Arama

Cinsel İşlev Bozuklukları

Güncelleme: 27 Kasım 2008 Gösterim: 9.481 Cevap: 2
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
3 Aralık 2007       Mesaj #1
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
Cinsel İşlev Bozuklukları (psikoloji)
Cinsel işlev bozuklukları istek, uyarılma, orgazm ile ilgili bozukluklar ve cinsel ağrı bozuklukları olarak gruplanabilir.
Sponsorlu Bağlantılar

CİNSEL İSTEK BOZUKLUKLARI
Sağlıklı bir cinsel ilişki için her şeyden önce cinsel isteğin olması gerekir. Cinsel istek her iki cinste de cinsel eylemi başlatan bir görev yapar. Bu aşamada iki farklı bozukluk cinsel yaşamı olumsuz etkiler.


Hipoaktif Cinsel İstek Bozukluğu
Bu cinsel işlev bozukluğunda cinsel etkinlik için cinsel fantezi ve cinsel istek ya yetersizdir ya da hiç yoktur. Bu durum yalnızca bir kişiyle ilgilide olabilir. Yani kişi eşine karşı isteksiz olabilir ama başkalarına karşı cinsel istek duyuyor olabilir. Ya da cinsel ilişki kurma konusunda isteksizken mastürbasyona ilgi duyuyor olabilir. Bu tip kişiler genellikle cinsel ilişkiyi başlatmazlar, partnerlerinin isteğiyle ilişkiye gönülsüzce girerler. Cinsel istek azalması başlı başına bir sorun olabileceği gibi bazen uyarılma ve orgazm alanındaki bozukluklara bağlı olarak da oluşabilir. Bedensel hastalıklar, halsizlik, bitkinlik, ağrı, beden görünümüne ve yaşama ilişkin kaygılar cinsel istek üzerinde bozucu etkiler oluşturabilir. Cinsel istek azlığı nedeniyle evlilik sorunları ve boşanmalar olabilir.

Bozukluk ergenlikle başlar. Ancak psikolojik zorlantılar, stres yaratan yaşam olayları, kişilerarası ilişkilerdeki sorunlardan sonra gelişir. Cinsel istekte yitim psikososyal veya etkileşim gibi etmenlere bağlı olarak sürekli veya aralıklarla olabilir.

Cinsel Tiksinti Bozukluğu
Bu bozukluktaki temel özellik, bir eşle cinsel organ düzeyinde ilişkiden tiksinmek ve durumdan aktif olarak kaçınmaktır. Her hangi bir kişiyle cinsel ilişki kurulabilecek bir ortam oluştuğunda bu bireylerin sıkıntı, korku ya da güvensizlik yaşadıkları görülür. Cinsel ilişkiden tiksinti ilişkinin herhangi bir evresinde olabilir ( örneğin, penisin vajinaya girmesi gibi). Bazı bireylerde dokunma ve öpüşme gibi tüm cinsel uyaranlara karşı yaygın bir tiksinti bulunabilir. Bu hastalığa sahip bireyler erkenden uyuma, seyahat etme, kendini aşırı işe verme gibi değişik taktiklerle cinsel ilişkiye girmekten kaçınabilirler.


CİNSEL UYARILMA BOZUKLUKLARI
Kadınlarda ve erkeklerde olmak üzere iki farklı bozukluk bulunmaktadır.

Kadın Cinsel Uyarılma Bozukluğu

Bu bozukluğa sahip bireyler cinsel uyarılmaya ilişkin duyumları ya hiç yaşamazlar ya da çok az hissederler. Evli kadınların yaklaşık % 33’ünde bulunur. Gebelik korkusu, evlilikteki çatışmalar, depresyon ve anksiyete (bunaltı) gibi psikolojik sorunlar kadında cinsel uyarılma bozukluğunun oluşumunda önemli bir rol oynayabilirler. Ancak sorun tamamen organik kökenlide olabilir. Tümörler, dış gebelik, şeker hastalığı, menopoz sonrası östrojen hormonlarında azalma uyarılma bozukluğuna yol açabilir.


Erkek Erektil İşlev Bozukluğu (İktidarsızlık)
Erkeklerde cinsel uyarılma sonucu oluşan en önemli fizyolojik değişiklik erkek cinsel organının sertleşmesidir. Halk arasında iktidarsızlık olarak da bilinen bu sorunda temel özellik cinsel ilişkiyi başlatmak için gerekli olan penis sertleşmesinin sağlanamaması ya da cinsel ilişki tamamlanıncaya dek ereksiyonun sürdürülememesidir. Araştırmalara göre erkeklerin % 10-20’ sinde görülmektedir. Bu oran 50 yaşlarından sonra daha da artmaktadır.
Ereksiyon (sertleşme) bozukluğunun oluşumunda ve devam etmesinde en önemli psikolojik etken, cinsel başarı ile ilgili olumsuz, gerçek dışı beklenti ve değerlendirmelerdir.
Ereksiyon bozukluğu çok farklı şekillerde olabilir. Bazı erkeklerde cinsel ilişkinin başlangıcından itibaren sertleşme gerçekleşmez, bazılarında ise vajinaya girme aşamasında sertleşme kaybolur. Bazen de cinsel ilişki sırasında sertlik kaybolur.

Ereksiyon bozukluğu bedensel bir hastalığa bağlıda olabilir. Doğuştan olabilen bazı hastalıklar, enfeksiyonlar, tümörler, nörolojik, hormonal, damarsal, metabolik vb. bazı durumlar ereksiyon bozukluğuna neden olabiliyor. Ayrıca uyuşturucu maddeler, kullanılan çeşitli ilaçlar da ereksiyon bozukluğuna neden olabiliyor.

ORGAZM BOZUKLUKLARI Kadın Orgazm Bozukluğu
Cinsel ilişki sırasında kadının tekrarlayan bir biçimde orgazm olmada gecikme ya da orgazm olamama durumudur. Orgazma ulaşmak için cinsel uyarılma süresi kadınlarda erkeklere göre çok daha uzundur. Bu nedenle kadınların sadece %20-30’u cinsel birleşme sırasında orgazma ulaşabilir.

Hiç orgazm yaşamadığını, hiçbir zaman orgazma ulaşamadığını belirte orgazmın nasıl bir duyum olduğunu bilmeyen bir kadında birincil orgazmik bozukluk olduğu düşünülür. Önceleri orgazma ulaşmada bir sorun yaşamazken daha sonra bu yetiyi kaybetme olarak tanımlanan orgazmik bozukluk ise ikincil orgazmik bozukluktur.

Yaş ilerledikçe kadınların cinsel deneyimleri artar ve nasıl orgazma ulaşabileceğini öğrenirler. Ancak kalitesiz cinsel etkileşim, ilişkilerde çatışma, tecavüz, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklar, kullanılan bazı ilaçlar ya da bir takım organik rahatsızlıklar kadınların orgazm olma kapasitelerini yitirmelerine neden olabilir.

Erkek Orgazm Bozukluğu
Geç boşalma olarak da bilinir. Orgazma ulaşmada gecikme ya da hiç orgazm olamama durumudur. Erkekte orgazm, ancak meninin dışarı atılması ile oluşabilir. Meninin atılmasına engel olan bir takım organik nedenler orgazma ulaşmayı engelleyebilir. Bir erkekte orgazm bozukluğu olup olmadığına karar verebilmek için bireyin yaşı, cinsel uyarının yeterliliği, yoğunluğu ve süresi göz önüne alınmalıdır. Bu bozukluk tüm erkeklerin binde üçünde ve genellikle 35 yaşın altında ve cinsel deneyimi bulunmayan kişilerde görülmektedir. Bu bozukluk nedeniyle başvuran hastalardan ayrıntılı bir ilaç kullanma öyküsü alınmalı ve kapsamlı bir nörolojik muayene yapılmalıdır.
Erken Boşalma Erken boşalma, vajinal girişten önce, giriş sırasında veya girişten hemen sonra ortaya çıkan boşalmadır. İlk kez cinsel ilişkiye giren erkeklerde çok sık görülür. Erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Çoğu erkek cinsel deneyimi arttıkça kendini kontrol etmeyi öğrenir. Erken boşalma yaşayan erkeğin eşinin bu duruma gösterdiği tepki, sorunun geleceğini önemli bir biçimde etkiler. Öfkeli ve suçlayıcı, küçük düşürücü tutumlar erkeğin kendine olan güvenini azaltacağından işi daha da içinden çıkılmaz bir hale sokabilir. Erkekte bulunan cinsel performans kaygısı da erken boşalmaya neden olur.

CİNSEL AĞRI BOZUKLUKLARI
Disparoni
Cinsel ilişki ile bağlantılı olarak bir ağrı duyusunun ortaya çıkmasıdır. En çok cinsel birleşme sırasında ortaya çıkmakla birlikte cinsel birleşmeden önce ya da sonra da olabilir. Bu bozukluk hem kadınlarda hem de erkeklerde olabilir. Kadınlarda ağrı ya giriş sırasında ya da penisin vagina içinde sürtünmesi sırasında derin bir ağrı olarak hissedilir. Bu bozukluk herhangi bir yaşta oluşabilir. Erkeklerde nadiren görülür. Disparonu çoğu kez organik nedenlere bağlı olarak gelişir. Erkeklerde ağrı genellikle peniste hissedilir. Ağrı ile birlikte peniste enfeksiyon ve yangı vardır. Kadınlarda ise ağrı vajina içinde ya da daha derin dokularda yanma, kesici ya da kramp tarzında bir ağrı şeklinde görülür.
Vaginismus
Vaginismus vajinaya penis, parmak, tampon ya da herhangi bir araç sokulmak istendiğinde vajinanın dış kısmını saran kasların bir bölümünün istemsiz olarak kasılmasıdır. Bu kişilerin cinsel istek ve ilgileri olağandır. Penis vajinaya girmeden yapılan cinsel oyunlarla da orgazma ulaşabilirler. Hatta gebelik bile olabilir. Fakat penisin vajinaya girmesi söz konusu olduğunda ortaya çıkan kasılma cinsel birleşmeyi olanaksız kılar.

Vaginismuslu kadınların çoğu hiçbir zaman ilişkiye girememiştir. Bununla birlikte bazı kadınlarda da daha önce cinsel ilişki başarılmışken sonradan olan bir ilişkiye girememe durumu söz konusu olabilir.
Vaginismus yakınması olan kadınların tedavisinde ilk aşama tam bir jinekolojik muayenedir. Bu muayene ile olaya neden olabilecek herhangi bir kadın hastalığı olup olmadığı saptanır. Özellikle çocuksu, bağımlı ve ruhsal organizasyonunu sağlıklı bir biçimde tamamlamamış kadınlar risk grubunu oluşturur. Özellikle çocukluk çağından kalma korkular yaşayan bireylerde rahatsızlık oluşması kolaylaşır. Korkular, en çok kadının simgesel olarak zihninde aşırı büyüttüğü bir penis yüzünden çok acı çekme, parçalanma korkularıdır.
Vaginismus tedavisi yoğun bir çabayı ve eşlerin karşılıklı sabrını gerektirmekle birlikte tedavisi mümkündür. Tedavide ilaç kullanılmamaktadır. Daha çok davranışçı terapiler ve cinsellikle ilgili bilişsel düzenlemeler tedavide olumlu sonuçlar vermektedir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
14 Kasım 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Kadınlara cinsel soğukluk için altın öneriler


Sponsorlu Bağlantılar
cinsellik


ABD’li psikolog Artest Battler, kadınların en büyük kabusu olan cinsel isteksizlikten kurtulmanın yollarını açıklıyor. ABD’li psikolog Artest Battler’a göre, cinsel isteksizlik ilk bakışta karmaşık bir sorun. Ancak, bu problemden kurtulmak için çözümler de mevcut.
Yapılan araştırmalara göre, cinsel isteksizlik en yaygın ve en karmaşık cinsel sorunlardan biri. Cinsel dürtüler doğuştan itibaren var ama cinsel davranışlar, cinsellik konusundaki tutumlar ve deneyimlerle daha belirgin bir hale geliyor.

İlaçlar yol açabilir

Cinsel isteğimizi belirleyen çok sayıda faktör olduğunu ifade eden ABD’li psikolog Artest Battler, “Genel veya cinsel sağlık durumumuzdaki bozukluklar, hormonlardaki aksaklıklar, kullandığımız ilaçlar, doğrudan cinsel isteğinizi etkileyebilir” diyor. Örneğin; gebelik, gebe kalma korkusu, hatta doğum kontrol ilaçları, cinsel isteği azaltabilir.

Yanlış inanışlar çok fazla

Genel duygusal durumunuz, hayattaki diğer eylemlere karşı isteğinizi etkilediği gibi, cinsel isteğimizi de azaltabilir. Cinsellik herkes için önem taşır. Ama cinsellikten anladığınız, hepiniz için farklı olabilir. Cinsellikle ilgili yanlış inanışlar çok yaygındır, birçok kişinin cinsel bilgilenmesi yanlış veya eksiktir. Kişilerin cinselliğe karşı tutumunun belirlenmesinde, bu yanlışların payı son derece büyük oranlardadır.

İşte Psikolog Artest Battler’ın cinsel isteksizliği yaratan faktörlere karşı bazı çözüm önerileri:

İş problemlerini eve getirmeyin

Çalışan kadının hayatı daima zorluklarla doludur. İşinizdeki yeni problemler, kısa sürede sizi cinsel isteksizliğe iter. Bu sorundan kurtulmak için ilk olarak yapmanız gereken, bu sorunları yatak odanıza taşımamak olacak. Eşinizle işyerinizde yaşadığınız problemleri konuşun, ancak bunu daha fazla ileri boyutlara getirirseniz, sadece siz değil tüm aile etkilenir.

Bazı kadınların düşünceleri farklı

Özellikle de kadınların cinsellik hakkındaki tutumları olumlu değildir. Özünde keyifli bir eylem olan cinsel ilişkinin, tehlikeli, yasak, yanlış, pis, acı veren, sıkıcı bir eylem hatta bir angarya olarak görülmesi, kadınların cinsel isteksizlik yaşamalarına neden olur. Cinselliğin çok önemli bir konu olduğunu, kabul etmeniz gerekiyor.

‘Eşim aşırı ilgi gösteriyor’

Bazı erkekler, eşlerine karşı aşırı ilgili bir tutum sergiler. Bu davranış biçimi, bir süre sonra kadınların cinsel isteksizlik sorunu yaşamasına neden olabilir. Böyle bir durumla karşılaştığınız takdirde, eşinize “Aşırı ilgi istemiyorum” demelisiniz. Bu ilk bakışta sert bir tavır gibi görünse de, olayın ciddiyetini eşinize anlatacaktır.

Ekonomik sıkıntı…

Kadınları cinsel isteksizliğe iten bir diğer faktör ise, yaşanan ekonomik sorunlardır. Her aile, dönem dönem maddi sıkıntılar yaşayabilir. Olaya bu taraftan yaklaşırsanız, cinsel hayatınızda büyük sorunlar meydana gelmez. Unutmayın ki, sağlıklı bir seks hayatı, mutlu bir ailenin temelini oluşturuyor.

Mutlaka spor yapın

Cinsel isteksizlik problemi yaşayan birçok kadın, ilk olarak spor yapmalı. Spor yaparak, bu problemden kurtulma şansınız hayli yüksek. Bir spor salonuna kayıt yaptırın ve 2 aylık bir program tercih edin. Göreceksiniz, kısa bir süre içinde, yaşadığınız problem yerini mutluluğa bırakacak.

Yeni heyecanlar katın

Cinsel konularda isteksiz bir durumdaysanız, ilişkinize yeni heyecanlar katmayı deneyin. Farklı oyunlar oynayın, cinsel fantezilerinizi, konuşarak yenileyin. Birçok uzmanın yaptığı çeşitli araştırmalarda, cinsel hayatına farklılık getiren kadınların, bu sorundan daha çabuk kurtulduğu ortaya çıktı.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
27 Kasım 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Şehir Hayatı Cinselliği Öldürüyor


Cinsel İşlev Bozuklukları


Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Başkanı Doç. Dr. Cem İncesu, çalışma hayatı, yoğun trafik, stres gibi koşulların cinsel hayat üzerinde olumsuz yansımaları olduğunu belirtti.

İncesu; "Kentlerde yaşayan insanların sürekli biçimde zamansızlık sorunu yaşamaları çiftlerin sekse ayırdıkları zamanı azaltıyor" dedi.

Doç. Dr. Cem İncesu, yoğun çalışma temposu, sürekli bir yerlere ya da bir şeylere yetişme telaşı ve koşturma içerisinde geçen bir yaşam temposunun insan vücudunda stres hormonlarını yükselttiğini, yükselen stres hormonlarının ise başta cinsel istek ve ereksiyon olmak üzere çeşitli cinsel işlevleri olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

Kentlerde yaşayan insanların sürekli biçimde zamansızlık sorunu yaşamaları çiftlerin sekse ayırdıkları zamanı azalttığını ayrıca ayrılan zamanın kalitesini düşürdüğünü vurgulayan Doç. Dr. Cem İncesu, "Bu gelişmelerin doğal sonucu, aralara ve boş zamanlara sıkıştırılmaya çalışılan, özellikle gece geç saatlerde ve yorgun biçimde yaşanan, 'görev icabı' başlatılan, 'isteksizce' sürdürülen, 'yeterince haz almadan ya da doyuma ulaşamadan' tamamlanan ya da hafta sonu tatiller gibi belirli zaman dilimlerine ertelenen bir cinsellik kültürü ve yaşam biçimi toplumda yerleşmeye başladı" diye konuştu.

İncesu, çalışan, eşiyle aynı güçlükler, koşuşturmalar, kariyer planları gibi stres faktörleriyle karşı karşıya olan kadınların ev ve çocuk bakımı gibi yükleri de üstlenmeleri sonucu kendi özel yaşamlarına, kişisel gelişimlerine ve cinselliklerine enerji ve zamanları kalmadığını kaydetti.

Doç. Dr. İncesu, bu durumun kadınlarda zaten var olan cinsel isteksizlik ve motivasyonsuzluğu daha da arttırdığını bildirdi.

Cem İncesu, Türkiye'de kadınların en sık yaşadığı cinsel sorunun cinsel isteksizlik ve cinsellikten yeterince haz alamamak olduğunu dile getirerek, bunun da en temel nedeninin cinsellik konusunda toplumun muhafazakarlığı ve kadın-erkek arasındaki ayrımcılıktan kaynaklandığını söyledi.

Kadınların, doğdukları andan evlendiği güne kadar cinsellik alanında sürekli yasaklar, kısıtlamalar, suçluluk ve günahkarlık duyguları ile büyütüldüklerini söyleyen İncesu, cinselliğin kötü, acı ya da utanç verici, kadınlar için gereksiz ve ayıp bir kavram olarak benimsetildiğini ifade etti. Doç. Dr. İncesu, şunları söyledi:

"Sonra bir gün birileri 'artık evlendin, bugünden itibaren cinsellik eşinle serbest, hatta cinsellik senin evli bir kadın olarak görevin' der ama ne yazık ki cinsellik öyle hesap kitaplara, mantıksal önermelere, toplumsal kurallara sığabilecek uyabilecek bir olgu değildir.

CETAD'ın 2006 yılında ülke çapında yaptığı bir araştırma, kadınlarımızın evlendikleri ilk günden başlayarak büyük sorunlar yaşadıklarını göstermektedir. Her 100 kadından 54'ü ilk denemelerinden başlayarak şiddetli ağrı, kasılma ya da korku, kaçınma gibi nedenlerle cinsel birleşme kurmakta bile büyük güçlükler yaşamaktadır.

Her 10 kadından yaklaşık 1'inde bu zamanla da düzelmemekte ve vajinismus olarak bilinen bir cinsel işlev bozukluğu olarak sürmektedir."

Vajinismusun cinsel birleşme kuramama, cinselliğin düzenli yaşanamaması, çocuk sahibi olamama ve boşanma gibi dramatik sonuçları olan bir sorun olduğuna işaret eden İncesu, bunun Batı ülkelerinde ender görülmesine rağmen Türkiye'de cinsel tedavi merkezlerine gelen kadınların en sık başvuru nedeni olduğunu belirtti.

Doç. Dr. İncesu, erkeklerin en sık yaşadığı cinsel sorunların ise erken boşalma ve sertleşme bozuklukları olduğunu dile getirerek, 40'lı yaşlardan sonra ve hipertansiyon, damar hastalıkları ve şeker hastalığı gibi hastalıkların ortaya çıkmasıyla sertleşme bozukluklarının oranlarının çok yükseldiğini söyledi.


KENTHABER

Benzer Konular

4 Ağustos 2016 / *TeoDora* Psikoloji ve Psikiyatri
6 Şubat 2012 / Nephthys Taslak Konular
8 Nisan 2007 / Misafir Taslak Konular