Ankara'daki tarihi eserler nelerdir? Ankara'daki tarihi eserler nelerdir? |
Ankara ili tarihi eserleri ve tabii güzellikleri bakımından oldukça zengindir. Çok eski devirlerden zamanımıza kadar gelen çeşitli devirlere ait tarihi zenginliklerin başlıcaları şunlardır :
Hanlar: Ankara’da çok sayıda han vardır. Kurşunlu (Mahmud Paşa) Kervansarayı, Yeni Pirinç Hanı, Çengelli Han, Çukur Han, Taşhan, Bakırhan, Suluhan, Tuzhan, Pembehan, Attarbaşıhan, Nasuhpaşahanı ve Ayazaik bunlardan başlıcalarıdır. Bugün bu hanların çoğu yıkıntı halindedir. Hamamlar: Ankara’nın çeşitli yerlerinde tarihi hamamlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Ankara evleri: Eski Ankara evleri mimari, iç düzeni ve süslemeleri ile Türk mimarisinin en seçkin örnekleridir. Dolap kapakları, tavan ve raflardaki ağaç oymacılığı Türk oymacılık san’atının şaheserleridir. Fakat bu evler yok denecek kadar azalmıştır. Eski san’at eserleri bugün yerini beton yığınlarına bırakmıştır. Çankaya Atatürk Müzesi: Atatürk’ün oturduğu köşk olup, içinde Atatürk’ün kullandığı eşya ve mobilyalar muhfaza edilmektedir. Cumhurbaşkanlığı köşkünün bahçesindedir. Eski bir bağ evidir. Anıtkabir Müzesi: Atatürk’ün yattığı bu yer, müze haline getirilmiştir. Atatürk’ün eşyaları, 3113 kitabı ve belgeleri, kendisine hediye edilen kılıç ve şiltler burada bulunmaktadır. Projesini Ord. Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda hazırlamıştır. 1944 - 1953 yılları arasında yapılmıştır. Büyük lahdin mermeri tek parça ve 42 ton ağırlığındadır. TBMM Müzesi: 23 Nisan 1920-1923’de ilk Büyük Millet Meclisinin bulunduğu binada bu devre ait eşyalar sergilenmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi: Cumhuriyetin ilk senelerinde “Hitit Müzesi” olarak kurulan bu müze daha sonra “Arkeoloji Medeniyetleri Müzesi” oldu. 1967’de zenginleştirilerek “Anadolu Medeniyetleri Müzesi” olmuştur. Anadolu’nun muhtelif bölgelerindeki kazılarda ele geçen eserler burada sergilenmektedir. Kurşunlu Han ve Mahmud Paşa Bedesteni tamir edilerek müze haline getirilmiştir. Alacahöyük, Kargamış, Aslantepe ve Sakargözü kabartmaları bulunmaktadır. Yontma taş ve cilalı taş devrine ait eserler de bulunmaktadır. Etnoğrafya Müzesi: 1928’de kurulmuştur. Atatürk’ün naşı 1938’den 1953’e kadar 15 sene burada kalmıştır. Bu müze, Türk-İslam eserleri bakımından çok zengindir. İşlemeler, dokumalar, altın ve gümüş işlemeli elbiseler, 17. asırda Ankara evlerinin döşenmiş hali, Selçuklu ve Osmanlı ahşap işçiliği, folklor, tarihi zengin kolleksiyonlar, bakır eşyalar, Türk yazı san’atına ait eserler, tarikat mensuplarına ait eşyalar bu müzeyi süslemektedir. Diğer müzeler: Ankara müzeler bakımından çok zengindir. Devlet Demiryolları Müzesi, Sağlık Müzesi, Hayvanat Müzesi, Tabiat Tarihi Müzesi, bu müzelerden bazılarıdır. Anıtlar: Ulus Mdanında Zafer Anıtı, Etnografya Müzesi ve Orduevi önünde Atatürk Anıtları, Yenişehir’de Güvenlik Anıtı ve Polatlı’da Sakarya Şehidleri Abidesi başlıcalarıdır. Milli Kütüphane:Türkiye’nin en büyük ve en modern kütüphanesidir. Çok değerli eski eserler vardır. Nükleer saldırı dahil her türlü tehlikeye karşı korunabilecek şekilde inşa edilmiştir. Birbirinden değerli el yazma eser özel kasalarda saklıdır. Dünyaada tek nüshası bulunan Muradname buradadır. Augustus Tapınağı: Tapınak iki bölümdür: Birinci bölüm, Frigyalılar zamanında “Men” adına M.Ö. 2. asırda yapılmıştır. İkinci bölüm; Galat Kralı Pylamenes tarafından M.S. 10. yılda Roma İmparatoru Augustus adına yapılmıştır. İlk yapıldığında 4 duvardan ibaretti. Sonradan çevresi sütunlarla kuşatıldı. Manisa’daki Artimes Tapınağına benzer. Kitabede, Augustus'un 57 senelik iktidarı anlatılır. Bu tapınak, Hacı Bayram Camii'ne bitişiktir. Osmanlılar devrinde burası medrese olarak kullanıldı. Tulianus Sütunu: M.S. 4. asırda dikilmiştir. Ulus semtinde Hükumet Meydanındadır. Roma Hamamı: M.S. 3. asırda Roma İmparatoru Caracalla tarafından yaptırılmış olup, 500 sene hamam olarak kullanılmış ve M.S. 8. asırda yangın neticesi yıkılmıştır. Çankırı Caddesi üzerindedir. Hamamda pek çok eski para bulunmuştur. Soğuk ve sıcak olarak iki kısımdır. Gordion: Polatlı yakınında, Yassıhöyük köyündedir. M.Ö. 8. asırda Frigya’nın başkenti olmuştur. Hitit, Asur ve Frigya devrinin önemli bir şehri idi. 1950 senesinde yapılan kazılarda Frigyalılara ait saray, Hitit mezarlığı ve Midas’ın mezarı bulundu. Midas, eşek kulaklı olarak tasvir edilmiştir. Frigya krallığına son veren Kimmerler ile Perslerden şehri alan Galatlar (M.Ö. 278) bu şehri yakıp yıktılar. Efsaneye göre bu şehrin Zeus tapınağında çözülmesi zor bir düğüm vardı. M.Ö. 33’te Makedonya Kralı İskender, bu düğümü kılıcı ile keserek çözdü. Efsaneye göre bu düğümü çözen Asya’ya hakim olacaktı. |
Tarihsel yapılarAnkara tarihsel yapılar yönünden çok zengindir. Bunların başında, tarihi Hititler dönemine değin götürülebilen Ankara Kalesi gelir. Kale bugünkü görünümüne yüzyıllar boyunca yapılan çeşitli eklerle ulaşmıştır. Bugün kent içinde ayakta kalmış antik kalıntıların tümü Roma dönemi ve sonrasına tarihlenir. Birçok kalıntı ise modern kent yapılarının altındadır (örneğin Ulus-Dışkapı yolundaki Kıraner Han’ın altındaki nymphaion, Posta Caddesi’ndeki Telefon Baş Müdürlüğü’nün altındaki hamam yapısı). Roma dönemine ait en önemli kalıntılar Roma ve Augustus Tapınağı ile Caracalla Hamamı’dır. Roma ve Augustus Tapınağı, Hacı Bayram Camisi yanındadır. Bu tapınak Galatların, temeli dine dayalı “Konion” kuruluşunun toplantı merkezidir. Galatların üç kolunun temsilcileri burada toplanır ve eyalet yönetimi buradan yönlendirilirdi. Ulus’ta Maliye Bakanlığı önünde yer alan ye Julian Sütunu diye anılan sütunun 362’de İmparator Julianus’un Ankara’yı ziyareti nedeniyle dikildiği sanılır. Kentteki tiyatro 1983’ten bu yana Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanlarınca kazılmaktadır. Tiyatro 2. yüzyılın ilk yarısında yapılmış, skene ve proskerıion bölümleri büyük bir olasılıkla daha sonra, 5-6. yüzyıllarda eklenmiştir. Bazı yazıtlardan kentin ilk kez Roma döneminde surlarla çevrelendiği anlaşılır. Ama bu surlar ortaçağda yok olmuştur. Ankara Adliyesi’nin kuzey yanındaki duvar St. Clemens Kilisesi’ne aittir. Yapı bazı kaynaklarda Roma (3. yy), bazı kaynaklardaysa Bizans (9. yy) dönemine ait olarak geçer. Ankara’daki en eski Türk yapısı, iç kaledeki Alaeddin Camisi’dir. Minberi 1197/98 tarihli olan cami sonraki dönemlerde büyük ölçüde değiştirilerek özgün biçimini kaybetmiştir. 13. yüzyılın başında yapılıp bugünkü görünümünü 1289/90’da alan Arslanhane ya da Ahi Şerafettin Camisi ise kentin en önemli Selçuklu anıtıdır. Bunların dışında, 13. yüzyılda yapıldığı bilinen yapılar Saraç Sinan Mescidi (1288) ile Akköprü’dür (1222). Devamı > Ankara |
Saat: 12:09 |
©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık