MsXLabs
Sayfa 9 / 12

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Soru-Cevap (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/)
-   -   Atatürk'ün tarih ile ilgili sözleri nedir? (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/275281-ataturkun-tarih-ile-ilgili-sozleri-nedir.html)

Misafir 11 Ekim 2011 16:11

cevapları net verin


Misafir 11 Ekim 2011 16:19

bunların anlamları lazım bana onları koyun


Misafir 11 Ekim 2011 19:56

lütfen "Tarih hayal mahsülü olamaz.Tarih yazarken gerçek olayları bulmaya çalışmalıyız."sözünü açıklar mısınız?? :)


Misafir 11 Ekim 2011 20:19

yokkkkkk
 
efendiler tarih milletinin yukselme ve gerilme sebepleri ararken bircok siyasi askeri sosyal sebebler bulmakta ve saymaktadır sorunun acıklayınız dio ya bilen varsa lutfen yazsin ösolesin 6inci sinifimmmm


Misafir 11 Ekim 2011 23:51

''TARİH,HAYAL MAHSÜLÜ OLMAZ.TARİH YAZARKEN GERÇEK OLAYLARI BULMAYA ÇALIŞMALIYIZ.''
ANLAMI:eğer bir tarih yazarken o tarihin gerçek ve yaşanmış olayları bulamalıyız. beden bukadar.


Misafir 13 Ekim 2011 14:59

tarih hayal mahsülü olamaz...açıklaması
 
anlamı nedir ben bulamadım bu siteden başka siteye girmek istemiyorum da cevabı kısa şekilde yazarsanız sevinirim şimdiden teşekürler en kısa sürede cevap yazarmısınız?...


Misafir 13 Ekim 2011 18:31

açıklamalar
 
gerçekten teşekkürler süpersiniz.. bundan sonra burdayım :) :)


Ensar Çekdemir 13 Ekim 2011 20:33

Teşekkürler...
 
ben 6. sınıfa gidiyorum çok teşekkür ederim ellerininize sağlık sosyal için çok lazımda sağolun.


Misafir 13 Ekim 2011 21:20

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1537772)
: 1-)efendiler tarih milletlerin yükselme ve gerileme sebeplerini ararken birçok siyasi,askeri,sosyal sebepler belumakta ve saymaktadır. 2-)tarih yazmak ,tarih yapmak kadar mühimdir.yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat,insanlığı bir mahiyet alır. 3-)tarih hayal mahsulü olamaz.tarih yazarken gerçek olayları bulmaya çalışmalıyız.

sözlerinin anlamlarını açıklarmısınız.

bunların cwplarını sölermisinizz


aytuğ 14 Ekim 2011 19:09

Ne mutlu Türküm diyene

Atatürk milliyetçiliği, Türk toplumunun en eski kaynaklarına dek, bütün tarihine uzanmakla birlikte asla bir ırk milliyetçiliği, bir şovenlik değildir. Akıp giden zaman içinde Türk ulusunun, çok eski bir ulus olduğu bilincini uyandırarak ulusal bağları besleyen, geliştiren bir kültür milliyetçiliğidir. Bu milliyetçilikte yurt, Atatürkün daha ulusal Kurtuluş Savaşına başlarken ulusal antlaşma (Misak-ı Milli) ile sınırları çizilmiş bugünkü Türk yurdudur. Onun Ne mutlu Türküm diyene sözü de zaten böyle bir anlama gelir. Kendini Türk bilen, Türk duyan, Türk olmakta övünen ve tarihimize, yurdumuza, ulusumuzun yarınlarına inanan her yurttaşı, Türk kabul eden gerçekçi, insancı bir milliyetçiliktir bu. Amacı da, ulusal sınırlarımız içinde yaşayan Türk halkının kendi öz değerlerini, temel kültürünü, çağdaş uygarlık ilkelerine göre işleyip geliştirmek, onu iç-dış bütün bağlayıcı, engelleyeci öğelerden kurtararak ilerletmek, refaha, mutluluğa, kavuşturmaktır.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

Türkiye devletinin yapısının ruhu millî egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir.
Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla millî egemenliği sağlamış bulunması ile devamlılık kazanır. Bundan dolayı; hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir.


İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal...

İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!


Tarih; hayal mahsulü olamaz. Tarih yazarken gerçek olayları bulmaya çalışmalıyız. Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktadan cehlimizi itiraf etmekten çekinmeyelim."

Tarih, yaşanan gerçeklerin, olayların kronolojik anlatımıdır. Olmuş, gerçekleşmiş, günüyle,yaşananlarıyla bilinen gerçeklerden kayda değer olanlar Tarih için saklanır ve gerektiğinde herkesin tarihini bilmesi ve yararlanması için kitap, yazı, belge haline getirilir.
Bu belgelerde hayal ürünü hiçbir şey bulunamaz. Hayallerle tarih yazılamaz, tarihte herşey doğru ve yaşanmış olmalıdır

.Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve gerileme sebeplerini ararken bir çok siyasi, askerî, sosyal sebepler bulmakta ve saymaktadır...(17.11.1923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi.)

Tarih, tarih boyunca yaşamış milletlerin yükselme ve gerileme nedenlerini kronolojik sırayla aktarır, bunun nedeni, tarih ilimiyle de ilişkili olarak gelecek nesillere, milletler ders vermek, yardımcı olmaktır. Tarihini iyi bilen uluslar aynı hataları bir daha yapmaz ve başarılarını da daha artırır. Ancak, bu açıklamaları yapabilmek için mutlaka siyasi askeri ve sosyal alanlarda ayrı ayrı ve birlikte değerlendirmeler, incelemer yapılmalıdır ki anlatılanlar gerçeklerle bağlantılı olsun ve amacına ulaşsın.

Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. (1931)

Tarih yazılırken, belgelenilirken gerçeklere mutlaka sadık kalınmalıdır. Aksi taktirde tarih yazmanın bir anlamı kalmaz ve okuyanı doğrulara yönlendirme, geçmişten ders alarak o hatalara düşmeme ya da o başarıların sırrını anlama amacına hizmet edemez.

Tarih; hayal mahsulü olamaz. Tarih yazarken gerçek olayları bulmaya çalışmalıyız. Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktadan cehlimizi itiraf etmekten çekinmeyelim. (10 Kasım 1935, Ulus.)

Tarih, gerçek olaylara dayanarak yazılmalıdır, hayallere değil. Eğer yazılacak tarih hakkında gerçekten yaşananları bulamzsak da bunu itiraf etmekten, bulamadığımızı söylemekten çekinmemeliyiz. Bu, cehalet olarak da tanımlansa hayalle tarih yazmaktan daha doğru ve iyidir.



Saat: 21:30
Sayfa 9 / 12

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık