Arama

Edip Akbayram

Güncelleme: 30 Ağustos 2014 Gösterim: 73.833 Cevap: 11
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
28 Mayıs 2006       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam


Sponsorlu Bağlantılar



Edip75
Edip Akbayram
29 Aralık 1950'de Gaziantepte doğdu.Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalandı. Bu kötü hastalığın pençesinde çocukluğunu geçiren Edip Akbayram'ın müziğe tutkusuda çocukluk yıllarında başladı. "Haftalığımdan biriktirdiği paralarla ünlü pop şarkıcılarının konserlerine gider, eve döndüğümde aynanın karşısında onların taklitlerini yapardım." diyor Akbayram o yıllar için. Çocukluk yıllarında bir orkestra kurarak amatör olarak evlerinin yakınındaki bir düğün salonunda çalıştı.
Lisede kurdukları orkestrada Pir Sultan'ın, Karacaoğlan'ın deyişleri üzerine yaptıkları besteleri çalıp söylediler. İlk plağını da lise yıllarında yaptı: ‘‘Kendim ettim kendim buldum. İlk plağını çıkardığı grubun adı Siyah Örümcekler'di. Plakta zaten "Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrası" ve "Edip Albayram ve Siyah Örümcekler" başlıkları altında iki farklı baskıyla çıktı.
Gaziantep'ten sonra Adana ikinci adresi oldu Edip Akbayram'ın. Adana, Akbayram'ın kurduğu orkestrayla ilk sahneye çıktığı kenttir. Burada "Beyaz Saray" adlı bir gazinoda çalışmaya başdı.
Akbayram yoksulluk içinde geçen bir çocukluktan sonra, liseyi bitirip kapağı İstanbul'a attığında yıl 1968'dir. Liseyi bitirdiği zaman hep öğrenmeyi istediği mesleğin, doktorluğun eğitimini almak için üniversite sınavlarına girdi ve diş hekimliğini kazandı. Ne var ki müzik ağır bastı ve bu meslekten vazgeçerek kendini müziğe verdi. "Zaten diş hekimi olsaydım, babamın bana muayene açacak parası yoktu ki!" diyordu sanatçı geçirdiği o yoksulluk yılları için.
İstanbul'a geldikten sonra 1971'de Altın Mikrofon Yarışması'na katıldı.Aşık Veysel'in bir şiirinden esinlenerek gerçekleştirdiği ilk bestesi olan "Kükredi Çimenler" ile birinci oldu. 1974'te Dostlar Orkestrası'nı kurdu ve Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri oldu.Daha sonra Kara Kuzu, Deniz Üstü Köpürür ve Garip adlı 45'liklerimle ödüller aldı ve ünü yurt çapında duyulan bir sanatçı oldu. "Aldırma Gönül" ve "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" adlı parçalarıyla satış rekorları kıran ve altın plak kazanan sanatçının çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 250 kadar ödülü mevcuttur.
Edip Akbayram, zirveye çıksa da müziği paraya tercih ettiği için çocukluk yıllarındaki yoksullukların benzerlerini bu dönemde de yaşadı. "Bu ülkede arabeskin altın çağını yaşadığı yıllarda asla müzikteki çizgimden ödün vermedim. Zaten 12 Eylül sonrası beni kimse çalıştırmadı. 1980'den 1984 yılına kadar, koskoca bir dört yıl. Zor yıllardı o yıllar. Kimse bana iş vermedi. Karımın bileziklerini ve alyanslarımızı sattık. 12 Eylül sonrası beni canavar gibi görmeye başladılar." diyor Edip Akbayram o yıllar için.
80'ler Edip Akbayram ve benzeri müzik yapanlar için zor yıllardı. Arabesk okumasını istediler, büyük paralar teklif ettiler. Reddetti. Sesi soluğu duyulmaz oldu müzik piyasasında. 1981-88 arasında bestelerinin TRT'de çalınması yasaklandı. Ama 90'ların ortasından itibaren, özellikle ‘‘Türküler Yanmaz’’ albümüyle yeni bir çıkış yaptı ve kendi çizgisinde sapmadan yürümeye devam ettiğini gösterdi. Can Yücel'in, Oktay Rifat'ın, Ahmed Arif'in, Vedat Türkali'nin yapıtlarından bestelediği şarkılar vardı bu albümünde.
Edip Akbayram başlangıçtan itibaren ne yapmak istediği şöyle açıklıyordu: "Kalıcı bir şeyler yapmak istiyordum. Fikret Kızılok ve Cem Karaca'nın Anadolu ezgilerini pop çizgisinde söylemelerini örnek olarak aldım. Renk ve çizgide tamamen bir Edip Akbayram olarak geliştirdim. Toplumcu müzik yapmak istedim. Müziğimde geniş halk kitlelerinin yaşamı, sorunları olmalıydı. Ancak sivri, ucuz kahramanlıklardan da uzak durmaya çalıştım. İnançlarımdan, düşüncelerimden, politikamdan taviz vermeden, müzik tekniğinden yararlanarak, sorunlu, yoksul, geniş halk kitlelerine ulaşmak, daha çağdaş bir şeyler yapmak istiyordum."
Bugün geçimimi kaset ve konserlerimden gelen paralarla sağlayan sanatçının bir de iki ortaklı küçük bir inşaat şirketi bulunuyor. Çevre düzenlemeciliği, TIR taşımacılığı, küçük çapta bina yapımıyla uğraşıyor.Ayrıca, 1979 yılında Ayten hanım ile evlenen sanatçının bu evliliğinden Ozan ve Türkü adlarında bir oğlu, bir kızı var...




BekLe Bizi İstanbuL..

"salkım salkım tan yelleri estiğinde
mavi patiskaları yırtan gemilerinle
uzaktan seni düşünür düşünürüm
istanbul

binbir direkli haliç'inde akşamlar
adalarında bahar süleynaiye'nde güneş
ey sen ne güzelsin ey kavgamızın şehri
istanbul

boşuna çekilmedi bunca acılar
büyük ve sakin süleymaniye'nle bekle
parklarınla köprülerinle meydanlarınla
bekle bizi istanbul

tophane'nin karanlık sokaklarında
koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle
bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi
istanbul

haramilerin saltanatını yıkacağız
bekle o günler gelsin gelsin istanbul
sen bize layıksın biz de sana istanbul
istanbul

boşuna çekilmedi bunca acılar
büyük ve sakin süleymaniye'nle bekle
parklarınla köprülerinle meydanlarınla
bekle bizi istanbul"



Edip Akbayram - Sen Benden Gittin Gideli
Öyle ağırım ki kendime
Sen benden gittin gideli
Tenim küs olmuş tenime
Sen benden gittin gideli

Öyle bıkmışım ki kendimden
Kurudum düştüm dalımdan
Sanki ruhum çıktı canımdan
Sen benden gittin gideli

Bir cefam var idi bin oldu
Aktı gözüm yaşı sel oldu
Yaz baharım döndü kış oldu
Sen benden gittin gideli

edip70hl6
edip71fe0
edip75hp9
edip76co9
edip78yl7
edip84ae0
edip85on4
sayangw3



Edip Akbayram - Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme
Ben bir selvi boylu yardan
Ayrıldım, ayrıldım, ayrıldım oy

Evvel beraberdik dostun bağında
Felek vurdu yuvamızdan
Ayrıldım, ayrıldım, ayrıldım oy

Garip kaldım şimdi gurbet ellerde
Ben gönlümü çalan yardan
Ayrıldım, ayrıldım, ayrıldım oy

Çok ağladım Leyla gibi çöllerde
Ferhat gibi şîrin yardan
Ayrıldım, ayrıldım, ayrıldım oy

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Kral_Aslan; 5 Mart 2009 12:32
Biyografi Konusu: Edip Akbayram nereli hayatı kimdir.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Haziran 2006       Mesaj #2
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Edip Akbayram : Aldırma Gönül sözleri
Başın öne egilmesın
Sponsorlu Bağlantılar
Aldirma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma

Dışarıda deli dalgalar
Gelip duvarlari yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Mapus yata yata biter
Aldırma gönül aldırma

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Haziran 2006       Mesaj #3
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Edip Akbayram : Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz :: sözleri Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı var iki oğlu
Beş yüz atlıyınan kestiler yolu
Eşkiya dünyaya anam hükümdar olmaz

Yıl bin üçyüz kırkbir mevsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım
Katıl defterime adımı yazdım
Eşkiya dünyaya anam hükümdar olmaz

Sen ağlama anam dertlerim çoktur
Çektiğim çilenin hesabı yoktur
Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
Eşkiya dünyaya anam hükümdar olmaz
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Haziran 2006       Mesaj #4
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Edip Akbayram : Dosta Bizden Selam Olsun sözleri

Kara günde dara koşan
Hem okuyup hem iyi yazan
Yiğit olup dağlar aşan
Dosta bizden selam olsun
Hakkımızda kelam eden
Dosta bizden selam olsun
Canımıza canlar katan
Dosta bizden selam olsun
Aşk ateşiyle yanmayan
Dost kapımıza varmasın
Doğru yoldan ayrılmayan
Dosta bizden selam olsun
butcher - avatarı
butcher
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #5
butcher - avatarı
Ziyaretçi
DEĞMEN BENİM GANLI YASLI GÖNLÜME
BEN BİR SELWİ BOYLU YARDAN
AYRILDIM
EVEL BERABERDİK DOSTUN BAĞINDA
FELEK WURDU YUVAMIZDAN
AYRILDIM

GARİP KALDIM ŞİMDİ GURBET ELLERDE
BEN GÖNLÜMÜ ÇALAN YARDAN
AYRILDIM

ÇOK AĞLADIM LEYLA GİBİ ÇÖLLERDE
FERHAT GİBİ ŞİRİN YARDAN
AYRILDIM

PAYLAŞIM İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #6
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
EDİP AKBAYRAM

29 Aralık 1950'de Gaziantep'te doğdu. Edip Akbayram'ın yoksulluk içinde geçen çocukluğunda ki en önemli olay şüphesiz geçirdiği çocuk felcidir. Edip Akbayram çocukluğu ile ilgili olarak şunları söylüyor:"'Çocukluğumla ilgili yılları ne zaman hatırlasam, hep yüreğim sızlar. Gaziantep'te soyadım gibi ama pek ak olmayan bir bayram arifesinde dünyaya gelmişim. Henüz 9 aylıkken de çocuk felcine yakalanmışım. Bu zalim hastalık yemiş bitirmiş beni. Çocukken akranlarım top peşinde koştururken, ben kenarda oturur izlerdim onları. Heves ederdim onlar gibi koşmaya, oynamaya. Rüyalarımda koşardım hep. Öylesine bir hüzündür ki bu, anlatılır gibi değildir. Ancak yaşanması gerekir. Bazen düşünüyorum da, sesimin yanıklığı o yıllardan gelmiş olmalı. Bağrı yanık büyümem ondan olmalı." Gaziantep'ten sonra Adana ikinci adresi olur, Edip Akbayram'ın. Kurduğu orkestrayla ilk sahnesine çıktığı kenttir orası. Ve anıları da çoktur Güney'in bu sımsıcak kentiyle ilgili. "Adana'da Selahattin Bey'in Beyaz Saray adlı bir gazinosu vardı. Güney'in en iddialı gazinosuydu. Orada dans müziği yapardık. Gece program sonrasında çorba içerdik. Ama enteresan bir ekiptik biz. Mesela, komi Hasan Bora'ydı ve çorbalarımızı o getirirdi. Program sunucusu Mesut Mertcan'dı. Çorbaları içerken herkes hayallerini yaşatırdı coşkuyla. Ben bir gün çok iyi bir şarkıcı olacağımı söylerdim. Mesut, bu ülkenin en iyi spikerleri arasına nasıl gireceğini anlatırdı. Hasan Bora da eğlence dünyasının kralı olacağını iddia ederdi. Şimdi düşünüyorum da, demek ki üçümüz de inanmıştık ve yüreğimizi ortaya koyduğumuz için de hedeflerimize ulaşmıştık."
Akbayram yoksulluk içinde geçen bir çocukluktan sonra, Gaziantep'te liseyi bitirip kapağı İstanbul'a attığında yıl 1968'di. Liseyi bitirdiği zaman hep öğrenmeyi istediği mesleğin, doktorluğun eğitimini almak için üniversite sınavlarına girer ve diş hekimliğini kazanır: "Özürlü olduğum için hep doktor olmak istedim küçükten beri. Anam da öyle derdi 'Doktor ol oğlum'.Öyle ya, doktor olup ayağımı tedavi edecektim. Sonra diş hekimliği fakültesini kazandım. Ne var ki, müzik ağır bastı sonra. Zaten diş hekimi olsaydım, babamın bana muayenehane açacak parası yoktu ki!".
Anadolu pop, müziğimizde 60'ların sonunda başlayıp 70'li yıllar boyunca etkisini duyuran güçlü bir dalgaydı. Edip Akbayram, böyle bir dönemde girdi müzik piyasasına. Lisede kurdukları orkestrada Pir Sultan'ın, Karacaoğlan'ın deyişleri üzerine yaptıkları besteleri çalıp söylemişlerdi. İlk plağını da lise yıllarında yaptı: ''Kendim ettim kendim buldum.'' İlk plağını çıkardığı grubun adı Siyah Örümcekler'di. Plakta zaten "Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrası" ve "Edip Albayrak ve Siyah Örümcekler" başlıkları altında iki farklı baskıyla çıktı.(Aziz Plak-15)
1972 yılında Aşık Veysel'in bir şiirinden esinlenerek gerçekleştirdiği ilk bestesi olan 'Kükredi Çimenler'le, Günaydın gazetesinin yeniden düzenlemeye başladığı 'Altın Mikrofon' yarışmasıyla yurtçapında üne kavuşur. 'Aldırma Gönül' ve 'Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz' adlı parçalarıyla satış rekorları kıran ve altın plak kazanan sanatçının çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 250 kadar ödülü mevcut...
1974'te Dostlar Orkestrası'nı kurdu ve Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri oldu. Özellikle 70'li yıllarda yaşanan sağ-sol çatışmalarında da hedef alınan isimlerden biriydi Edip Akbayram. Yaşadığı ölüm tehlikelerinden bazılarını şöyle anlatıyor: "1978'in İzmir Fuarı'nda Ekiciöver'de çıkıyordum sahneye. Kadromuzda Aşık Mahsuni de vardı. O dönem sağ sol çatışmalarının yaşandığı, kan döküldüğü bir dönem. Bazı kesimler de, bizim komünizm propagandası yaptığımızı iddia ediyordu. Oysa ben hep barıştan ve sevgiden yana oldum. Derken, fuarın son günü bize bir ihbar geldi. 'Aman bu akşam sahnede konuştuğunuza dikkat edin, en ufak bir laf ederseniz tutuklanabilirsiniz. İzleneceksiniz, ona göre' dediler. Ben de Mahsuni babaya anlattım durumu. Ben çıktım, programımı yaptım ve sahneden indim. Benden sonra Mahsuni Şerif çıktı 'Dumanlı Dumanlı Oy Bizim Eller'i okudu ve ağzından şu kelimeler döküldü:
'Çok yakında gidecek bu it oğlu itler!'
Kıyamet koptu tabii. Bizi gazinonun arka kapısından kaçırdılar. Bir baktım ki, Bornova dağlarından kaçıyoruz. Mahsuni Şerif, düşüncelerini, sonunda ölüm olsa bile söyleyen, yürekli bir ozandır.'
Yıl; 1979'du. Dönemin Başbakan Yardımcısı da Bülent Ecevit'ti. Sezen Aksu, ben, Tülay, Hale Hanzade, bir Anadolu turnesindeyiz. Antakya'nın Reyhanlı'sıydayız. Osman Diper, öylesine ilginç bir konser mekanı düzenlemiş ki, müthiş. Konser vereceğimiz salon, Ülkü Ocakları'nın altında. Hayırlısı dedik. İçerisi ağzına kadar doldu. Ama hepimiz de tedirginiz. Farklı bir seyirci topluluğu gibi geldi bize. Sahneye çıkan 'Yaylalar'ı okuyor. Ben 'Kıymayın Efendiler' adlı şarkımla sahneye çıktım ki, ortalık karıştı. 'Edip'i bize verin' diye bağırıyorlar. Sahneye hücum başladı ve ben bir anda Osman Diper'i gördüm. İri yarı bir adamdır o. Beni ensemden tuttuğu gibi kulise uçurdu. Orada bıraksa, linç edileceğim. Benim yerime hemen Sezen Aksu fırladı sahneye. Sezen, Orhan Gencebay'ın şarkısını okumaya başladı; 'Sevenlerin Sağı Solu Belli Olmaz'. Tabii millet oturmuyor ki yerine. Sonunda Sezen Aksu da kaçtı içeriye. Ve hepimiz içerde mahsur kaldık. Bu arada dışardaki azgın kalabalık içeri girmek için ha bire kapılara yükleniyorlar. Bir ara ateşe vermeye karar vermişler. Tıpkı Sıvas'taki Madımak Oteli faciası gibi bir facia olacak. Ancak askeriyeye haber verilince, asker geldi ve bizi kurtardı. Kısacası, Sezen Aksu'yla beni linç edip yakacaklardı. Ben bu olayı Bülent Ecevit'e yazdım ve daha sonra öğrendim ki, bizim can güvenliğimizi korumakla görevli olan memurlar görevden alınmışlar."
80'ler Edip Akbayram ve benzeri müzik yapanlar için zor yıllardı. Arabesk okumasını istediler, büyük paralar teklif ettiler. Reddetti. Sesi soluğu duyulmaz oldu müzik piyasasında. 1981-88 arasında bestelerinin TRT'de çalınması yasaklandı. O günler hakkında şöyle diyor Edip Akbayram: "Bu ülkede arabeskin altın çağını yaşadığı yıllarda asla müzikteki çizgimden ödün vermedim. Zaten 12 Eylül sonrası beni kimse çalıştırmadı. 1980'den 1984 yılına kadar, koskoca bir dört yıl. Zor yıllardı o yıllar. Kimse bana iş vermedi. Karımın bileziklerini ve alyanslarımızı sattık. 12 Eylül sonrası beni canavar gibi görmeye başladılar. Oysa sonra ki yıllarda Ebru Gündeş 'Aldırma Gönül'ü; Nükhet Duru, Nazım Hikmet'i; Soner Arıca da Mahsuni Şerif'in şarkılarını okudu. Onlara bir şey olmadı. Ama TRT yıllar yılı beni yasakladı. Oysa şimdi aynı TRT'de, yasaklanan türkülerimi okuyabiliyorum. Ah o yasaklar. Yalnız sanatçılara değil, bu ülkeye de çok zarar verdi."
Ama 90'ların ortasından itibaren, özellikle ''Türküler Yanmaz'' albümüyle yeni bir çıkış yaptı ve kendi çizgisinde sapmadan yürümeye devam ettiğini gösterdi. Can Yücel'in, Oktay Rifat'ın, Ahmed Arif'in, Vedat Türkali'nin yapıtlarından bestelenen şarkılar vardı bu albümünde.
Bir söyleşisinde başlangıçtan itibaren ne yapmak istediği sorulduğunda şöyle yanıtlıyordu soruyu: ''Kalıcı bir şeyler yapmak istiyordum. Fikret Kızılok ve Cem Karaca'nın Anadolu ezgilerini pop çizgisinde söylemelerini örnek olarak aldım. Renk ve çizgide tamamen bir Edip Akbayram olarak geliştirdim. Toplumcu müzik yapmak istedim. Müziğimde geniş halk kitlelerinin yaşamı, sorunları olmalıydı. Ancak sivri, ucuz kahramanlıklardan da uzak durmaya çalıştım. İnançlarımdan, düşüncelerimden, politikamdan taviz vermeden, müzik tekniğinden yararlanarak, sorunlu, yoksul, geniş halk kitlelerine ulaşmak, daha çağdaş bir şeyler yapmak istiyordum.''
1979 yılında Ayten hanım ile evlenen sanatçının bu evliliğinden Ozan ve Türkü adlarında bir oğlu, bir kızı var...
Hakan Tuna & Ercan Demirel
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
18 Temmuz 2006       Mesaj #7
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Edip Akbayram - Sevda Sözleri


Sor hele bir hallarımı
Kırıyor yar kollarımı
Bölüyor uykularımı
Zalim ayrılık
Uçuşur saçları yelden
Zülüfü sırmadan telden
Yarin oturduğu yerden
Haber getirin
Tutuver yarim elimden
Tutuşur elim elinden
Çala gönül sazlarını
Bal olup damlar dilinden
Sevda sözleri
Yar oturmuş zülfün tarar
Tenim ellerini arar
Kanadım kollarım kırar
Zalim ayrılık
Tutuver yarim elimden
Tutuşur elim elinden
Çala gönül sazlarını
Bal olup damlar dilinden
Sevda sözleri

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Ağustos 2006       Mesaj #8
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Edip akbayram - Çesmi siyahim


Çesmi siyahim

Iste gidiyorum çesmi siyahim

Iste gidiyorum çesmi siyahim

Aramizda daglar siralansada, siralansada

Sermayem derdimdir ey dost servetim ahim

Karardikça bahtim bahtim karalansada

Haydi dolasalim yüce daglarda

Haydi dolasalim ey dost yüce daglarda

Dost beni birakti ah ile zarda, ah ile zarda

Ölmek istiyorum viran baglarda

Ayagima cennet cennet siralansada

Ölmek istiyorum ey dost viran baglarda

Ayagima cennet cennet siralansada

Bagladim canimi zülfün teline

Bagladim canimi ey dost zülfün teline

Dost beni düsürdün elin diline, elin diline

Güldün Mahsuninin ey dost garip haline

Mervanin elinde ey dost paralansada
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #9
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
ankarakonseri
Hasretinle yandı gönlüm
Hasretinle yandı gönlüm
Yandı yandı söndü gönlüm
Evvel yükseklerden uçtu
Düze indi şimdi gönlüm

Aramızda karlı dağlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm

Gözlerimde kanlı yaşlar
Hasretin bağrı kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm

Gelecektin gelmez oldun
Halimi hiç sormaz oldun
Yaralarımı sarmaz oldun
Yokluğundan öldü gönlüm

Aramızda karlı dağlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm

Gözlerimde kanlı yaşlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm
Son düzenleyen Kral_Aslan; 1 Mayıs 2008 16:25 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
MaTTo - avatarı
MaTTo
Ziyaretçi
13 Şubat 2007       Mesaj #10
MaTTo - avatarı
Ziyaretçi
Büyü
Büyü de baban sana büyü de büyü
Acılar alacak, yokluklar alacak büyü de baban sana

Büyü de baban sana büyü de büyü
Baskılar, işkenceler, kelepçeler, gözaltılar, zindanlar alacak

Büyü de baban sana büyü de büyü
Büyüyüpte onyedine geldiğinde baban sana idamlar alacak
Edip Akbayram

Benzer Konular

15 Nisan 2011 / KisukE UraharA Edebiyat tr
24 Kasım 2006 / BARIŞ Müzik tr
12 Mart 2010 / _KleopatrA_ Siyaset tr
25 Haziran 2012 / bekirr Edebiyat tr
10 Şubat 2010 / Misafir Edebiyat tr