Gecenin yalnızlık getiren sessiz saatleriydi. Düşünmekten ve hayal kurmaktan yorulmuş, biraz nefes almak umuduyla balkona çıkmıştı. Yalnızca ayakta dikilmek onu yine düşüncelere ve hayallere sevk edeceğinden, oyalanmak için hemen bir sigara yaktı. İlk birkaç nefesi hızlıca çekip sigarasını yanıbaşında duran sehpanın üstündeki küllüğe bıraktı. Balkonu, diğer taraftan görünmesini zorlaştıran renkli camlarla çevrelenmişti. Hem sokağın havasını alabilmek, hem de sigara dumanının başını daha fazla dumanlandırmaması için, renkli cam bloklarından bir tanesini hafifçe araladı. Dışarıyı gözlemlemeye hazırlanıyordu. Karşı apartmanın en üst katındaki balkonlarından birinde bir gölgeye takıldı gözü. İncelemeye başlamadan önce sigarasından bir nefes daha çekti. Gölgeye dikkatlice baktığında; onun ayakta dikilen, içeriden yansıyan loş ışığın önünde kendisi gibi sigara içen bir adam olduğunu fark etti. Adam neredeyse insan vücudu şeklini almış simsiyah bir boşluk gibi görünüyordu. Buna rağmen dudakları arasındaki sigaranın ateşini görebiliyordu. Kendi elindeki sigaraya baktı, ateşin rengi aynıydı. Kafasını tekrar karanlık adama doğru çevirdiğinde şaşırdı; adam da aynı şekilde sigarasının ucundaki ateşe bakıyordu. Gözlerini ondan ayırmadan sigarasından bir nefes daha çekti. Şaşkınlığı giderek arttı. Çünkü adam da tıpatıp aynı hareketi yapmıştı. Bütün bunları açıkseçik görmüyor, sadece öyle olduğunu hissediyor ve biliyordu. Şüpheli bir ruh haline bürünerek bir süre hareketsiz kalmaya karar verdi.
Sayfa: 1 2
