Arama

Sened-i İttifak

Güncelleme: 20 Eylül 2012 Gösterim: 9.169 Cevap: 6
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Kasım 2009       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Sened-i İttifak

Sponsorlu Bağlantılar
Sened-i İttifak (29 Eylül 1808), Osmanlı Sadrazamı Alemdar Mustafa Paşa'nın Rumeli ve Anadoluayanlarını İstanbul'da toplayarak yapmış olduğu anayasal bazı nitelikler içeren bir anlaşmadır.
II. Mahmut tahta geçtiğinde devletin otoritesi sarsılmış ve devlet zayıf düşmüştü. II. Mahmut'un ilk sadrazamı olan ve IV. Mustafa'yı tahttan indirerek kendisini tahta geçiren kişi olan Alemdar Mustafa Paşa devletin otoritesini yeniden kurmak için çabalara girişti. Bu amaçla Alemdar Mustafa Paşa ilk iş olarak Rumeli ve Anadolu'daki ayanı İstanbul'da toplayarak onlarla Sened-i İttifak adında bir anlaşmaya vardı. Bu belge ile ayanlar, hükümet emirlerini dinleyeceklerine söz veriyorlardı.
Anlaşmanın bir giriş, 7 şart ve 1 zeyl bölümü vardır. Giriş bölümünde Osmanlı devlet düzeninin bozulduğu, devlet otoritesinin sarsıldığı ve bu durumun taraflarca gözlemlendiği, devletin kuvvetlenmesi amacıyla bu toplantının yapıldığı ve sonunda bu anlaşmaya varıldığı yazılıdır.
7 şartları arasında ise padişahın devletin temeli olduğu tanımakta ,hazinenin ve devlet gelirlerinin korunmasına, sadrazamdan gelen her emri padişahtan gelen bir emir olarak kabul edeceklerini ve ona karşı gelmeyeceklerini, İstanbul'da bir isyan olursa çağrı beklemeksizin başkente gelmeyi ve ayaklananları bastırmayı, ayanların idareleri altında bulunan kazalarda fakirlerin vergilendirilmesinde adaletli davranılacağına ve şeriata aykırı şekilde zulüm eden olursa, o ayanın hep birlikte dışlanacağına söz verilmektedir.
Sened-i İttifak bir zeyl ile sona ermektedir. Burada, senedin devamlı olarak uygulanabilmesi için bundan sonra sadrazam ve şeyhülislam olacakların makamlarına geçer geçmez bu senedi imzalamaları öngörülmektedir. Ayrıca Sened-i İttifak'ın içerdiği koşulların sürekli uygulanmasını bizzat padişahın denetleyeceği öngörülmektedir.

vikipedi

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
TUZCUAY - avatarı
TUZCUAY
Ziyaretçi
18 Kasım 2009       Mesaj #2
TUZCUAY - avatarı
Ziyaretçi
--> Siyasî iktidarın yetkilerini (bazı) sivillere karşı ilk defa sınırlayan bir belge olması nedeniyle Magna Carta'ya benzetilen bir sözleşmedir.

Sponsorlu Bağlantılar
--> "Ölü doğmuş belge" olarak da adlandırılır, bundan kastedilen bu belgenin aslında gerçek anlamda hayata geçirilememiş olmasıdır.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
13 Nisan 2010       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
İkinci Mahmûd Han devrinde 1808'de ayan ile hükümet arasinda yapilan sözlesme. On sekizinci asra girerken askerî teskilâtin bozulmasi neticesinde, devletin merkezî otoritesi zayiflamisti. Devlet, mültezimlerin reayayi ezmeleri sonunda, vergi toplama isini mahallî esrafa devretme siyâsetini gütmüs, bu da ayanlarin ortaya çikmasina sebeb olmustu. Yerli halk arasindan veya disardan gelip halka söz geçirebilecek durumdaki kimselerden meydana gelen ayanlarin nüfuzlari zamanla artti. Yeniçeri ve timar sisteminin bozulmasi sebebiyle, ihtiyâç duydugu askeri te'min edemeyen devlet de, ayanlarin nüfuzundan istifâde yoluna gitti. 1768-1774 Osmanli-Rus savasi sirasinda hükümet, kaza merkezlerinde idareyi ele geçirmis olan ayan ve mütegallibeye bas vurarak para ve asker te'minine çalisti. Bu durum, ayanlar üzerindeki hükümet kontrolünün kalkmasina sebeb oldu ve tasrada idareye tamamen hâkim oldular. Sultan üçüncü Selîm Han, Rusçuk ayani Alemdar Mustafa Pasa gibi devlete faydali olanlara rütbeler verdi. Nizâm-i cedidi tasvîb etmeyen yeniçerilerin, sultan üçüncü Selîm Han'i tahttan indirmeleri üzerine, Alemdar Mustafa Pasa, onu tekrar tahta geçirmek için hazirliklara basladi. 28 Temmuz 1808'de Bâb-i âlî'yi basip sadâret mührünü ele geçirdi. Fakat bu arada sultan üçüncü Selîm Han sehîd edildi Alemdar Mustafa Pasa da, sehzade Mahmûd'u sultan îlân etti. Yeniçeri ocaginin kaldirilmasi ve devlete çekidüzen verilmesi için çalismalara basladi. Rumeli ve Anadolu'daki ayanlar çagrilarak mesveret-i âmme adi verilen büyük bir toplanti yapildi. Yeniçeri ocaginin düzeltilmesi ve düzenli sekilde egitilmesi için karar alindi. Alemdar Mustafa Pasa, kalabalik sayida askeri ile istanbul'a gelmis olan ayanlarla, devlet arasindaki ihtilâf ve mücâdelenin kaldirilarak, devletin zafiyetinin önlenebilecegini düsünüyordu. Yapilan görüsmeler sonunda asagidaki hususlari ihtiva eden sened-i ittifak imzalandi.
1 ve 4. maddede, ayan ve eyâlet valileri pâdisâha bagliliklarini belirtiyor, sadrâzami onun mutlak temsilcisi olarak kabul etmeye devam ediyordu.
3. maddeye göre; Osmanli vergi düzeni ülkenin tamâminda, bütün eyâletlerde uygulanacak, pâdisâha ait gelirlere ayanlar el koyamayacaklardi.
7. maddeye göre; vergi miktarlari ayan ve hükümetin görüsmeleri sonunda belirlenecekti.
2. maddeye göre; devletin gelecegi ordunun gücüne bagli oldugu için, ayanlar eyâletlerde asker toplanmasina yardimci olacaklar, ordu, nizâm-i cedîd sistemine göre teskilâtlanacakti.
1- maddeye göre; ayanlar, kendi eyâletlerinde âdil bir idare kuracaklardi. Birbirlerinin topraklarina ve haklarina taarruz etmeyecekler, birbirlerine kefîl olacaklardi.
2- maddeye göre; devlet merkezinde çikacak herhangi bir kargasalik âninda, pâdisâhdan izin almak için vakit harcamadan istanbul'a yürüyeceklerdi.
Bu vesikanin altindaki ekte ise, özetle söyle deniliyordu: Yapilacak islerde bu sartlarin esas tutulmasi gerektiginden, zamanla degismesini önlemek üzere, bundan sonra sadrâzam ve seyhülislâm olacaklar, bu makama geçtikleri zaman bu senedi imzalayacaklar ve harfi harfine uygulanmasina çalisacaklardir. Bu senedin bir sureti beylikçi kaleminde, bir sureti pâdisâhin yaninda bulunacak ve gereken kimselere oradan kopyeleri verilecek, pâdisâh, kendisi bu sartlarin uygulanmasina nezâret edecekti.
Devletin ayana ipotek edildigi, pâdisâhin yetkilerinin kisitlandigi bu senedi imza edenler arasinda, bir taraftan en yüksek derecedeki ulemâ (seyhülislâm, nakîbül- esrâf ve kazaskerler), devlet ricali (generaller, yeniçeri agasi, sipahiler agasi) öbür taraftan o zaman payitahtta hâzir bulunan belli basli ayanlar (Cebbârzâde, Karaosmanoglu, Sirozlu ismail Bey ve Çirmen mutasarrifi) vardi.
Pâdisâhin tugrasi konulan bu sened, pâdisâhin ayanlara taahhüdleri seklinde idi. is. basina gelen her sadrâzamin bu senede yeminle bagli olmasi, yalniz pâdisâha karsi degil, ayanlara karsi da sorumlu olmasi durumunu çikariyordu. Vergiler bile, vükelâ ile ayanlar arasinda kararlastirilacakti. Bütün bu sebepler, pâdisâh ve saray çevresinin sened-i ittifaka muhalefetini îcâb ettiriyordu, idareye tam hâkim olan Alemdâr'in korkusundan kimse ses çikaramiyordu.
Alemdar Mustafa Pasa, birkaç aylik iktidarinda sekbân-i cedîd adiyla bir askerî teskîlât kurdu. Yeniçeri ocaginin hosuna gitmeyecek bâzi islâhatlara giristi. Kendisinin bâzi hareketleri ve yeniçerilerin hosuna gitmeyen isleri isyana sebeb oldu. isyanda Alemdar öldü. islâhatlari neticesiz kaldi. Ayanlar arasinda birlik kalmayip kisa zamanda dagilmalari üzerine sened-i ittifak hükümsüz kaldi.
Ayanlarin ileri gelenleri zamanla ortadan kaldirildi. Sultan ikinci Mahmûd Han'nin dirayetli idaresi neticesinde merkezî otorite saglandi.
Sened-i ittifakla, 1839'da Mustafa Resîd Pasa tarafindan ilân edilen Tanzîmât fermani arasinda bâzi benzerlikler vardir. Bunlarin en barizi, her ikisinin de devleti ipotek altina almasidir. Sened-i ittifak, devleti ayanlara ipotek ederken, Tanzîmât fermani yabanci devletlere ipotek etmistir.


MsXLabs.org & OT

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
YesilBoncuk - avatarı
YesilBoncuk
Ziyaretçi
29 Nisan 2010       Mesaj #4
YesilBoncuk - avatarı
Ziyaretçi
SENED-İ İTTİFAK 1808

3. Selim'e düzenlenen Kabakçı Mustafa İsyanı için III. Selim Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa'dan yardım istedi.
Alemdar, İstanbul'a geldiğinde 3. Selim öldürüldüğü için çocuk yaştaki 2. Mahmut'u -bu aradaki fırsatla padişah olan 4. Mustafa’yı indirerek- padişah yaptı (1808-1839).
Çok öncelere dayanan otorite boşluğunu değerlen direrek, çeşitli yörelerde güçlü-hatırlı kişiler olarak ortaya çıkan Ayanlar, devlet içinde feodal bir görüntüye neden oldular.

14mgrbn

Alemdar Mustafa Paşa da Ayan kökenli olduğu için, Ayanları feodal yani asi durumdan kurtarıp devlete bağlılıklarını sağlamak için ayanlarla padişah arasında bir anlaşma sağladı. Bu anlaşmaya Senedi İttifak denir (1808).

Buna göre;
1. Padişah ayanların varlığını resmen tanıdı.
2. Ayanlarda bulundukları yörelerde devlet adına çalışmalar yapacaklarına söz verdi.
Osmanlı Rus Savaşı, Osmanlıların barış istemesiyle sonuçlandı. Bükreş Antlaşması imzalandı (1812).
Buna göre;

1. Baserabya Ruslarda.
2. Eflak ve Boğdan Osmanlılarda kalacaktı.
3. Sırplara ilk kez imtiyazlar tanındı.
4. Dinyester ırmağı iki ülke arasında sınır olacaktı.
Bu anlaşma ile Fransız ihtilali kaynaklı olarak ilk defa bir azınlığa, Sırplara ayrıcalıklar verilmiş oldu.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Sened-i İttifak

II. Mahmut ve ayanlarla 1808 arasında imzalanan anlaşmadır. Senedi İttifak ile padişahın yetkileri kısıtlanmıştır. Böylece; Osmanlıda demokratikleşme süreci başlamış oldu.

Senedi İttifakın milliyetçilik akımı ve Avrupalı devletlerle ilgisi yoktur.
Dönemim sadrazamı: Alemdar Mustafa Paşadır.

Maddeleri:


*Bu sözleşme ile devlet ayanların varlığını kabul etmiş oldu.
*Ayanlar devlet otoritesini kabul ederek, verilen emirlere uyacaklardır.
*Ayanlar yapılan ıslahatlara bağlı kalacaklar ve kendi bölgelerinde ki halka adaletli davranacaklardır.
*İstanbul'da her hangi bir ayaklanma çıkarsa ayanlar isyanı bastırmaya yardımcı olacaklardır.

Önemi:


*Osmanlı tarihinde feodal anlayışın sebep olmasını sağlayan belgedir.
*Ayanların varlığını tanınarak hukuki hale getirilmesi.
*Osmanlı Devleti' nin ayanlara söz geçiremeyecek kadar güçsüz olduğunun göstergesidir.
*Osmanlıda ilk defa padişah kendi dışında ki bir gücü(ayanları) kabul etmiştir.
*Nizamı Cedit yerine Sekban-ı Cedit adlı yeni bir ocak kurulmuştur.

Ayan :
Bir şehrin ileri gelenleri. Esnaf ve ailelerden oluşan kişiler.

Feodal:
Derebeylik sistemidir. toprak ve üzerinde yaşayanları tek bir kişinin malı saymaktır. MErkeziyetçi olmayan yönetim biçimidir. (Osmanlı Senedi İttifak ile ayanların varlığını tanıdığı için feodal bir yapıya dönüştürmüştür.)

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
BenceHicBakmaxD - avatarı
BenceHicBakmaxD
Ziyaretçi
31 Temmuz 2012       Mesaj #6
BenceHicBakmaxD - avatarı
Ziyaretçi
Sened-i İttifak, (29 Eylül 1808) Osmanlı Sadrazamı Alemdar Mustafa Paşa'nın Rumeli ve Anadolu ayanlarını İstanbul'da toplayarak yapmış olduğu anayasal bazı nitelikler içeren bir anlaşmadır.
Anayasa hukukçuları Türk tarihindeki ilk anayasal belge olarak genellikle Sened-i İttifak’ı kabul ederler ve Türkiye’deki anayasacılık hareketlerini bununla başlatırlar. “Devlet iktidarını sınırlandırmayı amaçlayan bir girişim olarak” bu belgeyi İngiliz Magna Carta’sına benzetenler de vardır.[1] Ancak Shaw ve Berkes gibi birçok önemli tarihçi Türkiye'de anayasal düzenin ve demokrasinin tarihsel gelişiminde Sened-i İttifak'ın iddia edildiği kadar önemli bir rol oynamadığını belirtmektedir.

ened-i İttifak'ı Hazırlayan Şartlar [değiştir]
1807 yılında meydana gelen Kabakçı Mustafa İsyanıyla III. Selim tahtan indirildi ve yerine IV. Mustafa geçirildi. III. Selim’in reform düzenlemeleri kaldırıldı, özellikle de Nizam-ı Cedid ordusu dağıtıldı. Bunun üzerine Üçüncü Selim’i tekrar tahta oturtmak için Rusçuk âyanı Alemdar Mustafa Paşa İstanbul’a yürüdü. Alemdar’ın askerleri sarayı kuşatmışken, tahtını kurtarmak isteyen IV. Mustafa III. Selim’i öldürttü. Kardeşi veliaht Şehzade Mahmud’un idamını da emretti ama Mahmud harem kadınlarının yardımıyla cellâtlardan kaçmayı başardı. Alemdar askerleriyle saraya girdi ve Mahmud’u tahta geçirdi. Kendisi de Sadrazam oldu.
Bu devirde, Osmanlı Devleti’nin merkezî otoritesi taşrada büyük ölçüde etkisizdi. Rumeli, Anadolu ve Mısır gibi eyaletlerde âyanlar âdeta bağımsız idareler kurmuşlardı. Özellikle 18. yüzyılın başından beri zenginleşen Rumeli topraklarında çok güçlü toprak beyleri ortaya çıkmıştı. Bu şartlarda, Alemdar Mustafa Paşa padişahın ve merkezi devletin otoritesini sağlamak için güçlü ayanlarla bir anlaşma yapmayı ilk çare olarak görüyordu.[3]
Bu amaçla valileri ve ünlü ayanları başkentte “meşveret-i ammeye” davet etti. Bu ayanların pek çoğu davete icabet etti ama Arnavutluk’taki Tepedelenli Ali Paşa gibi bazı büyük ayanlar gelmedi. 29 Eylül 1808’de merkezi devletin ileri gelenleriyle ayanlar arasında yapılan meşveret sonucunda Sened-i İttifak denilen belge ortaya çıktı. Bu belge vezirler ve diğer üst düzey devlet yöneticileri, askeri ocak temsilcileri ve bazı ayanlar (toplam dört) tarafından imzalandı ve II. Mahmut tarafından onaylandı.
İçeriği [değiştir]
Sened'in bir giriş, 7 şart ve 1 zeyl bölümü vardır. Giriş bölümünde Osmanlı devlet düzeninin bozulduğu, devlet otoritesinin sarsıldığı ve bu durumun taraflarca gözlemlendiği, devletin kuvvetlenmesi amacıyla bu toplantının yapıldığı ve sonunda bu anlaşmaya varıldığı yazılıdır.
Sened-i İttifak’ı bir belge olarak incelediğinde merkezi iktidarın yetkilerini sınırlayan, meşrutiyetçiliğe doğru atılan adımlar niteliğinde bazı hükümler taşıdığını görülmektedir. Sened’e göre ayanlar, Padişahın mutlak vekili olarak Sadrazam’dan gelen tüm emir ve yasaklara uyacaklardır. Ancak Sadrazamlık makamından kanuna aykırı rüşvet, yolsuzluk ve devlete zararlı işlemler çıkarsa, senedi imzalayanlar (asıl olarak ayanlar) ona karşı gelip engelleyeceklerdir. Senedi imzalayanlar, “gerek âyan ve gerek vükelâ ve rical birbirlerinin zatına ve hanedanlarına kefil” olmaları gerekliliğini ortaya koyduktan sonra, birçok taahhütte bulunmaktadırlar. Buna göre, Sened-i İttifak şartlarına aykırı bir hareketi kanıtlanmadıkça, âyanlardan birisine devlet veya devletin taşradaki görevlilerinden “taarruz vukua gelir ise uzak yakın denilmeyip” cümlesinin taarruzu def etmek için çalışacaklarını taahhüt etmektedirler. “Fukaraya zulm” edenlerin “te’dip ve terbiyesine say olunacağı” ve taşra memalik hanedanları da kendi yönetimleri altındaki âyanları ve ileri gelenleri koruyacakları öngörülmektedir. Ayrıca, fakir reayanın korunması ve güvenliği gerekli olduğundan, ayanlar yönetimlerindeki kazalarda güvenliği sağlayacaklar ve vergilerde aşırılığa ve haksızlığa gitmeyeceklerdir.
Sened-i İttifak bir zeyl ile sona ermektedir. Burada, senedin devamlı olarak uygulanabilmesi için bundan sonra sadrazam ve şeyhülislam olacakların makamlarına geçer geçmez bu senedi imzalamaları öngörülmektedir. Ayrıca Sened-i İttifak'ın içerdiği koşulların sürekli uygulanmasını bizzat padişahın denetleyeceği öngörülmektedir.
Sened-i İttifak Osmanlı'nın Magna Carta'sı mıdır? [değiştir]

Sened-i İttifak içeriği itibariyle merkezi iktidarı sınırlandıran bazı maddeleri barındırsa da, Sened'i doğuran siyasi şart ve olaylar, uygulanışı ve daha sonraki olaylara etkisi açısından baktığımızda, bu belgenin Türkiye’de demokrasi ve anayasacılık hareketlerinde önemli bir dönüm noktası olduğunu söylemek oldukça zordur. Bir kere, ne Padişah, ne de ayanlar Sened-i İttifak’ı gerçekten benimsemişlerdir. II. Mahmut bunu şartların zorlamasıyla geçici olarak kabul etmiş, sonrasında Alemdar Mustafa Paşa’nın Yeniçeriler tarafından ortadan kaldırılmasına seyirci kaldığı gibi, gücü eline geçirir geçirmez Senedi İttifak’ı ve ayanları ortadan kaldırıp, merkezi idareyi yeniden kurmayı temel bir amaç haline getirmiştir. Merkezi otoriteyi sağlama amacına da (her ne kadar Mısır’daki Mehmet Ali Paşa’ya karşı hareketinde başarılı olamasa da) büyük ölçüde ulaşmıştır. Ayanlara gelince, Sened-i İttifak onların istek ve baskıları sonucunda ortaya çıkmış bir belge değildir. İstanbul’a gelen ayanların birçoğu Sened-i İttifak’a katılmadan geri dönmüşlerdir. Senedi sadece dört ayan imzalamıştır. Zaten, daha sonra Arnavutluk’ta Tepedelenli Ali Paşa, Suriye’de Genç Yusuf Paşa, Mısır’da Mehmet Ali Paşa gibi gerçek büyük ayanlar isyan ve bağımsızlaşma çabalarına başlamışlardır. Sonuç olarak, Niyazi Berkes’in (1978) ifadesiyle “İttifak Senedi ölü doğmuş bir belge” olarak kalmıştır.[4] Ayrıca, Sened-i İttifak Osmanlı döneminin daha sonraki meşrutiyetçilik hareketlerinde de kullanılmamıştır. Böylece tarihsel olarak çok sınırlı bir etkisi ve önemi olmuştur.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
20 Eylül 2012       Mesaj #7
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Sened-i İttifak
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

II. Mahmut ile âyan arasında imzalanan sözleşme (26 Eylül 1808). 18. yüzyıl ortalarında Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli bölgelerindeki âyan iyice güçlenmiş ve merkezi devletin eyaletlerdeki otoritesi iyice zayıflamıştı. Kabakçı Mustafa İsyanı'nı bastırarak devlete egemen olan ve II. Mahmut'u padişah yapan Alemdar Mustafa Paşa, padişahla âyan arasında bir bağlaşma oluşturacak yeni bir düzen geliştirmeyi tasarladı. Anadolu ve Rumeli âyanını, vezirlerini ve kazaskerlerini İstanbul'a çağırarak bir toplantı yaptı. Osmanlı tarihinde ilk kez padişah ve kulları bir uzlaşma metnine imza attılar. Bu metne Senedi İttifak adı verildi. Bu uzlaşmaya göre özetle âyan, padişaha sadakat, padişah da onlara güvenlik vaat ediyordu. Padişah eskiden olduğu gibi âyanın malı ve hayatı üzerinde dilediğince tasarrufta bulunamayacaktı. Ayrıca sadaret makamı da güçlendiriliyor ve padişahın bütün emir ve yasaklarının sadaret yoluyla bildirileceği kabul ediliyordu. Senette belirlenen en önemli konulardan biri âyana, keyfi işlemlere karşı direnme hakkının tanınması ve haksızlığa uğrayan âyana diğerlerinin yardımcı olacağının belirtilmesiydi. Senedi İttifak pek geçerli olmadı, kısa bir süre sonra yeni bir reform hareketine başlayan II. Mahmut, merkezi otoritenin gücünü artırdı.
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

26 Nisan 2011 / Ziyaretçi Cevaplanmış
20 Mart 2010 / Misafir45 Soru-Cevap
31 Ocak 2012 / ThinkerBeLL Osmanlı İmparatorluğu
29 Mart 2009 / ThinkerBeLL X-Sözlük
29 Eylül 2008 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri