Arama

Hint Mitolojisi - Tek Mesaj #4

-MaSaL- - avatarı
-MaSaL-
Ziyaretçi
20 Şubat 2009       Mesaj #4
-MaSaL- - avatarı
Ziyaretçi
Hint Mitolojisinde Epik ve Vedik Dönem


Eskiyen Vedik dönemin mitolojik malzemesi Epik dönemde yerini yeni tanrısal güçlere yeni din anlayışına bırakmıştı. Bu sırada vedik tanrılar tamamen ortadan kalkmadılar ama eski önemlerim yitirdiler. Veda dönemini simgeleyen baş tanrı İndra da bir güç karşılaştırması yapılan ve brahmanların ne kadar üstün olduğunu ispatlayan bir ilah olarak kaldı. Epik dönem tanrıları Brahma (karısı Sarasvati) Vishnu (karısı Lakshmi) ve Şiva (karısı Devi Uma Parvati veya Kali Durga) en üst sıraya yerleşti. Vishnu'nun avatara'ları olan destan kahramanları Rama ve Krishna da bu sıralamada yer aldı.

Hint mitolojisinin ikinci büyük kaynak grubu destanlar ve Puranalar'dır. En eskisi Ramayana olarak kabul edilen destanların M.Ö. 200 ile M.S. 400 tarihleri arasında yavaş yavaş yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. İlk yazılıp bitirilen Ramayana sonra Mahabharata'dır. Bir destan mı yoksa Purana mı olduğu tartışılan Harivamşa ise her ikisinden de sonraki bir döneme aittir. Hindistan'da Maurya Hanedanlığı dönemi birçok din ve mezhebin kendini ifade etme yarışma girdiği ve taraftar kazanmaya çalıştığı bir dönemdir. Bu dönemde Vishnuitlerin destanlara egemen olduğunu ve destan kahramanları Rama ve Krishna'yı Vishnu'nun bir bedenlenmesi olarak gösterdiklerini görüyoruz. Oysa Caynist ve Buddhistler de kendi görüşlerini yaymaya çalışmakta ve destanların bağımsız bölümlerinde kendi etkilerini hissettirnekteydi.



Brahma - Vishnu - Şiva

Buddhizmin çok güçlendiğini gören Vishnucular Buddha' nın da Vishnu'nun bir biçimi olduğunu söylemekten geri kalmadılar.

24.000 beyit ve yedi kitaptan oluşan Ramayana Destanı mitolojiye yeni isimler katmaktadır. Sita adına Rigveda'da rastlanıyorsa da Rama Hanuman Ravana gibi karakterler bu güzel eserle efsane dağarcığına katılmaktadır. Toplam 100.000 beyit olan ve on sekiz kitaptan oluşan Mahabharata Destanı da başta Krishna olmak üzere Pandavaları Kuruları ve tanrı Dharma'yı mitolojide belirginleştirmektedir. Hari Vishnu Krishna aynı tanrının değişik isimleridir. Harivamşa Vishnu'nun soyunu (vamşa: soy) yani Krishna'nın yaşamını ve maceralarını anlatan bir eserdir. Vedik tanrıların destan döneminde eski ihtişamlarından yoksun olduklarını görüyoruz. Artık bir Vishnu-Şiva rekabeti başlamıştır. Zaman zaman kapışan bu tanrıları tanrı Brahma yatıştırır. Krishna İndra'ya üstündür. Harivamşa'da. onunla alay eder. Sık sık kavga ederler. Bunun nedeni şöyle açıklanabilir:





İndra'nın Vritra ile savaşı


Hint mitolojisinin en eski ve en büyük tanrısı İndra'dır. Yağmurlu fırtınalı gökyüzünü simgeleyen bu tanrı aynı zamanda savaşçı Ari toplumun savaş tanrısı idi. 1028 ilahi bulunan Rigveda'nın yaklaşık 250 ilahisi ona sunulmuştur. O başta kuraklığı simgeleyen yılan Vritra olmak üzere birçok kötü ruh ve şeytanla çarpışır. Vritra'yı öldürdüğü zaman onun saklı tuttuğu suları kurtarmış olur. Bazen de çalınmış olan inekler serbest kalır. Hindistan'a kuzeyden gelen beyaz tenli savaşçı bu insanlar kendileri gibi içki içip sarhoş olan bu sarhoşluğun coşkusuyla korkusuzca savaşlara giden bir tanrı yaratmışlardı. Ancak savaşmayı bırakıp yerleşik yaşama geçilmeye başlanmasıyla bu tanrı da önemini yitirmeye başlamıştı. Adına sunulmuş 200 ilahi bulunan Agni ve 100 ilahisi olan Soma da onunla birlikte değer kaybetmiş tüm müttefikleri ve hemen bütün Vedik tanrılar yerlerini yeni tanrılara bırakmışlardı. Destanlardan ve Puranalar'dan önce henüz Brahmanalar döneminde brahmanların övülerek tanrı derecesine yükseltilmesi bu tanrıların değer yitireceklerinin en önemli göstergesiydi. Nitekim destanlarda brahman ermişler tanrı İndra'dan bile güçlüdürler. Onu bir lanet okumayla etkisiz hale getirirler (Mhb. III 122-125).


Mahabharata'da erdem ve adalet tannsı Dharma'nın İndra'nın önüne çıktığını görüyoruz. Fakat genellikle ölüm tanrısı Varna'nın bir niteliği olarak görülen Dharma bundan öteye bir yol katedemiyor. Vishnucuların büyük çabaları sonucu Brahmanalar'da Manu ve tanrı Brahma ile ilgili olan balık ve kaplumbağa efsaneleri Vishnu'ya mal ediliyor; yeniden doğuş inancından alınan güçle bunlanrı tanrı Vishnu'nun bedenlenmeleri (avatara) olduğu söyleniyordu. Bununla yetinilmemiş Rigveda'da. üç adım atan cüce kadar küçük Vishnu'nun ilkellerin kutsal saydığı yaban domuzunun ormanlarda baltayla gezme alışkanlığında olan köylü tipinin (Baltalı rama) hep birer bedenlenme olduğu topluma empoze edilmişti. Sayıları ona kadar çıkartılan bu avataralar arasına Ramayana'nın kahramanı olan Rama ile Mahabharata'nın kahramanlarından Krishna da dahil edilmişti. Rama'nın Ari düşünce ve kurumlarını ülkenin güneyine kadar yaymaya çalışan tarihsel bir kişilik olma olasılığı vardır. Öte yandan Krishna "Kara" anlamına gelen bir sözcük olup Harivamşa'dan da anladığımız üzere bu kişi Yamuna nehri kenarında yaşayan çoban halkın esmer derili kahramanı idi. Gerek deri rengi gerekse Hindistan'ın yerlisi olması dolayısıyla Krishna Ari düşünce tarzına ters geliyordu.

Rigveda'da (V 52:17) savaşçı İndra'nın Yamuna nehri kıyısındaki sütleri ile ünlü ineklerin sahibi olan ve kendisine karşı gelen (VIII 85: 13-15) tanrısız kabilelerle savaştığı anlatılır. Harivamşa'da Krishna İndra'ya tapmak isteyen çobanları bu inançtan caydırır ve tanrılarının inekler dağlar ve ormanlar olduğunu söyler. Buna çok kızan İndra aşağıya müthiş bir yağmur gönderir ama parmağıyla Govardhana dağını havaya kaldırıp onu çobanların ve sürülerin üzerine bir şemsiye gibi tutan Krishna halkını bu felaketten kurtarır. Krishna ile İndra'nın başka yerlerde de (Paricataharana Adhy. 124-140) dövüştüklerini görürüz. Bu zıtlaşmalar "yeniden doğuş" ve "herşey tanrıdır" düşünceleriyle tanışan toplumların gözünde Krishna'yı kendilerine yaklaştırmıştır. Krishna'nın halk tarafından sevildiğini gören Vishnucular da onu tanrı Vishnu'nun bir tür görünüşü olarak tanıtmanın kendilerine yarar sağlayacağını düşünmüşlerdir. Nitekim Bhagavadgıta'da (II 42-44) bu yeni düşünce tarzı eski düşünceyi Krishna'nın ağzından şöyle yermektedir: "Tutkuyla körleşmiş insanlar vardır bunlar Vedalardaki bilgiyi son gerçek sanırlar ve daha ötesini göremedikleri cennet için konuşur dururlar. Bencil isteklerle doğru yoldan sapmış bu insanlar zevk duymak güç kazanmak ve yeniden doğmak için dua ederler. Beyinleri böyle sözlerle yıkanan zevk ve dünya düşkünü kişiler asla Tek Olan'ı kavrayamazlar".

Kökü Veda edebiyatına dayanan bir eskiliğe sahip olan Puranalar Rigveda ve Brahmanalar'da anlatılan bazı efsaneler ve sonradan uydurulmuş yeni öykülerle çok zengin bir mitolojik malzemeye sahiptir. On sekiz Purana'nın hepsini belli bir tarihe mal etmek doğru olmaz ancak bunların M.S. 9. yüzyıl ile 10. yüzyıl arasında derlenip toparlandıkları düşünülür. Yazılış amaçları anlaşılması zor dinsel konuları halkın anlayacağı bir dille anlatmak isteğidir. Vedik tanrılar epik tanrılar ermişler kehanetler cennet cehennem ve yüzlerce efsane bu kitaplarda yeralır. Yaratılış tanrı ve ermişlerin soyları Manu devirleri Hindistan'ın coğrafyası komşuları yeraltı dünyası konuları arasında yer alır. Puranalar Hint mitolojisi için eşsiz bir hazine değerindedir.


Mahabharata Destanı'nın bir bölümü (VI 25-42) olan Bhagavadgita’nın yazıldığı dönemde artık gerçek tanrı tanrılar tanrısı Vishnu'dur. Yaratıcı Brahma'yı bile o yaratmıştır. Herşeyi saran tutan odur. Kurtuluş (nirvana) ona kavuşarak sağlanır. Bhagavadgita'da (X 20-38) Krishna (Vishnu) kendini geçmiş mitolojik verilere dayanarak anlatma yoluna gider. Bunu belki de mitolojiye bağlı insanları ikna etmek amacıyla yapmaktadır ama ilginç olan kendini tanıtırken adeta Hint mitolojisinin bir özetini.yapar gibi ya da koca mitoloji ormanından bir meşale geçirir gibidir:

"Ben Aditi'nin oğulları arasında Vishnu'yum; ışık veren cisimler arasında Ravi (Güneş)'yim; rüzgarlar içinde Marut'um yıldızlar içinde Şaşi (Ay)'yim. Vedalardan Samaveda'yım ben tanrıların başı İndra'yım; duyular içinde akılım; canlıların bilinç ışığıyım. Rudralar arasında Şankara (Şiva)'yım Yakshalar ve Rakshasalar arasında Kubera'yım (Vitteşa); Vasular arasında ateş tanrısı Pavaka (Agni)'yım dağlardan Meru'yum. Ermişlerden göksel ermiş Brihaspati'yim; savaşçılar içinde savaş tanrısı Skanda'yım; sulardan Sagara (Okyanus)'yım.


Krishna'nın Arcuna'ya Hitabı

Kahinlerden Bhrigu'yum; sözlerden OM hecesiyim. Kurbanlardan Capa kurbanıyım; hareketsiz cisimler arasında Himalaya dağıyım. Ağaçlardan Aşvattha (Kutsal incir) ağacıyım; göksel ermişlerden Narada'yım Gandharvalardan Çitraratha'yım; Siddhalar içinde Kapila'yım. Atlardan İndra'nın atı Uççaihşravas fillerden İndra'nın fili Airavata'yım; insanlar içinde kralım. Silahlardan Vacra'yım; inekler arasında Kamadhuk'um; isteklendirenlerden aşk tanrısı Kandarpa'yım; yılanlar arasında sonsuzluk yılanı Vasuki'yim. Nagalar arasında Ananta'yım; su canlılarından suların kralı Varuna'yım; Pitriler (Atalar Ruhu) içinde Aryaman yöneticiler içinde ölüm tannsı Yama'yım. Daityalar arasında Prahlada'yım ölçülebilir şeyler içinde Kala (Zaman)'yım. Hayvanlar arasında hayvanlar kralıyım; kuşlar içinde Vaitaneya (Garuda)'yım. Temizleyiciler içinde Pavana (rüzgar)'yım silah taşıyanlar içinde Rama'yım; balıklar içinde Makara'yım nehirler içinde Cahnavi (Ganj)'yim. Ben herşeyin başı ortası ve sonuyum... Ben herşeyi alıp götüren Mrityu (ölüm)'yum... Vrishni soyu içinde Vasudeva (Krishna)'yım Pandu oğulları arasında Arcuna'yım; ermişlerden Vyasa şairlerden ise Kavi Uşana' yım..."

Hint mitolojisinin ilk kaynağı Vedalar’dır. Rigveda'da adına ilahiler sunulmuş olan tanrılar ya da adı geçen tanrılar tanrıçalar ve aşağı yaratıklar Hint mitolojisinin çekirdeğini oluştururlar. Baş tanrılar İndra Agni Varuna Soma Vayu iki Aşvin Surya Vishnu Mitra Marutlar Brihaspati Vivasvat Savitri Puşan Rudra Ribhular Dyaus Parcanya Matarişvan Bhaga Vastoshpati Yama Vişvakarman Tvashtri'dir. Baş tanrıçalar ise Aditi Prithivi Ushas Sarasvati vs.'dir. Ayrıca Rakshasa Pişaça Gandharva Apsaras gibi aşağı mitolojik yaratıklardan ve Manyu (Öfke) Şraddha (inanç) Pracapati (Yaratıkların Efendisi) gibi soyut tanrılardan sözedilir.


Vedik dönemin diğer bir kaynağı Brahmanalar'dır. Bunlar kurban törenleriyle ilgili metinlerdir. Kurbanı yaptıran brahmanlar tanrı ile eş tutulur hale getirilmiştir. Bu eserlerde Rigveda'da popüler olan tanrılar yerine eskiden pek önemi olmayan Pracapati yüceltilir; bunun da yerini daha sonraki edebiyatta Brahma alır. Diğer Vedik tanrılar da ortalıkta görünmekle birlikte renkleri bir. hayli soluktur ve bütün güçlerini kendilerine sunulan kurbanlara borçludurlar. Bir yandan da Rigveda'da. ikinci planda gözüken bazı tanrılar bu ayin edebiyatında birinci plana fırlamıştır. Buna en iyi örnek Vishnu ve Rudra (Şiva)'dır. Tanrıların ve şeytanların (asuralar) babası olarak görülen Pracapati daha sonra Brahma olduğundan bu üçü (Brahma- Vishnu-Şiva) destan döneminde oluşturacakları üçlünün işaretini verir gibidirler.

Brahmanalar'a ek olarak yazılmış metinlere Aranyakalar (Orman Metinleri) denir. Bunların ana konuşu kurban sembolcülüğü ve mistisizmi ile Brahman felsefesidir. Bunlar orman çilekeşlerinin oluşturduğu eserler olup Upanishadlar ile. aralarında kesin bir sınır çizmek olanaksızdır. En büyük Upanishadlar'ın yazıldığı bağımsız metinlerin ait olduğu tarih Buddha ve Panini'den öncedir. Bu metinlerin mitolojik yönden çok zengin olduklarını söyleyemeyiz. Pracapati gene popülerdir. Rudra artık Şiva haline gelmektedir.

alıntıdır