MsXLabs
Sayfa 1 / 2

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Soru-Cevap (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/)
-   -   Konservatuarlar hakkında bilgi verir misiniz? (https://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/220232-konservatuarlar-hakkinda-bilgi-verir-misiniz.html)

Ziyaretçi 23 Aralık 2008 16:40

Konservatuarlar HAKKINDA BİLGİ


Bakteri 23 Aralık 2008 17:16

Yurdumuzda batı müziği öğretimi ilk kez 1827 yılında saray bandosunun kurulmasıyla başlamıştır. İstanbul Belediye başkanı Cemil Paşa'nın girişimleriyle 1914 yılında "Dar-ül Bedayi" adlı bir tiyatro ve müzik okulu kurulmuş, 1917 yılında ise müzik bölümü "Dar-ül Bedayi "nin bir bölümü olarak açılan "Dar-ül Elhan "a (Nağmeler Evi) devredilmiştir. 0 yıllarda, Dar-ül Elhan'da hem batı müziği hem de geleneksel Türk müziği eğitimi verilmekteydi. Cumhuriyet kurulduktan sonra, 1924 yılında Ankara'da müzik öğretmeni yetiştirilmesi amacıyla 'Musiki Muallim Mektebi " açılmıştır.
Genç Türkiye Cumhuriyetiyle birlikte, Türk ulusu dünya uygarlığı yolunda önemli adımlar atmaktaydı. Atatürk'ün direktifleriyle müzik ve sahne sanatlarının gelişmesi için, Milli Eğitim Bakanlığı bir konservatuvar kurmak amacıyla 1934 yılında, Berlin'de öğrenci müfettişi olan Cevat Dursunoğlu'nu görevlendirdi. 1935 yılında ünlü besteci Prof. Paul Hindemith ile anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre Hindemith, Türkiye'de müzik kurumlarının yeniden yapılandırılması işlerinde danışman olarak incelemelerde bulunup, konservatuvarın kuruluş esaslarını hazırlayarak bir rapor verecekti. Hindemith 6 Nisan 1935 yılında yurdumuza gelerek, bir yıl ara ile iki incelemede bulundu. Bu incelemeler sonucunda konservatuvarın; serbest müzik okulu (konservatuvar), öğretmen yetiştiren okul (Musiki Muallim Mektebi) ve tiyatro okulundan oluşmasına karar verdi. Bu nedenle konservatuvarın tiyatro ve opera bölümünü kurmak üzere Almanya'dan Prof. Carl Ebert getirildi.
Konservatuvar önce Musiki Muallim Mektebi içerisinde açıldı. 6-12 Mayıs 1936 tarihleri arasında öncelikle Musiki Muallim Mektebi öğrencileri sınavdan geçirilerek, kimileri tiyatro, kimileri de müzik bölümüne alındı. 1 Kasım 1936 tarihinde de öğrenime başlandı. 1938 yılında, Müzik öğretmeni yetiştirilen bölüm Gazi Eğitim Enstitüsü'ne bağlanarak konservatuvardan ayrıldı ve 1940 yılında da konservatuvar yönetmeliği kabul edilerek yürürlüğe girdi. 1982 yılına kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olarak eğitim veren Ankara Devlet Konservatuvarı, aynı yıl Yüksek Öğrenim Kurumu kapsamına alınarak Hacettepe Üniversitesi'ne bağlanmıştır.


kjdfsdsz 4 Mart 2009 19:32

Konservatuar hakkında bilgi verirmisiniz?
 
ben 8. sınıf öğrencisiyim ilerde konservatuar okumak istiyorum hangi lise sizce daha uygundur?ve de şartlar varmıdır karne notları felna?öss de taban puan'ı kaçtır? bilgi verirseniz sevinirim tşk. :)


sdfghjkl 4 Mart 2009 19:47

tarihçesini istememiştim :D


Keten Prenses 4 Mart 2009 19:49

Alıntı:

kjdfsdsz adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1331612)
ben 8. sınıf öğrencisiyim ilerde konservatuar okumak istiyorum hangi lise sizce daha uygundur?ve de şartlar varmıdır karne notları felna?öss de taban puan'ı kaçtır? bilgi verirseniz sevinirim tşk. :)

KONSERVATUAR YOLCULUĞU
Konservatuara girmek her gencin hayalini süsler. Hele de okul yıllarında tiyatroya ucundan kösesinden bulaşmışsa bir genç, mutlaka girecektir konservatuara. Keyif aldığı, mutlu olduğu mesleği yapmak en büyük hayalidir. Engeller çıkar önüne hep. Ailesi karsıdır, dostları , arkadaşları istemezler bu meslek olarak bile görülmeyen tiyatroyu. Sürekli kötü, korkutucu sözler sarf ederler bu meslek üstüne. Ama genç kararlıdır.
Önceleri çeşitli büyük tiyatrolarda çalışmakla yetinir. Usta - çırak ilişkisiyle kendini tatmin etmeye çalışır. Birçok oyunda sahneye çıkar, Türkiye'nin dört bir yanına turnelere gider. Binlerce insan ayakta alkışlar ustasıyla beraber sahneledikleri oyunları. Bir yandan sahnede oynarken, bir yandan ustası hiç bırakmaz onu eğitmeyi. Sahnede öğrendiklerinin yani sıra, ustasının söylediklerini dinler, okur, inceler, düşünür. Yaşıtlarının baba parasıyla keyif çattıkları zamanda o, hep öğrenmek hevesiyle yanıp tutuşmaktadır. İçindeki tiyatro ateşi, her kitapla, her oyunla daha da alevlenir. Daha yirmili yaslarına gelmeden, mesleğin neredeyse bütün detaylarını öğrenir. Üstelik bununla da kalmaz, turnelerle tüm Türkiye'yi dolaşırken değişik hayatları, insanları ve en önemlisi hayati tanır.
Ufkuna bir Lego gibi ekler hayatin birçok parçasını. Bir gün bunlar da yetmez olur. Ustası alır karsısına ve der ki : "Benden öğrenebileceğin her şeyi aldın. Artik bu aldıklarını eğitimle tamamlama zamanı." Akli karışır gencin. Daha öğrenmesi gereken ne vardır ki, öğrenilmedik. "Çok şey var. Simdi Konservatuara gideceksin. Akademik eğitim alarak, öğrendiklerini akademik bilgilerle tamamlayacaksın." Genç karar verir. Bir süredir icra ettiği bu mesleğin eğitimini alıp, daha güçlü çıkacaktır meydanlara. Artik zamanı gelmiştir. Ama nereden başlayacağını bilemez. Önünde birçok soru ve sorun onu beklemektedir. Bir zaman ne yapacağını bilmez halde sağa sola bakınır. Derken ailesi bir Sart getirir gence.
"Sana tam bir yıl fırsat veriyoruz. Bu zaman içinde bir üniversiteye giremezsen, bizim istediğimiz yolda ilerleyeceksin." Hayatla ilgili bunca şeyi öğrenen genç, hemen bir plan yapar ve bunu uygulamaya koyar. Önce girmek istediği okulu seçecektir. Bunu yaparken kendisi için en önemli olan alacağı eğitimin kalitesidir. Bunun için sınavına girmek istediği okulun derslerini, hocalarını inceler. Sadece bir okulun dersleri içinde bulunan rejisörlük eğitimi dikkatini çeker ve buna da hevesi olan gencimiz okulunu bulduğunu anlar. Hemen okulun sınav tarihlerini ve sınav başvurusu için gerekenleri öğrenir. Okulun sınavlarına girebilmek için öncelikle üniversite sınavından taban puanı almak gerekmektedir.
Bunun dışında bürokratik işlemler vardır. Ama en önemlisi sınav jürisi, bir komedi, bir dram tirada ve şiir istemektedir. Bunları çalışıp yetenek sınavına girecektir. Genç o ana kadar aslında isin en kolay kısımlarını hallettiğini, bundan sonrasının ise en zor bölüm olduğunu anlar. Kendine uygun tiradları bulmak için neredeyse bütün eserleri okur, inceler, düşünür. Öncelikle okuduğu eserlerde dikkat ettiği şey kendini en sade şekilde ifade edecek tiradı bulmaktır. Çünkü sınav jürisinin dikkat ettiği bir eseri nasıl oynadığı değil, bir oyuncu adayı olarak, duygusunu ve düşüncelerini bu eser üzerinden nasıl ifade ettiğidir.
Zor ve karmaşık tiradların içinden çıkmak şimdilik hiç de kolay değildir onun için. Sonrasında fiziksel ve düşünce olarak kendine uygun bulduğu tirajlara bakar. Uzun bir eleme sonucunda elde ettiği birkaç tiradı ustasına götürür. Ustasının da yardımıyla eserlere karar verirler. Ama gencin kafası hala karışıktır. Bu tirajlara çalışırken nelere dikkat edecektir? nasıl bir çalışma yolu izlemesi gerekmektedir? Bu soruları düşünürken, aklına bu eğitim yolunu geçmiş olan ustası gelir. Ondan yardim alırsa, daha doğru bir çalışma yapacağına inanır.
Hemen ustasına gider ve ondan yardim ister. ustası ona sadece çalışma prensiplerini öğretebileceğini, bunun dışındaki yardımların onu bir kuklaya çevireceğini söyler. Çalışmalarında kimseyi taklit etmemesini, taklide yönelenlerden uzak durmasını öğütler. Ustasının söylediklerini can kulağıyla dinleyen genç, çalışmalarına hız verir. Önünde epey zaman olmasına rağmen, genç bilir ki zaman bu tür çalışmalar için çok önemlidir. Ustasının da yardımıyla, fazla abartılı olmayan,sade bir oyunculuğa çalışır. Bu arada sadece tiradlarına değil, ayni zamanda sınav jürisinin eser ve yazar ile ilgili soracağı sorulara hazırlıklı olmak adına bol bol kitap okur, kendini geliştirir. sınav zamanı yaklaşmıştır artik. Genç büyük bir heyecanla sınavın yapılacağı şehre gitmek için hazırlanır. Uzun maratonun sonundaki kısa koşu artik başlamak üzeredir. Ailesinin ve sevdiklerinin dualarıyla uğurlanır.
sınav için geldiği şehirde yalnız olduğunu düşünse de, kendi gibi sınava gelen birçok arkadaşıyla tanışır. Onlarla bol bol sohbet eder ve fark eder ki kendi gibi yüzlerce genç bu sınavlar için hazırlanmıştır. Üstelik gelenlerin büyük çoğunluğu birkaç okulun sınavına birden giren, birkaç yıldır deneyip bir türlü kazanamayanlardır. Her birinin gözlerinde tıpkı kendindeki gibi tiyatro ateşini görür ve anlar ki bu sınavı kazanamasa da sonraki sınavlarda bu sansını deneyecektir. Bu mesleğe gönül veren biri olarak vazgeçmek kelimesini lügatinden çıkarması gerekmektedir. Genç sınav günü karsısına çıkacağı jüriye saygısını göstermek için üstüne bir kumaş pantolon ve bir gömlek giyer. Üstündeki takılarını çıkartır.
Ne de olsa karsısındaki jüri bu sanata ömrünü vermiş, saygın sanatçılardır. Görmek istedikleri sade bir oyuncu adayıdır. Ustasının her zaman dediği gibi bir oyuncu sahnede dimdik durabilmeli, bir şeylerin arkasına saklanmamalıdır. sınav iki aşamalıdır. Birinci gün tüm adaylar, san, ritim, kulak sınavına tabii tutulur. Sonrasında jüri şiirini dinleyerek sınavı tamamlamaktadır. Genç sıranın kendisine geldiğini öğrenir. Kapıdan içeri girerken heyecandan bayılmak üzeredir. Sahneye, jürinin karsısına çıkana kadar binlerce düşünce geçer aklından. Ama sahneye geldiği anda tüm heyecanı kapıda kalmıştır. Önce piyano basında müzik sınavını tamamlar. Sonra şiirini okur. Jüri bütün bunlardan sonra sorular sormaya baslar.
Genç bütün sorulara kısa ve öz, saygıyla cevap verir. Ama onu en çok etkileyen sorulardan bir tanesidir: "Seni bir oyunda sahnede izledim. Oldukça yeteneklisin. Neden konservatuar?" İste bu en hazırlıksız yakalandığı sorulardan biridir. Buna ustasının söylediklerinden bir cevap verir. Jüri teşekkür eder, genç dışarı çıkarken büyük bir umutsuzluğa kapılır. Hemen okuldan uzaklaşmak ister. Ama sonucu beklemek zorundadır. Bindir düşünce içindeyken, sınav sona erer ve sonuç listesi cama asılır. Gencin o listeye bakmaya bile cesareti yoktur. Tam arkasını dönmüş gidecekken arkadaşlarından biri seslenir: "Kazanmışsın!" Genç duyduğuna inanmaz ve hemen listenin basına gider. Evet iste adi tam da o elli kişilik listenin içindedir. İçi içine sığmaz, artik mutluluk heyecanı kaplamıştır içini. Hemen ailesini ve ustasını arar. Sevincini onlarla paylaşır.
O gece uyku girmez gözüne. Bir sonraki gün yapılacak son sınavı düşünür, tiradlarını gözden geçirir. Sabah yaklaştıkça içindeki mutluluk yerini tekrar korkuya bırakır. "Ya kazanamazsam?" Genç, hiçbir şeyi düşünmeden tekrar sınavın yapılacağı yere gider. Artik daha az bir kalabalık vardır. Okulun bahçesinde herkes birbirine temkinli yaklaşmakta, ayrı köselerde tiradlarına çalışmaktadır. Gencin birkaç günde arkadaş olduğu kişiler bile hemen gelmezler yanına. sınavın başladığı andan itibaren yine heyecan kaplamıştır içini. Adi okunduğunda, yine dönüp gitme duygusunu içini kaplar, midesine kramplar girer. Ama buna bir son vermelidir. Ne olacaksa olsun diye düşünerek sınava girer.
Jüri bugün sanki daha ciddidir. Genci çok dikkatle incelemektedirler. Jüri başkanı tirajlara başlamasını söyler gence. Genç tiradlarını sırayla oynar. Jüri hiçbirini kesmez ve dikkatle seyreder. Ama genç bilir ki jüri onu durduracak olsa da bu olumlu ya da olumsuz bir durum değildir. Jürinin nasıl bir düşünce içinde olduğunu tahmin etmek mümkün değildir. Tiradların bitiminde jüri, yazar ve eserle ilgili sorular sorar. Gencin diksiyon değil ama dişlerinde problem olduğunu düşündüklerinden ona çeşitli temrinler verirler. Genç oldukça yorulmuştur. Kondisyonunun iyi olduğuna inansa da içeride bulunduğu süre 45 dakikaya vardığından ve sınavın kötü gittiğine inandığından kaygı duymaktadır.
Sonunda jüri teşekkür ederek dışarı gönderir. Genç dışarı çıktığı anda, bahçede çimenlerin üstüne yığılır kalır. Elini bile oynatacak hali yoktur. Yeterince efor sarf etmesi dışında, sınavın psikolojik yükü de onu yormuştur. Çevresindekiler ona sürekli sınavla ilgili sorular sorarlar. Neden bu kadar içeride tutulduğunu herkes merak etmektedir. En çok da kendisi.
Bundan sonra heyecan ve korkuyla, sınavın bitmesini ve sonucun açıklanmasını beklemekten başka çaresi yoktur. sınav bitip sonuçlar açıklanırken genç yine kazanamadığı hissiyle uzaklaşmak ister. Ama bu sefer korkusunu yenerek listenin asıldığı kapıya gider. Korkunun ecele faydası yoktur. Kazanamamış olsa bile bunu kendi göğüsleyebilmelidir. Evet iste 10 kişilik liste. Hemen kendi adına bakar ve listede adini gördüğü andan itibaren, basarmış olmanın verdiği tüm duyguları bir an içinde yasadıktan sonra, çevresinde kazanamayanları da düşünerek sessizliğe gömülür ve evine bu müjdeli haberi götürmek için yola çıkar.

kaynak





Alıntı:

Arkadaşım,konservatuar için öncelikle öss ye girmiş ve taban puanı aşmış olman gerekir-dil mezenu olman bişiy farketmez ama puanın nekadar yüksek olabilrse o kadar ii(çünkü sınawlar sonunda öss puanı birtakım hesplarla yetenek puanına ekleniyor!we böylece o okula giriş puanın belli oluo!).Konservatuar sınawlarına gelince...okuluna,bulunduğu yere göre değişiklik gösterbilior..Aralık bilgisi,piyanodan 2 ses,3 ses,4ses tekrarı-ezgi we ritm tekrarı,dikte(bazı okullar da solfej..),çalgı ile hazırlanmış 1 yada 2 eser,şan için hazırlanmış 1 yada 2 eser...dedim ya okuluna göre değişebiliyor?sen iiyice araştır!bak.buradan yine haberşiriz..sana bu anlamda yardımcı olurum herzaman.şimdinden başarılar,ii kal
Alıntı:

Sen konservatuara mı girmek istiyorsun ? Yoksa Müzik eğitim fakültesine mi?(gazi, marmara, 9 eylül vb.)

Konservatuar sınavında girdiğin branşa göre sınava tabi tutulursun. Eğer müzik eğitim fakültesine giriyorsan hemen hemen hepsinin sınav şekli aynıdır. Örnek istersen Marmara üni. müzik eğitm fak. fgiriş sınavlarının ayrıntısı ve sınavlarda hangi konuya kaç puan verildiği sitemizin haberler blm.de yazmakta.. Kulak çalışması için sana piyano eşliğinde kayıt gönderebilirim , çalışman için..
Hangi enstrumanı çalmayım tarzında sorun için ; enstruman çalabiliyor olman ve yeterliliğin önemli.. hangi enstrumanı ne düzeyde çaldığın 2.planda kalıor, blok flütle bile girenler çok fazla. Fakat sınav yerinde senin için bir amfi bulundurmayacakları için electro gitarla girmemelisin http://www.muzikfakultesi.com/portal/images/smiles/wink.gif

kaynak


Ziyvbg 4 Mart 2009 19:54

oyuncu olaraktan :) birde taban puanı kaçtır?


SEDEPH 4 Mart 2009 19:57

01 Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı Ankara
02
Gaziantep Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı Gaziantep
03 Hacettepe Üniversitesi Konservatuarı Ankara
04
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı İstanbul
05 Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı İstanbul
06 Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarı Konya
07 Mustafa Kemal Üniversitesi Devlet Konservatuarı Antakya (Hatay)
08
Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bursa
09 Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Ankara
10
Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuarı Adapazarı (Sakarya)
11
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı İstanbul
12
Afyon Üniversitesi Devlet Konservatuarı Afyon
13
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı Eskişehir
14
Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı İzmir
15
Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı Adana
16
Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı İzmir
17
Dicle Üniversitesi Devlet Konservatuarı Diyarbakır
18
Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuarı Mersin
19
Akdeniz Üniversitesi Devlet Konservatuarı Antalya
20
Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı Edirne
21
Fırat Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Elazığ
22 KaraelmasÜniversitesi Devlet Konservatuarı Zonguldak
23
Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuarı Kars


Alıntıdır..


SEDEPH 4 Mart 2009 20:03

İlk olarak ÖSS sınavında başvurulacak ve üniversitenin taban puanını (üniversiteye göre değişir,160,185 vs) almak şarttır.
ÖSS sınavında başarılı olup puan alındıktan sonra, tercih yapılması gerekir, tercihler belirlenmeli ve bir taslak oluşturulmalı, sınava girilecek olan okulun yayınlamış olduğu koşullara uygun olmak gerekir, yaş sınırı, puan, kontenjan, başvuru sayısı, kabul edilecek öğrenci sayısı, dikkat edilmelidir. Bu koşullara doğrultusunda karar verdikten sonra en önemlisi ‘Tirat, şiir’ seçimlerinin yapılmasıdır.


OYUN SEÇİMİ

Genellikle iki parça istenir. Biri klasik, biri modern. Biri komedi, biri dram. Bir de şiir. Bu işin en sıkıcı yanıdır, oyunu belirlemek. Bazı oyun kitaplarında, internet sitelerindeki sınav parçalarına bakmak olacaktır. fakat bu iyi bir fikir değildir, sizler gibi yüzlerce kişide bu yöntemle oyun seçeceklerdir. Bu tür seçilen parçalar genellikle en yaygın olan oyunların parçaları olduğundan ve birçok kez sahnelendiğinden zor olduğu gibi mesleğinin en yukarısındaki oyuncular tarafından sunulmuştur.

Seçilen parçaların sunumu 5 dakikayı geçmemelidir, seçilen karakter size uymalıdır, heyetin dikkat ettiği konulardan birisi inandırıcı olup olmadığınızdır, kesinlikte taklitten kaçınmalısınız, komik olabilirsiniz ama bu oyunculuk değildir. Seçilen parçaların değişik karakterde olması, sizin heyete farklı karakter oynamayı başardığınızı göstermeniz artı puan olur.
Tirat seçimi yapılırken; Boyu, Kilosu, Yaşı, Karakteri (Agresif, yada uysal) yani ruh haline göre yüz ifadesine göre seçilmeli. Bütün karakterler göz önüne alarak kendi yapısına göre en uygun seçim yapılmalı. Tabi bunun yanında gireceği okulların bazıları “zorunlu parça” verirler. O parça oynanmak zorundadır.
Seçilen tirat ile ilgili kitap bulunmalı, oyunun tamamı okunmalı, oyun hakkında bilgi edinilmeli, yazar tanınılmalı, yazarın ne demek istediği ruh halı saptanmalı, karakterler analiz edilmeli. Tiradı anlamanın en iyi rolü budur.
Seçilen parçalarda mutlak dikkat edilmesi gereken, parçanın ne anlattığı, ne demek istiyor, onun yerinde olsanız nasıl davranırdınız, gibi sorulara cevap bulmanızdır.

Sizde aranan sahicilik ve doğallıktır.


ŞİİR

Şiir okurken aruz bilgisine, kelimelerin telaffuzuna, kelime manalarını, dinleyiciye düzgün bir Türkçe ile aktararak okumanız çok etkili olacaktır, zaten sınanan sizin oyunculuk yeteneğinizidir.


Ezber

‘’Ezber yaparken kendinizi fazla kasmayın, Bir tiyatro oyuncusu için işin en zor, en zevksiz ama son derece zorunlu ve sorumluluk taşıyan yanı, ezberdir. Ezber konusunda her oyuncunun kendine göre bir yöntemi vardır. Kimi kuru kuruya ezberler; kimi elinde metin, mizansenle ezberler; kimi yüksek sesle çalışarak, bazıları da sessizce okuyarak ezberler. En yaygını yazarak ezberlemektir. Rolü iki kere, üç kere, bazen dört kere dikkatlice yazmak gerekir. Böylece kelimelere, oyun yazarının cümle yapısına, en önemlisi, kelimelerin ve cümlelerin altındaki anlamlara alışırsınız. Zaten önemli olan, o anlamların ezberlenmesidir. Yani, dramatik doku içinde neyi, niçin, neden ve kime söylediğinizdir. Her cümlede mutlaka bir anahtar kelime vardır. Cümleleri ezberledikten sonra anahtar kelimeleri sıraya koymak işi oldukça kolaylaştıracaktır. İmgelem yoluyla da çok rahat ezber yapılabilir. Bu yöntem genellikle olay sırasını karıştıranlar için önerilir. Tek yapmanız gereken, detaylarıyla birlikte okuduğunuzu kafanızdan geçirmeniz. Olay sırasını düşünerek replikleri söylemek…’’
HANGİ TİRADLAR OYNANMALI/OYNANMALI
‘’Klasik oyunlardan uzak durulmalı, basmakalıp, Klişe Tiratlar (Örnek, Çehov, Shakspeare, Moliere, vs. gibi her yıl oynanan, hamlet, midasın kulakları, molierin hırsız var tiradı vs. o kadar çok oynandı ki jüri karşısında yinemi bu dedirtilmemeli) bunun yerine, mizansenin bol olduğu oyun seçimleri daha sağlıklı olacaktır. (Bu tartışılabilir) Elbette oyunculuk önemlidir. Tirada hayat kazandıran oyunculuktur. Ama aylarca çalışan sanatçı adayının, jüri karşısında sadece üç dakikası var. Ve bu üç dakikada kendini jüriye kabul ettirmek oldukça zordur.
Yeni, Güncel ve herkesten farklı olabileceğini düşündüğünüz en uç noktalarda oyunlar oynanabilir. Oyuncu adayı araştırmacı olmak zorundadır. Bilinen ve her sene oynanan tiratlardan uzak durmalıdır. Bu işin basit kısmıdır. Arayıp bulmalıdır. Ve kendince en ilginç gelen, Kimsenin bilmediği oyunlar oynanmalıdır. (En azından öyle düşünmelidir.)
Tirat seçimleri yapılırken kesinlikle şiveye gidilmemelidir. Yöresel şive kullanmak çok büyük hatadır. Konservatuarın tercih ettiği şive İstanbul aksanıdır. Oyun seçimlerinde de kesinlikle şive içerikli, Ağa rolü, Köylü rolü vs. gibi şiveye açık olan tirat seçimlerinden uzak durulmalıdır. Evrensel, Çağdaş oyun seçimleri her zaman artı olacaktır.
Eğer diksiyonla ilgili sıkıntılar varsa; ders alınmalıdır. Böyle bir şansı yoksa kitaplarla çalışılmalıdır. Ama elinden geldiğince jüri karşısında bu şiveyi belli etmemelidir.’’


SINAV GÜNÜ

Sınav günü geldi, hazırlıklar bitti, salondaki yerinizi aldınız, sizin gibi yüzlerce kişiyle beraber bekliyorsunuz. Adaylardan biri giriyor 5 dakika sonra çıkıp bir başkası giriyor ve sizdeki heyecan artıyor!..

Sonunda jürinin karşısındasınız!

İlk izlenim önemlidir. Sizin sahneye çıkışınız, sahnedeki duruşunun önemli ve jürinin dikkatini mutlaka çekecektir. Ünlü hoca Stella Adler’in tabiriyle oyunculuk bir ‘çap’ meselesidir.
‘’Jüri karşısında kesinlikle rahat olun, Kendinden emin olun. Sıkıntılı ve ''mıymıy '' psikolojisi dezavantaj sağlar. Girin ve oynayın. Kahkaha atın, İçinizden geldiği gibi olun. Normal hayattaymış gibi çıkın jüri karşısına, Sorulara tüm içtenlikle cevap verin. Utangaç birini oynamayın. Kesinlikle samimi olun’’

Unutmayın ki ‘GEÇEN HER YIL SİZİN İÇİN BAŞARISIZLIK DEĞİL. BİR DENEYİMDİR’
Kılık kıyafetinize dikkat edin, çok aykırı olmayın, saç, sakal düzgün olması iyidir. Bayanlar çok açık saçık giyinmekten kaçının abartılı makyaj yapmayın.

Kesinlikle ve kesinlikle heyete bilgiçlik taslamayın, ben 2 sene surda eğitim aldım, 4 senedir şu tiyatroda oyunculuk yapıyorum gibi kelamlarla hayatını sahnede geçirmiş insanlara tiyatro öğretmeye çalışmayın. Şarlatanlık yapmayın, kendiniz, komediye ustası zannedip espri yapmaya çalışmayın. Kısaca kendiniz olun normal hayattaki gibi davranın.
Seçtiğiniz oyunu oynamaya başlarken heyetten zaman istemeyin, düşününki sahnedesiniz ve oyun başladı seyirciye ben hazır değilim biraz bekleyin mi diyeceksiniz, oynamaya başladınız heyet siz oynarken birbiriyle konuşmaya başladı sakın ve sakın oyununuzu kesmeyin, sizin dikkatinizi ölçüyorlardır, oyunu kesip heyete bakarsanız ne oluyor diye işiniz bitmiştir, oyunu oynamaya başladınız, dağa oyun en can alıcı en güzel yerine gelmeden henüz 2, 2,5 dakika olmuşken heyet sizi durdurup teşekkür edip oyunuzu bitirdi diyelim, kesinlikle ve kesinlikle ağlayıp sızlayıp salonu terk etmeye, heyete bir şeyler söylemeye, onlarla tartışmaya kalkışmayın, heyet sizin 2. aşamaya kalmanız için yeterli olduğunuz kanaatine varmış olabilir, sizin bu tutumunuz onların kanaatini tersine çevirebilirsiniz.


Heyet beklerken dekor köstüm değişimiyle zaman kaybetmeyin aleyhinize olabilir.
Oyun sırasında repliğinizi unuttunuz diyelim. Kesinlikle oyunu kesmeyin doğaç veya ileriki bölümden devam edin, herkesin başına gelebilir, sizi anlayacaklardır ama dağılmanız felaketiniz olabilir.

Mülakat tipi soru sorarlarsa kısa ve net cevaplar verin, ukala bilmişlik taslamayın.

Not: Çalışmalarınıza yardımcı olabilecek kitaplardan bazıları…
Cezmi Koca'nın yazmış olduğu '' Konservatuar sınavlarına hazırlık'' adli kitap... Konservatuara hazırlanırken tiratların nasıl olması gerektiği, nelere dikkat edilmesi gerektiği ve dünya yazarlarından tirat örnekleriyle ilgili geniş bir bilgi veriyor.
Genel kültür için Yılmaz Arıkan'ın yazmış olduğu ''Tiyatro eğitimi'' adli kitapları alıp okumalarının, dünya yazarları, ustalar, monologlar, düşünce sanatları, başlattığı akımlar, öncü olduğu konular ve hayat biyografileri gibi tiyatro alanında çok önemli konulara değinmiş bu kitabi almanızda fayda var.
Esra Uluç imzalı ''Güzel konuşmak istiyorum''
Olmasa olmaz bir kitap stanislavski “bir karakter yaratmak”

Alıntıdır..


SimaY_RespecT 30 Mart 2009 12:45

Konservatuvara qiden bir kişi maaş olarak ne kadar alıyor ? iş bulma imkanları nasıl ? oralardan cıkılabilecek meslekler nelerdir ? acıkta kalma olasılıqı var mıdır ? oraya qirmenin sartları nelerdir ? qelecek için önemli bir kurum mudur ?


SEDEPH 30 Mart 2009 15:36

MÜZİK

Programın Amacı

Müzik eğitimi konservatuvarda verilmektedir. Konservatuvarların amacı klasik batı müziği, Türk sanat müziği ve Türk halk müziği alanında çalışacak sanatçıları yetiştirmek ve bu konuda araştırma yapmaktır. Konservatuvarların müzikle ilgili başlıca programları şunlardır: Müzikoloji Yaylı Çalgılar Temel Bilimler Nefesli Çalgılar ve Vurma Sazlar Kompozisyon Şeflik Ses Eğitimi Çalgı Yapım Şan-Opera Piyano-Harp Konservatuvarlarda ayrıca tiyatro, bale ve halk oyunları programları da bulunmaktadır.

Programda Okutulan Belli Başlı Dersler

Konservatuvarlarda eğitim süresi, hazırlık sınıfıyla beş yıldır. Hazırlık sınıfında başarılı olmayan öğrencinin okulla ilişkisi kesilir. Konservatuvarda armoni, form bilgisi, ses eğitimi, ritmi uygulaması, nota yazım bilgisi, solfej, partisyon bilgisi, enstrüman bilgisi, oda müziği, Türk sanat müziği, Klasik batı müziği ve Türk halk müziği, orkestra ve koro şefliği, müzik tarihi, diksiyon ve fonetik, şan ve eşlik, atölye ve teknoloji gibi dersler okutulur, şan opera programı, yaylı ve nefesli sazlar, piyano ve harp programlarında, beceri geliştirici uygulama ağırlıklı dersler verilir.

Gereken Nitelikler

Konservatuvara girebilmek için lise veya dengi okul mezunu olmak, ÖSS'de belirli bir puanın üzerinde puan almış olmak ve açılan yetenek sınavında başarılı olmak gerekir. Bu sınavda başarılı olmak için herşeyden önce üstün bir müzik yeteneğine sahip olmak gereklidir. Müzik alanında çalışacak kimselerin uzun ve yorucu çalışmalardan bıkmayacak kadar müziği sevmeleri, mesleklerinde başarılı olmalarının ön koşuludur.

Mezunların Kazandıkları Unvan ve Yaptıkları ışler

Konservatuvarı bitiren kimselere "Konservatuvar Diploması" verilir ve diplomada eğitim gördüğü alan belirtilir. Konservatuvar mezunları, Müzik İcracısı, "Kompozitör" veya "Şef" unvanı ile şan opera programını bitirenler "Korist" veya "Opera" Sanatçısı unvanı ile çalışırlar

Çalışma Alanları

Konservatuvar mezunları, başta Devlet Senfoni Orkestrası ve Devlet Opera ve Balesi olmak üzere çeşitli kültür kurumlarında, TRT'de görev alabilirler veya serbest çalışabilirler. Temel bilimler ve müzikoloji bölümünden mezun olanlar konservatuvarlarda öğretim elemanı olarak görev yapabilirler.

Kaynak


ezgii09 17 Mayıs 2009 19:48

meraba bende müzik öğretmenliğine sınavına giricem bu sene.ama konservatuarı da denemek istiyorum.birde bikaç şey duydum.mesela konservatuara girip okulu bitirince formasyon alınıp öğretmn olunabiliyodu.şimdi o kalkmış die duydum?bide konservatuara girdkten sonra tekrar öğretmenlk sınavına girersen ek puan geliyomş konservatuarda okuduğun için.bunlar hakkında bilgi verirsenz sevinirm:)


yeşim k. 29 Haziran 2009 22:02

ben lise son sınıfa gectim okulu bitiripte öss ye girip belli bir puan aldıktan sonra müzikle ilgili bir bölüm okumak istiyorum fakat bu konuda hic bir bilgim yok bana biraz bilgi verir misiniz ne yapmam gerekiyo


Misafir 20 Temmuz 2009 20:30

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı

Sahne sanatları bölümü bünyesinde 4 yıllık tiyatro eğitimi verilmektedir.


Sınav koşulları: Lise mezunu olan 21 yaşını doldurmamış ve iki aşamalı özel yetenek sınavını kazanan adaylar Öğrenci olarak kabul edilirler. Yetenek sınavında adaylardan, Tiyatro Edebiyatında yer alan, klasik ya da çağdaş oyunlar arasından seçilmiş,


( tragedya ve komedya gibi iki farklı türdeki oyundan hazırlanacak ) birer tiratla, yerli ya da yabancı şairler arasından seçilmiş bir şiir istenilmektedir. Dört yıllık eğitimini tamamlayan öğrenciler Lisans diploması alarak mezun olurlar. Kontenjan: 16


Diğer üniversiteler için BURAYA tıklayın!!!


Misafir 30 Ağustos 2009 22:19

ben lise 1 gidiyorum ilerde konservatuarda dans bölümü okumak istiyorum 4 sene dans kursu aldım gelecekte iyi bir dansçı olacagıma inanıyorum o yüzden konservatuar hakkında lütfen beni bilgilendirin hatay antakyaa


Misafir 19 Eylül 2009 18:31

ben 7. sınıf öğrencisiyim dans konusunda herkez mükemmel sin diyor bender harika olduğumu düşünüyorum konservatuara girmek kaç puan gerektiriyor ve nerelerde konservatuar var


Misafir 29 Eylül 2009 14:12

ben konservatuara gittiğim de türk halk müziği sanatçısı olmak istiyorum benim gideceğim bölümün yaş sınırı kaç acaba?


Misafir 2 Ekim 2009 18:13

ben şuan liseliyim.konservatuar tiyatro okumak istiyorum ama hangi sınavlar ,içersinde alınıyor çok merak ediyorum ve hangi şehirlerde konservatuar vardır


Misafir 3 Ekim 2009 15:53

ben lise okuyorum lise bittikten sonra tiyatrocu olmak istiyorum ne yapmam gerekiyo bilgi verirseniiz sevinirim :)


Misafir 24 Kasım 2009 14:10

yha ben konya da 7. sınıf okunaktayım ben konservatuarın bölümlerini ve konservatuara gidebilmek için hangi liselere gitmek gerekir birde puanlarını almak istiyorum çok güzel bir site tşkr edrz lütfen acil yardım


_KleopatrA_ 24 Kasım 2009 14:21

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı

Sahne sanatları bölümü bünyesinde 4 yıllık tiyatro eğitimi verilmektedir.


Sınav koşulları: Lise mezunu olan 21 yaşını doldurmamış ve iki aşamalı özel yetenek sınavını kazanan adaylar Öğrenci olarak kabul edilirler. Yetenek sınavında adaylardan, Tiyatro Edebiyatında yer alan, klasik ya da çağdaş oyunlar arasından seçilmiş,


( tragedya ve komedya gibi iki farklı türdeki oyundan hazırlanacak ) birer tiratla, yerli ya da yabancı şairler arasından seçilmiş bir şiir istenilmektedir. Dört yıllık eğitimini tamamlayan öğrenciler Lisans diploması alarak mezun olurlar. Kontenjan: 16


Diğer üniversiteler için BURAYA tıklayın!!!


Misafir 26 Aralık 2009 12:55

bende konserwatuar okumayı çok istiyorum düz lise 4.sınıftayım konserwatuar taban puanı ve hangi bölüm olması gerekiyo öğrenebilirmirim mümkünse


Misafir 7 Ocak 2010 13:01

sehrımızde bulunan devlet tıyatrolarındakı oyunlara calıssak yanı ıfadelerımızı gelısştırmek ıcın ıı bır fıkır mı


Misafir 8 Ocak 2010 22:51

arkadaşlar ben 89 ekim doğumluyum bu sene konservatuvar sınavlarına giricem. bildiğim kadarıyla 21yaş sınırı var. bu sene girebiliyor muyum? kurtarıyor mu yani ? yardımcı olursanız çok sevinirim şimdiden teşekkürler...


Misafir 1 Şubat 2010 20:20

Yha ben konservatuar müzik bölümüne girmek istiyorum...ama liseden 2 yıl önce mevzun oldum...bunun bi zararı olurmu...yani Yeni mevzunlarami öncelik verilir, yoksa yeteneğe göremi...???


Misafir 12 Nisan 2010 11:33

puan
 
7.sınıföğrencisiyim ama hala konservetuara girmek için kaç puan gerektiğini bilmiyorum?


ener 12 Nisan 2010 12:06

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1754989)
7.sınıföğrencisiyim ama hala konservetuara girmek için kaç puan gerektiğini bilmiyorum?

öss'den sanırım 180'i ya da belli bir puanı geçmen lazım, konservatuarda (müzikoloji için) yetenek sınavından geçeceksin garantiye almak için 1 yıl önceden kursa gitmen lazım, örnek, piyano'da bir ses veriyorlar aynısını sesinle vermeni istiyorlar, bu aynı anda 2 ses ya da 3 ses vererek gidiyor, tabi sen ilk önce kalını sonra da inceyi veriyorsun sesleri birbirinden ayırarak, bir de melodi çalıp senden aynı melodiyi sesinle vermeni istiyorlar bir de ritim bilgisi, sana alkışla ya da kalemle bir ritim veriyorlar alkışla yapmanı istiyorlar ki öyle bilindik dım tıs dım tıs ritimler değil bunun için de kursta çalışman lazım.. o gün sonuçlar belli oluyor eğer geçersen yarın tekrar gidip, varsa enstrüman çalıyorsun ve bir sayfa onların belirlediği bir konu hakkında 1 sayfa kompozisyon yazmanı istiyorlar ya da senle sözlü bir sınav yapıyorlar.


Misafir 7 Haziran 2010 14:40

yetenek sınavı nasıl olacak


ener 7 Haziran 2010 16:38

Alıntı:

Misafir adlı kullanıcıdan alıntı (Mesaj 1787244)
yetenek sınavı nasıl olacak

öss'den sanırım 180'i ya da belli bir puanı geçmen lazım, konservatuarda (müzikoloji için) yetenek sınavından geçeceksin garantiye almak için 1 yıl önceden kursa gitmen lazım, örnek, piyano'da bir ses veriyorlar aynısını sesinle vermeni istiyorlar, bu aynı anda 2 ses ya da 3 ses vererek gidiyor, tabi sen ilk önce kalını sonra da inceyi veriyorsun sesleri birbirinden ayırarak, bir de melodi çalıp senden aynı melodiyi sesinle vermeni istiyorlar bir de ritim bilgisi, sana alkışla ya da kalemle bir ritim veriyorlar alkışla yapmanı istiyorlar ki öyle bilindik dım tıs dım tıs ritimler değil bunun için de kursta çalışman lazım.. o gün sonuçlar belli oluyor eğer geçersen yarın tekrar gidip, varsa enstrüman çalıyorsun ve bir sayfa onların belirlediği bir konu hakkında 1 sayfa kompozisyon yazmanı istiyorlar ya da senle sözlü bir sınav yapıyorlar.


Misafir 15 Haziran 2010 12:24

mustafa taş
 
meraba ben lise 3 e qiden bi öğrenciyim. lise eğitimini bitirdikten sonra konservetuarı düşünüyorm. gitar calıyorum. konservatuar bölümüne gitmek için hangi aşamalardan geçmek qerekıyor ya da ygs-lys puanı yetıyor mu bilqilendirir misiniz??


Misafir 16 Haziran 2010 15:13

slm ya konservatuarda okuyan semıha güleni tanıyan varmı kendisine ulasmam gerek


Misafir 12 Ekim 2010 10:26

ya ben konservatuara girmek istiyorum. sınav, basvuru tarihlerini öğrenebilirmiyim?


Misafir 17 Kasım 2010 17:23

Ben lise 1 e gidiyorum we konservatuar tiyatro bölümünü okumak istiyorum. Üniversiteyi istanbulda okuyacağım. Dizi ve sinema oyuncusu olmak istiyorum en sewdiğim oyuncu KENAN İMİRZALIOĞLU.Onun gibi olmak istiyorum sizce bu okulu ve mesleği seçmem doğrumu...


Misafir 4 Aralık 2010 19:55

ben tiyatro okumak istiyorum ama baraj kaç onu bilmiyorum bana yardımcı olursanız sevinirim


Misafir 12 Aralık 2010 17:58

Tiyatro okuyan kişinin açıkta kalma olasılığı nedir? Bilgi verirseniz sevinirim. TEŞEKKÜRLER...


müzikçi 22 Aralık 2010 22:25

konservatuara nasil giderim
 
Ben normal duz lisede okuyan bir ogrenciyim lise 2 ye gidiyorum suanda
ve konservatuar okumak istiyorum bu mumkun mu
nerdeyse 2 doneme girecegiz fakat ben kaydolup olunnmayacagini veya
olunuyorda nasil oldugunu merak ediyorum hayatim buna bagli cunku benim icin cok onemli
yardimci olur ve bilgi verirseniz cok sevinirim simdiden tesekkurler :)


Misafir 25 Aralık 2010 16:15

Merhaba.ben güzel sanatlar lisesine gidiyorum ve ünv. için konservatuara gitmek istiyorum ama güzel sanatlar iseleri eğitim fakültelerine hazırladığı için neredeyse imkansız diyorlar.Çalgım viyolonsel vemutlaka konservatuar oması gerek konservatuar için ne gerekiyorsa yaparım ama insanın psikolojisini bozuyorlar.Bana sınavlar hakkında bilgi verirmisiniz ?


Misafir 25 Ocak 2011 09:57

baritonla ilgili üniversitede bölüm varnı


Misafir 17 Şubat 2011 19:11

ya ben konservatuara gitmek istiyorum bu kadar zor mu müzik bölümü yaaaaa kafamm yerle bir oldu lütttven cevap yazın!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!


Misafir 2 Mart 2011 17:14

konservatuar(müzik)
 
konservatuar müzik bölümündene içinde kaça ayrılıyor


Misafir 8 Mart 2011 16:09

konservatuara mizik için girmek istiyorum nasıl giricem


Misafir 12 Mart 2011 23:30

beni lise okumadım ve 17 yaşındayım giremezmiyim


Misafir 16 Nisan 2011 13:03

konservatuarla kaçpuan istiyo acba


Misafir 17 Mayıs 2011 18:32

konservatuar
 
ben lise son daym,şu ana kadar müzik eğitimi görmedim,sanatla uğraşmak şarkı söylemek istiyorum,sanatçı olmak istiyorm ne yapmam gerekiyor? başarabilir miyim yardımcı olursanız çok sevinirm,şimdiden tesekkürler...


Misafir 24 Mayıs 2011 19:51

BEN 7. SINIFA GİDİYORUM VE GAZETECİ OLMAK İSTİYORUM HANGİ LİSEYE GİTMEM GEREKTİĞİ HAKKINDA HİÇ BİR BİLGİM YOK YARDIMCI OLABİLİRMİSİNİZ LÜTVEN???


Teusa 24 Mayıs 2011 20:00

Yurdumuzda batı müziği öğretimi ilk kez 1827 yılında saray bandosunun kurulmasıyla başlamıştır. İstanbul Belediye başkanı Cemil Paşa'nın girişimleriyle 1914 yılında "Dar-ül Bedayi" adlı bir tiyatro ve müzik okulu kurulmuş, 1917 yılında ise müzik bölümü "Dar-ül Bedayi "nin bir bölümü olarak açılan "Dar-ül Elhan "a (Nağmeler Evi) devredilmiştir. 0 yıllarda, Dar-ül Elhan'da hem batı müziği hem de geleneksel Türk müziği eğitimi verilmekteydi. Cumhuriyet kurulduktan sonra, 1924 yılında Ankara'da müzik öğretmeni yetiştirilmesi amacıyla 'Musiki Muallim Mektebi " açılmıştır.
Genç Türkiye Cumhuriyetiyle birlikte, Türk ulusu dünya uygarlığı yolunda önemli adımlar atmaktaydı. Atatürk'ün direktifleriyle müzik ve sahne sanatlarının gelişmesi için, Milli Eğitim Bakanlığı bir konservatuvar kurmak amacıyla 1934 yılında, Berlin'de öğrenci müfettişi olan Cevat Dursunoğlu'nu görevlendirdi. 1935 yılında ünlü besteci Prof. Paul Hindemith ile anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaya göre Hindemith, Türkiye'de müzik kurumlarının yeniden yapılandırılması işlerinde danışman olarak incelemelerde bulunup, konservatuvarın kuruluş esaslarını hazırlayarak bir rapor verecekti. Hindemith 6 Nisan 1935 yılında yurdumuza gelerek, bir yıl ara ile iki incelemede bulundu. Bu incelemeler sonucunda konservatuvarın; serbest müzik okulu (konservatuvar), öğretmen yetiştiren okul (Musiki Muallim Mektebi) ve tiyatro okulundan oluşmasına karar verdi. Bu nedenle konservatuvarın tiyatro ve opera bölümünü kurmak üzere Almanya'dan Prof. Carl Ebert getirildi.
Konservatuvar önce Musiki Muallim Mektebi içerisinde açıldı. 6-12 Mayıs 1936 tarihleri arasında öncelikle Musiki Muallim Mektebi öğrencileri sınavdan geçirilerek, kimileri tiyatro, kimileri de müzik bölümüne alındı. 1 Kasım 1936 tarihinde de öğrenime başlandı. 1938 yılında, Müzik öğretmeni yetiştirilen bölüm Gazi Eğitim Enstitüsü'ne bağlanarak konservatuvardan ayrıldı ve 1940 yılında da konservatuvar yönetmeliği kabul edilerek yürürlüğe girdi. 1982 yılına kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olarak eğitim veren Ankara Devlet Konservatuvarı, aynı yıl Yüksek Öğrenim Kurumu kapsamına alınarak Hacettepe Üniversitesi'ne bağlanmıştır.


Misafir 3 Haziran 2011 09:54

Biz iki arkadaşız ve 7. sınıfa gidiyoruz.Lise yerine konservatuar"a nasıl giricez ???


merve erbas 15 Haziran 2011 13:55

konsevuatar
 
ben 8 ze gidiyorum ve kac yil okumam gerekir


Gslim66 31 Ağustos 2011 00:03

konservatuara gitmek
 
Arkadaşlar ben konservatuara girmek için ne yapmalıyım.çalgı çalmayı bilmiyorum :) ama gitar öğrenebilirim.


Gslim66 31 Ağustos 2011 00:09

Konservatuar
 
Ben konservatuara gitmek istiyorum lise 3 geçtim hedefim iyi bir sanatçı olmak nasıl olunur Emre Aydın Tarkan gibi ve girmek için bir çalgı öğrenmek mecburmu konservatuara?


Misafir 6 Eylül 2011 20:02

Konservatuar okumak mantıklı mı?
 
Lise öğrencisiyim ve oyuncu olmayı çok istiyorum. İleride konservatuar okumak istiyorum ama korktuğum yanları var. Konservatuardan mezun olduğumda sonuçta her dakika oyunculuk yapamayacağım. Sürekli bir iş olmadığından ötürü. Mecburen para kazanmaya ihtiyacım olacak. Sizce ille de konservatuar okumalımıyım oyuncu olmak için?



Saat: 01:23
Sayfa 1 / 2

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık