Arama

Primo Levi

Güncelleme: 6 Eylül 2009 Gösterim: 2.462 Cevap: 0
kaf_kef - avatarı
kaf_kef
Ziyaretçi
6 Eylül 2009       Mesaj #1
kaf_kef - avatarı
Ziyaretçi
ayna


Sponsorlu Bağlantılar

Turin’de dogan Primo Levi, kimya egitimi gördü. 1944’te Fasist rejime karsi direnisçiler arasinda bulunugundan dolayi tutuklandi ve Auschwitz’e gönerildi. Levi’nin Austchwitz kampina gelmesinden kisa bir süre sonra bir Nazi subayi ona, “Heir ist kein warum”: "Burada niçin yoktur, burada hiç bir seyin açiklanmasina ihtiyaç yoktur" demisti. Orijinal olarak Eger Bu Insansa adiyla ilk kez 1947’de Italya’da yayimlanan Autchwitz’den Kurtulmak adli anilari, ilk basta çok dikkat çekmedi. Ama daha sonra Holocaust konusundaki klasikler arasinda yer aldi.

Levi, 1977’ye kadar kimyager olarak çalisti, bu tarihten sonra edebiyata yogunlasmak için yöneticiligini yaptigi fabrikadan ayrildi. Auschwitz’deki yillari hakkindaki iki ani kitabi yaninda (ikincisi, bir devam nitaliginde olan, Yeniden Uyanmak (1963) idi), diger kitaplari arasynda Periyodik Tablo (1975), Simdi Degilse Ne Zaman ?(1982) ve Italyan gazetesi La Stampa için yazdygi makalelerden olusan Ayna Yapimcisi ve Diger Hikayeler (1986) sayilabilir.1987’de, derin bir depresyona giren Levi, asansör bosluguna atlayarak intihar etti. “Ayna Yapimcisi” Jorge Luis Borges’in bir keresinde, lo fantastico seklinde adlandirdigi, Levi’nin insanin elastik, dogaüstü güçlere sahip oldugu, esrarengiz hikayelerine bir örnektir.
AYNA YAPIMCISI
Timoteo, babasi ve nesillerden beri bütün ailesi, herzaman ayna yapmisti. Evlerindeki ekmek dolabinda, paslanarak yesile dönmüs bakir aynalar ve insanlarin zamana yaydiklari ile siyahlasmis gümüs aynalar hala saklanirdi. Kristalden yapilmis, ya da fil disi ve degerli ahsap ile çerçevelenmis digerleri de bulunurdu bunlarin yaninda. Babasi öldükten sonra, Timoteo, gelenegin kelepçelerinden kurtuldugunu hissederek, ticaret kurallarina göre, bölgede tatmin edici bir karla satabildigi aynalari tasarlamaya devam etti ama ayrica, eskiden beri kafasinda kurdugu planin üstüne gitmeye basladi.

Henüz bir çocukken bile, babasindan ve büyükbabasindan sakli bir sekilde loncanin kurallarini çignemisti. Gündüzleri, atölyedeki çalisma saatlerinde, disiplinli bir çirak olarak, her zamanki ******, düz aynalari yapardi: Transparan, renksiz, ve dünyanin ve özellikle de insan yüzlerinin (zahiri olmasina ragmen) gerçek görüntüsünü yansittigi söylenilen aynalardi bunlar. Geceleri ise, kimsenin onu seyretmedigi zamanlarda farkli bir tür ayna üstünde ugrasirdi. Bir ayna ne yapar? Insan zihni gibi “yansitir”, ama aynalarin siradan isleyisi basit ve acimasiz bir fiziksel kanuna dayaniyordu: Onlar, tipki , dünyanin bütün gerçegini kendinde topladigini iddia eden sabit, takintili bir zihin gibi yansitiyorlardi- sanki tek bir gerçek varmis gibi! Timoteo’nin gizli aynalarinin elinden gelen bunun çok daha fazlasiydi.

Bazilari renkli, buzlu camlardi: Bunlar, gerçeginden daha kirmizi ya da daha yesil dünyalar yansitiyordu.Bazilari çok renkliydi ya da kenarlarinda narince, dikkatle gölgelendirilmis konturlari vardi. Öyle ki, nesneler ya da insanlar bulutlar gibi topak topak olurdu. Bazi aynalar ise parçaliydi. Incecik camlarin dahice, ustaca bir araya getirilmesiyle yapiliyor ve görüntüyü parçalara ayiriyor, onu zarif, ancak sifresi çözülemeyen bir mozaige indirgiyordu. Timoteo’nun haftalarca süren çalismaya mal olan bir araç, yüksekle alçagi, sag ile solu tersine çeviriyor, buna ilk kez bakan kisilerin yogun bir sekilde basi dönüyor ancak bir kaç saat buna dayanabilenler sonunada tersine dönen bu dünyaya alistiktan sonra, birdenbire düzelen gerçek dünyayla karsi karsiya kaldiklarinda mide bulantilari geçiriyorlardi. Bir baska ayna üç parçadan yapiliyordu ve içine bakan her kimse yüzünün üçe katlandigini görüyordu.

Öküz gözlerinin de ayni etkiyi yaptigi söylenilen büyüten aynalar da vardi, küçültenler ya da nesneleri çok uzaktaymis gibi göstenler de…Bazilarinda kendinizi uzun boylu ve sisman, bazilarinda ise kisa ve siska görebilirdiniz. Agatha’ya hediye etmek için yaptigi bir dolap aynasinda Timoteo, biraz dalgali bir cam kullanmis ve tahmin etmedigi bir sonuç elde etmisti. Eger kisi hareket etmeden kendine bakarsa, görüntü çok az deforme oluyordu, ama eger yavasça , dizleri kirip parmak üzerine çikarak asagi yukari hareket ederse, bel ve gögüs bölgesi siddetle bir asagi bir yukari kayiyordu. Agatha, kendini leylege benzer bir insana dönüsmüs gördü: omuzlari, gögüsleri ve kalçalari toparlanmis, asiri uzun iki bacagin üstünde dengelenmisti. Bundan hemen sonra görüntü, incenik bir boyundan herseyin sarktigi , tipki kendi agirligi altinda egrlip büzülmüs çömlekçi çamurunu andiran bir canavara dönüstü. Hikaye kötü bitti. Agatha aynayi kirdi, nisani bozdu . Timoteo incinmisti, ama çok fazla degil.

Aklinda hirsla gerçeklestirmeyi arzuladigi bir amaci vardi. Çok gizli bir sekilde, çesitli aynalari ve gümüs kaplamalari test ediyor, aynalarini elektirk alanlarindan geçiriyor, uzak ülkelerden gönderilen lambalarla aydinlatiiordu. En sonunda amacina adim adim yaklastigini gördü. Metafiziksel aynalar üretmekti amaci. Bir Metamir, yani metafiziksel ayna, optik yasalarina uymuyor, bunun yerine karsisinizda durdugunuz insanin sizi nasil gördügünü yansitiyordu aynaya: Bu fikir biraz garipti, Ezop buna daha önceden sahip olmustu ve kim bilir Timoteo’den önce ve sonra bir çok kisi de bunu elde etmisti ve edecekti belki de ama bunu ilk fark eden Timoteo oldu.

Timoteo’nun Metamirleri, kartvizit büyüklügünde, esnek ve yapiskandi: aslinda asil amaci alina koymakti bunlari. Timoteo ilk numuneyi duvara yapistirarak test etti ve bu aynada özel hiç bir sey göremedi : Her zamanki nükteci, hayali ama biraz da ihmal edilmis havasi içinde, otuzunda, kellesmeye baslamis görüntüsü vardi. Ama tabii ki bir duvar sizi göremez, sizin görüntülerinizi barindiramazdi. Yaklasik yirmi numune hazirladi ve ilkini ,uzun zamandir atesli bir iliski yasadigi Agatha’ya teklif etmeyi uygun buldu. Böylelikle, dalgali ayna için kendisini affedecegini de umuyordu.

Agatha onu soguk karsiladi, açiklamalarini gösterisçi bir aldirmazlikla dinledi ama Timoteo , metafizik aynayi alnina koymasini önerdiginde, bunu hemen kabul etti: Timoteo’nin düsüncesini gayet iyi anlamisti. Ancak, Timoteo’nun küçük ekrandaki görüntüsü pek de çekici degildi. Saç çizgisi geri çekilmiyordu, tamamen keldi, dudaklari çürük diislerini ortaya çikartacak sekilde, aptal bir ifadeyle yari açikti (evet,disçinin tavsiye ettigi tedaviyi uzun zamandan beri erteledigi dogruydu), ifadesi hayali degil kesinlikle aptalcaydi ve gözlerindeki bakis da gerçekten çok garipti. Kisa bir süre sonra anladi: Normal bir aynda da gözleriniz sürekli size bakarken, bu aynada yamuk bir sekilde sola dogru bakiyordu. Yaklasip biraz kenara dogru ilerledi: gözler aniden kopup saga kaydi. Tiimoteo , Agatha’nin yanindan çeliskili düsüncelerde ayrildi: Deney basarili olmustu, ama eger Agatha’nin kendisini böyle gördügü dogruysa, ayrilmalari kaçinilmazdi.

Ikinci bir Metamiri , hiç bir açiklama talep etmeyen annesine verdi. Timoteo, kendini on alti yasinda, sarisin , pembe ve meleksi bir halde gördü, saçlari düzgünce taranmis, kravatinin dügümü özenle baslanmisti : Kendi kendine bir yillik fotografinda oldugunu düsündü. Yillar önce çekmecede buldugu, canli, küçük bir çocugun oldugu ancak arkadaslarinin çogu ile ayird edilemeyen okul fotografiyla hiç bir ortak noktasi yoktu .

Üçüncü Metamir, süphesiz Emma’ya aitti. Timoteo, uygunsuz sarsintilar yasamadan Agatha’dan Emma’ya kaymisti. Emma, ufak, tembel, yumusak basli ve kurnazdi. Örtülerin altinda, Timoteo’ya, tekbasina asla ögrenemeyecegi bazi beceriler ögretmisti. Agatha’dan daha az akilliydi ama onun tas gibi katiligina da sahip degildi. Akik Agathe: Timoteo, simdiye kadar bunu fark etmemisti ama isimlerin gerçekten de bir anlami vardi. Emma, Timoteo’nun ne yaptigi hakkinda hiç bir sey anlamaz, ama ara sira atölyesinin kapisini çalip, hayranlik dolu gözlerle saatlerce onu izlerdi. Emma’nin pürüzsüz alninda, Timoteo muhtesem bir Timoteo gördü. Yari boyunda, gövdesi çiplakti: herzaman sahip olmadigina pisman oldugu oranli bir gögsü, defne yapraklarindan bir taçla süslü, kalin saçlarla çevrili Apollo’ya benzer bir yüzünde, ayni zamanda hem sakin, hem mutlu, hem de kartalvari bir bakis vardi. Tam o anda, Timoteo, Emma’yi yogun, hassas ve kalici bir askla sevdigini hissetti.

Timoteo bir çok Metamiri arkadaslarina dagitti. Iki görüntünün birbirine hiç bir zaman benzemedigini fark etti: Kisacasi, gerçek Timoteo yoktu. Daha sonra Metamirin apaçik bir özelligi oldugunu da fark etti: Eski ve uzun arkadasliklari güçlendiriyor, ancak aliskanliga ve siradanliga dayananlari hizla bozuyordu. Malesef Metamirin dagitimi için ticari olarak attigi her adim basarisizliga ugradi: Bütün saticilar, arkadaslarinin alinlarindaki görüntüden tatmin olan müsterilerin hepsini bildirmeyi kabul etti. Ancak satislar çok azdi, bu sorun fiyat yariya indirildiginde de degismedi. Timoteo, Metamirin patentini aldi ve patenti elinde tutabilmek için uzun yillar ugrasti. Satis yapmak için bos yere çabaladi ama bir süre sonra, bu isten çekilip, emekliye ayrilana kadar, gerçekten de mükemmel kalitedeki düz aynalarini yapmaya devam etti.

Biyografi Konusu: Primo Levi nereli hayatı kimdir.

Benzer Konular

14 Ekim 2015 / KisukE UraharA Bilim ww
13 Kasım 2015 / KisukE UraharA Sinema ww
6 Ağustos 2012 / Rower Edebiyat ww
5 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük