlýnda Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevralarý’na katýldý.
1911 yýlýnda Ýstanbul’da Genel Kurmay Baþkanlýðý emrinde çalýþmaya baþladý.
1911 yýlýnda Ýtalyanlarýn Trablusgarp’ý iþgaliyle ile baþlayan savaþta, Mustafa Kemal bir grup arkadaþýyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev yaptý. 22 Aralýk 1911'de Ýtalyanlara karþý Tobruk Savaþýnda zafer elde etti.
6 Mart 1912'de Derne Komutanlýðýna getirildi.
1912 yýlýnýn Ekim ayýnda Balkan Savaþlarý baþlayýnca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayýr’daki birliklerle savaþa katýldý. Dimetoka ve Edirne’nin geri alýnýþýnda büyük katkýlarý görüldü.
1913 yýlýnda Sofya Ateþemiliterliðine atandý. Bu görevde iken 1914 yýlýnda yarbaylýða yükseldi. Ateþemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sýrada I. Dünya Savaþý baþlamýþ, Osmanlý Ýmparatorluðu savaþa girmek zorunda kalmýþtý. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdað’da görevlendirildi.
1914'te patlak veren I. Dünya Savaþý’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlýk destaný yazýp Ýtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boðazýný geçmeye kalkan Ýngiliz ve Fransýz donanmasý aðýr kayýplar verince Gelibolu Yarýmadasý’na asker çýkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arýburnu’na çýkan düþman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiði 19. Tümen Conkbayýrý’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu baþarý üzerine albaylýða yükseldi. Ýngilizler 6-7 Aðustos 1915'te Arýburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutaný Mustafa Kemal 9-10 Aðustos’ta Anafartalar Zaferini kazandý. Bu zaferi 17 Aðustos’ta Kireçtepe, 21 Aðustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaþlarýnda yaklaþýk 253.000 þehit veren Türk ulusu onurunu Ýtilaf Devletlerine karþý korumasýný bilmiþtir. Mustafa Kemal’in askerlerine;

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

emri cephenin kaderini deðiþtirmiþtir.
Çanakkale Savaþlarý’dan sonra Mustafa Kemal 1916'da Edirne ve Diyarbakýr’da görev aldý. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliðe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaþarak Muþ ve Bitlis’in geri alýnmasýný saðladý.
Þam ve Halep’teki kýsa süreli görevlerinden sonra 1917'de Ýstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandý. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu.
15 Aðustos 1918'de Halep’e 7. Ordu Komutaný olarak döndü. Bu cephede Ýngiliz kuvvetlerine karþý baþarýlý savunma savaþlarý yaptý. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasýndan bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yýldýrým Ordularý Grubu Komutanlýðýna getirildi. Bu ordunun kaldýrýlmasý üzerine 13 Kasým 1918'de Ýstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde göreve baþladý.
30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Antlaþmasý’ndan sonra Ýtilaf Devletleri’nin Osmanlý topraklarýný iþgale baþlamalarý üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettiþi olarak 19 Mayýs 1919'da Samsun’a çýktý.
22 Haziran 1919'da Amasya’da yayýmladýðý genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararýnýn kurtaracaðýný” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantýya çaðýrdý.
23 Temmuz - 7 Aðustos 1919 tarihleri arasýnda Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasýnda da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanýn kurtuluþu için izlenecek yolun belirlenmesini saðladý.
7 Aralýk 1919'da Ankara’da heyecanla karþýlandý.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlmasýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasý yolunda önemli bir adým atýlmýþ oldu. Meclis ve Hükümet Baþkanlýðýna Mustafa Kemal seçildi TBMM, Kurtuluþ Savaþý’nýn baþarýyla sonuçlanmasý için gerekli yasalarý kabul edip uygulamaya baþladý.
Kurtuluþ Mücadelesi, 15 Mayýs 1919'da Yunanlýlarýn Ýzmir’i iþgali sýrasýnda düþmana ilk kurþunun atýlmasýyla baþladý.
10 Aðustos 1920 tarihinde Sevr Antlaþmasý’ný imzalayarak aralarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu’nu paylaþan I. Dünya Savaþý’nýn galip devletlerine karþý önce Kuvâ-yi Milliye adý verilen milis kuvvetleriyle savaþýldý. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleþmesini saðlayarak savaþý zaferle sonuçlandýrdý.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli aþamalarý þunlardýr:

Gümrü’nün (7 Kasým 1920) kurtarýlýþý ve Sarýkamýþ (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920)
Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraþ, Þanlý Urfa savunmalarý (1919- 1921)
Sakarya Zaferi (23 Aðustos-13 Eylül 1921)
I. Ýnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
II. Ýnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
Büyük Taarruz, Baþkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Aðustos 9 Eylül 1922)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

mustafa kemalin askeri baþarýlarý

yha askeri görevleri deðilde baþarýlarýný yayýnlarmýsýnýz

atatürk ün askeri yeteneklri ile liderlik özellikleri hakkýnda söylenmiþ sözleri yazýnýz
yha 8. sýnýf inkýlap calýsma kýtabýnda sayfa 17 deký 3. soru yha bna yrdmcý olrsanýz mutlu olurum

mustafa kemelin askeri görevlerindeki baþarýlarý

mustafa kemalin askeri görevlerindeki baþarý

ya lütfen ataturkun askerý gorevýndeký basarýlarýný yazarmýsýnýzzzzzzz

Atatürk'ün askeri görevlerindeki baþarýlarý nelerdir?
 

atatürk'ün askeri görevindeki baþarýlarý nelerdir

atatükün askeri görevlerideki baþarýlarý
 

lütfenn bunun cvb çok ihtiyacým arrrr

atatürk'ün askerigörevin deki baþarýlarý:)

ya mustafa kemalin askeri görevlerindeki baþarýlarý nelerdir????????acil cewap istiyorummmm

Atatürk'ün Askeri Görevleri

1896-1899 yýllarý arasýnda Manastýr Askeri Ýdâdi’sini bitirip, Ýstanbul’da Harp Okulu'nda öðrenim görmeye baþladý.
1902'de teðmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti.
11 Ocak 1905'te yüzbaþý rütbesiyle Akademi’yi bitirdi.
1905-1907 yýllarý arasýnda Þam’da 5. Ordu emrinde görev yaptý. 1907'de Kolaðasý (Kýdemli Yüzbaþý) oldu. Manastýr’a III. Ordu’ya atandý.
19 Nisan 1909'da Ýstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Baþkaný olarak görev aldý.
1910 yýlýnda Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevralarý’na katýldý.
1911 yýlýnda Ýstanbul’da Genel Kurmay Baþkanlýðý emrinde çalýþmaya baþladý.
1911 yýlýnda Ýtalyanlarýn Trablusgarp’ý iþgaliyle ile baþlayan savaþta, Mustafa Kemal bir grup arkadaþýyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev yaptý. 22 Aralýk 1911'de Ýtalyanlara karþý Tobruk Savaþýnda zafer elde etti.
6 Mart 1912'de Derne Komutanlýðýna getirildi.
1912 yýlýnýn Ekim ayýnda Balkan Savaþlarý baþlayýnca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayýr’daki birliklerle savaþa katýldý. Dimetoka ve Edirne’nin geri alýnýþýnda büyük katkýlarý görüldü.
1913 yýlýnda Sofya Ateþemiliterliðine atandý. Bu görevde iken 1914 yýlýnda yarbaylýða yükseldi. Ateþemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sýrada I. Dünya Savaþý baþlamýþ, Osmanlý Ýmparatorluðu savaþa girmek zorunda kalmýþtý. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdað’da görevlendirildi.
1914'te patlak veren I. Dünya Savaþý’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlýk destaný yazýp Ýtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boðazýný geçmeye kalkan Ýngiliz ve Fransýz donanmasý aðýr kayýplar verince Gelibolu Yarýmadasý’na asker çýkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arýburnu’na çýkan düþman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiði 19. Tümen Conkbayýrý’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu baþarý üzerine albaylýða yükseldi. Ýngilizler 6-7 Aðustos 1915'te Arýburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutaný Mustafa Kemal 9-10 Aðustos’ta Anafartalar Zaferini kazandý. Bu zaferi 17 Aðustos’ta Kireçtepe, 21 Aðustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaþlarýnda yaklaþýk 253.000 þehit veren Türk ulusu onurunu Ýtilaf Devletlerine karþý korumasýný bilmiþtir. Mustafa Kemal’in askerlerine;

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

emri cephenin kaderini deðiþtirmiþtir.
Çanakkale Savaþlarý’dan sonra Mustafa Kemal 1916'da Edirne ve Diyarbakýr’da görev aldý. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliðe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaþarak Muþ ve Bitlis’in geri alýnmasýný saðladý.
Þam ve Halep’teki kýsa süreli görevlerinden sonra 1917'de Ýstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandý. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu.
15 Aðustos 1918'de Halep’e 7. Ordu Komutaný olarak döndü. Bu cephede Ýngiliz kuvvetlerine karþý baþarýlý savunma savaþlarý yaptý. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasýndan bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yýldýrým Ordularý Grubu Komutanlýðýna getirildi. Bu ordunun kaldýrýlmasý üzerine 13 Kasým 1918'de Ýstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde göreve baþladý.
30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Antlaþmasý’ndan sonra Ýtilaf Devletleri’nin Osmanlý topraklarýný iþgale baþlamalarý üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettiþi olarak 19 Mayýs 1919'da Samsun’a çýktý.
22 Haziran 1919'da Amasya’da yayýmladýðý genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararýnýn kurtaracaðýný” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantýya çaðýrdý.
23 Temmuz - 7 Aðustos 1919 tarihleri arasýnda Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasýnda da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanýn kurtuluþu için izlenecek yolun belirlenmesini saðladý.
7 Aralýk 1919'da Ankara’da heyecanla karþýlandý.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlmasýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasý yolunda önemli bir adým atýlmýþ oldu. Meclis ve Hükümet Baþkanlýðýna Mustafa Kemal seçildi TBMM, Kurtuluþ Savaþý’nýn baþarýyla sonuçlanmasý için gerekli yasalarý kabul edip uygulamaya baþladý.
Kurtuluþ Mücadelesi, 15 Mayýs 1919'da Yunanlýlarýn Ýzmir’i iþgali sýrasýnda düþmana ilk kurþunun atýlmasýyla baþladý.
10 Aðustos 1920 tarihinde Sevr Antlaþmasý’ný imzalayarak aralarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu’nu paylaþan I. Dünya Savaþý’nýn galip devletlerine karþý önce Kuvâ-yi Milliye adý verilen milis kuvvetleriyle savaþýldý. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleþmesini saðlayarak savaþý zaferle sonuçlandýrdý.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli aþamalarý þunlardýr:

• Gümrü’nün (7 Kasým 1920) kurtarýlýþý ve Sarýkamýþ (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920)
• Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraþ, Þanlý Urfa savunmalarý (1919- 1921)
• Sakarya Zaferi (23 Aðustos-13 Eylül 1921)
• I. Ýnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
• II. Ýnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
• Büyük Taarruz, Baþkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Aðustos 9 Eylül 1922)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

madde halinde kýsa istiyorum

atatürk'ün askeri baþarýlarý nedir?

Atatürk'ün Askeri Görevleri

1896-1899 yýllarý arasýnda Manastýr Askeri Ýdâdi’sini bitirip, Ýstanbul’da Harp Okulu'nda öðrenim görmeye baþladý.
1902'de teðmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti.
11 Ocak 1905'te yüzbaþý rütbesiyle Akademi’yi bitirdi.
1905-1907 yýllarý arasýnda Þam’da 5. Ordu emrinde görev yaptý. 1907'de Kolaðasý (Kýdemli Yüzbaþý) oldu. Manastýr’a III. Ordu’ya atandý.
19 Nisan 1909'da Ýstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Baþkaný olarak görev aldý.
1910 yýlýnda Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevralarý’na katýldý.
1911 yýlýnda Ýstanbul’da Genel Kurmay Baþkanlýðý emrinde çalýþmaya baþladý.
1911 yýlýnda Ýtalyanlarýn Trablusgarp’ý iþgaliyle ile baþlayan savaþta, Mustafa Kemal bir grup arkadaþýyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev yaptý. 22 Aralýk 1911'de Ýtalyanlara karþý Tobruk Savaþýnda zafer elde etti.
6 Mart 1912'de Derne Komutanlýðýna getirildi.
1912 yýlýnýn Ekim ayýnda Balkan Savaþlarý baþlayýnca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayýr’daki birliklerle savaþa katýldý. Dimetoka ve Edirne’nin geri alýnýþýnda büyük katkýlarý görüldü.
1913 yýlýnda Sofya Ateþemiliterliðine atandý. Bu görevde iken 1914 yýlýnda yarbaylýða yükseldi. Ateþemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sýrada I. Dünya Savaþý baþlamýþ, Osmanlý Ýmparatorluðu savaþa girmek zorunda kalmýþtý. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdað’da görevlendirildi.
1914'te patlak veren I. Dünya Savaþý’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlýk destaný yazýp Ýtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boðazýný geçmeye kalkan Ýngiliz ve Fransýz donanmasý aðýr kayýplar verince Gelibolu Yarýmadasý’na asker çýkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arýburnu’na çýkan düþman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiði 19. Tümen Conkbayýrý’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu baþarý üzerine albaylýða yükseldi. Ýngilizler 6-7 Aðustos 1915'te Arýburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutaný Mustafa Kemal 9-10 Aðustos’ta Anafartalar Zaferini kazandý. Bu zaferi 17 Aðustos’ta Kireçtepe, 21 Aðustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaþlarýnda yaklaþýk 253.000 þehit veren Türk ulusu onurunu Ýtilaf Devletlerine karþý korumasýný bilmiþtir. Mustafa Kemal’in askerlerine;

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

emri cephenin kaderini deðiþtirmiþtir.
Çanakkale Savaþlarý’dan sonra Mustafa Kemal 1916'da Edirne ve Diyarbakýr’da görev aldý. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliðe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaþarak Muþ ve Bitlis’in geri alýnmasýný saðladý.
Þam ve Halep’teki kýsa süreli görevlerinden sonra 1917'de Ýstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandý. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu.
15 Aðustos 1918'de Halep’e 7. Ordu Komutaný olarak döndü. Bu cephede Ýngiliz kuvvetlerine karþý baþarýlý savunma savaþlarý yaptý. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasýndan bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yýldýrým Ordularý Grubu Komutanlýðýna getirildi. Bu ordunun kaldýrýlmasý üzerine 13 Kasým 1918'de Ýstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde göreve baþladý.
30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Antlaþmasý’ndan sonra Ýtilaf Devletleri’nin Osmanlý topraklarýný iþgale baþlamalarý üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettiþi olarak 19 Mayýs 1919'da Samsun’a çýktý.
22 Haziran 1919'da Amasya’da yayýmladýðý genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararýnýn kurtaracaðýný” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantýya çaðýrdý.
23 Temmuz - 7 Aðustos 1919 tarihleri arasýnda Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasýnda da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanýn kurtuluþu için izlenecek yolun belirlenmesini saðladý.
7 Aralýk 1919'da Ankara’da heyecanla karþýlandý.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlmasýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasý yolunda önemli bir adým atýlmýþ oldu. Meclis ve Hükümet Baþkanlýðýna Mustafa Kemal seçildi TBMM, Kurtuluþ Savaþý’nýn baþarýyla sonuçlanmasý için gerekli yasalarý kabul edip uygulamaya baþladý.
Kurtuluþ Mücadelesi, 15 Mayýs 1919'da Yunanlýlarýn Ýzmir’i iþgali sýrasýnda düþmana ilk kurþunun atýlmasýyla baþladý.
10 Aðustos 1920 tarihinde Sevr Antlaþmasý’ný imzalayarak aralarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu’nu paylaþan I. Dünya Savaþý’nýn galip devletlerine karþý önce Kuvâ-yi Milliye adý verilen milis kuvvetleriyle savaþýldý. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleþmesini saðlayarak savaþý zaferle sonuçlandýrdý.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli aþamalarý þunlardýr:

• Gümrü’nün (7 Kasým 1920) kurtarýlýþý ve Sarýkamýþ (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920)
• Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraþ, Þanlý Urfa savunmalarý (1919- 1921)
• Sakarya Zaferi (23 Aðustos-13 Eylül 1921)
• I. Ýnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
• II. Ýnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
• Büyük Taarruz, Baþkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Aðustos 9 Eylül 1922)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

devamý için týklayýnýz >>>Atatürk'ün Askerlik Hayatý ve Askeri Görevleri

ATATÜRKÜN ASKERÝ BAÞARILARI
Atatürk, Türk Milletinin yetiþtirdiði en eþsiz siyasi deha, en güçlü devlet adamý ve hiç þüphesiz en büyük kumandandýr. Gerek doðuþtan sahip olduðu yetenekler, gerekse yaþamý boyuna edindiði özellikler açýsýndan, çok üstün ve seçkin niteliklere sahiptir. Onun üstün askeri dehasý; ileriyi görebilme, isabetli kararlar verebilme, cesaret, kuvvetli bir irade, azim, kararlýlýk ve güçlü bir sorumluluk anlayýþý gibi özelliklerle kendisini gösterir. Onun bu askeri ve siyasi dehasý, tüm dünya tarafýndan da tartýþmasýz kabul görmüþtür.
Hayatýnýn önemli bir bölümünü savaþ meydanlarýnda geçiren Atatürk, hiçbir zaman yenilgiyi tanýmamýþ ender komutanlardan biridir. Türk Milleti bu açýdan, insanlýk tarihinde nadir olarak ortaya çýkan eþsiz kahramanlardan birine sahip olma ayrýcalýðýna sahiptir.
Annesinin karþý çýkmasýna raðmen askerlik mesleðini tercih eden ve bu alanda eðitimine baþlayan Atatürk, gittiði her okulda üstün bir baþarý sergilemiþtir. Yakýn arkadaþý Ali Fuat Cebesoy, Atatürk’le nasýl tanýþtýklarýný þöyle anlatýr:

“Perþembe günü akþam yoklamasýnda dahiliye zabiti beni aldý, birinci sýnýf, birinci bölük, birinci takým, birinci mangasýna götürüp çavuþa teslim etti. Bu çavuþ M. Kemal’di. O anda gözüme çarpan hususiyet üniformasýnýn temizliði, itinalý giyimi, hal ve tavýrlarýnda sezilen, karþýsýndakine saygý telkin etmek isteyen, askerlere mahsus o tarif edilmez hakim duruþu...Herhalde o çavuþluk hüviyetini doldurmak isteyen müstesna bir hal ve tavýr.”
Atatürk’ün askeri dehasýnýn temelinde, kendini geliþtirmek için gösterdiði sürekli ve yoðun çaba yatmaktadýr. Örneðin,1909 yýlýnda, subaylarýn meslek bilgilerini artýrmalarý için askeri bir eser yayýnlamalarý gerekli görülmüþtü. Mesleðinde yükselmeyi ve baþarýyý hedefleyen Atatürk, Alman generali Litzmann’ýn Takýmýn Muharebe Talimi adlý eserini Türkçeye çevirerek, 23 Þubat 1909’da Selanik’te yayýmlamýþtýr.
. Dünya Savaþý’nda Gösterdiði Askeri Deha


Atatürk’ün Çanakkale’de Gösterdiði Üstün Baþarý
15 Þubat 1915, Çanakkale Savaþý’nýn baþlangýç tarihidir. Mustafa Kemal, ilk gününden itibaren, elindeki kuvvetler ile bu savaþýn içindedir. Var güçleriyle Çanakkale Boðazý’na saldýran düþman kuvvetleri,18 Mart 1915’teki deniz savaþýnda yenilir. Fakat, Ýstanbul’a ulaþmak isteyen Ýtilaf Devletleri, bu yenilginin ardýndan bir de karadan deneme yapmaya kalkarlar.
Bu arada, 25 Nisan1915 sabahý, ilginç bir olay gerçekleþir. Osmanlý Hükümeti ve Genelkurmayý, Gelibolu ve Ege Denizi tarafýndan gelecek bir kara savaþýný düþünmemektedir. Ve dolayýsýyla, bu konuda hazýrlýklý da deðildir. Ancak Mustafa Kemal, düþmanýn, önemli bir stratejik konumu olan Arýburnu’ndan çýkarma yapacaðýný anladýðý için, emri altýndaki 57. Alayý Kocaçimen mevkine getirir. Mustafa Kemal Conkbayýrý’na vardýðý sýrada, 9. Tümen’e baðlý 27. Alay’ýn askerlerinin Conkbayýrý’na doðru kaçtýklarýný görerek önlerini keser ve þöyle sorar:
- Nereye gidiyorsunuz?
- Düþman geldi.
- Nerede?
Kaçan askerler, 261 rakýmlý tepeyi iþaret ederler. Gerçekten de, düþman önünde hiçbir engel olmayan tepeye doðru yaklaþmaktadýr. Mustafa Kemal’in yanýnda ise bir-iki subay ve kaçan erlerden baþka kimse yoktur. Kendi alayý hala Kocaçimen’dedir. Hemen kumandayý ele alarak emir verir:
- Düþmandan kaçýlmaz.
- Cephanemiz yok.
- Cephanenizden daha güçlü süngünüz var.
- Süngü tak, hücum!
Hemen arkasýndan “Allah Allah” sesleri bütün ovaya yayýlýr. Kahraman Türk askeri þimdi, süngüsüyle, boðaz boðaza çarpýþmaktadýr. Bu mücadele neticesinde biraz zaman kazanýlmýþ ve 57. Alay savaþ alanýna yetiþmiþir. Mustafa Kemal’in emriyle tekrar hücuma geçilmiþ, bu savaþý Türk Ordusu kazanmýþtýr. Ancak 57. Alay tümüyle þehit düþmüþtür. 1 Haziran 1915’de Mustafa Kemal Albaylýða yükselmiþtir.
Bu yenilgiye raðmen Ýtilaf Devletleri, 6-7 Aðustos gecesi Anafartalar’a asker çýkarmýþ, þiddetli çarpýþmalar baþlamýþtýr. Bu sýrada kurulan Anafartalar Grup Komutanlýðý’ný üstlenen Mustafa Kemal, 10 Aðustos’taki çarpýþmalarda düþmana büyük kayýplar verdirmiþ, düþmanýn Conkbayýrý’na yerleþmesini engellemiþtir.
Ýngiliz Kuvvetleri Kumandaný Hamilton, yazdýðý Gelibolu Savaþlarý adlý kitabýnda, bu savaþlar için, þöyle der:
"Türkler birbiri ardýnca “Allah, Allah” haykýrýþlarýyla hakikaten pek yiðitçe savaþtýlar. Bu savaþý yazý ile anlatmak mümkün deðildir."
Ýngilizler, bütün çýrpýnmalarýna raðmen, kahraman Mehmetçiðin savunma hatlarýný aþýp, Çanakkale Boðazý’ný geçemezler ve sonuçta, 20 Aralýk 1915 günü Çanakkale’den çekilmeye baþlarlar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakýn silah arkadaþý Ali Fuat Cebesoy, onun askeri yönünün mükemmelliði konusunda þunlarý aktarmýþtýr:
“Atatürk’ün düþman karþýsýnda kumandanlýðý, bilfiil, Trablusgarp Savaþý ile baþlar ve Milli Mücadele’nin zaferi ile en yüksek noktasýný bulur. 1911-1923. Bu hesaba göre birkaç kýsa ara verme dýþýnda 12 yýl cepheden cepheye koþmuþtur. Atatürk bütün savaþlarýnda ya tecavüze uðrayan bir vatan parçasýný ya da bütününü müdafaa etmek ve sonunda bütün düþman istilasýndan kurtarmak için onu zayýf tarafýndan yakalayarak kahir bir darbe ile imha etmek gibi durumlarla karþý karþýya kalmýþtý. Bu çok güç þartlar altýnda Atatürk düþman taarruzlarýný durdurmuþ veyahut onu büsbütün imha etmiþtir.
Müdafaa savaþlarýnda, baþarýyý saðlayan hedefleri iyice seçebilmek kudreti, taarruz savaþlarýndan daha güç olduðu uzmanlarýn malumudur. Çünkü müdafaada insiyatif taarruzu yapanýn elindedir. Bunu onun elinden almadan baþarýyý elde etmek mümkün deðildir. Taarruzda ise elde olan insiyatifi karþýya kaptýrmamak hünerdir. Bu kumandanlýk kabiliyetini bilhassa Çanakkale müdafasýnda göstermiþtir.
Atatürk Balkan ve Birinci Dünya Savaþlarýnýn hazýrlanmasýnda, bilfiil baþkumandan olmadýðý için baþarýyý saðlayan hedeflerin hangileri olduðunu selahiyetlilere isabetli bir suretle göstermeye ve teklif etmeye muvaffak olmuþ ama bir türlü dinletememiþti.
Balkan Savaþý’nýn hazýrlanmasýnda, Ege Denizi’ne hakim olamayacaðýmýzý anlayan Atatürk, Rumeli’nin ihtiyacý olan ikmal ve takviye iþlerinin denizden yapýlmayacaðýný kabul etmiþti. Bu sebeple Rumeli’de bulunan kuvvetlerimizin yalnýz baþlarýna dört yönden yürüyecek üstün düþman kuvvetleri karþýsýnda ancak zaman kazandýrýcý bazý hareketler yapýlabileceðini düþünmüþ ve bunlarý da þöyle tasavvur etmiþti: Ýþkodra’nýn müdafaasýný mahalli sebepler dolayýsýyla mümkün görmüþ, Manastýr, Üsküp gibi þehirlerin ileri mevziler olarak tutulmasýný ve Yanya’daki Nizamiye Tümeni’nin Manastýr’daki kolordularýn Selanik çevrelerinde toplanmasýný ve Selanik’teki kolordunun Ergene Nehri gerisine yani Doðu Trakya’ya doðru þimendiferlerle naklini uygun bulmuþtu. Tasavvur edilen bu hareketler vakit kazandýrýcý ve oyalayýcý hareketler mahiyetinde olacaktý.
Doðu Trakya’dan Bulgaristan’a karþý Osmanlý ordularýnýn toplanmasý geç kalacaðýndan Edirne Kalesi ile Ergene Nehri Müdafaa Hattý’ndan bu toplanma için vakit kazanýlmasýný önemli buluyordu. Toplanma biter bitmez Kuzeyden düþman ordularýnýn yan ve gerilerine karþý þiddetli bir surette taarruza geçirilerek, insiyatifin Bulgarlarýn elinden alýnmasýný tavsiye ediyordu...”


Atatürk’ün Kurtuluþ Savaþý’nda Gösterdiði Askeri Deha

Atatürk’ün Kurtuluþ Savaþý sýrasýnda gösterdiði üstün askeri baþarýlarý örneklendirmeye, yakýn arkadaþý Ali Fuat Cebesoy’un anlatýmlarýyla baþalayabiliriz. Bu deðerli asker, (yukarýda) Atatürk’ün Çanakkale Savaþý ve Birinci Dünya Savaþý’ndaki baþarýlarýnýn bir deðerlendirmesini yaptýktan sonra, sözü Kurtuluþ Savaþý’na getirerek þöyle demektedir:
“Milli Mücadele’nin baþlangýcý çok karýþýk durumlara sahne olmuþtu.Bu esnada çok dirayet ve kiyaset (uzak görüþlülük ve akýllýk) gösterdi. Acele etmedi ve harekete geçmedi. Ordularýný iyi hazýrlamaya baþladý. Zamanla anlamýþtý ki milli siyasetimizi bilfiil parçalamak isteyen, Anadolu’daki Yunan ordularýdýr. Bunlarý maðlup ve imha etmedikçe milli siyasetimizin batýya kabul ettirilmesinin imkaný olmayacaktý. Eðer bu düþman maðlup edilmezse Batý devletleri bizim istediðimiz þartlarla sulh müzakerelerine yanaþmayacaklardý.
Þu halde ne yapýp edip bu düþman ordusunu yalnýz maðlup deðil, imha etmek lazýmdý. Ýþte Atatürk bu önemli davamýzý bu çerçeve içersine aldýktan sonra bütün bilgisini toplayarak düþmaný nasýl imha edebileceðini düþündü ve bunu kurmayý ve yakýn kumandanlarý ile birlikte hazýrladýktan sonra onlara tamamiyle mal etti. Bu suretle bütün millet ordunun arkasýndaydý. Taarruz hareketine kendisinden üstün olan düþmaný ayrý ayrý mevzilerde ansýzýn yakalamakla baþladý. Bundan sonra hakiki bir imha meydan muharebesini ordularýnýn baþýnda, onlarý adým adým takip ederek yaptýrdý ve muvaffak oldu. Bu suretle eþsiz bir baþkumandan olduðunu bütün dünyaya ispat etti.
Atatürk’ün baþkumandan olarak bazý hususiyetleri vardý; Tarihte ün kazanmýþ bazý kumandanlar gibi harekatýnda ne maceraperest, ne de þahsi þöhret yapmak için riske giren kumandanlardan deðildi. O en çok milletinin baþarý kazanmasýyla iftihar ederdi. Kumandanlarýn bazý durumlarda riski de göze almalarý gerekir. O bu gibi hallerde millet namýna onun vekillerinin de riske katýlmalarýný temin ederdi...”

Sakarya Meydan Muharebesi’nde;
5 Aðustos 1921’de Baþkumandanlýk görevini üstlenen Mustafa Kemal, 15 Aðustos 1921’de Fevzi (Çakmak) Paþa ile birlikte Polatlý’da Baþkumandanlýk Karargahýna gitti. 23 Aðustos 1921’de, Yunan ordusu tekrar tüm cephelerde saldýrýya geçti. Sakarya Meydan Savaþý, geceli gündüzlü, tam 22 gün sürdü. Mustafa Kemal Paþa’nýn komutasýndaki kahraman Mehmetçik, bu savaþta tarihin altýn sayfalarýna yeni bir destan ekledi. Bu destan, Mustafa Kemal’in þu sözleri ile baþlýyordu:
“Savunma hattý yoktur, savunma sathý vardýr. O satýh bütün vatandýr. Vatanýn her karýþ topraðý vatandaþýn kanýyla ýslanmadýkça terk olunamaz.”
26 Aðustos 1921: Destan 1922’de Dumlupýnar Meydan Muharebesi’nin kazanýlmasýndan sonra, 1 Eylül 1922’de gene Baþkumandan’ýn þu sözleriyle devam ediyordu:
“Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. Ýleri!”
Sakarya Meydan Muharebesi’nin neticesini, 12 Eylül 1921 gününün kararan fecrinde, Genelkurmay Baþkaný Fevzi (Çakmak) Paþa, Basirettepe’den Ankara’ya þu telgrafla bildiriyordu:
“Anadolu’nun Yunan ordusu için mezar olacaðý hakkýndaki kanaatimizin gerçekleþmekte olduðunu arz ederim.”
Sakarya Zaferi’nden sonra Atatürk, Türk Ordusuna þu þekilde seslenmiþtir:
“Arkadaþlar, milletimizi yabancýlarýn ellerinde köle olmuþ görmemek için giriþtiðimiz bu muharebe de Sakarya Zaferi gibi adý daima anýlacak yeni ve büyük bir zafer kazandýnýz. Benim gibi ömrünü senelerden beri saflarýnýz yanýnda geçirmiþ olan bir silah arkadaþýnýz; ezilmiþ, kahredilmiþ düþmanýn çekiliþinden sonra hakkýnýzda duyduðumuz takdir ve hayreti, minnet ve þükraný ordunun her ferdi ve memleketin her tarafýnda duyulacak kadar yüksek sesle söylemeye lüzum gördüm.
Sakarya boyunda biz bütün memleket, bütün varlýðýmýz ve istiklâlimiz pahasýna denecek kadar ehemmiyetli büyük bir muharebeye giriþtik. 21 gün, 21 gece bir milletin istilâ ve yaðma fikri birbiriyle boðuþtu.
Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zamanýnda yeniden ýþýða ve necata kavuþturan bu muharebede sizin baþkumandanýnýz olmaktan dolayý bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharý duydum. Dünyanýn hiçbir tarafýnda ve ordusunda yüreði seninkinden daha temiz ve daha saðlam bir askere rasgelinmemiþtir. Her zaferin mayasý sendedir. Her zaferin en büyük payý senindir. Hayatýnla, imanýnla, itaatinle, hiçbir korkunun yýldýrmadýðý demir gibi pâk kalbinle düþmaný nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve þükranýmý söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim.”
Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra, 19 Eylül 1921’de TBMM tarafýndan Mustafa Kemal Paþa’ya Gazi ünvaný ve Mareþal rütbesi verildi. Mustafa Kemal’in kendisine “Gazi”lik ünvaný ve “Mareþal”lik rütbesi verilmesi dolayýsýyla ayný gün TBMM’de yaptýðý konuþma, ne denli tevazu sahibi olduðunun çok güzel bir örneðidir:
“...Kazanýlan bu baþarý, yüksek heyetinizin iradesiyle kuvvet bulan Ordumuzun iradesi sayesinde, düþman ordusunun iradesinin kýrýlmasý suretiyle belirtilmiþtir. Bu sebeple ödüllendiriþinizin gerçek muhatabý yine ordudur.”

Dumlupýnar, Türk Milletinin Tarihinde Bir Dönüm Noktasýdýr
26 Aðustos 1922 sabahý, saat 04.30:
Topçularýmýzýn, kulaklarý çýnlatan atýþlarý ile Büyük Taarruz baþladý.
26 Aðustos sabahý baþlayan saldýrý, 29 Aðustos gününe kadar sürdü ve çok kanlý geçti. Nihayet Yunan ordusu, ayný gün kaçmaya baþladý. Ama Dumlupýnar’da kýstýrýldý.
30 Aðustos 1922 akþamý, Yunan ordusunun büyük bir bölümü yok edilmiþti. Esirler arasýnda Yunan ordularýnýn komutaný General Trikopis de vardý.
Dumlupýnar Savaþý, yeni bir devletin tarih sahnesine çýkýþýnýn belgesidir. Gazi Mustafa Kemal, 31 Aðustos 1922 akþamý muharebe meydanýnda gördüðü manzarayý þöyle anlatýyor:
“Yeniden bu savaþ meydanýný dolaþtýðým zaman Ordumuzun kazandýðý zaferin büyüklüðü, buna karþýlýk düþman ordusunun uðratýldýðý felaketin korkunçluðu beni çok duygulandýrdý. O karþýki sýrtlarýn gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bütün korunmuþ ve kapanmýþ yerler, býrakýlmýþ toplarla, otomobillerle ve sayýsýz araç ve gereçlerle ve bütün bu býrakýlanlarýn aralarýnda yýðýnlar meydana getiren ölülerle, toplanýp karargahlarýmýzla gönderilmekte olan sürü sürü esir kafileler, geçekten bir mahþeri andýrýyordu...”
Gazi Mustafa Kemal, savaþýn neticesini yüce Türk Ulusu’na þu sözleriyle ilan ediyordu:
“Büyük ve Asil Türk Milleti, Garp Cephesinde 22 Aðustos 1922’de baþlayan taarruz hareketimiz, Afyonkarahisar’ý, Altýntaþ, Dumlupýnar arasýnda büyük bir meydan muharebesi halinde, beþ gün beþ gece devam etti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularýnýn, yiðitliði þiddet ve sürati, Allah’ýn yardým etmesine sebep oldu. Acýmasýz ve gururlu düþman ordusunun esas öðeleri, akýllara dehþet verecek katiyetle yok edildi. Teþkilat ve donaným gibi gelecek ve zaferleri ve ismi, yalnýz milletimizin aklýndan, ezeli ve ebedi imanýndan meydana gelen Ordularýmýzý, fedakarlýklara layýk olarak size takdim ediyorum.
En büyük kumandanýndan, en genç neferine kadar Ordularýmýza hakim olan fikir, milletin gösterdiði vazife uðruna þehit olmaktýr. Milletimizin yapýsýndaki kudret ve ülküyü, üç buçuk sene evvel, çalýþma arkadaþlarýmla ifade etmeye baþlayarak, dayanýlmaz müþkülat içinde devam eden mücadelelerimizin neticeleri artýk meydandadýr.
Milletimizin rey ve idaresine dayanan her iþin neticesi, millet için hayýr ve selamet olduðu sabit, geleceðe emindir. Ve söz verilen zaferi ordularýmýzýn elde etmesi muhakkaktýr.”
Büyük zaferi, önce Mudanya Konferansý (3 Ekim 1922) sonra da Lozan Konferansý (20 Ocak 1922) takip eder. 11 Ekim 1922 tarihinde “Mudanya Ateþkes Antlaþmasý” Ýsmet Paþa’nýn baþkanlýðýndaki Türk heyeti ile, Ýngiltere (General Harrington), Fransa (General Chappy) ve Ýtalya (General Mobelli) delegeleri arasýnda imzalanýr. Anlaþmanýn imzalanmasýnýn ardýndan, 16 Ekim 1922 tarihli New York Times gazetesi þunlarý yazýyordu:
“Küçük ve sonsuza kadar uzanýyormuþ gibi görünen toprak yolun nihayetindeki Mudanya kasabasýna, barýþ antlaþmasýný, Türk delegesi Ýsmet Paþa’ya dikte ettirmeye gelen müttefik kuvvetlerinin temsilcileri, Ýsmet Paþa tarafýndan kendilerine dikte ettirilen anlaþmayý imzaladýktan sonra, rýhtýmda kendilerini bekleyen gemilerine, Türk Ordusunun çaldýðý hareketli bir marþ eþliðinde biniyorlardý.”


Mustafa Kemal Cesur Bir Askerdi

Mustafa Kemal cesur ve ataktý; isabetli kararlar alan ve hiçbir zorluk karþýsýnda yýlmayan, son derece kararlý bir askerdi. Savaþ alanlarýndaki davranýþ ve konuþmalarý, onun bu üstün özelliklerini kanýtlardý. Bu güçlü karakteri, onunla birlikte savaþan ve onu yakýndan tanýyan insanlar üzerinde çok büyük bir etki meydana getiriyordu. Ayrýca, onunla tanýþan yabancý siyasetçi ve gazeteciler, kendisine hayran kalýyorlardý.
Onun cesaretini anlatmak için binlerce hatýra anlatmak ve binlerce örnek vermek mümkündür. Ancak aþaðýda aktaracaðýmýz birkaç örnek, bu cesaretin boyutlarýný anlamak için yeterlidir:
"Mustafa Kemal, her zaman ateþ altýnda dolaþýyordu. Askerlerin maruz kaldýðý her türlü tehlikeyi paylaþtýðý ve etrafýnda yüzlerce insan öldüðü halde, ona birþey olmuyordu. Bir keresinde yeni kazýlan bir siperin önünde otururken, bir Ýngiliz bataryasý üstlerine ateþ açtý. Top menzilini bulmaya çalýþýrken, gülleler de gittikçe yaklaþýyordu. Vurulmasý, matematiksel bir kesinlik arz ediyordu. Yanýndakiler sipere girmesi için yalvarmaya baþlamýþlardý. O; “Hayýr”, diye itiraz ediyordu, “Sipere gizlenecek olursam, askerlerime kötü bir misal olurum...” Geride, siperde bulunanlar korku ve hayretle kendisini seyrederken, o sigarasýný yakmýþ, hiçbir þey yokmuþçasýna sakin sakin konuþuyordu. Düþman topçusu menzili biraz daha yaklaþtýrdý. Patlayan þarapnel yaðmuru altýnda üstü baþý toz içinde kaldýðý halde, Mustafa Kemal’e bir þey olmamýþtý."



Atatürk’ün Aldýðý Madalyalar

Madalyanýn Adý Ýhdas Eden Tarihi
5.Rütbeden Mecidi Niþaný Abdülmecid 25.12.1906
2.Rütbeden Mescidi Niþaný Abdülmecid 12.12.1916
1.Rütbeden Mescidi Niþaný Abdülmecid 16.12.1917
4.Rütbeden Osmani Niþaný Abdülaziz 06.11.1912
3.Rütbeden Osmani Niþaný Abdülaziz 01.02.1915
2.Rütbeden Osmani Niþaný Abdülaziz 01.02.1916
Ýmtiyaz Madalyasý 2.Abdülhamid 30.04.1915
Ýmtiyaz Madalyasý 2.Abdülhamid 23.09.1917
Harp Madalyasý 5.Mehmed Reþad 11.05.1918
Liyakat Madalyasý 2.Abdülhamid 01.09.1915
Liyakat Madalyasý 2.Abdülhamid 17.01.1916
Ýstiklal Madalyasý TBMM 21.11.1923


Atatürk’ün Aldýðý Madalyonlar

Adý ve Veriliþ Nedeni Tarihi
1. Ordu Manevra Hatýrasý 20.08.1937
2. Ordu Manevra Hatýrasý 13.10.1937
Ankara’ya Geliþinin 18. Yýl Hatýrasý 27.12.1937
Müttefik Ajanslar 4. Kongresi 1929
Abide-i Zafer Hatýrasý 1927
Ýran Þahý’nýn Türkiye’yi Ziyaretleri Hatýrasý 1934

atatürün askeri görev baþarýlarý

ya askeri görevleri diiilll askeri baþarýlarýýýýýý lazýmm

atatürkün askeri baþarýlarýndan birþey bulamadým

ATATÜRKÜN ASKERÝ BAÞARILARI
Atatürk, Türk Milletinin yetiþtirdiði en eþsiz siyasi deha, en güçlü devlet adamý ve hiç þüphesiz en büyük kumandandýr. Gerek doðuþtan sahip olduðu yetenekler, gerekse yaþamý boyuna edindiði özellikler açýsýndan, çok üstün ve seçkin niteliklere sahiptir. Onun üstün askeri dehasý; ileriyi görebilme, isabetli kararlar verebilme, cesaret, kuvvetli bir irade, azim, kararlýlýk ve güçlü bir sorumluluk anlayýþý gibi özelliklerle kendisini gösterir. Onun bu askeri ve siyasi dehasý, tüm dünya tarafýndan da tartýþmasýz kabul görmüþtür.
Hayatýnýn önemli bir bölümünü savaþ meydanlarýnda geçiren Atatürk, hiçbir zaman yenilgiyi tanýmamýþ ender komutanlardan biridir. Türk Milleti bu açýdan, insanlýk tarihinde nadir olarak ortaya çýkan eþsiz kahramanlardan birine sahip olma ayrýcalýðýna sahiptir.
Annesinin karþý çýkmasýna raðmen askerlik mesleðini tercih eden ve bu alanda eðitimine baþlayan Atatürk, gittiði her okulda üstün bir baþarý sergilemiþtir. Yakýn arkadaþý Ali Fuat Cebesoy, Atatürk’le nasýl tanýþtýklarýný þöyle anlatýr:

“Perþembe günü akþam yoklamasýnda dahiliye zabiti beni aldý, birinci sýnýf, birinci bölük, birinci takým, birinci mangasýna götürüp çavuþa teslim etti. Bu çavuþ M. Kemal’di. O anda gözüme çarpan hususiyet üniformasýnýn temizliði, itinalý giyimi, hal ve tavýrlarýnda sezilen, karþýsýndakine saygý telkin etmek isteyen, askerlere mahsus o tarif edilmez hakim duruþu...Herhalde o çavuþluk hüviyetini doldurmak isteyen müstesna bir hal ve tavýr.”
Atatürk’ün askeri dehasýnýn temelinde, kendini geliþtirmek için gösterdiði sürekli ve yoðun çaba yatmaktadýr. Örneðin,1909 yýlýnda, subaylarýn meslek bilgilerini artýrmalarý için askeri bir eser yayýnlamalarý gerekli görülmüþtü. Mesleðinde yükselmeyi ve baþarýyý hedefleyen Atatürk, Alman generali Litzmann’ýn Takýmýn Muharebe Talimi adlý eserini Türkçeye çevirerek, 23 Þubat 1909’da Selanik’te yayýmlamýþtýr.
. Dünya Savaþý’nda Gösterdiði Askeri Deha


Atatürk’ün Çanakkale’de Gösterdiði Üstün Baþarý
15 Þubat 1915, Çanakkale Savaþý’nýn baþlangýç tarihidir. Mustafa Kemal, ilk gününden itibaren, elindeki kuvvetler ile bu savaþýn içindedir. Var güçleriyle Çanakkale Boðazý’na saldýran düþman kuvvetleri,18 Mart 1915’teki deniz savaþýnda yenilir. Fakat, Ýstanbul’a ulaþmak isteyen Ýtilaf Devletleri, bu yenilginin ardýndan bir de karadan deneme yapmaya kalkarlar.
Bu arada, 25 Nisan1915 sabahý, ilginç bir olay gerçekleþir. Osmanlý Hükümeti ve Genelkurmayý, Gelibolu ve Ege Denizi tarafýndan gelecek bir kara savaþýný düþünmemektedir. Ve dolayýsýyla, bu konuda hazýrlýklý da deðildir. Ancak Mustafa Kemal, düþmanýn, önemli bir stratejik konumu olan Arýburnu’ndan çýkarma yapacaðýný anladýðý için, emri altýndaki 57. Alayý Kocaçimen mevkine getirir. Mustafa Kemal Conkbayýrý’na vardýðý sýrada, 9. Tümen’e baðlý 27. Alay’ýn askerlerinin Conkbayýrý’na doðru kaçtýklarýný görerek önlerini keser ve þöyle sorar:
- Nereye gidiyorsunuz?
- Düþman geldi.
- Nerede?
Kaçan askerler, 261 rakýmlý tepeyi iþaret ederler. Gerçekten de, düþman önünde hiçbir engel olmayan tepeye doðru yaklaþmaktadýr. Mustafa Kemal’in yanýnda ise bir-iki subay ve kaçan erlerden baþka kimse yoktur. Kendi alayý hala Kocaçimen’dedir. Hemen kumandayý ele alarak emir verir:
- Düþmandan kaçýlmaz.
- Cephanemiz yok.
- Cephanenizden daha güçlü süngünüz var.
- Süngü tak, hücum!
Hemen arkasýndan “Allah Allah” sesleri bütün ovaya yayýlýr. Kahraman Türk askeri þimdi, süngüsüyle, boðaz boðaza çarpýþmaktadýr. Bu mücadele neticesinde biraz zaman kazanýlmýþ ve 57. Alay savaþ alanýna yetiþmiþir. Mustafa Kemal’in emriyle tekrar hücuma geçilmiþ, bu savaþý Türk Ordusu kazanmýþtýr. Ancak 57. Alay tümüyle þehit düþmüþtür. 1 Haziran 1915’de Mustafa Kemal Albaylýða yükselmiþtir.
Bu yenilgiye raðmen Ýtilaf Devletleri, 6-7 Aðustos gecesi Anafartalar’a asker çýkarmýþ, þiddetli çarpýþmalar baþlamýþtýr. Bu sýrada kurulan Anafartalar Grup Komutanlýðý’ný üstlenen Mustafa Kemal, 10 Aðustos’taki çarpýþmalarda düþmana büyük kayýplar verdirmiþ, düþmanýn Conkbayýrý’na yerleþmesini engellemiþtir.
Ýngiliz Kuvvetleri Kumandaný Hamilton, yazdýðý Gelibolu Savaþlarý adlý kitabýnda, bu savaþlar için, þöyle der:
"Türkler birbiri ardýnca “Allah, Allah” haykýrýþlarýyla hakikaten pek yiðitçe savaþtýlar. Bu savaþý yazý ile anlatmak mümkün deðildir."
Ýngilizler, bütün çýrpýnmalarýna raðmen, kahraman Mehmetçiðin savunma hatlarýný aþýp, Çanakkale Boðazý’ný geçemezler ve sonuçta, 20 Aralýk 1915 günü Çanakkale’den çekilmeye baþlarlar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakýn silah arkadaþý Ali Fuat Cebesoy, onun askeri yönünün mükemmelliði konusunda þunlarý aktarmýþtýr:
“Atatürk’ün düþman karþýsýnda kumandanlýðý, bilfiil, Trablusgarp Savaþý ile baþlar ve Milli Mücadele’nin zaferi ile en yüksek noktasýný bulur. 1911-1923. Bu hesaba göre birkaç kýsa ara verme dýþýnda 12 yýl cepheden cepheye koþmuþtur. Atatürk bütün savaþlarýnda ya tecavüze uðrayan bir vatan parçasýný ya da bütününü müdafaa etmek ve sonunda bütün düþman istilasýndan kurtarmak için onu zayýf tarafýndan yakalayarak kahir bir darbe ile imha etmek gibi durumlarla karþý karþýya kalmýþtý. Bu çok güç þartlar altýnda Atatürk düþman taarruzlarýný durdurmuþ veyahut onu büsbütün imha etmiþtir.
Müdafaa savaþlarýnda, baþarýyý saðlayan hedefleri iyice seçebilmek kudreti, taarruz savaþlarýndan daha güç olduðu uzmanlarýn malumudur. Çünkü müdafaada insiyatif taarruzu yapanýn elindedir. Bunu onun elinden almadan baþarýyý elde etmek mümkün deðildir. Taarruzda ise elde olan insiyatifi karþýya kaptýrmamak hünerdir. Bu kumandanlýk kabiliyetini bilhassa Çanakkale müdafasýnda göstermiþtir.
Atatürk Balkan ve Birinci Dünya Savaþlarýnýn hazýrlanmasýnda, bilfiil baþkumandan olmadýðý için baþarýyý saðlayan hedeflerin hangileri olduðunu selahiyetlilere isabetli bir suretle göstermeye ve teklif etmeye muvaffak olmuþ ama bir türlü dinletememiþti.
Balkan Savaþý’nýn hazýrlanmasýnda, Ege Denizi’ne hakim olamayacaðýmýzý anlayan Atatürk, Rumeli’nin ihtiyacý olan ikmal ve takviye iþlerinin denizden yapýlmayacaðýný kabul etmiþti. Bu sebeple Rumeli’de bulunan kuvvetlerimizin yalnýz baþlarýna dört yönden yürüyecek üstün düþman kuvvetleri karþýsýnda ancak zaman kazandýrýcý bazý hareketler yapýlabileceðini düþünmüþ ve bunlarý da þöyle tasavvur etmiþti: Ýþkodra’nýn müdafaasýný mahalli sebepler dolayýsýyla mümkün görmüþ, Manastýr, Üsküp gibi þehirlerin ileri mevziler olarak tutulmasýný ve Yanya’daki Nizamiye Tümeni’nin Manastýr’daki kolordularýn Selanik çevrelerinde toplanmasýný ve Selanik’teki kolordunun Ergene Nehri gerisine yani Doðu Trakya’ya doðru þimendiferlerle naklini uygun bulmuþtu. Tasavvur edilen bu hareketler vakit kazandýrýcý ve oyalayýcý hareketler mahiyetinde olacaktý.
Doðu Trakya’dan Bulgaristan’a karþý Osmanlý ordularýnýn toplanmasý geç kalacaðýndan Edirne Kalesi ile Ergene Nehri Müdafaa Hattý’ndan bu toplanma için vakit kazanýlmasýný önemli buluyordu. Toplanma biter bitmez Kuzeyden düþman ordularýnýn yan ve gerilerine karþý þiddetli bir surette taarruza geçirilerek, insiyatifin Bulgarlarýn elinden alýnmasýný tavsiye ediyordu...”


Atatürk’ün Kurtuluþ Savaþý’nda Gösterdiði Askeri Deha

Atatürk’ün Kurtuluþ Savaþý sýrasýnda gösterdiði üstün askeri baþarýlarý örneklendirmeye, yakýn arkadaþý Ali Fuat Cebesoy’un anlatýmlarýyla baþalayabiliriz. Bu deðerli asker, (yukarýda) Atatürk’ün Çanakkale Savaþý ve Birinci Dünya Savaþý’ndaki baþarýlarýnýn bir deðerlendirmesini yaptýktan sonra, sözü Kurtuluþ Savaþý’na getirerek þöyle demektedir:
“Milli Mücadele’nin baþlangýcý çok karýþýk durumlara sahne olmuþtu.Bu esnada çok dirayet ve kiyaset (uzak görüþlülük ve akýllýk) gösterdi. Acele etmedi ve harekete geçmedi. Ordularýný iyi hazýrlamaya baþladý. Zamanla anlamýþtý ki milli siyasetimizi bilfiil parçalamak isteyen, Anadolu’daki Yunan ordularýdýr. Bunlarý maðlup ve imha etmedikçe milli siyasetimizin batýya kabul ettirilmesinin imkaný olmayacaktý. Eðer bu düþman maðlup edilmezse Batý devletleri bizim istediðimiz þartlarla sulh müzakerelerine yanaþmayacaklardý.
Þu halde ne yapýp edip bu düþman ordusunu yalnýz maðlup deðil, imha etmek lazýmdý. Ýþte Atatürk bu önemli davamýzý bu çerçeve içersine aldýktan sonra bütün bilgisini toplayarak düþmaný nasýl imha edebileceðini düþündü ve bunu kurmayý ve yakýn kumandanlarý ile birlikte hazýrladýktan sonra onlara tamamiyle mal etti. Bu suretle bütün millet ordunun arkasýndaydý. Taarruz hareketine kendisinden üstün olan düþmaný ayrý ayrý mevzilerde ansýzýn yakalamakla baþladý. Bundan sonra hakiki bir imha meydan muharebesini ordularýnýn baþýnda, onlarý adým adým takip ederek yaptýrdý ve muvaffak oldu. Bu suretle eþsiz bir baþkumandan olduðunu bütün dünyaya ispat etti.
Atatürk’ün baþkumandan olarak bazý hususiyetleri vardý; Tarihte ün kazanmýþ bazý kumandanlar gibi harekatýnda ne maceraperest, ne de þahsi þöhret yapmak için riske giren kumandanlardan deðildi. O en çok milletinin baþarý kazanmasýyla iftihar ederdi. Kumandanlarýn bazý durumlarda riski de göze almalarý gerekir. O bu gibi hallerde millet namýna onun vekillerinin de riske katýlmalarýný temin ederdi...”

Sakarya Meydan Muharebesi’nde;
5 Aðustos 1921’de Baþkumandanlýk görevini üstlenen Mustafa Kemal, 15 Aðustos 1921’de Fevzi (Çakmak) Paþa ile birlikte Polatlý’da Baþkumandanlýk Karargahýna gitti. 23 Aðustos 1921’de, Yunan ordusu tekrar tüm cephelerde saldýrýya geçti. Sakarya Meydan Savaþý, geceli gündüzlü, tam 22 gün sürdü. Mustafa Kemal Paþa’nýn komutasýndaki kahraman Mehmetçik, bu savaþta tarihin altýn sayfalarýna yeni bir destan ekledi. Bu destan, Mustafa Kemal’in þu sözleri ile baþlýyordu:
“Savunma hattý yoktur, savunma sathý vardýr. O satýh bütün vatandýr. Vatanýn her karýþ topraðý vatandaþýn kanýyla ýslanmadýkça terk olunamaz.”
26 Aðustos 1921: Destan 1922’de Dumlupýnar Meydan Muharebesi’nin kazanýlmasýndan sonra, 1 Eylül 1922’de gene Baþkumandan’ýn þu sözleriyle devam ediyordu:
“Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. Ýleri!”
Sakarya Meydan Muharebesi’nin neticesini, 12 Eylül 1921 gününün kararan fecrinde, Genelkurmay Baþkaný Fevzi (Çakmak) Paþa, Basirettepe’den Ankara’ya þu telgrafla bildiriyordu:
“Anadolu’nun Yunan ordusu için mezar olacaðý hakkýndaki kanaatimizin gerçekleþmekte olduðunu arz ederim.”
Sakarya Zaferi’nden sonra Atatürk, Türk Ordusuna þu þekilde seslenmiþtir:
“Arkadaþlar, milletimizi yabancýlarýn ellerinde köle olmuþ görmemek için giriþtiðimiz bu muharebe de Sakarya Zaferi gibi adý daima anýlacak yeni ve büyük bir zafer kazandýnýz. Benim gibi ömrünü senelerden beri saflarýnýz yanýnda geçirmiþ olan bir silah arkadaþýnýz; ezilmiþ, kahredilmiþ düþmanýn çekiliþinden sonra hakkýnýzda duyduðumuz takdir ve hayreti, minnet ve þükraný ordunun her ferdi ve memleketin her tarafýnda duyulacak kadar yüksek sesle söylemeye lüzum gördüm.
Sakarya boyunda biz bütün memleket, bütün varlýðýmýz ve istiklâlimiz pahasýna denecek kadar ehemmiyetli büyük bir muharebeye giriþtik. 21 gün, 21 gece bir milletin istilâ ve yaðma fikri birbiriyle boðuþtu.
Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zamanýnda yeniden ýþýða ve necata kavuþturan bu muharebede sizin baþkumandanýnýz olmaktan dolayý bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharý duydum. Dünyanýn hiçbir tarafýnda ve ordusunda yüreði seninkinden daha temiz ve daha saðlam bir askere rasgelinmemiþtir. Her zaferin mayasý sendedir. Her zaferin en büyük payý senindir. Hayatýnla, imanýnla, itaatinle, hiçbir korkunun yýldýrmadýðý demir gibi pâk kalbinle düþmaný nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve þükranýmý söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim.”
Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra, 19 Eylül 1921’de TBMM tarafýndan Mustafa Kemal Paþa’ya Gazi ünvaný ve Mareþal rütbesi verildi. Mustafa Kemal’in kendisine “Gazi”lik ünvaný ve “Mareþal”lik rütbesi verilmesi dolayýsýyla ayný gün TBMM’de yaptýðý konuþma, ne denli tevazu sahibi olduðunun çok güzel bir örneðidir:
“...Kazanýlan bu baþarý, yüksek heyetinizin iradesiyle kuvvet bulan Ordumuzun iradesi sayesinde, düþman ordusunun iradesinin kýrýlmasý suretiyle belirtilmiþtir. Bu sebeple ödüllendiriþinizin gerçek muhatabý yine ordudur.”

Dumlupýnar, Türk Milletinin Tarihinde Bir Dönüm Noktasýdýr
26 Aðustos 1922 sabahý, saat 04.30:
Topçularýmýzýn, kulaklarý çýnlatan atýþlarý ile Büyük Taarruz baþladý.
26 Aðustos sabahý baþlayan saldýrý, 29 Aðustos gününe kadar sürdü ve çok kanlý geçti. Nihayet Yunan ordusu, ayný gün kaçmaya baþladý. Ama Dumlupýnar’da kýstýrýldý.
30 Aðustos 1922 akþamý, Yunan ordusunun büyük bir bölümü yok edilmiþti. Esirler arasýnda Yunan ordularýnýn komutaný General Trikopis de vardý.
Dumlupýnar Savaþý, yeni bir devletin tarih sahnesine çýkýþýnýn belgesidir. Gazi Mustafa Kemal, 31 Aðustos 1922 akþamý muharebe meydanýnda gördüðü manzarayý þöyle anlatýyor:
“Yeniden bu savaþ meydanýný dolaþtýðým zaman Ordumuzun kazandýðý zaferin büyüklüðü, buna karþýlýk düþman ordusunun uðratýldýðý felaketin korkunçluðu beni çok duygulandýrdý. O karþýki sýrtlarýn gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bütün korunmuþ ve kapanmýþ yerler, býrakýlmýþ toplarla, otomobillerle ve sayýsýz araç ve gereçlerle ve bütün bu býrakýlanlarýn aralarýnda yýðýnlar meydana getiren ölülerle, toplanýp karargahlarýmýzla gönderilmekte olan sürü sürü esir kafileler, geçekten bir mahþeri andýrýyordu...”
Gazi Mustafa Kemal, savaþýn neticesini yüce Türk Ulusu’na þu sözleriyle ilan ediyordu:
“Büyük ve Asil Türk Milleti, Garp Cephesinde 22 Aðustos 1922’de baþlayan taarruz hareketimiz, Afyonkarahisar’ý, Altýntaþ, Dumlupýnar arasýnda büyük bir meydan muharebesi halinde, beþ gün beþ gece devam etti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularýnýn, yiðitliði þiddet ve sürati, Allah’ýn yardým etmesine sebep oldu. Acýmasýz ve gururlu düþman ordusunun esas öðeleri, akýllara dehþet verecek katiyetle yok edildi. Teþkilat ve donaným gibi gelecek ve zaferleri ve ismi, yalnýz milletimizin aklýndan, ezeli ve ebedi imanýndan meydana gelen Ordularýmýzý, fedakarlýklara layýk olarak size takdim ediyorum.
En büyük kumandanýndan, en genç neferine kadar Ordularýmýza hakim olan fikir, milletin gösterdiði vazife uðruna þehit olmaktýr. Milletimizin yapýsýndaki kudret ve ülküyü, üç buçuk sene evvel, çalýþma arkadaþlarýmla ifade etmeye baþlayarak, dayanýlmaz müþkülat içinde devam eden mücadelelerimizin neticeleri artýk meydandadýr.
Milletimizin rey ve idaresine dayanan her iþin neticesi, millet için hayýr ve selamet olduðu sabit, geleceðe emindir. Ve söz verilen zaferi ordularýmýzýn elde etmesi muhakkaktýr.”
Büyük zaferi, önce Mudanya Konferansý (3 Ekim 1922) sonra da Lozan Konferansý (20 Ocak 1922) takip eder. 11 Ekim 1922 tarihinde “Mudanya Ateþkes Antlaþmasý” Ýsmet Paþa’nýn baþkanlýðýndaki Türk heyeti ile, Ýngiltere (General Harrington), Fransa (General Chappy) ve Ýtalya (General Mobelli) delegeleri arasýnda imzalanýr. Anlaþmanýn imzalanmasýnýn ardýndan, 16 Ekim 1922 tarihli New York Times gazetesi þunlarý yazýyordu:
“Küçük ve sonsuza kadar uzanýyormuþ gibi görünen toprak yolun nihayetindeki Mudanya kasabasýna, barýþ antlaþmasýný, Türk delegesi Ýsmet Paþa’ya dikte ettirmeye gelen müttefik kuvvetlerinin temsilcileri, Ýsmet Paþa tarafýndan kendilerine dikte ettirilen anlaþmayý imzaladýktan sonra, rýhtýmda kendilerini bekleyen gemilerine, Türk Ordusunun çaldýðý hareketli bir marþ eþliðinde biniyorlardý.”


Mustafa Kemal Cesur Bir Askerdi

Mustafa Kemal cesur ve ataktý; isabetli kararlar alan ve hiçbir zorluk karþýsýnda yýlmayan, son derece kararlý bir askerdi. Savaþ alanlarýndaki davranýþ ve konuþmalarý, onun bu üstün özelliklerini kanýtlardý. Bu güçlü karakteri, onunla birlikte savaþan ve onu yakýndan tanýyan insanlar üzerinde çok büyük bir etki meydana getiriyordu. Ayrýca, onunla tanýþan yabancý siyasetçi ve gazeteciler, kendisine hayran kalýyorlardý.
Onun cesaretini anlatmak için binlerce hatýra anlatmak ve binlerce örnek vermek mümkündür. Ancak aþaðýda aktaracaðýmýz birkaç örnek, bu cesaretin boyutlarýný anlamak için yeterlidir:
"Mustafa Kemal, her zaman ateþ altýnda dolaþýyordu. Askerlerin maruz kaldýðý her türlü tehlikeyi paylaþtýðý ve etrafýnda yüzlerce insan öldüðü halde, ona birþey olmuyordu. Bir keresinde yeni kazýlan bir siperin önünde otururken, bir Ýngiliz bataryasý üstlerine ateþ açtý. Top menzilini bulmaya çalýþýrken, gülleler de gittikçe yaklaþýyordu. Vurulmasý, matematiksel bir kesinlik arz ediyordu. Yanýndakiler sipere girmesi için yalvarmaya baþlamýþlardý. O; “Hayýr”, diye itiraz ediyordu, “Sipere gizlenecek olursam, askerlerime kötü bir misal olurum...” Geride, siperde bulunanlar korku ve hayretle kendisini seyrederken, o sigarasýný yakmýþ, hiçbir þey yokmuþçasýna sakin sakin konuþuyordu. Düþman topçusu menzili biraz daha yaklaþtýrdý. Patlayan þarapnel yaðmuru altýnda üstü baþý toz içinde kaldýðý halde, Mustafa Kemal’e bir þey olmamýþtý."



Atatürk’ün Aldýðý Madalyalar

Madalyanýn Adý Ýhdas Eden Tarihi
5.Rütbeden Mecidi Niþaný Abdülmecid 25.12.1906
2.Rütbeden Mescidi Niþaný Abdülmecid 12.12.1916
1.Rütbeden Mescidi Niþaný Abdülmecid 16.12.1917
4.Rütbeden Osmani Niþaný Abdülaziz 06.11.1912
3.Rütbeden Osmani Niþaný Abdülaziz 01.02.1915
2.Rütbeden Osmani Niþaný Abdülaziz 01.02.1916
Ýmtiyaz Madalyasý 2.Abdülhamid 30.04.1915
Ýmtiyaz Madalyasý 2.Abdülhamid 23.09.1917
Harp Madalyasý 5.Mehmed Reþad 11.05.1918
Liyakat Madalyasý 2.Abdülhamid 01.09.1915
Liyakat Madalyasý 2.Abdülhamid 17.01.1916
Ýstiklal Madalyasý TBMM 21.11.1923


Atatürk’ün Aldýðý Madalyonlar

Adý ve Veriliþ Nedeni Tarihi
1. Ordu Manevra Hatýrasý 20.08.1937
2. Ordu Manevra Hatýrasý 13.10.1937
Ankara’ya Geliþinin 18. Yýl Hatýrasý 27.12.1937
Müttefik Ajanslar 4. Kongresi 1929
Abide-i Zafer Hatýrasý 1927
Ýran Þahý’nýn Türkiye’yi Ziyaretleri Hatýrasý 1934

atatatürkün ilkaskeri baþarýsý hangisidir

Atatürk'ün askeri alandaki baþarýlarý nelerdir?

Atatürk'ün Askeri Görevleri

1896-1899 yýllarý arasýnda Manastýr Askeri Ýdâdi’sini bitirip, Ýstanbul’da Harp Okulu'nda öðrenim görmeye baþladý.
1902'de teðmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi’ne devam etti.
11 Ocak 1905'te yüzbaþý rütbesiyle Akademi’yi bitirdi.
1905-1907 yýllarý arasýnda Þam’da 5. Ordu emrinde görev yaptý. 1907'de Kolaðasý (Kýdemli Yüzbaþý) oldu. Manastýr’a III. Ordu’ya atandý.
19 Nisan 1909'da Ýstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Baþkaný olarak görev aldý.
1910 yýlýnda Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevralarý’na katýldý.
1911 yýlýnda Ýstanbul’da Genel Kurmay Baþkanlýðý emrinde çalýþmaya baþladý.
1911 yýlýnda Ýtalyanlarýn Trablusgarp’ý iþgaliyle ile baþlayan savaþta, Mustafa Kemal bir grup arkadaþýyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev yaptý. 22 Aralýk 1911'de Ýtalyanlara karþý Tobruk Savaþýnda zafer elde etti.
6 Mart 1912'de Derne Komutanlýðýna getirildi.
1912 yýlýnýn Ekim ayýnda Balkan Savaþlarý baþlayýnca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayýr’daki birliklerle savaþa katýldý. Dimetoka ve Edirne’nin geri alýnýþýnda büyük katkýlarý görüldü.
1913 yýlýnda Sofya Ateþemiliterliðine atandý. Bu görevde iken 1914 yýlýnda yarbaylýða yükseldi. Ateþemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sýrada I. Dünya Savaþý baþlamýþ, Osmanlý Ýmparatorluðu savaþa girmek zorunda kalmýþtý. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdað’da görevlendirildi.
1914'te patlak veren I. Dünya Savaþý’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlýk destaný yazýp Ýtilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez! ” dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boðazýný geçmeye kalkan Ýngiliz ve Fransýz donanmasý aðýr kayýplar verince Gelibolu Yarýmadasý’na asker çýkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arýburnu’na çýkan düþman kuvvetlerini, Mustafa Kemal’in komuta ettiði 19. Tümen Conkbayýrý’nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu baþarý üzerine albaylýða yükseldi. Ýngilizler 6-7 Aðustos 1915'te Arýburnu’nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutaný Mustafa Kemal 9-10 Aðustos’ta Anafartalar Zaferini kazandý. Bu zaferi 17 Aðustos’ta Kireçtepe, 21 Aðustos’ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaþlarýnda yaklaþýk 253.000 þehit veren Türk ulusu onurunu Ýtilaf Devletlerine karþý korumasýný bilmiþtir. Mustafa Kemal’in askerlerine;

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

emri cephenin kaderini deðiþtirmiþtir.
Çanakkale Savaþlarý’dan sonra Mustafa Kemal 1916'da Edirne ve Diyarbakýr’da görev aldý. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliðe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaþarak Muþ ve Bitlis’in geri alýnmasýný saðladý.
Þam ve Halep’teki kýsa süreli görevlerinden sonra 1917'de Ýstanbul’a geldi. Velihat Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandý. Viyana ve Karisbad’a giderek tedavi oldu.
15 Aðustos 1918'de Halep’e 7. Ordu Komutaný olarak döndü. Bu cephede Ýngiliz kuvvetlerine karþý baþarýlý savunma savaþlarý yaptý. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasýndan bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yýldýrým Ordularý Grubu Komutanlýðýna getirildi. Bu ordunun kaldýrýlmasý üzerine 13 Kasým 1918'de Ýstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde göreve baþladý.
30 Ekim 1918 Mondros Ateþkes Antlaþmasý’ndan sonra Ýtilaf Devletleri’nin Osmanlý topraklarýný iþgale baþlamalarý üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettiþi olarak 19 Mayýs 1919'da Samsun’a çýktý.
22 Haziran 1919'da Amasya’da yayýmladýðý genelgeyle “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararýnýn kurtaracaðýný” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantýya çaðýrdý.
23 Temmuz - 7 Aðustos 1919 tarihleri arasýnda Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasýnda da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanýn kurtuluþu için izlenecek yolun belirlenmesini saðladý.
7 Aralýk 1919'da Ankara’da heyecanla karþýlandý.
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açýlmasýyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasý yolunda önemli bir adým atýlmýþ oldu. Meclis ve Hükümet Baþkanlýðýna Mustafa Kemal seçildi TBMM, Kurtuluþ Savaþý’nýn baþarýyla sonuçlanmasý için gerekli yasalarý kabul edip uygulamaya baþladý.
Kurtuluþ Mücadelesi, 15 Mayýs 1919'da Yunanlýlarýn Ýzmir’i iþgali sýrasýnda düþmana ilk kurþunun atýlmasýyla baþladý.
10 Aðustos 1920 tarihinde Sevr Antlaþmasý’ný imzalayarak aralarýnda Osmanlý Ýmparatorluðu’nu paylaþan I. Dünya Savaþý’nýn galip devletlerine karþý önce Kuvâ-yi Milliye adý verilen milis kuvvetleriyle savaþýldý. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleþmesini saðlayarak savaþý zaferle sonuçlandýrdý.
Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluþ Savaþý'nýn önemli aþamalarý þunlardýr:

Gümrü’nün (7 Kasým 1920) kurtarýlýþý ve Sarýkamýþ (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920)
Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraþ, Þanlý Urfa savunmalarý (1919- 1921)
Sakarya Zaferi (23 Aðustos-13 Eylül 1921)
I. Ýnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
II. Ýnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
Büyük Taarruz, Baþkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Aðustos 9 Eylül 1922)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Mustafa Kemal’e Mareþal rütbesi ve Gazi unvanýný verdi.
Kurtuluþ Savaþý, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaþmasý’yla sonuçlandý. Böylece Sevr Antlaþmasý’yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüðünde vatan býrakýlan Türkiye topraklarý üzerinde ulusal birliðe dayalý yeni Türk devletinin kurulmasý için hiçbir engel kalmadý.

atatürk
 

atatürkün ilk askeri baþarýsýný nerde kazanmýþtýr?

yhaaaa Lütfen acýL cvp istýoRm
 

~atatürkün askeri qörev baþarýLarý
~baþarýLarýnDa ön pLana çýkan kiþilik özeLLikLerini
~mustafa KemaLýn 1919 yýLýna kaDar qeçen Dönmde , askerî yetenekLeri ve LiDrLik özeLLikLerini ortaya çýkaran olaylar hangiLeirdir ?
~atatürk'ün askeri yetenekleri iLe LiderLik özellikleri hakkýnDa söyLenmýs sözLeri buLarak yazýnýz
Lüfnnn cvpp vernnnn

benimde ödevim var oda þu :atatürk ün askeri görevleri nelerdir* ne olur cevaplayýn

yha arkadaþlar bnde askeri görüvlerini ve baþarýlarýný bulamadým çalýþma kitabýnda yarýna ödevvv lütfen yardým edinnnnnnn!!!!!!!!!!!!

sorunun cevabýný verir misiniz

askeri baþarýlarý nerler sen bi onu söle bakim