Arama


Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
3 Aralık 2008       Mesaj #9
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
SURİYE - FİLİSTİN CEPHESİ

İngilizler 1914 yılı Aralık ayında Türk dostu saydıkları Hidiv Abbas Hilmi Paşa'yı yönetimden uzaklaştırarak, Mısır ve Süveyş Kanalı'na tamamen egemen oldular. Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa'nın, 14 Ocak 1915'te 14.000 deveyle iki koldan Süveyş Kanalı'na yaptığı harekat ( 1.Kanal Savaşı ) başarılı olamadı. 4 Şubat 1915'te Birüsseba - Gazze'ye geri dönüldü. 1916 yılında Süveyş Kanalı'nı almak için 2. Kanal Harekatı yapılırken, Mekke Şerifi Hüseyin İngilizlerin kışkırtmasıyla Osmanlı Devletine karşı ayaklandı. Ayaklanmanın bastırılması için 4. Ordu'dan bir kısım birlikler Hicaz'a gönderildi. Ordunun geri kalan kısmıysa, Gazze-Şeria-Birüsseba hattında savunmaya çekildi. 1917 baharında İngilizler, Gazze'ye saldırdı. 1. ve 2. Gazze Savaşları yapıldı. İngilizler Türklerin kahramanca savunması karşısında çekilmek zorunda kaldılar.

Takviyelerini artırmaya başlayan İngilizlerin Filistin Cephesinde toplanmaları üzerine, Cemal Paşa'nın uyarısıyla Yıldırım Ordularının Irak cephesinde kullanılmasından vazgeçilerek Filistin ve Suriye'de kullanılması kararlaştırıldı. Aynı yıl 7. Ordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Ordular Komutanı General Falkenhayn ile anlaşamadı. Harbin yönetimini tenkit eden iki rapor yazarak 6 Ekim 1917'de komutanlıktan istifa etti. Savaş hazırlıklarını tamamlayan İngilizler, 24 Ekim 1917'de 138.000 askerle taarruza başladılar. Birüsseba-Gazze Savaşı'nı kazandılar. 9 Kasım 1917'de Kudüs düştü. General Allenby komutasındaki İngiliz kuvvetlerinin Mart 1918 başı ile 18 Mayıs arasındaki Telazur, 1. ve 2. Salt - Amman taarruzları başarıyla durduruldu. 1918 yılında Falkenhayn'ın yerine Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı'na General Liman von Sanders atandı. 7. Ordu Komutanlığına Mustafa Kemal Paşa yeniden döndü. Yığınaklarını artıran ve mevcudu 460.000'e yükselen İngiliz ordusunun 19 Eylül 1918'de Filistin'de başlattığı taarruz hızla gelişti ve Filistin tamamen İngilizlerin eline geçti.

Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grup Komutanı iken...
Yıldırım Ordular Komutanı, Halep'te savunma düzeni kurma görevini Mustafa Kemal Paşa'ya bırakıp, Adana'ya gitti. Mustafa Kemal bir yandan İngilizlerle, diğer yandan Arap silahlı çeteleriyle mücadele etmek zorunda kaldı. Halep'in kuzeyinde bir savunma hattı kurup İngilizler'i durdurmayı başardı. 31 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'nden bir gün sonra Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı'na atandı.

I. İNÖNÜ SAVAŞI
I. İnönü Savaşı - 1921
Yunanlılar, Bursa ve Uşak mıntıkalarından Eskişehir ve Afyon istikametlerinde 6 Ocak 1921'de ileri harekata geçtiler. Yunan harekatı üç koldan ilerleyerek İnönü önünde birleşiyordu. Yunanlılar, 3 günlük yürüyüşten sonra 9 Ocak günü İnönü mevzilerinin önüne gelmişlerdi. Asıl savaş 10 Ocak günü sabah saat 06.30'da Yunanlıların taarruza geçmesi ile başladı. Saldırısı kırılan düşmana karşı savaş 10 Ocak 1921'de kazanıldı. Savaşın İnönü bölgesinde yapılması bir tesadüf değildi. İnönü savaşlarının zamanını Yunanlılar, fakat savaş alanını Türkler seçmişlerdi. Türk ordusunun savunma planına göre, Bursa ve Kocaeli yönünden gelecek bir düşman taarruzu İnönü'de karşılanacaktı. 11 Ocak 1921'de o güne kadar fazla kayıp vermiş ve çok hırpalanmış olan düşman, daha fazla ilerlemeye kendisinde kudret göremeyerek, tekrar Bursa civarındaki eski mevzilerine çekilmek zorunda kaldı.

Böylece dinamik bir sevk ve idare sistemiyle düşmanın iki misli kuvvetlerine karşı, zayıf kuvvetlerle yoğun bir savunma yapılmış ve düşman ordusu üç gün içinde yenilerek geri çekilmeye mecbur bırakılmıştır.
I. İnönü Zaferi sonunda Albay İsmet Bey, 1 Mart 1921'de generalliğe yükseltildi. Kazanılan bu zaferin tarihi önemi, Batı Cephesi'nde kazanılan ilk zafer oluşu ve Sevr tatbikçilerine milli teşkilatın ne demek olduğunu göstermesidir.
I. İnönü Savaşıyla Kuva-yı Milliye devri son bulmuş, Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin ve ordusunun içerde ve dışarıda itibarı birden yükselmiş, ordunun ve Meclis'in otoritesi artmıştır.

II. İnönü Savaşı Londra Konferansı'nın bir sonuç vermemesi, Sevr projesini uygulamak için İtilaf Devletlerini yeni bir çabaya yöneltmiş ve bu amaçla Yunan işgal ordusunu savaşa teşvik etmişlerdi. Bundan faydalanan Yunanlılar, 23 Mart 1921'de Bursa'dan İnönü istikametine ilerlemeye başladılar. Türk ordusunun yüksek azim ve imanla savaşması, 31 Mart 1921 akşamına kadar süren kanlı çarpışmalar sonunda düşmanı İnönü'de ikinci defa perişan etti. Yaptıkları iki saldırının da püskürtülmesi üzerine Yunan kuvvetleri, 31 Mart gecesinden itibaren çıkış mevzilerine çekilmeye başladılar, çekilen düşman, süvari birliklerimizle izlenmiş ve düşmana çekilirken de kayıplar verdirilmiştir. Fevzi Paşanın ( Çakmak ) Mecliste bu savaştan bahsederken söylediklerinden anlaşıldığına göre, Yunan ordusunun amacı mutlaka yenmekti. Başkumandanları Papulas, bu sebeple Karaköy'e gelmiş ve alaylarını bizzat birbiri ardınca savaşa sokmuştur. Düşman bir taraftan kesin olarak Türk ordusunu yenmek ve dört beş günde Eskişehir'e, bir ayda da Ankara'ya gelerek Sevr Antlaşması'nı kabul ettirmek amacındaydı. Düşmanın hareketlerinden amacını anlayan kumandanlık, lazım gelen önlemleri almıştı. İsmet Paşa bir taraftan da düşmana umduğu yerde değil, bizim istediğimiz yerde savaşı yaptırmak suretiyle, düşmanın savaş planını başarısızlığa uğratmıştır. Milli Kurtuluş Savaşı'nda bu zafer, Mustafa Kemal'in güzel ifadesiyle, milletin maküs ( tersine dönmüş ) talihini de yenen bir zafer olmuştur.
Son düzenleyen Safi; 22 Ekim 2017 23:43
Quo vadis?