MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Tıp Bilimleri (https://www.msxlabs.org/forum/tip-bilimleri/)
-   -   Anemi (Kansızlık) (https://www.msxlabs.org/forum/tip-bilimleri/9360-anemi-kansizlik.html)

Misafir 17 Eylül 2006 16:14

Anemi (Kansızlık)
 
1 ek

KANSIZLIK - ANEMİ

Alıntıdaki Ek 66159

kansızlık, ANEMÎ olarak da bilinir,
kandaki alyuvarların sayı ya da hacimce azalması ya da yetersiz hemoglobin içermesiyle ortaya çıkan bozukluk.


Oluşma nedenine, alyuvarların boyuna ve içerdiği hemoglobin miktarına ve ortaya çıkan belirtilere göre yüze yakın kansızlık türü vardır. Kronik ya da akut kan kaybına bağlı olabilir; orak hücreli kansızlık , kalıtsal sferositoz ya da glikoz-6- fosfat dehidrojenaz eksikliğinde olduğu gibi kalıtsal bozukluklar ya da sulfonilamit, primakin ya da naftalin gibi kimyasal maddeler de alyuvarların topluca yıkımına (hemoliz) yol açar. Lösemi ve aplastik kansızlık gibi kemik iliği hastalıkları; alyuvar yapımı için gerekli maddelerden özellikle B12 vitamini, folik asit, demir ve bazı hormonların yetersizliği; başta kronik enfeksiyonlar, yaygın kanser ve böbrek yetersizliği olmak üzere bazı hastalıklarda oluşan toksinler ile bazı ilaçlar da alyuvar yapım süreçlerini etkileyerek bu hücrelerin yetersiz miktarda yapılmasına yol açar.

Kansızlıklarda, genellikle dört tür yapı bozukluğu görülür. Alyuvarlar normalden büyükse büyük hücreli kansızlıktan (örn. Addison kansızlığı), alyuvarların yapısının görece normal olmasına karşın sayısında azalma varsa normal hücreli kansızlıktan (örn. mide ülserinde ya da hemofilide olduğu gibi ani kan kaybından kaynaklanan kansızlık), alyuvarlar normalden küçükse basit küçük hücreli kansızlıktan (örn. kronik iltihaplı hastalıklar ve böbrek hastalığında görülen kansızlık), hemoglobin yoğunluğunda ve alyuvarların boyunda azalma varsa hipokrom küçük hücreli kansızlıktan (örn. demir eksikliği kansızlığı, Akdeniz kansızlığı) söz edilir.

Kansızlıkta en sık rastlanan belirti genellikle deri, mukozalar ve tırnaklarda solukluktur. Kulak çınlaması, baş dönmesi, bayılma ve soluk darlığı dokulardaki oksijen yetersizliğine bağlıdır. Kalbin dokuların yeterince oksijen almasını sağlamak için çok fazla çalışması, kalp büyümesine ve kalp atım hızının artmasına yol açar. Kansızlık tedavisi, türüne göre çok büyük farklılıklar gösterir. Başlıca tedavi biçimleri şöyle sıralanabilir: Belirli bir maddenin yetersizliğinde eksik maddelerin vücuda verilmesi, toksik etkenlerin saptanması ve vücudun bu maddelerden temizlenmesi, kansızlığa neden olan temel bozukluğun giderilmesi, kimi zaman cerrahi yöntemler (örn. dalağın alınması) kullanılarak kansızlığın hafifletilmesi ya da kan nakli yapılarak kan hacminin artırılması.
kaynak: Ana Britannica


Misafir 19 Eylül 2006 13:04

KANSIZLIK
1. Kanda toplam hemoglobin miktarının azalmasıyla belirgin hastalık hali. (Pratikte, kandaki hemoglobin miktarı erkekte 13 g/100 mİ, kadında 12 g'100 ml'den aşağı düşerse kansızlık var demektir.) [Eşanl. ANEMİ.]
2. Duygusuzluk, korkaklık, karakter bozukluğu.

—Patol. Kansızlık sendromu, kansızlığın klinik belirtilerini (solukluk, kuvvetsizlik, kalp-damar rahatsızlıkları [taşikardi, dis- pne, sistol üfürümü], sinirsel işaretler [bayılma, başdönmesi, başağrısı] ve ateş) kapsayan terim.

—ANSİKL. Kansızlık öyle bir belirtidir ki, saptandığı anda, altında yatan olayın ne olduğunu ortaya çıkarma zorunluğu doğar. Yapılan kan muayenesinden elde edilecek sonuçlar, çeşitli tip kansızlıkların tanımlanmasını sağlar. Ortalama yuvar hacmine, bunlardaki ortalama hemoglobin yoğunluğuna (kromi) ve alyuvarların ortalama hemoglobin içeriğine (O.H.İ.) göre şu çeşitler belirlenir: mikrositer ve/ya da hipokrom, ve/ya da düşük O.H.İ.'Iİ kansızlıklar, normokrom normositer kansızlıklar, normokrom makrositer kansızlıklar ve magalositer kansızlıklar. Kandaki demir (sideremi) ve siderofilin yoğunluklarına göre de kansızlıklar şu çeşitlere ayrılır: mikrositer ve/ya da hipokrom ve/ya da düşük O.H.İ.'Iİ kansızlıklarda artık, normal ya da düşük siderofilinli düşük, normal ya da aşırı sideremili kansızlıklar. Yüksek siderofilinli, düşük sideremili mikrositer ve/ya da hipokrom kansızlıklara demirsizlik kansızlığı denir Demir eksikliğinin başlıca nedenleri, küçük dahi olsa yinelenen kanamalar (sindirim sistemi lezyonları, sık kan verme, âdet ve dölyatağı kanamaları, Lasthönie de Ferjol sendromu [Barbey d’AurevilIy'nin roman kahramanlarından birinin adından]), ayrıca demir kaybı (sık gebelikler, emzirme) ve beslenmede demir eksikliğidir (beslenme bozukluğu olanlar, yalnız sütle beslenenler). Düşük siderofilinli ve düşük sideremili mikrositer ve/ya da hipokrom kansızlıklar çoğu zaman iltihaplı süreğen hastalıklara eşlik eder (iltihaplı kansızlık adı buradan gelir). Normal ya da yüksek sideremili mikrositer ve/ya da hipokrom kansızlıklara talasemide, kurşun zehirlenmesinde ve B6 vitamini eksikliklerinde rastlanır.

Kemik iliğinin görünümüne göre makrositer ya da megalositer kansızlıklara, eritroblastlarda nükleositoplazmik (çekirdekle sitoplazma arasında) bir eşzamansızlık olduğu zaman megaloblastik, olgunlaşma normal olduğu zaman normoblastik kansızlık denir. Megaloblastik kansızlıklar bir vitamin eksikliğine (B12, folatlar) ya da kötücül bir hastalığa (Di Guglielmo hastalığı) bağlıdır. Normoblastik kansızlıkların bu nedenlerle ilgisi yoktur, başka patolojik hallerde görülürler. Kandaki retikülosit sayısına göre özellikle normositer kansızlıklar arasında rejeneratif kansızlıklar (yüksek retikûlositozlu) ve rejeneratif olmayan (normal ya da düşük retikülositozlu) kansızlıklar ayırt edilir. Rejeneratif kansızlıkların nedenleri, henüz bir demir eksikliği kansızlığına yol açmamış kanamalar (kanama kansızlığı) ve hemolizdir (hemolitik kansızlıklar). Hemolizden sorumlu etmenin yerleşim yerine göre hücre içi ve hücre dışı olmak üzere iki tür hemolitik kansızlık vardır. Hücre içi hemolizlerde etmen alyuvarlarda zarın üstüne (Minkovrski-Chauffard hastalığı), sitoplazmaya (alyuvar enzimleri) ya da hemoglobine yerleşmiştir (talasemi ya da hemoglobin hastalıkları). Hücre dışı hemolitik kansızlıklarda bağışıklık, enfeksiyon, zehir ve mekanik tipinde olan etmen, her yönden normal oian alyuvarları tahrip eder. Rejer ratif olmayan kansızlıklar kemik iliğinin zıginliğine ve görünümüne göre sınıflandırır: çok az eritroblast (aplazik kansızlık), çok ama bozuk biçimli eritroblast (diseritropoyezli kansızlık), Perls tepkimesiyle boyanan demir içeren eritroblast (sideroblastlı kansızlık). Tedavileri çok düş kırıcı olduğundan inatçı kansızlıklar diye adlandırılan kansızlıklar, normositer, mikrositer ya da makrositer, bazen sideroblastlı diseritropoyezli, çoğu zaman normal granülositopoyezli (kemik iliğinde miyeloblast çokluğu) ya da yetersiz trombopoyezli olabilir.

Kaynak: Büyük Larousse


RoSSoRoSe 6 Haziran 2008 09:43

1 ek
Alıntıdaki Ek 66160
KANSIZLIK (ANEMİ)
Anemi (Kansızlık) hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre dünya sağlık örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalmasıdır. Bu kriterler erişkin erkeklerde 13 g/dL, kadınlarda 12 g/dL nin altı kabul edilir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL nin altı anemidir.
En sık rastlanan anemi türleri demir eksikliğine bağlı anemi, Folik asit eksikliğine bağlı anemi, Vitamin B-12 eksikliği anemisidir. Bunları kısaca tanımlayalım:

Demir Eksikliği Anemisi


Tanım olarak düşük miktarda demire bağlı olarak kanın kırmızı hücrelerindeki azalmadır. Kansızlığın en sık görülen şekli budur. Demir, kanda oksijen taşıyan pigment olan hemoglobinin önemli bir parçasıdır. Demir eksikliğinin nedenleri :
  • Diyette az miktarda alınma,
  • Vücut tarafından az miktarda emilimi
  • Kronik kanamalar (ağır adet kanaması dahil)
Örneğin: burun kanamaları, hemoroid, mide yada barsak ülseri, polip, gastroenterial kanser gibi … Çocuklarda kurşun zehirlenmesi sonucunda da demir eksikliği anemisi görülür. Vücutta ve kemik iliğindeki demir depolarının harcanması sonucu kansızlık yavaş yavaş gelişir. Genellikle kadınlarda demir depoları daha azdır.
Yüksek risk grubu içerisinde doğurganlık çağında olan ve adet dönemi nedeniyle kan kaybı olan kadınlar, demir ihtiyacı artmış gebe veya emziren kadınlar, çocuklar ve diyetinde yeterli oranda demir bulunmayan kişiler bulunmaktadır. Kan kaybına bağlı risk faktörü arasında peptik ülser, barsak kanseri, rahim kanseri, uzun dönem aspirin kullanımı sayılmaktadır.

Demire bağlı aneminin kendine özel bulgular nelerdir ?
  • Yiyecek dışındaki şeylere istek. Örneğin: toprak, buz, kireç taşı, nişasta gibi…
  • Ağız kenarında ve tırnaklarda çatlaklar
  • Tırnaklarda biçimsizlik: kaşık biçimi almaları gibi…
  • Tahriş olmuş dil
Günlük demir gereksinimi ve kaybı ne kadardır?
Günlük demir gereksinimi 1-3 mgr. kadardır. Bunun % 5-10 duedenum ve proksimal ince barsaktan emilir. Günlük kayıp 1 mgr dır. Ter, dışkı, idrar, dökülen hücreler ile kaybedilir. Gereksinim bebeklik, hamilelik, ağır hastalık ve emzirme dönemlerinde artar.

Hangi besinler demir açısından zengindir?
Kırmızı et, karaciğer, balık, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalardır. Un, ekmek ve tahıllar demir ile zenginleştirilmiş olabilir.

Demir eksikliği anemisi düşünülen hastalarda yapılması gereken başlıca tetkikler neler olmalıdır?

Tam kan sayımı, serum demiri, serum demiri bağlama kapasitesi, transferin saturasyonu, serum ferritin düzeyi, dışkıda gizli kan ve periferik yaymadır. Tam kan sayımında düşük hemoglobin ve hematokrit değeri, kanda düşük ferritin düzeyi, kanda total bağlama kapasitesi ve kan kaybını değerlendirmek açısından dışkıda gizli kan görülebilir.

Tedavi olarak ne uygulanır?
Ağızdan demir tedavisinde kullanılan demir formları demirsülfat, demir glukanat ve demir fumorattır. Demir tedavisine başladıktan iki ay sonra hemoglobin düzeyi normale dönecektir, ancak çoğunlukla kemik iliğinde olan demir depolarını doldurmak amacı ile tedaviye 6-12 ay daha devam edilmelidir.
Damar içerisine veya kas içerisine uygulanabilecek demir ilaçları da ağızdan alıma dayanamayan hastalarda kullanılabilir. Tedavi ile birlikte kan sayımı iki ay içerisinde normale dönecektir.

İlaç kullanılırken dikkat edilecek noktalar nelerdir ?
En iyi demir emilimi aç karnına olmasına rağmen pek çok insan buna katlanamaz ve gıda ile almak ister. Süt ve sütlü mamüller demir emilimini engelleyeceğinden ilaç ile birlikte alınmamalıdır. C vitamini demir emilimini artırırken hemoglobin üretiminde de önemli yer tutar. Diyet ile alınacak miktar yeterli olmayacağından gebelik ve emzirme dönemi sırasında kadınların yeterli derecede demir almaları gerekir.

Folik Asit Eksikliğine Bağlı Anemi


Vücudun yeterli kırmızı hücreleri yaratmak için folik aside ihtiyacı vardır. Folik asit olmadığı durumlarda kan hücresi üretimi azalmaya başlar. Bu durum sonunda anemi görülür. Folik asitin emilimini ve metabolizmasını etkileyen en önemli madde alkoldür. Bu sebeple folik asit eksikliğine bağlı anemi en çok alkoliklerde görülür. Ayrıca keçi sütü ile beslenmekte folik asiti düşürür. Diğer nedenler bağırsak hastalıkları, ağızdan alınan doğum kontrol hapları, kanser için alınan çeşitli ilaçlar ve epilepsi.

Folik Asit Eksikliğine Bağlı Aneminin kendine özgü bulguları nelerdir ?
  • İshal
  • Depresyon
  • Şişmiş ve kırmızı bir dil

Vitamin B-12 Eksikliği Anemisi


B-12 vitamininin emilimi mide de gerçekleşir. Bu emilimin gerçekleşmesi için mide B-12 asıl faktörü denilen bir maddeyi salgılaması gerekir. Bu faktörün eksikliği bu vitaminin eksikliğine neden olur. B-12 vitamini kırmızı kan hücrelerinin kemik iliğinden üretilmesi için gereklidir. Yetersiz miktar anemiye neden olur. Bu tarz anemi daha çok hayvan ürünleri yemeyen vejeteryanlarda ve mide rahatsızlıklarında (atrofik gastrit) görülür.

Bu Aneminin kendine özgü bulguları ?
  • Eller ve ayaklarda ürperme
  • Bacaklarda, ayaklarda ve ellerde duyu kaybı
  • Sarı ve mavi renklerle ilgili olarak renk körlüğü
  • Şişmiş ağrıyan ve yanan bir dil
  • Kilo kaybı
  • Kararmış cilt
  • İshal
  • Düzensizlik
  • Depresyon
  • Entellektüel fonksiyonların azalması


drzombie 11 Haziran 2008 18:04

1 ek
Anemi
Alıntıdaki Ek 66161
Kansızlık hastada hemoglobin değerinin yaşa ve cinse göre olması gereken değerden düşük olması demektir. Tüm dünyada ve ülkemizde kansızlık nedenleri arasında en sık demir eksikliği anemisi görülmektedir.

1- Demir Eksikliğine Bağlı Anemi
2- Vitamin B12 Eksikliğine Bağlı Anemi
3-Folik Asit Eksikliğine Bağlı Anemi
4-Akdeniz Anemisi (Talassemi)

1- DEMİR EKSİKLİĞİNE BAĞLI ANEMİ
Demir eksikliği anemisi en fazla süt çocukluğu döneminde, 2. Ve 3. Sıklıkta ise okul çağı ve ergenlik öncesi çağda rastlanmaktadır. Çocuklarda demir eksikliğine yol açan nedenler besinlerle yetersiz demir alımı, hızlı büyüme nedeni ile demir ihtiyacının artması ve kan kaybıdır.

Besinlerle Yetersiz Demir Alınımı
Çocukların anne sütü yerine demir desteği olmayan mamalarla beslenmesi (pirinç unu ile mama) ve inek sütüne 1 yaşından önce başlanması ve çocuğun günde yarım litreden daha fazla süt içmesi demir eksikliği anemisi gelişmesinde en önemli nedenlerdir. Anne sütü ve inek sütünde demir miktarının az olmasına rağmen anne sütündeki demir inek sütündeki demire göre daha iyi emilmektedir. Erken doğan ve doğum ağırlığı düşük olan bebeklere 2. Aydan itibaren, zamanında doğan bebeklere ise 4. Aydan itibaren demir eksikliği anemisinden korumak için düşük miktarlarda (1-2 mg/kg) demir ilacı başlanması önerilmektedir. Demir eksikliği anemisinin önlenmesi için anne sütünün en az 6 ay süre ile verilmesi, 1 yaşına kadar demirden zengin mamalar ve ek gıdalar ile beslenme önerilir.

Daha büyük çocuklarda özellikle hazır gıdalarla beslenme alışkanlığı, rejim yapmak amacı ile eksik gıda alımı, çocuğun vejeteryan olması, ya da sosyo-ekonomik durum bozukluğu nedeni ile hayvansal gıdaların alınamaması demir eksikliği anemisine yol açacaktır.

Ülkemizde özellikle kırsal bölgelerimizde bile beslenme alışkanlıklarının değiştiği, evlerde tarhana çorbası, bulgur pilavının yerini her 3 öğünde patates kızartmasının aldığı dikkatimizi çekmektedir. Patates de demir miktarı çok yetersizdir. Bu da demir eksikliği anemisinin ülkemizde son yıllarda daha da artmasına neden olmaktadır.

Artmış demir ihtiyacı

Özellikle düşük doğum ağırlığı olan bebeklerde, zamanından erken doğan bebeklerde, adölesan devresinde ve gebelik ve emzirme dönemlerinde olmaktadır. Gebelikte hafif demir eksikliği olması anne karnındaki bebeği etkilememekte, ancak orta veya ağır demir eksikliği olan annelerin bebeklerinde demir eksikliği anemisi gelişebilmektedir.

Kan Kaybı
Erişkin hastalarda kan kaybına çocukluk yaş grubuna göre daha fazla rastlanmaktadır. Özellikle mide ülseri veya barsak kanserleri nedeni ile barsaklardan kanamalar olmaktadır. Bu duruma çocuklarda nadir olarak rastlanmaktadır.

Çocuklarda inek sütü verilmesi veya inek sütü ile yapılan mamalar nedeni ile sıklıkla demir eksikliği gelişmektedir. İnek sütünde demir içeriği az olmasının yanında barsaklardan kanamaya da yol açması demir eksikliğine neden olmaktadır. İlk 1 yıl içinde çocuklara inek sütü verilmemesi önerilmektedir. Özellikle çocuk günde yarım litreden fazla süt içiyorsa ve fazla miktarda süt içtiği için normal gıdaları almıyorsa o çocukta demir eksikliği anemisi görülmektedir.

Ayrıca uzun süreli aspirin ve diğer romatizma ilaçlarının kullanımı da barsaklardan kan kaybına neden olabilmektedir. Çocuklarda doğuştan olan mide barsak anomalileri de kan kaybına neden olmaktadır.

Barsak kurtlarından kıl kurdu ve solucanlar demir eksikliğine yol açmazlar, ancak kancalı kurtlar barsaklardan kanamaya neden olarak demir eksikliğine neden olmaktadır.

Doğuştan kanamaya eğilimi olan hastalarda (hemofili hastalığı gibi), sık sık kanamalar nedeni ile demir eksikliği görülmektedir. Kızlarda adet kanamalarının uzun sürmesi ve çok miktarda olması demir eksikliği anemisi gelişmesine yol açar.

Demir Eksikliğine Bağlı Kansızlıkta Görülen Belirtiler
Kansızlık hafif derecede ise çocukta hiçbir belirti olmayabilir, ancak yapılan laboratuar incelemeleri sonucunda teşhis edilebilir. Eğer kansızlığı fazla ise renginde solukluk, çarpıntı, baş ağrısı, huzursuzluk, halsizlik, çabuk yorulma ve iştahsızlık gibi belirtiler görülebilir.

Toprak yeme, buz, kağıt gibi normalde yenmemesi gereken şeylerin yenilmesi demir eksikliği anemisinde sıklıkla görülmektedir ve PİKA olarak adlandırılmaktadır. Uzun süreli demir eksikliklerinde tırnakların kaşığa benzer şekilde içe çökmesi, ağız köşelerinde çatlamalar, dilin üzerinin düzleşmesi, ağrılı olması ve yutkunma zorluğu daha çok erişkin hastalarda dikkati çekmektedir. Demir eksikliği olan çocuklarda oturma, emekleme ve yürüme gibi motor gelişmede gecikme, davranış bozuklukları, öğrenmede güçlük ve bağışıklık sisteminde azalma sonucunda enfeksiyonlara yatkınlık gözlenmektedir. Yine özellikle süt çocukluğu döneminde demir eksikliği varsa ağlarken katılma nöbetleri görülebilir. Eğer kansızlık aile tarafından fark edilmeden uzun süre bu şekilde devam ederse kalp yetmezliği gelişebilir. Çocuk bu durumda zor nefes alma, ileri derecede halsizlik gibi belirtilerle doktora gelebilir.

Demir Eksikliğine Bağlık Kansızlığa Tanı Koyma ve Karıştığı Hastalıklar
Demir eksikliği teşhisi doktor tarafından hastanın hikayesi, muayenesi ve belirli laboratuar testlerinin yapılması sonucunda konulur.
Demir eksikliği en sık Akdeniz anemisi taşıyıcılığı ile karışabilir. Akdeniz anemisi hastalığı ise hem anneden hem babadan bozuk genin geçmesi sonucu iki tane bozuk gen taşıyan çocuklarda oluşan bir hastalıktır, 3-4 haftada bir devamlı kan verilmesi ile tedavi edilmektedir. Eğer çocuk anneden veya babadan bir tane bozuk gen almışsa o zaman Akdeniz anemisi taşıyıcılığı söz konusudur. Taşıyıcılar hiçbir belirti göstermezler, ancak yapılan kan incelemeleri sonucunda hemoglobin düzeyinin olması gerekenden 1-2 gram altında olması ve diğer bazı testlere bakılması ile tanı konulur. Eğer bu tanı gözden kaçacak olursa, çocuk veya erişkine yanlışlıkla demir eksikliği tanısı konulup devamlı demir ilacı kullanması önerilecektir. Gereğinden fazla kullanılan demirin yan etkileri olacaktır.

Bunun dışında uzun süreli enfeksiyonlar ve hastalıkların seyir sırasında görülen anemiler (böbrek hastalıkları, romatizmal hastalıklar, inflamatuvar barsak hastalıkları, kanser gibi) demir eksikliği anemisi ile karışmaktadır.

Tedavi
Demir eksikliği anemisinin tedavisinde ağız yolu ile verilen demir ilacı kullanılmaktadır. Bebeklerde damla veya şurubu, daha büyük çocuklarda tablet veya drajeleri kullanılır. İlacın aç karnına ve öğünler arasında alınması önerilir. Birlikte C vitamini içeren limonata veya portakal suyu ile birlikte verilmesi verilen demirin barsaklardan emilimini artıracaktır. Süt ile birlikte verildiği durumlarda ise demir emilimi azalır. Bir yaşından küçük bebeklerde günde 1 kez kahvaltıdan 30 dakika önce verilmesi ile yan etkiler çok azaltılabilir. Daha büyüklerde 2-3 dozda verilmesi önerilmektedir. Genellikle rahatlıkla tolere edilebilir. Bazı vakalarda yan etkiler görülebilir.

Demir ilacının alımından yaklaşık 1 saat sonra bulantı kusma, mide ağrısı, karın ağrısı olabilir. Bu durum ilacın yemekten hemen sonra alınması ile geçer veya azalır. Eğer semptomlar devam ederse doz miktarı azaltılır veya tablet, draje veya sıvı formüllerden bir diğerine geçilir. Bazı hastalarda ishal veya kabızlık yapmaktadır.

Demir ilacı alındığı sürece özellikle damla veya şurup kullanıldığında dişler geçici olarak siyaha boyanabilir. İlacı verirken dilin arkasına doğru verilmesi dişlerin boyanmasını azaltacaktır. Yine ilacın alındığı dönemde çocukların kakasının koyu renk çıkacağı bilinmelidir.

Eğer hastada doz azaltıldığı halde kusmaları veya karın ağrıları oluyorsa, hastanın altta yatan bir barsak hastalığı varsa, verilen ilaç emilemiyorsa, hastanın kronik olan kanaması ağızdan verilen demir ilacıyla karşılanamıyorsa o zaman demir ilacının enjeksiyon şekli kalçadan yapılabilir. Bu mutlaka doktor tarafından önerilmelidir. Kalçadan yapılan demir ilacına karşı ani alerjik reaksiyonlar gelişebilir, iğnenin yapıldığı yerde ağrı, renk değişikliği olabilir. İlacın kalçada derin bir şekilde ve özel bir teknikle (Z palsit) yapılması önerilir. Ayrıca son yıllarda damardan kullanılan demir preparatları da seçilen vakalarda kullanılmaktadır.

Hastanın hemoglobin seviyesi yaşına göre normal düzeye gelince demir ilacı depolarının dolması amacı ile yaklaşık 4-8 hafta daha yarı dozda devam edilir. Eğer çocuğun beslenmesi düzeltilir, demirden zengin gıdalarla beslenmesi sağlanırsa demir eksikliğinin tekrar etmesi önlenecektir.

Çocuklarda demir eksikliği anemisi dışında daha nadir olmak üzere folik asit eksikliği ve vitamin B12 eksikliğine bağlı anemiler de gelişebilmektedir.

2- VİTAMİN B12 EKSİKLİĞİNE BAĞLI ANEMİ
Vitamin B12 en fazla hayvansal gıdalarda bulunur ve başlıca vitamin B12 eksikliği nedenleri alımındaki eksiklik, emiliminde bozukluk ve doğuştan metabolik hastalıklardır. Yetersiz vitamin B12 alımı en sık vejeteryanlarda görülmektedir. Vejeteryan olmayanlarda da yanlış beslenme veya sosyo-ekonomik nedenlerle eksik beslenme sonucunda da bu eksiklik ortaya çıkmaktadır. Çeşitli nedenlerle annesinde vitamin B12 eksikliği gelişen bebeklerde anne sütünde bu vitaminin eksikliği olacaktır. Bu annelerin bebekleri ek gıdalar almıyor ve sadece anne sütü alıyorlarsa vitamin B12 eksikliğine bağlı kansızlık yanında çeşitli nörolojik bozukluklar da geliştirmektedir. Başını ilk zamanlar tutmaya başlayan çocuk sonraları tutamaz veya otururken oturamaz hale gelir. El ve kollarında titremeler de gelişebilir. Erken tanı konulup tedavi edilmesi ile tamamen normale dönerler.

Ergenlik döneminde de rejim nedeni ile sıkı diyet uygulandığında bu vitaminin eksikliği görülebilir. Bu vitamin eksikliği çocuğun dengesinde bozukluk, el ve ayaklarda uyuşma, yürümede ve elleri kullanmada zorluk, karıncalaşma ve hafızasında bozukluklara neden olabilir.

Belirtiler
Hastalar solukluk, halsizlik, sinirlilik, kuru ve ağrılı bir dil, yürümede bozukluk ve ishal ile doktora başvurmaktadır.

Tedavi
Tedavide vitamin B12 enjeksiyon veya ağız yolu ile verilir.

3-FOLİK ASİT EKSİKLİĞİNE BAĞLI ANEMİ
Folik asit yiyeceklerde yaygın olarak bulunmasına rağmen pişirme işlemi sırasında çabucak parçalanmaktadır. Yüksek oranda folik asit içeren yiyecekler karaciğer, böbrek, portakal suyu ve ıspanaktır. Ayrıca keçi sütündeki folik asit miktarı çok düşüktür. Yine vitamin B12 eksikliğinde olduğu gibi yetersiz alınır veya emilimi bozuk ya da ihtiyaç artmışsa folik asit eksikliğine bağlı anemi ortaya çıkabilmektedir.

4-AKDENİZ ANEMİSİ (TALASSEMİ)
Talasemi Major (Akdeniz Anemisi Hastalığı) erken çocukluk çağında başlar ve çok ciddi bir kalıtsal kan hastalığıdır. Talasemi majorlü çocuklarda gelişen kansızlık sonucu sık sık kan verilmesine ihtiyaç gösterirler.

Talasemi Taşıyıcılığı (Akdeniz Anemisi Taşıyıcılığı) olan kişide hemoglobini olması gerekenden 1-2 gram düşük olsada genellikle sağlıklıdır. Türkiye de her 100 kişiden 2 kişi Akdeniz anemisi taşıyıcısıdır. Bu oran Antalya, Muğla, Konya, İskenderun gibi illerimizde %8-10 lara kadar çıkmaktadır. Talasemi taşıyıcısı olan kişiler bazen demir eksikliğine bağlı anemisi olduğu zannedilerek gereksiz yere demir ilacı kullanırlar. Kan testleri ile kişinin taşıyıcı olup olmadığı kolayca anlaşılmaktadır. Eğer anne veya babadan biri taşıyıcı olursa çocuklardan hiçbiri Akdeniz anemisi hastalığı olmayacaktır. Ancak her çocuk da talasemi taşıyıcılığı olma olasılığı %50 dir. Eğer talasemi taşıyıcısı olan 2 kişi evlenecek olursa her çocukta Akdeniz anemisi hastalığı ortaya çıkma olasılığı %25 dir.

Talasemi majörlü çocuklar (Akdeniz anemisi hastalığı olan) doğumda normaldir, ancak 3 ile 18 ay arasında (genellikle 5-6 ay) kansızlıkları başlamaktadır. Gittikçe renkleri solar, rahat uyumazlar, yemek yemek istemezler ve kusarlar, gelişimleri bozulur. Karaciğerde ve dalakta büyüme nedeni ile karın şişliği ile doktora gelirler. Başlıca tedavi hastaya 2-4 hafta aralıklarda düzenli kan vermektir. Bir yandan vücutta yıkılan kan hücreleri bir yandan dışarıdan sık kan vermektir. Bir yandan vücutta yıkılan kan hücreleri bir yandan dışarıdan sık kan vermekle vücutta demir birikimi olacak ve başta kalp ve karaciğer olmak üzere bir çok organa zarar verecektir. Günümüzde bu fazla demiri ortadan kaldırmak için küçük pompalarla desferal isimli ilaç deri altına gidecek şekilde iğnelerle takılır. 8-10 saat sürede ilacın gitmesi sağlanır ve haftanın en az 5 günü üst üste uygulanır. Kullanım zorluğu nedeni ile uyum zorluğu olmakta ve hastalar düzenli kullanmamaktadır. Ayrıca ömür boyu kan transfüzyonları ve demir bağlayıcı ajanların kullanılmasının maliyeti çok yüksektir.

Talasemi Major Hastalığı Nasıl Önlenmektedir?

Hastalığın eradikasyonu için hastalığın insidansınnı yüksek olduğu bölgelerde, evlenecek olan çiftlerin talasemi taşıyıcılığı açısından taranmaları ve taşıyıcı saptananların eğitimi, genetik danışma ve prenatal tanı (doğum öncesi tanı) hakkında bilgi verilmesi önemlidir. Konferanslar seminer ve kongreler ile insidansın yoğun olduğu bölgelerdeki halk ve tıp mensupları bilgilendirilmelidir. Akdeniz anemisi hastalıklı çocuk doğumları, taşıyıcıların bulunması ve taşıyıcı olduğu bilinen gebeliklerde hamileliğin ilk döneminde doğum öncesi tanı bölümlerine başvurması sağlanmakla önlenebilir.

Son yıllarda anneden alınan koryonik villus örnekleri DNA analiz yöntemleri ile Akdeniz hastalığı açısından incelenir. Bu yöntem gebeliğin 9. ve 10. Haftalarında yapılmaktadır


karayel 7 Eylül 2008 13:46

KANSIZLIK
Damar içerisinde dolaşan kandaki alyuvar miktarının veya hemoglobin içeriğinin kişinin yaş ve cinsiyetine göre normal olarak kabul edilen değerlerin altına inmesi durumuna "Anemi" denir.

Demir eksikliği anemisi, dünya üzerinde en sık karşılaşılan anemi türüdür. Gelişmiş ülkelerde hastanelere başvuran hastaların %30'undan fazlasının anemik olduğu, bu oranın gelişmekte olan ülkelerde daha da arttığı bilinmektedir. Orta-Güney Amerika ve Asya ülkelerinde demir eksikliği anemisi oranı yetişkin erkeklerde %1.9-14, kadınlarda ise %15-64 olarak bildirilmektedir.

ANEMİNİN GENEL BELİRTİLERİ
Halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, eforla nefes nefese kalma, adalelerde güçsüzlük hissi, üşüme hissi, ellerde soğukluk, baş ağrısı, baş dönmesi, göz kararması, baygınlık hissi, huzursuzluk, iştahsızlık, saç dökülmesi ve saçlarda matlaşma, kulaklarda uğultu ve çınlama, gözler önünde sinek uçuşmaları, devamlı uyuma isteği ve uyuklama hali, çarpıntı, kalp rahatsızlığı olan kişilerde göğüs ağrısı, deride solukluk, tırnak yataklarında düzleşme, kolay kırılma, çok seyrek olarak çukurlaşma (kaşık tırnak), dudak kenarında çatlamalar, yaralar görülmesi, zihinsel yoğunlaşmada (konsantrasyon) yetersizlik.
Bu belirtilerin görüldüğü vakalarda, kronik anemi akla gelmektedir. Kansızlığı olan her kişide bu bulguların hepsinin görüleceği anlamı çıkarılmamalıdır. Kansızlığın şiddeti, oluşma hızı, süresi ve altta yatan aneminin sebebine göre şikayetlerde değişiklikler görülebilmektedir.

KADINLARDA DEMİR EKSİKLİĞİNİN BAŞLICA SEBEPLERİ" Gebelik ve emzirme sebebiyle artmış demir gereksinimi
" Üreme çağında olan kadınlarda aşırı veya sık adet kanamalarından ve rahim içi araç kullanımına bağlı artan adet kanamalarından dolayı demir kaybı
" Dengesiz yapılan zayıflama diyetleri veya vejetaryen beslenmeden dolayı demir kaybı

DEMİR İÇERİĞİ YÜKSEK OLAN BESİNLER
" Yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı)
" Portakal, elma
" Kuru kayısı, kuru üzüm ve kuru baklagiller
" Balık, kırmızı et, tavuk, karaciger, dalak
" Pekmez, tahin

DEMİR EMİLİMİ İLE BİLİNMESİ GEREKEN NOKTALAR

" Çay ve kahve içindeki kimyasal maddeler, demir emilimini azalttığı için mümkün olduğunca az veya açık olarak tüketilmelidir.
" Tahıl, kurubaklagil ve sebzeler, C vitamini içeren besinlerle birlikte tüketilmelidir. Böylece bu tür besinlerin sağladığı demir emilimi artmış olur. Aynı öneriler demir hapı kullanan kişiler için de geçerlidir. Örneğin demir ilacını bir bardak portakal suyu veya C vitamini tableti ile birlikte alınması demir emilimini artıracaktır.
" Kalsiyum, demir emilimini azaltığı için demir eksikliği anemisi olanlar, süt ve süt ürünü yiyeceklerin (peynir, yoğurt, ayran vs) tüketimini ara öğünlere çekmelidir. Bu tür besinler özellikle demir preparatlarıyla bir arada alınmamalıdır.
" Demir preparatlarının emilimi yiyeceklerden etkilendiği için, aç karnına alınması daha uygundur. Yani yemekten 1 saat önce yada 2 saat sonra alınmalıdır.

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNİN TEDAVİSİ İKİ AŞAMADA DEĞERLENDİRİLMELİDİR:
1.Demir eksikliğine neden olan sebebin tedavisi: Demir eksikliğinin sebebi ortaya konup, bu sebep düzeltilmediği müddetçe ne kadar tedavi uygulanırsa uygulansın, anemi düzeltilse bile bir müddet sonra anemi tekrarlayacak ve rahatsızlık kısır döngü halini alacaktır.
2.Demir eksikliğinin giderilmesi: Demir eksikliğinin giderilmesinde, diyette gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bunun yanında demir preparatları ile tedavi edilmelidir. Demir preparatı ihtiyaca göre damardan, kas içine ya da ağızdan hap veya solüsyon şeklinde verilebilir. Uygun süre kullanılmalı anemi düzeldikten sonra da demir depoları doldurulana kadar devam edilmelidir.
Uz. Dr. Hüseyin Saffet Beköz
Memorial Hastanesi Hematoloji Uzmanı


SEDEPH 19 Mart 2009 00:44

1 ek
Alıntıdaki Ek 66162
Anemi

Anemi, halk arasında kansızlık olarak bilinen sağlık sorunu aslında vücutta kanın az olması anlamında değildir. Anemi, kanın içinde bulunan maddelerin azlığından kaynaklanan bir sağlık sorunudur. Kan, alyuvarlar, akyuvarlar, trombositler ve proteinlerden oluşan bir maddedir. Bunların haricinde kan içinde farklı bir kaç tane daha kimyasal bulunsa da kan temel olarak bu dört bileşenden oluşur. Kemik iliği kırmızı kan hücrelerini üretmekte görevlidir. Yeni üretilen hücreler eski hücrelerle yer değiştirerek yenilenir. Bu yenileme işlemi her zaman devam eder. Kırmızı kan hücrelerinin içinde oldukça önemli olan hemoglobin adlı madde bulunur. Hemoglobin, solunum ile alınan oksijeni kan ile beraber organlara taşır. Anemi, bu noktada oksijenin dokulara ulaşmasında görev yapan hemoglobin sayısının normalden daha az olmasından dolayı ortaya çıkar. Hemoglobin iki şekilde az olabilir. Hemoglobin bulunan kan hücrelerinin yeterli sayıda üretilmemesi ya da üretilen kırmızı kan hücrelerinde yeterli oranda hemoglobin bulunmadığında kansızlık ortaya çıkabilir.

Anemi nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Aneminin vücutta yarattığı ilk etki organlara ve dokulara ihtiyaç duyulan oksijenin taşınamamasıdır. Vücutta organlar işlevlerini eksiksiz yerine getirebilmesi için oksijene ihtiyaç duyar. Bu gibi durumlarda kansızlık başlangıcında vücut durumu telafi edebilmek için kalbe daha fazla yüklenir. Kansızlık yavaş yavaş ilerliyor ya da hafif seyrediyorsa vücutta her hangi bir etki yaratmayabilir. Kansızlık farklı nedenlerden dolayı oluşum gösterebilir. Oluştuğu nedene bağlı olarak da farklı belirtiler yaratır. Fakat kansızlığın genel belirtileri vardır. Bu belirtiler enerji düşüklüğü, halsizlik, baş dönmesi, göz kararması ve nefes darlığı olarak sıralanabilir. Bu belirtilere eşlik eden, kalp çarpıntısı, tat almada bozukluk, kulak çınlaması ve ten renginde solukluk ortaya çıkabilir.

Demir eksikliğine bağlı anemi: Demir eksikliği nedeniyle kansızlık yaşayan kişilerde kağıt, toprak ve buz gibi yenmemesi gereken maddelere karşı duyulan bir iştah söz konusudur. Ağız içinde ağrı, tırnaklarda şekil bozukluğu, dudak çatlaması ve dil ağrısı yaşanabilecek belirtiler arasında yer alır. Demir eksikliğine bağlı gelişen kansızlık için doktor demir takviyesi reçete edebilir. Vücutta demirin aşırı yüksek olması, kusma, mide bulantısı, ishal, baş ağrısı, yorgunluk ve eklem ağrılarına yol açabilir. Bu nedenle doktorun tavsiye etmiş olduğu demir takviyesi dozunda ve önerilen miktarda kullanılmalıdır.

Gebelik ve çocukluk dönemlerinde vücutta demir ihtiyacında artış yaşanır. Bununla beraber çok şiddetli geçen adet kanamaları, bağırsak kanaması, çölyak hastalığı ve demir bakımından yetersiz beslenme de kansızlığa yol açabilir.

B12 eksikliğine bağlı gelişen anemi:
B12 vitamini eksikliğinde de kansızlık görülebilir. B12 vitamini eksikliğine bağlı gelişen kansızlık nedeniyle, el ve ayaklarda karıncalanma, iğne batma hissi, güçsüzlük, yürüme bozukluğu, sakarlık ve unutkanlık gibi şikayetler oluşabilir. B12 vitamini eksikliği nedeniyle yaşanan kansızlığın tedavisinde B12 vitamini eksikliğinin giderilmesi gerekir. Vücutta B12 vitamini deposu eksilmişse doktor enjeksiyon şeklinde depoyu dolduracaktır. Eğer eksiklik sınırda ise ağız yolu ile kullanılan B12 takviyeleri tavsiye edilebilir. B12 vitamini eksikliği nedeniyle yaşanan kansızlık B12 vitamini eksikliği tedavi edildiğinde kendiliğinde ortadan kaybolur.

Kronik kurşun zehirlenmesine bağlı anemi:
Kurşun zehirlenmesi hayati risk yaratan ciddi bir zehirlenme türüdür. Zehirlenmeye bağlı olarak yaşanan kansızlık nedeniyle, diş etlerinde renk değişimi, karın ağrısı, kusma ve kabızlık gibi şikayetler yaşanır. Kurşun zehirlenmesi çok sık karşılaşılan bir zehirlenme türü değildir. Daha çok kurşun ile alakalı işlerde çalışan kişilerde görülür. Kurşun zehirlenmesinden şüphelenen kişinin zaman kaybı yaşamadan bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.

Kırmızı kan hücre yıkımına bağlı gelişen anemi:
Tıpta hemoliz olarak bilinen sorun ani ve kronik olmak üzere iki şekilde gelişebilir. Kronik olarak geliştiğinde cilt ve göz aklarında sararma, idrar renginde değişiklik, bacaklarda ülser, bebeklerde ise büyüme geriliği gibi şikayetlere yol açar. Ani gelişen kırmızı kan hücre yıkımında ise bu şikayetlere eşlik eden cilt altı morlukları, karın ağrısı ve nöbetler yaşanabilir. Folat takviyesi, demir değişimi ve kan nakli gibi tedavi yöntemleri kullanılarak kansızlık tedavi edilebilir.

Orak hücreli anemi: Orak hücreli anemi kalıtsal bir hastalıktır. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerine hilal şekli verir. Diğer kırmızı kan hücrelerine oranla yapı olarak daha sert ve yapışkandır. Bu hücreler damarlarda kan akışını olumsuz etkiler ve organlara yeteri kadar kan ulaşmasını engeller. Halsizlik, gelişim bozukluğu, bacak, eklem ve karın ağrısı gibi şikayetlere yol açar.

Anemi Çeşitleri


Anemi çeşitleri, halk arasında kansızlık olarak bilinen anemi hastalığı farklı nedenlerden dolayı ortaya çıkabilen bir sağlık sorunudur. Aneminin nedeni ne olursa olsun yaşanan belirtiler genellikle aynıdır. Ancak aneminin şiddetine göre belirtilerin de şiddeti değişebilir. Güçsüzlük, zayıflık, yorgunluk, çabuk yorulma, baş dönmesi, halsizlik, solgunluk, kulak çınlaması ve baş ağrıları anemi nedeniyle yaşanan standart belirtiler arasındadır. Kansızlık ilerlediğinde nefes darlığı, nabız artması, nabız zayıflaması ve koma gibi daha ciddi şikayetler ortaya çıkabilir. Anemi oluşma nedenine göre 3 farklı türde incelenir. Birincisi, kan yapımının azalmasına bağlı yaşanan anemi, ikincisi kan kaybına bağlı gelişen anemi, üçüncüsü ise alyuvarlarda yaşanan yıkım nedeniyle oluşan anemidir.

Kan yapımının azalmasına bağlı gelişen anemiler:
Kan yapımına bağlı gelişen anemiler arasında en sık rastlanılan tür demir eksikliğine bağlı gelişen kansızlıktır. Kadınlarda gebelik, adet dönemleri ve emzirme döneminde vücudun ihtiyaç duyduğu demir oranı birkaç kat fazla olur. Bu nedenle bu dönemlerde demir eksikliğine bağlı gelişen anemiye sık rastlanır. Aynı şekilde çocukluk döneminde de yine vücut daha çok demire ihtiyaç duyar. Demir eksikliği tedavisi için demir içerikli tabletler ya da şuruplar kullanılarak anemi sorunu tedavi edilebilir.

Megaloblastik anemiler:
Troid bezi yetersizliği, karaciğer hastalıkları ve tüberküloz gibi hastalıklarda megaloblastik anemiye sık rastlanır. Bu tür anemi B12 vitamini ve folik asit eksikliğinden kaynaklanır. Alyuvarlar olması gerekenden daha büyüktür ve oluş hızları daha düşüktür. Megaloblastik anemilerde erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Halsizlik, çabuk yorulma, ellerde uyuşma, dilde ağrı ve yanma, nefes darlığı gibi şikayetler teşhis için önemlidir. Zamanında müdahale edilerek tedavisi yapılmazsa sinir sistemi ile alakalı bozukluklara yol açabilir. Tedavi için B12 ve folik asit takviyesi reçete edilir.

Kronik enfeksiyon anemisi:
Kemik iliği yetersizliği nedeniyle oluşum gösteren anemi türüdür. Kronik enfeksiyonlar, verem, lösemi, kullanılan bazı ilaçlar ve zehirli maddeler bu tür anemiye yol açabilir. Bu anemide amaç anemiye yol açan hastalığı tedavi etmektir.

Akdeniz anemisi: Talasemi olarak da bilinen hastalık kalıtımsal alyuvar bozukluğu olarak tanımlanabilir. İtalyan ve Yunanlılarda görülme olasılığı yüksektir. Hemoglobin üretiminin gerçekleşmemesinden kaynaklanır. Başlangıç aşamasında demir eksikliğine bağlı gelişen anemiye benzer. Hastalık ilerledikçe kansızlıkla beraber sarılık da görülür. Beraberinde böbrek ve dalakta büyüme yaşanabilir. Tedavi şekli kan naklidir.

Orak hücreli anemiler:
Yine kalıtımsal bir kan hastalığıdır. Alyuvarda bulunan hemoglobinin yapısı normalden farklı olur. Alyuvarlar bu farklılık yüzünde yarım ay şeklini alır. Alyuvarların canlı kalma süresi oldukça kısadır ve hastada ciddi anlamda kansızlık olur. Daha çok siyah ırkta görülür. Bazı hastalarda belirtilerini göstermeyerek hastalık genlerde kalabilir. Bu durumda kişi taşıyıcıdır. Taşıyıcı eğer kadınsa ve evlendiğinde dünyaya gelecek çocuklarında çok şiddetli orak hücreli anemi hastalığı gelişebilir. Kan tranfüzyonları ile hastanın yaşam kalitesi arttırılmaya çalışılır.

Aplastik anemi: Kemik iliğinde üretimi yapılan alyuvarların üretilmemesine bağlı gelişen anemi çeşididir. Benzin ve arsenik gibi zararlı maddeleri soluma, radyasyona maruz kalma gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir. Alyuvar ve tronbositler de azalma yaşanır. Bir diğer türü de polisitemilidir. Polisitemili de kan miktarı normalden 2 kat daha fazla olur. Hastanın teni kırmızıdır ve dalak büyümesi, kan basıncında artış yaşayabilir. Yaşanan şikayetler vücutta çoğalan kanın normal hızda akmamasından kaynaklanır. Kan damarlarda aniden pıhtılaşabilir. Tedavisi kan akıtma yolu ile gerçekleştirilir. Vücutta kanı normal seviyelere getirmek için kan alınması gerekir. Hastalığın neden kaynaklandığı kesin olarak bilinmemektedir. Kalp ve damar hastalarında görülme riski yüksektir. Nedeninin ise oksijen yetersizliği olduğu düşünülmektedir.


reyan 8 Ağustos 2009 01:27

B12 Anemisi


B12 anemisi, beslenmeden kaynaklı bir B12 vitamini eksikliğinden ya da alınan besinlerden bu vitamini emme kabiliyetinin bulunmayışından dolayı kaynaklanır. B12 anemisi, kemik iliğinde kırmızı kan hücrelerinin üretimi engellenir. B12 anemisinde makro-sitler olarak hitap edilen kırmızı kan hücreleri oluşur. B12 vitamini yalnızca süt ve et ürünlerinde bulunur. Amerikalılar bu ürünleri çok miktarda tüketirler. B12 vitamini karaciğerler de depolanır. Sağlıklı bir yetişkinin karaciğerinde ortalama beş yıla kadar yetecek B12 vitaminleri bulunur. Beslenmelerinde hiçbir süt ve süt ürünlerini, balığı, eti ve yumurtayı dahil etmeyen vejetaryenler haricindeki kişilerde görülen bu vitamin eksikliğinin ilk nedeni, ince bağırsaklarda kan dolaşımının bu vitamin emilimini sağlamamasından dolayıdır. B12 vitamini emilebilmek için öncelikle midenin iç zarında üretilen ve intrinsik faktör olarak bilinen bir protein ile birleşmelidir. Bazı insanlarda yeteri kadar intrinsik faktör yapılamadığı için besinlerinden de yeteri kadar B12 vitamini ememezler. Bu durum tıp dilinde pernisiyöz anemi yani habis anemi olarak adlandırılır. Bir çeşit otoimmum hastalığı olan pernisiyöz anemide, intrinsik faktörün üretilmesini engelleyen antikorlar üretilir. Bu intrinsik faktörler tedavi edilmez ise, pernisiyöz anemi hasta için ölümcül olabilir.

Emilim ile ilgili oluşan diğer sorunlar ise, ince bağırsağın sadece küçük bir kısmında B12 vitamini emdiği için meydana gelmektedir. Pernisiyöz anemisi, ailevi bir özellik gösterir yani ailede bir kaç kişide daha görülebiliyor. Genellikle 40 üzerinde olan kimseleri daha çok etkilemektedir. Sinir sisteminin insan sağlığındaki rolü nedeni ile, şiddetli B12 vitamin eksikliği sinirlerde, beyinde ve spinal kord adı verilen omurilikte ciddi hasarlara sebebiyet verebilmektedir.

B12 Anemisi Belirtileri

B12 anemisinde, diğer anemilerde görüldüğü gibi, kendinizi yorgun hissedersiniz; bağ ağrılarınız olur ve nefesiniz daralması yaşarsınız. Pernisiyöz habis anemisi, cildinizin sarı gibi görülmesine neden olur. Aynı zamanda kan dolaşımındaki oksijen noksanlığını karşılamak üzere nefes alma hızı ve tt kalp hızınızın artmasına da sebebiyet vermektedir. Genellikle B12 anemilerinde, sinir sistemi hasarından dolayı kaynaklanan semptomlar yaygın olarak görülür. El ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşukluklar hissetmenize neden olur. Ve tabii ki dengenizi sağlamakta da zorluk yaşayabilirsiniz. Depresyon, akıl karışıklığı ve hafıza kaybı gibi diğer belirtilerde görülebilir. Bunlara ek olarak dilinizde bir acı hissedebilirsiniz.

B12 Anemisi Tedavi Seçenekleri
B12 anemisindeki temel amaç beslenme tedavisinde B12 eksikliğinin giderilmesidir. Yetişkin bireylerde vücudun günlük minimum alması gereken B12 seviyesi 2.5 μg’dır. B12 vitaminleri bitkisel besinlerde bulunmaz. İhtiyacını böbrek, karaciğer gibi sakatatlardan, tavuk, kırmızı et, balık ve yumurta gibi doğal kaynaklardan sağlamalıdır.

Bu hastalıkta erken tanı çok önemlidir. bu yüzden mutlaka doktora görünmelisiniz. Yakın ailenizde birinde B12 anemisi görülüyorsa doktorunuza söylemelisiniz. Doktorunuz kan hücresi sayımı yapıp, kan hücrelerinizi smearinizi mikroskop ile inceleyecektir. Düşük olan hemoglobin seviyesini ve hastalıkla beraber oluşan kırmızı kan hücrelerini ortaya çıkacaktır. Sıklıkla beyaz kan hücreleri de anormal görülebilir.

B12 Eksikliği Anemisi


B12 eksikliği anemisi; tıptaki diğer adı pernisiyöz anemisi olarak geçmektedir. Vücutta var olan bir anemi çeşididir. Anemi vücuttaki kan değerlerinize göre çok az sayıda alyuvar olmasıdır. Bu anemi çeşidinde yeteri kadar vücut içerisinde B12 vitamini bulunmadığı için bundan kaynaklı olarak vücut sağlıklı alyuvar üretemez. Uzun süredir devam eden B12 vitamini anemisi kalbe, beyne ve vücuttaki hücre ve organlara zarar verir. Vücut içerisinde gerekli olan kadar B12 vitamini olmaz ise alyuvarlar bölünmez ve çok büyük hale gelir. Ayrıca alyuvarların bir görevi de oksijen taşımak olduğu için vücutta yeterli miktarda bulunmadığında devamlı olarak kişi kendini yorgun ve halsiz hisseder. Vücutta oluşturduğu başka bir hasar da kemik iliğinden kemiklerde yer alan kanların ve hücrelerin yapıldığı süngersi olan dokunun kana geçme esnasında problem yaşayabilir. Özellikle mide kanserine yakalanma ihtimali bu kişilerde yüksektir. Vücutta B12 eksikliği anemisi kaynaklı olarak bazı komplikasyonlar oluşur. Bunlar; hafıza kaybı, nürolojik sorunlar ve sinir sistemi sorunlarıdır.

B12 eksikliği anemi neden olur ?
Vücudun alyuvar üretebilmesi için hayvansal gıdaların içerisindeki B12 vitamine ihtiyaç vardır. Bazı mide hücreleri bağırsaklarda B12 vitaminin emilebilmesi için protein salgılamaktadır. Salgılanan bu protein yeterli düzeyde olmaz ise B12 eksikliği anemisi oluşur.
B12 vitaminin eksikliği farklı sebepleri olabilir. Fakat B12 eksikliği anemisinin oluşma nedenleri büyük oranda aşağıdaki belirtilen nedenler ile sınırlıdır.
  • Mide yüzeyinde gelişen hasar görme
  • Bağışıklık sisteminde oluşan hatalı tepkiler
  • Şeker hastalığı
  • Mide kanseri
B12 eksikliği anemisinin belirtileri; Bazı kişilerde belirti göstermeyebilir yada hafif olarak görülür.

Belirtiler ise;
  • İshal
  • Kabızlık
  • Buz yeme
  • Enerjisizlik
  • Yorgunluk
  • İştah kaybı
  • Odaklanma sorunu
  • Hızlı ayağa kalkınca oluşan sersemlik yada baş dönmesi
  • Ciltte solgunluk
  • Diş etlerinde kanamalar
  • Dilde kızarma yada şişlik
  • Egzersiz sırasında nefes darlığı
B12 vitamini düzeyi uzun bir zaman düşük olan kişilerde sinir sisteminde sorun çıkabilir. Bu durumda belirtiler;
  • Denge kaybı
  • Depresyon
  • Zihinsel karmaşa
  • Ayaklarda ve ellerde karıncalanma ve uyuşukluk
B12 eksikliği anemisinin tedavisi
Tedavide esas alınan B12 vitamini seviyesini arttırmaktır. Bu rahatsızlıkta tedavi süreci ömür boyu sürer. B12 eksikliği anemisi olan hastalar her ay bir kere B12 vitamini iğnesini yaptırmak zorundadır. Rahatsızlık ileri derecede ise tedavinin başlangıcında daha fazla B12 vitamini şırınga edilir. Bir şırınganın içerisinde 1 miligram B12 vardır. Bazı hastalarda B12 vitamini ilacı gereklidir. İğneye gerek duymadan yüksek dozlu B12 vitamini hapları hastalar için yeterli olabilmektedir. Ayrıca farklı bir yöntemde B12 vitamini burun kanalından da spreyler yardımıyla doz alınabilir. Kronik reflü tarzda önlenebilir rahatsızların B12 eksikliği aneminin şiddetli olan belirtilerinde korunmayı sağlamaktadır.


pesimist 9 Mayıs 2011 22:31

1 ek

Demir Eksikliği Anemisi

Alıntıdaki Ek 66163

Demir Eksikliği Anemisi, Anemi hastalığı kandaki hemoglobin değerinin yaş ve cinsiyet oranının altında olması rahatsızlığıdır. Anemi tek başına bir hastalık grubunu nedeni olmasına rağmen diğer birçok hastalıklardan kaynaklı klinik nedenlerden birini oluşturabilir. Hemoglobinin vücut üzerindeki fonksiyonu akciğerlerden vücudun diğer organlarına gerekli olan oksijen taşımaktır. Anemi rahatsızlığında kanın oksijen taşıma miktarı azaldığından, organlara taşınan oksijen azaldığından kaynaklı olarak hipoksisi gelişir. Hipoksinin gelişmesi sonucu organ fonksiyonlarında bozulma olur. bu sebeple anemi belirtileri pek çok sistem üzerinde meydana çıkar; çoğunlukla kalp, sinir ve kas sistemi belirtileri görülür. Demir eksikliği anemisinde ise çeşitli etmenlere bağlı olarak vücut üzerindeki demir miktarı oranı normal değerlerin altında olmasından kaynaklıdır. Demir eksikliğinde demir deposu üzerindeki kan yapımı yetersiz olduğundan kaynaklı anemi gelişir.

Vücutsal yetişkinliğini tamamlayan normal bir insan vücudunda ortalama 4 gram demir bulunur. Vücut da bulunan demirin en önemli bölümü hemoglobinin yapısında bulunmaktadır. ekonomik ve yöresel koşullar nedeniyle ortalama 10mg/gün demir yer almaktadır. Diyet durumunda demirin yaklaşık yüzde 10–15 'i emilmektedir. Demir depolanması kan yapım hızı nedeniyle emilen miktar 4–5 kat arttığı uzmanlarca gözlemlenmiştir. Vücuttaki demir miktarının azalması halinde ince bağırsa üzerinde demir emilim miktarında ciddi azalmalar görülür. C vitamini yapılan bilimsel açıklar ışığında emilimi arttırdığı araştırmalar neticesinde kanıtlanmıştır. Kahve ve çay gibi etmenler demir emilimini azalttığı kanıtlanmıştır.

Demir Eksikliği Anemisi Görülme Sıklığı ve Belirtileri

Demir eksikliği anemisi yapılan araştırmalar ışığında dünyada en fazla görülen anemi türüdür.
Dünyada üzerinde yüzde 10–30, Türkiye de ise yüzde 15–40 oranında demir eksikliği anemisi görüldüğü bilinmektedir. Demir eksikliği nedeniyle diyette yeterli demirin bulunmamasından kaynaklı olarak diyette yeterli miktarda demir olması, emilimdeki kusur, çocuklar ve gebelik dönemlerinde ihtiyacın arattığı halde ve mide bağırsak sistemi bozukluğundan kaynaklı olarak demir eksikliği görülmektedir. Uzmanların yapmış olduğu klinik araştırmalar sonucunda yavaş yaşan gelişen demir eksikliği bulguları silik görünümlü olup, klinik belirtileri yavaşça gelişmektedir. Demir eksikliği anemisinde hasta üzerinde iştahsızlık, inatçı, halsizlik, kol ve bacak uyuşmaları, baş ağrısı, çarpıntı hissi, nefes darlığı, ağız ve dil bölgesinde yanma hissi, dudaklarda ufak çatlaklar ile yemek yerken yutkunma sorun gibi belirtiler görülmektedir.

Çocuklarda Demir Eksikliği Anemisi Eksikliği Sonuçları
Çocuklarda demir eksikliği anemisi ciddi sıkıntı verici rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur. Demir eksikliği anemisinde çocuk üzerinde zihinsel olarak gelişme yavaşa olmakta, büyüme yavaş, uykuya eğilim, huzursuzluk, davranış ve öğrenim bozuklukları, enfeksiyon ve mikroplara karşı direnç göstermeme, hareketler üzerinde çabuk yorulma, kalp çarpıntısı, rahat nefes alınmama gibi sorunlar çocuklar üzerinde demir eksikliğinden kaynaklı anemi rahatsızlığında gözlemlenen rahatsızlıklardır. Bu rahatsızlık belirtileri gözlemlenen hasta konuyu uzman hekime bildirerek, doktorun bildirdi ilaç tedavisi ve serumsal takviyeleri harfiyen yerine getirdiği takdirde bu rahatsızlıktan kurtulur. İlaç tedavisine rağmen sıkıntılar devam ettiği takdir de konunun uzman doktorlara bildirilmesi gerekmektedir.

Demir Anemisi
Demir Anemisi, vücutta yeterli oranda demir bulunmamasından dolayı ortaya çıkan, sıkça görülebilen ve tedavisi kolay olan bir anemi çeşididir. Vücuttaki demir miktarının düşük olmasının sebebi ise kan kayıpları, besin maddelerinde bulunan demirin vücut tarafından absorbe edilememesi ve kötü beslenmedir. Anemi terimi ise çoğunlukla kanda bulunan alyuvar sayısının normalden daha az olduğu bir durumu ifade etmektedir. Alyuvarlar vücuda oksijen taşır, karbondioksidi atılmak üzere akciğerlere gönderir. Demir eksikliği anemisi çoğunlukla vücudun sağlıklı alyuvar yapımı için yeterli demirin olmadığı durumlarda zaman içinde gelişmekte olan bir rahatsızlıktır. Yeterli demir bulunmadığında, vücutta depolanmış olan demiri kullanılmaya başlanır. Kısa bir zaman sonra da depolanmış demir tüketilmiş olur. Depolanmış demirin bitmesi vücudun daha az alyuvar yapmaya başlamasına sebep olur. Üretilen alyuvarlarda normalden daha az hemoglobin bulunmaktadır. Deniz anemisi bebeklerde, küçük çocuklarda, kadınlarda ve iç organlarında kanama yaşanan yetişkinlerde yüksek oranda görülür.

Demir Eksikliği Anemisi Nasıl Oluşur?

Kan Kaybı:
Kan kaybettiğiniz zaman demir kaybetmiş oluyorsunuz. Vücutta kaybolan demirin yerine koyacak miktarda demir depolanmamışsa demir eksikliği anemisi oluşmaktadır. Özellikle kadınlarda demir düzeylerinin düşük olmasının nedenleri, adet kanamalarının uzun sürmesi, fazla olması veya rahimdeki myom adı verilen urlardaki kanamadır. Doğum sırasında yaşanan kan kaybı da kadınlardaki demir seviyelerinin azalmasının bir diğer nedenidir. İç kanamalarda demir eksikliği anemisine neden olabilir. Bu tip kan kayıpları ise her zaman kendini net belli etmez ve yavaş oluşur.

Kötü Beslenme:
Güçlü demir kaynağı et, tavuk, balık ve yumurta gibi besinler düzenli olarak tüketilmediği takdirde demir eksikliği anemisi artmaktadır. Doğru besinler tüketildiği müddetçe vejetaryen beslenme ile de yeterli demir sağlamak mümkündür.

Örneğin, etin olmadığı demir kaynakları arasında ıspanak ve diğer yeşil yapraklı sebzeler, bakliyatlar, kuru meyveler, demir maddesi katılmış ekmekler ve mısır gevrekleri bulunmaktadır. Gebelik ve çocukluk dönemlerinde beslenmeyle yeterli demir alımı zor olabilmektedir. Bunun sebebi ise büyüme ve gelişme dönemlerinin demir gereksiniminin artmasıdır.

Yeterli Demir Emiliminin Yapılamaması:

Bazı durumlarda beslenme yeterli miktarda demir olsa da vücut bunu tam olarak absorbe edemeyebilir. Bu geçirilen bir bağırsak ameliyatına veya Chron hastalığına, Çölyak hastalığı gibi bağırsak rahatsızlıklarına bağlı olarak oluşabilmektedir. Mide asidini azaltan ilaçlar da demir emilimini bozmaktadır.

Demir Anemisinin Belirtileri:

Demir eksikliği anemisinin belirtileri arasında tırnaklarda kırılganlık, dilde şişmeler ve yaralar, ağız kenarlarında çatlaklar, dalakta büyüme ve sık enfeksiyonlara yakalanmalar görülmektedir. Demir anemisi bulunan kişilerde özellikle buz, kireç, kül ve boya gibi yiyecek olmayan cisimlere karşı aşerme durumları görülebilir. Bu aşerme durumuna pika adı verilmektedir. Demir eksikliği anemisi olan bazı insanlarda yorgun bacak sendromu da görülebilir. Demir eksikliği anemisinin bazı bulgu ve belirtileri duruma yol açan sebeplerle de ilgilidir. Örneğin, barsak kanamaları, dışkıda parlak taze kan bulunması ya da dışkının siyah veya kahve telvesi görünümünde olması gibi. Bir kadında adet kanamalarının çok fazla olması, uzun sürmesi veya başka sebeplerle vajinada kanama olması demir anemisi riskini arttırır.

Demir Anemisinin Tedavi Yolları Nelerdir?

Demir anemisi tedavisi altta yatan sebebe ve duruma göre değişir. Tedavi yöntemleri arasında beslenme tarzında değişiklikler, takviyeler, ilaçlar ve cerrahi girişim bulunmaktadır. Ağır demir eksikliği anemisi olanlar hastanede yatarak tedavi edilebilir, kan nakli, demir enjeksiyonları veya damardan demir tedavisi uygulanması gerekebilir.


buz perisi 14 Temmuz 2012 15:24

Aplastik Anemi


Aplastik anemi, kemik iliğine bağlı gelişen bir hastalıktır. Alyuvarlar, akyuvarlar ve trombositlerin üretiminde görevli olan kemik iliği yeterli miktarda üretim yapmadığı için aplestik anemi hastalığı ortaya çıkar. Kemik iliği kan hücre üretimini gerçekleştirse bile üretilen hücreler sayı bakımından vücudun gereksinimini karşılayamaz. Aplastik anemi hastalığı, hafif, şiddetli gibi farklı aşamalarda ve türlerde gelişebilir. Hastalık tedavi edilmediğinde ve ilerlediği durumlarda hayati tehlike yaratabilecek türde kanamaların ve enfeksiyonların oluşum göstermesine neden olur.

Aplastik anemi nedenleri
Aplastik anemi kemik iliği tarafından üretilen kan hücrelerinin üretilme sırasında kullanılan kök hücrelerin yıkılması sebebiyle meydana gelir. Kök hücre yıkımı bağışıklık sistemi nedeniyle gerçekleşebilir. Bakteri, virüs ya da vücuda giren her hangi bir yabancı madde ile savaşan bağışıklık sistemi, sağlığını yitirerek sağlıklı kök hücrelerine saldırmaya başlayarak bu hücrelerin sayısını azaltır. Dolayısı ile aplastik anemi bağışıklık sistemi hastalığı olarak tanımlanır. Bazı araştırmalara göre aplastik aneminin kalıtsal bir hastalık olduğu da düşünülmektedir. Kalıtsal olmayan ve sonradan oluşum gösteren aplastik anemi her yaş grubunda görülebilir ve bu aneminin %90 civarında neden kaynakladığı bilinmemektedir. Nedeni belirlenemeyen hastalık idiyopatik yani nedeni bilinmeyen hastalık olarak adlandırılır. Sonradan meydana gelen aplastik aneminin %10'luk kısmı aşağıda sıralanan nedenlerden dolayı oluşabilir;
  • HIV virüsleri
  • Arsenik, benzin gibi kimyasallara maruz kalma
  • Kanser tedavisinde kullanılan radyasyon ve kemoterapi tedavisi
  • Gebelik dönemi
  • Bazı durumlarda vücudun her hangi bir yerinde oluşan ve kemik iliğine kadar ulaşan kanser hastalığı
  • Lupus ve romatoid artrit gibi bağışıklık sistemi hastalıklarında kullanılan ilaç tedavisi aplastik anemiye sonradan neden olabilir.
Aplastik anemi belirtileri
Kırmızı kan hücresi değerinde düşüklük: Kırmızı kan hücresinin seviyesinde yaşanan düşüklük anemi olarak tanımlanır. Bu durumda görülen en yaygın şikayet aşırı yorgunluk hissidir. Beraberinde nefes darlığı, halsizlik, baş dönmesi, el ve ayaklarda üşüme, ciltte solgunluk ve göğüs ağrısı gibi şikayetler de yaşanabilir.

Beyaz kan hücresi değerinde düşüklük: Beyaz kan hücreleri vücutta bakteri ve virüsleri öldürerek enfeksiyonlar ile mücadele etmeyi sağlar. Beyaz kan hücresinde yaşanan düşüklük nedeniyle vücut enfeksiyonlara karşı daha dirençsiz olur.

Trombosit düşüklüğü:
Kan pıhtılaşmasını sağlayarak kanamaları durduran trombosit sayısında yaşanan azlık kanın durmasını engeller ya da zorlaştırır. Örneğin adet kanama, burun kanaması gibi kanamaların kendiliğinden belli bir süre sonra durması gerekir. Fakat trombosit düşüklüğünde bu tür kanamalar daha uzun sürerek fazla kan kaybına yol açabilir.

Aplastik anemi teşhisi
Aplastik aneminin tanısı için kanı oluşturan hücrelerin değerlerine bakmak için bazı tetkikler uygulanır. Beraberinde kan hücresi üretimi için olması gereken kök hücreler de kontrol edilir. Kök hücreleri kontrol etmek için kemik iliğinden doku örneği alınarak biyopsi yapılır. Uygulanan testlerde amaç;
Kişide aplastik anemi varlığını tespit etmek, aplastik aneminin nedenini ve şiddetini öğrenmek ve aplastik anemi gibi belirtiler yaratan hastalıkları elemektir.

Aplastik anemi tedavisi
Aplastik anemi tedavisi hastalığın şiddetine göre değişik şekillerde yapılabilir. Hafif seyreden aplastik anemide, rutin doktor kontrolü, ilaç tedavisi ve kan nakli yeterli olabilir. Aplastik anemi ileri derecedeyse kemik iliği nakli ile tedavi edilebilir. Aplastik anemi çok şiddetli seyrediyorsa hayati risk yaratabileceği için hastanın hastane de yatarak tedavi altına alınması gerekebilir.
Kan nakli:
Kan nakli hastalığı kesin olarak tedavi etmez. Fakat kan değerlerini düzenleyerek hastanın yaşamış olduğu halsizlik gibi şikayetleri azaltabilir.
Antibiyotik:
Beyaz kan hücresi eksikliği nedeniyle yaşanan enfeksiyonları engellemek için uygulanabilir.
Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar: Bağışıklık sisteminin kemik iliği hücrelerine gerçekleştirdiği atakları önlemek amacıyla sistemi baskılayan ilaçlar tedavide kullanılabilir.
Nakiller: Aplastik anemi tedavisi için kemik iliği ya da kök hücre nakli uygun görülebilir. Oldukça etkili bir tedavi yöntemi olsa da nakil her tür hasta için uygulanamaz.

Hemolitik Anemi


Hemolitik Anemi; Kırmızı kan hücreleri, vücudun doku ve hücrelerine, oksijen taşımakla sorumlu olan hücrelerdir. Kırmızı kan hücrelerinin normal ömür süresi, ortalama 90 ile 120 gündür. Bundan daha kısa sürede kırmızı kan hücrelerinin ölmesi ve yerine yenilerinin üretilememesi halinde, hemolitik anemi meydana gelir. Vücut hücre ve dokuları, fonksiyonlarını sürdürebilmek için, belirli oranda oksijene ihtiyaç duyarlar. Hemolitik anemi durumunda ise, bu yapılar oksijensiz kaldıklarından dolayı, çalışamaz bir hale gelerek ölmeye başlarlar.

Hemolitik anemi ilk aşamada şu belirtilerle kendini gösterebilir;
  • Bİtkinlik, çok çabuk yorulmak
  • Sık sık tekrar eden baş ağrıları
  • Konsantrasyonda ve bir olayı düşünmede zorlanma
  • Sürekli ruh halinin değişmesi
Hemolitik anemi ciddileşmeye başladığı zaman ise şu belirtiler ortaya çıkabilir;
  • Göz akının mavileşmeye başlaması
  • Çok çabuk kırılan tırnaklar
  • Ayağa kalkınca şiddetli baş dönmesi
  • Cildin solgunlaşması ve sararması
  • Nefes alıp vermede güçlük
  • Dilde zor geçen yaralar
  • Sarılık
  • Göğüste sancı şeklinde ağrı
  • Kalp yetmezliği
Hemolitik anemi birçok farklı sebeple ortaya çıkabilir. Bundan dolayı, öncelikle altta yatan sebep tespit edilmelidir. Ayrıca hastalığın şiddeti, yaş durumu ve sağlık durumu da göz önüne alınarak, ciddi bir tedavi süreci başlatılmalıdır.

Megaloblastik Anemi


Megaloblastik Anemi, bu anemi çok büyük alyuvarların görülmesiyle ortaya çıkan bir kan bozukluğudur. Anemi, alyuvar kaybıyla ortaya çıkan bir kan bozukluğu hastalığıdır. Alyuvarlar vücutta oksijen taşımaktadırlar.Gerektiği kadar değilse dokular ve organlar oksijen eksikliği yaşarlar. Megaloblastik anemi durumunda bozukluk alyuvarların tamamlanmayan oluşumundan meydana gelir ve çok sayıda gelişmemiş yada yetersiz gelişen alyuvarla sonuçlanır. Bu alyuvarlar işlevlerini sağlıklı alyuvarlar gibi yerine getirmezler ve sağlıklı hücreleri dışlayarak anemiye neden olurlar. Hücreler gelişmemişlerdir ve ayrıca kısa ömürlü olmaları beklenir.

Megaloblastik Anemi Sebepleri

Megaloblastik aneminin en çok görülen iki sebebi folik asit yada vitamin B12 eksikliğidir. Eğer neden bağırsaklarda malabsorpsiyon sebebiyle vitamin B12 eksikliğiyse, buna pernisyöz anemi adı verilmektedir. Diğer sebepler arasında aşırı alkol kullanımı, kemoterapi, lösemi, bazı ilaçlar ve birtakım genetik durumlar bulunmaktadır. Bu anemi herkeste ortaya çıkabilse de en fazla Kuzey Avrupa kökenlilerde görülmektedir.

Megaloblastik Anemi Belirtileri
  • Yorgunluk
  • Kas zayıflığı
  • İştah ve kilo kaybı
  • İshal
  • Bulantı
  • Hızlı kalp atışı
  • Düzgün yada hassas dil
  • El ve ayakta karıncalanma hissi
  • Organlarda uyuşma
Megaloblastik Anemi Teşhisi
Bu tarz anemi genellikle standart kan testleri sırasında ortaya çıkar. Bunlar arasında tam kan sayımı ve alyuvar folat düzeyi kontrolü bulunmaktadır
Doktor tıbbi hikayenizi alır ve fiziki muayene yapar. Bunların amacı belirtilerin başka sebeplerinin olup olmadığını anlamak içindir. Teşhis koymaya yardımcı olan test Schilling testidir. Bu test vitamin B12 emilimini ortaya çıkaran bir kan testidir. Radyoaktif B12 tükettikten sonra idrar örneği değerlendirilir. Eğer idrarınızda minimum B12 bulunursa yada hiç yoksa vitamini emmiyorsunuz demektir. Sağlıklı insanlarda, bağırsak fazla B12 yi alır ve bu fazlalığı idrar yoluyla dışarıya atar.

Megaloblastik Anemi Tedavisi
Megaloblastik anemi tedavisi aneminin asıl nedenine bağlıdır. Aynı zamanda, yaş, genel sağlık durumu, tolerans ve tedaviye verdiğiniz tepki ve hastalığın şiddetini de önemser. Tedavisi süreklidir ve bu, aneminin tekrar ortaya çıkmasını önlemek içindir. Genel vitamin B12 eksikliği yada pernisyöz anemi için aylık vitamin iğnelerine ihtiyacınız olabilir. ağızdan takviyeler de verilmesi olasıdır. Diyetinize vitamin B12'li besinler eklemek de size yardımcı olacaktır. Bu tarz gıdalar arasında yumurta, tavuk, takviye edilmiş tahıllar, süt ve kabuklu deniz ürünleri bulunur. Folik asit yetersizliğinden kaynaklanan megaloblastik anemi ağız yada damar yoluyla folik asit takviyeleriyle tedavi edilir. Megaloblastik aneminin erken teşhis edilmesi çok önemlidir. Vitamin B12 eksikliği uzun devam ederse kalıcı sinir hasarı meydana getirebilir. Vitamin B12 genel olarak hayvansal besinlerde bulunur. Sizde diyet kısıtlamalarına bağlı vitamin B12 eksikliği varsa anemi çıkması riskini azaltmak için alternatif yollar hakkında doktorunuza danışın. Ek takviyeye ihtiyaç duyabilirsiniz.


Safi 8 Mart 2018 15:29

1 ek
Alıntıdaki Ek 66164

Akdeniz Anemisi Nedir


Akdeniz Anemisi nedir, Akdeniz Anemisi (tıptaki adı ile Talasemi) bir çeşit kansızlık hastalığı olup Akdeniz ülkelerindeki insanlarda görülür ve doğacak çocuğa anne ve babasından 'Beta Talasemi' geni ile aktarılan kalıtımsal bir hastalıktır. Anemi yani kansızlık oluşmasındaki etken kanda alyuvarların yapısında yer alan hemoglobin maddesinin yapımındaki kusurdur. Bu hastalığın iki şekli vardır Talasemi Minör ve Talasemi Major. Bu iki farklı çeşidi tek tek inceleyelim:

Akdeniz anemisi nedir, çeşitleri:
Talasemi Minör: Bu şekli Major olana göre çok daha hafif seyreden bir kansızlık çeşididir. Talasemi Minör'e sahip kişiler sadece halsizlikten şikayet ederler ve çoğunlukla yapılacak bir teste kadar hastalıklarını farketmez ve bilmezler. Bu hastalarda yapılan tahlillerde, serum demir düzeyi normal ya da artmıştır. Kansızlık çeşidi olan 'Demir Eksikliği Anemisi' ile karıştırılır ancak demir eksikliği anemisinde serum demir düzeyi azalmıştır. Tanı konulması için 'Hemoglobin Elektroforezi' kullanılır. Bu hastalığın anlaşılması için kullanılan kıstaslardan biri olan HbA2 (kandaki oksijenin taşınmasını sağlayan hemoglobin molekülünün küçük fraksiyonu) sağlıklı kişilerde %3.4 iken, Talasemi Anemi hastalarında %7 dir. HbF ise azda olsa artmıştır (yani %2-6). Talasemi Anemisi eğer çiftlerin ikisinde de bulunursa doğacak çocukların %25 inde maalesef Talasemi Major olma riski vardır.
Eğer anne ya da babadan sadece bir tanesinde Akdeniz Anemisi taşıyıcılık şeklinde var ise doğacak çocukların %50si taşıyıcı (Talasemi Minör) olarak doğar buna karşılık Talasemi Major olma olasılığı yoktur.

Talasemi Major: Hastalığın ağır seyreden biçimidir, diğer adı ile 'Cooley Anemisi' olarak isimlendirilir. Hastalık bebek henüz 6 aylıkken ağır kansızlığa bağlı olarak kalp yetmezliği ile ortaya çıkar. Bunun gelişmemesi için düzenli olarak kan değişimi gerekir. Kan nakli yapılmaması durumunda hasta maalesef bir kaç yıl içinde kaybedilir. Kan nakli yetersiz yapılırsa kemik iliğinin aşırı derecede kan yapması nedeni ile yıpranan kemiklerde kırılma olur ve çocuğun yüz şekli değişir (burun çökük, elmacık kemikler ve alın çıkıktır, üst dişler öne fırlamıştır. Bu özellikler ile kafa dört köşe görünür. Karaciğer ve dalak büyür, boy ise kısa kalır. Ergenlik çağına giremez. Kan nakilleri sebebi ile vücutta biriken demirin aşırı olması ile myokardit, kalp yetmezliği gibi kalp problemleri ileri yaşlarda çoğunluk ile hastanın kaybedilmesi ile son bulur. Anne ve baba da Akdeniz Anemisi (Talasemi Minör) taşıyıcılığı var ise doğacak çocukların Talasemi Major olma ihtimali %25 iken taşıyıcı olma ihtimali %50 olacaktır ve kalan %25 ihtimal ile bebek normal olacaktır.
Akdeniz Anemisi dikkat edilmesi gereken ve evlenmeden önce yapılacak testler ile doğacak çocuklar ile özellikle büyük önem taşır.

Akdeniz anemisi hastalığı; genetik bir kansızlık rahatsızlığı olan Akdeniz anemisi hastalığının tıp dilindeki adı talasemi olarak geçmektedir. Vücuttaki alyuvarlarda globin zincirinin oluşmasında gerçekleşe kusur ile meydana gelmektedir. Vücuttaki beta zincirinin yapımında sorun var ise Beta talasemi, alfa zincirinde ise Alfa talasemi diye isimlendirilmektedir. Akdeniz civarında bu rahatsızlık fazla görüldüğü için Akdeniz anemisi olarak adlandırılmıştır.

Akdeniz anemisi hastalığının çeşitleri

Akdeniz anemisi hastalığı hasta ve taşıyıcı olarak ikiye ayrılmaktadır.
Akdeniz anemisi hastaları
  • Baba ve annesi Akdeniz anemisi taşıyıcısı olanlarda meydana gelmektedir.
  • Akdeniz anemisi hastalığıda ikiye ayrılır. Bunlar talasemi major ve talasemi intermediata'dır.
  • En ağır olanı talasemi major (cooley anemisi) tipi olandır.
Akdeniz anemisi taşıyıcıları
  • Akdeniz anemisi taşıyıcısına tedavi gerekli değildir.
  • Hastalık belirtisi yoktur.
  • Hasta kişide hafifte olsa kansızlık görülebilir.
  • Akdeniz anemisi olan kişilerin çoğu taşıyıcı olduğunu bile bilmemektedir. Genellikle tesadüfen yapılan testlerde ortaya çıkmaktadır.
  • Yapılan kan testlerinde alyuvarlar normalden küçük olmaktadır. Ayrıca bu durum demir eksikliği anemisine benzediği için tanının koyulmasını zorlaştırmaktadır.
Akdeniz anemisi belirtileri
Bu hastalık sonra beliren bir rahatsızlık değildir. Fakat anne veya babada taşıyıcılık var ise doğacak olan bebeğin taşıyıcı olarak doğması yüksek bir ihtimaldir. Bu bebek ilk doğduğunda normal gözükmektedir. İlk 6 aydan sonra bazı belirtiler gösterir. Bu belirtiler;
  • İştahsızlık
  • Devamlı yorgunluk hisseder
  • Yemek yemez
  • İdrarının rengi koyu gelir
  • Salaklar da büyüme olur
  • Ten rengi solgun gözükür
  • Kan değerlerinden kaynaklı görülebilecek başka rahatsızlıklar
Akdeniz anemisi hastalığının tanısı
  • İlk önce kan sayımı yapılır
  • Yapılan teste kan sayımı değeri normalden ufak ise bunu demir eksikliğinden ayırabilmek için demir metabolizması ile ilgili bazı testler yapılır.
  • Sonrasında hemoglobin elektrolitlerin ile tanı koyulur.
Akdeniz anemisi hastalığının tedavisi
Özellikle tedaviye başlamadan evvel ilk önce hastanın şikayetlerine göre tanının belirlenmesi önemlidir. Gerekli olan kan analizleri yapılır. Kişinin şikayetleri doğrultusunda kan tahlilleri yapılır. Tahlil sonucundaki hemoglobin ve alyuvarlar incelenerek tanı konur. Hastalığın derecesine göre kan nakilleri uygulanmaktadır. Uygulanacak kan nakilleri de vücutta demir fazlalığına sebep olur. Ayrıca demir fazlalığı çeşitli rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Eğer kan nakli yapılıyorsa vücutta oluşacak olan demir fazlalığına karşı tedbir alınmalıdır. Bu rahatsızlığı taşıyan 3 yaşında olduğunda 5 günde 12 saat olarak pompa yardımıyla deri altı infüzyonu uygulamaktadır. Vücutta demir birikimini engellemek içinde tablet şeklinde ilaçlarda doktor tarafından verilebilir. Akdeniz anemisi hastası olan çocuklarında düzenli olarak kan miktarlarını kontrol edilmesi gereklidir. Başka bir tedavi yöntemi ise kemik iliği nakli olmaktadır. Ufak yaşta olan hastaların karaciğerin bozulmadığı zaman kemik iliği nakli yapılabilir. Bir de uygun olan bir verici bulu nursa tedavi olumlu sonuçlanır. Akdeniz anemisi hastalığı için son zamanlarda bulunan gen tedavisinde üzerinde çalışmaktadır. Henüz uygulanmamaktadır.

Akdeniz Anemisi İlacı


Akdeniz anemisi ilacı, yanlış yapılan bir tedavi yöntemi ile yaşam kalitesini kötü olarak etkiler. Akdeniz anemisi hastalığın zor bir tedavi şekli olduğundan, önce bireylerin hastalıksız olarak doğmasının sağlanması gerekir. Kırmızı kan hücreleri içinde yer alan hemoglobinin yapıcı genlerce kontrol edilir. Hemoglobin yapımındaki eksiklik ya da bozukluk olması durumunda Akdeniz anemisi ortaya çıkar. Hemoglobin yapısında meydana gelen bozukluk sebebi ile kırmızı kan hücreleri yıkılır ve bu sebep ile akdeniz anemisi vücutta oluşur.

Akdeniz anemisi ilacı nasıl kullanılır?
Akdeniz anemisi hastaları yaşamları süresince 3-4 haftada bir hemoglobin seviyesi yüksek kan ihtiyacı duyar. Hastaların hemoglobini 9,5 g/dl'nin üzerinde olmalıdır. Kansızlığa mani olmak için verilen kan transfüzyonları hastaların vücutlarında demir birikmesine sebep olur. Hastalarda ise karaciğer, pankreas, tiroit, kalp ve dalak gibi organların hücrelerindeki bozulmaya neden olur. Bunun sonucunda şeker hastalığı, kalp yetmezliği, hormonal yetersizlik ve gelişme bozukluğu gibi rahatsızlıklar görülür.

Bu sebeple hastalarda demir birikmesine engel olur. Bu sebeple hastalar 3 yaşına geldiği zaman bir pompa yardımı ile, haftada beş gün, 8-12 saat süreli derinin altındaki infüzyonu ile Akdeniz anemisi ilacı tedavisine başlanır. Bazı hastalarda ise ağız yolu ile verilen tablet şeklinde ki Akdeniz anemisi ilaçları da kullanılır. Akdeniz anemisi hastalarının kanındaki demir düzeyi, tam kan sayımı, karaciğer, kalp ve hormonal sistemin düzgün bir şekilde değerlendirilir. Kan ile bulaşan hastalıklar kontrol altında olmalıdır. Hastalardaki yıllık kan tüketimi artmış ise ve yaşının büyümesiyle dalağın alınması durumu meydana gelebilir. Dalağın alınması hastanın kan ihtiyacını azaltsa da kesin çözüm olmaz. Hastalığın kesin olarak tedavisi için, kemik iliği nakli yapılır. Tedavi süresi boyunca tedavinin düzgün bir şekilde yapılması, karaciğerde hasar oluşmamış olması, kemik iliği naklinin başarı oranını etkiler. Doku uyuşmazlığı olmayan kardeşlerden alınacak kemik iliğinin nakli sırasında sorunlar olabilir ve nakil başarısızlıkla da sonuçlanabilir.

Çocuklarda Akdeniz Anemisi


Çocuklarda Akdeniz Anemisi, tıptaki ismi "Talesemi" olarak bilinen Akdeniz anemisi çoğunlukla Akdeniz bölgesinde yaşayan kişilerde görülen bir hastalıktır. Çocuklarda ortaya çıkan Akdeniz anemisi genellikle anne ya da babasından kalıtımsal olarak geçen ve bir çeşit kan hastalığıdır. Anemi hastalığı (kansızlık) oluşmasına sebep olan etmen, vücuttaki kanın içerisinde bulunan alyuvarların yapılarındaki "Hemoglobin" maddesindeki kusurdur. Çocuklarda meydana gelen Akdeniz anemisi hastalığında vücuttaki bozulmuş olan dengenin düzeltilmesi için ilk önce kemik iliğiyle normalinden 10-15 katı fazla olan kan hücrelerinin yapımına başlamak gerekir. Ancak bu girişim etkili olmaz. Çünkü çocuğun hemoglobinindeki kalıtımsal problemin devam etmesinden dolayı kan hücrelerinin erken yıkımı başlar. Anemi hastalığından dolayı kemik iliği çok çalışır ve genişlemeler olur. Kemik iliğinin gelişmesinden kaynaklı olarak çocuğun yüzünde bulunan kemiklerde değişiklikler ortaya çıkar ve görünümde bozukluklar meydana gelir.

Çocuklarda Akdeniz Anemisinin Belirtileri, çoğunlukla Akdeniz anemisi olan çocuklar doğdukları zaman normal çocuklardan farkları yoktur. Fakat 5-6 aydan sonra çocukta kansızlık belirtileri meydana gelmektedir. Özellikle bu aylarda olan çocuklarda ortaya çıkan kansızlık nedeni olarak demir eksikliğinden dolayı kaynaklandığı düşünülür. Ancak çocuktaki kansızlık durumunun iyileştirilmesi için hatalı olarak demir tedavisi uygulanmaktadır. Demir takviyesiyle Akdeniz anemisi hastalığının tedavisi kesinlikle düzeltilemez ve bunun için aneminin belirtileri gittikçe ağırlaşarak süreç devam eder. Çocukta karın bölgesi büyür, bunun sebebi ise karaciğer ve dalağın büyümesinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Akdeniz anemisinde en önemli belirtilerden birisi çocukta meydana gelen gelişim geriliği ve iştahının olmamasıdır. Hatta çocuğun iskelet sisteminde de değişimler görülmektedir. Çocuğun yüz yapısında elmacık kemikleri daha fazla belirginleşirken burun kökünde çökme oldukça belirginleşir.

Ancak çocuklarda bu belirtiler ortaya çıkmadan önce Akdeniz anemisi hastalığının erken tanısı yapılırsa, hastalığın erken dönemlerinde uygun olan tedavi başlar. Bu durumda çocukta hem organ büyümesi hem de yüz yapısında değişimler meydana gelmez, hatta çocuğun gelişimi normale çok daha yakın olmaktadır.

Çocuklarda Akdeniz Anemisinin Tedavisi, çocuklarda görülen ve çoğunlukla genetik olan Akdeniz anemisi hastalığının tedavisi kan aktarımı kısaca kan değişimine bağımlı olan bir hastalıktır. Akdeniz anemisinin tedavisinde esas alınan amaç özellikle çocuğa 3-4 haftada bir uygulanan konsantre alyuvarın aktarımıyla beraberinde düzenli bir şekilde vücudun ihtiyaç duyduğu demir bağlayıcı olan ilaçların kullanımıdır. Ayrıca çocuğun ilk 10 senesinden sonra Akdeniz anemisi ortaya çıkmışsa, hastalığın komplikasyonunun önlenerek tedavi için doktorlarla yapılan ekip çalışması gerekir. Hatta çocukta ileri yaşta gelişen Akdeniz anemisi hastalığının iyileşmesi için ideal olan tedavinin uygulanması için mutlaka duruma çok yönlü olarak yaklaşılması gerekmektedir.

İlaç Tedavisi, çocuklarda Akdeniz anemisi durumunda öncelikle hücre içerisinde açıkta kalmış olan ve alyuvarların parçalanmasına sebep olan alfa zincirlerinin bağlanması için diğer bir yolda, gamma zincirleridir. Akdeniz anemisinin tedavisinde kullanılan bazı ilaçların gamma zincirinin yapımını arttırdığı gözlenmiştir. Hatta çocuklarda ortaya çıkan Akdeniz anemisinin ilaçla tedavisi yapılırken gamma zincirini besleyerek arttıran ilaçların kullanılmasıyla oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Tedavide Kemik İliğinin Değiştirilmesi, bu yöntemin uygulanması için hasta eğer küçükse karaciğeri bozuk değilse ve uygun bir verici olabilecek kardeşi ya da ikizi varsa tedavide çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. Fakat Akdeniz anemisinin tedavisinde kullanılan kemik iliği naklinde çok az çocuk şanslıdır.


Safi 8 Mart 2018 15:43

Erkeklerde Kansızlık


Erkeklerde kansızlık, kansızlık sorunu toplumda kadınları daha fazla etkilese de, erkeklerde de görülen bir problemdir. Kadınlarda kansızlığa neden olacak etkenler oldukça fazla olmasına rağmen, erkeklerde durum daha farklıdır. Daha seyrek görülmesine rağmen, erkeklerdeki kansızlık çoğu zaman ciddi sorunların belirtisi olabilir. Yaş gözetmeksizin her yaşta görülebilen kansızlık erkekleri daha çok ellili yaşlarda etkilerse, özellikle demir eksikliğinden kaynaklanan kansızlık görülürse, ilk olarak kanser, gizli kanama gibi sorunlar araştırılmalıdır. Bunların yanında kansızlığa yol açabilecek böbrek yetmezliği gibi bazı kronik rahatsızlıklarda dikkate alınmalıdır. Erkeklerde kolit, kalın bağırsaktaki damarsal problemler, ülser, kolon kanseri, hemoroit, ciddi olmayan kanamalar kansızlığa yol açabilir. Kronik sorunlar, romatizmal hastalıklarda erkekleri etkileyen kansızlıkta etkili olabilir. Bu nedenle öncelikle kansızlığın neden kaynaklandığı tespit edilmelidir. Özellikle kansızlığa eşlik eden kilo kaybı sorunu da yaşanıyorsa, yapılacak tetkiklerde daha özenli olmak gerekir.

Erkeklerde kansızlık nedenleri
Kadınlarda görülen kansızlık erkeklere göre 5-10 kat fazla olsa da, bunun sebeplerinin tespit edilmesi fazla zor olmaz. Ancak erkekler bu konuda etkilenirse, ciddi kabul edilen rahatsızlıklar söz konusu olabilir. Mide ve bağırsak ülserleri, bağırsakta polip ve kanser oluşumu gibi ciddi sağlık sorunları gündeme gelebilir. Demir eksiliğinden kaynaklanan kansızlıkta demir eksikliği tedavisi yapılırken, mutlaka buna sebep olan etkenin araştırılması gerekir. Buna uygun şekilde bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Yani kolon tümörleri gibi bir sorundan kaynaklanan kansızlıkta, tedavi uygun yapılmadığından, gecikmiş tedaviler ortaya çıkar. Gerçek hastalık etkeni ortadan kaldırılamaz.
Bu nedenle erkeklerde kansızlığa yol açan sorunun doğru tespit edilmesi gerekir.

Erkeklerde kansızlık belirtileri
Kansızlık sorunu herkeste ortak belirtilerle kendini gösterir. Dikkat çekici düzeyde halsizlik, yorgunluk hissi, nefes darlığı, fazla oranda olmasa da nefes nefese kalma, uykuya meyilli olma, çarpıntı sorunu olması, uykusuzluk çekme, unutkanlık, ciltte solgunluk, saç ve tırnak sorunları kansızlığı akla getirmelidir. Yapılacak tam kan sayımı testi sayesinde kansızlık tanısı kolayca konulabilir. Bundan sonra altta yatan etkenin araştırılması sağlıklı olur.

Erkeklerde kansızlık ve beslenmenin tedavideki yeri
Kansızlık sorununun tespitiyle beslenmeye ayrı bir önem verilmelidir. Ancak kansızlığın neden ortaya çıktığı da bilinmelidir. Demir eksikliğinden kaynaklanan kansızlıkta, zengin demir kaynağı olan hayvani gıdalara ağırlık verilmelidir. Kırmızı etle, diğer etli besinler tüketilmeye çalışmalıdır. Bitkisel kaynaklarda da demir bulunsa da, bu besinlerden demirin emilimi zor olur. Bu yüzden hayvansal kaynaklar demir bakımından daha değerlidir. Erkeklerde kansızlık sorunu çay tüketimlerinin fazla olmasından da kaynaklanabilir. Ülkemizde çay en fazla erkekler tarafından tüketilmektedir. Bu demir emilimini etkilediğinden, kansızlık sorunu ortaya çıkabilir. Bu yüzden ayın azaltılması hatta sorun geçene kadar tüketilmemesi tavsiye edilir. Hastanın kilolu olması demir eksikliğinin bulunmadığını göstermez. Bu nedenle fazla kalorili besinlere yönelmemek gerekir. Kansızlığa neden olan etken doğru tespit edilirse, erkeklerde kansızlık sorunu daha kolay çözümlenebilir. Etkenin tedavi edilmesi kansızlık problemini ortadan kaldıracaktır.

Kadınlarda Kansızlık


Kadınlarda Kansızlık, kendini tempolu ve hızlı bir yürüyüş, yokuş veya merdiven inip çıkarken ve fizikler aktivitelerin yoğun yaşandığı anlarda nefes darlığı ve çarpıntılar yaşanıyorsa, problemlerin kansızlıkla alakalı olma ihtimali oldukça artar. Sebebine gelince genç kızlarda ve genç bayanlarda demir eksikliğine nedeni ile meydana gelen kansızlık sıklıkla yaşanan bir sorundur. Her ay düzenli olarak tekrarlayan adet dönemi kanamalarıyla önemli ölçülerde demir kayıpları da yaşanmaktadır. Kaybedilen demir şayet yerine tekrar konamaz kanamalar artar veya sıklaşırsa yada kanamalar şiddetli olursa vücuttaki demir rezervleri en aza inerek demir eksikliği meydana gelmeye başlar. Klinik olarak incelenen tabloda demir eksikliğine bağlı kansızlık olarak değerlendirilir. Bu tip gelişen kansızlığa demir içeren gıdaları yeterince tüketmeyenler ve vejetaryenlerde özellikle "dalak, kırmızı et, karaciğer, balık, yumurta, süt ürünleri, yeşil sebzeler" tüketmeyenlerde sıklıkla rastlanmaktadır. Yukarıda da açıklandığı gibi adet dönemleri içinde üst üste birkaç ay olağandan fazla kan kaybeden veya sürekli tekrarlayarak oluşan kanamalara maruz kalan bayanlarda da içeriğinde bol miktarda demir yer alan besinler yeteri kadar tüketilse bile yine de belli oranda demir eksikliği açığı meydana geldiği vakitlerde kadınlarda kansızlık sorunu yaşanabiliyor.

Kadınlarda kansızlığın sıklıkla yaşanmasının sebebi yalnızca demir eksikliği olmamasının yanı sıra B12 vitamininin noksanlığı da oldukça önemlidir ve B12 vitaminine bağlı yaşanan kansızlık sorunuyla karşılaşmak her durumda mümkündür. Bu nedenle B12 eksikliği genel olarak vejetaryen kadınlarda olasılıkla rastlanan bir durumdur. Herkesin de bildiği gibi B12 vitamini elde etmenin en basit yolu hayvansal besinler tüketmektir ve genellikle vejetaryen kadınlar ne yazık ki bu besinlerden oldukça uzak durarak özellikle de kırmızı et tüketmiyorlar.

Oysa ki kırmızı et oldukça zengin içerikli demir kaynaklarından en önemlisidir. Adından da anlaşılacağı gibi ete kırmızı rengi vererek kırmızı yapan içeriğinde barındırdığı miktardaki demir depolarıdır. Bu yüzden et gereğinden az miktarda tüketildiğinde birkaç ay süresinde vücuttaki B12 vitamini seviyeleri hızla düşmeye başlar ve sonrasında ise B12 eksikliğine bağlı olarak anemi meydana gelmeye başlar. Özellikle genç kız ve kadınlardaki kansızlığın ana sebepleri arasında B12 vitamini eksikliği büyük rol oynamaktadır. Ayrıca kadınlarda rastlanan rahimde miyom, makatta bulunan hemoroitin kanaması, mide ülseri aspirin veya farklı ağrı gidericilere bağlı olarak eroziv gastritle ya da ülserle bağlantılı mide kanamalarının yanı sıra daha birçok sebeple de kadınların ve genç kızların kansızlık sorunu yaşamaları son derece normaldir.

Kadınlarda kansızlık rahatsızlığından uzak kalmak amaçlı yeterli ve dengeli beslenme oldukça önemlidir. Bu nedenle bitkisel ve hayvansal besinleri dengeli ve düzenli tüketerek beslenmek için özellikle ( etli kuru fasulye, kıymalı nohut, ıspanak, yumurta ve birçok kıymalı sebze yemekleri ) tüketerek tek taraflı beslenme şekillerinden olabildiğince kaçınılmalıdır. insan sağlığı için zararlı diyet şekillerini uygulamak, sakatat ve kırmızı et tüketimi hususunda ihmalci davranmak özellikle kansızlığa neden olan problemler kendini gösterdiğinde de tıbbi bir kontrolden geçmek oldukça önem taşımaktadır. Ayrıca kansızlık sorununu ile başa çıkmak için boş kaloriye sahip besinlerin tüketilmemesi örneğin, şekerli besinler çikolata ve aşırı yağ barındıran gıdalardan uzak durulması ile hem kansızlık sorunundan kurtulmuş oluşunuz hem de vücut zarar görmemiş olur.


Safi 8 Mart 2018 15:47

Hamilelikte Kansızlık


Hamilelikte Kansızlık, Gebelik esnasında, kadınlarda kansızlık sorununa sık sık rastlanmaktadır. Hamilelik dönemi boyunca en çok karşılaşılan anemi çeşidi ise, demir eksikliği anemisidir. Çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bunlar;
  • Yetersiz ve düzensiz beslenme
  • Sosyoekonomik seviyenin düşük olması
  • Bağırsak parazitleri ve enfeksiyonları
  • Sık sık doğum yapmak
  • Düşük ve kürtaj sebebiyle kan kaybetmek
  • Gebelikte demir eksikliği takviyesi için ilaç kullanmamak
Nedenlerinin yanı sıra, birde belirtileri bulunmaktadır. Belirtileri ise şunlardır;
  • Aşırı yorgunluk ve halsizlik
  • İştah kaybı
  • Nefes darlığı
  • Yoğun baş ağrısı
  • Kalp çarpıntısı
  • Arada bayılma
  • Kulakta çınlama
  • Uykusuzluk
  • Saçlarda dökülme
  • Dikkat bozukluğu
  • Baş dönmesi ve mide bulantısı
  • Aralıklı göğüs ağrısı
Hamilelerde demir eksikliğine bağlı olarak ve kaybedilen kanın yerine gelememesinden dolayı, demir eksikliği anemisi görülmektedir. Hamilelikte hem bebeğin doğum sonrası, hem de hamile kişinin artan kan hacmi sebebi ile, normal bir insandan çok daha fazla demir ihtiyacı oluşmaktadır. Bunun yanında, B12 vitamini eksikliği, kronik hastalıklar ve kalıtsal yapı gibi durumlar da, kansızlığa neden olmaktadır.

Kansızlık hamilelerde genel olarak halsizlik, fiziksel ve zihinsel yorgunluk, kalp atım sayısında artma, uyku, çabuk yorulma ve konsantrasyonda güçlük çekmeye neden olmaktadır. Bu süreç boyunca kansızlığın hem anne hem de bebek üzerinde, oldukça olumsuz etkileri vardır. Kansızlık hamilelerde doğum sonrasında kanamaların fazlalaşmasına sebep olmakta ve rahmin toplanmasını güçleştirmektedir. Bebek üzerinde ise erken doğuma, anne karnında gelişme sorununa ve ani ölümlere neden olmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü, kişinin kansızlığı olsun ve ya olmasın 16. haftadan sonra, günlük demir takviyesi yapılmasını tavsiye etmektedir. Demir takviyesi hamile bayanda bazı yan etkilere sebebiyet verse de, bebek büyüme evresine geçtiğinden dolayı, annenin karnındaki demiri almakta ve anneyi de, bebeğin gelişimini de etkilemektedir. Hamile bayanların tüketmesinin önerildiği bazı besinler şunlardır; Kırmızı et, pekmez, yumurta, ceviz, badem, fındık, kuru üzüm ve koyu yeşil renkteki sebzelerdir. Ayrıca C vitamini demir emilimini arttırdığından dolayı, portakal, maydanoz, mandalina ve limonda tüketilmesi gereken besinler arasındadır.

Gebelikte Kansızlık


Gebelikte kansızlık, bu dönemde çok ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirebilir. Anemi olarak da bilinen kansızlık kan hemoglobin seviyesinin normal değerlerden daha düşük olmasıdır. Hemoglobin alyuvarlarda bulunan, oksijenin taşınmasını sağlayan ve kana kırmızı rengi veren bir tür proteindir. Kan farklı elemanlar ve plazmadan meydana gelir. Gebelik döneminde kan oranı normalden %50 daha fazladır ve bu fazlalığın büyük bölümü plazmadadır. Eritrosit (Alyuvarlar) plazmalar kadar hızlı çoğalmaz. Dolayısı ile gebelik öncesinde normal değerlerin altına düşer. Gebelik süreci ilerledikçe eritrosit üretimi de artmaya başlar. Bu artış için vücutta demir kullanılır. Gebelik döneminde anne adayı şayet yeterli miktarda demir almıyorsa anemi yani kansızlık başlar.

Gebelikte kansızlık nedenleri nelerdir?
  • Demir bakımından yetersiz beslenme
  • Folik asit eksikliği
  • Kaza, travma nedeniyle yaşanan kan kayıpları
  • Polip ve basur gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkan bağırsakta kronik kanama
  • Anne karnındaki bebeğin annenin depoladığı demiri tüketmesi
  • Bağırsak parazitleri
  • Sık aralıklarla doğum yapmak
  • Sık aralıklarla düşük yapmak ya da kürtaj olmak
  • Yetersiz beslenme
Gebelikte kansızlık belirtileri
  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Efor dispnesi
  • İştah kaybı
  • Çarpıntı
  • Baş ağrısı
  • Bayılma
  • Saç dökülmesi
  • Konsantrasyon bozukluğu
  • Göğüs ağrısı
  • Kulak çınlaması
  • Uyku problemleri
  • Tırnaklarda şekil bozukluğu, kırılma, ve soluk renk
Gebelikte kansızlığın neden olabileceği komplikasyonlar
Gebelik döneminde yaşanan kansızlığın neden olabileceği en önemli komplikasyon erken doğum riskidir. Bu riski en aza indirmek için kansızlığın erken dönemde teşhis edilerek tedavi edilmesi önemlidir. Kansızlığın neden olabileceği komplikasyonlar;
  • Düşük ağırlıklı bebek doğumu
  • Rahim içi gelişim geriliği
  • Doğum eyleminin normalden uzun sürmesi
  • Fetal ölüm
  • Doğum gerçekleştikten sonra iyileşme sürecinin uzun olması
  • Doğum sonrasında annede enfeksiyon gelişme riski
  • Gebelikte kansızlık yaşayan anne adayında doğum anında kaybedilen normal kanın bile anne üzerinde sıkıntı yaratacak boyuta ulaşması olarak sıralanabilir.
Gebelikte kansızlık tanısı
Gebelikte yaşanan kansızlık tanısı kan sayımıyla yapılabilir. Uygulanan tam kan tetkiklerinde hemoglobin seviyesi 10 gr/dl'nin altında çıkmışsa kansızlıktan bahsetmek mümkündür. Kansızlık için kan tahlilinin mümkünse gebelik öncesinde yapılması önemlidir. Eğer gebelik öncesinde yapılmamışsa gebeliğin erken dönemlerinde yapılması gerekir. Beraberinde doğumun yaklaştığı zamanlarda da kan sayımının yapılması gerekir.

Gebelikte kansızlık tedavisi
Gebelikte kansızlık tespit edilmişse tedavi için ağız yoluyla kullanılan haplar ya da şuruplar reçete edilir. Çok nadir durumlarda enjeksiyon şeklinde iğneler kansızlık tedavisi için kullanılabilir. Kullanılacak ilaçların dozu mutlaka doktor tarafından ayarlanmalıdır. Demir takviyeleri gebeliğin 3. ayından sonra anne adayında kansızlık olsa da olmasa da depolama amacıyla reçete edilmektedir. Demir takviyesi için kullanılan ilaçlar genellikle sabahları kahvaltıdan önce alınır. Bu ilaçların mide bulantısı, kabızlık gibi yan etkileri olabilir.

Gebelikte kansızlık için alınabilecek önlemler
  • Çay demir emilimini azaltabileceğinden dolayı gebelik döneminde kansızlık yaşayan anne adaylarının çok fazla çay içmekten kaçınması gerekir.
  • Alkol ve sigaradan bu süreçte kesinlikle uzak durulmalıdır.
  • Demir bakımından zengin içeriğe sahip olan meyve ve sebze tüketilmelidir. Beraberinde tavuk, yumurta, balık ve et gibi besinler beslenme listesine eklenmelidir.
  • Asit ve kafein içeren içeceklerin yerine taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir.
  • Gebelik döneminde sağlık kontrolleri rutin bir şekilde ihmal edilmeden yaptırılmalıdır.

Gebelikte Anemi


Gebelikte Anemi, Anemi (kansızlık) her yaş grubunda görülen bir hastalıktır. Bu hastalığın olma nedeni kimi zaman düzensiz ve dengesiz beslenmeden olur. Bazen vitamin eksikliğinden kaynaklanır. Özellikle B-12 ve D vitamini eksikliğinden olur. Bazen ise kırmızı kan hücrelerini eksik olmasından olur. Anemi kişi için başlı başına bir sorundur. Anemi yanı sıra başda dönme, yorgunluk, üşüme ve ağız yaralarına da neden olur. Kansızlık oldukça dikkate alınması gereken bir hastalıktır. Eğer bu hastalık dikkate alınmaz ise daha ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Kan aneminiz yada belirtileri var ise hemen bir doktora baş vurup tedaviye başlamanız gerekir.
Kansızlık çoğunlukla yaşı ilerlemiş kişilerde, hamilelerde ve çocuklarda görülür. Hamilelerin diğer kişilere göre kansız kalması daha kolaydır. Gelin beraber bir şekilde hamileler neden kansız kalır onu öğrenelim.

Gebelikte kansızlık nedenleri,

Gebelikte anemi hemen hemen her kadın da olur. Çoğu zaman hamileler de kansızlık kendini belli etmez. Genelde kansızlık yapılan testler ile anlaşılır. Bunun nedeni en başta kanın ikiye bölünmesidir. Yani anne karnında bebek besin ihtiyacını annenin kanından giderir. Bu durumda kansızlık meydana gelmeye başlar. D vitamini eksikliğindende anemi başlangıcı görülür. Hamile bir kadın iki canlıdır, bazı hamileler aşırı mide bulantısından dolayı doğru düzgün beslenemez.

Bebek anneden kendine yeteri kadar besin alırken anne dışarıdan besin alamadığı için vitamin eksikliği başlar. Bu da annede ciddi bir kansızlığa yol açar. Bunun için gebelikte doğru beslenmek şarttır. Yoksa birçok riski de beraberinde getirir. Erken doğum, düşük doğum ve doğum sonrası annede enfeksiyon riskini artırır, D vitamini eksikliği.
D vitamini vücudumuz için gereklidir. Özellikle gebe kadınlar için daha da önemlidir. Hamile bir kadın D vitaminine dikkat etmelidir yoksa anemi olabilir. Bunun için yapması gereken doğru ve düzenli beslenmesidir. Bir de gebeliğin üçüncü ayında ister anemi olsun, ister olmasın mutlaka D vitamini takviyesi yapılır. Bu ağız yolu ile alınan hap yada şurup şeklinde olur. Gebe bir kadın kesinlikle bu ilaçları kullanmalıdır.

Gebelikte anemiye hangi besin iyi gelir
Kara üzüm: Günde bir avuç çekirdekleri ile beraber yenir ise kansızlığa iyi gelir.
Mercimek: Mercimek haşlanıp yenildiği zaman günlük kan ihtiyacının yaklaşık yüzde yirmisini karşılar.
Ispanak: Her mevsim rahat bir şekilde bulunur. Ispanağın içinde bolca mineral ve vitamin vardır. Bu içerdiği vitaminler sayesinde gebelikte oluşan kansızlığı önlemektedir.
Pekmez: Özellikle üzüm pekmezinin kan yapma özelliği vardır, kansızlığa çok iyi gelir.


Safi 8 Mart 2018 15:49

Doğumda Kansızlık


Doğunda Kansızlık, Gebelikte yaşanan kansızlık doğum sonrası kanamaların artmasına rahmin toplanmasının gecikmesine bebeklerde anne karnında gelişme geriliğine sebep olmaktadır. Doğumda kansızlık, erken doğuma neden olmakta annenin yaşamını kaybetmesine sebep olmakta bu dönemde ortaya çıkan kansızlık doğum sonrası kanama sebep oluyor. Demir tüketimi ve folik asit desteği gerekli olmaktadır. Gebelik dönemi yaşayan anne adaylarının kan değerlerini düzenli takip ettirmeleri gerekmektedir. Kan değerlerini iyi bilmesi doğacak bebeğin sağlığı açısından da çok önemlidir. Kansızlıktan kaynaklı olan erken doğunlar da bebeklerde gelişme geriliği görülmektedir. Gebelikte anne adaylarının en çok yaşadığı problem olarak bilinen kansızlık kan seviyesinin düşmesidir.

Bu durumu yaşayan anne adaylarında halsizlik, mide problemleri, çarpıntı, yüzde solukluk, baş dönmesi baygınlık, karın ağrısı, sarılık, tırnaklarda solgunluk, hemen yorulma, rahim içi gelişme geriliği, doğum sonrası annenin iyileşme sürecinin uzaması, doğum sonrası enfeksiyon riskinde artış, doğum esnasında kan kaybının normalden fazla yaşanması gibi problemler yaşanmaktadır.

Doğumda kansızlık yaşanmaması için annelerin bol demir vitamini almaları gerekmektedir. Normal bir insanın günlük demir tüketimi ihtiyacı ile gebelikte demir tüketimi ihtiyacı gebelikte iki kat arttığından gebelikte demir takviyesi çok önemlidir. Özellikle c vitamini olan gıdalar ile birlikte et tüketimi çok önemlidir.

Doğumda kansızlık yaşanmaması için anne adaylarının gebelikleri sırasında bol miktarda pekmez, kuru üzüm, et, yumurta, sebzeler yeşil yapraklı, fındık, ceviz, brokoli, ıspanak ve lahana gibi sebzeler tüketilmelidir.

Risk faktörleri olarak bilenler; Aşırı sigara kullanımı, Fazla düzeyde alkol kullanımı, İyi beslenmeme beslenme bozukluğu, bazı yaşanan sindirim hastalıklarıdır.

Bebeklerde Anemi


Bebeklerde Anemi, tıp dilinde kansızlıkta denilen anemi, kan dolaşımında yer alan alyuvarların sayısı veya alyuvarlarda ki hemoglobin miktarının azalması ile ortaya çıkmaktadır. Aneminin bebeklerde ve çocuklarda çok sayıda nedeni bulunmaktadır ama en sık demir eksikliği anemisine rastlanmaktadır. Çocuklarda kanında demir değişik nedenler ile azalabilir. En sık neden yiyecekler ile beraber yeteri kadar demir alınmamasıdır. Ayrıca tek tip beslenen çocuklarda, 3 yaş altında ki çocuklarda aşırı süt ve meyve suyu tüketilmesinde de demir eksikliği ortaya çıkmaktadır. Sadece anne sütü ile beslenen bebeklerin annede anemi var ise bebekte de 4–6 ay içerisinde demir eksikliği anemisi ortaya çıkacaktır. 1 yaşın altındaki bebeklerin anne sütünden kesildikten sonra yeteri kadar demir içeren gıda alamaması durumunda da anemi ortaya çıkması söz konusudur. Başlangıçta demir eksikliği belirti vermeyen bir hastalıktır. Daha sonra hafif solukluk, el ve ayaklarda soğukluk, iştahsızlık, yorgunluk ile kendini gösterir. Demir eksikliğinde, çocukların vücut direnci de düştüğü için daha sık enfeksiyon geçirmeye başlayabilirler. Her hastalıkta vücutta bulunan demir biraz daha düşebilir. İlginç bir şekilde demir eksikliğinde demir içeren kırmızı et gibi gıdalara karşı aşırı bir isteksizlik bulunmaktadır.

Demir eksikliği ağırlaştıkça çarpıntı, sık nefes alma, ağız ve dilde yanma, karın ağrıları, huzursuzluk, uyku bozuklukları ve uzun dönemde ise beyne yeterli oksijen alamaması sebebi ile okul başarısında azalma ve öğrenme bozuklukları görülebilmektedir.

Bebeklerde Anemi: Anemiyi önlemek amacı ile bebeklere ilk 6 ay sadece anne sütü verilmelidir. Fakat bunu yaparken emziren annenin de anemi yaşanması önlenmelidir. Bebeğin 6 aydan sonra da, demir içeren mamalar ve demir içeriği zengin ek gıdalar ile beslenmesi sağlanmalıdır. Çocuk büyüdükçe yaşına uyan beslenme şekli olarak bakliyat, yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı et, sakatat tüketilmesi önerilir. Ayrıca C vitamini de demir emilimini arttırdığı için turunçgiller, yeşil yapraklı sebzeler, domates de sık sık tüketilmesi gereken gıdalar arasındadır. Sağlam çocuklarda 6-9 aylıkken mutlaka kansızlık yönünden rutin tam kan sayımı testi yapılmalıdır. Gerekli durumda, daha ayrıntılı araştırma yapmak amacı ile serum demir, demir bağlama kapasitesi ve ferritin de (depo demirini gösterir) istene bilmektedir. Demir eksikliği anemisi teşhisi konduğu zaman demir içeren damla, şurup veya tabletler ile tedavi yapılabilinir.

Bebeklerde Kansızlık


Bebeklerde Kansızlık, Tıbbi adı anemi olan kansızlık, alyuvarların sayısının beraber yada ayrı olarak, yaşa uygun olarak olması gereken değerlerin altına düşmesi sonucunda oluşan, bir sağlık problemidir. Bebeklerde kansızlık, gelişimleri açısından önemli bir sorun haline gelebilir. Çok normalmiş gibi görünen bazı sorunlar, bebeklerde kansızlık probleminin habercisi olabilir. Ülkemizde 0-1 yaş arası bebeklerin hemen hemen yarısında, kansızlık sorunu yaşanmaktadır. Dikkat edilip, önlem alınmazsa tehlikeli sorunlar ortaya çıkabilir.

Bebeklerde oluşan kansızlık, yazın dahi üşümelerine sebep olabilir. Kansızlığın, harekette kısıtlama, yorgunluk, kalp çarpıntısı gibi bazı belirtileri vardır. Bebeklerde kansızlık, el ve ayaklarda sürekli soğukluk hissi gibi şikayetlere de sebep olabilir. Bebeklerde oluşan kansızlığın, 3 temel sebebi vardır. Yapım azlığı, yıkım fazlalığı ve kan kaybıdır. Ülkemizde çoğunlukla 0-1 yaş grubunu içeren, fizyolojik anemi denilen kansızlık türü görülmektedir. Kansızlık demir emiliminde azalma, demir alımında eksiklik ve kanamalara sebep olmaktadır. Bebeklerde yapılan fiziki muayene sonrasında, hastanın anlattıkları ve kan tahlili sonucunda, teşhis konulmaktadır.

Bebeklerde kansızlık tedavisi, bebelere ağızdan demir ilacı verilmektedir.
2 ay içerisinde hasta, normale dönmektedir. Fakat, demir depolarının dolması için bir süre daha, demir tedavisi görmesi gerekmektedir. Bu tedavinin süresi bir yıla kadar sürebilir. Bebeklerde, şurup yada damla yoluyla tedavisi yapılır. Bebeklerde kansızlığın tedavisinde, kan tahlilleri sık sık yapılmalıdır. Kansızlık sorunuyla, her yaşta ve cinste karşılaşılabilir. Özellikle yeterli ve dengeli beslenmeyen kız çocuklarında, daha sık görülür. Kansızlık ilk önce solukluk, iştahsızlık ve huzursuzlukla ortaya çıkıp, kabızlık, kilo kaybı ve büyüme geriliği gibi bütün sistemleri etkileyen septomlarla etkisini gösterir. Bebeklerin yaş ve ihtiyaçlarına uygun olarak beslenmesi, kansızlığı engellemektedir. İlk 6 ay, sadece anne sütü verilmelidir. Eğer bu mümkün değilse, demir içeren mamalarla beslenmelidirler. 6. aydan itibarende, ek gıdalara başlanmalıdır. Yaşları ilerledikçe, domates, portakal, limon, baklagil ve yeşil yapraklı sebzelerle beslenmelidirler. Kırmızı et, kuru üzüm, pekmez, soya sütü ve yulafta unutulmamalıdır.

Bebek gelişiminde kansızlık,
Bebeklerde kansızlık, büyümeyi olumsuz yönde etkileyebilir. Demir eksikliği, gözde oluşan içe kaymalara da sebep olabileceği düşünülmektedir.
Bebeklerde kansızlık konusunda, ailelerin bilinçli ve sağduyulu olmaları çok önemlidir.


Safi 8 Mart 2018 16:00

Anemi Testi


Anemi Testi, kandaki hemoglobin miktarının yeterli olup olmadığını ölçen bir testtir. Kişinin vücut kitle indeksine göre kandaki hemoglobin sayısının yeterli olup olmadığını anlamamızı sağlar. Anemi testi birçok hastalığın tanısında da kullanılan bir yöntemdir. Hemoglobin sayımı yapılması vücuttaki kan hücrelerinin düşüşü veya artışı doktorun bilgi sahibi olmasını sağlar. Anemi testi günümüzde çok kolay yapılan tüm hastane ve sağlık ocaklarında testi yapılan bir tahlildir.

Anemi Testi Kimlere Yapılır

Anemi testi, genel olarak bir hastalığı bulunan kişiye doktor tavsiyesiyle yapılan bir testtir. Ancak bunun yanında çocuklara belirli aralıklarla yapılması faydalıdır Özellikle çocukların yılda bir yada birkaç kez yapılması tavsiye edilmektedir. Bunun dışında yetişkinlere de arada bir hemoglobin sayılması faydalı olacaktır. Vücuttaki hemoglobin sayısı kişinin dış görünüşüyle ya da geçirdiği hastalılarla doğru orantılı değildir. İnsanlar geçirdiği bir takım hastalıların sebebini başka nedenlere bağlayabilirler. Ancak bu hastalıların sebepleri kandaki hemoglobin sayısının düşüklüğünden kaynaklı olabilir. Bu nedenle bu test kolay olduğu kadar önemli bir testtir.

Anemi Testi Nasıl Yapılır

Anemi Testi, çok basit yapılan ve bu test için birkaç damla kanın yeterli olduğu bir testtir.
Önceleri manuel olarak tek tek yapılan bu test günümüzde çok daha pratik yöntemlerle yapılmaktadır. Anemi genele kişilerde diş eti çekilmesi, kilo kaybı, tırnaklarda beyaz leke, göz beyazlarında sararma gibi şekillerde kendini gösterir. Bu belirtileri olan kişiler doktora başvurduklarında doktorlar kendilerinden tam kan sayımı ister. Tam kan sayımı içinde hemoglobin sayımı da yapılacaktır. Bu sayımlarda yetişkin bir insanın hemoglobin sayısı 12-14 olması gerekir. Bunun yanında hemotokrit sayımı da yapılır. Hemotokrit sayısınında 42-44 arası olması gerekir. 2 puanlık değer eksi ya da artı normal olarak kabul edilir. Ancak 5 değerden daha fazla olan durumlarda anemi teşhisi konabilir. Bu durumda hasta anemi ya da anemiye bağlı bir hastalık olursa doktor buna göre bir tedavi seçer. Bazı durumlarda kısa süreli tedaviler ile kurtulabilirler. Fakat Akdeniz anemisi olan hastalar için ömür boyu sürebilir.

Anemi Testi, yapıldıktan sonra anemi çıkan kişilerde uygun beslenme ve diyet faydalıdır. Anemi olan kişiler kandaki hemoglobin miktarını artıran kızılcık, brokoli, kırmızı et, kuru bakliyat tüketmeleri tavsiye edilmektedir.

Anemide Beslenme


Anemide Beslenme, Anemi (kansızlık) hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre dünya sağlık örgütüne göre kabul edilen kriterlerin altında kalmasıdır. Bu kriterler erişkin erkeklerde 15 g kadınlarda 13 gramın altında kabul edilir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 gramın 6-14 yaşlarda 12 gramın altı anemi sayılır. En sık rastlanan anemi türleri genellikle demir eksikliğine bağlı anemi dir. Folik asit eksikliğinde bağlı anemi vitamin B-12 eksikliği anemisi dir.

Anemi Nedenleri

Anemi kanda yeterli miktarda kırmızı kan hücresi bulunmadığı zaman ortaya çıkar. Hemoglobin kırmızı kan hücresinin ana bölümüdür. Eğer hemoglobin seviyesi düşerse kanda olan oksijen düşer ve organın işlevlerini yerine getirmesi için gereken oksijen kan yoluyla taşınamaz
300 den fazla türü bulunan anemi 3 grupta toplanabilir.
Kan kaybı yüzünden oluşan anemi kırmızı kan hücresi üreten hücrenin azalmasıyla oluşan anemi ve kırmızı kan hücresi tertibatı nedeniyle meydana gelen bir anemidir.

Anemide Beslenme
Demir eksikliği anemisi dünyada beslenme yetersizliği sonucu ve mineral eksikliğine bağlı olarak görülen rahatsızlıklar arasında ilk sırada yer almaktadır. En sık doğurma dönemindeki kadınlar çocuklar ve ergenlerde görülen anemi karakteristik belirtileri çabuk yorulma halsiz kalma ve zayıflama bağışıklık sistemidir. Uzun süreli demir eksikliği ise bayılma nöbet geçirme olarak ve geçici hafıza kaybı gibi ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Beslenmenize demir bakımından yüksek gıdalarla beslenerek anemi belirtilerinin şiddetini azaltabilirsiniz.

Kansızlığa İyi Gelen Besinler


Kansızlığa iyi gelen gıdalar, kansızlığın sebeplerine bağlı olarak değişmektedir. Fakat en çokta demir eksikliği yüzünden kaynaklanmaktadır. Çünkü kırmızı kan gözesini demir destekler, kırmızı kan hücresi az olursa demir ile takviye yaparak çoğaltılmasına yardımcı olunur.
  • Kuzu Ciğeri: Ciğerin kan yapıcı özelliği vardır. Demir açısından oldukça zengin bir besindir. Günlük yüz gram ciğer tüketilirse demir ihtiyacının çoğunu karşılar. İçerisinde bol miktarda B12 vitamini bulunmaktadır. A vitamini açısından da zengindir ve çinko ve bakır mineralleri içermektedir. Ayrıca kolesterol açısından da çok zengindir bu nedenle dikkatli tüketilmelidir.
  • Uskumru Balığı: Bu balıkta B12 vitamini bulunmaktadır. Günlük olarak yüz gram tüketilirse B12 vitaminini karşılamaktadır. Bunun yanında ton balığını ve sardalyeyi da tüketebilirsiniz. Bu balıklarda kansızlığa iyi gelmektedir.
  • Kırmızı Et: Kansızlığa iyi gelen yiyeceklerin başındadır. Vücuttaki kan oranının artmasına yardımcı olmaktadırlar. Protein içinde zengin bir gıdadır. Hafta içerisinde üç kez tüketmek aylık demir ihtiyacını karşılamaktadır.
  • Sığır Eti: B12 ve E vitamini açısından zengindir. Günlük demir gereksinimini karşılar.
  • Kuzu Eti: İçerisinde B12 vitamini vardır. Protein bakımından zengindir.
  • Beyaz Peynir: Günlük olarak yüz gram tüketilirse vücudun gereksinimi olan B12 vitaminini karşılar. Beyaz peynir içerisinde B12 vitamini vardır ve demir vitaminini de içermektedirler.
  • Yumurta: Günlük olarak bir adet yumurta tüketilmelidir. Vücudun hem demir gereksinimini hem de B12 vitamininin birazını karşılamaktadır. Tabi yumurtanın bir de olumsuz tarafı vardır. İçerisinde doymuş yağ barındırır. Aynı zamanda kolesterol açısından da zengindir.
  • Brokoli: Bu sebzenin içerisinde birçok vitamin barındırır. Bu vitaminler A, C, K ve B6 vitaminleridir. Ayrıca fosfor ve selenyum açısından da zengindir. Vücudun demir gereksinimin karşılar.
  • Tavuk: İçerisindeki kolesterol oranı, kırmızı ete oranla daha azdır. Günlük olarak az tüketildiğinde demir ve B12 vitaminini karşılamaktadır. Beyaz et olan tavuk içerisinde fosfor, selenyum ve protein de vardır. Tüketildiği takdirde vücudun ihtiyacını karşılar.
  • Hindi: Günlük olarak yüz gram hindinin göğüs bölümünü tüketirseniz demir ihtiyacını karşılamaktadır. Selenyum, protein ve fosfor açısından da zengindir.
  • Ispanak: Günlük demir ihtiyacının bir kısmını ıspanak ile karşılayabilirsiniz. Kalsiyum, bakır, çinko açısından zengin mineral kaynağıdır. C vitamini, A vitamini açısından da zengin bir besindir. Çiğ olarak tüketmek önemlidir.
  • Portakal: Gün içerisinde bir adet portakal tüketmek vücudun demir gereksinimini karşılamaktadır. İçerisinde bol C vitaminini barındırır ve vücudun direnç sisteminini arttırır.
  • Muz: Gün içerisinde bir adet muz tüketmek vücudun demir ihtiyacına iyi gelmektedir. C vitamini ve B6 vitamini açısından zengin bir besindir. Manganez açısından da zengindir.
  • Kuru Üzüm: Gün içerisinde bir avuç kuru üzüm tüketmek kansızlığa iyi gelir. Vücudun demir ihtiyacını karşılar. Özellikle de çekirdeği ile tüketmek çok yararlı bir kuru yemiştir.
  • Pekmez: Kansızlığa iyi gelmektedir. Fakat tek başına bir yardımı dokunmaz ek takviye olarak tüketilir.
Bunların yanında da şu besinlerde kansızlığa iyi gelmektedir: enginar, fasulye, nohut, mercimek, domates, maydonoz, çilek, zeytin, kekik, dere otu, susam, yağsız yoğurt.

Çoçuklarda Kansızlığa Ne İyi Gelir


Çocuklarda kansızlığa ne iyi gelir, Kansızlık hastalığına sağlık sektörün de kullanılan ismi ile anemi hastalığı da denilmektedir. Çok önemli bir sağlık problemi olan kansızlık hastalığı kanda bulunan kırmızı hücre sayısının olması gereken miktarın altına inmesi sorunudur. Çocuklarda görülen, hafife aldığımız bazı basit problemler kansızlık hastalığı belirtisi olabilir. Ülkemizde kansızlık problemi büyük bir sorun haline gelmiş olup neredeyse çocukların %30 da kansızlık sorunu görülmektedir.

Kansızlığa iyi gelen besinler,
Başta B12 vitamini olmak üzere demir vitamini almak kırmızı kan miktarını arttırıp kansızlığı önleyecektir. Kansızlık sorunu olan özellikle de çocuk vücudunun ihtiyaç duyduğu besinler de kan yapıcı gıdalar ve içecekler mevcuttur. Düzenli ve dengeli beslenmek demir ve B12 vitamini olan gıdalar tüketmek kan seviyesini normal hali getirecektir. Özellikle de bu sorunun üstesinden ilaç veya herhangi bir şeye ihtiyaç duymadan doğal yollarla halletmek Her anne ve babanın çocukları için isteğidir. Ancak kansızlık seviyesi Demir veya B12 vitaminleri ile telafi edilemeyecek kadar ileri boyutta ise mutlaka doktor kontrolünde ilaç tedavisi görme ihtiyacı duyulabilir. Bu durumu gelinmeden doğal gıdalar yolu ile halletmeniz en güzel çözümdür bunun için tüketmemiz gereken kan yapıcı gıdalardır.

Çocuklarda kansızlığa iyi gelen gıda maddeleri,
  • Balık eti; Balıklarda normalin üzerinde B12 vitamini bulunduğu için bu gıdalar tüketmeniz Kansızlık için oldukça faydalı olacaktır özellikle uskumru sardalye ton balığı ve somon balığında oldukça fazladır.
  • Küçük baş hayvan eti; Başta Kuzu ciğeri olmak üzere koyun eti Yüksek derecede Demir ve B12 vitamin ne sahiptir. Çocuklar için özellikle de kansızlık problemi var ise mutlaka haftada bir de olsa küçükbaş hayvanlardan elde edilen özellikle dalak olmak üzere et yediriniz. Ayrıca 100 gram kuzu eti B12 vitamini ihtiyacının günlük %39 unu karşılayıp %9 da demir eksikliğini önler.
  • Büyük baş sığır eti; Sığır etinin 100 gramı günlük demir ihtiyacının %12 sini karşılar. Içerisinde bulunan çinko ve Selenyum bakımından da oldukça zengin olan sığır eti Ayrıca B6 tiamin, E vitamini, potasyum, riboflavin, kalsiyum, fosfor ve magnezyum da içermektedir.
  • Peynir ve çeşitleri; Katkı maddesi bulunmayan doğal yollardan elde edilmiş 100 gr peynir günlük B12 vitamininin %27 ini karşılar. Ayrıca içerisinde demir vitamini de bulunan peynir çocuklarda kansızlığa iyi gelir.
  • Yumurta; Günlük bir tane haşlanmış yumurtayı kansızlık problemi olan çocuğunuza yedirmeyiz ihmal etmeyiniz çünkü 1 adet yumurtanın içerisinde %10 B12 vitamini ve % 5 oranında demir vitamini bulunmaktadır. Protein bakımından da oldukça zengin olan yumurta çocuklarda kansızlık önleyici bir gıda maddesidir.
  • Tavuk eti; Kolesterol seviyesi kırmızı ete oranla daha az olan tavuk eti çocuklar için çok faydalıdır. Bir tabak tavuk etinin içerisinde % 3 demir vitamini % 2 de B12 vitamini bulunmaktadır. Çocuklar için de bu gıda günlük ihtiyacınız %8 ine tekabül eder.
  • Brokoli; Faydaları saymakla bitmeyen brokoli içerisinde Selenyum fosfor Amin magnezyum kalsiyum c k mineralleri bulunmaktadır Ayrıca bir porsiyon brokoli yemeği içerisinde günlük Demir ihtiyacının % 5’ini karşılar.
  • Ispanak; Bir tabak ıspanak yemeği içerisinde, çocukların vücut yapısına oranla günlük demir ihtiyacının %17 sini karşılayıp içerisinde bulunan çinko kalsiyum potasyum magnezyum ve bakır mineralleri sayesinde çocuğunuzun hem kansızlık problemin hemde gelişimine faydası oldukçu fazladır.
Çocuklarda kansızlığa iyi gelen besinler,
  • Portakal
  • Muz
  • Yoğurt
  • Süt
  • Kara lahana
  • Fasulye
  • Mercimek
  • Enginar
  • Zerdeçal
  • Kuşkonmaz
  • Fesleğen
  • Kuru üzüm
  • Kuru erik
  • Elma
  • Zeytin
  • Maydanoz
  • Domates
  • Çilek
  • Kekik
  • Greyfurt
  • Dereotu
  • Vişne
  • Nohut
Yukarıda çocuklarda kansızlığa iyi gelen bazı besin maddelerini yer alıyor, buna rağmen listede bulunan kansızlık için gıda maddelerinden bazılarıdır. Yukarıda bulunan gıdaların mevsimine göre hormonsuz, doğal yollardan elde edilmiş olanları tercih edilmelidir. Bu besin maddelerinden bir proğram belirleyip ona göre çocuklarınıza yedirmeyiz daha etkili olacaktır. Buna bağlı olarak çocukları bıktırmadan farklı yöntemler ile pişirilip zenginlik sağlayabilirsiniz. B12 ve demir vitaminleri bulunan gıdaları çocuklara yedirmeniz kansızlığa iyi gelir.



Saat: 18:49

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık