MsXLabs

MsXLabs (https://www.msxlabs.org/forum/)
-   Tıp Bilimleri (https://www.msxlabs.org/forum/tip-bilimleri/)
-   -   Mide Nedir - Midenin Yapısı ve Görevleri (https://www.msxlabs.org/forum/tip-bilimleri/251109-mide-nedir-midenin-yapisi-ve-gorevleri.html)

Misafir 14 Mayıs 2009 16:20

Mide Nedir - Midenin Yapısı ve Görevleri
 
1 ek
Mide
Alıntıdaki Ek 48427

Mide, sindirim kanalının en geniş kırmızı ve pembe arası rengi bölümüdür ve yemek borusu ile incebağırsak arasında yer alır. Omurgasızların bir bölümünde ve omur­galıların hepsinde bulunan bu organın biçimi bütün hayvanlarda aynı değildir. Bazılarında, özellikle otçul hayvanlarda çok daha büyük­tür ve sert zarlı bitkisel besinlerin sindirilebil-mesi için bir tür mayalanma teknesi işlevini görür. Örneğin, otçul hayvanlar olan gevişgetirenlerin geniş midesi dört bölümlü, yiyecek­leri parçalayıp öğütebilecek dişleri olmayan kuşlarınki ise üç bölümlüdür. İnsanlarda da midenin biçimi kişiden kişiye değişir. Bazıla­rında yanmay, bazılarında armut biçiminde­dir; bazılarında da J ya da S harfini andırır.
Karın boşluğunun üst bölümünde ve bu boşluğu yukarıdaki göğüs boşluğundan ayıran diyaframın hemen altında yer alan midenin sağında karaciğer, solunda dalak, arkasında da pankreas vardır. Yiyecekler, midenin üst ucunda bulunan ve "mide ağzı" ya da kardiya denen dar bir açıklıktan geçerek mideye girer. Mideyi yemek borusuna bağlayan bu açıklıktaki büzücü kaslar bir kapak gibi çalışa­rak midedeki yarı sindirilmiş besinlerin ye­mek borusuna geri dönmesini engeller. Daha sonra midenin kubbe biçimindeki üst bölümü­ne geçen besinler, burada mide özsuyu ya da mide sıvısıyla karıştıktan sonra midenin en geniş bölümüne doğru ilerler. "Gövde" denen bu geniş bölüm keskin bir büklüm yaparak midenin yatay bölümünü oluşturur. Üstteki dikey bölümden daha kısa olan bu bölgede mide yeniden daralır ve "mide kapısı" ya da pilor denen bir geçitle onikiparmak bağırsağına açılır. Midenin alt ucundaki bu kaslı geçit de bir kapak işlevi görerek yarı sindirilmiş besinlerin mideden çıkıp incebağırsaklara ge­çişini denetler. Besinlerin mide ağzından mide kapısına doğru ilerleme­sini sağlayan, üç katman halinde yerleşmiş olan güçlü mide kaslarının ritmik dalgalanma hareketidir. Kas seyirmesini andıran bu dal­galanma hareketi aynı zamanda besinlerin çalkalanarak, sıkışıp ezilerek küçük parçalar halinde öğütülmesini ve sonunda "kimus" denen yarı sıvı bir karışıma dönüşmesini sağlar.
Midenin iç yüzünü döşeyen zarın (mukoza­nın) altında çok sayıda küçük salgıbezi vardır. Midenin değişik bölgelerin­deki salgıbezlerinin biçimi ve salgılarının nite­liği de birbirinden farklıdır.
Yiyecekler mideye girmeden önce ağızda parçalanıp çiğnenerek bir ölçüde sindirilmiş­tir. Mide kaslarının hareketi ve mide sıvısının etkisiyle, sindirimin bir bölümü de burada gerçekleşir. Besinlerin değişikliğe uğrayarak incebağırsaklarda emilecek duruma gelmesini sağlayan, mide sıvısının bileşimindeki enzim­lerdir. Bu enzimlerin, özellikle pepsin denen ve proteinlerin parçalanmasında rol oynayan enzimin etkili olabilmesi için mide sıvısının asitli olması gerekir. Bu neden­le midedeki salgıbezlerinin bir bölümü çeşitli enzimler, bir bölümü de bol miktarda hidrolorik asit salgılar.

MsXLabs.org & Temel Britannica


ThinkerBeLL 2 Haziran 2009 11:03

1 ek
MİDE
Alıntıdaki Ek 48327
sindirim borusunun genişlemiş parçasıdır ve kese şeklinde bir organımızdır. Kaburgaların altında, karın boşluğunun sol üst kısmında bulunan mide üst kısmından yemek borusuna, alt kısmından da ince bağırsağa bağlıdır. Midenin yemek borusuna açılan üst kısmına mide ağzı, ince bağırsağa açılan alt kısmına mide kapısı denir. Bu iki delik ile midenin giriş ve çıkışı kontrol altına alınmıştır. Yenilen yiyeceklerin tekrar geri yemek borusuna kaçmaması gereklidir. Aynı şekilde midede yeteri kadar yoğrulmamış yiyeceklerinde bağırsağa geçmemesi lazımdır. Mide, yemek borusu ile aynı yapıdadır. Midenin iç yüzeyinde mukoza tabakası vardır. Mukoza tabakasında salgı yapan mide bezleri bulunur. Mide kasları ise enine, boyuna ve çapraz kaslar şeklindedir. Bunların hepsi düz kastır. En dışta da mideyi çevreleyen periton adı verilen dış zar bulunur. Mukoza tabakasından tüp şeklinde milyonlarca salgı bezi bulunur. Bu bezlerin salgıladığı sıvıya mide öz suyu denir. Mide öz suyu; hidroklorik asit, mukus, pepsinojen enzimi, lap enzimi, organik ve inorganik maddeler ihtiva eder. Hidroklorik asit, çok kuvvetli bir asittir. Mukus salgısı, mideyi hidroklorik asidin zararlı etkisinden korumakla görevlidir.
Mide, besinleri depolama, karıştırma ve sindirme görevi yapar. Gelen besinler önce midede depolanır. Kaslar vasıtası ile besinler karıştırılarak bulamaç haline getirilir. Mide salgısıyla kimyasal sindirim başlar.


Safi 26 Şubat 2016 00:40

1 ek
Alıntıdaki Ek 44820

Mide, sindirim sisteminin kese gibi genişlediği kısmıdır. Diyaframın altında, karın boşluğunun üst sol bölgesinde bulunur. Besinlerin geçici olarak depo edildiği, mekanik ve kimyasal sindirimin yapıldığı organdır. Mide, üst kısmından yemek borusuyla, alt kısmından ince bağırsakla bağlantılıdır. Midenin yemek borusuyla bağlandığı bölüme mide ağzı (Kardia); midenin ince bağırsakla bağlandığı bölüme de mide kapısı (Pilor) adı verilir.

Midenin Yapısı, Bölümleri ve Görevleri Nelerdir?
Mide ağzı, mide içeriğinin yemek borusuna geri dönmesini engeller. Mide kapısı ise mide içeriğinin onikiparmak bağırsağına kontrollü geçişini sağlar. Mide duvarının iç kısmında mukus ve sindirim enzimlerini salgılayan hücrelerin oluşturduğu mukoza tabakası bulunur. Ortasında da enine, boyuna ve çapraz yerleşmiş düz kaslar vardır. Dışında ise bağ doku tabakası bulunur. Mide ve karın boşluğundaki diğer organların üzeri periton adı verilen zarla örtülüdür.

Midenin çalışmasını vagus siniri ve gastrin hormonu düzenler. Besinler ağızda çiğnenirken vagus siniri, mide bezlerini uyarır. Buradaki hücrelerden gastrin hormonu salgılanır.

Gastrin hormonunun etkisiyle, mide bezleri mide öz suyu salgısını arttırır. Öz su içinde HCl, pepsinojen, az miktarda lipaz, sütle beslenen çocuklarda ise lap enzimi (renin) bulunur. Mide pH’sı 1,5 ile 2 civarındadır. Mide yüzeyinin asitli ortamdan korunması mide bezlerinden salgılanan mukus ile sağlanır. HCl, midede asidik bir ortam oluşturarak pepsinojeni aktif hâle getirir. Aynı zamanda mideye gelen bazı mikroorganizmaları da yok eder. Pepsin, midede protein yapısına sahip besinlerin kısmen kimyasal sindirime uğramasını sağlar.

Midede kimyasal sindirimin yanında mide kaslarının kasılıp gevşemesiyle besinlerin mekanik sindirimi de gerçekleşir. Bu sırada besinler midede bulamaç hâline gelir. Kimus adı verilen bu bulamaç mide kapısından (pilor) ince bağırsağa geçer.

Midenin görevi
Midenin en önemli görevi, gıdaları ayrıştırmak ve sindirimi kolay yapmayı sağlamaktır. Mide içinde gıdaların tutulması için, 2 kapakçık çalışır. Bu iki kapak kapandığında, mide içinde olan gıdalar asit ve enzimler yardımıyla karıştırılır. Mide içinde üretilen asit, sindirim için parçalama yaparken salgı bezleri çalışarak mideyi bu asitten korumak amaçlı mideyi kaplayan sümüksü bir tabaka oluşturur. Mide çok fazla asit oluşturursa, duvarlarından bir kısmında delikler oluşturabilir. Mide duvarında oluşan deliklerden korunmak için mide kendini korumaya alır. Mide değişik noktalarda kasılan üç kastan oluştuğundan yiyecekler parçalanır ve sindirim suları ile karışır. Midemiz hem mekanik hem de kimyasal olarak çalışır. Mekanik çalışması yaptığı kasılma hareketleri ve sıkıştırmadır. Kimyasal çalışma salgılanan asitlerle alakalıdır. Midemizin kapasitesi 0.5-1 litredir. Salgılanan mide suyu ise 1.5 litre kadardır.


Safi 30 Nisan 2016 22:47

4 ek
Mide (Gaster, Ventriculus)
Mide diafragmanın altında, karın boşluğunun sol üst kısmında yer alan sindirim kanalının en geniş bölümüdür. Ösofagus ile duodenum arasında yer alır. Vücudumuzun epigastrik ve hipokondrium bölgesinde ve 2. bel omurları hizasındadır. Ön yüzün sağ tarafı karaciğerin visseral yüzü ve karın ön duvarıyla sol tarafı ise diafragma aracılığıyla sol akciğerin tabanı, kalp; 7, 8 ve 9. kaburga ve interkostal aralıklarla komşuluk yapar. Arka yüz diafragma, dalak sol böbrek, sol böbrek üstü bezi, pankreas ve transvers kolonla komşuluk yapar. Bu organlar, mideye uygun mide yatağı olarak adlandırılan çukurluğu oluşturur.
Alıntıdaki Ek 48352
Midenin ön ve arka olmak üzere iki yüzü vardır. Ön yüzüne facies anterior, arka yüzüne facies posterior denir. Ön ve arka yüzleri curvatura majör, curvatura minör denilen iki eğrilikle birleşir. Curvatura minör midenin sağından cardia’dan başlayıp pylor’e kadar uzanan konkav bir eğriliktir. Curvatura majör midenin solundan cardia’dan başlayıp pylor’e kadar uzanan konveks bir eğriliktir. Curvatura minör’e göre daha büyüktür.
Midenin başlangıç yerinde ve bitiş yerinde iki açıklığı vardır. Ösofagus ile birleştiği deliğe ostium cardiacum, duedonum ile birleştiği deliğe ostium pyloricum denir. Her iki delik etrafinda içerik akışını kontrol eden sfinkterler bulunur. Ostium pyloricum etrafındaki sfinkter, ostium cardiacum etrafındaki sfinkterden daha güçlüdür. Midenin cardia deliğine yakın bölümüne fundus, pylor deliğine yakın bölümüne antrum denir.
Midenin şekli birçok faktör tarafından etkilenir. Bu faktörler; mide içeriği, vücudun pozisyonu, kişinin yaşı, mide kasının tonüsü gibi faktörlerdir. Midenin 1000-1500 ml’lik bir kapasitesi vardır.
Alıntıdaki Ek 48354

Mide beş bölümden oluşur.
Pars cardiaca: Midenin ösofagusla birleştiği başlangıç kısmıdır.
Fundus gastricus: Midenin en üst bölümüdür. Kubbe şeklindedir ve içi genellikle hava ile doludur.
Corpus gastricum: Midenin önemli ve büyük olan gövde bölümü corpus gastricum olarak adlandırılır. Bu bölüm fundus ile antrum pyloricum arasındadır.
Pars pylorica: Midenin corpus bölümünden sonra gelen kısmıdır.
Pylorus: Midenin duodenumla birleştiği en alt kısmıdır. Etrafında düz kastan yapılmış m.sphincter pyloricus vardır. Bu sfinkter sinirsel uyarılarla kasılma ve gevşeme hareketleri yaparak besinlerin kontrollü olarak duodenuma geçmesini sağlar. Duodenumdaki besinlerin de tekrar mideye geçmesini önler. Mideyi duodenuma bağlayan kanala ostium pyloricum denir.
Alıntıdaki Ek 48351

Midenin duvar yapısı aşağıdaki tabakalardan oluşmuştur.

Tunica mukoza (mukoza tabakası): Midenin iç yüzünü örten tabakadır. Mide mukozasında kıvrımlar (plicae-pilika) bulunmaktadır. Mukoza tabakasından mukus salgılanır. Ayrıca mide mukozasında kıvrımlı tubuler tip bezler bulunur. Bezlerden sindirim için gerekli HCL asit (hidroklorik asit), pepsin ve çeşitli enzimler salgılanır.
Tela submukoza: Kan damarları sinir ağı, lenf damarları ve lenfoid doku içeren gevşek bağ dokudan oluşmuştur.
Tunica muskularis: Üç katmandan oluşmuş kalın kas tabakasıdır. En dıştaki longitudinal, ortadaki sirküler ve içteki oblik seyirlidir. Bu diziliş midede peristaltik hareketlerin oluşmasında rol oynar. Sirküler kas tabakası ostium pyloricum etrafında sphincter pyloriyi oluşturur.
Seröz tabaka: En dış tabakadır ve peritondan oluşmuştur.

Midenin Bezleri ve Salgıları
Midenin boşluğa bakan iç yüzünü örten tek katlı prizmatik epitelle örtülü mukozada mukus salgılayan hücrelerden başka tubuler yapıda bezler bulunur. Mukozanın mukus salgısı ve bezlerin salgıları birleşerek mide özsuyunu oluşturur.
Mide bezlerinde dört tip hücre vardır. Temel hücreler pepsinojen, parietal hücreler, HCL asit ve intrinsik faktör, boyun hücreleri mukus, endokrin hücreler serotonin, entero- glukogon ve histamin salgılar.
Mide bezleri gastrik ve plorik bezler olarak iki gruba ayrılır.
Gastrik bezler: Glandula propria denilen bezlerdir. Mükoz hücreler, peptik hücreler ve paryetal hücrelerden oluşur. Midenin fundus ve korpus bölümlerinde görülür. Gastrit bezlerden hidroklorik asit, pepsinojen, intrinsik faktör ve mukus salgılanır.
  • Hidroklorik asit (HCL): Pepsinojeni pepsin hâline ve bazı mineralleri emilebilir hâle getirir. Besinlerle gelen mikropları etkisiz hâle getirmek ve proteinlerin sindirimi için asidik ortam oluşturmak gibi görevleri vardır.
  • İntrinsik faktör: B12 vitaminin emilimi için gereklidir. Paryetal hücreler tarafından salgılanır. Eksikliğinde pernisiyöz anemi görülür.
  • Pepsin: Peptik hücreler tarafından pepsinojen şeklinde salgılanır. HCL tarafından pepsine çevrilir. Proteinlerin sindiriminde görev alır.
  • Mukus: Sindirim yüzeyini nemli ve kaygan tutar. Mideyi HCL asidin ve enzimlerin zarar verici etkisinden korur.
Pilorik bezler: Mukozada bulunan bu bezler daha çok midenin pilora yakın antrum bölümünde bulunur. Plorik bezlerden gastrin hormonu, pepsinojen ve mukus salgılanır. Salgılanan mukus salgısı mide mukozasını asitten koruyucu etki yapar. Gastrin hormonu ise mide sekresyonunu kontrol eder.
Ayrıca mide sıvısında bulunan ve sindirimde rolü olan enzimler de vardır:
  • Renin: Daha çok bebeklik döneminde salgılanır. Sütün kesilmesini önleyerek süt proteinlerinin sindirimini sağlar.
  • Amilaz ve lipaz: Mide ortamında etkileri yoktur.
Mide otonom sinir sisteminin etkisiyle çalışır (plexus gastricus). Parasempatik sinirler mide hareketlerini, salgısını artırır ve sfinkter pyloricuyu açar. Sempatik sinirleri ise mide hareketleri ve salgısını azaltır. Mide sekresyonu sinirsel, hormonal ve intestinal uyarılarla salgılanır. 

Midede Sindirim
Midenin depo fonksiyonu, besinleri karıştırma fonksiyonu, sindirilmeleri ve emilebilmeleri için besinleri bağırsağa iletme fonksiyonları vardır.
Mide sindirim sisteminin en geniş organıdır ve alınan besinler depolanır. Besinlerin sindirilmesi için mide sıvısıyla reaksiyona girmesi ve karıştırılması gerekir. Besinler midenin peristaltik hareketleriyle karıştırılır.
Mide dolu iken her 20 saniyede bir peristaltizm yaparak katı ve sıvıyı birbirine karıştırır. Bu karışıma kimus denir. Meydana gelen karışım yavaş yavaş pilor bölümünden duodenuma geçer. Sıvılar mideyi katılardan daha hızlı terk eder. Bu süre yaklaşık 20 dakikadır. Kimus ise 1,5 saatte mideyi terk eder.


Safi 1 Mayıs 2016 03:12

11 ek
MİDEDE SİNDİRİM
Hayvanlarda mide sindirimi; midenin yapı ve görevine, alınan besinin tür ve özelliğine göre önemli ayrıcalıklar gösterir.
Evcil hayvanlarda morfolojik özelliklerine göre başlıca iki tip mide vardır;
Alıntıdaki Ek 48393
  • Basit mide (insan, karnivor)
  • Bileşik mide
— Tek odacıklı (at, domuz)
— Çok odacıklı (ruminant)

Basit Mide
- İnsan ve karnivorların midesi basit mide grubundandır.
- Tek odacıklı olan bu midenin tümü glandulalarla kaplıdır.

Alıntıdaki Ek 48394
Midenin Katmanları

T. Mukozadaki epitel örtünün altında geniş bir lamina propriası vardır. Burada mide bezleri bulunur, mide bezleri lamina propriadan lamina muskularise kadar uzanır.
T. Muskularis iki katmanlı düz kas hücrelerinden yapılmıştır. İçte sirküler dışta longitudinal tabaka bulunur. En kalın kas pilorusta bulunur çünkü pilorus sfinkterini oluşturacak sirküler katman çok kalınlaşmıştır. Longitudinal ve sirküler kaslar arasında pleksus myenterikus (Auerbachii), sirküler kas ile lamina muskularis arasında pleksus submukoza (Meissneri) denilen sinir ağları bulunur.
Bu pleksuslardan başka dış sinirleri de vardır; sempatikler ganglion coeliacum’dan, parasempatikler n. vagustan gelir.
T. Seroza en dıştan gevşek bağ doku olan peritonun visseral yaprağıdır.

Midenin görevleri
  • Mide depo organı olarak, oldukça kısa sürede fazla besin almaya ve besindeki katı maddeleri sıvısal biçime getirmeye yarar.
  • Mide hareketleriyle besinler sonuçta kimus halinde ve belirli aralıklarla duodenuma aktarılacak biçime sokulur.
  • Alınan besinlerdeki ve tükürükteki kimyasal maddeler ve midenin sekretorik olayları sonucu besinler bir dereceye kadar kimyasal parçalanmaya uğrarlar. Bu hidrolitik sindirimde regurgitasyonla duodenumdan gelen bir kısım bağırsak içeriği de yardımcıdır.
  • Midede intrinsik faktör denilen ve vitamin B12'nin emilimini sağlayan bir faktör meydana getirilir. Bu faktörün yokluğunda pemisiyöz anemi denilen kansızlık şekillenir.
  • Mide, çeşitli ısı ve bileşimindeki besinlerin alınmasına uygun yapıdadır. Besinlerin ısısı, vücut ısısına yaklaştırılır.
  • Midenin koruyucu bir organ görevi de vardır. Salgıladığı tuz asidi, ağız yoluyla mideye kadar gelebilen labil mikropları yok eder.
Mide Bezleri
Alıntıdaki Ek 48395
  • Kardiya bezleri (Gl.cardiaca): Mukus salgılayan tek tip hücrelerden kuruludur. Bikarbonat da salgılanır.
  • Fundus bezleri (Gl.fundica)
Collum hücreleri: Bezin mideye yönelik boyun kısmında bulunur. Buna intermedier müköz ya da mükoid hücre adı da verilir. Müsin salgılarlar.
Principal hücreler: Bezin alt kısımlarını oluştururlar. Düzensiz sıralanmış bu hücreler koyu boyanan pepsinojen granülleri taşırlar. Süt emme dönemindeki yavrularda rennin bu hücrelerden salınır. Bunlara peptik hücre de denilir.
Parietal hücreler: Tuz asidi salgılayan bu hücreler, bezin üst üçte birinde ençok, peptik hücrelerle karşılaştıkları orta ve dip kısımlarda ise daha az sayıdadırlar. Kenar hücre, oxyntic hücre de denilmektedir.
  • Pilorus bezleri (Gl.pylarica): Mukoza salgılayan hücrelerle kaplanmıştır. Süt emen yavrularda az miktarda önce rennin, bir süre sonra pepsinojen salınır.
  • Mide mukozasının her bölgesinde az miktarda argentaffin hücreler de vardır. Gastrin salgılarlar.
Mide Salgısı I
Mukoza epiteli ile bez hücrelerinin sekresyonları, besin kalıntıları ve epitel döküntüleri, müköz iplikçikler, tükürük ve duodenumdan geri gelmiş bağırsak suyundan oluşmuştur.
Bileşimi:
  • Asit reaksiyon gösterir
  • Tadı ekşidir
  • Suludur
  • Berraktır
  • Kokusuzdur
  • Opelesans (mavi parıltılı, şanjan) özelliktedir
  • Özgül ağırlığı 1.002 - 1.006'dır
  • Donma noktası -0.5, -0.60C'dir
Mide Salgısı II
  • Reaksiyonu insan ve köpekte 0.80-0.98, domuzda 1.07-2.00, danada 1.38-3.91, erişkin sığırda 2.064.14, koyunda 1.94-5.56, pH 1-2'dir.
  • Salgı miktarı, durumdan duruma değişir. Besinin türü, hayvanın ruhsal durumu ve uyarımın başlatılma yeri gibi etmenlere bağlıdır. İnsanda günde 3 lt kadar salgı oluşabilir.
— Fazla salındığında asit nitelikte ve sulu, az salındığında ise kıvamlı ve asitçe az bir salgı oluşur.
  • Organik ve anorganik maddeler içerir. En önemlileri; müsin, enzimler, tuz asidi ve intrinsik faktördür.

Mide Salgıları
Müsin: Kardiya, pilorus bezi hücreleri ile fundus bezlerinin kollum hücrelerinden salgılanır. Mide yüzeyini tamamıyla kaplamaktadır. Midenin mekaniksel ya da kimyasal yolla zedelenmesi salgılanmasını artırır.
— Başlıca görevi; kimyasal, mekaniksel, ısısal faktörlere ve özellikle tuz asidi ile pepsin beraberliğinin sindirici etkisine karşı mideyi korumaktır. Alkali niteliktedir.

Pepsin: Fundus bezlerinin principal hücrelerinde meydana getirilen proteolitik bir enzimdir. Pepsinojen helinde sentezlenir. Pepsinojenin pepsine dönüşümü için tuz asidi gereklidir. Pepsin optimal pH 2.0'da çalışır. Proteinli maddeleri polipeptit ve peptonlara parçalar.

Rennin: Principal hücrelerden inaktif prorennin olarak salgılanan bu enzim labferment, chymosin gibi adlarla da anılır.
  • Genç ruminantların midesinden salınır.
  • Sütün pıhtılaşmasını sağlar. pH 5.0-5.5'de aktiftir.
  • Sütün midede pıhtılaştırmasının temel amacı, sütün mideden geçişini yavaşlatarak, pepsinin etkisi için süre kazanmaktır.
  • Rennin, özellikle sütün kazeinine etkiyerek parakazein ve süt albümozları şekillenir. Suda erir nitelikteki parakazein, kalsiyum ile erimeyen kalsiyum parakazeinatı oluşturur (süt pıhtısı). Parakazein, pepsin etkisiyle albümin ve paranükleine ayrılır. Bunlardan albümin peptonlara, paranüklein de paranüklein asidine çevrilerek suda erir hale getirilir.
  • Albüminden zengin sütler; (insan, tektırnaklılar ve karnivorlar) rennin ve pepsin ile tamamen sindirilebilmektedir.
  • Kazeinden zengin sütler; (inek, keçi, manda) bir kalıntı bırakırlar ki pseudonuclein denilen bu kısım suda erimez. 
Alıntıdaki Ek 48396

Mide Salgıları
Lipaz; mide lipaz aktivitesi ince bağırsaklara kıyasla daha önemsiz olduğu bilinmektedir başlıca aktivitesi tributyrin üzerinedir.
Gastricsin; insan ve domuzda vardır. pH 2.8-3.2 arasında aktivite gösteren proteolitik bir enzimdir.
Kathepsin; doku proteinazıdır. pH 3-5 arası aktivite gösterir.
Gelatinase; domuzda bulunur.
Ürease; bazı hayvanlarda bakteri kontaminasyonu sonucu görülür.
Carbonic anhydrase; epitel döküntüsünden mide salgısına karışır.
Mucolysin; mükolitik bir enzimdir.

Mide Salgıları
İntrinsik faktör: Parietal ve principal hücrelerde yapılırlar. Vitamin B12 ile kompleks oluşturur. Bu kompleks özellikle ileum mukoza hücrelerinde bulunan bir reseptöre bağlanır ve iri moleküllü olan B12 vitamininin emilimi böylece gerçekleştirilir.
İntrinsik faktör yokluğunda B12 vitamini yeterince emilemez ve pernisiyöz anemi denilen hiperkrom makrositer tipte bir kansızlık oluşur. İnsanlarda mide ülseri veya kanserinin ameliyatla tedavisinde sık sık görülmektedir.
Histamin, insülin, gastrin ve rezerpin; intrinsik faktör salınımını uyarır.

Mide Salgıları
Tuz asidi: Fundus bazlerinin parietal hücrelerinde yapılırlar. Mide özsuyundaki serbest HCl miktarı hayvan türlerine göre değişir
İnsanda %0.4-0.6, köpekte %0.5-0.6'dır. Domuzda %0.46, danada %0.13-0.36, kısrakta %0.14-0.21, keçide %0.044'dür
Tuz asidinin pH'sı 0.80-0.98'dir
Gastrin, asetilkolin, histamin tuz asidi yapımını artırır. 

Tuz Asidinin Oluşması I
Alıntıdaki Ek 48397
  • Parietal hücre içinde su, carbonik anhydrase (K.A) enzimi aracılığında H+ve OH' iyonlarına ayrılır.
  • H+ aktif biçimde, hücrenin kanal sistemine verilir. ATP ile çalışan aktif transport olayında kanal sistemine verilen her H+ için kanal lümeninden bir K+ protoplazmaya alınır, yani H+ ve K+ yer değiştirir.
Tuz Asidinin Oluşması II
Alıntıdaki Ek 48398

  • Klor iyonu kandan sağlanır. Hücreye alınan Cl" yerine, elektriksel dengelenim yönünden HCO3" kana verilir.
  • Klor, kanal sistemine potasyumla birlikte ve bir K+/CI" simport mekanizmasıyla verilir.
  • Lümene verilen potasyum, kanal sistemine hidrojen veriliminde değerlendirilir.
  • Protoplazmaya geçen K+, kandan gelen yeni Cl- ile kanal sistemine verilmek üzere, protoplazma ile lümen arasında dolaştırılır (K+ siklusu)
Tuz Asidinin Oluşması III
Alıntıdaki Ek 48399
Kandan alınan Cl yerine kana verilen HCO3 parietal hücre protoplazmasında yapılır. Karbonik
anhidraz aracılığında H+ve OH-iyonlarına ayrılan suyun OH-yarımı, hücre metabolizması sonucu oluşan veya doku aralıklarından gelen karbondioksit ile birleşir.
OH + CO2=HCO3

Tuz Asidinin Oluşması IV
Alıntıdaki Ek 48400
  • Potasyumun kandan hücreye alınmasında hücre membranında bulunan ve yine ATP ile yönetilen aktif bir Na+ - K+ pompası rol oynar. Na+ kana verilirken, K+ hücreye alınır.
  • Parietal hücrenin kanal sistemine getirilen H+ ve Cl- birleşir. Oluşan HCl ile diğer vücut sıvıları arasındaki izotonikliği sağlamak için bir kısım su, ozmoz ile arasındaki sistemine alınır. Böylece her hayvan türüne uygun yoğunlukta HCl sindirim olaylarına katılmak üzere mide salgısına karışır.
Alıntıdaki Ek 48401
Tuz Asidi
  • Beslenme sırasında tuz asidi sekresyonu artar. Bu amaçla kandan fazla Cl' alınırken, hücrede oluşturulan fazla HC03' kana verilir.
  • HC03''ın fazlası böbreklerle atılım sırasında idrar alkalileşir.
    Alıntıdaki Ek 48402
  • H+ ve Cl" iyonlarının aktif transportları için gerekli enerji aerobik glikolizden sağlanır.
  • Anaerobik koşullarda ise asit salgılanımı azalır.
Tuz Asidinin Görevleri
  • Pepsinojen ve prorennini, aktif pepsin ve rennin haline getirir ve etkimeleri için uygun asit ortamı sağlar.
  • Protein sindiriminde pepsinle iş birliği yapar.
  • Klor, proteinlere bağlandığında bunların şişerek gevşemelerini ve böylece pepsinin kolayca etki yapabilmesini sağlar.
  • Nükleoproteinleri eritir, parçalar.
  • Süt kazeinojenini kazein halinde çökertir.
  • Sakkarozu, glikoz ve fruktoza parçalar.
  • Demirin emiliminde rol oynar ve ferri tuzlarını ferro biçimine sokar.
  • Prosekretini aktif sekretin haline çevirir.
  • Antiseptik bir özellik de gösterir. Bakterilerin yaşamalarına, üremelerine engel olur.
- İnorganik tuzlar; mide salgısında, inorganik maddelerden HCI den başka Na, K, Ca, Mg, Fe, fosfat ve sülfat tuzları da bulunmaktadır.

Sindirim Kanalındaki Hormon Nitelikli Başlıca Peptitler

  • Gastrin; mideden salgılanır, asit mide salgısını arttırır.
  • CCK (cholecyctokkinin); mideden de salınır, mide salgı ve hareketlerini inhibe eder.
  • Somatostatin; mideden salınır, midenin asit salgı ve hareketlerini önler.
  • Serotonin; mideden salınır, mide salgısını inhibe eder, mide bağırsak hareketlerini başlatır.

Mide Sekresyonunun Düzenlenmesi
  • Mide sekresyonu insanlarda, atlarda sürekli, köpeklerde ise sürekli değildir
  • Salgı humoral ve sinirsel mekanizmalarla kontrol edilir
  • Salgılama olayında uyarımların kaynağına göre 3 evre ayırt edilir; Sefalik, Gastrik ve İntestinal

Sefalik Evre
  • Sinirsel evre de denilir. Mide salgısı, besinler henüz mideye ulaşmadan oluşmaktadır. Ağız ve yutakdaki duysal sinirler yoluyla beyin kökündeki mide sekresyon merkezine ulaşan impulslar, N.vagus'un efferent telleriyle mideye getirilerek salgının meydana gelmesine neden olurlar
  • Besinin; görülmesi, koklanması, insanda adının işitilmesi veya düşünülmesi de salgıyı oluşturur. Böylece şekillenen bu ruhsal salgının gerçek nedeni yeme arzusu, daha doğrusu iştah ve zevk hissidir.
  • Korku, üzüntü, keder, öfke, heyecan gibi ruhsal etmenler de mide salgısını etkiler. 

Gastrik Evre
(sinirsel ve hormonal aktivitenin en hızlı olduğu dönem)
Alıntıdaki Ek 48403
  • Gastrik evrede mide salgısı sinirsel ve humoral yolla oluşturulur. Besin maddeleri mide mukozası ile temas ettiği zaman mukozadaki afferent vagus uçları uyarılır ve refleks yoluyla salgı artar. Bu salgı pepsince zengindir. Pepsin salınımında hemen tamamen N.vagus'un etkisi vardır.
  • Sığır, koyun, domuzda pilorik antrumdan saf olarak izole edilebilmiş olan gastrin hormonu, kan yoluyla fundus bezlerine gelmekte ve tuz asidinden zengin bir salgıya neden olmaktadır. Fazla tuz asidi gastrin yapımını azaltır. İntrinsik faktör salgılanımını uyardığı ve fundustaki prinsipal hücrelerden pepsinojen sekresyonunu artırdığı bilinmektedir.
  • Gastrik evrede humoral faktörler daha etkindir.


  • Bunlardan en önemlisi ise gastrindir.
    • Gastrin midenin pilorus mukozası epitelinde ve duedonumda bulunan iri ve piramit benzeri G hücrelerinde yapılır.
    • Gastrin, duedonum mukozasında da yapılmaktadır. Buna intestinal gastrin adı verilir.
    • Midede gastrinin yapım ve bırakılımı pilorus mukozasında bulunan aminoasitler ve peptitler (kimyasal), insulin hipoglisemisi (humoral) ve n. vagus (nöyral) tarafından uyarılmaktadır.
    • Gastrin parietal hücrelerini hem doğrudan hem de histamin aracılığında uyarmaktadır.
    • Gastrinin önemli bir etkisi de mide ve bağırsak mukozası üzerine olan geliştirici etkisidir.
    • Gastrinin kardiya sfinkterinin (gastroözefagal sfinkter) tonusunu arttırdığı ileum sonundakini azaltarak kalın bağırsak kası kontraksiyonunu uyardığı sanılmaktadır.
    • Gastrinin pankreastan enzim ve bikarbonat salınımını, insulini, safra yapım ve salgılanımını, bağırsak hareketlerini ve Brünner bezleri salgılarını arttırdığı bilinmektedir.
    • Midede antrum mukozasından gastrozymin adlı bir hormonun kana bırakıldığı ve enzimce zengin bir mide salgısına neden olduğu bildirilmektedir.

İntestinal Evre
  • İncebağırsaklarda, özellikle duodenumda yapılan intestinal gastrin yoluyla mide bezlerine gelerek salgıya neden olur.




Safi 1 Mayıs 2016 19:37

1 ek
Mide Salgısının Önlenmesi
  • Şiddetli ağrılar, heyecan, korku, keder, kızgınlık, öfke gibi ruhsal durumlar, iştah kaçırıcı besinin görülmesi, koklanması mide salgısının sefalik evresinin çalışmamasına neden olur.
  • İncebağırsağın ilk kısımlarında besin bulunması refleks yolla mide salgısını kısıtlar.
  • pH'nın 2.5 ve altına düşmesi sinirsel inhibisyon yaratır. Bu şekilde kuvvetli asit ve pepsin içeriğinin mideden ayrılması engellenerek duodenum mukozası korunmuş olur (enterogastrik refleks).
  • Midede yağ bulunması hem asit hem de pepsin salınımım kısıtlar.
  • Hormonlar;
— Enterogastron denilen inhibitorik hormon, mide salgısını ve hareketlerini durdurur
— Sekretin, CCK-PZ, gastrik inhibitör polipeptit (GIP), bulbogastron, vazoaktif intestinal polipeptit (VIP) ve serotonin mide salgısını kısıtlar.

Mide salgısına Etken Diğer Faktörler
  • Beden ısısının yükselmesi, kan şekerinin artması mide salgısını azaltır.
  • Hipoglisemi ya da insülin uygulanması, N.vagus aracılığıyla sekresyonu uyarır.
  • Histamin, parietal hücre reseptörlerini uyararak tuz asidinden zengin, fakat pepsin ve müsince fakir bir salgıya neden olur. Kafein de tuz asidinden zengin bir salgı oluşturur.
  • Atropin, N.vagus yoluyla hareket ve salgıyı durdurur. Serotonin hareketleri artırırken, sekresyonu kısıtlar.
  • Asetilkolin, pilokarpin, nikotin mide salgısı ve hareketlerini artırırken, bantin asetilkolinin etkisini kaldırır.
  • Alkol, soğuk gibi etkenler mide salgısını artırırlar. Çay, kahve gibi içecekler de aynı etkiyi yapar.

Açlıkta Mide Hareketleri
  • Uzun süren bir açlıktan sonra insanda, birçok hayvanda ve hatta bazı omurgasızlarda açlık kontraksiyonları denilen özel hareketler şekillenir.
  • Bu hareketler zayıf ritmik kontraksiyonların belirli aralıklarla kuvvetlenmesidir.
  • Kardiyadan başlayarak pilorusa kadar tüm mideyi kapsayan peristaltik tipteki bu kontraksiyonların sayısı dakikada üç kadardır.
  • Otuz saniye kadar süren ve bazen iç kazıntısı, kesiklik, ağrı, hatta baygınlıkla beraber seyreden bu kontraksiyonlar, mideye pek az bir besin konulması halinde çabucak kaybolmaktadır.
Midede Besin Maddelerinin Sıralanışı I
  • İnsanlarla karnivorlar dışındaki hayvanlarda mide genellikle hiç boş olmaz.
  • Besin ile dolduğunda midenin iç basınç yükselmeden genişleyebilmesi, mide duvarındaki kasların uyumla genişleyebilme özelliğinden ileri gelir.
  • Katı besinler midede daha uzun süre kalmakta ve besinler yutuluş sırasına göre tabakalar oluşturma eğilimi göstermektedir.
  • Basit mideli birçok hayvanda kanıtlanmış olan bu tabakalanma mide sindirimi yönünden de yararlıdır. İlk yutulanlar asit salgı ortamında asitleşerek protein sindirimini başlatırken, sonradan gelenlere tükürük amilaz aktivitesi ve besinlerdeki enzimler sayesinde karbonhidrat sindiriminin devam edebilmesine imkan verilmiş olur.
Midede Besin Maddelerinin Sıralanışı II
  • İnsan ve köpekte et parçaları geniş fundus ve korpus yöresinde yer alır. Pilorusa geçişleri hacimce küçültüldükten ve kısmen de sindirildikten sonra olur
  • İçilen su, dolu midedeki tabakalanmayı bozmaz. Alınan sıvıların tamamına yakın kısmı, besin kitlesi üzerinden çabucak pilorusa sızmakta ve içerikle karışmadan mideyi terk etmektedir.
  • Midenin fundus yönündeki hafif peristaltik hareketle bozulmayan bu tabakalanma, pilorus bölgesindeki kuvvetli hareketlerle bozulabilmektedir.

MİDE HAREKETLERİ
Alıntıdaki Ek 48404
  • Midenin dolmasından hemen sonra midenin korpus ve antrum bölgesindeki sirküler kas tabakası, aynı merkezden yayılan peristaltik ve sadece kaudal yönde ilerleyen dalgalar şeklinde kontraksiyona başlar.
  • Fundusta ise sadece besini midenin korpus kısmına iten tonik bir kontraksiyon görülür.
  • Kontraksiyon dalgası çoğunlukla antrum başlangıcında durur ve pilorus sfinkteri kapanır. Bundan sonra antrumda sistolik bir kontraksiyon görülür ve antrum içeriğinin bir kısmı korpusa geri fışkırtılır.
  • Bu olaylar dakikada 3 kez tekrarlanarak içerik sıvılaştırılıp, karıştırılmaya çalışılır.
  • Sirküler düz kasların bu kontraksiyonları N.vagus ve gastrin tarafından oluşturulur.
  • Dalgaların sayısı insan, köpek ve tavşanda dakikada 3-4, kedide ise 5-6'dır.
  • Bu sayıların normaline ortokinesi, artmasına hiperkinezi, azalmasına ise hipokinezi denir.
Mide Hareketlerinin Kontrolü (Sinirsel kontrol)
  • Mide hareketleri miyojenik nitelikte ve otomatik olmakla beraber, kalp gibi ekstrinsik sinirleri de vardır. Ekstrinsik sinirlerin görevi mide hareketlerinin düzenini sağlamaktır.
  • N.vagus parasempatik, N.splanchnicus ise sempatik sinirdir.
  • Parasempatik uyarılma mide hareketlerini artırır, sempatik uyarılma ise parasempatiğin gücünü azaltır. N.vagus daha çok mide hareketleriyle, sempatik ise tonusla ilgilidir.
  • Mide mukozasında gerilme, basınç ve pH derecesine duyarlı reseptörler bulunur. Besinin yarattığı impulslar reseptörlerce algılanır ve N.vagus'un afferent telleriyle vagus çekirdeğine gider. Efferent tellerle mideye gelen impulslar düz kas duvarlarında bulunan sinir sonlanmaları yoluyla kassal kontraksiyonu harekete geçirirler.
  • Ayrıca; Enterogastrik, gastroenterik, gastroileal, ileogastrik, gastrokolik mide ile bağırsağın çeşitli kısımları arasında, ileosekal ileumla körbağırsak arasında, gastropankreatik mideyle pankreas arasında bulunan refleksler vardır.
KUSMA
  • Çeşitli nedenlerle mide içeriğinin özefagus ve ağız yoluyla dışarı çıkarılmasıdır.
  • Karnivorlarda ve domuzda, herbivorlardan daha çok görülür ve daha kolaydır.
  • Kusma, solunum ve dolaşım sistemlerini de içine alan karmaşık bir reflekstir. Kusma merkezi medulla oblangata'da retiküler formasyonda bulunur. Buraya yutak, duodenum, kalp, uterus, böbrek, sidik kesesi, beyin ve iç kulak yarım daire kanallarından impulslar gelir.
  • Kusma, mideyi zararlı etkenlerden, organizmayı intoksikasyondan (zehirlenme) koruma amacıyla oluşturulan koruyucu bir reflekstir.
  • Fakat uzun süreli kusmayla seyreden hastalıklarda metabolik alkaloz ile vücut sıvı dengesinde bozukluklar oluşabilmektedir. Nedeni ise asit mide salgısının kusularak kaybedilmesidir.
  • Kusma sırasında ağzın sulanması (tükürük), asit içerikten ağız mukozasını korumak içindir.
Kusmanın nedenleri
  • Midenin fazla dolgunluğu, irritasyonu
  • Hoşa gitmeyen manzara, koku ve düşünceler
  • Yutak mukozasına dokunma
  • Sarsıntılı yolculuklar
  • Gebelik
  • Şiddetli ağrılar
  • Toksinler
  • X ışınları
  • Beyin kanaması
  • İntrakraniyal basınç artışı
  • İnsanda apandisit
  • Bağırsak tıkanması
  • Dehidrasyon
  • Alkolemi
  • Üremi
  • Anoksi
  • Anemi
  • Elektrolit dengesinin bozulması
KUSMA’nın Oluşması
  • Kusma, kusma merkezinden kusmayla ilgili kaslara efferent impulslar gönderilmesiyle başlar.
  • Duodenum ve pilorus kuvvetli, antrum hafif kasılır. Fundus ve kardiya gevşer, içerik kardiya önüne itilir. Bu sırada bulantı şekillenir.
  • Tükürük sekresyonu artar, pupilla genişler, çiğneme ve yutkunma hareketleri yapılır.
  • Kardiya açılır. İçeriğin yemek borusuna geçmesine izin verilir.
  • Karın kasları kontraksiyonuyla intraabdominal basınç artar, mide diyaframa doğru itilir.
  • Özefagofarengeal sfikter gevşer, içeriğin buruna kaçmaması için yumuşak damak yukarı kaldırılır.
  • Karnivorlar, acele ve büyük parçalar halinde yuttukları besinleri kusarak tekrar yutar.
  • Yırtıcı kuşlarda mide içeriği, sıkıştırılarak dışarı çıkarılır, sindirilmeyen deri, kıl, tüy, tırnak, kemik gibi kısımlar atılmış olur.
Atlarda kusma görülmez. Neden?
  • Atlarda kardiya ve pilorus birbirine yakın,
  • Özefagus çok dar ve kasları çok kuvvetli,
  • Özefagus'un mideye açılan ağzı huni şeklinde değil meyilli bulunduğu,
  • Özefagus'un kardiyaya yakın kısmındaki sirküler kaslar güçlenerek sfinkter gibi iş gördükleri için kusma mümkün değildir.
  • Kusmak için zorlandığında mide yırtılmaları görülebilir. Kusma gerçekleşse bile, farenksi ağız boşluğuna kapatan palatum molle uzun olduğundan yukarı kaldırılamaz, bu nedenle içerik burun boşluğuna kaçmakta ve o sırada yapılacak bir inspirasyonla akciğere gidebilmektedir (aspirasyon pneumonisi).
kaynak: Anatomi ve Fizioloji



Saat: 10:56

©2005 - 2024, MsXLabs - MaviKaranlık